SAYI : KDV.MUK.B.07.4.DEF.0.34.18.1176
KONU : Üst birliği olmayan kooperatifin işyerini
kiraya vermesi halinde ne şekilde vergilendirileceği.
……………..KOOPERATİFİ
İlgide kayıtlı dilekçenizde; faaliyette bulunduğunuz bölgede bir üst birliğiniz olmadığı, devrolan tüketim kooperatifinin faaliyetlerinin devam etmediği, kooperatif olarak gelirinizin kooperatif bünyesindeki işyerinden alınan kiralardan oluştuğu, kira geliri haricinde kooperatifinizin bir geliri olmadığı belirtilerek;
1- Kiraları tahsil ederken iş yerlerine fatura kesildiği, kesilen faturada hem stopaj hem KDV uygulaması mı yapılacağı,
2- Aylık toplanan kiralardan kooperatif giderlerini düştükten sonra kalan kısmı bankaya faize yatırdığınızı dolayısıyla kira geliri ile birlikte faiz geliri oluştuğu belirtilerek Kurumlar Vergisi ve Geçici Vergi karşısındaki durumunuzun ne olacağı hususlarında Defterdarlığımızdan görüş sorulmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin 16. bendinde; esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kooperatiflerin (4369 sayılı Kanunun 81/D-7 maddesiyle değişen ibare) (29.07.1998 tarihinden geçerli olmak üzere) (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz) kurumlar vergisinden muaf tutulacakları hükme bağlanmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 93. maddesinin 4. bendinde kooperatifler, kooperatif birlikleri ve kooperatifler merkez birlikleri faaliyete geçen üst kuruluşlara girmedikleri takdirde kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanamayacakları hükme bağlanmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun kooperatif kuruluşların hiyerarşik düzenlemesine ilişkin hükümlerinde Bölge birliği kavramına yer verilmemiş olup örgütlenmenin Kooperatif, Kooperatif Birlikleri, Kooperatif Merkez Birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler Birliği şeklinde olması öngörülmüştür.
Bu nedenle kooperatiflerin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmeleri için kuruldukları il merkezlerinde varsa faaliyette bulunan birliklere, birliklerin ise kooperatifler merkez birliklerine üye olmaları gerekmektedir.
Ancak dilekçeniz ekinde yer alan ……. Valiliği ……..Müdürlüğünden alınan …. tarih …….. sayılı yazıda “İlimiz sınırları dahilinde kurulmuş ve faaliyet gösteren İşletme Kooperatifleri Birliğinin mevcut olmadığı tespit edilmiştir” denilmiştir.
Bu durumda kooperatifin üye olacağı merkez birlik kurulmadığından kooperatifiniz kurumlar vergisinden muaf tutulması gerekmektedir.
Ancak kooperatifin sahibi bulunduğu gayrimenkulleri kooperatifin ortağı olmayan kişilere kiraya vermesi işlemi, KVK-7/16 hükmü gereğince Muaflık Şartlarından “münhasıran ortaklarla iş görülmesi” şartını ihlal anlamına geleceğinden kiralama işleminin yapıldığı tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyeti doğacağı tabiidir.
Diğer taraftan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinde kimlerin tevkifat yapacakları açıklanmış olup, söz konusu maddenin 5. bendinin (a) fıkrasında 70. maddede yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığında nakden veya hesaben yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun’un 70. maddesinde de gayrimenkul sermaye iradının tarifi yapılmıştır. Buna göre aşağıda yazılı mal ve hakların sahipleri veya kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu belirtilmiş ve gayrimenkul sermaye iratları maddeler halinde sıralanmıştır.
Maddenin son paragrafında, yukarıda yazılı mallar ve haklar ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu takdirde bunların iratları ticari ve zirai kazancın tespitine müteallik hükümlere göre hesaplanır denilmiştir.
Öte yandan geliri sadece tevkifata tabi tutulmuş gayrimenkul kira gelirlerinden ibaret bulunan kooperatiflerin bu gelirlerini kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan etmeleri söz konusu olmadığından geçici vergi de ödemeyeceklerdir.
Diğer taraftan kooperatife kira ödemesinde bulunan kişilerin, tevkifat yapma mecburiyetlerinin bulunmaması halinde de kooperatiflerin tevkifata tabi tutulmamış bu gelirlerini kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edecekleri tabiidir.
Gayrimenkul kira gelirleri dışında gelir elde eden kooperatifler kurumlar vergisi beyannamesi vermek zorunda olduklarından; gayrimenkul kira gelirlerini de bu beyannameye dahil edeceklerdir. Ancak, gayrimenkul kira gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinin (A) fıkrasının 6/c bendi uyarınca tevkif yoluyla ödenen gelir vergisi, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 44.maddesi gereğince beyanname üzerinden hesaplanan kurumlar vergisinden mahsup edilecektir.
Ticari işletmeye dahil olma ifadesinden ise; kurumlar ve bilanço esasına tabi olan işletmelerde bilançonun aktifinde kayıtlı mal ve hakların anlaşılması gerekmektedir.
Bu hükümlere göre, ………….kooperatifi’nden işyeri olarak kiralanan gayrimenkuller için kira ödemelerinden Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinde sayılanlar tarafından kiralanması halinde gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.
Ayrıca, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/8.maddesinde (4369 sayılı Kanunun 48.maddesiyle 29.07.1998 tarihinden geçerli olmak üzere değişen hüküm) mevduat faizlerinden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre kooperatifin gayrimenkullerini üçüncü kişilere kiraya vermesi nedeniyle, muafiyet şartlarını ihlal etmiş olduğundan kurumlar vergisi mükellefiyeti doğmaktadır. Bu nedenle de kooperatifin bankalarda bulunan mevduatlarına yürütülen faizlerden gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.
Öte yandan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesinin ikinci fıkrasının 2.bendinde, “İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklarının ortakları ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii kazanç dağıtımı sayılmaz.)”ın menkul sermaye iradı sayılacağı” hükmü yer almaktadır.
Yine aynı Kanunun “Beyanname Verilmeyen Haller” başlıklı 86.maddesinin 1.bendine göre “Tam mükellefiyette vergiye tabi gelirin (yabancı memleketlerde elde edilenler hariç) sadece;
…………………….
c) 75.maddenin ikinci fıkrasının (15) numaralı bendinde yer alan menkul sermaye iratları ile tevkif yoluyla vergilendirilmiş bulunan ve gayrisafi tutarları toplamı 103.maddede yazılı tarifenin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamının yarısını aşmayan menkul sermaye iratlarından ve vergi alacağı dahil kurumlardan elde edilen kar paylarından ibaret ise yıllık beyanname verilmeyeceği” hükme bağlanmıştır.
Buna göre, kooperatifin bankada biriken gelirlerini üyelerine dağıtması durumunda dağıtılacak bu tutarlar Gelir Vergisi Kanunu’nun 75/2.maddesine göre üyeler tarafından elde edilmiş menkul sermaye iradı olarak değerlendirileceğinden üyeler tarafından elde edilen kar paylarının vergi alacağı dahil olmak üzere ilgili yıl için belirlenen 103.maddede yazılı tarifenin birinci ve ikinci gelir dilimleri toplamının yarısını aşması halinde gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ayrıca menkul sermaye iradı dışında ortaklara ödenen tutar, ortakların kooperatife koymuş olduğu ortaklık payı olduğundan tevkifat matrahına dahil edilmeyecektir.
3065 sayılı KDV Kanunu’nun 1/1 maddesinde ticari,sınai, zırai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin 1/3-f maddesinde Gelir Vergisi Kanunu’nun 70. maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi olduğu, 17/4-d maddesinde ise sadece iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemlerinin katma değer vergisinden istisna olacağı hükme bağlanmıştır.
Kanunun 4/1. maddesinde; Hizmetin teslim ve teslim sayılan halleri ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin ise, bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşebileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı kanunun 20. maddesinin 1. fıkrasında teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve aynı maddenin 2. fıkrasında bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği belirtilmektedir.