Burada şöyle önemli bir sorun var. İşyeri kira ödemesi nedeniyle beyan edilmesi gereken stopaj gelir vergisi beyan edilmemişse, mülk sahibi uğradığı kaybı kimden talep edecektir. İlk anda akla gelen, kesinti yapıp da vergi dairesine beyan etmeyen kiracıdan isteneceğidir. Ancak bu tutarlar mülk sahibinden vergi olarak kesilmiştir. Burada artık hukukun özel kişileri arasındaki bir alacak verecek değil, devletin vergi alacağı söz konusudur. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 17.11.1997 tarih ve E. 1997/12145 K. 1997/12798 sayılı kararıyla “İşyeri kiralarından doğan stopajın eksik ya da hiç ödenmemesi halinde vergi dairesi mal sahibini sorumlu tutamaz, mal sahibi de bu tutarları kiracıdan talep edemez” şeklinde karar vermiştir. Gelir İdaresi Başkanlığı da (GİB) kira stopajının yapılmamasından geliri elde edenin herhangi bir sorumluluğu olmadığı görüşünü benimsemiş ve özelgeler yoluyla açıklamıştır. Yani gerek Vergi idaresi gerekse Yargıtay meselenin bir vergi meselesi olduğu görüşündedir. Şu halde çözüm yeri adli yargı değil, vergi dairesidir. Bu durumda öncelikle bu tutarların vergi alacağına dönüştürülmesi yani tahakkuku sağlanmalıdır. Peki, tahakkuk işlemi nasıl mümkün olabilir? Söz konusu vergi olunca vergi dairesinin bunun tarh, tahakkuk ve takibinde hassasiyet göstereceği malumdur. Stopaj kesintisinin beyan edilmeyişinin vergi yasaları yönünde bir takım müeyyideleri vardır: Bir kat kadar vergi ziyaı cezası ve doğduğu tarihten başlayarak ödeme tarihine kadar oranları oldukça yüksek olan gecikme faizleri. Şu halde öncelikle vergi dairesinin burada bir vergi kaybı olduğunu tespit etmesi gerekmektedir. Mülk sahibi vergi dairesini durumdan haberdar edebilir. Hatta yıllık gelir vergisi beyannamesini ihtirazı kayıtla verip, bu tutarları gösterip kira kontratını ekleyerek mahsup işleminin yapılmasını da bir yöntem olarak deneyebilir. Bu da vergi dairesini harekete geçirir. Talebi reddedilen mülk sahibi, açacağı bir davayla konuyu vergi yargısının denetimine tabi tutmak imkanına sahip olacaktır. Hülasa, işyeri kiralarından kesilen gelir vergisinin beyan edilmemesi öncelikle devletin vergi kaybıdır. Bu tutarların ancak ve ancak vergi olarak tahakkuk ettirilmesi halinde, mülk sahibi bu tutarları mahsup veya iade yoluyla vergi dairesinden talep edebilir.