Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, Esas: 2013/1093, Karar: 2013/1811 İçtihat
“Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı kooperatifin 20.07.2008 tarihli genel kuruluna ortakların davet edilmesinde usulsüzlük yapıldığını, verilen önergelerin reddedildiğini, oy kullanma hakkı olmayanların oylamalara katıldığını, yönetim kurulunun ilk oylamada ibra edilmemesine rağmen ikinci oylama yapıldığını, toplantının tamamen kanunlara aykırı yapıldığını ileri sürerek, anılan genel kurulun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu genel kurulda alınan kararlarda yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacıların iddia ettikleri hususların geçerli olmadığı ve genel kurul toplantısının kanunlara uygun olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Davacılar vekilinin, genel kurulun 4. maddesinin iptali isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. Genel kurulun 4. gündem maddesi “2007 yılı yönetim kurulu faaliyet ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider hesaplarının ibraya sunulması” konusunu içermekte olup, bilançonun ve yönetim (tasfiye) kurulunun ibrası; 106 red, 102 kabul oyu almıştır. Oyların doğru sayılmadığına ilişkin itiraz önergesi verilmesi üzerine tekrar oylama yapılması oylanıp, 145 kabul ile tekrar oylama yapılması oyçokluğu ile kabul edildikten sonra yapılan oylamada yönetim (tasfiye) kurulu 172 kabul oyu alarak oy çokluğu ile, denetim kurulu ise oybirliği ile ibra edilmiş, bilançonun kabulünün oylandığına ve sonucuna ilişkin bir tespite yer verilmemiştir. Oylama usulü ve karar nisabı bakımından yasaya ve anasözleşmeye bir aykırılık bulunmamaktadır. Daha önce red oyu verenlerin toplantıyı terk ettiklerine ilişkin bazı oy sayıcıları tutanak tutmuş olup, dava dilekçesinden davacının da terk edenlerden olduğu, kabul oyu verenlerin arasında davacının bulunmadığı, diğer anlatımla denetim kurulunun ibrasının iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 380. maddesi ” Bilançonun tasdikine dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikiyle ibra edilmiş olmazlar.” hükmünü içermektedir. Buna göre ibra, kooperatifin gerçek durumunu yansıtmalıdır. Bilanço ve gelir gider tablosu tüm ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararı, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşır. İbra, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içerir. Açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibra yok sayılır. Davacı tarafın, komşu siteye makbuz karşılığı yapılan su satışı nedeniyle tahsil edilen paraların gelir gider tablosunda yer almadığı, atık su paralarının belediyeye intikal ettirilmediği, yani bilançonun gerçeği yansıtmadığı iddiası, hükme esas alınan bilirkişi raporunda incelenip değerlendirilmemiş, rapora itiraz üzerine ek rapor da alınamamıştır. Bu nedenle kooperatif uzmanı bir bilirkişi aracılığı ile kooperatif defterleri, kayıtları, genel kurul ve yönetim kurulu kararları üzerinde inceleme yapılarak, 2007 yılına ait davalı kooperatifin yönetim kurulu çalışma raporu ve denetim kurulu raporunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılmış 11.06.2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan tebliğlerde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, raporların gerekli tebliğ ve ilan işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, oluşacak uygun sonuç dairesinde, tarafların iddiaları ve savunmaları ve TTK’nın 327., 354. ve 380. madde hükümleri de değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Öte yandan, gündeme hesap tetkik komisyonu kurulması maddesinin eklenmesine ilişkin 55 imzalı önerge; 110 red, 111 kabul oya almış, katılanların yarıdan bir fazlası olan 133 oy almadığı gerekçesiyle bu önergenin red edildiği tutanağa geçmiş olup, hükme esas bilirkişi raporunda da, önergenin 133 oy almadığı için reddedildiği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/4. maddesinde tasfiye halindeki kooperatiflerin genel kurul toplantılarında kararların oy çokluğu ile alınacağına ilişkin hükmündeki nisabın da 133 olduğu sonucuna varılmıştır. Oysa, “oy çokluğu” ile 46. maddede aranan “katılanların yarıdan bir fazla oyu” aynı anlama gelmemektedir. 111 kabul oyu ile oy çokluğu sağlanmış olup, aksi yönde anılan kararın iptaline karar verilmesi gerekirken, davacılar vekilinin bilirkişi raporuna itirazı üzerinde de durulmadan, rapora itibar edilerek bu karara ilişkin iptal isteminin reddi de doğru olmamıştır.
KARAR : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”