Bir Arazi üzerine yapılan inşaat, Arazinin Bütünleyici parçası olur.Yani arazi üzerine yapılmış bina, arazinin ayrılmaz parçasıdır,kural olarak, arazinin maliki ile o arazi üzerine yapılmış binanın maliki ayrı kişiler olamaz. Yani arazinin maliki kimse, binanın sahibi de odur.Bilerek ya da bilmeyerek,başkasının arazinin üzerine bina yapılması durumunda, bir haksız inşaatın varlığı söz konusudur.MK 706. Madde gereğince taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille mümkün olup taşınmaz mülkiyeti devirni amaçlayan sözleşmeleri geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmeleri ve tescil edilmiş olmaları hukuki zorunluluktur. Kaldı ki olayımızda taraflar arasında taşınmaz mülkiyetini devre yönelik resmi veya resmi olmayan (protokol şeklinde)bir ilişki mevcut değildir. Davalı başkasına ait bir arazi üzerine haksız tecavüzde bulunarak “geçici olacağı” ve “en kısa sürede kaldırılacağı” şeklinde beyanlarda bulunarak bir bina inşa etmiş ve süreç içerisinde binayı kaldırmayarak işgalini devam ettirmiş ve iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.