4562 sayılı OSB Kanunu’nun, “Arsa Satışları” başlıklı 15.maddesi, OSB’lerin, katılımcılarına arsa satışlarının nasıl yapılacağı ve bunun koşullarını; “Arsa Tahsisleri” başlıklı 18.maddede ise, hem OSB’lerin hem de katılımcıların arsa satış koşullarını düzenlemektedir. Aynı hususlar OSB Uygulama Yönetmeliğinin 103 ve 109. maddeleri arasında da düzenlenmiştir.
OSB Kanunu’nun 18. ve OSB Uygulama Yönetmeliğinin 109. maddeleri gereğince, katılımcılar; OSB’den satın aldığı ya da adına tahsisi yapılan taşınmazın yapı kullanmasını alıp, üretime geçmeden bu taşınmazını bir başkasına satamaz ve taşınmaz bu aşamaya gelinceye kadar, tapu kaydına geri alım şerhi konur.
Yapı kullanma alıp da üretime geçtikten sonra ise, geri alım şerhi kaldırılır ve satışlarda sadece OSB den “uygunluk” görüşü istenir.
OSB Kanunu ve OSB Uygulama Yönetmelik hükümleri, spekülatif maksatlı satışlara izin vermediğinden, katılımcılara satışı yapılan tapu kayıtlarına; taşınmazda üretime geçinceye kadar vefa şerhi, üretime geçtikten sonra ise “uygunluk görüşü alınması” şerhi konur.
Üretime geçtikten sonra, OSB yasası ile güdülen üretim maksadı gerçekleştiğinden ve de aksi durumunun Anayasanın 35.maddesi ile belirtilen mülkiyet hakkını kısıtlamış olacağından, bu aşamadan sonra geri alım şerhi kaldırılır.
Sadece OSB yasası ile sağlanmak istenen diğer amaçlara hizmet açısından “uygunluk görüşü” alınmasına dair şerhe yer verilir.
uygulamada, tapu müdürlüklerince, devir dışındaki işlemler için de OSB den uygunluk görüşü istenmektedir ki bu yasaya aykırıdır. Başka bir deyişle, devir dışındaki hiçbir işlem mesela; taşınmazına ipotek koymak veya satış vaadi düzenleyip bunu tapuya şerh vermek için katılımcının OSB’den uygunluk görüşü alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak buna rağmen tapu müdürlükleri, bu konuda da uygunluk görüşünü istemekte ve yine OSB’ler devir dışındaki bu işlemler için de bazen uygunluk görüşü vermeyerek ikinci bir hukuka aykırılık içine girmektedir.
Yasada, bedelinin tamamı ödendiği halde katılımcıya, geri alım şerhi içeren tapusunun verilmesini engelleyen bir düzenleme olmadığı halde, tahsisle yetinip kendisine tapu verilmemektedir.
Bu durumda katılımcı, tapusunu alamadığı için, inşaatının yapımı için gerekli krediyi sağlamak istediğinde taşınmazını ipotek verememekte, bu da, ya kredi yolunu kapamakta ya da, bu sorunu iyi niyetle çözmek isteyen ve tapu sahibi görünen OSB’leri ipotek borçlusu haline getirmektedir.