işveren adına tahakkuk ettirilip kesinleşen iş bu idari para cezasının kooperatif mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması; idari para cezasının gerçekleştiği ve ödenmesi gereken dönemde davacının kanuni temsilci sıfatına haiz olması giderek kanuni temsilci statüsünün kazanılabilmesi için de tüzel kişiyi borç altına sokma ve yönetme yetkisine, bir başka ifade ile kooperatifi ilzam ve temsil yetkisine haiz olması gerekir-Kemal OZMEN

Davacı, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine
temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi
tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra
işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava dışı işveren Ö. A.Ş. Konut Yapı Kooperatifi hakkında,
sigortalının işe giriş bildirgesinin geç verilmesinden ve kayıt
geçersizliğinden bahisle tahakkuk ettirilip 506 Sayılı Kanunun
madde 140 hükmünde öngörülen prosedür kapsamında kesinleşen
idari para cezası ve ferilerinin işveren kooperatifin üst düzey
yöneticisi ve kanuni temsilcisi olduğundan bahisle davacıdan
tahsili için 6183 Sayılı Kanun madde 58 k apsamında tebliğ edilen
ödeme emri iptalinin yasal süre içerisinde açılan işbu dava ile istendiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanaklarından olan 506 Sayılı Kanunun
80.madde si hükmüne göre tüzel kişiliğe haiz işverenlerin üst
düzeydeki yönetici veya yetkililerinin Kuruma karşı işverenleri ile müştereken ve müteselsilen sorumlulukları sigorta primleri
ve EK 24/L kapsamındaki sosyal yardım zammı ve ferileri ile sınırlı olup idari para cezaları, üst düzeydeki yönetici ve
yetkililerin anılan madde kapsamındaki sorumluluklarına dahil
bulunmamaktadır.
Diğer taraftan Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve
diğer alacaklarının tahsilinde 6183 Sayılı Kanun hükümlerinin
uygulanacağı Sosyal Sigortalar Kanununun 80.madde sinde
belirtilmiştir.
6183 Sayılı Kanunun 25.05.1995 tarih 4108 Sayılı Kanunun
11.madde siyle değişik mükerrer 35.madde si hükmüne göre de,
“Kurumun işveren tüzel kişilerde olan prim ve diğer
alacaklarının bu anlamda idari para cezasına ilişkin
alacağının işveren tüzel kişilerin mal varlığından kısmen veya
tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin
anlaşılması halinde, kanuni temsilciler Kuruma karşı şahsi mal
varlıkları ile sorumludurlar.
Davacının 6183 Sayılı Kanunun anılan maddesi kapsamında
ödeme emrine konu idari para cezasından sorumluluğu
için;işveren adına tahakkuk ettirilip kesinleşen iş bu idari
para cezasının kooperatif mal varlığından kısmen veya tamamen
tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması;
idari para cezasının gerçekleştiği ve ödenmesi gereken
dönemde davacının kanuni temsilci sıfatına haiz olması giderek
kanuni temsilci statüsünün kazanılabilmesi için de tüzel kişiyi
borç altına sokma ve yönetme yetkisine, bir başka ifade ile kooperatifi ilzam ve temsil yetkisine haiz olması gerekir.Bu
yönde;1163 Sayılı Kooperatifler Kanununun 55.madde si hükmüne
göre yönetim kurulu kooperatifi yöneten ve onu temsil eden,
icra organı ise de aynı Kanunun 58.madde si hükmünce ana
sözleşme ile kooperatifi temsil yetkisinin kooperatif ortağı
bulunmaları şart olmayan bir veya birkaç müdüre veya yönetim
kurulu üyesine verilmesi mümkündür. Giderek kooperatifi temsile yetkili olanların isimlerinin ticaret siciline bildirilmesi
aynı Kanunun 61 madde si hükmü gereği bulunmakla; davacının
davaya konu idari para cezasının ilişkin olduğu ve ödenmediği
dönemde kooperatifi ilzam ve temsille yetkili yönetim kurulu
üyesi olup olmadığı ana sözleşme ve kooperatifle ilgili ticaret
sicili memurluğundaki sicil dosyasından araştırılıp
irdelenmelidir.
Mahkemece açıklanacak maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden
eksik araştırma ve inceleme ile ve ödeme emrine konu idari para
cezası işveren tüzel kişi aleyhine tahakkuk ettirilip, davacı
yönünden bu yönde bir işlem olmadığı halde yanılgılı
değerlendirme sonucu”davacı için idari para cezasının yasal
prosedür içinde kesinleştiği, davacının artık İş Mahkemesinde
menfi tespit ve itiraz davası açamayacağından bahisle yazılı
biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma
nedenidir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları
kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir