Kooperatif ortağı yönetime dava açabilir mi?

Yargıtay`ın, kooperatif üyesinin şahsi zararları bakımından, doğrudan, kusurlu yönetim kurulu üyelerine dava açmasının mümkün olduğunu belirten kararlarından bazıları şöyledir;

– “… davacılar vekili müvekkillerinin kooperatif ortağı sıfatıyla uğradıkları zararı, bu zarara kooperatif genel kurulu kararını uygulamamak suretiyle yönetim kurulu üyelerinin sebep ve sorumlu olduklarını ileri sürerek, onlardan şahsen tahsilini istemiş bulunmaktadır. ..Yöneticilerin şahsına karşı açılan bu davanın yürütülerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir” (Y. 11. HD., 13.09.1983, E. 3623, K. 371)26.

– ” Ortağın usule uygun itirazını genel kurula götürmeyip ve bu amaçla genel kurulu makul sürede toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında tazminat davası açılabilir” (Y. 11. HD., 20.03.1986, E: 1253, K: 1612)27.

– ” Kooperatif ortağı zarar görmüşse, yönetim kurulu üyelerine karşı kişisel olarak tazminat davası açabilir.” (Y. 11. HD., 27.02.1990, E: 9543, K: 1576)28.

Yöneticilerin işlem ve eylemi sonucu doğrudan zarar gören üyenin kooperatife dava açması da mümkündür. Bu durumda, kooperatifin, yöneticilerin kusuru oranında yöneticilere rücu etmesi söz konusu olur.

Gerçekten, Kooperatifler Kanunu`nda öngörülmese de, sözleşmeden doğan borç (akdi sorumluluk) ve hak arama özgürlüğü kapsamında, Kanun ve ana sözleşmenin uygulanmasından doğrudan zarar gören ortak, genel hükümlere (BK m. 96 vd., m. 41 vd., TMK m. 50/son, vs.) göre kooperatifi dava edebilmelidir.

Kaldı ki KK m. 98`in TTK anonim şirket hükümlerine yaptığı atıf dikkate alındığında da aynı sonuca ulaşılır. Yukarıda belirtildiği üzere; anonim şirketlerde, TTK m. 336 hükmüne göre, gerek kanunun, gerek ana sözleşmenin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmaması durumunda, yönetim kurulu üyelerinin münferit pay sahiplerine karşı müteselsilen sorumlu olmaları söz konusudur. Yönetim kurulunun faaliyetinden şahsi zarar gören ortak, genel kurula başvurmadan, yönetim kurulu üye/üyelerine zararın tazmini için doğrudan dava açabiliyorken, kooperatifi temsil eden yönetim kurulunun aldığı karar ile yapılan iş ve işlemlerden doğan şahsi zararının tazmini için de, kooperatif aleyhine dava açabilmelidir.

Ayrıca; temsile veya idareye salâhiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirketin mesul olacağını belirten, KK m. 59/3, TTK m. 321/son hükümünün kıyasen uygulanması suretiyle de aynı sonuca varılır. Gerçekten; TTK m. 1`in, TMK`ya ve TMK m. 5`in de BK`ya yaptığı atıf dikkate alındığında, BK m. 98`deki haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümlerin, kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunacağı hükmü gözetilerek de aynı sonuca ulaşılır.

– “Yönetim Kurulu üyelerinin eylemi sonucu zarar gören ortak bu zararının tazminini kooperatiften isteyebilir” (Y. 11. HD., 25.05.1992, E: 8318, K: 7059 Aynı doğrultuda Y. 11. HD., 12.09.1994, E: 2175, K: 6157)29.

– “Kooperatif ortağının, kooperatif aleyhine açtığı davada ileri sürdüğü kooperatif temellerinin ve döşemelerinin projeye aykırı olduğu, inşaat alanının 1. derece deprem kuşağında bulunduğu ve yıkılma tehlikesinin olduğu şeklindeki iddiaları haksız fiil olgusuna dayanmaktadır (BK m 41). Kooperatif ortaklarının kooperatifin haksız fiiline karşı dava açmaları, genel kurul kararı alınması şartına bağlı değildir” (YHGK, 07.10.1998, E: 11-616, K: 666)30.

– “Ortak kendisine noksan olarak teslim edilen konutun noksanlıklarının giderilmesini istemiştir. Bu talep yönetim kurulunca verilen bir kararın iptaline ilişkin bir dava olmayıp, kooperatif hükmi şahsiyetine karşı açılmış (tazminat) davası olduğundan KK. 16. maddesi ile ilişkisi bulunmamaktadır. Bir ortağın şahsi hakları ve tazminat talebi sebebiyle kooperatif aleyhine dava açılması için önceden genel kurula gitmeye gerek olmadığından, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir” (Y. 11. HD., 06.11.1986, E: 4580, K: 5782, aynı doğ; Y. 11. HD., 22.10.1992, E: 3155, K: 10144)31.

Yargıtay; ortağın, kurada kendisine isabet eden konutun küçük olması sonucu, diğer dairelerden daha az değerli olduğunu ileri sürerek, değer farkını talep ettiği davanın (Y. 11. HD. 14.12.1992 E: 5126, K: 11354), ortağa verilen konutun ayıplı olması nedeniyle açılan davanın (Y. 11. HD., 23.01.1990, E: 8843, K: 85), kooperatifçe yaptırılan meskenin bir kısmının imar planına aykırı olması nedeniyle yıkılması sonucu uğranılan zararın tazmini için açılan davanın (Y. 11. HD., 08.07.1996 T. E: 4406, K: 5106), diğer ortaklara yapılan teslimden daha geç bir zamanda kendisine teslim edilen dairenin geç teslimi nedeniyle açılan davanın (Y. 11. HD., 14.10.1996, E: 6460, K: 6773), kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilebileceğini belirtmiştir32.

Sonuç olarak, doğrudan zarar gören üye, hem kooperatif, hem de kusurlu olması şartıyla kooperatif yöneticileri aleyhine dava açabilir.

– ” Yönetim kurulu başkanının mahkeme kararını uygulamaması nedeniyle oluşan zarardan, hem kooperatif, hem de kişisel olarak yönetim kurulu başkanı sorumludur” (Y. 11. HD., 16.06.1997, E: 4186, K: 4740)33.

Peki, arsa sahiplerinin genel kurul kararı olmaksızın üye yapılması sonucu, normal aidat ödeyen üyenin uğradığı zarar doğrudan mı, yoksa dolaylı zarar kapsamında mı kalır?

Yukarıdaki açıklamalar göstermektedir ki; normal aidat ödeyen üye, arsa sahiplerinin genel kurul kararı olmaksızın kooperatife üye yapılmaları nedeniyle uğradığı şahsi zararlarının tazmini için, hem kooperatife, hem de yöneticilere dava açabileceği gibi, şahsi olmayan zararlar bakımından, hükmolunacak tazminatın kooperatife verilmesi kaydıyla doğrudan kusurlu yöneticiler aleyhine de dava açabilir.

Yargıtay`ın, kooperatif üyesinin şahsi zararları bakımından, doğrudan, kusurlu yönetim kurulu üyelerine dava açmasının mümkün olduğunu belirten kararlarından bazıları şöyledir;

– “… davacılar vekili müvekkillerinin kooperatif ortağı sıfatıyla uğradıkları zararı, bu zarara kooperatif genel kurulu kararını uygulamamak suretiyle yönetim kurulu üyelerinin sebep ve sorumlu olduklarını ileri sürerek, onlardan şahsen tahsilini istemiş bulunmaktadır. ..Yöneticilerin şahsına karşı açılan bu davanın yürütülerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir” (Y. 11. HD., 13.09.1983, E. 3623, K. 371)26.

– ” Ortağın usule uygun itirazını genel kurula götürmeyip ve bu amaçla genel kurulu makul sürede toplantıya çağırmayan yönetim kurulu üyeleri hakkında tazminat davası açılabilir” (Y. 11. HD., 20.03.1986, E: 1253, K: 1612)27.

– ” Kooperatif ortağı zarar görmüşse, yönetim kurulu üyelerine karşı kişisel olarak tazminat davası açabilir.” (Y. 11. HD., 27.02.1990, E: 9543, K: 1576)28.

Yöneticilerin işlem ve eylemi sonucu doğrudan zarar gören üyenin kooperatife dava açması da mümkündür. Bu durumda, kooperatifin, yöneticilerin kusuru oranında yöneticilere rücu etmesi söz konusu olur.

Gerçekten, Kooperatifler Kanunu`nda öngörülmese de, sözleşmeden doğan borç (akdi sorumluluk) ve hak arama özgürlüğü kapsamında, Kanun ve ana sözleşmenin uygulanmasından doğrudan zarar gören ortak, genel hükümlere (BK m. 96 vd., m. 41 vd., TMK m. 50/son, vs.) göre kooperatifi dava edebilmelidir.

Kaldı ki KK m. 98`in TTK anonim şirket hükümlerine yaptığı atıf dikkate alındığında da aynı sonuca ulaşılır. Yukarıda belirtildiği üzere; anonim şirketlerde, TTK m. 336 hükmüne göre, gerek kanunun, gerek ana sözleşmenin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasten veya ihmal neticesi olarak yapılmaması durumunda, yönetim kurulu üyelerinin münferit pay sahiplerine karşı müteselsilen sorumlu olmaları söz konusudur. Yönetim kurulunun faaliyetinden şahsi zarar gören ortak, genel kurula başvurmadan, yönetim kurulu üye/üyelerine zararın tazmini için doğrudan dava açabiliyorken, kooperatifi temsil eden yönetim kurulunun aldığı karar ile yapılan iş ve işlemlerden doğan şahsi zararının tazmini için de, kooperatif aleyhine dava açabilmelidir.

Ayrıca; temsile veya idareye salâhiyetli olanların vazifelerini yaptıkları sırada işledikleri haksız fiillerden anonim şirketin mesul olacağını belirten, KK m. 59/3, TTK m. 321/son hükümünün kıyasen uygulanması suretiyle de aynı sonuca varılır. Gerçekten; TTK m. 1`in, TMK`ya ve TMK m. 5`in de BK`ya yaptığı atıf dikkate alındığında, BK m. 98`deki haksız fiillerden mütevellit mesuliyete müteallik hükümlerin, kıyasen akde muhalif hareketlere de tatbik olunacağı hükmü gözetilerek de aynı sonuca ulaşılır.

– “Yönetim Kurulu üyelerinin eylemi sonucu zarar gören ortak bu zararının tazminini kooperatiften isteyebilir” (Y. 11. HD., 25.05.1992, E: 8318, K: 7059 Aynı doğrultuda Y. 11. HD., 12.09.1994, E: 2175, K: 6157)29.

– “Kooperatif ortağının, kooperatif aleyhine açtığı davada ileri sürdüğü kooperatif temellerinin ve döşemelerinin projeye aykırı olduğu, inşaat alanının 1. derece deprem kuşağında bulunduğu ve yıkılma tehlikesinin olduğu şeklindeki iddiaları haksız fiil olgusuna dayanmaktadır (BK m 41). Kooperatif ortaklarının kooperatifin haksız fiiline karşı dava açmaları, genel kurul kararı alınması şartına bağlı değildir” (YHGK, 07.10.1998, E: 11-616, K: 666)30.

– “Ortak kendisine noksan olarak teslim edilen konutun noksanlıklarının giderilmesini istemiştir. Bu talep yönetim kurulunca verilen bir kararın iptaline ilişkin bir dava olmayıp, kooperatif hükmi şahsiyetine karşı açılmış (tazminat) davası olduğundan KK. 16. maddesi ile ilişkisi bulunmamaktadır. Bir ortağın şahsi hakları ve tazminat talebi sebebiyle kooperatif aleyhine dava açılması için önceden genel kurula gitmeye gerek olmadığından, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir” (Y. 11. HD., 06.11.1986, E: 4580, K: 5782, aynı doğ; Y. 11. HD., 22.10.1992, E: 3155, K: 10144)31.

Yargıtay; ortağın, kurada kendisine isabet eden konutun küçük olması sonucu, diğer dairelerden daha az değerli olduğunu ileri sürerek, değer farkını talep ettiği davanın (Y. 11. HD. 14.12.1992 E: 5126, K: 11354), ortağa verilen konutun ayıplı olması nedeniyle açılan davanın (Y. 11. HD., 23.01.1990, E: 8843, K: 85), kooperatifçe yaptırılan meskenin bir kısmının imar planına aykırı olması nedeniyle yıkılması sonucu uğranılan zararın tazmini için açılan davanın (Y. 11. HD., 08.07.1996 T. E: 4406, K: 5106), diğer ortaklara yapılan teslimden daha geç bir zamanda kendisine teslim edilen dairenin geç teslimi nedeniyle açılan davanın (Y. 11. HD., 14.10.1996, E: 6460, K: 6773), kooperatif tüzel kişiliğine yöneltilebileceğini belirtmiştir32.

Sonuç olarak, doğrudan zarar gören üye, hem kooperatif, hem de kusurlu olması şartıyla kooperatif yöneticileri aleyhine dava açabilir.

– ” Yönetim kurulu başkanının mahkeme kararını uygulamaması nedeniyle oluşan zarardan, hem kooperatif, hem de kişisel olarak yönetim kurulu başkanı sorumludur” (Y. 11. HD., 16.06.1997, E: 4186, K: 4740)33.

Peki, arsa sahiplerinin genel kurul kararı olmaksızın üye yapılması sonucu, normal aidat ödeyen üyenin uğradığı zarar doğrudan mı, yoksa dolaylı zarar kapsamında mı kalır?

Yukarıdaki açıklamalar göstermektedir ki; normal aidat ödeyen üye, arsa sahiplerinin genel kurul kararı olmaksızın kooperatife üye yapılmaları nedeniyle uğradığı şahsi zararlarının tazmini için, hem kooperatife, hem de yöneticilere dava açabileceği gibi, şahsi olmayan zararlar bakımından, hükmolunacak tazminatın kooperatife verilmesi kaydıyla doğrudan kusurlu yöneticiler aleyhine de dava açabilir.Av
Av. Nezih Sütçü ‘nün makalesinden alıntıdır

3 thoughts on “Kooperatif ortağı yönetime dava açabilir mi?

  1. Koop.sınırlarında toprak tapulu dükkanı tapudan satış yolu ile satın aldım . Almadan önce tapuda herhangi bir borçla ilgili ipotek yoktu. Satan kişi vekooperatife borcu olup olmadığını sorduğumda borcu yok dediler. Bağımsız bu yerle ilgili 5yıl sonra koop deprem onarım kredisi varmış. Aktif ve pasifin ne olduğunu bilmeden üye yapıldım.

  2. Mahkeme sonucu, haberim olmayan 114 bin lira borcu icra ile benden aldılar. 40 euro+ 114 bin toplam 380 bin liraya mal olan dükkanı diğer üyeler 65 bin liraya mal ettiler. Meğer koop. Başkanı ile üye devirden önce borcu olduğunu benden gizlemişler. Ne yapabilirim.

  3. Yapı kooperatifinde diğer üyelerden ayrı bağımsız tapulu yerim var. Bu arsayı tapudan satış bedeli ile aldım. ( devir değil ) sanayi koop. Sınırlarında diye beni resen üye yapıldığım.için bilmediğim geçmişe dayalı borçlar benden icra ederek aldılar. Genel kurul kararına dayanmayan bağımsız tapulu yerim ile üyeliğim usulüne uygunmudur. Nasıl bir mahkeme açabilirim. FARUK KORKMAZ.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir