Emlak vergisi itirazı tek dilekçe ile bütün kat malikleri tarafından yapılabilir mi ?-MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Birden Fazla Kişinin Tek Dilekçe ile Bir İdari İşleme Karşı Dava
Açması
İdari yargıda herkesin kendisini ilgilendiren idari işleme karşı ayrı dava açması
kuraldır. İYUK’nın 5. maddesinin 2. fıkrasında ise birden fazla şahsın müşterek
dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak
bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması
gerekeceği belirtilmiştir. Dolayısıyla madde hükmündeki koşulların sağlanması
durumunda birden fazla kişinin müşterek dilekçe ile dava açabilmelerine olanak
sağlanmıştır. İlgili fıkrada belirtilen koşullar davacıların hak veya menfaatlerinde
iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı
olmasıdır (Candan, 2006:275). Aynı işleme karşı birlikte dava açabilmesi için aynı
maddi veya hukuki nedenlere dayanmaları dışında bunlar arasında hak veya menfaat
yönünden de bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
İYUK’nın 5. maddesinin 2. fıkrasındaki hükümde “ve” bağlacının olması
dolayısıyla ilgili bağlacın her iki tarafında yer alan yasal iki koşulun kümülatif
olarak bir arada bulunmasını zorunlu kılmaktadır. Bu çerçevede, İYUK’nın 5.
maddesinin 2. fıkrasına göre birden fazla kişinin tek dilekçe ile dava açabilmesi için
aranan koşullar karşımıza dört ihtimal şeklinde çıkmaktadır (Sancakdar, 2007:239):
– Hakta iştirak ve maddi olayda birlik,
– Hakta iştirak ve hukuki sebeplerde birlik,
– Menfaatte iştirak ve maddi olayda birlik,
– Menfaatte iştirak ve hukuki sebeplerde birlik.
İYUK’nın 5. maddesinin 2. fıkrasında dava ortaklığı konusunda dava türüne göre
bir ayrım yapılmadığı gibi mecburiyete ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır
(Sancakdar, 2007:239). Bu çerçevede davanın tek dilekçe ile açılması davacıların
isteğine bağlıdır (Özbalcı, 2003:142). Kanun hükmünde bu konuda bir zorunluluk
bulunmadığından bu uygulama davacılara yönelik getirilmiş isteğe bağlı bir
olanaktır. Çünkü madde hükmünde belirtilen şartların varlığı halinde bile her
davacının kendi başına dava açma hakkı bulunmasına karşın bu hakkın kullanıp
kullanmaması tamamen davacıların iradesine bağlıdır (Tomul, Toktaş ve Akdemir,
2005:124).