ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ
Kemal ÖZMEN
Mali Müşavir
Ülkemizde, Organize Sanayi Bölgelerinin 50 yıla yakın bir geçmişi olmasına rağmen, mevzuatına 12/04/2000 tarihinde kabul edilen ve 15/04/2000 tarih ve 24021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu ile kavuşmuştur. Kanunu müteakip, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği ve bu mevzuat kapsamındaki Organize Sanayi Bölgeleri Yer Seçimi, Tarıma Dayalı İhtisas OSB Uygulama, İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatına İlişkin, Elektrik Piyasası Faaliyetlerine İlişkin Yönetmelikler yayımlanmıştır. Ayrıca OSB’lerin kendi aralarında yardımlaşmaları ve ortak sorunlarını çözüme kavuşturmalarını sağlamak üzere, kanuna göre oluşturulmuş Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu mevcuttur. Böylece geç de olsa, yaklaşık 10 yılı aşkın bir sürede OSB mevzuatında önemli sayılacak bir gelişme sözkonusu olmuştur. Bununla birlikte, henüz mevcut mevzuatın, OSB’lerin tüm ihtiyaç ve sorunlarını tam olarak karşılayacak bir düzeye getirilmediği, ancak zaman içinde ve uygulama da dikkate alınarak, mevzuatların oluşturulacağı ve mevcut mevzuatta gerekli değişikliğin yapılacağı bilinmektedir.
OSB’lerin mevzuata kavuşturulmasının, sayısal olarak çoğalmasına olumlu etki yaptığı düşünülmektedir. Zira halihazırda Ülkemizde 264 adet Organize Sanayi Bölgesinin bulunduğu, OSB’lerin bağlı olduğu Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı Organize Sanayi Bölgeleri ve Küçük Sanayi Siteleri Genel Müdürlüğü kayıtlarından anlaşılmaktadır.
1962 yılından itibaren, Ülkemizin planlı kalkınması ve bölgeler arasındaki ekonomik dengelerin oluşması amacıyla, öncelikle küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin kurulması Devlet tarafından, kamulaştırma yoluyla arsa tahsisi ve yapılaşmasında kredi verilmesi suretiyle teşvik edilmiş ise de, küçük sanayi sitesi yapı kooperatiflerinin devamı olarak 1990’lı yıllardan itibaren hızlı bir şekilde sanayinin uygun görülen alanlarda yapılmasını sağlamak, çevre sorunlarını ve çarpık yapılaşmayı önlemek, Ülke kaynaklarını daha gerçekçi ve bilimsel bir şekilde kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak amacıyla, planlı bir şekilde ve altyapı sorunlarının da çözümlendiği arsaların OSB’lere tahsis edilmesi sonucu, bu kapsamda OSB’lere kamulaştırma yetkisi tanınması, ayrıca OSB’lerin 2000 yılından itibaren mevzuatına kavuşmuş olması gibi hususlar, kısa sürede OSB’lerin gelişip çoğalmasına olumlu katkı sağlamıştır.
Organize Sanayi Bölgeleri, 4562 sayılı Kanunun 5.maddesinde “Kamu yararı gerekçesi ile adına kamulaştırma yapılabilen veya yaptırılabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Organize Sanayi Bölgelerinin organları ise; Müteşebbis Heyet (işletme halinde Genel Kurul), Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Bölge Müdürlüğüdür.
OSB tüzel kişiliği, 4562 sayılı Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır. 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 15/d maddesinde “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca, organize sanayi bölgeleri için iktisap olunduğu veya bu bölgelere tahsis edildiği kabul edilen arazi (Sanayici lehine tapudaki tescilin yapılacağı tarihe kadar) geçici muaflıktan istifade ettirilmektedir.
Geçici olarak muaflıktan istifade için arazinin bu maddede yazılı cihetlere tahsis edilmiş olduğunun ilgili vergi dairesine bütçe yılı içinde bildirilmesi şarttır. Muafiyetler, arazinin tayin olunan cihetlere tahsis edildiği yılı takibeden bütçe yılından başlar. Bütçe yılı içinde bildirim yapılmazsa muafiyet, bildirimin yapıldığı yılı takibeden bütçe yılından muteber olur. Bu takdirde bildirimin yapıldığı bütçe yılının sonuna kadar geçen yıllara ait muafiyet hakkı düşer.” hükmü yer almaktadır.
Yine 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 5/f maddesinde “Organize sanayi bölgeleri ile sanayi ve küçük sanat sitelerindeki binalar, inşalarının sona erdiği tarihi takip eden bütçe yılından itibaren 5 yıl süre ile geçici muafiyetten faydalandırılır.” hükmü yer almaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/k maddesinde; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin katma değer vergisinden istisna olduğuna dair hüküm yer almaktadır.
Bilindiği üzere kurumlara ve/veya kişilere vergi, resim ve harç muafiyet veya istisnasının tanınmasının temel amacı, bu kişilerin veya kurumların korunması ve teşviki olduğundan, OSB’lerde yukarıda sayılan muafiyet ve istisnalardan yararlanmış olmakla, Devlet tarafından teşvik edilmiş olmaktadırlar.
(OSB ile ilgili konudaki yazılara ileriki sayılarda devam edilecektir.)