Bilindiği üzere, kooperatif ortakları Kooperatifler Kanunu`na göre iki türlü dava açma hakkına sahiptirler; Birincisi, KK m. 16`da öngörülen ortaklıktan çıkarma kararına karşı açılan “İTİRAZ DAVASI”, ikincisi de, KK m. 53`e göre genel kurul kararları aleyhine açılan “BOZMA DAVASI” dır. Bu iki dava dışında, ortaklar bakımından Kooperatifler Kanunu`nda hukuk davası öngörülmemiştir.
Yargıtay, konutların maliyetlerine veya kura çekimine ilişkin yönetim kurulu kararlarına karşı itirazların, genel kurula yapılmadan doğrudan dava açılamayacağını, KK 16 ve 53`üncü maddelerinin birlikte incelenip yorumlanması halinde; kooperatif ortaklığından ihraç kararı dışında yönetim kurulu kararları ve eylemleri aleyhine ortaklarca kooperatife doğrudan doğruya bir dava açılamayacağı gerekçesine dayanarak belirtmektedir (Y. 11. HD., 10.06.1987, E: 3240, K: 3514 age s. 311, aynı doğ: Y. 11. HD., 02.03.1984, E: 799, K: 1158 s. 292, aynı doğ: Y. 11. HD., 25.02.1993, E: 726, K: 1224 s. 293).
Gerçekten yönetim kurulunun her türlü iş ve eylemine karşı doğrudan dava açılmasının kabul edilmesinin bir takım sakıncaları vardır. Bu durumda kooperatifin işleyişi aksayacak, yönetim kurulunun hareket kabiliyeti azalacak, 3. kişilerin haklarının ne olacağı tartışması yaşanacak ve hukuki güvenlik bozulacaktır. Ancak, yokluk veya geçersizlikle malul yönetim kurulu kararları için doğrudan dava açılması kabul edilebilir24.
-”Kura çekiminin batıl olduğu iddiası varsa, yönetim kurulu kararı dahi olsa batıllığın tespiti davası açılabilir” (Y. 11. HD., 25.02.1993, E: 7269, K: 1224)25.