Elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin iade edilmesi durumunda ortaya çıkan farkın kdv\’ye tabi olup olmayacağı, gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ve belge düzeni hk. Tarih 01/08/2013

Başlık Elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin iade edilmesi durumunda ortaya çıkan farkın kdv\’ye tabi olup olmayacağı, gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ve belge düzeni hk.
Tarih 01/08/2013
Sayı 51421814-130[1-2012/391]-82
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

51421814-130[1-2012/391]-82

01/08/2013

Konu

:

Elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin iade edilmesi durumunda ortaya çıkan farkın kdv’ye tabi olup olmayacağı, gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı ve belge düzeni hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile şirketinizin elektrik abonelerinden tahsil ettiği güvence bedellerinin, aboneliğin kapatılması halinde güncelleştirilerek iade edildiği belirtilerek, bu durumda ödenen güncelleştirme farkı için vergi mükellefi olan müşterilerinizden fatura talep edilip edilmeyeceği, talep edilmesi halinde bu ödemenin KDV ne tabi olup olmayacağı, vergi mükellefi olmayan müşterilerinize yapılan ödemeler için gider pusulası düzenlenip düzenlenmeyeceği, düzenlenmesi halinde gelir vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir.

KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun “Bilanço esasına göre ticari kazancın tespiti” başlıklı 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı ve ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı belirtilmiştir.

Ticari kazancın tespitinde iki temel ilke geçerlidir. Bunlar “dönemsellik” ve “tahakkuk esası” ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bu esas dikkate alındığında bir gelir unsurunun, özel bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu hüküm altına alınmıştır.

Anılan maddenin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de; “Her nevi alacak faizleri (Adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)” hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir.

Ayrıca, aynı Kanunun vergi tevkifatına ilişkin 94 üncü maddesinde, alacak faizlerinden vergi tevkifatı yapılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.

Bu düzenlemeler çerçevesinde, abonelerden alınan güvence bedellerinin mevduat v.b. şekillerde değerlendirilmesinden elde edilen gelirlerin ilgili dönemlerde kurum kazancınıza dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, ayrılan abonelere iadenin güncelleştirilmiş değer üzerinden yapılması nedeniyle ödenen fark tutarlarının da tahakkuk ettiği dönemde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkündür.

Öte yandan, Şirket tarafından tahsil edilen güvence bedellerinin aboneliğin kapatılması durumunda, güncelleştirilerek iade edilen fark tutarlarının alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve vergi mükellefiyeti bulunanların işletmeleri ile ilgili olan ödemeleri gelir olarak dikkate almaları, vergi mükellefi olmayanlar açısından ise söz konusu ödemelerin anılan Kanunun 85 inci ve 86 ncı maddeleri uyarınca tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul sermaye iratları için öngörülen beyan haddini ( 2012 yılı için 1.290 TL) aşması halinde, tamamının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Bununla birlikte, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, alacak faizlerinden vergi tevkifatı yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığından gelir vergisi tevkifatı yapılmayacaktır.

KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun birinci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde; ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, elektrik abonelerinden tahsil edilen güvence bedellerinin, aboneliğin kapatılması halinde şirketiniz tarafından güncellenerek geri ödenmesi işlemi, bir teslim veya hizmet ifası kapsamında değerlendirilemeyeceğinden katma değer vergisine tabi tutulmayacaktır.

VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN

Bilindiği üzere; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” şeklinde tanımlanmış, 232 nci maddesinde de; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,

2. Serbest meslek erbabına,

3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara,

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,

5. Vergiden muaf esnafa

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler. ” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 234 üncü maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan serbest meslek erbabının ve çiftçilerin, vergiden muaf esnafa yaptırdıkları işler veya onlardan satın aldıkları emtia için tanzim edip işi yapana veya emtiayı satana imza ettirecekleri gider pusulası vergiden muaf esnaf tarafından verilmiş fatura hükmündedir. ” hükmü yer almaktadır.

Buna göre, söz konusu güncelleştirme farkı için vergi mükellefi olan müşterilerinizin fatura düzenlemesi, mükellef olmayanlara yapılan iadelerde de şirketinizce gider pusulası düzenlenerek karşı tarafa imzalattırılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Bilirkişi tarafından kiralanan iş yeri için yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk. Tarih 19/07/2

Başlık Bilirkişi tarafından kiralanan iş yeri için yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 19/07/2013
Sayı 62030549-120[94-2013/162]-1063
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

62030549-120[94-2013/162]-1063

19/07/2013

Konu

:

Bilirkişi tarafından kiralanan iş yeri için yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı.

İlgi (ç)’de kayıtlı dilekçeniz ekinde yer alan özelge talep formunda, T.C. Adli Yargı Komisyonunda bilirkişi olarak görev yaptığınız belirtilerek, söz konusu faaliyetinizi gerçekleştirmek amacıyla kiraladığınız gayrimenkul için yapılan ödemeler üzerinden tevkifat yapılıp yapılmayacağı hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup, konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 61 inci maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.

Bu kanunun uygulanmasında, aşağıda yazılı ödemeler de ücret sayılır:

5. Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler;…”; hükmüne,

86 ncı maddesinde; “- Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.

1. Tam mükellefiyette;

b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103 üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil),” hükmüne,

94 üncü maddesinde; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.

1. Hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup ücret sayılan ödemelerden (istisnadan faydalananlar hariç), 103 ve 104 üncü maddelere göre,

5. a) 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden, (2009/14592 sayılı BKK ile % 20)

vergi tevkifatı yapılır.” hükmüne yer verilmiştir.

Birden fazla işverenden ücret geliri elde edenlerin vergilendirilmesine ilişkin 128, 149 ve 160 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğlerinde ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Konuya ilişkin olarak 11/02/2004 tarihinde yayımlanan 16 no.lu Gelir Vergisi Sirkülerinin “3.2. Ücretler” başlıklı bölümünde, “Tam mükellef gerçek kişiler tevkif yoluyla vergilendirilmiş, tek işverenden alınan ücretleri için yıllık gelir vergisi beyannamesi vermeyeceklerdir. Birden fazla işverenden ücret geliri elde edilmesi durumunda, birden sonraki işverenden alınan ücretlerin toplamının gelir vergisi tarifesinin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşması halinde birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere ücret gelirlerinin tamamı beyan edilecektir.

Birden fazla işverenden ücret alınması halinde, birinci işverenden alınan ücretin hangisi olacağı serbestçe belirlenebilecektir.

Tevkifata tabi tutulmamış ücret gelirleri (Gelir Vergisi Kanununun 64 üncü maddesinde yer alan diğer ücretler hariç) için tutarı ne olursa olsun yıllık beyanname verilecektir.” açıklamaları yer almıştır.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, bilirkişilik hizmetinden elde etmiş olduğunuz gelir ücret niteliğinde olup, ödemelerin tahakkuk işleminin tek vezneden yapılmış olması halinde elde edilen gelirin tek işverenden elde edilen ücret geliri olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Ancak bilirkişi ödemelerinin mahkemelerin ayrı ayrı veznelerinden yapılması halinde, ikinci ve müteakip mahkeme veznelerinin ayrı işveren olarak değerlendirilmesi gerekmekte olup, birinci işverenden sonrakilerden alınan ücret gelirleri toplamının Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı (284 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2013 takvim yılı için 26.000 TL) tutarı aşması halinde, birinci işverenden alınan da dahil olmak üzere tamamının ücret geliri olarak yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca, yıllık beyanname üzerinden hesaplanan vergiden yıl içinde tevkif suretiyle kesilen vergilerin mahsup edileceği tabiidir.

Öte yandan, bilirkişiler Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtildiği üzere tevkifat yapma zorunluluğu bulunan kişi ve kurumlar arasında sayılmadığından, sadece bilirkişi olarak faaliyetinize devam etmeniz şartıyla, söz konusu faaliyetinizi gerçekleştirmek amacıyla kiraladığınız gayrimenkul için yapılan ödemeler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapmanıza gerek bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

AVM\’nin yönetilmesinde ve iş merkezinin işletilmesi ile ilgili işlerin yapılmasında mükellefiyet tesisi hk. Tarih 01/08/2013

Error: Contact form not found.

Başlık AVM\’nin yönetilmesinde ve iş merkezinin işletilmesi ile ilgili işlerin yapılmasında mükellefiyet tesisi hk.
Tarih 01/08/2013
Sayı 93767041-120[70-2012/17]-143
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

93767041-120[70-2012/17]-143

01/08/2013

Konu

:

AVM’nin yönetilmesinde ve iş merkezinin işletilmesi ile ilgili işlerin yapılmasında mükellefiyet.

İlgide kayıtlı özelge talebiniz ile, Kocaeli’nin … ilçesinde açılacak olan … iş merkezindeki mal sahiplerinin yaptığı kat malikleri kurulu toplantısı ile AVM Yönetimi kurulduğu ve tek yönetici seçilen kişiye dükkanları dilediği şekilde kiraya verme, AVM’yi yönetme, işçi ve hizmet alma gibi yetkilerin verildiği, yönetimde çalıştırılan işçiler dolayısıyla SGK’na verilecek bildirimler için … Yöneticiliği adına gelir stopaj vergisinden mükellefiyet açtırıldığı, buradaki işyerlerini kiralayan firmaların kurumsal olması nedeniyle mal sahipleri ile değil tek bir kişi ile muhatap olmak istedikleri, yönetimden kiralar ve ortak giderlere katılma ücretleri için fatura istenildiği, tahsil edilen kira bedellerinin yönetime ait banka hesabından ilgili mal sahiplerine transfer edildiği belirtilerek, mükellefiyetin AVM Yönetimi adına mı yoksa … adına mı açılması gerektiği hususunda bilgi istenildiği anlaşılmaktadır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 70 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri, mutasarrıfları, zilyedleri, irtifak ve intifa hakkı sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratlar gayrimenkul sermaye iradıdır.”denilmiş, aynı maddenin birinci bendinde de; arazi, bina (Döşeli olarak kiraya verilenlerde döşeme için alınan kira bedelleri dahildir), maden suları, menba suları, madenler, taş ocakları, kum ve çakıl istihsal yerleri, tuğla ve kiremit harmanları, tuzlalar ve bunların mütemmim cüzileri ve teferruatının kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu madde hükmüne göre, … AVM Yöneticiliği tarafından kiraya verilen ortak alanların hak sahiplerinin ortak kullanımına mahsus olması dolayısıyla elde edilen kira gelirinin de hak sahiplerinin geliri olduğundan, bu kiralama işleminden dolayı adı geçen yöneticiliğin vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.

Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Kamu idare ve müesseseleri, iktisadî kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadî işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya ziraî işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.”denilmiş, aynı maddenin 5/a bendinde; 70 inci maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkif edileceği hükme bağlanmıştır.

Bu itibarla, anılan ortak alanların kiraya verildiği mükellefler tarafından yapılacak kira ödemelerinin, hak sahibi gerçek kişilere isabet eden gayrisafi tutarı üzerinden, aynı Kanunun 94/5-a maddesine göre gelir vergisi tevkifatı yapılması, ancak hak sahibi olarak ticari, zirai veya kurumlar vergisine tabi işletmelere isabet eden gayrisafi tutarı üzerinden ise elde edilen kira geliri bu işletmelerin ticari, zirai veya kurum kazancının tespitinde dikkate alınacağından gelir vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kurumlar vergisi mükellefleri sayılmış olup, kat malikleri kurulu tarafından oluşturulan iş merkezi yöneticiliği kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmamış olduğundan, iş merkezi yöneticiliğinin kurumlar vergisi mükellefi olması ve buna bağlı olarak fatura bastırması mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Başlık Apartman yönetimi adına bankalarda açılan mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hk.

Başlık Apartman yönetimi adına bankalarda açılan mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hk.
Tarih 14/08/2013
Sayı 84098128-120[94-2013-1]-489
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

84098128-120[94-2013-1]-489

14/08/2013

Konu

:

Apartmanın bankada bulunan vadeli hesaplarından tevkifat yapılıp yapılmayacağı hakkında.

İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenizde, … adresinde yer alan … Apartmanının yöneticiliği yaptığınız belirtilerek apartman yönetimi adına bankalarda açılan vadeli-vadesiz hesaplara yürütülen faizlerden gelir vergisi tevkifatı yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu belirtilmektedir. Mevduat faizleri ise anılan maddenin ikinci fıkrasının (7) numaralı bendinde açıkça sayılmak suretiyle menkul sermaye iradı olarak kabul edilmektedir.

Aynı Kanununun geçici 67 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında, bu Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yazılı menkul sermaye iratlarından ödemeyi yapanlarca % 15 oranında vergi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmış olup, Kanunun geçici 67 nci maddesinin (5) numaralı fıkrasında ise gelir sahibinin gerçek veya tüzel kişi ya da dar veya tam mükellef olması, vergi mükellefiyeti bulunup bulunmaması, vergiden muaf olup olmaması ve elde edilen kazancın vergiden istisna olup olmamasının söz konusu maddenin (1), (2), (3) ve (4) numaralı fıkra hükümleri uyarınca yapılacak tevkifatı etkilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, apartmandaki konutlara verilen hizmet ile ortak giderlerin karşılanması amacıyla malik veya kiracılardan gider karşılığı, aidat, avans vb. isimler altında toplanan paraların değerlendirilmesi amacıyla apartman yönetimi tarafından bankalarda açılmış bulunan mevduat hesaplarına yürütülen faizlerden Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası kapsamında 22/7/2006 tarihli ve 2006/10731 sayılı kararnamenin eki Kararda değişiklik yapan 24/12/2012 tarihli ve 20/2/4116 sayılı Kararname oranlarına göre gelir vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.