Dava, davalıların maliki bulunduğu binanın ana su borusunun patlaması sonucu aynı binada kiracı olarak bulunan sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hasarı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği tazminatı TTK m.1301’e mesnetle sigortalısına halefen davalılardan rücuen tazmini talebidir.

Dava, davalıların maliki bulunduğu binanın ana su borusunun patlaması sonucu aynı binada kiracı olarak bulunan sigortalıya ait işyerinde meydana gelen hasarı tazmin eden sigorta şirketinin, ödediği tazminatı TTK m.1301’e mesnetle sigortalısına halefen davalılardan rücuen tazmini talebidir.

Sigorta şirketi, davayı, sigortalısına halefen açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkide Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanacak olduğundan görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir.
(Karar Tarihi : 24.04.2013)
“Taraflar arasında görülen davada Amasya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15.02.2012 tarih ve 2009/284-2012/60 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Vedat Yalçın tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili, davalıların maliki bulunduğu binanın ana su borusunun patlaması sonucu aynı binada kiracı olarak bulunan sigortalıya ait işyerinde hasar meydana geldiğini, İşyerim Paket Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalıya 17.785,60 TL hasar tazminatı ödendiğini, davalıların zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, bu meblağın faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalılar vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, dava dışı sigortalının kullanmadan kaynaklanan sorumluluğunun bulunduğunu, istenen tazminatın fahiş olduğunu savunmuştur.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hasarın sigortalının iş yerinde bulunan su borusundaki sızıntıdan kaynaklandığı, sızıntıya yol açan arızanın hukuken ufak tefek ayıp niteliğinde olup, kiralanandaki ayıpları zamanında gidermeyen sigortalının kusurlu olduğu, zarar görenin kusuru nedeniyle illiyet bağının kesildiği, davalılar kiracıya karşı sorumluluktan kurtulduğundan halefi olan davacıya karşı da sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

1- Dava, Mülga 6762 sayılı TTK’nın 1301. maddesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Davacı sigorta şirketi bu davayı sigortalısına halefen açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkide Kat Mülkiyeti Kanunu hükümleri uygulanacak olduğundan bu Kanun’dan doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Bu itibarla, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.

KARAR : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 24.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”
İlgili Mevzuat Hükmü : Kat Mülkiyeti Kanunu Ek Madde 1 :(Ek madde: 13/04/1983 – 2814/15 md.)

Bu Kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir