Kooperatife ait sosyal tesislerin mülkiyetinin ortaklara yada ortakların sitedeki taşınmazları üzerine devrinin kurumlar vergisine tabi olup olmayacağı hk.

T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İstanbul Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü

Sayı : B.07.4.DEF.0.34.11.KVK-7/16

Konu : Kooperatife ait sosyal tesislerin mülkiyetinin
ortaklara yada ortakların sitedeki taşınmazları
üzerine devrinin kurumlar vergisine tabi olup
olmayacağı hk.

……………… ……………….. YAPI KOOPERATİFİ
/İSTANBUL

İLGİ: 27.03.2001 tarih ve 4750/17-4336 sayılı dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, 1987 yılından beri kurumlar vergisi mükellefi olduğunuzu, kooperatifin inşa edilen işyerlerini ortaklara tahsis ve teslim edilerek ortaklar adına tapu tescillerinin yapıldığı, kooperatife ait sosyal tesislerin mülkiyetinin ortaklara yada ortakların sitedeki taşınmazları üzerine devrinin kurumlar vergisine tabi olup olmayacağı sorulmaktadır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin 2362 sayılı Kanun’la değişik 16 numaralı bendinde, “Esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklarla iş görülmesi şartlarının yazılı bulunması şartı ile kooperatifler (4369 sayılı kanunun 81/D-7 maddesiyle değiştirilen parantez içi hüküm) (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten yararlanamaz.) “ hükmü yer almıştır.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. maddesinde; (4444 sayılı kanunun 58. Maddesiyle eklenen madde) “ a) 01.01.1999-31.12.2002 tarihleri arasında uygulanmak üzere, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmı, Kurumlar Vergisi’nden müstesnadır. Şu kadar ki vadeli satış halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap döneminin sonuna kadar tahsil edilen kazançların tutarı, ilgili yıl kurum kazancından indirilir. Bu tarihten sonra yapılacak tahsilat için bu hüküm uygulanmaz. İlk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğu kabul edilir.

……………………

Kurumların iki tam yıl süreyle aktifinde yer almayan iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından elde ettikleri kazançlar ile menkul kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır

1163 sayılı Kooperatifler Kanununa ya da özel Kanunlara göre kurulan kooperatifler, ortağın sahip olabileceği en fazla pay tutarı dikkate alınmaksızın gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazanç istisnasından yararlanırlar. Ancak, iştirak hisseleriyle gayrimenkullerin satışından doğan kazanç sermayeye eklenmeyerek özel bir fon hesabında gösterilir ve hiçbir şekilde ortaklara dağıtılmaz, kooperatif amaçlarının gerçekleştirilmesinde kullanılır.

Türk Ticaret Kanununun 391. maddesinin bu suretle gerçekleştirilecek sermaye artırımına aykırı hükümleri uygulanmaz.

Bu hükümden yararlanan kurumların gayrimenkul ve iştirak hisselerinin satışından doğan kazancın tespitinde Gelir Vergisi Kanununun 38. maddesinin son fıkrası hükmü uygulanmaz……….” hükmü yer almaktadır.

Bu itibarla, kooperatiflerin prensip olarak kurumlar vergisi mükellefi oldukları, ancak yukarıda bahsedilen Kanun maddesinde sayılan şartları bir arada taşımaları kaydı ile muafiyetten yararlanabilecekleri açıklanmıştır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na göre, kooperatifler ortaklarının belirli sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurulan değişir ortaklık ve değişir sermayeli teşekküllerdir. Bu tanımlamaya göre kooperatifler, üyelerinin ihtiyaçlarını ucuza ve daha iyi koşullarla temin etmeyi amaçlayan ortak dayanışma ilkesine dayalı kuruluşlardır.

Dolayısıyla, yasa koyucu, bu asıl amacın tesis ve devamını sağlamak amacıyla kooperatifin kuruluş ve mevcudiyet amaçları dışında faaliyet göstermemeleri ve kar amacı güden ticaret şirketleri haline dönüşmemelerini temin için Kanunda yazılı şartlarla, kooperatif faaliyetinin kurumlar vergisinden muaf tutulabilmesi esasını getirmiştir. Nitekim Kanunda öngörülen tüm koşulların, asıl amacın ihlalini önlemeye yönelik şartlar olduğu açıkça görülmektedir.

Öte yandan, ilgide kayıtlı dilekçenizde, 843 adet işyerinin 1989-1993 yılları arasında ortaklara dağıtımının yapılarak tapuda tescillerinin yapıldığını ayrıca işyerlerinin dışında sitedeki çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla genel hizmet tesisleri adı altında sosyal tesislerin bulunduğu belirtilmiş olup kooperatifin ana sözleşmesinin 65. maddesinde,

“………….Bu tesisler, kooperatifin malı olup bunların hiçbir şekilde devri veya satışı yapılamaz. Kooperatif tarafından işletilir veya kiraya verilir ve gelirleri sitenin hizmetlerine harcanır. Ancak Eğitim Merkezinin yönetimi Milli Eğitim Bakanlığı’nca yürütüldüğü takdirde, tahsis edilen yerden kira alınmaz. Eğitim binası müstakil olarak yapılmış ise kooperatif yönetim kurulu kararı ile adı geçen Bakanlığa bedelsiz olarak devredilebilir.

kooperatif tasfiye edildikten sonra bu tesisler Kat Mülkiyeti Kanunu esaslarına göre işletilmek üzere site yönetimine devredilir.

Bu tesislerin satışı için Sanayi Ticaret Bakanlığının izni şarttır.” denilmektedir.

Ayrıca dilekçenizde, kooperatifin 1987 yılından beri kurumlar vergisi mükellefi olduğu belirtilmektedir.

Bu hükümlere göre, kooperatifin ortakların işyeri ihtiyacını karşılayarak amacını gerçekleştirdikten sonra kalan sosyal tesislerin ortaklara her ne suretle olursa olsun devrinin kurumlar vergisine tabi olacağı açıktır.

Ancak, kooperatif 1987 yılından itibaren tam mükellef kurum olduğundan, kar amacı taşıyan idari bir şirket haline dönüşmüş olup tam mükellef kurum olan kooperatife ait sosyal tesislerin satışından elde edilen kazancın sermayeye ilave edilmesi halinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun Geçici 28. maddesinin birinci paragrafına göre istisnadan yararlanması olanaklıdır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir