Kurumlar vergisine tabi tutularak dağıtıma konu olan risturn daha önce de değinildiği gibi kar payı niteliğinde değildir. Alan gerçek kişi ortak yönünden de Gelir Vergisi Kanununun kapsamına giren 7 gelir unsuru içinde de mütalaa edilmemekte, bu nedenle gelir vergisinin konusuna girmemektedir
Vergisi Kanununun eski uygulamasında da risturn eski 96. maddede düzenlenen stopaj matrahı içerisinde gelir vergisine mahsuben yapılan tevkifat kapsamında yer almamaktadır. Ancak 1980 yılı kurum kazançlarım da kapsayacak şekilde kurumlar vergisi oranlarının yükseltilmesi ve G.V.K. eski 96. maddenin yürürlükten kaldırılarak yeni vergi oranlarının bu’ tevkifatı da kapsar hale getirilmesi ve vergi alacağı mekanizmasıyla bunların mahsup ve iade imkanlarının düzenlenmesiyle bağlantılı olarak düşüldüğünde, örnekte istisna kapsamı dışında kalan ve dağıtıma konu olan risturnlar üzerindeki vergi yükünün yarısı gelir vergisine mahsuben yapılan bir ön stopaj niteliğinde olmaktadır. Sorun, risturnlar üzerindeki bu kurumlar vergisi yükünün, tamamen kooperatif üzerinde mi kalacağı, yoksa vergi alacağı mekanizmasıyla iadesinin mümkün olup olmayacağının irdelenmesidir. Tam mükellefiyete tabi kurumlarca ödenen kurumlar vergisinin yarısı, bu kurumlardan kar payı alan ve madde devamında 4 aynı grupta belirlenen gerçek ve tüzel kişilerin vergi alacağını oluşturur (G.V.K. md. 77). Bu gruplar arasında «Gelir ve Kurumlar Vergisinden muaf tutulanlar» da yer almaktadır. Dağıtılan ve kurumlar vergisi yükünü taşıyan risturnlara isabet eden gelir vergisi stopajı niteliğindeki vergi yükünün, alan ortağa G.V.K. mükerrer 122. maddede belirlenen şartlarda iadesi akla gelmektedir. Ancak, vergi alacağı her şeyden Önce dağıtılan kar payına ilişkindir, oysa risturn kazanç dağıtım niteliğinde değildir. Bunun yanısıra ticari ve zirai bir organizasyon içinde bulunmayan ve risturn elde eden ortak, bu geliri dolayısıyla vergiden muaf değildir. Çünkü her şeyden önce risturn, Gelir Vergisi Kanununun anladığı anlamda gelir değildir. Kurumlar Vergisi Kanununda tüketim ve üretim kooperatiflerine’ istisna kapsamı ile ilgili olarak getirilen kısıtlamalar, bu risturnları elde edenler yönünden G.V.K.’nda paralel bir sınırlamaya tabi tutulmamışlardır. G.V.K. 75/2. madde «kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden…» deyiminin kullanılmış olması bunu açıkça göstermektedir. Yapılan sınırlamaya paralel bir sınırlama G.V.K. 75. madde içerisinde yer almış olsaydı, vergili olarak dağıtılan risturnları, menkul sermaye iradı olarak kabul etmek ve vergi alacağı mekanizmasını devreye koyabilmek imkanı doğabilecekti.