Belediyelerin kesmeye yetkili oldukları para cezaları neler?
Ahmet ASLAN – Denetçi, SM Mali Müşavir
Bilindiği üzere, gerek 5393 sayılı Belediye Kanunu gerekse diğer kanunlarda belediyelere verilen görev ve sorumlulukların gereği gibi yerine getirilmesini sağlamak amacıyla belediyelere para cezası verme yetkisi de tanınmıştır.
Belediyelere tanınan para cezası verme yetkisi sadece 5393 sayılı Kanun gibi tek bir kanunda değil, bir çok kanun metninde düzenlenmiştir.
Bu bağlamda belediyelerin kesmeye yetkili oldukları para cezalarının yasal dayanaklarını şu şekilde sıralamak mümkündür:
1) 5393 sayılı Belediye Kanunu
2) 5326 sayılı Kabahatler Kanunu
3) 3194 sayılı İmar Kanunu
4) 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu
5) 1608 sayılı Kanun ve söz konusu kanun ile diğer kanunlarda düzenleme yapan 5728 sayılı Kanun
6) 2872 sayılı Çevre Kanunu
7) 6301 sayılı Öğle Dinlenmesi Hakkında Kanun
8) 5957 sayılı Sebze Ve Meyveler İle Yeterli Arz Ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
9) 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun.
10) 1489 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu
11) 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu
12) 6585 Sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun
13) 831 Sular Hakkında Kanun
14) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu
Hangi kanun hükümleri gereğince kesilirse kesilsin belediyenin ceza vermeye yetkili olduğu tüm para cezaları belediye encümeni tarafından kesilir.
Zira, 5393 sayılı Kanunun “Encümenin görev ve yetkileri” başlıklı 34’üncü maddesinin (e) bendinde, kanunlarda öngörülen cezaları vermek encümenin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
Her ne kadar para cezası verilmesini gerektiren fiil ve haller belediye zabıtası tarafından tespit edilip bildirilse dahi kesilen cezalar belediye encümeninin onayı ile hüküm ifade eder.
Belediyelere bir çok kanun metninde para cezası verme yetkisi tanınmış olmakla birlikte uygulamada verilen para cezaları daha çok 5393 Sayılı Belediye Kanunu, 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu ve 2872 sayılı Çevre Kanunu Hükümlerine göre verilen para cezalarından oluşmaktadır.
1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu Hükümleri Gereğince Kesilen Para Cezaları
5393 sayılı Kanunda belediyelere, görev ve yetki alanları içerisinde yasak koymak ve söz konusu yasaklara uymayanlara ceza vermek yetkisi verilmiştir.
Söz konusu yasaklar ise belediye meclisi tarafından onaylanan yönetmelikler ile düzenlenmektedir. Zabıta yönetmeliği, otopark yönetmeliği bunlara örnek olarak verilebilir.
Dolayısıyla, bu gibi yönetmeliklere aykırı eylem ve işlemlerde bulunanlara belediyenin idari para cezası verme yetkisi bulunmaktadır.
2. 5326 Sayılı Kabahatler Kanunu Hükümleri Gereğince Kesilen Para Cezaları
5326 sayılı Kanuna göre, belediyeler tarafından idari para cezasını uygulanmasını gerektiren fiil ve haller şunlardır:
1- Emre aykırı davranış
2- Dilencilik
3- Gürültü
4- Rahatsız etme
5- İşgal
6- Çevreyi kirletme
7- Afiş Asma
3. 2872 sayılı Çevre Kanunu Hükümleri Gereğince Verilecek İdari Para Cezaları
2872 sayılı Çevre Kanununa göre para cezası verilmesini gerektiren fiil ve haller Kanunun 20’inci maddesinde belirtilmiştir.
Söz konusu cezaları verme yetkisi esas itibariyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait olmakla birlikte denetleme yetkisinin çevre denetim birimlerini kuran belediyelere devredilmesi halinde bu belediyelerin para cezalarını verme yetkisi olacaktır.
Kanunda para cezası verilmesi gerektiren haller tek tek sayılmakla birlikte uygulamada para cezası verilmesi gerektiren fiil ve haller genellikle Çevreyi Kirletme, Gürültü ve Kaçak Hafriyat, İnşaat ve Yıkıntı Artığına ilişkin bulunmaktadır.
4. Cezalara İtiraz
Yukarıda belirtilen çeşitli mevzuat metinlerinde belediyelere idari para cezası verme yetkisi tanınmış olmakla birlikte bazı mevzuat metinlerinde kesilen para cezalarına karşı itiraz mekanizmasına ilişkin hüküm bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, cezanın düzenlendiği mevzuat metninde itiraz mekanizması düzenlenmemişse bu durumda kendisine ceza kesilen kişi söz konusu cezaya karşı 5326 sayılı Kabahatler Kanununda öngörülen usulde itiraz edebilecektir.
5326 sayılı Kanuna göre;
İdarî para cezası kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir.
Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir.
Başvuru, bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır.
Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir.
Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir.
Değerlendirme ve Sonuç
Görüldüğü üzere, belediyelere bir çok mevzuat metninde ceza verme yetkisi tanınmıştır.
Bununla birlikte, belediyelerin söz konusu yetkileri tam anlamıyla kullanarak kesmeleri gereken cezaları kestiğinden söz edemeyiz. Bu durum belediyelerin gelirleri içindeki ceza gelirlerinin cüzi tutarından anlaşılabileceği gibi içinde yaşadığımız çevre, gürültü ve sıhhi şartlardaki sorunlar, kayıtdışı ekonomi, plansız yapı ve varlıklardan anlamak da mümkündür. 2016 yılında tüm belediyelerin kestikleri idari para cezalarının toplam tutarı 379 Milyon TL’dir.
Öte yandan, örneğin belediyelerin tütün mamullerinin 4207 sayılı Kanuna aykırı şekilde özel hukuk kişilerine ait işyerleri ve tesislerde tüketilmesine ilişkin para cezası verme yetkilerini tam olarak kullanmamaları nedeniyle bu yetki 2011 yılında belediyelerden alınarak mülki amirlere ve kolluk kuvvetlerine verilmiştir.
Belediyelerin ceza verme yetkilerini tam anlamıyla kullanamamalarının ardında yerel baskılar, popülist politikalar, teknik ve beşeri kapasite yetersizliği, mevzuat bilgisi eksikliği gibi etmenler yatmaktadır.
Belediyelerin söz konusu yetkileri kullanmaları zorunlu olup söz konusu yetkilerin hukuka uygun şekilde tam anlamıyla uygulanması hem belediyelerin hem de belediye halkının müşterek yararına olacaktır.