Günümüz dünyasında tarımsal faaliyetlerin ekonomiye katkısı anlamında, ülkelerin üretim kabiliyetlerini geliştirmede ve ekonomik değer oluşturmakta kooperatifler önemli oranda söz sahibidirler. Hatta ve hatta ihracatta hatırı sayılır miktarda ülke ekonomisine katma değer sağlamaktadırlar. (Yeni Zelanda ve Avrupa da birçok ülke gelişiminde bu tür örgütlenmeler öncelikli rol oynamıştır)
Çiftçimiz, Cumhuriyetle kazanılan vatandaşlık bilinciyle, kendi geleceğinde etkin rol oynamak ve modern tarım uygulamalarındaki gelişmelerden geri kalmamak için kooperatiflere ortak olmuş ve ülkemizin tarımsal üretim potansiyelini oluşturma ve pazara arz etme aşamasında rasyonaliteyi yakalamak için örgütlenmek suretiyle yerini almıştır. Akabinde tarımsal sanayinin önderliğini yapmak üzere kooperatifler, özel sermaye ve devlet eliyle olmak üzere ayçiçeği, fındık, çiğit yağ fabrikaları, şeker fabrikaları, mandıralar vs. devreye girmiştir. Böylece kuru tarım faaliyetlerini sulu tarım alanında da geliştiren çiftçimiz, asgari 30 çeşit tarım ürünü yetiştirebilme kabiliyetini kazanmıştır. Dolayısıyla siyaset ve sermaye tarafından oluşturulan bu şartlar ile çiftçimiz, ülke ekonomisine katkısı anlamında gerek aile işletmesinin gelirini yükseltmede ve gerekse de gelirin sürekliliğine olumlu etkisi ile milli gelir paylaşımının geniş tabanda yaygınlaşmasında da rol almıştır.