Iflas idaresi ücreti yazı ve tebliğ masrafı tarifesi hakkında tebliğ

12 Temmuz 2015 PAZAR
Resmî Gazete
Sayı : 29414

TEBLİĞ

Adalet Bakanlığından:
İFLAS İDARESİ ÜCRETİ, YAZI VE TEBLİĞ MASRAFI TARİFESİ
HAKKINDA TEBLİĞ

BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler ve İflâs İdaresi Ücreti
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 223 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları uyarınca, iflas idarelerine ödenecek ücret tarifesini ve ücretin ödeme şeklini belirlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Tarifede yazılı iflas idaresi ücreti, iflas tasfiyesi sonuçlanıncaya kadar yapılan bütün hizmetlerin karşılığıdır. Ücretin belirlenmesinde iflas idaresi memurlarının emeği, çabası, işin önemi ve niteliği göz önünde tutulur.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 223 üncü maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları uyarınca hazırlanmıştır.
Ücretin ödenmesi
MADDE 4 – (1) Ödeme, iflas idaresinin seçildiği tarihte yürürlükte bulunan Tarife hükümlerine göre yapılır. Tarife gereğince takdir olunacak ücret, iflas idare memurlarının her birine ayrı ayrı ve eşit oranda ödenir.
Ücret ödeme zamanı ve avans ödenmesi
MADDE 5 – (1) İflâs idaresinin ücreti, tasfiyenin sonunda ödenir. Ancak iflas idaresinin talebi üzerine icra hâkimi, gerektiğinde iflas dairesinin görüşünü de alarak, ücrete mahsuben makul ölçüde bir miktar avans ödenmesine karar verebilir.
Ücret miktarı
MADDE 6 – (1) İfa edecekleri hizmetler karşılığı olarak iflas idaresine; nihai hesapta adi alacaklılara ödenmesi öngörülen toplam alacak miktarı üzerinden aşağıda yazılı olan nispetler nazara alınarak ücret ödenir.
1- İlk (2600) TL için % 10
2- Sonra gelen (4.000) TL için % 8
3- Sonra gelen (7.000) TL için % 6
4- Sonra gelen (14.000) TL için % 4
5- Sonra gelen (28.000) TL için % 2
6- Sonra gelen (50.000) TL için % 1
7- (100.000) TL’den, (150.000) TL’ye kadar binde 6
8- (150.000) TL’den, (630.000) TL’ye kadar binde 2
9- (630.000) TL’den yukarısı için binde 1
(2) Rehinli alacağın paraya çevrilmesine ilişkin hizmetler için de, (sarf edilen mesai ve gayret göz önünde tutularak) tasfiye idaresine ek ücret ödenebilir. Ancak bu surette ödenecek ek ücret, rehinli alacak miktarı üzerinden yukarıdaki nispetlere göre bulunacak miktarın %25’ini geçemez.
İcra Mahkemesince ücret takdiri
MADDE 7 – (1) İcra mahkemesi, iflas idaresinin emek ve mesaisini, işin önem ve niteliğini göz önünde bulundurarak Tarifede belirtilen miktarın üç katına kadar ücret takdir edebilir.
(2) İcra mahkemesi, iflas idaresinin emek ve mesaisini, işin önem ve niteliğini göz önünde bulundurarak Tarifede belirtilen miktarların altında ücret takdir edebileceği gibi, haklı sebeplerin mevcut olması halinde ücret ödenmemesine de karar verebilir.
İstifa, azil ve ölüm gibi hâllerde ücret
MADDE 8 – (1) İflâs idare memurunun istifası, azli, ölümü gibi hâllerde ücret, o zamana kadar sarf ettiği emek ve mesaisi, işin önemi ve niteliği nazara alınarak icra hâkimince takdir olunur.
(2) Yukarıdaki fıkrada anılan boşalma hâllerinde iflas idaresinde görev alanlara, idareye katılma zamanından sonraki emek ve mesaileri nazara alınarak, yerlerine kaim oldukları şahsın bakiye ücretinden ödeme yapılır.
Konkordato hâlinde ücret
MADDE 9 – (1) Konkordato nedeniyle masa müflise intikal ettiğinde, iflas idare memurlarının o zamana kadar yukarıdaki esaslar dairesinde icra mahkemesince belirlenecek ücretleri, müflis tarafından peşinen iflas dairesine yatırılır.
İKİNCİ BÖLÜM
Masraf ve Tebligat Ücreti
Masraf ve tebligat ücreti
MADDE 10 – (1) İflâs idaresi, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 223 üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kendilerine tebligat yapılmasını isteyen alacaklılardan, tasfiye sonunda mahsup ve iade edilmek üzere tahmini tebligat sayısı nazara alınarak hesaplanacak yazı ve normal tebligat masrafı toplamının üç misli kadar avansı, iflas dairesine yatırmasını ister.
Yürürlük
MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ 15/7/2015 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

Elektronik ortamda defter onayı -noter işlemleri elektronik ortama taşındı-mali Müşavir Evren özmen

11 Temmuz 2015 CUMARTESİ

Resmî Gazete

Sayı : 29413
YÖNETMELİK
Adalet Bakanlığından:

NOTERLİK İŞLEMLERİNİN ELEKTRONİK ORTAMDA

YAPILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK
BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılmasına, saklanmasına, paylaşılmasına ilişkin usûl ve esasları düzenlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile noter huzurunda veya huzurda olmadan yapılabilecek noterlik işlemleri ile 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununda tanımlanan zaman damgası kullanılmasının zorunlu olduğu noterlik işlemlerinin belirlenmesi, belirlenen bu işlemlerin elektronik ortamda yapılması, işlenmesi, saklanması, ilgili ve diğer kişi veya kurumlara elektronik ortamda gönderilmesi, Noterlik Kanununun 61 inci maddesinde düzenlenen tespit işleri ile elektronik ortamdaki durum, görüntü, işlem veya benzeri her türlü verinin tespiti işleri, elektronik ortamdan fizikî örnek çıkarılması, yabancı memleketlerde noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için gerekli olan teknik ve idarî şartlara ilişkin usûl ve esasları kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununun 198/A maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Arşiv: Noterlikte yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgelerin 18/9/1990 tarihli ve 20639 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Noterlik Daireleri Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak TNBBS’de saklanmasını,

b) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,

c) Birlik: Türkiye Noterler Birliğini,

ç) Donanım: Üzerindeki verinin elektronik ortamda tespitine imkân veren cihazları,

d) Güvenli elektronik imza: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 4 üncü maddesinde tanımlanan elektronik imzayı,

e) İlgili: Kanunun 72 nci maddesinde belirtilen belgelendirme talebinde bulunan kişiyi,

f) İz bilgisi (Log kaydı): TNBBS üzerinden yapılan tüm işlemlerin elektronik ortamda tutulan kaydını,

g) Kanun: 18/1/1972 tarihli ve 1512 sayılı Noterlik Kanununu,

ğ) KEP: 25/8/2011 tarihli ve 28036 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kayıtlı Elektronik Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4 üncü maddesinde tanımlanan kayıtlı elektronik posta sistemini,

h) Nitelikli elektronik sertifika: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 9 uncu maddesinde sayılan nitelikleri haiz elektronik sertifikayı,

ı) SMS: Kısa mesaj servisini,

i) TNBBS: Türkiye Noterler Birliği Bilişim Sistemini,

j) Zaman damgası: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan zaman damgasını,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

Elektronik Ortamda Yapılacak Noterlik İşlemleri

Noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması ve güvenli elektronik imza ile zaman damgasının kullanılması

MADDE 5 – (1) Kanunda öngörülen işlemler, elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir. Şu kadar ki, kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile teminat sözleşmeleri güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez. Güvenli elektronik imza ile yapılan tüm noterlik işlemlerinde zaman damgası kullanılır.

(2) Düzenleme şeklinde yapılması gereken işlemler ile irade beyanlarının alınmasına ilişkin işlemlerin noter huzurunda yapılması gerekir. İlgililer huzurda olmadan güvenli elektronik imzalarını kullanarak TNBBS’ye girerek işlem hazırlıklarını başlatabilir, ancak işlem noter huzurunda tamamlanır. Bu işlemler sırasında işleme katılanlar ve noter, güvenli elektronik imzalarını TNBBS sistemi üzerinde kullanırlar.

(3) Düzenleme şeklinde olmayan veya irade beyanının noter huzurunda alınması gerekmeyen işlemler TNBBS üzerinden güvenli elektronik imza ile başlatılıp, bu şekilde tamamlanabilir. Belgenin düzenlenmesi de dâhil tüm aşamalar elektronik ortamda yapılır. İşlem, noterlik ücretleri, vergi, harç ve diğer giderlerin tahsil edilmesi ile tamamlanır.

(4) Yukarıdaki fıkralar uyarınca yapılacak noterlik işleminin bir belgeye dayanması hâlinde; belge sureti, taraflar, vekilleri veya temsilcileri tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak elektronik ortamda notere gönderilebilir. Gönderilen belgenin aslının ibrazının zorunlu olduğu hâller ile söz konusu belgenin TNBBS üzerinden doğrulanamaması hâlinde belge aslının fizikî olarak başvurudan sonraki üç iş günü içerisinde ve her halükârda işlem tamamlanmadan ibrazı zorunludur. Belgenin doğrulanamaması hâlinde süre, duruma ilişkin bildirimin ilgiliye noter tarafından SMS, KEP ya da TNBBS sistemi vasıtasıyla bildirimi gününden başlar. Anılan sürelerin sonunda belgenin ibraz edilmemesi hâlinde başvuru iptal edilir.

(5) Noterlik Kanununun 61 inci maddesindeki tespit işlemleri ilgilinin talep etmesi hâlinde elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir.

(6) Elektronik ortamdaki bir verinin tespiti işleminde;

a) Bir donanımdaki veya internet ortamındaki verinin tespiti işlemi ile o verinin belirli bir anda ya da zaman aralığında o anki veya zaman aralığındaki hâlinin değişmez olarak belirlenmesi, tekrar edilebilir hâlde tutulması ve saklanması anlaşılır.

b) Tespit edilecek veri bir donanımda ise tespit, malikin ya da zilyedin rızasıyla noterlikte veya mahallinde yapılabilir.

c) Tespit edilecek veri internet ortamında ise tespit işlemi TNBBS kullanılarak yapılır.

ç) Elektronik ortamda yapılan tespit işlemine ilişkin tutanak noterlik mevzuatı çerçevesinde noterliğin çalışma saatlerinde düzenlenir.

Güvenli elektronik imza ile noter huzurunda olmadan yapılabilecek işlemler

MADDE 6 – (1) Aşağıdaki işlemler TNBBS üzerinde güvenli elektronik imza ile ilgililer noter huzurunda olmadan yapılabilir.

a) Çevirme işlemleri,

b) Tescil işlemleri,

c) Tespit işlemleri,

ç) Örnek verme işlemleri,

d) Defter onayları,

e) İmza onaysız ihtarname ve ihbarname.

Güvenli elektronik imza ile noter huzurunda yapılabilecek işlemler

MADDE 7 – (1) Bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde sayılanlar dışındaki işlemlerin güvenli elektronik imza ile yapılabilmesi ya da 5 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca başlatılan bir işlemin sonuçlanması ilgililerin noter huzurunda bulunması şartına bağlıdır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Elektronik Ortamda Yapılan Noterlik İşlemlerinin Güvenli Elektronik İmza ile

İşlenmesi, Kaydedilmesi, Saklanması ve Paylaşılması

Elektronik işlemler için kurulacak ve işletilecek sistem

MADDE 8 – (1) Birlik, elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile işlem yapılmasına imkân sağlayacak altyapıyı kurar ve işletir. Bu altyapının güvenli olarak kurulması ve işletilmesi için gerekli tüm tedbirleri alır.

(2) Bu Yönetmelik kapsamında diğer kurum ve kuruluşlarla yapılacak bilgi ve belge paylaşımlarında kullanım ve erişim standartları ile diğer gerekli şartlar Birlik tarafından belirlenir.

(3) TNBBS üzerinden elektronik ortamdan başvurunun başlatılması sırasında işlemin sistem tarafından herhangi bir notere yönlendirilmemesi için kişiye öncelikle istediği noteri seçme imkânı, seçtiği bir noter yok ise en yakın noterleri bulma imkânı sağlanır.

(4) İşlemlerin elektronik ortamda yürütülmesini sağlayacak yönergeleri Birlik hazırlar, bu yönergeler Birliğin resmî internet sitesinde yayımlanır.

(5) Sistem tarafından tutulacak iz bilgilerinin kapsamı Birlik tarafından belirlenir.

İşlemlerin elektronik ortamda kaydedilmesi ve saklanması

MADDE 9 – (1) İşleme katılanların tamamının güvenli elektronik imzası ile elektronik ortamda yapılan bir işlem için talep edilmedikçe fizikî olarak belge düzenlenmez ve bu işleme ilişkin olarak elektronik ortam dışında bir saklama yapılmaz. Bu kayıtlar iş sürekliliği ve bilgi güvenliğine ilişkin uluslararası kabul görmüş standartlara uygun olarak, yedekli ve güvenli bir şekilde saklanır.

(2) Birinci fıkra kapsamında kalmayan diğer noterlik işlemlerinde ise işleme ait belgenin imzaya açılan son hâli noter tarafından güvenli elektronik imza ile imzalanarak TNBBS’ye kaydedilir. Belgenin ilgililerce imzalı hâli ise Noterlik Daireleri Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre saklanır.

İşlemlerin elektronik ortamda paylaşılması

MADDE 10 – (1) İşleme katılanların tamamının güvenli elektronik imzası ile yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeler gerektiğinde noterler ile diğer kişi ve kurumlarla paylaşılabilir.

(2) El ürünü imza ile hazırlanıp güvenli elektronik imza ile TNBBS’ye kaydedilen işlemlere ilişkin bilgiler gerektiğinde noterler ile diğer kişi ve kurumlarla paylaşılabilir.

(3) Birlik, noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması sırasında kişisel verilerin korunması ve bilgi güvenliğinin sağlanması için gerekli tedbirleri alır.

(4) Noterlik işlemlerine ilişkin bilgi ve belgenin paylaşılmasının sağlanması için Bakanlığın görüşü alınarak Birlik tarafından ilgili kurum ve kuruluşlar ile protokol imzalanır. Paylaşıma ilişkin ücretler protokolde düzenlenir.

(5) Paylaşıma ilişkin iz bilgileri güvenliği, gizliliği ve bütünlüğü sağlanarak TNBBS’de tutulur. Saklanacak iz bilgisi içeriği Birlik tarafından belirlenir.

İlgilinin talebiyle belgenin elektronik ortamda gönderilmesi veya paylaşılması

MADDE 11 – (1) İlgilisi tarafından bir belgenin üçüncü kişi ile elektronik ortamda paylaşılmasının istenmesi durumunda belge, gerekli ücretlerin ödenmesi koşuluyla;

a) Üçüncü kişinin KEP adresine gönderilmesi,

b) Üçüncü kişinin Birlik tarafından bilgi ve belge paylaşımı için protokol imzalanan bir kurum veya kuruluş olması durumunda ilgili protokol hükümleri çerçevesinde belgeye erişim sağlanması,

c) İlgiliye erişim kodu verilmesi hâlinde bu kod ile TNBBS üzerinden erişiminin sağlanması,

yöntemlerinden biri veya birkaçı ile paylaşılır.

(2) Belgeye birinci fıkranın (c) bendinde belirlenen erişim kodu ile talep edilen üçüncü kişi yerine başka bir kişinin erişmesinden noter veya Birlik sorumlu tutulamaz.

(3) Birlik, kendi kuracağı sistem gereği ilgili kurumdan bilgi veya belge paylaşımı için, protokol imzalanmasını isteme, paylaşım alt yapısını belirleme hak ve yetkisine sahiptir. İlgili kurum veya kuruluş bu gerekleri karşılamadan bilgi ve belgenin elektronik ortamda paylaşılmasını talep edemez.

Yabancı memleketlerde noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması ve Dışişleri Bakanlığı ile bilgi ve belge paylaşımı

MADDE 12 – (1) Yabancı memleketlerde noterlik işlemleri bu Yönetmelikte gösterilen usullere göre elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile de yapılabilir, işlenebilir, saklanabilir, paylaşılabilir ve gönderilebilir.

(2) Yabancı memleketlerde noterlik işlemlerinin elektronik ortamda yapılması için sağlanması gerekli olan teknik ve idarî şartlara dair usul ve esaslar Birlik ve Dışişleri Bakanlığı arasında yapılacak protokol ile belirlenir.

(3) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan süre ve bildirim usûlü Dışişleri Bakanlığınca belirlenir ve Dışişleri Bakanlığı Konsolosluk resmî internet sitesinde ilân edilir.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Ortak Hükümler

Elektronik ortamda ödeme

MADDE 13 – (1) Elektronik ortamda yapılacak işlemlerden kaynaklanan noterlik işlem ücretleriyle, vergi, resim, harç ve değerli kâğıt bedellerine ve diğer giderlere ilişkin ödemelerin elektronik ortamda yapılmasına ilişkin alt yapı Birlik tarafından sağlanır.

Elektronik arşiv

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik gereğince elektronik ortamda yapılan işlemlere ilişkin bilgi ve belgeler Noterlik Daireleri Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik hükümlerine, iş sürekliliği ve bilgi güvenliğine ilişkin uluslararası kabul görmüş standartlara uygun olarak, yedekli ve güvenli bir şekilde TNBBS’de saklanır. Belgelerin saklama süreleri de aynı Yönetmelik hükümlerine göre belge grupları esas alınarak belirlenir.

Elektronik belgeden fizikî örnek çıkarılması

MADDE 15 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerine göre işleme katılanların tamamının güvenli elektronik imzası ile imzalanan bir belgenin fizikî örneğinin çıkartılması gerektiği hâllerde belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek noter tarafından imzalanır, mühürlenir ve ilgilisine verilir.

Noterlik elektronik işlemler ücret tarifesi

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak noterlik işlemlerinden ne kadar ücret alınacağı Kanunun 112 nci maddesi uyarınca Bakanlıkça hazırlanan tarifede gösterilir.

Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin uygulanacağı hâller

MADDE 17 – (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hâllerde, 13/7/1976 tarihli ve 15645 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Noterlik Kanunu Yönetmeliğinin hükümleri uygulanır.

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler

Geçiş hükümleri

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Yabancı memleketlerde, noterlik işlemlerinin elektronik ortamda güvenli elektronik imza ile yapılmasına ilişkin Birlik ile Dışişleri Bakanlığı arasında yapılacak protokolde belirtilecek tarihe kadar noterlik işlemleri bu Yönetmelik uygulanmadan yapılmaya devam edilir. Gerekli altyapının sağlanamadığı dış temsilciliklerde işlemler bu Yönetmelik uygulanmadan yapılır.

Yürürlük

MADDE 18 – (1) Bu Yönetmelik 1/3/2016 tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.

 
 

Yolcu Taşıma Kooperatiflerine Ödenen Gecikme Ücretleri.

Yolcu taşıma kooperatiflerine ödenen gecikme ücretleri hk.Tarih 16/06/2015

Sayı 18008620-125[ÖZG-2013-8]-19

Kapsam 

 

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
 
 
 
Sayı
:
18008620-125[ÖZG-2013-8]-19
16/06/2015
Konu
:
Yolcu Taşıma Kooperatiflerine Ödenen Gecikme Ücretleri.
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kooperatif üyelerinizin taşıma işini kendi nam ve hesabına yapan ve kendi adlarına mükellefiyetleri bulunan minibüs sahiplerinden oluştuğu, kooperatifinizin genel kurul kararına göre, minibüslerin yolcu indirme ve bindirme duraklarına gelmiş olması gereken dakikada gelmemesi halinde geciktikleri her dakika için … TL. gecikme ücreti ödedikleri belirtilerek, söz konusu gecikme ücretleri için minibüs sahipleri adına fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, KDV oranı, Kurumlar Vergisi yönünden herhangi bir istisnanın olup olmadığı ile minibüs sahiplerinin bu faturaları Gelir Vergisi ve KDV yönünden indirim konusu yapıp yapamayacakları hususlarında bilgi verilmesi istenilmektedir.
            I – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, kooperatiflerin ana sözleşmelerinde;
            a) Sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,
            b) Yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi,
            c) Yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması,
            d) Sadece ortaklarla iş görülmesi (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.)
            şartlarının yazılı bulunması ve fiilen bu şartlara uyulması halinde kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmıştır.
            Görüleceği üzere, tüketim ve taşımacılık kooperatiflerinin anılan muafiyet hükmünden yararlanması mümkün olmayıp kurumlar vergisi mükellefiyetlerinin tesisi gerekmektedir.
            Aynı Kanunun 1 inci maddesinin son fıkrasında ise kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı; 6 ncı maddesinde de kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içende elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
            Ayrıca, söz konusu Kanunda, taşımacılık kooperatiflerinin üyelerinden aldıkları gecikme ücretlerinin kurumlar vergisinden istisna olduğuna ilişkin herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
            Buna göre, Kooperatifiniz üyelerince ödenen gecikme ücretlerinin, Kooperatifinizin kurum kazancının bir unsuru sayılarak vergiye tabi kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekmektedir.
            II – KATMA DEĞER VERGİSİ VE VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 maddesi hükmü uyarınca kooperatiflerin ticari, sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti kapsamındaki teslim ve hizmetleri katma değer vergisine tabi bulunmaktadır.
            Dolayısıyla, Kooperatifiniz tarafından üyelerinize verilen hizmetler KDV’ye tabidir.
            Kanunun 20 nci maddesinde ise vergi matrahının, teslim ve hizmet işlemlerinin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.
            KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile Kararname eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
            Aynı Kanunun 29/1-a maddesinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
            Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (4) numaralı bendinde de, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde indiriminin kabul edileceği belirtilmiştir.
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, fatura, “…satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, 231 inci maddesinin 5 inci bendinde, faturanın malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232 nci maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin, birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere ve vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunların da fatura istemek ve almak mecburiyetinde oldukları hükme bağlanmıştır.
            Bu hükümler çerçevesinde, Kooperatifinizin genel kurulunda alınan karara istinaden üyelerinden tahsil ettiği durak gecikme bedellerinin, hizmetin karşılığını teşkil eden bedel olarak %18 oranında KDV’ye tabi tutularak minibüs sahipleri adına azami yedi gün içerisinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
            Ayrıca, gerçek usulde KDV mükellefi olan üyeleriniz tarafından ödenen söz konusu gecikme ücretlerinin ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması ve düzenlenen faturada gösterilen KDV’nin ise teslim ve hizmetlerine ilişkin olarak hesaplanan KDV’den indirimi mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Çocuğa ödenen ücretin gider yazılıp yazılamayacağı

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup müdürlüğü)
 
 
 
Sayı
:
38418978-120[40-14/8]-128
05/02/2015
Konu
:
Çocuğa ödenen ücretin gider yazılıp yazılamayacağı
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, …. 1988 doğumlu oğlunuzu işyerinizde sigortalı olarak çalıştırmayı düşündüğünüz belirtilerek, çocuğunuza yapacağınız ücret ödemelerinin ticari kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Ücretin tarifi” başlıklı 61 inci maddesinde ise; “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
            Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almıştır.
            Ayrıca, aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci bendinde hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden, (istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır.
            Anılan Kanunun 96 ncı maddesinde de; “Vergi tevkifatı, 94 üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.” hükmü yer almaktadır.
            Buna göre, oğlunuz adına nakden veya hesaben herhangi bir aylık veya ücret ödemesinde bulunulması ve yanınızda çalıştırdığınız oğlunuzun sigorta primlerini yatırmanız halinde ücretin ödenmiş olduğu kabul edilerek, yapmış olduğunuz ücret ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddeleri gereğince gelir vergisi tevkifatına tabi tutulması ve tevkif edilen vergilerin aynı Kanunun 98 inci maddesine göre muhtasar beyanname ile beyan edilerek ödenmesi gerekmektedir.
            Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safı ticari kazancın tespitinde gider yazılabileceği, 41 inci maddesinin (2) numaralı bendinde ise teşebbüs sahibinin kendisine, eşine ve küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylık, ücret, ikramiye, komisyon ve tazminatların gider olarak kabul edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
            Ayrıca, 23/10/2012 tarih ve 85 sayılı Gelir Vergisi Sirkülerinin “10. Diğer Hususlar” başlıklı bölümünde “Çocuk veya küçük çocuk tabiri, mükellefle birlikte oturan veya mükellef tarafından bakılan (nafaka verilenler, evlat edinilenler ile ana veya babasını kaybetmiş torunlardan mükellefle birlikte oturanlar dâhil) 18 yaşını veya tahsilde olup 25 yaşını doldurmamış çocukları ifade eder.” açıklamasına yer verilmiştir.
            Bu çerçevede, işyerinizde çalışacak …. 1988 doğumlu çocuğunuza yukarıda yer alan açıklamalar çerçevesinde yapacağınız ücret ödemelerinin safı ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Riskli Yapı Tespitine ilişkin düzenlenecek ücretsiz raporun vergi mevzuatı karşısındaki durumu

Sayı

:

11395140-105[229-2012/VUK-1- . . .]–646

08/04/2015

Konu

:

Riskli Yapı Tespitine ilişkin düzenlenecek ücretsiz raporun vergi mevzuatı karşısındaki durumu

            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin yapı denetim hizmetine ilave olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığından …/…/20.. tarihi itibarıyla “Riskli Yapı Tespiti Lisans Belgesi” aldığı, Şirketinizin yapı denetim hizmeti vermek üzere anlaştığı parsele, kentsel dönüşüme tabi olabilmesi için gerekli olan riskli yapının tespitine dair raporun ücretsiz olarak tanzim edildiği, “yapı denetimi”de yapılacağı için yapının riskli olduğu tespitinin bedelsiz yapıldığı, takip eden dönemlerde kentsel dönüşüme tabi yapının yıkıldığı, yeni inşaat ruhsatı çıkarıldığı ve yeni inşaatın yapı denetiminin de yapıldığı, bu şekilde verilecek paket hizmetin yapı denetim kısmına ait emsal fiyat ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarifesinin mevcut olduğu ve söz konusu tarifenin uygulandığı, ancak riskli yapı tespiti hizmetine ilişkin bir ücret tarifesi veya emsal fiyat bulunmadığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının riskli yapı tespitine ilişkin fatura talep edebildiği belirtilerek, ücret/bedel alınmayan, tarifesi ve emsal ücreti belli olmayan riskli yapı tespiti hizmeti için fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenmesi halinde ücret, tarife veya emsal fiyat olmadığından %100 iskontolu veya bedelsiz fatura düzenlenmenin mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1 inci maddesinin (1) numaralı bendinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu; ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetlerinin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanunu hükümlerine göre Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği, aynı Kanunun 20 nci maddesinin (1) numaralı bendinde, teslim ve hizmet işlemlerde matrahının, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin ise malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 27 nci maddesinin birinci fıkrasında, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olacağı; üçüncü fıkrasında emsal bedeli ve emsal ücretin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı; beşinci fıkrasında ise serbest meslek faaliyetleri için ilgili meslek teşekküllerince tespit edilmiş bir tarife varsa, hizmet bedelinin bu tarifede gösterilen ücretten düşük olamayacağı hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiş, bu Kanuna göre tevsik edici bir belge mahiyetinde bulunan fatura ise mezkûr Kanunun 229 uncu maddesinde, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış; 231 inci maddesinin birinci fıkrasının beşinci bendinde ise faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.

Yine aynı Kanunun 267 nci maddesinde; emsal bedelin tanımı yapıldıktan sonra nasıl hesaplanacağı ile hangi sıra ve esaslar dahilinde uygulanacağı üç bent halinde sayılmıştır.

Bunlardan bir ve ikinci sıralarda yer alan ortalama fiyat esası ve maliyet bedeli esasına göre değer tespiti bizzat mükellefler tarafından yapılacaktır.

Üçüncü sıraya göre yapılacak takdir esasında ise aynı maddede “Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz…” hükmü bulunmaktadır.

Buna göre, Şirketinizin vermiş olduğu paket hizmete (denetim ve riskli yapı tespiti) ilişkin olarak; riskli yapı tespiti için bedel alınmasa da söz konusu hizmetin ifa edilmesiyle ekonomide bir katma değer oluştuğundan, KDV Kanununun 1 ve 27/1 inci maddelerine göre Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesi uyarınca hesaplanacak emsal bedel üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilmesi gerekmekte olup, Vergi Usul Kanununun 231 inci maddesinde belirtilen süre içerisinde fatura düzenlenmek suretiyle belgelendirilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatif üyelerine işyeri tesliminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği

Sayı

:

27192137-105[229-2013/21-265]-60

14/04/2015

Konu

:

Kooperatif üyelerine işyeri tesliminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; kooperatifinizin KDV Kanununun 17/4-k maddesinde belirtilen KDV istisnasından faydalanan küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi olduğu, kooperatif üyelerine işyeri teslimi gerçekleştirilirken kooperatifiniz tarafından üyeler adına fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

I – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatiflerin kazançları kurumlar vergisinin konusu kapsamına alınmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiştir.

Aynı Tebliğin, “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde ise yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmelerinin ortak dışı işlem sayılacağı; ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlemin ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.

Buna göre, kooperatif üyelerinizin her bir hisse için bir işyeri elde etmesi ve kooperatif muafiyetine ilişkin diğer şartların da varlığı halinde, kooperatifiniz kurumlar vergisinden muaf tutulacaktır.

Ancak, kooperatif üyelerince her bir hisse için birden fazla işyeri elde edilmesi halinde yapılan bu işlem, ortak dışı işlem sayılacağından, ortak dışı işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.

            II – KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-k maddesinde, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olduğu hükme bağlanmıştır.

Buna göre, kooperatifinizin üyelerine işyeri teslimi, KDV Kanununun 17/4-k maddesi hükmü kapsamında KDV den istisnadır.

III – VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” denilmekte olup, 231 inci maddesinin 5 inci bendinde; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azamiyedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 232 nci maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.” hükmü yer almaktadır.

Anılan madde hükümlerinden de anlaşılacağı gibi küçük sanayi sitelerinin kurulması kapsamında faaliyet gösteren Kooperatifiniz tarafından üyelerine yapılan işyeri teslimlerinde, Kooperatifinizin kurumlar vergisi ve KDV mükellefiyetinin bulunmaması halinde belge düzenlenmesi gerekmemekte olup, Kooperatifinizin kurumlar vergisi veya KDV mükellefiyetinin bulunması halinde ise işyerlerinin teslim tarihinden itibaren azami yedi gün içinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Arsa, İşyeri ve Meskenin Birlikte satışında KDV Oranı.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

18008620-130[ÖZG-2014-59]-8

02/03/2015

Konu

:

Arsa, İşyeri ve Meskenin Birlikte satışında KDV Oranı.

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … , … no.lu satış dosyasında, satışa konu … adresinde bulunan bahçe vasfında kayıtlı taşınmaz üzerinde bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda, 514 m2 zemin üzerinde her biri 99,50 m2 iki dükkan, her biri 146 m2 iki adet daire bulunduğu, zemin değerinin 43.690,00 TL. bina değerinin 216.531,00 TL. toplam değerin 260.221,00 TL. olduğunun belirtildiği, Satış Memurluğu’nun 21/03/2014 tarihli “Taşınmazın Açık Artırma İlanı”nda, KDV oranının arsa için % 18, daire için % 1 olarak açıkça ve ayrıca yazıldığının belirtildiği, ancak satış sonrası satış bedelinden müvekkil hissesi düşüldükten sonra kalan bedel üzerinden % 18 oranında KDV tahsil edildiği belirtilerek, söz konusu taşınmaz satışında uygulanacak KDV oranı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

            – 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu,

            – 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV’ye tabi olduğu,

            – 23/d maddesinde, bu satışlarda vergiyi doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku bulmakta olup, satılan malın kesin satış bedeli katma değer vergisinin matrahı olacağı,

            hüküm altına alınmıştır.

            KDV oranları KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.

            Söz konusu Kararname eki (I) sayılı listenin 11 inci sırasında “Net alanı 150 m2 ye kadar konut teslimleri” ibaresi yer almaktadır. Bu itibarla, KDV’ye tabi taşınmaz teslimlerinde KDV oranı, net alanı 150 m2 yi aşmayan konutlar için %1, 150 m2 yi aşan konutlar ile m2 sınırlaması olmaksızın diğer bütün taşınmazlar için %18 dir.

            01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “Konut Teslimleri ve İnşaat Taahhüt İşleri” başlıklı (III/B-2.1.) bölümünün “2.1.3.Net Alan” başlıklı alt bölümünde, net alan deyiminin “konut içerisinde duvarlar arasında kalan temiz alan” olarak tanımlanan faydalı alanı ifade ettiği, plan ve proje gereği konut dışında bir amaçla kullanılacak bölümleri de ihtiva eden inşaatlarda indirimli oranın sadece konut olarak kullanılacak bölümlere uygulanacağı belirtilerek, net alanının hesaplanmasına ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 60 no.lu KDV Sirkülerinin (8.2.1.) bölümünde de, konutların 150 m2’ye kadar net alanın hesabında dikkate alınacak unsurlara ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

            Buna göre, satılan konutun bağımsız olarak kullanılmaya esas her bir bölümü tek başına dikkate alınacaktır. Konutu çevreleyen arsa ve arazi, bu konutla birlikte değerlendirilecek ve konutun tabi olduğu oranda KDV’ye tabi olacaktır. Konutla birlikte değerlendirilecek arsa ve arazinin büyüklüğü ise mahalli örf ve adete göre tespit edilecektir.

            Tapu sicilinde bahçeli ev, bahçeli konut gibi ibarelerle kayıtlı taşınmazların üzerinde fiilen ve kullanılabilir halde konut bulunmaması halinde, bu taşınmazların konut olarak nitelendirilmesi mümkün olmadığından, arsa ve arazi sayılmak suretiyle genel oranda (%18) KDV’ ye tabi tutulması gerekmektedir.

            Öte yandan, tapu sicilinde arsa ve arazi olarak kayıtlı bulunan taşınmazların üzerinde kullanılabilir halde konut olduğu takdirde de bu satışın yukarıdaki açıklamalara göre konut sayılacağı tabiidir.

            Buna göre, bilirkişi raporu ile 150 m2’nin altında olduğu ve konut olarak kullanıldığı tespit edilen 2 adet dairenin ve bu konutla birlikte değerlendirilecek arsa payının ayrıştırma yapılmaksızın %1 oranında; bunun haricindeki arsa bedeli ve 2 adet dükkanın ise genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.

            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat karşılığı inşaat işi yapan yapı kooperatifinin vergilendirilmesi.

Sayı

:

27575268-105[229-2012-9398]-307

20/03/2015

Konu

:

Kat karşılığı inşaat işi yapan yapı kooperatifinin vergilendirilmesi.

İlgi özelge talep formunuzda, ………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün ………vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuzu, konut yapı kooperatifi olarak arsa sahipleri ile kooperatifiniz arasında kat karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, söz konusu sözleşme hükümlerine göre, inşaatı tamamlanacak olan 154 konuttan 72 konutun arsa sahiplerine, 82 konutun ise kooperatifinize kalacağı, kooperatifinize kalacak olan 82 konuttan 32 konutun ise kooperatifin inşaat taahhüt işlerini yapmakta olan taşeron firmaya teslim edileceği belirtilerek,

-Kooperatifinizin kurumlar vergisi karşısındaki durumu,

-Kooperatifinize yapılan inşaat taahhüt işinde KDV oranının ne olacağı,

-Konut teslimlerinde arsa sahiplerine ve kooperatifiniz üyelerine teslim edilecek her biri net 150 m² yi geçmeyen konutlarda KDV oranının ne olacağı,

-İnşaat taahhüt işlerini yapan taşeron firmaya teslim edilecek her biri net 150 m² altında olan konutlarda KDV oranının ne olacağı,

-Söz konusu inşaat taahhüt işinde KDV oranının %18 ve net alanı 150 m² yi geçmeyen konut teslimlerinde KDV oranının %1 olması durumunda ilgili dönemde yüklenilip indirim yoluyla giderilemeyen KDV farkının nasıl bir uygulamaya tabi tutulacağı,

-Kooperatifinizce gerçekleştirilecek konut teslimlerinde faturanın ne zaman ve hangi bedel üzerinden düzenleneceği,

hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

            A)    KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile ek ve değişiklikleri 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere 21.06.2006 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış olup, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ise 21.06.2006 tarih ve 26205 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 1 inci maddesinin onuncu fıkrasında, bu Kanunun yürürlüğünden önceki dönemler itibarıyla 5422 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hüküm altına alındığından, 01.01.2006 tarihinden önceki dönemler için 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri uygulanacaktır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 ncı maddesinde, esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz.) kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde de; Tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.

Özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; kooperatifiniz adına kayıtlı olmayan arsa üzerinde kat karşılığı inşaat işi yaptığınız anlaşılmıştır.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; başkasına ait arsa üzerine kat karşılığı inşaat yapmak suretiyle, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 maddesinde ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlardan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal etmiş olmanız nedeniyle, kooperatifinizin, bu faaliyete başladığı tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekmektedir.

            B)    KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;

-1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu; söz konusu faaliyetlerin devamlılığı, kapsamı ve niteliğinin Gelir Vergisi Kanununa göre, anılan Kanunda hüküm bulunmayan hallerde ise Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuata göre belirleneceği; verginin konusuna giren işlemleri yapanların hukuki statü ve kişiliklerinin vergilendirmeye engel teşkil etmeyeceği,

-2/1 nci maddesinde; teslimin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu,

-2/5 inci maddesinde, trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğu,

-4 üncü maddesinde, hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin; bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi, şekillerde gerçekleşebileceği, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olup, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergilendirileceği,

-5904 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle eklenen Geçici 28 inci maddesinde (Yürürlük Tarihi: 03.07.2009), bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerince, üyelerine yapılan konut teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu

hüküm altına alınmıştır.

Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde KDV uygulamasına ilişkin açıklamalar mülga 49, 66 ve 106 Seri No.lu KDV Genel Tebliğlerinde yer almaktadır.

60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin “3.6.5. Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt Hizmetlerinde KDV Uygulaması” başlıklı ve “8.2.2. Konut Yapı Kooperatiflerinin Üyelerine Konut Teslimi” başlıklı bölümlerinde de konuya ilişkin açıklamalara yer verilmiştir.

Başkanlığımıza verilen ilgi özelge talep formunuz ekinde yer alan belgelerin tetkikinde; …………………. düzenlenen ……………. tarihli yapı ruhsatında ve ………… tarihli yenileme ruhsatlarında konut yapı kooperatifinizin yapı sahibi değil yapı müteahhidi olarak yer aldığı, kooperatifiniz adına inşaat yapılan tapuda kayıtlı herhangi bir arsa bulunmadığı, inşaatların ……….tarihli “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı ve İnşaat Sözleşmesi ve Satış Vaadi Sözleşmesi” kapsamında gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre,

-28.02.2005 tarihli yapı ruhsatında ve 07.06.2010 tarihli yenileme ruhsatlarında konut yapı kooperatifinizin yapı sahibi değil yapı müteahhidi olarak yer alması nedeniyle kooperatifinize yapılan inşaat taahhüt işlerine genel oranda (% 18) KDV uygulanması gerekmektedir.

-5904 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 3/7/2009 dan önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatifinizin üyelerine yapacakları konut teslimleri, m2 büyüklüğüne bakılmaksızın KDV’den istisna olacaktır.

Öte yandan, üyeleriniz dışındaki kişilere yapacağınız (arsa sahibi ve taşeron firmaya) konut dahil taşınmaz satışları KDV ye tabi olup, net alanı 150 m² ye kadar olan konut teslimlerinde % 1 oranında, diğer taşınmaz teslimleri ile 150 m² nin üzerindeki konut teslimleri ise % 18 oranında KDV uygulanacaktır.

-KDV’ye tabi işlemleriniz nedeniyle, kooperatifiniz adına KDV mükellefiyeti tesis ettirilmesi, gerçekleştirilen işlemlerin ilgili dönem beyannamelerinde beyan edilmesi ve KDV Kanununun 40/3 maddesi gereğince vergiye tabi işlemlerin bulunmadığı dönemlerde de boş da olsa KDV beyannamesi verilmesi gerekmektedir.

-İlgili dönemde indirimli orana tabi işlemleriniz nedeniyle yüklenilip indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının Katma Değer Vergisi Kanununun 29/2 nci maddesine göre teslimin yapıldığı yılda mahsuben, yılı içinde mahsuben iadenin mümkün olmaması halinde ise izleyen yılda nakden veya mahsuben iadeye konu edilebileceği tabiidir.

            C)    VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 262 nci maddesinde maliyet bedelinin, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin arttırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade ettiği, 269 uncu maddesinde, iktisadi işletmelere dahil bulunan gayrimenkullerin maliyet bedeliyle değerleneceği; 270 inci maddesinde ise; gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satın alma bedelinden başka, noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükelleflerin serbest oldukları ve 271 inci maddesinde, inşa edilen binalarda ve gemilerde, imal edilen makine ve tesisatta, bunların inşa ve imal giderlerinin, satın alma bedeli yerine geçeceği hükme bağlanmıştır.

Mezkûr Kanunun 267 nci maddesinde ise; “Emsal bedeli, gerçek bedeli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı değerdir.

            Emsal bedeli sıra ile aşağıdaki esaslara göre tayin olunur:

Birinci sıra: (Ortalama fiyat esası) aynı cins ve nevideki mallardan sıra ile değerlemenin yapılacağı ayda veya bir evvelki veya bir daha evvelki aylarda satış yapılmışsa, emsal bedeli bu satışların miktar ve tutarına göre mükellef tarafından çıkarılacak olan “Ortalama satış fiyatı” ile hesaplanır. Bu esasın uygulanması için, aylık satış miktarının, emsal bedeli tayin olunacak her bir malın miktarına nazaran %25 ten az olmaması şarttır.

İkinci sıra: (Maliyet bedeli esası) Emsal bedeli belli edilecek malın, maliyet bedeli bilinir veya çıkarılması mümkün olursa, bu takdirde mükellef bu maliyet bedeline, toptan satışlar için %5, perakende satışlar için %10 ilave etmek suretiyle emsal bedelini bizzat belli eder.

Üçüncü sıra: (Takdir esası) Yukarıda yazılı esaslara göre belli edilemeyen emsal bedelleri ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca takdir yolu ile belli edilir. Takdirler, maliyet bedeli ve piyasa kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dereceleri nazara alınmak suretiyle yapılır. Takdir edilen bedellere mükelleflerin vergi mahkemesinde dava açma hakkı mahfuzdur. Ancak, dava açılması verginin tahakkuk ve tahsilini durdurmaz.

Emsal bedelinin mükellef tarafından bizzat hesaplandığı hallerde, bu hesaplara ait kayıt ve cetveller ispat edici kağıtlar olarak muhafaza edilir.

            Yukarıdaki esaslarla mukayyet olmaksızın kaza mercilerinin re’sen biçtikleri değerler ile zirai kazanç ölçülerini tespit eden kararnamelerde yer alan unsurlar emsal bedeli yerine geçer.

Ücretle yapılan imalatta ücretin gerçek miktarının bilinmemesi veya doğru olarak tayin edilememesi hallerinde tespit edilecek emsal ücret de aynı esaslara göre tayin olunur.” hükmü bulunmaktadır.

Yukarıdaki açıklamalara göre, ortalama fiyat esasında, emsal bedeli belirlenecek malın daha önceki aylardaki satış bedelleri ve miktarlarına dayanarak emsal bedeli belirlendiğinden, önceki aylara ait bir satış varsa ilk olarak bu esasın kullanılması gerekir.

Ancak, ortalama fiyat esasının kullanılması mümkün değilse, maliyet bedeli esası kullanılabilir. Maliyet bedeli esasında ise malın maliyet bedeline toptan satışlar için % 5, perakende satışlar için % 10 eklenerek emsal bedel belirlenmektedir. Arsa karşılığı olmak üzere arsa sahibine daire verilmesi durumunda karşılığı ayni olan bir taahhüt söz konusudur. Ayni taahhütler olmasına rağmen, maliyet bedelinin belirlenmesi mümkün olduğu takdirde, Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinde yer alan bu esasın kullanılması mümkün bulunmaktadır.

Ancak, maliyet bedeli esasının kullanılması mümkün olmazsa takdir komisyonunca takdir esasına göre emsal bedel belirlenmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, kat/arsa karşılığı inşaatlarda genellikle;

– Kat karşılığı olmak üzere arsa sahibine daire verilmesi durumunda karşılığı ayni olan bir taahhüt söz konusudur. Arsa sahibi arsasının bir kısmını müteahhide devretme, müteahhit ise bunun karşılığında inşa edeceği dairelerin bir kısmını arsa sahibine devretme taahhüdünde bulunmaktadır.

– Arsa sahibi, arsasının belli bir payını devretmiş olup, karşılığında müteahhidin verdiği dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Arsa payının bir kısmı ise arsa sahibinde kalmakta, bu kalan kısım da müteahhit tarafından kendisine verilen dairelerin arsa payına isabet etmektedir.

– Arsa sahibi ticari işletme ise, bu işlem sonucunda arsası aktifinden çıkmakta olup, bunun karşılığında dairelere, işyerlerine veya belli bir nakit paraya sahip olmaktadır. Ticari işletmenin müteahhide devretmediği arsa payı, müteahhitçe verilen dairelere isabet ettiği için ticari işletme bu iktisadi kıymetleri kayıtlarına arsa payı dâhil olarak kaydetmelidir.

– Müteahhit ise, inşa ettiği dairelerden bir kısmını arsa sahibine vermekte olup, bunun karşılığında elde ettiği iktisadi kıymet ise müteahhidin arsa sahibinden devraldığı (müteahhide kalan dairelere isabet eden) arsa payıdır. Buna göre, arsa sahibine bırakılan dairelerin karşılığında müteahhit kendisinde kalan dairelere isabet eden arsa payını devralmaktadır.

– Müteahhit açısından arsa maliyet bedeli (arsa payı karşılığında) arsa sahibine teslim edilen daire ve işyerlerinin yapımı için yapılan harcamaların toplamını oluşturmakta olup, bu bedel inşaat maliyetinin de içerisinde yer almaktadır. Buna göre, arsa karşılığında müteahhit firma tarafından arsa sahibine verilecek daireler, işyerleri için yapılan harcamalar veya ödenen nakit para anılan müteahhit firma açısından arsa sahibinden alınan arsa payının maliyet bedeli olacaktır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar doğrultusunda;

– Yapı müteahhidi konumunda olan kooperatifiniz tarafından, kat karşılığı olmak üzere arsa sahiplerine bırakılan daireler için, söz konusu dairelerin teslim edilmesinden (inşaatın tamamlanarak mülkiyetin alıcıya geçmesinden veya tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesinden) itibaren yedi gün içerisinde arsa sahipleri adına Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesine göre tespit edilen emsal bedel üzerinden fatura düzenlenmesi,

– Yapı müteahhidi olarak kooperatifinize teslim edilen arsanın bir iktisadi işletmeye dâhil olması veya arsa sahiplerinin arsa alım satımını mutad ve sürekli bir faaliyet olarak sürdürmesi halinde, teslim edilen arsa için arsa sahipleri tarafından, kooperatifinizce arsa sahiplerine teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden kooperatifiniz adına fatura düzenlenmesi,

– Arsa sahiplerinin gerçek usulde mükellefiyetlerini gerektirmeyecek şekilde, arızi bir faaliyet olarak arsalarını kooperatifinize tesliminde, arsa sahiplerinin mükellef olmamalarından dolayı kooperatifiniz tarafından arsa sahipleri adına teslim edilen dairelerin emsal bedeli üzerinden gider pusulası düzenlenmesi,

– Kooperatifinize kalan dairelerin satılması veya arsa sahipleri dışındakilere yapılacak daire teslimlerine ilişkin olarak ise; tapuda tescil işleminin yapıldığı tarihten itibaren, tescilden önce dairelerin alıcıların kullanımına terk edilmesi durumunda, bu tarihten itibaren yedi gün içerisinde gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi

gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatife yapılan inşaat taahhüt işinde KDV iade talebinin hangi tarihten itibaren yapılabileceği.

Sayı

:

84974990-130[29-2014/27]-381

03/04/2015

Konu

:

Kooperatife yapılan inşaat taahhüt işinde KDV iade talebinin hangi tarihten itibaren yapılabileceği.

İlgide kayıtlı dilekçenizle; … Konut Yapı Kooperatifi ile 28/07/2000 tarihinde Ankara Etimesgut ilçesi … parsel üzerinde 160 adet konut inşaatının malzemeli olarak anahtar teslimini içeren inşaat sözleşmesi imzaladığınız, Kooperatifin bahse konu sözleşmeyi 20/01/2009 tarihinde tek taraflı olarak feshetmesi nedeniyle inşaatın tamamlanmadan bırakıldığı, anılan kooperatifin şirketinize karşı açtığı davanın devam etmesi nedeniyle işin bitim tarihi olarak hangi tarihin esas alınacağı ve indirimli oranda KDV iadesi talep edip edemeyeceğiniz hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun;

– 1/1 maddesinde, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de  yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu,

– 10’uncu maddesinin (a) bendinde, vergiyi doğuran olayın, mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin yapılması ile, (b) bendinde; malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi hallerinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura ve benzeri belgelerin düzenlenmesi ile meydana geleceği,

– 29/2 maddesinde, 28’inci madde uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından vergi oranı indirilen teslim ve hizmetlerle ilgili olup yılı içerisinde indirilemeyen ve tutarı Bakanlar Kurulunca tespit edilecek sınırı aşan verginin Maliye Bakanlığının tespit edeceği usul ve esaslara göre iade edileceği,

hüküm altına alınmıştır.

KDV Genel Uygulama Tebliğinin (II/G-4.2.) “Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt İşlerinde İstisna/İndirimli Oran Uygulaması” başlıklı bölümünde;

“3065 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiştir. Bu madde çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerine ifa edilecek inşaat taahhüt işleri, bina inşaat ruhsatı 29/7/1998 tarihinden önce alınmış ise KDV’den istisna tutulur. Bina inşaat ruhsatı bu tarihten sonra alınmışsa söz konusu işlere(% 1) oranında KDV uygulanır. 

             Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli KDV oranı (%1) uygulanabilmesi için; 

             – Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması, 

             – İşin konut yapı kooperatifine yapılması, 

            – Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması, 

gerekir.”

             açıklamalarına yer verilmiştir.    

            İlgide kayıtlı özelgeniz ve eklerinden; Kooperatifin 29/07/1998 tarihinden sonra (17/08/2001) inşaat yapı ruhsatı aldığı anlaşılmış olup söz konusu kooperatife yapılacak inşaat taahhüt işlerine indirimli oranda (% 1) KDV uygulanması mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan Tebliğin (III.B.3.) İndirimli Orana Tabi İşlemlerde İade Uygulaması başlıklı kısmında ise;

             “3065 sayılı Kanunun 28’inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulunca vergi oranları indirilen teslim ve hizmetler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV tutarlarının, Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen sınırı aşan kısmı, Tebliğin (III/B-3.2.2.) bölümünde belirtilen borçlara yılı içinde vergilendirme dönemleri itibarıyla mahsuben, izleyen yıl içerisinde talep edilmesi kaydıyla nakden ya da söz konusu borçlara mahsuben iade edilebilir. 

             İndirimli oran kapsamında yer almakla birlikte verginin konusuna girmeyen veya KDV’den istisna edilen işlemler dolayısıyla yüklenilen vergiler bu bölüm kapsamında değerlendirilmez.” 

ifadelerine yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hükümler ve ilgili tebliğde yapılan açıklamalar çerçevesinde; Şirketiniz tarafından söz konusu kooperatife yapılan inşaat taahhüt işine ilişkin iade talebinin, aynı yıl içinde mahsuben veya izleyen yıl içinde nakden veya mahsuben yapılması gerekmektedir. Şirketinizin anılan kooperatife 2008 yılında yaptığı inşaat taahhüt işinden doğan KDV iade talebinin 2008 yılı içinde mahsuben ya da 2009 yılı içinde nakden veya mahsuben yapılması gerektiğinden bu dönemlerden sonra iade talep etmeniz mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk. Kanun kapsamındaki inşaatın bitiminde uygulanacak KDV oranı

Sayı

:

39044742-KDV.28-637

07/04/2015

Konu

:

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk. Kanun kapsamındaki inşaatın bitiminde uygulanacak KDV oranı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; sanayi, enerji lojistik ve inşaat sektöründe, toplu konut, rezidans, otel, hastane, endüstriyel tesisler, ticaret ve sağlık yapıları ile renovasyon ve restorasyon projelerinin yapılması ve tamamlanması, her türlü inşaat taahhüt işleri, gayrimenkul alım satımı, kiralanması konularında faaliyet gösterdiğiniz, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk. Kanun kapsamında bulunan bir yapının yıkılarak yeniden yapılmasına ilişkin olarak yapı malikleri ile inşaat sözleşmesi imzalayacağınız belirtilerek; firmanızca inşaatın bitiminde düzenlenecek faturada uygulanacak KDV oranı hususunda tereddüt hasıl olduğundan Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

Aynı Kanunun 19 uncu maddesinde diğer kanunlardaki vergi muaflık ve istisna hükümlerinin bu vergi bakımından geçersiz olduğu ve KDV ye ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak bu kanuna hüküm eklenmek veya bu kanunda değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği ifade edilmiştir.

KDV Kanununun 28 inci maddesinin Bakanlar Kuruluna verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 24/12/2007 tarih ve 2007/13033 sayılı Kararname eki Karar ile KDV oranları; Kararname eki (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, ekli listelerde yer alanlar hariç olmak üzere, vergiye tabi diğer işlemler içinse % 18 olarak belirlenmiş olup söz konusu Kararnamenin 1 inci maddesinin 01/01/2013 tarihinde yürürlüğe giren altıncı sırasında aşağıdaki düzenlemeye yer verilmiştir.

            “(2012/4116 sayılı Kararname ile eklenen sıra Yürürlük: 01/01/2013) (1) sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m²’ye kadar konutlardan; 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde (16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 29 uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m² vergi değeri;

            a) Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı,

            b) Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı, uygulanır.”

Bu çerçevede, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk. Kanun kapsamındaki rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde yapılacak 150 m²’nin altında bulunan konut teslimlerinde % 1 oranında KDV uygulanacaktır.

Öte yandan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hk. Kanun kapsamında olsa dahi bir binanın kat maliklerinden alınan belli bir bedel karşılığı yıkılıp yeniden inşasına ilişkin olarak inşaatın bitiminde kat maliklerine tarafınızca düzenlenecek faturada söz konusu işlem konut teslimi değil inşaat taahhüt işi kapsamında bulunacağından genel oranda (%18) KDV hesaplanacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanında İnşa edilecek konutların tesliminde uygulanacak KDV oranı.

Sayı

:

21152195-35-02-174

08/04/2015

Konu

:

Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanında İnşa edilecek konutların tesliminde uygulanacak KDV oranı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;

Ortaklığınızca Bornova 2 nci Bölge … parselde bulunan 3616 m² büyüklüğündeki arsa üzerine kat karşılığı 98 adet konut ile 9 adet işyeri inşaatı yapılacağı,

İzmir Mimarlar Odasının açtığı Nazım İmar Planı değişikliğinin iptali davasında, değişikliğin İzmir … İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sonucunda, Bornova Belediye Başkanlığınca inşaat ruhsatlarının ‘‘ofis-işyeri” olarak verildiği

belirtilerek, söz konusu alanda inşa edilecek konutların tesliminde uygulanacak katma değer vergisi (KDV) oranı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi (BKK) ile BKK eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.

Söz konusu BKK eki I sayılı listenin 11 inci sırası uyarınca net alanı 150 m² ye kadar olan konut teslimleri % 1 oranında KDV ye tabi bulunmaktadır.

Öte yandan, 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayılı BKK nın 7 nci maddesi ile 2007/13033 sayılı BKK nın 1 inci maddesine;

(6) (I) sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m² ye kadar konutlardan; 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde (16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 29 uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m² vergi değeri;

Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı,

Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı, uygulanır.”

fıkrası eklenmiştir.

2012/4116 sayılı BKK nın 12/b maddesi ile de söz konusu hükmün, yapı ruhsatı 01/01/2013 tarihinden itibaren alınan konut inşaatı projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi bu tarihten itibaren yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır.

26.04.2014 tarih ve 28983 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1/5/2014 tarihinde yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin “III/2.1. Konut Teslimleri ve İnşaat Taahhüt İşleri” başlıklı bölümü ile 60 No.lu KDV Sirkülerinin “8.2. Taşınmaz Teslimlerinde KDV Uygulaması” başlıklı bölümünde konuya ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre; Şirketiniz tarafından Bornova 2. Bölge … parselde bulunan 3616 m² büyüklüğündeki “Konut Dışı Kentsel Çalışma Alanı”nda bulunan arsa üzerine yapılacak taşınmazların her ne kadar konut olarak teslim edileceği beyan edilmiş olsa da;

-İnşaat ruhsatının konut olarak değil, ofis (işyeri) ve dükkan olarak verildiği,

-Söz konusu taşınmazların fiili durumda işyeri olarak kullanılabileceği, verilen inşaat ruhsatının da bu taşınmazların işyeri olarak kullanılmasını mümkün kıldığı,

-Söz konusu taşınmazların işyeri olarak kullanılmak üzere satın alınabileceği,

hususları dikkate alındığında, söz konusu taşınmaz teslimlerinin  % 18 oranında KDV ye tabi tutulması gerekmektedir.

Bu taşınmazlar ile birlikte teslim edileceği özelge talep formunda belirtilen eşyaların, sökülüp taşınarak tekrar kurulup kullanılabilecek nitelikte olanlarının (ankastre ürünler, bulaşık ve çamaşır makinası, mobilya takımı vb gibi) tesliminde bunların tabi olduğu oranda KDV uygulanması, bu nitelikte olmayanların teslimlerinin ise taşınmaz teslimi ile birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.