Davacı, kat malikleri kurulu olağanüstü toplantısının Yasanın 29/2. maddesinde öngörülen koşullara uyulmadan yapıldığını belirterek bu toplantıda alınan kararların iptalini istemiştir.

Davacı, kat malikleri kurulu olağanüstü toplantısının Yasanın 29/2. maddesinde öngörülen koşullara uyulmadan yapıldığını belirterek bu toplantıda alınan kararların iptalini istemiştir.

DAVA VE KARAR:

Dava dilekçesinde, 10.06.2011 tarihli kat malikleri kurulu kararlarının iptali istenilmiştir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ KARARI:Davacı, 10.06.2011 tarihli kat malikleri kurulu olağanüstü toplantısının Yasanın 29/2. maddesinde öngörülen koşullara uyulmadan yapıldığını belirterek bu toplantıda alınan kararların iptalini istemiş, mahkemece istek kabul edilmiştir.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;
Mahkemenin ilk kararı, Dairemizin 06.06.2013 gün ve 2013-7408-9801 sayılı kararı ile “Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kat Mülkiyeti Yasasının 34. ve 41. maddelerinde yönetici ve denetçi atanmasının kat maliklerinin sayı ve arsa payı bakımından çoğunluğu ile yapılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Anılan düzenlemenin ikinci toplantıda da göz önüne alınması gereklidir. Buna göre, dava konusu sitenin dosyadaki tapu kaydına göre 72bağımsız bölümden oluştuğu, iptali istenilen kat malikleri kurulu ikinci toplantısına asalaten ve vekaleten 34 kişinin katıldığı, katılanların bir kısmı malik olmadığı gibi vekaletlerinin de bulunmadığı, buna göre yönetici ve denetçi seçimine ilişkin kararlarının iptali gerekirken gerekçe gösterilmeden davanın reddi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuştur.

Mahkemece bozmaya uyulmuş ise de bozma kararı gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usulü kazanılmış hak doğar. Mahkeme yönünden ise uyulan bozma kararında gösterilen şekilde karar vermek mükellefiyeti meydana gelir. Mahkemenin ilk kararının; yönetici ve denetçi seçimi hakkındaki kat malikleri kurulu kararının iptali gerektiği ve bu yönden bozulduğu, diğer yönlerden ise onandığı açıktır. Mahkemece bozma çerçevesinde yönetici ve denetçi seçimine ilişkin kararların iptali gerekirken 10.06.2011 tarihli kat malikleri toplantısının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ:

 Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, oybirliği ile, karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir