KONUT KOOPERATİFLERİNDE AİDAT VE GECİKME FAİZİ TESBİTİ

Y23HDEsas : 2012/3736Karar : 2012/6394Tarih : 05.11.2012 KONUT KOOPERATİFLERİNDE AİDAT VE GECİKME FAİZİ TESBİTİ
KOOPERATİF GENEL KURULUNUN AİDAT VE GECİKME FAİZİ ORANINA YÖNELİK KARARLARI
TÜRK BORÇLAR KANUNUNUN FAİZE YÖNELİK HÜKÜMLERİNİN UYGULANMASI

Parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacıkooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada;
Temerrüd faizi, anapara faizi ve faiz oranları hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

Kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda;
Alınacak temerrüt faizi, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilinecekse de;uygulanacak faizi oranı belirlenirken, 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamanın dikkate alınması zorunludur.

Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.fk

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ KARARI:Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının aidat ve gecikme faizlerinden doğan alacakları için girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı, cevap vermemiştir.

Mahkemece, iddia, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; kooperatifin, davalıdan 1.450,00 TL asıl alacak, 1.030,00 TL işlemiş faiz ve 5.441,42 TL geçmiş aylarda geç ödemeden kaynaklanan faiz olmak üzere toplam 7.921,42 TL alacaklı olduğu, alacak-borç miktarı yargılamayı gerektirip likit olmadığı gerekçesiyle davanın bu miktarlar üzerinden kısmen kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1 ) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2 ) Dava, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı ortak aleyhine, davacı kooperatifçe girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.

Mahkemece karar verildikten sonra temyiz aşamasında;

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmiş olup, Türk Borçlar Kanunu`nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun`un 7. maddesinde
“Türk Borçlar Kanunu`nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76`ncı, faize ilişkin 88`nci, temerrüt faizine ilişkin 120`nci maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır. ”                      hükmüne yer verilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu`nun 88. maddesindeki
” Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranını yüzde elli fazlasını
aşamaz.”        hükmünü içermesinin yanı sıra,

Temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen;
” Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüd faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur. ”                     düzenlemesine yer verilmiştir.

Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranının, anılan yasal düzenlemelerdeki yerine gelince;
Para borçları açısından borçlu temerrüdüne bağlanan sonuçlardan birisi, temerrüt faizi ödeme yükümlülüğüdür.

Temerrüt faizi borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı müddetince varlığını sürdüren bir karşılık olması itibariyle, zamanında ifa etmeme olgusuyla doğrudan bir bağlantı içindedir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 42. maddesine göre bütün üyeleri temsil eden ve en yetkili organ olan genel kurul, kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar verme yetkisini haizdir.
Konut Yapı Kooperatifi Tip Anasözleşmesi`nin 23/1. maddesinin 6. bendi uyarınca ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasları tespit etmek genel kurulun yetkisi dahilindedir.

Genel kurulca, ödeme günü belirlenerek, ( belirlenmemişse ayın sonu ödeme günü olup ) aidatın veya şerefiye bedelinin süresinde ödenmesine, süresinde ödenmemesi halinde ise temerrüt faizi uygulanmasına ilişkin alınan kararın kesinleşmesi halinde, bu kararın tüm ortakları bağlayacağı açıktır.

Genel kurul kararları, üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğindedir.

Genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları, daha sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmayanlar dahil tüm üyeleri bağlar.
Bu durumda, genel kurulun belirlediği ödeme tarihi, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/2. ( 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. ) maddesi hükmü karşısında, kesin vade olduğundan üyenin bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur.

Anapara faizi ise, borçlunun henüz temerrüde düşmeden ödemesi gereken sözleşmeyle kararlaştırılan faizdir.

Bu durumda, kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz oranı, TBK` nun 88. maddesinde düzenlenen anapara faiziolmayıp, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkindir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından geciken ödemelerde yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır.

3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun`un 2/1. maddesi gereğince, bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir.

Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde
kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faizi oranı, belirlerken, yukarıdaki paragrafta belirtilen 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate alınmak zorundadır.

Somut olayda, takibe konu Ocak 2004 – Ekim 2007 ayları dahil bu dönemdeki aidat borcu kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı, 6098 sayılı TBK’nun 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun`un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır.

Bu durumda, mahkemece, karar tarihinden sonra yürürlüğe giren anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek temerrüt faizi oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

Öte yandan, 818 sayılı BK’nun 104/ son ( 6098 sayılı TBK`nın 121/son ) maddesi uyarınca, gecikme faizine faiz yürütülmesi mümkün değildir. Mahkemece, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmek suretiyle, takip talebinde yer alan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamına tekrar faiz yürütülmesi isteği de kabul edilmiş olduğundan, açıklanan madde hükmü bu şekilde ihlali edilmiş olmaktadır. Mahkeme kararının bu nedenle de davalı yararına bozulması gerekmiştir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir