KONUT VERİLMEYEN KOOPERATİF ORTAĞININ NE YAPMASI GEREKLİDİR ?

KONUT VERİLMEYEN KOOPERATİF ORTAĞI

Dava, konut verilemeyen kooperatif ortağının tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, yargılama devam ederken davacının 14.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Davacının konut karşılığı tazminata ilişkin isteminin dinlenebilmesi için, davacının davalı kooperatifin üyesi olması ve bunun açılan dava boyunca ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Davacı hakkında alınan ihraç kararının kesinleşmesi halinde üyelik sıfatı sona ereceğinden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekir. Bu durumda, mahkemece davacı hakkındaki ihraç prosedürünün sonucunun beklenilmesi, üyelik sıfatının devam ettiğinin belirlenmesi halinde, bundan sonra davanın esasına girilmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle üye olduğu gerekçesiyle esasa girilmesi doğru olmamıştır.

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY 23. HUKUK DAİRESİ KARARI: Davacı vekili, davalı kooperatifin ortağı olan müvekkilinin aidat ve ödentilerini tam olarak ödediğini, kendisine daire teslim edilmesini beklerken kooperatifin yeni yapılacak blok için yeri kalmadığını ve kooperatifin 45 daire dışında başka dairesinin olmadığını öğrendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL`nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğinden 14.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ilekooperatif üyeliğinden çıkarıldığını, üyelikten çıkarılma kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, kooperatifin uygun bir arsa alarak yahut satın alma yoluyla daireleri teslim yoluna gideceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının dava tarihi itibariyle kooperatif üyesi olduğu, diğer üyelere konut tahsis edildiği halde davacıya konut tahsis edilmediği, davacıya verilebilecek tahsisi yapılmamış bağımsız bölüm bulunmadığı, davacının davalı kooperatiften 65.590,00 TL tazminat alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın tescil talebi yönünden reddine, 65.590,00 TL nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.

1) Dava, konut verilemeyen kooperatif ortağının tazminat istemine ilişkindir.

Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Bu husus dava koşulu olup, mahkemece de re`sen göz önünde bulundurulmalıdır.

Somut olayda, yargılama devam ederken davacının 14.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Davacının konut karşılığı tazminata ilişkin isteminin dinlenebilmesi için, davacının davalıkooperatifin üyesi olması ve bunun açılan dava boyunca ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Davacı hakkında alınan ihraç kararının kesinleşmesi halinde üyelik sıfatı sona ereceğinden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekir. Bu durumda, mahkemece davacı hakkındaki ihraç prosedürünün sonucunun beklenilmesi, üyelik sıfatının devam ettiğinin belirlenmesi halinde, bundan sonra davanın esasına girilmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle üye olduğu gerekçesiyle esasa girilmesi doğru olmamıştır.

2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.

SONUÇ:

Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına ( BOZULMASINA ), (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir