Bilindiği üzere bu husus, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 42.maddesinde hüküm altına alınmıştır. Bu maddeye göre, bir işin yapım ve onarım işi sayılabilmesi için öncelikle bir yapım ve onarım işi olması, yapım ve onarım işinin taahhüt işi olması ve yapımının birden fazla yıllara sarkmış olması gerekmektedir.
Bu işin sözleşmesi incelendiğinde görüleceği üzere, yukarıdaki üç şartın da var olduğu görülmektedir. Zira “inşaa” kelimesi, yapma, kurmayı da içermekte olup, malzemelerin tedariki ve montaj işi de, 5 no’lu KDV Sirkülerinde inşaa işi kapsamında sayılmıştır.
Herne kadar katma değer vergisi oranı ile ilgili alınan Özelgede bu işin inşaat taahhüt işi kapsamında ifade edilemeyeceği belirtilmiş ise de, bu değerlendirme katma değer vergisi yönünden yapılmıştır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 42.maddesinin değerlendirilmesi ile Özelgedeki değerlendirme örtüşmemektedir.
Şöyle ki, sözkonusu işin kar ve zararı, işin bittiği yıl tesbit edileceğinden, beyanı da bir sonraki yıla kalacaktır. Bu yönüyle vergi kesintisinin yapılmamış olması sözkonusu olduğu taktirde, kooperatifimiz yönünden bir sorumluluk sözkonusu olacaktır. (VUK. 11) Bu verginin mükellefi yüklenici firma, sorumlusu ise kooperatifimizdir. Sözkonusu vergi, peşin vergi mahiyetinde olup, ileride kurum kazancına mahsup edilecektir. Dolayısıyla bir gider değildir. Bu yönüyle herne kadar taraflar arasında bir görüş birliği oluşmamış ise de, bu verginin kesilmesi her iki taraf yönünden daha uygun düşmektedir. Aksi halde, bu konu için de Özelge alınmalıdır. Kaldı ki, bu işlemde vergi konusu 2011 yılına sarkan işle ilgilidir.