|
Kooperatifler Mevzuatı ile ilgili Güncel Bilgilere Sitemiz üzerinden ulaşabilirsiniz
|
|
Tapuda arsa sahibi adına kayıtlı olmakla birlikte kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteaahhide ait dairelerin satışı durumunda arsa sahibi adına vergileme yapılıp yapılmayacağı hk.
|
Tarih | 21/10/2010 |
Sayı | B.07.1.GİB.4.06.16.01-09-GVK-37-51-657 |
Kapsam | |
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Gelir Kurumlar Grup Müdürlüğü Sayı :B.07.1.GİB.4.06.16.01-09-GVK-37-51-657 21.10.2010 Konu : Tapuda arsa sahibi adına kayıtlı olmakla birlikte kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre müteaahhide ait dairelerin satışı durumunda arsa sahibi adına vergileme yapılıp yapılmayacağı İlgide kayıtlı dilekçenizde; kardeşiniz … ile ortak olduğunuz arsa üzerine kat karşılığı bina inşa edilmesi için müteahhit ile sözleşme yaptığınız ve tarafınıza birer adet daire verildiği, müteahhide ait dairelerin tapularının kardeşinizle birlikte adınıza kayıtlı olduğu, müteahhidin ise söz konusu daireleri sizden aldığı bir vekaletle üçüncü kişilere sattığı belirtilerek, müteahhide ait dairelerin arsa malikleri olarak tapuda adınıza kayıtlı olması nedeniyle söz konusu dairelerin satışı dolayısıyla adınıza herhangi bir vergileme yapılıp yapılmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş, söz konusu maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır. Ticari faaliyet bir tür emek sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurları ile birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla ticari bir organizasyon çerçevesinde yapılan gayrimenkul satışlarının tamamı ticari kazanca ilişkin hükümler çerçevesinde vergilendirilecektir. Ticari bir organizasyon olmaksızın birden fazla yapılan satışların (bir yılda birden fazla veya her yıl bir satış yapılması) ise hangi amaçla yapıldığının araştırılması gerekmektedir. Zira bu tür konularda her olayın kendi özelliği içerisinde ayrıca değerlendirilmesi gerekmekte olup, şahsi ihtiyaç ya da servetin korunması amacı ile yapılan gayrimenkul alım satım faaliyetinden elde edilen kazancın, bu faaliyetin birden fazla yapılması durumunda dahi değer artış kazancı hükümlerine göre değerlendirileceği tabiidir. Öte yandan, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşan mesken veya şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşmamakla birlikte işyeri ya da mesken ve dükkan ünitelerinden oluşan inşaatın yapılması durumunda, ticari bir organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça ortaya çıkması nedeniyle bu faaliyetin de ticari sayılması gerekmektedir. Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 80 inci maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde, iktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70 inci maddesinin birinci fıkrasında (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak dört yıl (01.01.2007 tarihinden itibaren iktisap edilenlerde beş yıl) içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkullerin tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.) değer artışı kazancı olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu maddede geçen “elden çıkarma” deyimi, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi,takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade ettiği belirtilmiş, üçüncü fıkrasında, bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının 6.000 (bu tutar 2009 takvim yılı gelirleri için 7.600 TL’dir.) Türk Liralık kısmının gelir vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, Kanunun mükerrer 81 inci maddesinin birinci fıkrasında, değer artışında safi kazancın, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatların tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacağı, hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmına ilişkin tutarın ise Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunacağı; ikinci fıkrasında, maliyet bedelinin mükelleflerce tespit edilememesi halinde maliyet bedeli yerine Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, takdir komisyonlarınca tespit edilecek bedel, kazancı bilanço veya işletme hesabı esasına göre tespit edilen işletmelerde ise son bilançoda veya envanter kayıtlarında gösterilen değerin esas alınacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca aynı maddenin yedinci fıkrasında, mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedelinin, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında (artış oranının % 10 veya üzeri olması şartıyla endekslenmesi mümkündür.) artırılarak tespit edileceği belirtilmiştir. Bu hükümlere göre, mükelleflerin 01/01/2007 tarihinden itibaren iktisap ettikleri gayrimenkulleri iktisap ettikleri tarihten itibaren beş yıl içerisinde, bu tarihten önce iktisap ettikleri gayrimenkulleri ise dört yıl içerisinde topluca tek satış işlemi ile satmaları halinde elde ettikleri kazanç değer artışı kazancı olarak vergilendirilecektir. Ancak bu satış işlemleri yukarıda da belirtildiği üzere ticari bir organizasyon çerçevesinde yapılırsa tamamı ticari kazanç olarak vergilendirilecektir. Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin (B) fıkrasında; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamalelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabilleceği, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu idda eden tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, satış işleminin müteahhitçe gerçekleştirildiğinin ispat külfeti tarafınıza ait olmak kaydıyla; tarafınıza ait iki adet daire dışında kalan ve müteahhide ait olan dairelerin, tapuda kendi adına tescil edilmeksizin doğrudan söz konusu müteahhit tarafından satılması nedeniyle elde edilecek gelirin, ticari kazanç olarak müteahhit tarafından beyan edilmesi gerekmekte olup, söz konusu dairelerin satışı dolayısıyla gelir vergisi yönünden kardeşiniz ve kendi adınıza herhangi bir vergileme yapılması söz konusu olmayacaktır. Ancak, söz konusu satışların tarafınızca yapılması halinde, bu satışlardan elde edilen kazancın yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirilerek ticari kazanç veya değer artışı kazancı hükümlerine göre tarafınızca beyan edilmesi gerektiği tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
Başlık | Konut tesliminde uygulanacak katma değer vergisi oranıhk. | ||||||||||||||||||||
Tarih | 01/04/2014 | ||||||||||||||||||||
Sayı | 16700543-130-6 | ||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,……. Belediyesine ait taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ile yapımını üstlendiğiniz 2+1 ve 3+1 150 m² altı konutlarla ilgili olarak 09/05/2013 tarihinde sözleşme düzenlendiği, ilgili belediye tarafından ruhsatların 23/05/2013 tarihinde onaylandığı, ilgili ruhsatlarda toplam 10 blokta (4 dükkan, 1 trafo binası ve 434 adet 150 m² altı konut olmak üzere toplam 439 adet olduğu) bağımsız birim yapılacağı belirtilerek şirketinizce teslimi yapılacak 150 m² altı 2+1, 3+1 162 daire ve 1 adet trafo binasının tesliminde uygulanacak katma değer vergisi oranı sorulmaktadır. 3065 sayılı KDV Kanununun; – 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, – 2/5 inci maddesinde, trampanın iki ayrı teslim hükmünde olduğu, – 4/2 nci maddesinde, bir hizmetin karşılığının bir mal teslimi veya diğer bir hizmet olması halinde bunların her birinin ayrı işlem olduğu, hizmet veya teslim hükümlerine göre ayrı ayrı vergiye tabi tutulacağı, – 27 nci maddesinde ise, bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın işlemin mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu, hükme bağlanmıştır. KDV oranları KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye istinaden yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi (BKK) ile BKK eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, listelerde yer alanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir. Söz konusu BKK eki I sayılı listenin 11 inci sırası uyarınca net alanı 150 m² ye kadar olan konut teslimleri % 1 oranında KDV ye tabi bulunmaktadır. Öte yandan, 24/12/2012 tarihli ve 2012/4116 sayılı BKK nın 7 nci maddesi ile 2007/13033 sayılı BKK nın 1 inci maddesine; “(6) (I) sayılı listenin 11 inci sırasında yer alan net alanı 150 m² ye kadar konutlardan; 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde (16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerler hariç), lüks veya birinci sınıf inşaat olarak yapılan ve ruhsatın sonradan revize edilip inşaat kalitesinin yükseltilmesi hali de dahil olmak üzere, yapı ruhsatının alındığı tarihte, üzerine yapıldığı arsanın 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanunu’nun 29 uncu maddesine istinaden tespit edilen arsa birim m² vergi değeri; Beşyüz Türk Lirası ile bin Türk Lirası (bin Türk Lirası hariç) arasında olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilen vergi oranı, Bin Türk Lirası ve üzerinde olan konutların tesliminde bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen vergi oranı, uygulanır.” fıkrası eklenmiştir. 2012/4116 sayılı BKK nın 12/b maddesi ile de söz konusu hükmün, yapı ruhsatı 01/01/2013 tarihinden itibaren alınan konut inşaatı projeleri ile kamu kurum ve kuruluşları ile bunların iştirakleri tarafından ihalesi bu tarihten itibaren yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin konut teslimlerine uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği kararlaştırılmıştır. Buna göre, şirketiniz tarafından Şehitkamil Belediyesine ait arsa üzerine kat karşılığı olarak yapım işini üstlenmiş olduğunuz inşaat işiyle ilgili olarak şirketinizce teslimi yapılacak taşınmazların yapı ruhsatının 01/01/2013 tarihinden sonra alınmış olması nedeniyle, sadece 150 m² yi aşmayan konutların tesliminde ruhsatın alındığı tarihte bina arsasının emlak vergisine esas arsa birim metre kare vergi değerinin; 1.000 TL ve üzerinde olması halinde % 18, 500 TL- 999 TL arasında olması halinde % 8, 500 TL’nin altında olması halinde ise % 1 oranında KDV hesaplanması gerekmektedir. Öte yandan, net alanı 150 m² yi aşan konut ile trafo ve işyeri teslimleri için % 18 oranında KDV hesaplanacağı tabiidir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
Başlık | Banka Tarafından Satışı Yapılan Gayrimenkulün Belgelendirilmesi hk. | ||||||||||||||||||||
Tarih | 11/04/2014 | ||||||||||||||||||||
Sayı | 73903997-130[17-2013/8]-2779 | ||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formu ile, … A.Ş. ‘nin aktifine kayıtlı İ25D03-A3B pafta numaralı taşınmazın tarafınızca satın alındığı, ancak söz konusu taşınmazın satışı dolayısıyla anılan Banka tarafından dekont yada fatura düzenlenmediği belirtilerek bahse konu satış nedeniyle adı geçen Banka tarafından düzenlenmesi gereken belgenin ne olduğu ve bu satışın KDV ye tabi olup olmadığı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü mevcut olup 229-242 nci maddelerinde ise bu Kanuna göre düzenlenmesi ve alınması gereken fatura ve fatura yerine geçen vesikalar, serbest meslek makbuzu, ücretlere ait kayıt ve vesikalar ile diğer evrak ve vesikalara ait hükümlere yer verilmiştir. Diğer taraftan 243 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “A-Bankalar Tarafından Düzenlenecek Belgeler” başlıklı bölümünde; “Bankalar, yaptıkları hizmet ve satış işlemlerine ilişkin kayıtlarının dayanağı olan fatura yerine, aşağıda açıklanan şartlara uygun olarak belge düzenlemek zorundadırlar. 1- Bankalar, döviz alım-satım işlemleri ile menkul kıymetler borsasında aracı kurum sıfatıyla müşterileri adına yaptıkları menkul kıymet alım satımları hariç olmak üzere, yaptıkları bütün hizmetler veya satışlar dolayısıyla lehlerine tahakkuk edecek tutarları aşağıdaki şartlara uygun olarak düzenleyecekleri dekontlarla belgeleyeceklerdir. a) Dekontlar en az iki örnek olarak düzenlenecek, ikiden fazla örnek olarak düzenlendiği takdirde her birinin kaçıncı örnek olduğu belirtilecektir. Düzenlenen dekontlarda en az aşağıdaki bilgilere yer verilecektir. …..” açıklamalarına yer verilmiştir. Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-e maddesi ile banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemler katma değer vergisinden istisna edilmiştir. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanununun 28 inci maddesinde ise; “Banka ve sigorta şirketlerinin 10/06/1985 tarihli ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununa göre yaptıkları işlemler hariç olmak üzere, her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler dolayısıyla kendi lehlerine her ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabidir.” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, adı geçen banka tarafından yapılan taşınmaz satışı dolayısıyla lehe alınan paralar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-e maddesi ile banka ve sigorta muameleleri vergisi kapsamına giren işlemlerin katma değer vergisinden istisna edilmiş olması nedeniyle … A.Ş.’den satın aldığınız taşınmazla ilgili olarak KDV hesaplanmaması, ancak … A.Ş.’nin tarafınıza yapmış olduğu satış dolayısıyla lehine tahakkuk edecek tutarlar için dekont düzenleyerek bu satışı belgelendirilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
Başlık Konut Yapı Kooperatifine yapılan inşaat taahhüt işlerinde yapı ruhsatının yenilenmesi halinde uygulanacak KDV oranı hk.
Tarih 22/05/2014
Sayı 50426076-130[29-2013/20-1112]-92
Kapsam
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Kayseri Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
Sayı
:
50426076-130[29-2013/20-1112]-92
22/05/2014
Konu
:
Konut Yapı Kooperatifine yapılan inşaat taahhüt işlerinde yapı ruhsatının yenilenmesi halinde uygulanacak KDV oranı hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin taahhüdündeki arsa tapusu S.S. ……… Konut Yapı Kooperatifi adına kayıtlı ve yapı ruhsatının yapı sahibi bölümünde münhasıran adı geçen kooperatifin adının yer aldığı …….. tarih ve ……… nolu yapı ruhsatına ilişkin olarak ……… adresindeki inşaat işini yaparken yapı denetim firmasının tek taraflı olarak Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesini feshetmesi üzerine ilgili Belediyenin inşaatta seviye tespiti yaparak yapı tadil tutanağı tanzim ettiği, yeni bir yapı denetim firması ile sözleşme yapılması ve inşaat ruhsatının yenilenmesi halinde inşaatın devamına müsaade edileceğinin Şirketinize bildirildiği, bu aşamada kooperatif ana sözleşmesinde yapılan değişiklik ile kat irtifakı kurularak üyelere tapu tahsisi yapıldığı, ……….Belediyesince, yapı ruhsatının yapı sahibi bölümünde S.S. ……… Konut Yapı Kooperatifi ile birlikte tapu tahsisi yapılan ortakların isimlerinin de yazılması gerektiğinin ifade edildiğinden bahisle, kanuni zorunluluk nedeniyle yapı ruhsatının yenilenmesi halinde yapı ruhsatının yapı sahibi bölümünde adı geçen kooperatif adının yer almaması durumunda Şirketinizin indirimli oranda katma değer vergisi (KDV) uygulamasından faydalanıp faydalanamayacağı hususunda görüş talep edilmektedir.
3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV ye tabidir.
KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesi (BKK) ile BKK eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer alalanlar hariç olmak üzere vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
2007/13033 sayılı BKK eki I sayılı listenin 12 inci sırası ile konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri %1 oranında KDV ye tabi tutulmuştur.
Buna göre konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde indirimli KDV oranı uygulanabilmesi için;
– Kooperatifin konut yapı kooperatifi olması,
– İşin konut yapı kooperatifine yapılması,
– Yapılan işin taahhüde dayalı inşaat işi olması,
gerekmektedir.
İndirimli oran uygulaması, yukarıda da belirtildiği gibi, konut yapı kooperatiflerine yönelik bulunmaktadır.
Buna göre, adı geçen Kooperatife Şirketinizce yapılan inşaat işlerinde; daha önceden kooperatif adına düzenlenmiş bulunan yapı ruhsatının revize edilmesi sırasında yapı sahibi bölümünde konut yapı kooperatifi ile birlikte öteden beri kooperatif üyesi olan kişilerin de yer alması halinde Şirketiniz tarafından kooperatife verilen inşaat taahhüt işlerine ilişkin düzenlenen faturalarda (%1) oranında KDV uygulanacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
Kuruluş izni verilen kooperatife ait anasözleşmeler, ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere belirlenen yönetim kurulunca Ticaret Sicil Memurluğuna götürülerek kooperatifin tescili talep edilir. Ayrıca 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 3. maddesinde sayılan hususların ilanı için ilan beyannamesi tanzim edilir. Bu beyannamede bulunan hususlar Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilir.
Yapı kooperatiflerinin kuruluşunda Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden temin edilecek örnek başvuru formunun usulüne uygun olarak doldurulması ve formun ekinde;
1- Her sayfasının kurucular (en az yedi kurucu ortak) tarafından imzalanmış noter tasdikli 6 adet kooperatif anasözleşmesinin olması,
2- Unvan, merkez, süre ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak yönetim ve denetim kurul üyeleri ile ilgili bölümlerin doldurulmuş olması,
3- Sermaye ve paylar ile ilgili 7. ve 8. Maddelerin boş kısımlarının kurucu ortak sayısına bağlı olarak doldurulmuş olması,
4- Anasözleşmenin son sayfasında yer alan ve kurucuların Adı ve Soyadı, T.C. Kimlik No, Tabiiyet, Sermaye Taahhüdü, Ödediği Sermaye ve İmza bölümlerinin uygun olarak doldurulmuş olması,
5- 1163 sayılı Kanunun 4. maddesine göre kurucular tarafından taahhüt edilen nakdi sermayenin 1/4 ‘ünün, ticaret siciline tescil ve ilanıyla tüzel kişiliği kazandıktan sonra kooperatif ya da kooperatif birliği hesabına aktarılmak üzere kurucu ortaklarca anasözleşmede belirtilen ilk yönetim kurulu üyelerinden birine ödenmesi ve bu hususun kooperatif kuruluş izin başvuru formunda beyan edilmesi,
6- Kurucu ortakların aynı türden başka bir kooperatife yönetim kurulu üyesi olmadığına dair bir taahhütname vermesi,
7- Kooperatif unvanlarında kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerinin kullanılmaması ve Türk Ticaret Kanununun 48. Maddesinde belirtilen hususlara dikkat edilmesi,
8- Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatiflerinin kurulmasında ortakların anasözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ortaklık şartlarını taşıdıklarını belirtir Sanayi ve Ticaret Odaları veya Vergi Dairelerinden verilmiş belgelerin sunulması, gerekmektedir.
Yapı kooperatiflerinin kuruluş işlemleri için kooperatifin merkezinin bulunacağı İlin Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne müracaat edilir.
Başlık | Kooperatife ait taşınmazın kurulması düşünülen vakfa devredilmesi işleminin harçlardan, veraset ve intikal vergisinden muaf olup olmadığı hk. | ||||||||||
Tarih | 21/05/2013 | ||||||||||
Sayı | 97895701-140[57-2012/213]-753 | ||||||||||
Kapsam | |||||||||||
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
İlgi’de kayıtlı özelge talep formunda, Kooperatif Birliği olarak tasfiye sürecinde olduğunuz belirtilerek, Birliğinizin sahip olduğu taşınmazların kurulacak vakfa devri ile ilgili yapılacak işlemlerin veraset ve intikal vergisinden, tapuda yapılacak tescil işlemlerinin tapu harcından ve diğer resmi ödemelerden muaf olup olmadığı hususunda bilgi verilmesi istenilmektedir. I. 492 SAYILI HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin ‘I-Tapu İşlemleri’ başlıklı bölümünün 4 üncü maddesinde, gayrimenkullerin ve mülkiyetten gayri ayni hakların bağışlanmasında kayıtlı değer üzerinden binde 68,31 (2013 yılı için); aynı tarifenin 20/a maddesinde ise, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (cebri icra ve şüyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklarda takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı binde 20 (2013 yılı için) nispetinde harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Öte yandan, aynı Kanunun 58 inci maddesinde, tapu harçlarının kimlerden aranacağı açıklanmış; ‘Harçtan müstesna işlemler’ başlıklı 59 uncu maddesinin (b) bendinde ise, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların iktisap edecekleri gayrimenkullerin ve sair ayni hakların tescil ve şerhi gerektiren işlemlerinin harçtan müstesna tutulduğu hüküm altına alınmıştır. Buna göre, söz konusu vakfın Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar kapsamına alınmış olması durumunda, vakfın harç muafiyetinden yararlanması mümkün olabilecektir. Diğer taraftan, kooperatif birliklerinin sahip oldukları gayrimenkullerin devri ile ilgili olarak 492 sayılı Harçlar Kanununda herhangi bir muafiyet hükmü bulunmamaktadır. Bu itibarla, devir işleminin bağış şeklinde yapılması durumunda, gayrimenkullerin bağışlanmasında harcın mükellefi tapuda lehine işlem yapılan kişiler olduğundan, gayrimenkulünü bağışlayan Kooperatif Birliğinizden harç aranılmayacak; lehine işlem tesis edilecek vakıftan ise, 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin I/4 üncü maddesine göre harç aranılması gerekecektir. Ancak söz konusu vakfın Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar kapsamına alınmış olması durumunda, vakıftan da harç aranılmaması gerekir. Devir işleminin ivaz karşılığında yapılması durumunda ise, hem Kooperatif Birliğinizden hem de söz konusu vakıftan 492 sayılı Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I/20-a maddesi uyarınca harç aranılması gerekecektir. Ancak vakfın Bakanlar Kurulu Kararı ile vergi muafiyeti tanınan vakıflar kapsamına alınmış olması durumunda söz konusu vakıftan harç aranılmaması gerekir. II. 7338 SAYILI VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye’de bulunan malların veraset yoluyla veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 3’üncü maddesinin (a) fıkrasında; amme idareleri, emekli ve yardım sandıkları, sosyal sigorta kurumları, umumi menfaate hadim cemiyetler, siyasi partiler ve bunlara ait olan veya bunların aralarında kurdukları teşekküllerden kurumlar vergisine tabi olmayanların, (b) fıkrasında da; yukarıdaki fıkrada sayılanlar dışında kalan hükmi şahıslara ait olup, umumun istifadesi için ilim, araştırma, kültür, sanat, sıhhat, eğitim, din, hayır, imar, spor gibi maksatlarla kurulan teşekküllerin veraset ve intikal vergisinden muaf tutulacağı hükme bağlanmıştır. Bunun yanı sıra söz konusu Kanun’un 7’nci maddesinin ikinci fıkrasında, bu Kanun’un 3’üncü maddesinde yazılı şahısların beyanname vermeyecekleri düzenlenmiştir. Bu hükümlere göre, 7338 sayılı Kanun’un 3’üncü maddesinin (b) fıkrasında belirtilen amaçları gerçekleştirmek için kurulan vakıfların, bu nitelikleri devam ettiği sürece veraset ve intikal vergisinden muaf tutulması ve bu vakıflara yapılan bağış ve yardımlar için veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmemesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
|
Başlık | 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin damga vergisi, noter harcı, tapu harcından istisna olup olmadığı hk. | ||||||||||||||||||||
Tarih | 17/06/2013 | ||||||||||||||||||||
Sayı | 97895701-140[57-2013/6]-865 | ||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||
İlgi’de kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, Tapu Müdürlüğünün yazısında, … 2984 ada 12 parseldeki 6 katlı 21 daireli bahçeli apartman niteliğindeki taşınmazın beyanlar hanesine 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun gereğince “riskli yapıdır” belirtilmesi yapıldığının bildirildiği belirtilerek söz konusu Kanun kapsamında düzenlenecek olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin damga vergisi, noter harcı ve tapu harcından istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır. 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde, bu Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 38’inci maddesinde, “Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir.” hükmü, 57’nci maddesinde de, “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu ve kadastro harçlarına tabidir.” hükmü yer almaktadır. Kanun’un 123’üncü maddesinde ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un, 1’inci maddesinde, bu Kanun’un amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, riskli yapıların tespitinin, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacağı ve sonucun Bakanlığa veya İdareye bildirileceği; 2’nci fıkrasında, riskli yapıların, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirileceği, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verileceği; 7’nci maddesinin 9’uncu fıkrasında, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hüküme bağlanmıştır. Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olarak belirlendiği anlaşılan başvuruya konu taşınmaza ilişkin olarak 6306 sayılı Kanun kapsamında düzenlenecek kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, 6306 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin 9’uncu fıkrasına göre noter ve tapu harçları ile damga vergisinden istisna tutulması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
Başlık | 6306 sayılı Kanun kapsamında yeniden inşa olunacak gayrimenkulün tapu harcından istisna olup olmadığı hk. | ||||||||||||||||||||
Tarih | 17/07/2014 | ||||||||||||||||||||
Sayı | 97895701-140[57-2014/48]-1886 | ||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzdan, 6306 sayılı Kanun kapsamında düzenlenen “Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” gereğince …, … Mahallesinde kain ve tapuda … pafta, .. ada, … parselde kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak tapuda yapılacak işlemlerin tapu harcından istisna olup olmadığı hususunda özelge talep edildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde, “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu ve kadastro harçlarına tabidir.” hükmü bulunmaktadır. Aynı Kanunun 123 üncü maddesinde ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un, 1 inci maddesinde, bu Kanunun amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 3 üncü maddesinin birinci fıkrasında, riskli yapıların tespitinin, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacağı ve sonucun Bakanlığa veya İdareye bildirileceği; ikinci fıkrasında, riskli yapıların, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirileceği, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verileceği hükmüne yer verilmiştir. Yine aynı Kanunun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında; üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyetinin, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce resen terkin edilerek, önceki vasfı ile değerlemede bulunularak veya malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek niteliği, ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerhin, hisseler üzerinde devam edeceği, bu şekilde belirlenen uygulama alanında cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemlerinin Bakanlık, TOKİ veya İdare tarafından resen yapılacağı veya yaptırılacağı hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan 6306 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dokuzuncu fıkrasında ise “Bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamalar, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paralar ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesnadır.” hükmüne yer verilmiştir. 6306 sayılı Kanunun incelenmesinden, kanunun amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirlemek olduğu ve tapu harcı istisnasının bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlemlere uygulanacağı anlaşılmaktadır. İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile eklerinin tetkikinden, bahsedilen … pafta, … ada, … no.lu parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde tapuda 23/12/2013 tarihi itibarıyla ‘6306 sayılı Kanun gereğince riskli yapıdır’ şerhinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu itibarla, söz konusu taşınmazın 23/12/2013 tarihi itibarıyla 6306 sayılı Kanun kapsamına alındığı dikkate alındığında, söz konusu taşınmaz ile ilgili olarak ‘Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’ne istinaden 23/12/2013 tarihinden itibaren tapuda yapılacak işlemlerden 6306 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamında tapu harcı aranılmaması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim. |
|
KOOPERATİFLER KANUNU (1)(2)
: 1163
: 24/4/1969
: Tarih : 10/5/1969 Sayı : 13195 : Tertip : 5 Cilt : 8 Sayfa : 1955
Bu Kanun ile ilgili tüzük için, “Tüzükler Külliyatı”nın kanunlara göre düzenlenen nümerik fihristine bakınız.
Kabul Numarası Kabul Tarihi Yayımlandığı R.Gazete Yayımlandığı Düstur
BİRİNCİ BÖLÜM
Kooperatif ve Kuruluşu
4571
Madde 1 –(Değişik: 21/4/2004 – 5146/ 1 md.)
Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.
B) Kuruluş, muteberlik şartları, isim kullanma yetkisi :
Madde 2 – Bir kooperatif en az 7 ortak tarafından imzalanacak ana sözleşme ile kurulur. Ana sözleşmedeki imzaların noterce onaylanması gerekir.
Yapı kooperatifleri ile konusuna taşınmaz mal temliki dahil bulunan diğer kooperatiflerin anasözleşmelerinde ortaklara taşınmaz mal temlik edileceği hakkındaki taahhütler başka bir resmi şekil aranmaksızın muteberdir.
Sermaye miktarı sınırlandırılarak kooperatif kurulamaz. Kooperatif adını ancak bu kanuna göre kurulmuş teşekküller kullanabilir.
(Ek: 6/10/1988 – 3476/1 md.) Kooperatifler ve üst kuruluşlarının unvanlarında, kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerine yer verilemez.
C) İzin verme, tescil ve ilan:
Madde 3 – Ana sözleşme, Ticaret Bakanlığına verilir. Bakanlığın kuruluşa izin vermesi halinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yer ticaret siciline tescil ve ilan olunur. Tescil ve ilan olunacak hususlar şunlardır:
1. Ana sözleşme tarihi,
2. Kooperatifin amacı, konusu ve varsa süresi, ——————————
(1)13/12/1983 tarih ve 183 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 50 nci maddesi hükmü gereğince anılan maddede sayılan kooperatiflerle ilgili olarak Ticaret Bakanlığına ve Bakanına verilmiş olan görev ve yetkiler Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığına ve Bakanına devrolunmuştur.
(2) 11/3/2010 tarihli ve 5957 sayılı Sebze ve Meyveler ile Yeterli Arz ve Talep Derinliği Bulunan Diğer Malların Ticaretinin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18 inci maddesiyle, bu Kanunda 5957 sayılı Kanun hükümlerine aykırılık bulunması durumunda mezkur kanun hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
4572
3. Kooperatifin unvanı ve merkezi,
4. Kooperatifin sermayesi ve bunun nakdi kısmına karşılık olarak ödenen en az miktar ve her ortaklık payının değeri, 5. Ortaklık payı belgelerinin ada yazılı olduğu,
6. Ayni sermaye ve devralınan akçalı kıymetlerle işletmelerin neden ibaret oldukları ve bunlara biçilen değerler,
7. Kooperatifin ne suretle temsil olunacağı ve denetleneceği,
8. Yönetim Kurulu üyeleriyle kooperatifi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları,
9. Kooperatifin yapacağı ilanların şekli ve anasözleşmede de bu hususta bir hüküm varsa yönetim kurulu kararlarının
pay sahiplerine ne suretle bildirileceği,
10. Kooperatifin şubeleri: Kooperatifler, lüzum gördükleri takdirde memleket içinde ve dışında şubeler açabilirler.
Şubeler, merkezin sicil kaydına atıf yapılmak suretiyle bulundukları yer ticaret siciline tescil olunurlar.
Ticaret Bakanlığı, ana sözleşmelerin, kanunun ihtiyari hükümlerinden ayrıldığını ileri sürerek kooperatifleri
kuruluşuna izin vermekten kaçınamaz.
Anasözleşmenin değişiklikleri de kuruluştaki usullere bağlıdır.
D) Anasözleşmeye konacak hükümler:
I – Mecburi hükümler:
Madde 4 – Kooperatif anasözleşmesinde aşağıdaki hususlara ait hükümlerin yer olması gerektir.
1. Kooperatifin adı ve merkezi,
2. Kooperatifin amacı ve çalışma konuları,
3. Ortaklık sıfatını kazandıran ve kaybettiren hal ve şartlar,
4. Ortakların pay tutarı ve kooperatif sermayesinin ödenme şekli, nakdi sermayenin en az 1/4 nün peşin ödenmesi,
5. Ortakların ayni sermaye koyup koymıyacakları,
6. Kooperatiflerin yükümlerinden dolayı ortakların sorumluluk durumu ve derecesi,
7. Kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev ve yetki ve sorumlulukları ve seçim tarzları,
8. Kooperatifin temsiline ait hükümler,
9. Yıllık gelir gider farklarının, hesaplama ve kullanma şekilleri,
10.Kurucuların adı, soyadı iş ve konut adresleri,
II – İhtiyari hükümler:
Madde 5 – Anasözleşme ayrıca aşağıdaki hususları da kapsıyabilir.
1. Genel kurulun toplantısı, kararların alınması, oyların kullanılması hakkındaki hükümler;
2. Kooperatifin çalışma şekline dair esaslar;
3. Kooperatifin birliklerle olan münasebetleri;
4. Kooperatifin diğer bir kooperatifle birleşmesine ait hükümler;
5. Kooperatifin süresi.
III – Yorumlayıcı hükümler:
Madde 6 – 5 inci maddenin 1 ve 2 nci bentlerinde yazılı hususlar hakkında anasözleşmede hüküm olmadığı takdirde
aşağıdaki hükümler uygulanır.
Başlık | \”Rezerv Yapı Alanı\” olan parseller üzerine inşaa edilecek gayrimenkullere ilişkin olarak düzenlenecek sözleşmelerin ve yapılacak işlemlerin damga vergisi ve harçtan istisna olup olmadığı hk. | ||||||||||||||||||||
Tarih | 01/09/2014 | ||||||||||||||||||||
Sayı | 97895701-140[123-2014/89]-2143 | ||||||||||||||||||||
Kapsam | |||||||||||||||||||||
İlgi’de kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, … A.Ş.’nin ” … Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İşi” ihalesinin şirketiniz ile … İnşaat Taahhüt San. ve Tic. Ltd. Şti arasında kurulacak iş ortaklığının uhdesinde kaldığı, ihale konusu parsellerin 6306 sayılı Kanun kapsamında “rezerv yapı alanı” olduğu, bu kapsamda rezerv alan üzerine inşa edilecek konutların üçüncü kişilere satışı nedeniyle şirketiniz ile alıcılar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile rezerv alanı üzerinde inşa edilecek binaların yapımı ile ilgili taşeronlarla düzenlenecek taşeronluk sözleşmelerinin damga vergisine tabi olup olmadığı; inşa edilecek konutların üçüncü kişilere satışı nedeniyle üçüncü kişilerle iş ortaklığınız arasında yapılacak sözleşmeye istinaden tapuda devir sırasında tapu harcı alınıp alınmayacağı, çıkarılacak proje ruhsatının belediyelerce alınan ruhsat harcına tabi olup olmadığı hakkında bilgi verilmesinin istenildiği anlaşılmaktadır. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 1’inci maddesinde, bu Kanunun amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 2’nci maddesinin (c) fıkrasında, rezerv yapı alanının, bu Kanun uyarınca gerçekleştirilecek uygulamalarda yeni yerleşim alanı olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya İdarenin talebine bağlı olarak veya resen, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenecek alanları ifade edeceği; 7 ‘nci maddesinin 9’uncu fıkrasında, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. DAMGA VERGİSİ KANUNU VE HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 57’nci maddesinde, tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu; Kanuna bağlı (4) sayılı tarifenin I-20/a fıkrasında, “Gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergisi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyuun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlaklerde tekdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için ayrı ayrı (binde 20)” harç alınacağı hükme bağlanmıştır. Harçlar Kanunu’nun 123’üncü maddesinde ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır. 6306 sayılı Kanunla, Kanun kapsamında yer alan hak sahibi maliklerle yapılacak işlemlere yönelik istisna öngörülmekte olup, hak sahiplerinin taraf olmadığı işlemler ve kağıtlara istisna uygulanmasının Kanun kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı üzerinde inşa edilecek gayrimenkullerin hak sahipleri malikler dışında kalan üçüncü kişilere yapılacak satış nedeniyle üçüncü kişilerle şirketiniz arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ve alt yüklenicilerle şirketiniz arasında düzenlenecek taşeronluk sözleşmelerine anılan Kanun kapsamında damga vergisi istisnası uygulanamayacaktır. Ayrıca 6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı üzerinde inşa edilerek hak sahipleri malikler ile düzenlenecek sözleşme kapsamında verilecek konut ve işyerlerinin, hak sahipleri adına tapuya tescilinde harç aranılmaması gerekmekle birlikte rezerv yapı alanı içerisinde inşa edilecek konutların hak sahibi malik dışında üçüncü kişilere satışı nedeniyle üçüncü kişilerle iş ortaklığınız arasında yapılacak sözleşmeye istinaden tapuda yapılan işlemlerde istisna uygulanması mümkün değildir. BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU YÖNÜNDEN 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Ek 1 inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almaktadır. Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında rezerv yapı alanı içerisinde inşa edilecek binaya ilişkin olarak alınacak proje ruhsatının 2464 sayılı Kanun gereği tahsil edilmesi gereken bina inşaat harcından istisna tutulması gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim |
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
|
||||
|
||||
Sayı |
: |
84974990-130[1-2012-19]-262 |
14/03/2014 |
|
Konu |
: |
Kooperatif Birliğinin KDVK karşısındaki durumu |
İlgide kayıtlı dilekçenizde; 01/08/1998 tarihinden önce kurulmuş olan Birliğinizin vergiye tabi herhangi bir işlem yapmadığı sürece katma değer vergisi beyannamesi vermesi gerekip gerekmediği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
3065 sayılı Kanuna eklenen Geçici 15 inci madde hükmü ile 29/07/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiş, bu tarihten sonra inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahüt işleri (I) sayılı listeye alınmıştır.
Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda kooperatiflerin muafiyetine ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, kooperatif birliklerinin de söz konusu muafiyet hükümlerinden yararlanacağı tabiidir.
Buna göre, konut yapı kooperatifi olarak faaliyet göstermeyen Kooperatif Birliğiniz, kurumlar vergisinden muaf olmakla birlikte, KDV Kanununda bu muafiyete ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniye KDV beyannamesi vermesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Sayı |
: |
11395140-105[326-2012/VUK-1- . . .]-2085 |
18/08/2014 |
|
Konu |
: |
Ticari markalar, stoklar ve bazı iktisadi kıymetlerin satın alınmasında ödenen bedelin değerlemesi hk. |
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, şirketinizin … üretimi, alım ve satımı işi ile iştigal etmek üzere … tarihinde kurulduğu, bu alanda faaliyette bulunan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin … üretim ve satışı işini devraldığı, söz konusu devrin şirket hisselerinin devri yolu ile değil, mal varlığı devri yolu ile gerçekleştirildiği, bu kapsamda ilgili şirket tarafından kurumunuza devrolunan markalar, sabit kıymetler ve stoklar karşılığında fatura düzenlendiği, markalar, sabit kıymetler ve stokların yapılan değerleme çalışması sonucunda piyasa değeri üzerinden faturalandırıldığı, kurumunuzun bu varlıkların dışında şerefiye adı altında ayrıca ilgili kuruma ödemede bulunduğu, kurumunuza devrolan maddi varlıklar ve gayrimaddi varlıklar dışında, şerefiyeye ilişkin olarak düzenlenen faturanın tabi olduğu amortisman oranı hakkında tereddüde düşüldüğü belirtilerek Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 72 nci maddesinde takdir komisyonunun kuruluşu, 74 üncü maddesinde takdir komisyonlarının (yetkili makamlarca istenen matrah ve servet takdirlerini yapmak ve vergi kanunlarında yazılı fiyat, ücret veya sair matrah ve kıymetleri tespit etmek gibi) görevleri ile 75 inci maddesinde de takdir komisyonlarının (görevleri dolayısıyla inceleme yetkisi ve servetleri, sınai hakları ve telif haklarını, imtiyazları, madenleri, mücevharatı, eski eserleri ve sanat eserlerini değerlemede bilirkişiye müracaat edebilme) yetkilerine ait hükümler yer almaktadır.
Aynı Kanunun 267 nci maddesinde ise, emsal bedeli gerçek bedeli bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen bir malın değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz olacağı bedel olarak tanımlanmış olup, emsal bedelinin ortalama fiyat esası ve maliyet bedeli esasına göre tespit edilememesi halinde ilgililerin müracaatı üzerine takdir komisyonunca belli edileceği, yapılacak takdirlerde iktisadi kıymetin maliyet bedelinin ve piyasa kıymetlerinin araştırılacağı ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma derecelerinin dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Mezkûr Kanunun 265 inci maddesinde mukayyet değerin bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeri olduğu, 282 inci maddesinde gerçek veya tüzel kişilerde peştamallıkların mukayyet değerleriyle değerleneceği, 326 ncı maddesinde ise, kurumların aktifleştirdikleri ilk tesis ve taazzuv giderleri ile peştemallıkların mukayyet değerleri üzerinden eşit miktarlarda ve beş yıl içinde itfa olunacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, Kanunun 313 üncü maddesinde “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.
….
Değeri (1/1/2014 tarihinden itibaren) 800,00- TL’yi aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri (1/1/2013 tarihinden itibaren) 800,00- TL’yi aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir. İktisadi ve teknik bakımdan bütünlük arz edenlerde bu had topluca dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır.
Peştemallık uygulamada, şerefiye veya hava parası olarak da adlandırılmakta olup, bir ticari işletmenin devri sırasında, o işletmenin aktifinde bulunan emtia ve demirbaş eşyalarının gerçek değerlerinden başka, o işletmenin bulunduğu yerin önemi, piyasada oluşturduğu haklı şöhret ve ticari itibar, müşteri kitlesinin büyüklüğü, hatta faaliyet gösterdiği sektörde “monopol” durumuna girmiş olması ve benzeri diğer nedenlerden dolayı bilanço değerlerine ilave olarak sahip olunan değeri ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile peştemallık, bir işletme devralınırken katlanılan maliyet ile söz konusu işletmenin rayiç bedelle hesaplanan net varlıklarının değeri arasındaki olumlu farktır.
Yukarıda yer verilen kanun hükümleri ve yapılan açıklamalar uyarınca, peştemallık iktisadi bir bütünlüğün devri sırasında satış bedeli ile devralınan iktisadi kıymetlerin rayiç bedeli arasındaki olumlu fark olduğundan, şirketinizce … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ne ait ticari markaların, stokların ve bazı ofis ekipmanlarının satın alınmasında bir işletmenin devralınması söz konusu olmadığından tarafınızca ödenen bedelin peştemallık olarak kabul edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, şirketinizce … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’den satın alınan ticari markalar, stoklar ve ofis ekipmanlarının, takdir komisyonunca, ödenen toplam tutar da dikkate alınmak suretiyle tespit edilecek emsal bedelleri üzerinden aktife alınması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.