634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesine göre; yönetim planı yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetime ait diğer hususları düzenler. Yönetim planını, bütün kat malikleriyle onların külli ve cüzi haleflerini ve bu arada davacı tarafı da bağlayan sözleşme hükmündedir. |
Dava dilekçesinde, 08.03.2008 günlü yönetim planının 2 ( c ) maddesinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
YARGITAY 18. HUKUK DAİRESİ KARARI:Davacılar vekili dava dilekçesinde; 08.04.2008 tarihinde tapuya tescil edilen yönetim planının 2 ( c ) maddesi ile “Anagayrimenkulün tüm daireleri konut ( mesken ) olarak bizzat oturmak veya kiraya vermek suretiyle kullanılacaktır. Kat malikleri, anagayrimenkulün tüm maliklerinin yazılı izni olmadıkça, daireleri konuttan başka amaçla kullanamayacakları gibi kiraya da veremezler” biçiminde bir düzenleme yapıldığını belirterek bu maddenin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; kat mülkiyeti kurulmuş olan anataşınmazın 16.05.1991 tarihli ilk yönetim planının 2. maddesi ile dairelerin sadece mesken olarak kullanılabileceğinin belirtildiği, 9 ( c ) maddesi ile de meskenlerde kat malikleri oybirliği ile kararlaştırmadıkça sinema, tiyatro, gibi eğlence yerleri ile fırın, pastahane gibi beslenme yerleri açılmasının yasaklandığı anlaşılmıştır. İptali istenen 2 ( c ) maddesi eski yönetim planının 2. maddesinin tekrarı niteliğinde olup yeni bir düzenleme niteliğinde değildir.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesine göre; yönetim planı yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini, yönetime ait diğer hususları düzenler. Yönetim planını, bütün kat malikleriyle onların külli ve cüzi haleflerini ve bu arada davacı tarafı da bağlayan sözleşme hükmündedir.
Mahkemece yukarıda sözü edilen yönetim planı hükmü dikkate alınarak, önceden var olan bir düzenlemenin tekrarı niteliğindeki değişikliğin iptalini isteyen davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.