Kooperatif ORTAKLARIN ÖDEV VE SORUMLULUKLARI- MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

. ORTAKLARIN ÖDEV VE SORUMLULUKLARI:

Kooperatifler kanunu

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=pT6DDMcozPs&w=560&h=315]

Kooperatif ortaklarının yukarıda belirtilen haklarının yanı sıra, kooperatife karşı ödevleri (sorumlulukları) de vardır.

5.1. Sermaye koyma borcu ve aidat ödeme yükümlülüğü:

Kooperatiflerde ortaklık paylarının tamamı, kooperatifin sermayesini oluşturur. Kooperatife giren her ortağın en az bir ortaklık payı alması ve bunun bedelini kooperatife ödemesi gerekir (KK.m.19/1).

Ortaklık payının değeri Bakanlar Kurulu kararı ile arttırılabilmekte olup son olarak 24/12/2002 gün ve 2002/5089 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile ortaklık payı değeri 1.-YTL’ye çıkarılmıştır.

Diğer taraftan, 5000 ortaklık payını aşmamak kaydıyla anasözleşme, en yüksek haddi tespit ederek bir ortak tarafından bu had dahilinde birden fazla ortaklık payı alınmasına izin verebilir (KK.m.19/1,2).

Kooperatiflerde sermaye miktarları sınırlıdır. Bu sınırlı sermayeyle kooperatiflerin amaçlarını gerçekleştirmeleri neredeyse imkansızdır. Bu bakımdan amaçlarını gerçekleştirebilmek için kooperatifler genel kurulda aidat tespit ederler genel kurulca tespit edilen aidatların da ortaklarca zamanında ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyen aidatlara genel kurulca gecikme cezası ödenmesi kararlaştırlmışsa ödemesini geciktiren ortaklar gecikme cezası da öder.

Ancak, aidat ödemelerini geciktiren ortaklara yürütülen gecikme faizlerinin ana borca eklenerek tekrar faiz (bileşik faiz) yürütülmesi sözkonusu olamaz.

Diğer taraftan, sermaye koyma borcunu zamanında yerine getirmeyen ortak, ihtara gerek kalmaksızın temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Ayrıca, anasözleşmeyle ortaklar temerrüt halinde cezai şart ödemeye de mecbur tutulabilirler (KK.m.98, Türk Ticaret K.m.407).

5.2. Sır saklama yükümlülüğü ve ceza:

Kooperatif ortaklarının kooperatifin hangi sırlarını öğrenebilecekleri, hangi sırları öğrenmeye yetkili olmadıkları Kooperatifler Kanununun 25. maddesinde açıklanmıştır. Ayrıca, ortaklar her ne şekilde olursa olsun öğrenmiş olduğu iş sırlarını, sonradan ortaklık hakkını kaybetmiş olsa bile daima gizli tutmak zorundadırlar. Bu mecburiyete uymayan ortak meydana gelecek zararlardan kooperatife karşı sorumlu olduğu gibi kooperatifin şikayeti üzerine herhangi bir zarar umulmasa dahi bir yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır (KK.m.25).

Kooperatifi ve bağlı işletme ve fabrikalarını ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlere ilişkin olup da açıklanması kooperatif aleyhine zarar doğuran veya zarar doğurması ihtimali bulunan ve kooperatifin konusuyla ilgili olan sırlar kooperatifin iş sırları olarak kabul edilmelidir.

5.3. Kooperatifin borçlarından dolayı ortağın sorumluluğu:

Kural olarak kooperatif alacaklılarına karşı yalnız mal varlığı ile sorumludur. Ancak, anasözleşmede aksine bir hüküm konulabilir.

Kooperatifin varlıklarının borçlarına yetmediği durumlarda ortakların sorumluluğu kanunda sınırlı ve sınırsız sorumluluk başlıkları altında iki gruba ayrılmıştır.

Anasözleşme, kooperatifin varlığı borçlarını karşılamaya yetmediği hallerde, ortaklarının da şahsen ve sınırsız olarak sorumlu tutulacaklarını hüküm altına alabilir. Bu takdirde alacaklılar kooperatifin iflası veya diğer sebeplerle dağılması halinde alacaklarını tamamen sağlayamazlarsa, kooperatifin borçlarından dolayı, kooperatif ortakları zincirleme ve bütün varlıklarıyla sorumlu olurlar. Buna sınırsız sorumluluk denir.

Diğer taraftan, anasözleşmeye kooperatif borçları için her ortağın kendi payından fazla olarak şahsen ve belirli bir miktara kadar kooperatiften sonra sorumlu olacakları hususunda bir hüküm konabilir. Buna sınırlı sorumluluk denir. Ortakların bu sınırlı sorumlu olacakları tutar kooperatifteki paylarının tutarı ile orantılı olarak da gösterilebilir.

Uygulamada neredeyse bütün kooperatiflerde ortakların sınırlı sorumlu oldukları yönünde anasözleşmelerinde hükümler bulunmaktadır.

Dolayısıyla, ortak olmak isteyenlerin ve ortakların kooperatifin borçlarıyla ilgili olarak sorumluluklarını öğrenmeleri açısından kooperatifin anasözleşmesini dikkatlice incelemeleri menfaatlerine olacaktır.

5.4. Ek ödeme yüklemi:

Kooperatifin faaliyetini sürdürmesi, tüzel kişiliğini koruması ve bilanço açıklarının kapatılması için anasözleşmelerle ek ödeme getirilebilir. Ek ödeme yüklemi sınırsız olabileceği gibi belirli miktarlarla veya iş hacmi ile veya paylarla orantılı olarak sınırlandırılabilir. Anasözleşmelerinde ek ödeme yükümlülüğü bulunan ortakların bunu kooperatife ödemesi zoruludur. Ek ödemeler sadece bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılabilir (KK.m.31).

1163 sayılı kanunun 31. maddesi kapsamında yer alan ek ödeme yükümlülüğünün oluşabilmesi için; anasözleşme ortakları ek ödeme yükümlülüğü ile yükümlendirmiş olması, ek ödemelerin bilanço açıklarının kapatılmasında kullanılması, bilanço açıklarının öncelikle yedek akçelerle karşılanması gerekir.

5.5. Sorumluluğun bazı ortak gruplarına yüklenemeyeceği:

Sorumluluğu belirli bir zamana bırakan veya bazı ortak gruplarına yükleyen anasözleşme hükümleri muteber değildir (KK.m.32).

1163 sayılı kanunun 32. maddesinde de hüküm altına alındığı gibi, sorumluluk tüm ortaklara aittir ve anasözleşme ile sorumluluğun belirli bir zamana bırakılması ya da bazı ortaklara yükletilmesi mümkün değildir.

Benzer hüküm kanunun 23. maddesinde yer almaktadır: “Ortaklar bu kanunun kabul ettiği esaslar dahilinde hak ve vecibelerde eşittir.”

5.6. Kooperatifin iflası halinde ortakların sorumluluğu:

Kooperatifler de ticaret şirketleri gibi her türlü borçlarından dolayı iflasa tabidir. Kooperatifin dağılma nedenlerinden biri de iflasın açılmasıdır (KK.m.81). Kooperatifin iflasına alacaklıların veya kooperatifin isteği üzerine karar verilebilir.

Ortakları şahsen sorumlu bulunan veya ek ödemelerle yükümlü olan bir kooperatifin iflası halinde, iflas idaresi sıra cetvelini düzenlemekle beraber ortaklardan her birinin payına düşen borcun ödenmesini kendilerinden ister (KK.m.33/1).

Tahsil olunamayan meblağlar diğer ortaklar arasında bölüşülür. Aktif bakiyesi pay cetvellerinin kesin olarak tespiti üzerine geri verilir. Ortakların birbirlerine rücu hakları saklıdır. Ortakların geçici olarak tespit olunan borçlariyle pay cetveli aleyhine İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre itiraz hakları vardır (KK.m.33/2).

5.7. Ortakların sorumluluk hükümlerinin değiştirilmesi:

Ortakların şahsi sorumluluğundan kasıt; kooperatifin borçlarından dolayı kooperatifin varlıklarından sonra şahsen ve belirli bir miktara kadar sınırlı veya sınırsız olarak sorumlu olmasıdır.

Ek ödeme yükümü ise sadece bilanço açıklarını kapatmak için, ortağın belirli bir miktarla veya iş hacmiyle ya da sermaye paylarıyla orantılı bir şekilde sınırlı ya da sınırsız olarak sorumlu tutulmasıdır.

Ortakların sorumluluğu ve ek ödeme yükümlülüğü ile ilgili değişiklikler ancak anasözleşmenin tadili ile mümkündür (KK.m.34).

Bununla birlikte; ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümleri ihdası için alınacak kararlarda bütün ortakların 3/4’ünün onayı gerekir (KK.m.52/1).

Öte yandan, ortakların şahsi sorumluluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümlülüğü ihdası hakkında genel kurulda karar alınması halinde ortağın, kararın ticaret sicili gazetesinde ilanından başlayarak 3 ay içinde kooperatiften çıktığını bildirmesi ve bu kararlara katılmamış olması durumunda bu karar kendisini bağlamaz.

5.8. Kooperatife yeni giren ortağın sorumluluğu:

Ortakların şahsen sorumlu veya ek ödemelerle yükümlü olduğu bir kooperatife durumunu bilerek yeni giren kimse, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Buna aykırı mukavele hükümleriyle ortaklar arasındaki anlaşmalar üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade etmez (KK.m.35).

Daha önceden kurulan kooperatife bir ortağın girmesi; ortaklığın devri veya miras yoluyla ya da yeni ortak olma şeklinde olabilir.

Ortakları şahsan sorumlu veya ek ödemelerle yükümlü olan kooperatiflerde durumunu bilerek giren yeni ortağın girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından diğer ortaklar gibi sorumludur.

5.9. Ortağın ayrılmasından veya kooperatifin dağılmasından sonra sorumluluk:

Sınırsız veya sınırlı sorumlu bir ortak ölür veya diğer bir sebeple kooperatiften ayrılırsa bu ayrılmanın kesinleştiği tarihten başlayarak 1 yıl veya anasözleşme ile tespit olunan daha uzun bir süre içinde kooperatif iflas ettiği takdirde, ayrılmasından önce doğmuş olan borçlar için ortak sorumluluktan kurtulamaz. (Varsa) aynı şartlarla ve aynı süre içinde ek ödeme yükümü de mevcut olmaya devam eder (KK.m.36/1,2).

Kooperatif dağılırsa dağılmanın ticaret siciline tescilinden başlayarak 1 yıl veya anasözleşmede tespit olunan daha uzun bir süre içinde kooperatifin iflasının açılmasına karar verilmesi halinde ortaklar, (varsa) aynı şekilde ek ödemelerle birlikte sorumludurlar (KK.m.36).

Sorumluluğun başlangıcı, ortağın kooperatiften ayrılışının kesinleştiği tarihtir. Ortağın ölmesi, çıkması veya çıkarılması hallerinde ortağın kooperatiften ayrılması gerçekleşir.

Ortağın kooperatiften ayrılışının kesinleştiği tarihten itibaren başlayarak bir yıl içinde veya anasözleşme ile daha uzun bir süre tayin edilmişse bu süre kadar sorumluluk devam edecektir. Anasözleşmelerde bu süre daha uzun bir şekilde belirlenebilir.

5.10. Ortağın şahsi alacaklıları:

Bir ortağın şahsi alacaklıları sadece (varsa) ortağın sermaye payına ödenecek faizi, gelir gider farkından hissesine düşen miktarı (risturn), kooperatifin dağılması halinde ortağın hissesine düşecek payı haczettirebilirler (KK.m.19/6).

Bunların dışında, bir ortağın kişisel alacaklıları ortaklar tarafından ödenen ortaklık payları ile kooperatif amacının gerçekleşmesini sağlamak üzere; arsa, alt yapı, inşaat ve benzeri gider taksitleri için ödediği tutarları (aidatları) haczettiremez.

 

5.11. Sorumlulukta zamanaşımı:

Alacaklıların, ortakların şahsi sorumluluklarından doğan isteme hakları, daha önce kanuni bir hüküm gereğince düşmedikçe iflas işlemlerinin sona ermesinden başlayarak bir yıl süre ile alacaklılardan her biri tarafından ileri sürülebilir.

Ortakların birbirine olan rücu hakları da bu hakka vücut veren ödemenin yapıldığı andan başlamak üzere bir yıl içinde zamanaşımına uğrar (KK.m.37).

Kanunda geçen bir yıllık zamanaşımı iflas işlemlerinin sona ermesinden itibaren başlamakta olup, bu süre iflasın kapandığına dair mahkeme kararının ilan edildiği tarihtir (İcra ve İflas K.m.254).

İflas dairesince iflasın kapandığının ilan edildiği tarihten itibaren alacaklıların her birinin ortakların şahsi sorumluluklarından doğan isteme haklarına ilişkin bir yıllık zamanaşımı işlemeye başlar. Bu bir yıllık sürenin geçirilmesiyle alacaklıların isteme hakkı ortadan kalkar.

5.12 Yeni Türk Ceza Kanunu ile getirilen kooperatif hakkında yanlış bilgi verme suçu:

12.10.2004 tarih ve 25611 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yeni 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu, ceza hukukunda önemli değişiklikler yapmıştır. Bu kanunla mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bazı suçlarda ve bunların cezalarında değişiklik yapıldığı gibi­, yeni suç tipleri de ihdas edilmiştir. Bu kapsamda, ihdas edilen yeni suç tiplerinden birisi de, ‘Malvarlığına Karşı Suçlar’ bölümünde yer alan ‘Şirket veya Kooperatifler Hakkında Yanlış Bilgi’ verme suçudur.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Şirket veya Kooperatifler Hakkında Yanlış Bilgi” başlıklı 164. maddesi hükmü;

“Bir şirket veya kooperatifin kurucu, ortak, idareci, müdür veya temsilcileri veya yönetim veya denetim kurulu üyeleri veya tasfiye memuru sıfatını taşıyanlar, kamuya yaptıkları beyanlarda veya genel kurula sundukları raporlarda veya önerilerde ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek nitelikte gerçeğe aykırı önemli bilgiler verecek veya verdirtecek olurlarsa 6 aydan 3 yıla kadar hapis veya 1000 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.” şeklindedir.

Bu yeni hükümle, kooperatif ortaklarının kamuya yaptıkları beyanlar veya genel kurula sundukları rapor ya da öneriler aracılığıyla ilgililere kasten yanlış bilgi verilmesi veya verdirtilmesi suç haline getirilmiş ve böylece kooperatif genel kurullarının ve kamunun aldatılmalarının önlenmesi amaçlanmıştır.

Bu gerçeğe aykırı bilgilerin ilgililerin zarara uğramasına neden olabilecek nitelikte ve önemli olması gerekir.

Kooperatifler hakkında gerçeğe aykırı olarak verilen veya verdirtilen bilgilerin, kamuya yapılan beyanlarla veya genel kurula sunulan raporlar ya da öneriler yoluyla verilmiş olması gerekir. Kamuya yapılan beyanlardan deyimi; basın ve yayın yoluyla veya postayla prospektüsler gönderilerek belirli olmayan kişilere hitap edilmesi ve bunlara önemli yanlış bilgiler verilmesi anlamına gelmektedir. Bu bağlamda, kooperatif hakkında gerçeğe aykırı bilgilerin kamuya (kamuoyuna) gazete, dergi, televizyon, radyo, internet, e-mail, bilbord veya el ilanıyla ya da benzeri yollarla sunulması halinde suç oluşmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu ve Kooperatifler Kanunu’na göre, kooperatif ve anonim şirketlerin genel kurullarına sunulan raporlar, yönetim kurulu faaliyet raporu, denetçi raporu, bilanço, mizan, gelir-gider tablosu ve diğer mali tablolar ile hesap tetkik komisyonu raporu vb. raporlardır.

Suçun oluşması için yapılan işlemin yanlış olduğunun bilinmesi ve doğruymuş gibi hareket edilmesi gerekir. Suçun oluşması için failin bir menfaat elde etmek için hareket etmiş olması şartı aranmamıştır. Ayrıca, gerçeğe aykırı bilgilerin açıklanması sonucu bir zararın doğmuş olması da şart değildir, bu bilgilerin zarara neden olabilecek nitelikte olması yeterlidir.

Madde metninde ortaklar da bu suçu işlenebilecekler arasında sayılmıştır. Dolayısıyla, kooperatif ortakları da bu suçun faili olabileceklerdir.

Bu suç ile ilgili olarak kanunda herhangi bir ağırlatıcı neden öngörülmemiş olmasının yanı sıra, 167. maddede belirtilen şahsi hafifletici nedenler ile şahsi cezasızlık nedenleri bu suç için de sözkonusudur.

Bu bağlamda, bu suçun; haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin, üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın, aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin zararına olarak işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında ceza verilmeyecektir. Bu suçun, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde ise ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza yarı oranında indirilecektir.

Bu suça yer verilen 164. maddede suçun şikayete tabi olduğu belirtilmemiş olup, kovuşturması Cumhuriyet Savcılıklarınca re’sen yapılabilecektir.

Diğer taraftan, bu suçun; haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde ilgili akraba hakkında kovuşturma yapılabilmesi için belirtilen kişilerden birisinin şikayetçi olması gerekir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir