Yine 6102 sayılı Kanun’un 359. maddesi gereğince anonim şirket yönetim kurulunun; esas sözleşme ile atanmış veya genel kurul tarafından seçilmiş bir veya daha fazla kişiden oluşması gerektiği hükme bağlandığından, anonim şirketin yönetim kurulunun tek kişiden oluşması halinde, şirketin temsilinde her hal ve takdirde bu kişinin bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Yani mevcut yasal düzenlemeler sanıldığı ve düşünüldüğünün aksine şirket yönetim kurulu üyelerinin hissedar olup olmadıklarına göre değil, temsil yetkisinin bulunup bulunmaması dikkate alınarak yapılmıştır. Bu açıdan öncelikli olarak şirket ana sözleşmesinin incelenmesi temsil yetkisinin nasıl ve kimlere ait olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Şirketin temsil yetkisi murahhas azalara veya müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmamış ise, tüm yönetim kurulu üyelerinin kanuni temsilci sıfatını taşıdığı kabul edilmesi gerekmektedir.
Ancak şirket temsil salahiyeti murahhas üye veya üyeler ile müdür olarak üçüncü kişilere bırakılmış ise, amme alacağının bunlardan takip ve tahsiline gidilmesi, diğer yönetim kurulu üyeleri hakkında işlem yapılmaması gerekmektedir.
Yani aslında anonim şirketlerdeki yönetim kurulu üyelerinin hissedar olup olmadıklarına bakılmaksızın şirketin temsil ve ilzamına yetkili olup olmadıklarına bakılarak vergi borçlarından sorumlu olup olmadıkları tespit edilecektir. Yönetim kurulu üyeleri şirketin temsil ve ilzamına yetkilendirilmiş ise, vergi borçlarından kaynaklı yasal sorumluluğu bulunmaktadır. Yönetim kurulu üyeleri şirketin temsil ve ilzamından sorumlu değil ise vergi borçlarından da sorumlu tutulmaması gerekmektedir.