Kooperatiften ayrılan ortağa ödemeleri ne zaman yapılır ?-Kemal özmen

1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.

2-) Dava, davalı kooperatifin üyeliğinden istifa eden davacının yaptığı ödentilerin iadesi istemine ilişkindir. Senetlerin iadesi talep edilmesine rağmen senetlerin miktarı belirlendikten sonra bu senetler üzerinden de harç alınarak sonucuna göre mahkemenin görevli olup olmadığı üzerinde durulmadan bir karar verilmesi doğru olmadığı gibi dava dilekçesiyle senetlerin iadesini talep etmesi sebebiyle bu konuda bir karar verilmemiş olması da doğru değildir.

3-) Kooperatif Anasözleşmesi’nin 15/2. madde hükmü uyarınca, “… çıkan ortak yerine yeni ortak alınması durumunda eski ortağın 21 inci maddeye göre ödediği giderler kendisine derhal geri verilir.” hükmü uyarınca muacceliyet bakımından istifa eden üye yerine başka üye alınmışsa bu tarihten, alınmamışsa bilançonun kesinleşmesinden itibaren 1 ay sonrasından başlatılması gerekir.

1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. madde hükümlerinde, kooperatiften ayrılan bir ortağın, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olduğu öngörülmüştür. Bu yasal düzenlemeye uyulması gerektiği gibi, aksine uygulamanın, diğer ortakların aleyhine olacağı da kuşkusuzdur. Çıkma payı hesaplanması sırasında, genel giderlere katılmamasının, davacının nedensiz zenginleşmesine yol açacağı da ortadadır. Davacı, 5.000,00 TL asıl alacak talep etmiştir. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacağın 6.935,50 TL olduğu hesaplanmasına rağmen genel giderlerin 5.000,00 TL üzerinden düşülmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de, davacının birikmiş faiz talebi olmamasına ve mahkemece asıl alacağın talepten az olduğunun tespit edilmesine rağmen asıl alacağa faiz katılarak hüküm kurulması doğru değildir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir