Prim Ertelemesi Yasalaştı

Prim Ertelemesi Yasallaştı ve 27.Ocak.2017 tarihinde Resmi Gazetede Yayınlandı.

18.Ocak.2017 tarihinde TBMM’de kabul edilen 6770 sayılı Torba Kanun’la 4/(a) bendinde belirtilen SSK sigortalılarını çalıştıran özel sektör işverenlerinden, 2016 yılı Aralık ayı için asgari ücret desteği alınan çalışanlar için prim ertelemesi getirildi.

Buna göre;

• 2016 yılı Aralık ayına ait sigorta prim tutarını, 2017 yılı Ekim,

• 2017 yılı Ocak ayına ait sigorta prim tutarını 2017 yılı Kasım,

• 2017 yılı Şubat ayına ait sigorta prim tutarını 2017 yılı Aralık

 ayı sonuna kadar ödemeleri halinde bu aylara ilişkin primler süresinde ödenmiş sayılır.

Özel sektör işverenlerinden, 2016 yılı Aralık, 2017 yılı Ocak ve Şubat ayları için hazine katkısından faydalananlardan (asgari ücret desteğinden yararlananlardan), destekten yararlanmada dikkate alınacak her bir prim ödeme gün sayısının günlük 60 TL ile çarpımı sonucu bulunacak sigorta primine esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak.

2016 yılı Aralık ayına ait sigorta prim tutarını 2017 yılı Ekim ayı, 2017 yılı Ocak ayına ait sigorta prim tutarını 2017 yılı Kasım ve 2017 yılı Şubat ayına ait sigorta prim tutarını 2017 yılı Aralık ayı sonuna kadar ödemeleri halinde bu aylara ilişkin primler süresinde ödenmiş sayılacak.

2016 ve 2017 yılı içerisinde ilk defa kanun kapsamına alınan işyerleri için sigorta primlerini yasal süresinde ödeme şartı aranmayacak.

İşverenler bu süre içerisinde faydalanmaya devam ettikleri diğer SGK prim teşviklerinden faydalanmaya devam edecekler.

Ertelenecek Borç = Asgari Ücret Desteğine Esas Prim Gün Sayısı X 60 TL X % 34,5*

*Ertelemeye esas sigorta primi borcunun hesabında işverenin sigorta primi teşviklerinden (5510, 6111, 6486 vb) yararlanması durumunda, bunun dikkate alınıp alınmayacağı açıkça belirtilmediğinden hesaplamada %37,5 oranındaki toplam prim oranından sadece %3 işsizlik primi düşülmüştür.

Bu kapsamda prim ertelemesinden faydalanma imkânı olan işyerlerinin herhangi bir başvuru yapmasına gerek olmayıp, sistem otomatik olarak hesaplama ve erteleme yapacaktır.

 SGK tahakkuk fişinde ertelenen tutarlar görünmeyecek olup, Bankaya prim ödemesi yapıldığında ertelenen prim tutarları düşülerek bakiye primler ödenebilecektir.

 

Örnek:

2016/Aralık ayında çalıştırdığı sigortalılardan dolayı asgari ücret desteğinden yararlandığı gün sayısı 200 gün olan bir işletmenin, 2016/Aralık ayına ilişkin olup ertelenecek olan prim tutarı;

200 X 60 = 12.000 TL

12.000 X 34.5 / 100 = 4.140 TL olacak olup; bu tutar sgk primlerinin ödenmesi sırasında otomatikman ekrana gelecektir.

Saygılarımızla.

 

Kooperatifin üçüncü şahıslardan arsa alımında Kurumlar Vergisi ve KDV olup olmadığı

Kooperatifin üçüncü şahıslardan arsa alımında Kurumlar Vergisi ve KDV olup olmadığı  

 

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, kooperatifinizin üyelerine işyeri yapmak üzere farklı şahıslardan temin ederek kooperatif tüzel kişiliği adına tescil ettirdiği arsaların teslim alınmasında ve işyerlerinin üyelerinize teslimine kadar olan süre içinde, kooperatifinize katma değer vergisi(KDV) mükellefiyeti tesis edilip edilmeyeceği, söz konusu teslimlerde KDV hesaplanıp hesaplanmayacağı ve kurumlar vergisine tabi olup olunmayacağı hususlarında bilgi istendiği anlaşılmaktadır.

 

  KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında, kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerinin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde, “Yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılacaktır. Ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlem ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyecektir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Buna göre; farklı şahıslardan temin edilen ve kooperatifiniz adına tescil edilen arsalar üzerine işyeri yapılması ve üyelerinize dağıtılması halinde Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartların sağlanması kaydıyla kooperatifinizin kurumlar vergisinden muaf olacağı tabiidir.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN

 

3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-k maddesinde, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olduğu, hüküm altına alınmıştır.

 

Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin (II/F-4.23) bölümünde “3065 sayılı Kanunun (17/4-k) maddesine göre; organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimleri KDV’den istisnadır.

 

Organize sanayi bölgesi veya küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla, müteşebbis heyet, kooperatif veya diğer isimler altında iktisadi işletmeler oluşturulmaktadır. Bu organizasyonlar, arsayı temin etme, altyapıyı tamamlama, işyerlerini inşa etme gibi hizmetlerin tamamını veya bir kısmını yürütmek üzere kurulmaktadır.

 

Sözü edilen organizasyonların sadece arsa teslimleri ile işyeri teslimleri istisna kapsamına alınmıştır. Bu organizasyonların yapacakları her türlü hizmetler ile arsa ve işyeri dışındaki teslimlerinin yanı sıra bölge ve site dışındaki arsa ve işyeri teslimleri de genel hükümler çerçevesinde KDV’ye tabi olacaktır. Ayrıca bunlara yapılan mal ve hizmet satışlarında genel hükümler çerçevesinde vergi uygulanacağı tabiidir.” açıklamaları mevcuttur.

 

Buna göre, Kooperatifinizin üyelerine arsa ve işyeri teslimleri 3065 sayılı KDV Kanununun 17/4-k maddesine göre KDV den istisna olup, işlemlerinizin tamamının istisna kapsamına girmesi halinde KDV mükellefiyeti tesis edilmesine gerek bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Tarım Kredi Kooperatifleri su satabilir mi ?-ÖZMEN MÜŞAVİRLİK

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü )

 

   
Sayı : 11355271-125.02.02[2-2016/3]-83703 26.12.2016
Konu : Tarım üretimi yapmakta olan kooperatifin arazisini sözleşme ile kiralayarak zirai amaçlı su teslim hizmeti vermesinin ortak dışı işlem sayılıp sayılmayacağı.  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, Kooperatif ortağınızın sulama sahasındaki arazisinde tarım üretimi yapmakta iken tarla ve kuyu suyu kira sözleşmesi ile … Limited Şirketine söz konusu arazisini kiraladığını, Kooperatifinizce de proje sahasındaki bu araziye verilen zirai amaçlı su teslim hizmeti karşılığı kiracı şirket adına fatura düzenlediğinizi belirterek, düzenlemiş olduğunuz faturaya konu işlemin ortak dışı işlem olup olmadığına ilişkin Başkanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir.

 

I- KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde ise tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunmakta olup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Tarımsal sulama kooperatiflerinde esas amaç, Devletçe ikmal edilmiş veya edilecek sulama tesislerinden alınacak veya her ne suretle olursa olsun tarım sahalarından çıkarılacak suyun ziraatte kullanılması ile ilgili arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla içi sulama ve drenaj gibi zirai sulama tesislerini kurmak veya kurulmuş olan sulama tesislerini işletmek, işlettirmek ve bakımını yapmak ve yaptırmaktır.

 

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartlarına ilişkin ayrıntılı açıklamalara yer verilmiş, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup aynı Tebliğin “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde;

 

“Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.

 

Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”

 

açıklamasına yer verilmiştir.

 

Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlem, faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olmalıdır ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.

 

Buna göre, Kooperatifiniz ortağı ile anılan Şirket arasında Sivrihisar Noterliğince düzenlenen … tarihli ve … yevmiye nolu tarla ve kuyu kira sözleşmesi ile patates üretimi yapılmak üzere kiralanmış olan arazi için, Kooperatifinizin proje sahasında bulunan derin kuyudan zirai amaçlı su teslimi hizmeti vermesi ile Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde yer alan muafiyet şartlarından “Sadece ortaklarla iş görülmesi” şartı ihlal edilmiş olacağından, Kooperatifinize kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirileceği tabiidir.

 

II- KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME

 

Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesine göre, ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler Katma Değer Vergisine tabidir.

 

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun “1. Kültür ve Eğitim Amacı Taşıyan İstisnalar ” başlıklı 17/1-a maddesi ile; Genel ve Katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettiği birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar,siyasi partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların; ilim, fen, ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri; aynı maddenin “Diğer İstisnalar” başlıklı 4/h bendinde de; zirai amaçlı su teslimleri ile köy tüzel kişiliklerince köyde ikamet edenlere yapılan ticari amaçlı olmayan perakende içme suyu teslimleri, kamu kuruluşları, tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince yapılan arazi ıslahına ait hizmetler katma değer vergisinden istisna edilmiştir.

 

Bu hüküm ve açıklamalara göre, Kooperatifinizin gerek ortaklarına gerekse bunun haricinde olanlara zirai amaçlı su teslimleri, KDV Kanununun 17 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının (h) bendi gereğince KDV den istisna bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kat karşılığı yapılan inşaat işlerinde stoklara alınan ve satılamayan dairelere ilişkin yapılan elektrik-yakıt vs. masrafların gider yazılıp yazılamayacağı

Konu : Kat karşılığı yapılan inşaat işlerinde stoklara alınan ve satılamayan dairelere ilişkin yapılan elektrik-yakıt vs. masrafların gider yazılıp yazılamayacağı  

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kat karşılığı inşaat işi yaptığınız, dairelerinizin bir kısmının satıldığı, satılmayan dairelerin ise stoklarda bekletildiği belirtilerek, satılamayan dairelere ilişkin yapılan yakıt, elektrik ve buna benzer giderlerin kurum kazancının tespitinde dikkate alınıp alınmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.

 

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş; 38 inci maddesinin birinci fıkrasında da,

 

 “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:

 

  1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;

           

  1. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.

 

            Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 40 ıncı maddesinde ise safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi ile ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin safi ticari kazancın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

 

Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin indirim konusu yapılabilmesi için söz konusu giderlerin kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi amacı ile yapılmış olması, yapılan giderin karşılığında sabit kıymet iktisap edilmiş olmaması, yapılan giderin iktisadi işletmenin maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerden olmaması gerekmektedir. Genel olarak; kırtasiye, temizlik, ısıtma, aydınlatma, su ve telefon giderleri, işyeri, araç vb. giderleri, yapılan işle orantılı temsil ve ağırlama giderleri, gayrimenkul ve gayrimenkul gibi değerlenen sabit kıymetlerin normal bakım ve onarım giderleri, sigorta giderleri, finansman giderleri, pazarlama, satış ve dağıtım giderleri, reklam giderleri, yurt dışındaki kişilere ödenen komisyonlar, ayıplı ürün iadesi ve komisyon giderleri bu tür giderlerdendir.

 

Buna göre, kat karşılığı yaptığınız inşaat işi kapsamında iktisap ettiğiniz ve şirketiniz stoklarında bulunan daireler için yapılan yakıt, elektrik vb. giderlerin kazancın elde edilmesi ve idamesiyle ilgili olması şartıyla kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Cins Değişikliğinde değer art

idarenin, taraflı davrandığını “vergide en fazla sayıya yükselmeyi” kamu yararı ilkesine dönüştürdüğünü kabul etsek dahi Danıştay kararları da bu yönde bir seyir izlemektedir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 16.03.2010 gün ve 2010/4-1697 No.lu genelgesinde, cins değişikliği (cins tashihi), bir taşınmaz malın cinsinin, yapısız iken yapılı veya yapılı iken yapısız hale; bağ, bahçe, tarla vb. iken arsa, arazi iken, bağ, bahçe vb. duruma dönüştürmek için paftasında ve tapu sicilinde yapılan işlem olarak tanımlanmıştır. Özetle, “Cins tashihi” tapu kütüğüne kayıtlı bir taşınmazın niteliğinin değiştirilerek bir başka nitelikte tapu kütüğüne tescil edilmesidir. Buradaki hassas nokta şu: Mükellef cins tashihinin yeni bir iktisap olduğunu bilse, beş yıllık sürenin ikmalini cins tashihinin yapıldığı tarihe göre hesaplayarak taşınmazını satışa çıkaracak ve tamamen vergi dışı kalmak imkanını yakalayacaktır.

Çünkü cins tashihi tarihinden sonra beş yıllık sürenin tamamlanmasına kısa bir sürek kala yakalanan vakalar vardır. Vergilendirmeye dayanak yapılan sirkülerin, Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu yok. Konunun az ya da yanlış bilinmesinin bir nedeni de bu. Tabii ki idare için mesele vergi almak hem de en yüksek sayıya ulaşarak almaksa, mükellefinden de vergiden kaçınma (dikkat kaçırma değil) hakkı vardır. Bu da silahların eşitliğiyle sağlanır. Vergi alanında silahların eşitliği demek; olaya uygulanan kuralın aleni ve anlaşılır olması demektir. Vergide açıklık, mükellefin sorumlu tutulabileceği vergiyi bizzat ya da danışmanı yardımıyla bilebilecek durumda olması, alenilikse vergi uygulamalarının açık bir şekilde yürütülmesini ifade eder.

18 Ocak 2017

Stajyer çalıştırmada yeni düzenlemelere dikkat!

09 Aralık 2016 tarihinde yayınlanan 6764 Sayılı Kanun’la stajyer öğrencilerle ilgili önemli değişiklik yapılmıştır. Değişikliklerin ne şekilde uygulanacağına ilişkin açıklamalar ise 23 Aralık 2016 tarihli Milli Eğitim Bakanlığı yazısıyla yapılmıştır. Buna göre özel sektör işverenlerini ilgilendiren en önemli değişiklikler stajyer ücretleri ve on ve üzerinde personel çalıştıran işverenlerin iş pedagojisi eğitimi almış eğitici personel ataması konularında olmuştur.

6764 Sayılı Kanun’la birlikte sigortalılık ve ücret açısından stajyerler aşağıdaki şekilde ikiye ayrılmıştır;

a) Okulları tarafından sigortalılığı sağlananlar,

b) Okulları tarafından sigortalılığı sağlanmayanlar.

Daha önce mesleki ve teknik okulu mensubu olan öğrencilere, yani Yükseköğretim Kurulu (YÖK) listesinde yer alan bölümlerde okuyan öğrencilere ücret ödeme zorunluluğu bulunurken, liste ayrımı ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla sigortalılığı okulu tarafından sağlanan tüm stajyerlere ücret ödenecektir.

2016-2017 öğretim yılına özgü olarak stajyer ücretleri personel ayrımı yapılmaksızın Asgari Ücretin Net Tutarı X %30 şeklinde ödenecektir. Bu tutar 2017 yılı için 1270,75 TL X %30 = 381,23 TL olacaktır. Yani, 20’den az veya fazla personeli olsun veya olmasın tüm işletmeler, stajyerlere asgari 381,23 TL ödemek zorundadır.

2016-2017 öğretim yılına özgü olarak stajyer ücretleri personel ayrımı yapılmaksızın Asgari Ücretin Net Tutarı (AGİ HARİÇ) X %30 şeklinde ödeneceği kararlaştırıldığından, bu dönem için ayrıca stajyer desteği verileceği kararlaştırılmıştır. Buna göre stajyer desteğinin uygulama usul ve esasları, MEB ile İŞKUR tarafından müştereken hazırlanacak yönetmelikle belirlenecektir.

On ve daha fazla öğrenciye beceri eğitimi, staj ve tamamlayıcı eğitim yaptıracak işletmeler bu amaçla bir eğitim birimi kurmak ve bu birimde iş pedagojisi eğitimi almış usta öğretici veya eğitici personel görevlendirilmelidir.

On ve daha fazla personel çalıştıran işletmeler, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerince her yıl Şubat ayı içerisinde il millî eğitim müdürlüklerine ve o ildeki yükseköğretim kurumlarına bildirileceklerdir.

Yapılan düzenlemeler çerçevesinde, işverenlerin yapacakları işlemler sırasıyla şöyledir;

• Öğrencinin sigortalılığı okulu tarafından karşılanıyorsa, YÖK listesi dikkate alınmadan ücret ödeyecekler,

• Çalışan personel sayısı dikkate alınmaksızın 2016-2017 Eğitim- Öğretim yılında Asgari Ücretin Net Tutarı (AGİ HARİÇ) * %30 ücret ödemek zorundadırlar, yani; stajyerlere en az 381,23 TL tutarında ücret ödemek zorundadırlar.

• Sigortalılığı okulu tarafından sağlanmayan öğrenciler için diğer işçiler gibi tüm sigorta kollarına tabi olarak 4/a girişi yapılacak ve çalışmalarının karşılığından diğer işçiler gibi ücret ödenecektir,

• On ve üzerinden personel çalıştıran işletmeler, eğitim birimi kurmak ve bu birimde iş pedagojisi eğitimi almış eğitici personellerini görevlendirmek zorundadırlar,

• Stajyer çalıştırma yükümlülüğü her ay çalışan sayısına göre değil, cari yılın Ocak ayında bildirilen personel sayısı üzerinden hesaplanacaktır. İşletme yaz döneminde faaliyet gösteriyorsa, Temmuz ayı dikkate alınacaktır.

Şirket adresini esas sözleşmeye yazmak zorunda değilsiniz!

Şirket adresini esas sözleşmeye yazmak zorunda değilsiniz!

Soner ALTAŞ – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

Ülkemizde 2016 yılı sonu itibariyle yaklaşık 900 bin adet anonim ile limited şirket aktif olarak faaliyet göstermektedir. Bildiğiniz üzere, anonim ve limited şirket kuruluşu için, kurucuların kendi aralarında yazılı bir şirket sözleşmesi tanzim etmeleri ve bu sözleşmeyi noter huzurunda imzalayıp ticaret sicili müdürlüğüne vermeleri gerekmektedir. 2016 yılında yapılan değişiklikle, artık şirket sözleşmelerinin ticaret sicili müdürlüklerinde imzalanması da mümkündür. Bu sözleşme, şirketin kuruluşundan sona ermesine kadar yürürlükte kalmakta ve bir anlamda şirket ortakları yönünden anayasa işlevini haiz bulunmaktadır.

Ülkemizde faaliyet gösteren anonim ile limited şirketlerin büyük bir çoğunluğu 6762 sayılı eski Ticaret Kanunu döneminde kurulduğundan ve şirket sözleşmelerini o dönemde çıkarılan İç Ticaret 2003/3 sayılı Tebliğe uygun olarak düzenlemek zorunda kaldıklarından dolayı, sözleşmelerinde şirket merkezinin açık adresine ve adres değişikliğinden yeni adresin tescil ile ilan edilmemesinin şirketin fesih sebebi sayılacağına dair hükümlere yer vermişlerdir. Bu anonim ile limited şirketlerin birçoğunun sözleşmesinde ““Şirketin merkezi … dır. Adresi … dır. Adres değişikliğinde yeni adres, ticaret siciline tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan ettirilir. Tescil ve ilan edilmiş adrese yapılmış tebligat şirkete yapılmış sayılır. Tescil ve ilan edilmiş adresinden ayrılmış olmasına rağmen, yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemiş şirket için bu durum fesih sebebi sayılır” şeklinde bir hüküm yer almaktadır. Oysa, ne eski ne de yeni Ticaret Kanunu’nda şirket merkezinin açık adresinin sözleşmede yer alacağına dair emredici bir hükme yer verilmemiştir.Buna karşılık, uygulamada, hala bazı Ticaret Sicili Müdürlüklerinin, sözleşmede açık adresin belirtilmemesi nedeniyle şirketin kuruluş sözleşmesini veya esas sözleşme değişikliklerini tescilden kaçındıklarına ve reddettiklerine şahit olabilmekteyiz. Nihayetinde, konu yargıya da taşınmış ve Yargıtay bu konuda aldığı karar ile yıllardır süre gelen bu hatalı uygulamaya son vermiştir. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15/04/2014 tarihli, E.2013/18727, K.2014/7406 sayılı kararında ticaret sicili müdürlüğünün şirket adresinin sözleşmede belirtilmediği gerekçesiyle tescil talebini reddetmesi doğru bulunmamıştır.

Bu çerçevede, anonim ile limited şirketlerin, sözleşme değişikliğine giderek, anılan sözleşme maddesini “Şirketin merkezi … İli … ilçesindedir. Adres değişikliğinde, yeni adres, ticaret sicili müdürlüğüne yazılı ile bildirilir; ayrıca gerekli hallerde veya mevzuatın zorunlu tuttuğu hallerde başka vasıtalarla da ilgililere duyurur.” şeklinde veya benzeri bir hükümle değiştirmeleri menfaatlerine olacak, böylece ticari hayatın gereği yapılabilecek her adres değişikliğini ticaret siciline tescil ve ilan ettirmenin doğuracağı zaman ile para kaybı ortadan kalkacak, sırf adres değişikliğini tescil ve ilan ettirmedi diye yüzleşeceği fesih gibi olumsuz ve dayanaksız bir sonuç da giderilmiş olacaktır.

Enerji Kimlik Belgesi ve vergisel teşvik

Enerji Kimlik Belgesi ve vergisel teşvik

2.5.2007 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış bulunan 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna dayalı “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği”ne göre 1 Ocak 2011’tarihi itibari ile tüm binalarda Enerji Kimlik Belgesi çıkarılması zorunlu hale gelmiştir. Enerji Kimlik Belgesi’nin çıkartılmaması da pek çok yaptırıma bağlanmıştır. Enerji Kimlik Belgesi, asgari olarak binanın enerji ihtiyacını, enerji tüketim sınıflandırmasını, yalıtım özelliklerini ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimini, bir başka anlatımla binanın enerji performansını gösteren bir belgedir. Enerji Kimlik Belgesi, bu belgeyi vermeye yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından 10 yıl geçerli olacak şekilde düzenlenir Enerji Kimlik Belgesi’nin bir nüshası bina sahibi veya yöneticisi tarafından muhafaza edilir, bir nüshası da bina girişinde rahatlıkla görülebilecek bir yerde asılı bulundurulur. Binada yıllık birincil enerji ihtiyacının değişmesine yönelik herhangi bir uygulama yapılması halinde, belgenin bir yıl içinde yenilenmesi gerekmektedir. Bu belge binanın tamamı için hazırlanır. Ayrıca, isteğe bağlı olarak, kat mülkiyetini haiz her bir bağımsız bölüm veya farklı kullanım alanları için de ayrı ayrı düzenlenebilir. Bu belgeye göre binalar A (en verimli bina) ve G (en verimsiz bina) harfleri aralığında bir Enerji Sınıfı içerisinde yer alır. İdeal bina C sınıfı bir belgeye sahip olandır. 1.1.2011 sonrası yapılan binalara Enerji kimlik Belgesi düzenlenebilmesi için binanın adı geçen Yönetmelikle belirlenmiş yapı ve yalıtım standartlarını karşılayabilecek şekilde inşa edilmiş olması gerekmektedir. Yani yeni inşa edilen binaların enerji sınıfının C’den düşük olması halinde bina için yapı kullanım izni de alınamayacaktır. 1.1.2011 sonrası yapılan binalarda Enerji Kimlik Belgesi çıkartmak bu tarih itibari ile zorunlu hale getirilmesine karşın, bu tarihte mevcut binalara Enerji Kimlik Belgelerini tamamlamaları için 2017 yılına kadar süre tanınmıştır. Kanunun geçici 6. maddesine göre, “Bu Kanunun yayımı tarihinde mevcut olan veya yapı ruhsatı alınmış binalar hakkında [“Enerji Kimlik Belgesi” alma zorunluluğunu içeren] 7. maddenin 1. fıkrasının (d) bendi hükmü, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren on yıl süreyle uygulanmaz”. Kanunun yayım ve yürürlüğe giriş tarihi 2.5.2007 olduğuna göre, 1.1.2011 öncesinde mevcut binalar için Enerji Kimlik Belgesi alma zorunluluğu 2.5.2017’de dolmaktadır. 1.1.2011 tarihinde mevcut binalar için enerji sınıfı sınırlaması bulunmadığından, bina sınıfının C’nin altında çıkmasının da bir önemi bulunmamaktadır. Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliğine göre 2.5.2017 tarihinden sonra 1.1.2011 öncesinde yapılmış binaların alım – satım ve kiralamalarında da Enerji Kimlik Belgesi’nin ibraz edilmesi zorunlu olacaktır. Yönetmeliğin 1.4.2010 tarihli yönetmelikle değişik 25. maddesine göre “Binalar veya bağımsız bölümlere ilişkin alım, satım ve kiraya verme ile ilgili iş ve işlemlerde enerji kimlik belgesi düzenlenmiş olması şartı aranır. Binanın veya bağımsız bölümün satılması veya kiraya verilmesi safhasında, mal sahibi enerji kimlik belgesinin bir suekran-resmi-2017-01-10-07-08-54retini alıcıya veya kiracıya verir.”

Bu hususun binanın fiyatını etkileyeceğini düşünüyorum. Yoksa bu belgenin olmamasının satış veya kiralama işlemi yapılmasına engel oluşturacağına dair bir yaptırıma Kanunda rastlamadım. Ancak bu uygulama sonucu olarak satın alan veya kiralayan aldığı yapının enerji sınıfının ne olduğunu bilecek ve tercihini buna göre yapabilecektir. Bu da binalara olan talebe ve fiyatlarına yansıyacaktır. Nitekim bazı satılık bina ilanlarında “mantolaması yapılmış” veya “ısı yalıtımı sağlanmış” gibi ifadelere şimdiden yer verilmektedir. İleride yapılacak düzenlemeler ile binaların enerji sınıfl arına göre bir vergilendirmeye tabi tutulması, enerji verimliliği yüksek binaların daha düşük oranda vergilendirilmesi de mümkündür. Binasının enerji sınıfı C’nin altında çıkanların veya zaten binasının dış cephesinin belli bir onarımı gerektirenlerin yahut ısıtma giderleri yüksek olup da tasarruf sağlamak isteyenlerin tek yapacakları, binaya mantolama yaptırmaktır. Vergi mevzuatı da ısı yalıtımını teşvik amacıyla mükellefl ere belli kolaylıklar sağlamıştır.

6728 ve 6745 sayılı kanunlarla Gelir Vergisi Kanunu’nda yapılan değişikliklerle,

■ Tüccarlara işletmelerine dâhil olan gayrimenkullerin iktisadi değerini artırıcı niteliği olan ısı yalıtımı ve enerji tasarrufu sağlamaya yönelik harcamaları binanın maliyetine eklemeksizin doğrudan gider yazma,

■ Gayrimenkul sermaye iradı sahiplerine de aynı nitelikteki harcamalarını gerçek gider yöntemini seçmiş olmaları koşulu ile kira gelirlerinden düşme, olanağı sağlanmıştır. Bu değişikliklerden önce söz konusu harcamalar, ancak binanın maliyetine eklenip amortisman yoluyla itfa edilebilmekteydi.

BUMİN DOĞRUSÖZ

Tarımsal Kooperatif Ana sözleşmesi

Ekran Resmi 2017-01-09 13.50.54.png

T.C. GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tarım Reformu Genel Müdürlüğü TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ ANASÖZLEŞMESİ 2 SINIRLI SORUMLU ………………………………………………………………………………………………………………….. ………………………………………………………………………………………………………………………………. ..TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ ANASÖZLEŞMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KURULUŞ VE AMAÇ KURULUŞ: Madde 1- Bu anasözleşme hükümlerini kabul ederek ortaklığa giren ve girecek olan gerçek ve tüzel kişiler arasında değişir ortaklı değişir sermayeli sınırlı sorumlu tarımsal kalkınma …………………………………………………. kooperatifi kurulmuştur. Madde 2- Kooperatifin adı sınırlı sorumlu …………………………………………….. ………………………………………………………………………………………………… Tarımsal Kalk ınma Kooperatifidir. SÜRE: Madde 3- Kooperatifin süresi 49 yıldır. Bu süre genel kurul kararı ile uzatılabilir. YÖNETİM MERKEZİ VE ÇALIŞMA BÖLGESİ: Madde 4- Kooperatifin yönetim merkezi ………………………………. ili ……….. ……………………………… ilçesi ………………………………………………dir. Madde 5- Kooperatifin çalışma bölgesi ……………………………………………….. ………………………………………………………………………………………… ……………………………………………………………dir. AMAÇ: Madde 6- Kooperatifin amacı: a) Ortakların her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki istihsalini geliştirmek ve ihtiyaçları ile ilgili temin, tedarik, işletme, pazarlama, değerlendirme faaliyetlerinde bulunmak, b) Ortakların ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak, iş sahası temin etmek, c) Ortakların ekonomik gücünü arttırmak için tabii kaynaklardan faydalanmak, el ve ev sanatları ile tarımsal sanayiinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almaktır. ÇALIŞMA KONULARI : Madde 7- Kooperatif, kuruluş amacına uygun olarak aşağıda belirtilen konularda gerekli gördüklerini seçer. a) Tarımda her türlü verimliliği artırıcı tedbirleri almak, b) Bitki, hayvan, orman, su, arıcılık, meyvecilik, bağcılık, sebzecilik, çiçekçilik ve diğer ürünlerin rantabl bir şekilde yetiştirilmesi ile ilgili her türlü teknik faaliyetlerde bulunmak. c) Ortaklarının her türlü ürün ve mamullerinin kalitesini yükseltecek tedbirleri almak, hastalık ve haşerelerle mücadele yapmak ve yaptırmak, d) Ortaklarının üretimle ilgili araç, gereç ve diğer tarımsal girdi ihtiyaçlarını temin etmek, ayrıca, ortakların tarımsal makine, alet ve ekipman ihtiyaçlarına yönelik makine parkını satın alma veya kiralama suretiyle oluşturmak. Kooperatif mülkiyetinde veya ortakların makinelerini ortaklara veya üçüncü kişilere kullandırmak. e) Bitkisel ve hayvansal mahsulleri değerlendirme, işleme, muhafaza ve pazarlama ile ilgili her türlü fonksiyonları yerine getirmek için gerekli çalışmaları yapmak, yaptırmak. f) Her çeşit orman ürününün istihsal, imal, nakil, depolama ve istif işlerinin yapılmasında ortaklarına yardımcı olmak veya bu işleri yapmak, orman idaresince verilecek aslî ve talî orman ürünleri ve orman artıklarını değerlendirmek, Orman Kanunu ve ilgili mevzuata göre ortaklarına ormanda iş sağlamak, kredi vermek, özel ağaçlandırma yapmak, yaptırmak, g) Çay ziraatında verimliliği artırmak amacıyla ilgili kuruluşlarla işbirliği yapmak, h) Tabii kaynaklardan faydalanmak, el ve küçük sanatlarla ilgili muhtelif çalışmalarda bulunmak ve bunların pazarlamasını sağlamak, ı) Ortakların finansman ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmak ve teslim ettikleri mal oranında ve kooperatifin mali imkanları ile orantılı avanslar vermek, j) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile diğer bakanlıklar, teşekküller ve bankalar tarafından yapılacak teknik ve mali yardımların ortaklara intikalini sağlamak, k) Özel ve Resmi kuruluşlardan temin edilen kredi, hibe ve borç parayı gayeye uygun hizmetlerde kullanmak, I) Kredi alınan banka, kurum ve kuruluşlara kooperatif tüzel kişiliğine ait taşınır ve taşınmaz malları ipotek ettirmek ve ortakları adına kefalette bulunmak, m) Taşınmaz ve taşınır mallar, aynlar edinmek, yaptırmak veya gerektiğinde satmak, işletmeleri devralmak, kooperatifin yatırımları için gerekli tesislerin yapılmasına karar vermek, n) Kooperatifin ithalat ve ihracatla ilgili işlemlerini yapmak veya yaptırmak, o) Bina, arazi, arsa vb. alım ve satımı ile kooperatifin mülkiyeti ve tasarrufunda bulunan makine, alet ve malzemeyi kira karşılığı her türlü tarımsal işlerde kullandırmak, bunların bakım ve onarımını sağlamak, p) İşletme araçları, canlı, cansız demirbaşlarla, ortakların gıda maddeleri, ev ve giyim eşyası, yakıt ve akaryakıtlarının alım ve satımını yapmak ve bayiliğini almak, r) Ortaklara her türlü sigorta hizmetlerinin sağlanmasında aracılık etmek, s) Kooperatif çalışmaları ile ilgili kiralama işlerini yapmak. t) Kırsal turizm faaliyetinde bulunmak, u) Ortakların sosyal, kültürel ve ulaşım konularındaki ihtiyaçlarına yönelik faaliyette bulunmak, (Ortakların birinci derece yakınları olan anne, baba, eş ve çocukları bu hizmetlerden yararlanır.) v) Çevre korumaya yönelik faaliyetlerde bulunmak, y) Çalışma konularıyla ilgili şirket kurmak ve kurulmuş olan şirketlere iştirak etmek, z) Amaç ve çalışma konularında gazete, dergi, kitap çıkarmak ve her türlü yayın faaliyetlerinde bulunmak ve gerektiğinde seminer, sempozyum, panel, konferans gibi toplantılar düzenlemek. İKİNCİ BÖLÜM ORTAKLIK İŞLERİ ORTAKLIK: Madde 8- Kooperatifin kuruluşundaki ortak sayısı en az 7 kişidir. Çalışma bölgesi içine girmesi mümkün, üretim ve geçim kaynakları bakımından aynı veya benzer nitelikte olan, aralarında ortak fayda ve hizmet ilişkileri kurulabilen yerleşim merkezlerinde oturanlardan ortak alınır. ORTAKLIĞA GİRME ŞARTLARI VE EK ÖDEMELER: Madde 9- Aşağıdaki şartları haiz ve bu şartları yerine getiren medeni haklarını kullanma yeterliliğine sahip gerçek kişilerle, tüzel kişiler kooperatife ortak olabilir. a) Türk vatandaşı olmak, b) 5. Maddede belirtilen çalışma bölgesi içinde ikamet etmek veya nüfus kütüğüne kayıtlı olmak, (Tüzel kişiler için bu fıkra uygulanmaz.) c) Aynı bölgede başka bir tarımsal kalkınma kooperatifinin ortağı olmamak, d) Kuruluşta bu anasözleşmeyi imzalamış olmak veya sonradan kooperatife girişte bu anasözleşme hükümlerini bütün hak ve ödevleri ile birlikte kabul ettiğine dair bir ortaklık dilekçesi vermiş olmak, Madde 10- Kooperatif, ortaklarına kendi varlığının dışında şahsi bir sorumluluk veya ek ödemeler yüklüyorsa bu halde ortak olmak isteğinde bulunan kişi bu yükümlülüklerini açıkça yazılı olarak bildirdiği takdirde değer taşır. BAŞVURMA ŞEKLİ VE ORTAKLIĞA KABUL Madde 11- Ortaklığa alınmak için anasözleşme hükümlerinin kabul edildiğini gösteren bir ortaklık dilekçesi düzenleyerek yönetim kurulu başkanlığına başvurmak gerekir. Yönetim kurulu giriş isteğinde bulunanların anazözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırarak uygun olanların ortaklık dilekçesine istinaden kabul kararını yazar. Giriş istekleri en çok bir ay içerisinde cevaplandırılır. Yönetim kurulunun kabul kararı karar defterine geçirilir. Ortağın taahhüt ettiği nakdi sermaye payının 1/4’ünün karşılığı olan miktar tahsil edilir. Girişte ortaklık vecibesini yerine getirmeyenlerin ortaklık hakkı doğmaz. GÖREV VEYA HİZMET İLE TAŞINMAZ MAL VE İŞLETME KARŞILIĞI ORTAKLIK: Madde 12- Kooperatife bir görev veya hizmetin yerine getirilmesinde, ortaklığa alınmasında fayda umulan kişiler, ilgililerin yazılı isteği, yönetim kurulunun teklifi ve genel kurulun onayı ile ortaklığa alınabilir. Bu görev veya hizmetin sona ermesi ile ortaklık sıfatı kalkar. Ancak ortağın isteği ve genel kurulun kabulü ile ortaklığa devam edebilir. Bu şekilde alınacak ortakların ortaklık niteliklerini taşıması şarttır. Madde 13- Yönetim kurulunun teklifi ve genel kurulun kararı ile bir taşınmaz malın mülkiyeti veya işletmenin üçüncü şahıslara devir veya taşınmaz malın mülkiyetine bağlı hakların kullanılmasını devretmek suretiyle ortak olmak isteyen kişiler ortaklığa alınabilir. Bu gibi hallerde, temliki ile ortaklık sıfatı, başka hiçbir muameleye gerek kalmaksızın yeni sahibine veya işletmeyi alana geçer. Taşınmaz malın devri ile ortaklığın intikal edeceği hususundaki hükmün üçüncü şahıslara karşı geçerli olması için tapu siciline şerh verilmesi gerekir. ÜÇÜNÇÜ BÖLÜM ORTAKLARIN HAK VE GÖREVLERİ ORTAKLARIN GÖREVLERİ: Madde 14- Ortakların görevleri şunlardır: a) İlgili kanunlar, anasözleşme ve yönetmelik hükümlerine uymak, b) Kooperatifin çıkarlarına ve alınan kararlara aykırı davranışlarda bulunmamak, kooperatifin bütün hizmetlerine yardımcı olmak. c) Yüklendiği ortaklık paylarını, varsa ek ödemelerini, kredi ve avanslardan doğan ve vadesi gelen borcunu zamanında ödemek, d) Kooperatife olan her türlü vecibelerini yerine getirmek, e) Finansman müesseselerinden kooperatif adına ortakların müteselsil kefaletiyle kredi alınması sonucunda bu teşekküllere karşı doğan borçların yerine getirilmesinde payına düşeni zamanında yerine getirmek, ORTAKLARIN HAKLARI: Madde 15- Ortakların hakları şunlardır: a) Genel kurul toplantısına katılmak, b) Genel kurul toplantılarından önce bilanço, gelir gider hesapları yıllık çalışma raporu ve kooperatifin bir yıl sonra yapacağı çalışmaya ait iş programlarını incelemek, denetçilerin yaptığı denetimlere ait sonuçları yazılı olarak istemek, c) Gerektiğinde ilgili makamlara başvurarak görev ve hakları ile ilgili konularda yardımcı olunmasını istemek, d) Kanun ve anasözleşmede yazılı her türlü haklardan faydalanmak, e) Gerektiğinde, yönetim kurulunun kararlarına karşı deneticilere, genel kurul kararlarına karşı da yargı organlarına itiraz hakkını kullanmak, f) Kooperatif hakkında bilgi edinmek. ORTAKLARIN HAKLARINI KULLANMA ŞEKLİ: Madde 16- Ortakların haklarını kullanma şekilleri: a) Ortakların eşit oldukları hakları (bizzat oy kullanmak, iptal davası açmak, gelir- gider farkı almak gibi) aleyhinde değişiklik yapılamaz. b) Ortaklar, Kooperatif faaliyetleri ve yönetim kurulu üyeleri hakkında denetçilere her zaman başvurabilirler. c) Her ortak kendi isteği ile kooperatiften çıkabilir, ancak temsil yolu ile kooperatiften çıkamaz. Çıkma isteği yönetim kurulunca karara bağlandığı andan itibaren ortakların çıkması kabul edilmiş sayılır. Yönetim kurulu anasözleşmeye uygun olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınacak olursa, ortak çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirir. Bildiri tarihinden itibaren çıkma gerçekleşir. d) Kooperatif ortaklarından herhangi birisi, genel kurulda tespit ettiği usulsüzlüklere genel kurulda itiraz edebileceği gibi itirazını genel kurul tutanağına da yazdırabilir. ORTAKLIĞIN SONA ERME ŞEKLİ: Madde 17- Ortaklık, aşağıdaki hallerde sona erer; a) Ortağın çıkması isteğinin kabulü, b) Ortağın ölümü, c) Ortaklığın devredilmesi ORTAĞIN ÇIKMA İSTEĞİNİN KABULÜ: Madde 18- Ortakların çıkma isteği yönetim kuruluna yazılı olarak yapılır. Yönetim kurulu bu isteği reddedemez ve ilk toplantısında görüşür. Ortağın, ortaklıktan çıkması kooperatifin varlığını tehlikeye düşürebilecek nitelik taşıması halinde yönetim kurulu belirli bir tazminatın ödenmesini isteyebilir. Genel kurulun tasfiyeye karar verdiği tarihten 6 ay öncesine kadarki zaman içerisinde çıkma isteğinde bulunan ortakların bu istekleri dikkate alınmaz. ORTAĞIN ÖLÜMÜ VE ORTAKLIĞIN DEVRİ: Madde 19- Ortağın ölümü halinde ortaklık kanuni mirasçılarına geçer. Mirasçılar aralarında anlaşarak paylarını içlerinden birine veya birkaçına 9. maddedeki şartları taşımak kaydıyla devrini isteyebilir. Bu durumda ölen ortakların mali hakları da aynen devredilmiş olur. Miras yoluyla ortaklık haklarını devir alan ortak eski ortağın tüm hak ve vecibelerinden yararlanır. Ölen ortakların mirasçıları ayrılmak istedikleri zaman hesaplaşmada ödeme önceliğinden faydalanırlar. ORTAKLIK PAYLARININ DEVRİ: Madde 20- Ortaklık payları, yönetim kurulu tarafından onaylanmak şartı ile ortak olmayan ve yeterli ödeme gücüne ve ortaklık şartlarına sahip olan gerçek ve tüzel kişilere devredilebilir. Anlaşan kişiler arasında düzenlenen temlik senedi bir dilekçe ile yönetim kurulu başkanlığına sunulur. Buna olumlu cevap verildiği ve devralanın ortaklık defteri ile ilgili işlemleri tamamlandığı tarihten itibaren ortaklık payları ile diğer tüm hakları devredilmiş sayılır. ORTAKLIKTAN ÇIKARILMA KARARININ VERİLMESİ VE İTİRAZ: Madde 21- Ortaklıktan çıkarılma şartları; a) Kooperatifçe kendisine verilen her çeşit üretim ve tüketim maddelerini yapılan ihtara rağmen veriliş amacı dışında kullananlar, başkasına devredenler veya satanlar. b) 14’üncü maddede belirtilen görevleri yerine getirmeyenler, c) Anasözleşmenin 9. maddesinde kayıtlı şartların yitirilmesi, (Üst birliklere seçilerek görevlendirilenlerden ikametgâhlarını taşıyan üst birlik yöneticileri hariç,) d) Üç defa arka arkaya genel kurul toplantısına katılmayanlar, e) Ortak alınmış kimsenin ortaklık şartlarına sahip olmadığı kooperatife girdikten sonra meydana çıkmış bulunanlar. Ortaklıktan çıkarıldıktan sonra tekrar ortaklığa alınanlar, ikinci defa ortaklıktan çıkarıldıkları zaman tekrar alınma haklarını kaybeder. Madde 22- Ortaklıktan çıkarılmaya yönetim kurulunun teklifi ile genel kurulca karar verilir. Ortaklar anasözleşmede gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamaz. Kooperatiften çıkarma gerekçeli olarak yönetim kurulu karar defterine ve ortaklar defterine işlenir. Yönetim kurulunun kendi hakkında çıkarılma kararı aldığı ortak, genel kurulun bu konuyla ilgili olarak alacağı kararda oyunu kullanamaz, ancak karşı görüşünü genel kurul tutanağına geçirtir. Genel kurulca çıkarılma kararının onaylı örneği, çıkarılan ortağa on gün içinde tebliğ edilmek üzere notere verilir. Bu ortak tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde itiraz davası açabilir. Üç aylık süre içinde mahkemeye başvurarak itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların, ortaklık hak ve yükümlülükleri çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. KOOPERATİFTEN ÇIKAN VEYA ÇIKARILAN ORTAKLARLA HESAPLAŞMA SÜRESİ VE YÜKÜMLÜLÜK: Madde 23- Çıkan ve çıkarılan ortakların kendilerinin veya mirasçılarının kooperatifin yedek akçeleri, malları üzerinde hiç bir hakları yoktur. Mevcut olan haklar ise, ortağın ayrıldığı yılsonu bilançosuna göre hesaplanır. Ortağın ayrılmasıyla kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek bir durumun mevcut olması halinde kooperatifin tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan ve çıkarılan ortaklara yapılacak iade ve ödemeler kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek nitelik taşıyorsa, iade ve ödemeler süresi genel kurulca 3 yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçıların alacak ve hakları: bunları isteyebilecekleri günden itibaren 5 yıllık süre sonunda zaman aşımına uğrar. Ancak, genel kurul yetkisine bağlı olarak alınan kredilerde, ortakların sorumluluğu geri ödeme süresince devam eder. Kooperatiften çıkan, çıkarılan ve ölen ortakların, ortaklık zamanlarına ait zararlardan dolayı sorumlulukları ayrıldıkları yıla ait bilançonun genel kurulca kabulünden başlayarak iki bilanço yılı devam eder. Çıkan veya çıkarılan ortaklar tarafından o güne kadar gerek sermaye payı olarak ve gerekse mevduat olarak kooperatife yatırılmış bulunan paralar, tahakkuk eden zarar karşılığı düşüldükten sonra faizsiz olarak ilgililere geri verilir. Madde 24- Çıkan ve çıkarılanlara yapılacak ödemeler toplamı, ödenmiş kooperatif sermayesinin tutarının 1/10’unun geçmez. Bu miktarı geçen ödemeler ertesi yıla aktarılır. Bu aktarmalar ortak alacağının 5 yıllık zamanaşımı süresine kadar bekletilemez. Çıkarılanlara yapılacak ödemenin sırası ölenlere ve ayrılanlara ait ödemelerden sonra başlar. ORTAKLIĞA TEKRAR ALINMA ŞARTLARI Madde 25- Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların ayrılma sebepleri ortadan kalkınca kooperatife tekrar alınmalarında 9. maddedeki kooperatife giriş işlemleri uygulanır. Çıkarılan ortakların tekrar kooperatif ortaklığına kabul edilmeleri konusundaki yazılı istekleri ile toplanacak genel kurul onayına sunulur. Genel kurulca kabulünden sonra ortaklık işlemleri tamamlanarak ortaklığa kabul edilmiş olur. Çıkan ve çıkarılan ortak yeniden ortaklığa kabul edildiğinde evvelce kooperatife ödediği paraları geri almışsa bu parayı tekrar ödemek zorundadır. ORTAKLIK SENEDİ Madde 26- Her ortağın ortaklık haklarının ada yazılı ortaklık senedi ile temsil olunması şarttır. Bu senede kooperatifin unvanı, senet sahibinin adı ve soyadı, iş ve ev adresi, kooperatife giriş tarihi yazılır. Bu senet kooperatifi temsile yetkisi olan kimseler ve ortak tarafından imzalanır. Ortaklığın yatırdığı veya çektiği paralar tarih sırası ile kaydedilir. Bu kayıtlar kooperatifin ödediği paralara ait ise ortak imza eder. İmzalı ortak senedi makbuz hükmündedir. Ortaklık senetleri kıymetli evrak niteliğinde olmayıp sadece ortağa ait bir vesika hükmündedir. ORTAKLIK PAYLARI, ŞAHSİ ALACAKLILAR: Madde 27- Kooperatife giren her şahsın en az 1 ortaklık payı alması gereklidir. Bir ortak en çok 5000 payı geçmemek üzere istediği miktarda sermaye payına sahip olabilir. Bir ortaklık payının değeri 100 Türk Lirasıdır. Bir kaç pay bir ortaklık senedinde gösterilebilir. Önceden alınması taahhüt edilen pay miktarı tamamen ödenmedikçe pay artırılması yapılamaz. Madde 28- Bir ortağın şahsi alacaklıları, ancak ortağa ait faiz ve gelir-gider farklarından hissesine düşen miktarı ve kooperatifin dağılmasında ona ödenecek payı haczettirebilir. SERMAYE: Madde 29- Kooperatifin sermayesi değişilebilir olup, ortakların taahhüt ettikleri ortaklık payları tutarından ibarettir. Kooperatif sermayesinin en az haddi ……………………..dir. Bunun 1/4’ü olan ………………………………….. nın kuruluşta peşin ödenmesi gerekir. PAYLARIN ÖDENME ŞEKLİ: Madde 30- Ortaklar, yüklendikleri nakdi sermayenin 1/4’ünü ilk girişte peşin, geri kalanını da en geç 2 yılda ve eşit taksitlerle ödemek zorundadırlar. Madde 31- Kooperatif, genel kurulca kabul edilecek ayn nevinden sermaye karşılığı ile de ortak kabul edebilir. Ayrıca kendisi mevcut bir işletmeyi veya aynları tüzel kişi adına devralabilir. DEĞER BİÇME, BİLİRKİŞİ: Madde 32- Aynların değerinin tespiti kurucular tarafından toplantıya çağırılacak ilk genel kurulda ortak adedinin 2/3’ünü temsil eden ortakların çoğunluğu ile seçilecek bilirkişi tarafından yapılır. Kuruluştan sonra girecek ortakların ayn nevinden sermaye koymaları halinde değer tespiti için yapılacak genel kurulu, yönetim kurulu toplantıya çağırır. Ortakların 2/3’ünün toplanması mümkün olmayan hallerde bilirkişinin seçimi Sulh Hukuk Mahkemesinden istenir. Seçilen bilirkişi veya bilirkişiler tarafından verilen rapora ayn nevinden sermaye koyan kimseler tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde Mahalli Sulh Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir. Mahkemenin vereceği karar kesindir. KARAR NİSABI, RAPORLARIN KABULÜ: Madde 33- 32’inci madde gereğince atanan bilirkişi, gereken raporları düzenleyip verdikten sonra yapılacak genel kurul toplantısında konu görüşülür. Çağrı ilanlarına bilirkişi raporunun bir örneği eklenir. Ortak sayısının en az yarısının genel kurul toplantısında bulunması şartı ile bilirkişi raporları okunup, incelendikten ve gereğinde ayn nevinden sermaye koyan kimselerin ve devralınacak işletmenin veya aynların sahibinin açıklamaları dinlendikten sonra değerlerinin aynen kabul veya reddine yahut ilgililerin muvafakatı ile değerlendirilmesine çoğunlukla karar verilir. HAK VE VECİBELERDE EŞİTLİK: Madde 34- Ortaklar bu anasözleşmenin kabul ettiği esasları içinde hak ve vecibelerde eşittirler. BİLGİ EDİNMEK HAKKI, BİLANÇO Madde 35- Yönetim kurulunun gelir-gider farklarının dağıtım şekli hakkındaki tekliflerin ihtiva eden yıllık çalışma raporu ile bilanço ve denetçilerin 90’ncı madde hükümlerine uygun olarak düzenleyecekleri rapor genel kurulun yıllık toplantısından en az 15 gün öncesinden başlayarak bir yıl süre ile kooperatif merkezinde ortakların incelenmesine hazır tutulur. Talep eden ortaklara bilanço ve gelir-gider farkı hesaplarının bir suretinin verilmesi gerekir. Ortakların bilgi edinmek hakkı kooperatif organlarından birinin kararı ile yok edilemez veya sınırlandırılamaz. TİCARİ DEFTERLER VE SIR SAKLAMA: Madde 36- Kooperatifin ticari defter ve belgeleri ile ilgili konularının incelenmesi genel kurulun açık bir izni veya yönetim kurulunun kararı ile olur. İncelenmesine izin verilen defter ve belgelerden öğrenilecek sırlar hariç olmak üzere hiç bir ortak kooperatif iş sırlarını öğrenmeye yetkili değildir. Her ortak ne şekilde olursa olsun öğrenmiş olduğu kooperatife ait iş sırlarını sonradan ortaklık haklarını kaybetmiş olsa dahi daima gizli tutmak zorundadır. GENEL KURUL TOPLANTILARINA KATILMA HAKKI: Madde 37- Genel kurul toplantısına katılmak için; Genel kurul toplantı tarihinden itibaren en az 3 ay önce kooperatife ortak olmak şarttır. Üç ayını doldurmayan ortaklar yönetim ve denetim kurullarına seçilemezler. SÜRE VE ORTAKLIĞIN DÜŞMESİ: Madde 38- Kooperatif, sermaye yükümlerinden borçlu veya sair ödemelerle yükümlü bulunan ortaklardan elden yazılı olarak veya taahhütlü mektupla, bu husus mümkün olmazsa ilanla ve münasip bir süre belirterek yükümlülüklerini yerine getirmelerini ister. İlk isteğe uymayan ve ikinci istemeden sonra da bir ay içinde yükümlerini yerine getirmeyenlerin ortaklığı genel kurul kararına gerek kalmadan kendiliğinden düşer. Düşme işleminin kesinleşmesi için Yönetim Kurulunun bu hususta alacağı kararın ilgililere tebliği şarttır. Ortaklığın düşmesi alâkalının, anasözleşme veya diğer suretlerle doğmuş borçların yok olmasını gerektirmez. KOOPERATİFİN SORUMLULUĞU: Madde 39- Kooperatif alacaklarına karşı mal varlığı ve ortaklarının sermaye yüklenmesinin 50 katı ve ek ödeme yükümleri ile sorumludur. ORTAKLARIN SORUMLULUĞU: Madde 40- Kooperatif ortaklarının sorumluluğu, yüklenmiş oldukları sermaye paylarının 100 katı ve ek ödeme yükümleri ile sınırlıdır. EK ÖDEME: Madde 41- Bilanço açıklarını kapatmada kullanılmak üzere ortaklardan ek ödemeler istenebilir. Ek ödemelerde her bir ortağın hissesine düşecek miktar genel kurul kararı ile sermayesi veya alış-veriş oranına göre hesaplanır. Ek ödemeler toplamı o yılın bilanço açığı miktarını geçemez. İFLAS HALİNDE USUL: Madde 42- Kooperatifin iflası halinde, iflas idaresi ortaklardan her birinin payına düşen borcun ödenmesini kendilerinden istedikleri zaman ortaklar bu borçlarını öderler. Aktif bakiyesi, pay cetvellerinin kesin olarak tespiti üzerine geri verilir. Ortakların birbirlerine rücu hakları saklıdır. Ortakların geçici olarak tespit olunan borçları ile pay cetveli aleyhine İcra ve İflas Kanunu’nun hükümlerine göre itiraz hakları vardır. KOOPERATİFE YENİ GİREN ORTAKLARIN SORUMLULUĞU: Madde 43- Kooperatifin durumunu bilerek yeni giren ortak, girişinden önce doğmuş olan borçlardan diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Buna aykırı anlaşma hükümleri ile ortaklar arasındaki anlaşmalar üçüncü şahıslar hakkında hüküm ifade etmez. KOOPERATİFİN DAĞILMASINDAN SONRA SORUMLULUK: Madde 44- Kooperatifin dağılması halinde, dağılmanın Ticaret Siciline tescilinden başlayarak bir yıl içinde kooperatifin iflasının açılmasına karar verildiği takdirde ortaklar ek ödemelerle birlikte sorumludurlar. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KOOPERATİFİN HESAPLARI GELİR-GİDER FARKLARI VE BÖLÜNMESİ: Madde 45- Kooperatif münhasıran ortakları ile işlem yapar. Ortaklarla işlem sonucu müspet veya menfi gelir-gider farkları meydana gelir. Müspet gelir-gider farkı, gayri safi hasıladan her türlü masraflar, faiz ve amortisman karşılıkları çıktıktan sonra kalan kısımdır. Bu miktardan vergiler ve geçen yıllara ait zararlar düşüldükten sonra geri kalan kısım aşağıdaki oranlar üzerinden bölünür. a) % 10 yedek akçeye; b) % 5 Yatırım ve geliştirme fonuna, c) % 8 Sosyal hizmetler fonuna, d) % 7 Birlik ve merkez birliğine yardım fonuna (Birlik ve merkez birliğine ortak olunması halinde). e) % 70 risturn (ortakların işlemleri oranında dağıtılmak üzere) ayrılır Müspet gelir-gider farkından, yönetim kurulu başkanı ve üyelerine pay ayrılmayacağı gibi, ortaklara sermaye üzerinden kazanç da verilemez. Ayrılan yedek akçeler, kooperatifin çalışma anında veya dağılmasında ortaklara dağıtılmaz. Bir yıllık çalışma sonucu gelir-gider farkı menfi olduğu takdirde, açık yedek akçelerden ve bunların yeterli olmaması halinde ek ödemelerle veya ortak sermaye payları ile karşılanır. Menfi sonuçlar ortadan kaldırılmadıkça, gelir-gider farkı dağıtımı yapılamaz. KOOPERATİFİN FONLARI: Madde 46- Yatırım ve geliştirme fonu, üretimi ve satışları artırıcı yönde yapılacak yatırımlarda kullanılır. Kooperatifin girdiği birlik, kooperatif menfaati ile ilgili üretim ve satışları artırıcı yönde yatırımlar yapıyorsa, kooperatif genel kurul kararı ile birliğin konu ile ilgili yatırımlarında kullanılmak üzere bu fonun kısmen veya tamamen bu işte kullanılmasını karar altına alabilir. Kooperatifler birliği ve merkez birliğine ayrılan fonun % 5’i birlik hissesi olarak ödenir. % 2’si merkez birliğine gönderilir. Kooperatif bölgesinde birlik yoksa veya birliğe girmemişse yukarıdaki, % 7 miktar kooperatifin yatırım ve geliştirme fonuna eklenir. Kooperatif birliğe ortak olup da, birlik merkez birliğine ortak değilse % 2 merkez birliği hissesi kooperatifin yatırım ve geliştirme fonuna eklenir. Madde 47- Sosyal hizmetler fonu, 45. maddede belirtilen oranda müspet gelir- gider farkından ayrılacak orandan meydana gelir. Madde 48- Sosyal hizmetler fonu, ortakların sosyal ve kültürel ihtiyaçları ile kooperatif memur ve işçileri için ölüm, sigorta veya yardımlaşma maksadıyla kullanılır. Madde 49- Gerçek ve tüzel kişilerce yatırım ve geliştirme amacı ile yapılacak her türlü yardımlar ve ortakların yatırım için yaptıkları bağışlar, yatırım ve geliştirme fonuna eklenir. YEDEK AKÇELERİN KULLANILMASI: Madde 50- Kanuni yedek akçe ortaklara dağıtılmayıp bilanço sonucunda ortaya çıkacak menfi fiyat farkının kapatılmasında kullanılır. Toplanacak yedek akçe miktarı kooperatif sermayesinin %20’sini geçemez. %20’nin üzerinde olan yedek akçe miktarı yatırım ve geliştirme fonuna eklenir. YEDEK AKÇELERİN DAĞITILMA DURUMU: Madde 51- Kooperatifin dağıtılmasına karar verildiği zaman yedek akçelerin kooperatifin zararlarının karşılanmasında kullanılan miktardan artan kısmı kooperatifin bağlı olduğu birliğe devredilir. Yahut köyde kurulacak kooperatiflere devredilmek üzere köy sandığına yatırılır. BEŞİNCİ BÖLÜM KOOPERATİFİN ORGANLARI GENEL KURUL, YÖNETİM KURULU VE DENETÇİLER GENEL KURUL: YETKİ: Madde 52- Genel kurul bütün ortakları temsil eden en yetkili organdır. Genel kurul yetkilerinden aşağıda gösterilenleri devir ve terk edemez. a) Anasözleşmeyi değiştirmek, b) Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler ve gerektiğinde tasfiye kurulunu seçmek, c) İşletme hesabıyla bilanço ve gerektiğinde gelir-gider farkının bölüşülmesi hakkında karar almak, d) Yönetim kurulu ve denetçileri ibra etmek, e) Kanun veya anasözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek, f) Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün niteliğini, yerine ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını belirlemek, g) İmalat ve inşaat işlerinin yaptırılma usulünü belirlemek. h) Yönetim kurulu üyelerine ve denetçilere verilecek ücret, huzur hakkı ve yollukları belirlemek, yönetim kurulunca teklif edilen kooperatif personel kadrolarını, ücretlerini ve yolluklarını tespit etmek. ı) Yeniden değerlendirme yapılıp yapılmayacağına karar vermek. j) Kiralama işlerinde takip edilecek usul ve esasları belirlemek. GÖREV: Madde 53- Genel kurulun görevleri şunlardır: a) Ortaklar veya bağlı olduğu üst birlik temsilcileri arasında genel kurul başkanlık divanını seçmek, b) Bilanço, gelir-gider farkı hesapları ve yıllık çalışma raporlarını incelemek ve onaylamak, c) Yönetim kurulu ve denetçiler, gerektiğinde tasfiye kurulu ve ortakları tarafından yapılan teklifleri incelemek ve yerine getirilmesi uygun görülenlerin iş programına alınmasına ve uygulanmasına karar vermek, d) Yönetim kurulu ve denetçileri seçmek, hizmetini tamamlayan kuralları ibra etmek veya etmemek, e) Kooperatif anasözleşmesinde yapılan değişiklikleri kararlaştırmak, f) Gerektiği takdirde yönetim kurulu ve denetçiler ile tasfiye kurulu üyelerinin işlerine son vermek, g) Kooperatifin başka bir kooperatifle birleşmesi, ayrılması kooperatifin dağılması, sürenin uzatılması hakkında karar vermek, h) Kooperatifin, amacına uygun teşekküllerin kuruluşlarına katılmasına karar vermek ve bunların yatırımlarına katılma payını belli etmek, ı) Taşınmaz ve taşınır mallar, aynlar edinmek, yaptırmak veya gerektiğinde satmak, işletmeleri devralmak, kooperatifin yatırımları için gerekli tesislerin yapılmasına yetki vermek, i) Ortakların her türlü ihtiyaçları ile ilgili araç, gereç canlı cansız demirbaşlar ile üretim ihtiyaçlarına cevap verecek maddelerin sağlanması için karar almak, kooperatifçe ortaklara verilecek aynî ve nakdi kredi ve avansın ödeme şekli ve miktarını belirlemek, j) Gerektiğinde yönetim kuruluna anasözleşme hükümleri içerisinde yetkiler tanımak, k) Yönetim kurulunun hazırlanmış olduğu iş programı ve bütçe teklifini onaylamak, l) Şubeler, alım ve satım merkezleri açmak için yönetim kuruluna yetki vermek, m) Kooperatifin birliğe katılması hakkında karar vermek ve katılma payının kaynağı ile ödeme şeklini belirlemek, birlik temsilcilerini seçmek, n) Ortak alınacak yerleşim merkezlerini belirlemek, o) Gerektiğinde kayıtların incelenmesi için hesap tetkik komisyonu seçmek, ö) Yönetim kurulu tarafından verilen ortaklıktan çıkarılma kararlarını inceleyip onaylamak veya onaylamamak, p) Proje konusu ve keşif bedeli de göz önünde tutulmak suretiyle yönetim kuruluna borçlanma yetkisi vermek, yatırım yapılması ve ortaklara birlikte müteselsilen borçlanmaya karar almak, GENEL KURUL TOPLANTILARI: Madde 54- Genel Kurul; 1- Kuruluş, 2- Olağan, 3- Olağanüstü olmak üzere 3 şekilde toplanır. KURULUŞ GENEL KURUL TOPLANTISI: Madde 55- Kuruluş genel kurulu, anasözleşmenin ilanından sonra en geç bir ay içerisinde kurucu ortaklardan birinin daveti üzerine toplanır. Toplantı tarihine kadar kaydedilmiş bütün ortaklar toplantıya katılma hakkına sahiptir. OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISI: Madde 56- Olağan genel kurul toplantısı, yönetim kurulunun daveti ile her yıl, hesap devresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren en geç 6 ay içinde yapılır. OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISI VE ÇAĞRI: Madde 57- Olağanüstü genel kurul toplantısı, yönetim kurulu, denetçiler, ortağı olduğu üst birlik ve tasfiye memurları tarafından toplantıya çağrılır. Ancak genel kurul yukarıda belirtildiği şekilde toplanamadığı takdirde Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı genel kurulu toplantıya çağırma yetkisine sahiptir. Madde 58- Dört ortaktan az olmamak kaydıyla ortak sayısının en az onda birinin isteği üzerine genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır. Toplantı talebinin haklı bir gerekçeye dayanması gerekir. Yönetim kurulu, denetçiler, ortağı olduğu üst birlik bu isteği sırasıyla onar gün içinde yerine getirmediği takdirde toplantı talebinin haklı bir gerekçeye dayandığının bakanlıkça tespiti halinde istek sahiplerinin müracaatı üzerine veya doğrudan doğruya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından genel kurul toplantıya çağırılabilir. Çağrılmadığı takdirde istek sahipleri mahalli mahkemeye başvurarak genel kurulu bizzat toplantıya çağırma izni alabilirler. ŞEKİL VE GÜNDEM: Madde 59- Yönetim kurulu o yıla ait ilk genel kurul toplantısının yapılacağı tarihten 15 gün önce ortakların en kolay ve en emin şekilde haber almalarını sağlamak üzere mahalli örf ve adetlerin gerektirdiği duyurma usullerine göre toplantı çağrısı ve ilanını yapar. İlanda, çoğunluğun sağlanamaması halinde ikinci toplantının tarihi de belirlenir. Bu süre 15 günden az 30 günden fazla olamaz. Bu çağrı yazılı olarak imza karşılığında olabilir. Toplantı ilanını ihtiva eden yazıya gündemi de ekleyerek ilan ve toplantının başlama günü hariç 15 gün önceden kooperatifin kapısına; ortakların bulunduğu yerleşim merkezinin muhtarlık ilan yerine asılır. İlanın yapıldığına dair düzenlenen tutanak mahalli muhtarlıkça onaylanır. Anasözleşmenin değiştirilmesi söz konusu ise yapılacak ilanda değiştirilecek madde numaralarının yazılması ile yetinilir. İlanların bir örneği toplantıdan en az 15 gün evvel Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Mahalli Teşkilatına ve Mülki İdare Amirliğine gönderilir. Ayrıca, bakanlık temsilcisine ödenmek üzere bakanlıkça tespit edilecek ücret maliye veznesine yatırılır. Dörtten az olmamak üzere, ortakların en az 1/10’u tarafından genel kurul toplantısından en az yirmi gün önce yazılı olarak bildirilecek hususların gündeme konulması zorunludur. Toplantı için bakanlık temsilcilerinin atanması Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan yazılı olarak istenir. Bakanlık temsilcisi toplantıya gelmez ise mahalli idare amirine durum bildirilir. Temsilci yine gelmez ise bir saat sonunda toplantıya başlanır ve bu durum bir tutanakla belirlenir. Gündemde olmayan hususlar görüşülemez. Ancak, kooperatife kayıtlı ortakların en az 1/10’unun başkanlık divanı oluşumundan sonra gündem maddelerinin görüşülmesine geçilmeden önce yazılı teklifte bulunmaları halinde hesap tetkik komisyonunun seçilmesi, bilanço incelenmesinin ve ibranın geriye bırakılması, çıkan veya çıkarılan ortaklar hakkında karar alınması, genel kurulun yeni bir toplantıya çağrılması ve kanun, anasözleşme ve iyi niyet esasları ile genel kurul kararlarına aykırı olduğu ileri sürülen yönetim kurulu kararlarının iptali, yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin azli ve yerlerine yenilerinin seçilmesi ile ilgili hususlar, genel kurula katılanların yarıdan bir fazlasının kabulü ile gündeme alınır. TOPLANTIYA BAŞLAMA: Madde 60- Toplantı, yönetim kurulu başkanı veya üyeleri, bulunmadıkları zaman denetçilerden biri veya olmadıkları zaman genel kurulca gösterilecek bir ortak tarafından yoklamayı müteakip açılır. Toplantının gerçekleştirildiği tarihten 3 ay evvel kooperatife kaydolmuş olan ortakların 1/4’ ü, ortak sayısı 5.000’in üzerinde olan kooperatiflerde ortakların 1/50’sinin bulunduğu anlaşılınca başkanlık divanı seçimine geçilir. Toplantıya katılan ortakların çoğunluğu ile toplantıyı idare edecek bir başkan, bir başkan vekili, en az birer kâtip ve oy ayırıcısı seçilerek başkanlık divanı oluşturulur ve gündemin diğer maddelerine geçilir. Başkanlık divanı kooperatif başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerden herhangi biri ile kooperatif ortağı memurlar seçilemez. Başkanlık divanı ortaklar veya üst kuruluş temsilcileri arasından seçilir. Toplantının açılıp gündem maddelerinin görüşmelerine başlandıktan sonra herhangi bir sebeple toplantının devamına imkân görülmemesi veya divanın çekilmesi halinde, müteakip gündem maddelerini görüşmek üzere, ibraya ait madde görüşülmemişse yönetim kurulu, görüşülmüşse Bakanlık veya yetkili mahkemece atanacak yönetici kurul (Kayyum) tarafından yapılacak çağrı üzerine genel kurul yeniden toplanır. Çağrıya ilgili olarak 59. madde uygulanır. Birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak ikinci toplantının yapılabilmesi için asgari ilgili Kanunda belirtilen kurucu ortak sayısı kadar ortağın katılımı şarttır, Şayet toplantıda kooperatifin dağılmasına veya diğer bir kooperatifle birleşmesine dair gündem maddelerinin görüşülmesi söz konusu ise bu takdirde toplantıda tüm ortakların asgari 1/4 katılımı zorunludur. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcisi, toplantının kanun, anasözleşme ve gündemde belirtildiği şekilde yürütülmesini denetleme ve temin ile görevlidir. Bakanlık temsilcisi bütün genel kurul belgelerini imzalamakla yükümlüdür. HAZIR BULUNANLAR LİSTESİ: Madde 61- Genel kurul toplantısına katılan ortaklar için önceden “hazır bulunanlar listesi” ismi altında 4 adet olmak üzere bütün ortakların ortak numarası ortaklığa kabul tarihi, adı ve soyadı, taahhüt ve ödenmiş sermayesi, ikamet adresi ile imza hanelerini ihtiva eden liste hazırlanır. Bu liste toplantıya katılan ortaklara toplantı başlamadan evvel imzalattırılır. KARAR NİSABI: Madde 62- Kararlar hazır bulunan ortakların çoğunluğu ile alınır. Oyların eşitliği halinde tekrar oylama yapılır. Vekâleten oy kullanılmaz. Ancak birliklere girme veya birlikten ayrılma, anasözleşme değişikliği, dağılma, birleşme ve ayrılma hakkındaki kararlarda hazirun listesini imzalayan ortakları 2/3 nisabı aranır. Ortakların şahsi sorumluklarının ağırlaştırılması veya ek ödeme yükümlükleri hakkında alınacak kararlar için bütün ortakların 3/4’ünün rızası gereklidir. Anasözleşmenin 27. ve 41. maddelerindeki şahsi sorumlulukların ağırlaştırılmasıyla ilgili değişiklikler için de aynı oran aranır. Genel kurulda verilen kararlar hazır bulunmayan veya olumlu oy kullanmayan bütün ortaklar için de geçerlidir. Ancak, kamu kuruluşlarından kredi alındığı takdirde kredi miktarının artırılmasından yararlanmak üzere alınacak kararlar çoğunlukla verilir. BÜTÜN ORTAKLARIN HAZIR BULUNMASI HALİ: Madde 63- Kooperatifin bütün ortakları toplantıda hazır bulunduğu sürece ve bir itiraz olmadığı takdirde genel kurul toplantılarına ait olan diğer hükümler saklı kalmak şartı ile toplantıya çağrı hakkındaki hükümlere uyulmamış olsa dahi kararlar alınabilir. Bu gibi kararların, ortaklar veya ortakların toplantıda oy birliği ile seçecekleri temsilciler tarafından imzalanması gereklidir. OY HAKKI: Madde 64- Genel kurul toplantı tarihinden üç ay evvel ortak olmayanlar hariç her ortak genel kurula katılma hakkına haizdir. Miras veya devir yoluyla ortak olanlar eski ortağın hak ve yükümlülüklerini aynen taşır. Genel kurulda her ortak, payı ne olursa olsun yalnız bir oya sahiptir. OYA KATILAMAYACAKLAR: Madde 65- Kooperatif işlerinin yürütülmesinde yönetim kurulunca görevlendirilenler yönetim kurulunun ibrasına ait kararlarda oylamaya katılamazlar. Bu hükümler denetçiler hakkında uygulanmaz. Ortaklardan hiç birisi kendisi veya karı ve kocası yahut usul ve füruu ile kooperatif arasında şahsi bir işe veya davaya dair olan görüşmelerde oy hakkını kullanamazlar. YÖNETİM KURULU VE DENETÇİLERİN SEÇİMİ: Madde 66- Genel kurulca verilecek karara göre secimler açık veya gizli oyla yapılır. Gizli oy, açık tasnifle yapılan yönetim kurulu ve denetçiler seçimlerinde kooperatifin mühürlü seçim kâğıtları kullanılır. Bunlar “hazır bulunanlar listesi” ni imza eden ortaklara verilir. Gizli oylamada, kooperatif mührü ile mühürlenmiş boş oy pusulalarının kullanılması esastır. Ancak, genel kurulca karar alınmak kaydıyla ayrıca basılı oy pusulası da kullanılabilir. Genel kurulun yalnızca basılı oy pusulası kullanılması yolunda alacağı karar geçersizdir. Genel kurulda kooperatif mührü ile mühürlenmiş boş oy pusulaları ve basılı oy pusulalarından başkaca bir pusula seçim için kullanılmaz. Matbaada basılmış veya yazı makinesi ile yazılmış ya da çoğaltılmış oy pusulaları basılı oy pusulası sayılır. Seçimlerde oy pusulalarına yönetim kurulu, denetim kurulu ve birlik temsilcisi kadar asil ve aynı sayıda yedek üye adayı ortak numaraları ile birlikte ayrı ayrı bölümler halinde yazılır. Oy pusulalarına organlar ve birlik temsilcileri için seçilecek üye sayısından fazla isim yazılır ise fazla isim yazılı bölüm iptal olunur. Oy pusulalarındaki isimlerin üzeri çizilerek yerlerine yenilerinin yazılması mümkündür. Seçimlerde en çok oy alanlar seçilmiş sayılır. Oyların eşitliği halinde Divan Başkanının uygun göreceği şekilde kura çekimi yapılır. Seçilmiş olan yedeklerin sıralaması oy sayısına göre yapılır. Oylarda eşitlik halinde listedeki sıralama esas alınır. Basılı oy pusulaları için de aynı şartlara uyulur. Ortaklar oylarını tasnif heyetinin önünde seçim sandığına atarlar. Tasnife başlanıldığında oy sayıları ortak sayısı ile kontrol edilir. Fazla çıktığı zaman oy pusulaları açılmadan fazlalıklar iptal edilir. Yönetim kurulu üyeleri, denetçiler ve birlik temsilcisi seçiminde bir tek oy sandığı kullanılır. Sandık açılıp oy ayrımı bittikten sonra sonuçlar tutanağa yazılır. GENEL KURUL TOPLANTISINA AİT BELGELERİN RESMİ MAKAMLARA GÖNDERİLMESİ: Madde 67- Genel kurul görüşmeleri tutanağa bağlanır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı temsilcisi ile başkan ve kâtipler tarafından imzalanan bu tutanaktan, toplantıya katılan ortak sayıları gösterilir. Yeni seçilip göreve başlayan yönetim kurulu tarafından en geç toplantı gününden itibaren 15 gün içinde gündem, toplantı çağrısı ve ilanı, tutanağı, yönetim kurulu ve denetçiler raporu, bilanço, kâr, zarar cetveli, genel kurul toplantısında hazır bulunan ortaklar listesi ile genel kurul toplantı tutanağı ve üst kuruluş paylarının ödeme makbuzlarının her birisinden birer adet olmak üzere hazırlanan evraklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı mahalli teşkilatına verilir. Bu evrakların birer adedi aynı zamanda kooperatifin bağlı bulunduğu birliğe de gönderilir. Ayrıca, alınan genel kurul kararlarından tescil ve ilanı gerektirenler kanuni süresi içinde tescil ve ilan edilir. KARARLARIN BOZULMASI VE ŞARTLARI: Madde 68- Aşağıda belirtilen kimseler; kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine, toplantıyı takip eden günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. 1- Toplantıda hazır bulunup ta kararlara katılmayarak karşı görüşlerini tutanağa geçirten, oyunu kullanmasına haksız olarak izin verilmeyen, toplantı çağrısının usulüne uygun yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini, genel kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden ortaklar, 2- Yönetim kurulu, 3- Kararların yerine getirilmesi yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını gerektirdiğinde bunların her biri, Ayrıca, bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, yönetim kurulu tarafından usulen ilan olunur. Genel kurulda alınan bir kararın mahkeme tarafından bozulması bütün ortaklar için hüküm ifade eder. YÖNETİM KURULU: Ödevi ve Üye Sayısı: Madde 69- Yönetim kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin çalışmasını yöneten ve onu temsil eden yürütme organıdır. Yönetim kurulu kooperatif hükmü şahsiyetinin kanuni temsilcisi olup, kooperatif idaresinde işletme sahibi gibi bir yer tutar. Yönetim kurulu üyeleri ve yedekleri genel kurul toplantısında ortaklar arasından 3 asıl 3 yedek olmak üzere en az bir, en fazla dört yıl için seçilirler. Genel kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde bir yıl seçilmiş sayılır. Görev süresi sona eren üyelerin seçilme hakkı vardır. Tüzel kişiler de yönetim kurulu üyeliğine seçilebilirler. Yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir. Bu genel kurulda ibra edilmeyen yönetim kurulu üyeleri gündemde seçim maddesi var ise tekrar yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine seçilemezler. Şayet gündemde seçim maddesi yok ise yapılacak ilk genel kurul toplantısı gündemine seçim maddesi konması zorunludur. TEMSİL: Madde 70- Yönetim kurulu üyeleri, seçilmelerini müteakip yapacakları ilk toplantıda gizli oyla görev bölümü yaparak başkan, başkan yardımcısı ve muhasip üyeyi tespit eder. Aynı toplantıda, yönetim kurulunun yapacağı mutat toplantı tarihlerini ve yerini belirler. Bu toplantıda ayrıca, lüzumu halinde yapılması zorunlu olan mutat dışı toplantılara çağrının nasıl ve kimler tarafından yapılacağına dair karar alınır. Yönetim kurulu başkanı, olmadığı zaman yardımcısı kooperatifi temsilen birinci derecede imzaya yetkilidir. İkinci imza yetkisi yönetim kurulunca muhasip üyeye verilir. Kooperatifin hukuken bağlanabilmesi için kooperatif unvanının yazılıp altının imzaya yetkili olan iki kimse tarafından imzalanması gerekir. Kooperatifi temsile yetkili olanlar kooperatifin konularının sınırları içerisinde çeşitli işleri hukuki işlemleri, kooperatif adına yapmak ve kooperatifin unvanını kullanmak hakkına sahiptirler. Yönetim kurulu üyeleriyle kooperatifi temsile yetkili kimselerin ad ve soyadları tescil ve ilana tabidir. YÖNETİM KURULUNUN ÜYELİK ŞARTLARI: Madde 71- Yönetim kurulu üyeliğine seçilebilmek için; a) Türk vatandaşı olmak, b) Aynı türde başka bir kooperatifin yönetim kurulu üyesi olmamak, c) Türk Ceza Kanunundaki zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, görevi suistimal, sahtekarlık, hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, emniyeti suistimal ve Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlardan veya 1163 sayılı Kanuna göre mahkum olmamak, d) Orman Kanununa muhalefet suçundan hapis cezasıyla mahkûm olmamak, e) Birbirleriyle ve denetleme kurulu üyeleriyle üçüncü dereceye kadar (üçüncü derece dâhil) akraba olmamak, f) Aralarında herhangi bir iş ortaklığı bulunmamak, g) Hacir altında bulunmamak, h) 18 yaşından küçük olmamak, ı) En az ilkokul mezunu olmak, j) Kooperatifin çalışma konuları ile ilgili işlerin ticaret ve komisyonculuğunu yapmamak, gerekmektedir. Üyelik şartları denetçiler tarafından araştırılır. Bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine yönetim kurulunca son verilir. Haklarında yukarıdaki suçlarla ilgili olarak kamu davası açılmış olanların görevleri ilk genel kurul toplantısına kadar devam etmekle beraber, yönetim kurulunca bu durumdaki üyelerin genel kurulca azli veya göreve devamı hakkında karar alınmak üzere yapılacak ilk genel kurul gündemine madde konulur. Genel kurulda en çok oy alan ortaklar aldıkları oy sayısına göre yönetim kurulu asıl ve yedek üyeliğine seçilmiş olurlar. Oylar eşit gelirse kuraya başvurulur. Yönetim kurulundan ayrılan bir üyenin yerine yedek üyelerden, alınan oy sırasına göre biri geçer. Herhangi bir sebeple, yönetim kurulu toplantı nisabını kaybederse boşalan yönetim kurulu üyeliklerine denetim kurulu üyeleri tarafından gecikilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağrılır. Yönetim kurulu üyelerinden biri veya bir kaçı kooperatifi temsil yetkisine sahip murahhas üye seçilebilir. Murahhas üyelerin seçilmesi, değiştirilmesi Ticaret Siciline tescil ettirilir. Yönetim kurulu en az iki üyenin katılımı ile toplanır ve kararları çoğunlukla alır. Yönetim kurulu üyeliğine seçilenler, denetçiliğe, hakem kurallarına hesap tetkik komisyonuna seçilemezler. Yönetim kuruluna seçilenler ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına, bizzat veya dolaylı olarak kooperatifle kooperatif konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. ÇALIŞMA ŞEKLİ: Madde 72- Yönetim kurulu toplantılarında üyeler, vekalet veya temsil yoluyla oy veremezler. Yönetim kurulu ayda en az bir defa toplanır. Birbiri ardına üç defa mazeretsiz olarak mutat toplantıya gelmeyen üye istifa etmiş sayılır Madde 73- Yönetim kurulu üyeleri her zaman görevinden ayrılabilir. Ancak ayrılan üyenin görevli olduğu zamana ait sorumluluğu zararın ve bunun sorumluluklarının öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl, her halükarda zararı doğuran fiilin oluş tarihinden itibaren tazminat davası açma hakkı beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Madde 74- Yönetim kurulu üyeleri topluca istifa ettikleri ve yedekler istifa eden üyelerin yerini dolduramadığı takdirde, kooperatif denetçilerce, olmadığı takdirde Bakanlıkça olağanüstü genel kurul toplantısına çağrılarak, yeniden yönetim kurulu üyelerini seçer. Yönetim kurulundan bir üye istifa edipte, yerine geçecek yedek üye yoksa yönetim kurulu, ortaklar arasından birisini yönetim kurulu üyeliğine seçerek yeni üyeyi toplanacak ilk genel kurulun onayına sunar. Yeni üyeler seçilip göreve başlayıncaya kadar eskileri göreve devam eder. Eski yönetim kurulu görevi devretmemiş ise devredene kadar, genel kurulca karara bağlanmış ödemeler ile önceden ödeme planına bağlanmış ödemeler, vergi, resim ve harç ödemesiyle görevleri sınırlıdır. ÜCRET: Madde 75- Yönetim kurulu üyelerine genel kurulca belirlenen aylık ücret, huzur hakkı, risturn ve yolluk dışında hiçbir ad altında başkaca ödeme yapılamaz. Madde 76- Yönetim kurulu üyeleri ve temsile yetkili şahıslar genel kurulun devredemeyeceği yetkilerini kullanamaz. YÖNETİM KURULUNUN GÖREVLERİ: Madde 77- Yönetim kurulunun görevleri şunlardır. a) Genel kurul tarafından verilen kararları yerine getirmek ve kooperatif işlerini ortakların yararına uygun şekilde yürütmek, b) Defter, hesap ve kayıtları kanun ve anasözleşmeye uygun olarak tutmak. c) Kooperatifin nakit varlığı ile menkul ve gayri menkullerini gereği gibi kullanmak, işletmek ve korumak. d) İmkânlarla orantılı olarak şubeler, alım ve satım merkezleri açılmasını genel kurula teklif etmek, e) Kooperatifin varlığından, ortakların üretim kapasitelerini arttırmak için durumlarına göre bilanço yılı içinde tahsil edilmek üzere avans vermek, f) Genel kurulu olağan ve olağanüstü toplantıya çağırmak, g) Genel kuruldan alınan yetki ile işlerin görülmesi için gerektiğinde ortakları görevlendirmek, müdür, memur müstahdem ve işçi çalıştırmak, h) Kanunlara aykırı olarak alınan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açmak, ı) Genel kurul toplantısından otuz beş gün önce çalışma raporu, bilanço, gelir-gider cetvelini ve bütçe teklifini hazırlayıp denetçilere vermek ve genel kurul toplantısından on beş gün önce ortakların incelenmesine sunmak, k) Kooperatifin aczi veya mali durumunun bozulması halinde genel kurulu toplantıya davet etmek, l) Kanun ve anasözleşmedeki ortaklık hak ve ödevlerinin yerine getirmeyen ortaklar hakkında karar alarak durumu genel kurulun onayına sunmak, m) Denetçilerin seçim ve görevden alınmalarını Ticaret Siciline tescil ve ilan ettirmek, n) Gerektiğinde tasfiye işlerini yürütmek, o) Kooperatifi temsile yetkili şahısları tescil ve ilan ettirmek, p) Eski yönetim kurulu üyeleri ile kooperatif memurlarının sonradan tespit edilen yolsuzluklarını ilgili mercilere bildirmek, r) Kooperatifin amacına uygun gayrimenkul alımlarında, tapu devri veya tapuya şerh verdirilerek bir satış vaadi sözleşmesi yapmak, s) Tanıtma ve ortak kaydetmek amacıyla yapılacak ilan, reklam ve açıklamaları eksik ve gerçeğe aykırı olmayacak şekilde yapmak, bunların yanıltıcı bilgi ve unsurlar taşımamasını sağlamak, t) Kooperatife ait mal, para ve para hükmündeki kağıtları ve gizlide olsa bunlarla ilgili defter ve belgeleri istenildiğinde müfettişlere, kooperatif kontrolörlerine ve kredi kuruluşlarının denetim görevlilerine göstermek, saymasına ve incelenmesine yardımda bulunmak, istenilen bilgileri gerçeğe uygun ve eksiksiz olarak vermek ve doğru beyanda bulunmak, u) Ortaklar ile ortak olmak için müracaat edenlerin anasözleşmede gösterilen ortaklık şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak, uygun olanları ortak olarak kaydetmek. v) Mal beyanında bulunmak. y) Denetim amacıyla denetçilerin 92. madde doğrultusunda talebi halinde kooperatife ait her türlü defter ve belgeleri vermek, z) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yaptırılacak denetim neticesi verilecek talimatlara uymaktır. Madde 78- Görevi son bulan yönetim kurulu, yeni yönetim kuruluna seçim gününden başlayarak bir hafta içinde bütün hesapları bilgi ve belgeleri devretmek zorundadır. Madde 79- Yönetim kurulunun kararları, sahifeleri noterce tasdik edilmiş, “karar defteri”ne sıra numarası ve tarihiyle yazılır ve toplantıda hazır bulunan üyeler tarafından toplantıda alınan kararlar imzalanır. Verilen karara karşı görüşlü veya çekimser kalanlar, muhalefet veya çekinme sebeplerini kararın altına yazarak imzalamak zorundadırlar. Bunu yapanlar kararın uygulanması sırasında doğacak zararlardan dolayı diğer üyelerle birlikte sorumlu olmazlar. Böyle hareket etmeyenler sorumluluğa katılırlar. Kararların geçerliliği yazılıp imza edilmiş olmasına bağlıdır. YÖNETİM KURULUNUN SORUMLULUKLARI: Madde 80- Yönetim kurulu; genel kurul tutanaklarının gerekli defterlerin ve ortak listelerinin düzenli tutulup saklanmasından ve işletme hesabıyla yıllık bilançonun kanuni hükümlere uygun olarak hazırlanmasından, incelenmek üzere denetleme kuruluna verilmesinden, kooperatife, ortaklara ve kooperatif alacaklılarına karşı ortaklaşa sorumludurlar. Ortaklaşa sorumluluğu gerektiren işlerden bir eksikliği olmadığını ispat eden, özellikle bu işlere karşı oy vermiş olup durumu görüşme tutanağına yazdırmakla beraber denetleme kuruluna hemen yazılı olarak bildiren özrüne dayanarak o işlemlerin görüşmelerinde hazır bulunmayan üye, sorumluluktan kurtulur. Görevleri gereği gibi yapmadığı anlaşılan yönetim kurulu üyelerinin genel kurul her zaman işine son ve haklarında soruşturma kararı verebilir. Her ortağın veya işten el çektirilenlerin dava açma hakkı saklıdır. Bu kararın gereğini denetleme kurulu yargı organları vasıtasıyla uygular. Madde 81- Yönetim kurulu üyeleri ortaklık işlemleri dışında kooperatif ile ticari işlemlerde bulunamazlar. Yönetim kurulu üyelerinden her biri, genel kurulun kararı kişisel sorumluluklarını gerektirdiği durumlarda karar aleyhine iptal davası açabilir. Yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları kasıtları bulunsun veya bulunmasın kendi kusurlarından doğan zararlardan sorumludurlar. Bunların suç sayılan fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeler üzerinde işledikleri suçlarından dolayı devlet memurları gibi ceza görürler. Yönetim kurulu, tescile bağlı konuları sicil memurlarının isteği üzerine yerine getirmemesi, tescil ve kayıtta kötü niyetle gerçeğe ters beyanda bulunulması, hallerinde cezai sorumluluk taşır. Kuruluş sırasında kurucu ortaklar tarafından resmi makamlara verilen kooperatif anasözleşmesi, nakdi sermayenin tescil ve ilandan sonra kooperatif hesaplarına aktarılmak üzere kurucu ortaklarca geçici yönetim kurulu üyelerinden birisine ödendiğine dair dilekçe; ayn nevinden sermaye ve kooperatifçe devralınan işletmeye ait değer biçme raporu gibi vesikaların gerçeğe uygun olmayan şekilde düzenlenmesinden kooperatifin kurucu ortakları sorumludurlar. Madde 82- Yönetim kurulu veya temsile yetkili şahısların kooperatife ait görevlerini yürütmeleri anında şahsı kusurları olmaksızın meydana getirdikleri haksız fiillerden doğan zararlardan kooperatif sorumludur. TESCİL: Madde 83- Kooperatifi temsile yetkili kılınacak kimseleri yönetim kurulu tayin eder. Yönetim kurulu, bu kimselerin, isimlerini imzalarını ve bu yetkiye dayanan karar suretini notere tasdik ettirdikten sonra ticaret siciline verir. KOOPERATİFİN ACZE DÜŞMESİ HALİNDE YAPILACAK İŞLER: Madde 84- Kooperatifin acze düşmesini kabul ettirecek önemli sebepler mevcut ise yönetim kurulu piyasadaki cari fiyatlar esas olmak üzere, derhal bir ara bilançosu tanzim eder. Son yılın bilançosu veya daha sonra yapılan bir tasfiye bilançosundaki mevcutların, kooperatif borçlarını artık karşılayamayacağını gösteriyorsa yönetim kurulu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na keyfiyeti bildirir ve genel kurulu derhal olağanüstü toplantıya çağırır. Pay senetleri çıkarılmış olan bir kooperatifte son yılın bilançosunda kooperatif varlığının yarısı karşılıksız kalırsa yönetim kurulu derhal genel kurulu toplantıya çağırarak durumu ortaklara arz eder. Aynı zamanda ilgili mahkemeye ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bilgi verir. Ancak, ortakları ek ödemeleri yükümlü olan kooperatiflerde, bilançoda tespit edilen açık, üç ay içinde ortakların ek ödemeleriyle kapanmadığı takdirde Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı haberdar edilir. Mali durumun düzeltilmesinin mümkün görülmesi halinde mahkeme yönetim kurulunun veya alacaklılardan birinin isteği üzerine iflasın açılmasını erteleyebilir. Bu takdirde, mevcutlar defterinin tutulması, yönetim memuru atanması gibi kooperatif varlığının korunmasına ve devamına yarayan tedbirleri alır. İŞTEN ÇIKARMA: Madde 85- Yönetim kurulu, genel kuruldan aldığı yetki ile işlerin görülmesi ile görevlendirdiği kimseleri ve atadığı müdürü ve diğer temsilci ve vekilleri her zaman işten çıkarabilir. İşten çıkarılan kimselerin tazminat isteme hakları saklıdır. Ancak, ortaklar arasından seçilen müdür sebepsiz işten çıkarılma iddiası ile tazminat isteyemez. DENETÇİLER: Seçim: Madde 86- Denetçiler, genel kurul adına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder. Denetçiler ortaklar arasından en az bir, en fazla dört yıl için seçilirler. Genel Kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde bir yıl için üç asil ve üç yedek olmak üzere genel kurul tarafından seçilmiş sayılırlar. Denetçilerden bir tanesi kooperatif ortaklarından olmayabilir. Bu genel kurulda ibra edilmeyen denetçiler gündemde seçim maddesi var ise tekrar yönetim ve denetim kurulu üyeliklerine seçilemezler. Şayet gündemde seçim maddesi yok ise yapılacak ilk genel kurul toplantısı gündemine seçim maddesi konması zorunludur. Süreleri biten denetçiler tekrar seçilebilir. Denetçiler birbirleriyle ve yönetim kurulu üyeleriyle 3. dereceye kadar (bu derece dâhil) akraba olamazlar ve kooperatifte idari görev alamazlar. Görevi biten yönetim kurulu üyeleri genel kurulca ibra edilmedikçe denetçiliğe seçilemezler. Denetçilerin Türk vatandaşı olmaları ve Türk Ceza Kanunundaki zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, görevi suistimal sahtekarlık, hırsızlık, dolandırıcılık, hileli iflas, emniyeti suistimal ve devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlardan veya 1163 sayılı Kanuna göre mahkum olmamaları şarttır. Görev kusurlarından veya suç teşkil eden fiillerinden dolayı yönetim kurulu ve denetçilikten uzaklaştırılanlar denetçiliğe seçilemezler. GÖREVE SON VERME: Madde 87- Genel kurul, denetçilerin görevlerine her zaman son verebilir. Ortaklar arasından seçilen denetçiler görevlerine son verilmesinden dolayı tazminat isteyemezler. BİR ÜYELİĞİN AÇILMASI: Madde 88- Denetçilerden birinin ölümü, çekilmesi, bir engelden dolayı görevlerini yapamayacak halde bulunması, iflas veya hacir altına alınması gibi bir sebeple görevlerinin sona ermesi ve yüz kızartıcı bir suçtan dolayı mahkumiyetlerinin kesinleşmesi halinde diğer denetçiler, genel kurulun ilk toplantısına kadar görev yapmak üzere yerine yedeklerden birini çağırırlar. SORUMLULUK: Madde 89- Denetçiler, kanun veya anasözleşme ile verilen görevlerini hiç veya gereği gibi yapmamalarından doğan zararlardan dolayı kusursuz olduklarını ispat etmedikçe ortaklaşa sorumludurlar. ÇALIŞMA DÜZENİ VE GÖREV, İNCELEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE DENETÇİLİKTEN ÇEKİLME: Madde 90- Denetçiler yılda en az dört defa toplanarak kooperatifin işlemlerini ve hesaplarını denetler, malları ve kasayı sayar ve görülen noksanlıkları, düzensizlikleri inceleyerek bunları birer rapora bağlayarak “Denetçiler Denetim Raporları” dosyasında saklarlar. Denetçiler, yıllık genel kurul toplantısından 35 gün önce bilançoyu, yönetim kurulunun hazırladığı yıllık çalışma raporu ve bütçeyi inceleyerek gerekli gördüğü işlemleri, hesap ve mevcutları elden geçirir ve düşüncesini açık olarak belirterek yıllık rapor hazırlar. Denetçiler, yapacağı toplantılarda yönetim kurulunun çalışma düzenini ve başarı derecesini takip ederek gerekli uyarılarda bulunurlar. Madde 91- Denetçilerin görevleri; kooperatifin iş ve işlemlerini kontrol etmektir. Denetçiler şu görevlerle yükümlüdürler: a) Kooperatifin işlem ve hesaplarının incelenmesi sonunda buldukları noksan ve yanlışların giderilmesi için gerekli tedbirleri almak ve ilgili makam ve organlara haber vermek, b) Bilançonun Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu esaslarına göre hazırlanıp hazırlanmadığına bakmak, c) Yönetim kurulu üyelerinin üyelik şartlarını taşıyıp taşımadıklarını araştırmak, bu şartları taşımadıkları halde seçilenler ile sonradan kaybedenlerin görevlerine son verilmesi için keyfiyeti yönetim kuruluna bildirmek, d) Muhtelif sebeplerle yönetim kurulu toplantı nisabını kaybetmesi halinde boşalan yönetim kurulu üyeliklerine gecikilmeksizin yeteri kadar yedek üye çağırmak, e) Üç ayda bir ara denetimi yaparak ve ansızın kooperatif veznesini denetlemek, inceleme sonuçları olumsuz çıktığı takdirde düzenlenecek raporun birer örneğini yönetim kuruluna vermek, f) Bütçeyi kontrol etmek, g) Tasfiye işlemlerini denetlemek, h) Ortaklarla veya kendileriyle kooperatif yöneticileri arasındaki anlaşmazlıkla ilgili konuları genel kurul gündemine aldırmak ve gerektiğinde olağanüstü olarak genel kurulu toplantıya çağırmak, ı) Genel kurul toplantılarında hazır bulunmak, j) Kooperatif yönetim kurulu üyelerinin ve memurlarının cezayı gerektiren fiillerini savcılığa bildirmek, k) Anasözleşmede ortakların genel kurul toplantılarına katılmaları için gerektiği belirtilen şartları yerine getirilip getirilmediğini incelemek. l) Yapılacak denetim sonucunda düzenlenecek rapora göre hukuki sorumluluğu tespit edilen yönetim kurulu ve memurlar hakkında genel kurul kararına istinaden gerekli hukuk davalarını açmak, Denetçilerin yukarıda yazılı kontrol yetkileri genel kurul kararı ile sınırlandırılamaz. Denetçiler ayrıca, kooperatif zararlarını kapatmak için genel kurula sunulacak teklifleri hazırlayarak toplantı gündemine aldırır. Madde 92- Denetçiler, işletme hesabıyla bilançonun defterlerle uygunluk halinde bulunup bulunmadığını, defterlerin düzenli bir suretle tutulup tutulmadığını ve işletmelerin neticeleri ile mameleki hakkında uyulması gerekli olan hükümlere göre işlem yapılıp yapılmadığını incelemekle yükümlüdürler. Ortakları şahsen sorumlu veya ek ödeme ile yükümlü olan kooperatiflerde denetçiler, ortaklar listesinin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığını da incelemek zorundadırlar. Yöneticiler, bu maksatla denetçilere defterleri ve belgeleri verirler. Denetçilerin istekleri üzerine müfredat defteri ve bu defterin hangi esaslara göre düzenlendiği ve istenilen her konu hakkında bilgi verilir. Ortaklar, gerekli gördükleri hususlarda denetçilerin dikkatini çekmeye ve açıklama yapılmasını istemeye yetkilidirler. Madde 93- Denetçiler yönetim kuruluna yazılı olarak başvurmak suretiyle her zaman görevden çekilebilir. Açılan üyeliğe yedek üye getirilir, bir üyelik açık kalıp da yerine geçecek üye bulunmazsa genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılmadan mevcut denetçiler tarafından kooperatif ortakları dışından bir asil bir yedek üye seçilir. Ancak, denetçilerin toptan çekilmesi veya denetçi sayısının bir kişiye düşmesi halinde yönetim kurulu acilen denetçi seçimini yapmak üzere genel kurulu olağanüstü toplantıya çağrılır. Yenileri seçilene kadar eski denetçiler görevlerine devam etmek zorundadır. TOPLANTI VE RAPORLAR: Madde 94- Denetçiler her yıl yazılı bir raporla beraber tekliflerini genel kurula sunmak zorundadırlar. Denetçiler, görevleri çerçevesinde işlerin yürütülmesinde gördükleri eksiklikleri, kanun veya anasözleşmeye aykırı hareketleri bundan sorumlu olanların bağlı bulundukları organa ve gerekli hallerde genel kurula haber vermekle yükümlüdürler. Denetçiler, yönetim kurulu ve genel kurul toplantılarına katılırlar. Ancak, yönetim kurulunda oy kullanamazlar, Madde 95- Denetçi raporları üç üye tarafından imzalanır. Rapora katılmayan üye çekilme sebeplerini belirterek imzalar. Yıllık genel kurul toplantısında “denetçiler raporu” okunmadan bilanço ve dolayısıyla ibralar konusunda karar alınamaz. Denetçiler azledilmiş olursa, yeni denetçiler düzenleyecekleri raporda bu olayı da açıklamak ve sebeplerini belirtmek zorundadırlar. SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ: Madde 96- Denetçiler, görevleri sırasında öğrendikleri ve açıklanmasında kooperatif veya ortaklarının zarara uğrayacağı konularda kooperatif ortaklarına ve üçüncü şahıslara açıklama yapamazlar. HESAP TETKİK KOMİSYONU SEÇİMİ: Madde 97- Genel kurul bazı konuların incelenmesi için lüzumu halinde hesap tetkik komisyonu seçebilir. Mevcut ortakların dörtten az olmamak üzere en az 1/10’u, son iki yıl içinde kooperatifin kuruluşuna veya idari işlemlerine ait bir yolsuzluğun olduğunu, kanun veyahut anasözleşme hükümlerine önemli bir şekilde aksi hareket edildiğini iddia ettikleri takdirde, bunları soruşturmak için hesap tetkik komisyonu teşkilini genel kuruldan isteyebilirler. Bu istek kabul edilmediğinde gerekli masrafları peşin ödeme şartı ile mahkemeye başvurma hakkına sahiptirler. Komisyona seçilen ortaklar gerekli incelemeleri yapacak bilgi ve beceriye sahip olmadıkları takdirde; ücreti kooperatifçe karşılanmak üzere dışarıdan uzman kişiler görevlendirerek gerekli raporları düzenletir. Soruşturma sonuçlarına göre iddia doğru görülmediği takdirde veya denetçilerin vereceği raporda bu talebin haklı sebebe dayanmadığı anlaşılırsa kötü niyetle hareket ettiği ispat edilen ortaklar kooperatifin bu yüzden gördüğü zarardan sorumludurlar. MÜDÜR: Seçimi ve Tayini: Madde 98- Kooperatif Müdürü yönetim kurulu kararı ile ortaklar arasından, tüzel kişi temsilcilerinden veya dışardan azami yönetim kurulu görev süresiyle sınırlı olmak kaydıyla düzenlenecek sözleşmeye dayalı olarak tayin edilir. Müdür, kendiliğinden müdürlük görevini devredemez ve yerine vekil bırakamaz. Gerektiğinde müdürün görevine son verilme işlemi yönetim kurulunca karara bağlanarak yapılır. Yönetim kurulu ayrı bir müdür atayıncaya kadar, yönetim kurulu üyeleri kendi aralarından bir veya birkaç üyeyi murahhas üye olarak görevlendirebilir. Bu durumda murahhas üyeye müdürün tabi olduğu hükümler uygulanır. MÜDÜRLÜK ŞARTLARI: Madde 99-Müdürlük şartları şunlardır. a) Kooperatifçilik bilgilerine sahip olmak. b) Siyasi bir partinin üyesi olmamak, c) Hukuken memuriyete mani hali bulunmamak, d) En az lise mezunu olmak. MÜDÜRLÜK ÜCRETLERİ: Madde 100- Kooperatif müdürü ve hizmet personelinin ücretleri genel kurulca kabul edilen bir kadro ve yıllık tahmini bütçeye göre kararlaştırılır. MÜDÜRÜN GÖREVLERİ: Madde 101- Müdürün görevleri şunlardır: a) Yönetim kurulu kararlarını, yıllık çalışma programlarını göz önünde tutarak uygulamak, b) Kooperatifin işlerini yürütmek, işlerin uyumu ve düzenini sağlamak, c) Yönetim kurulu toplantılarında oy kullanmamak şartı ile hazır bulunmak. İDARİ VE TEKNİK PERSONEL: Madde 102- Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan bir projeye dayalı olarak kredi veya yardım alan Kooperatifler Bakanlığın istediği şartlara uygun idari ve teknik personeli atamak mecburiyetindedir. MÜDÜRÜN YETKİ VE SORUMLULUĞU: Madde 103- Kooperatif müdürü, kooperatif hizmet personelinin amiridir. Denetçiler ve yönetim kurulu üyelerinden başkasına kooperatifin işleri ile ilgili bilgi veremez. Kooperatif hizmet personeli müdüre karşı sorumludur. Kooperatif müdürü kendine verilen görevleri gereği gibi veya hiç yerine getirmezse yönetim kuruluna karşı sorumludur. PERSONELİN İŞTEN ÇIKARILMASI: Madde 104- Yönetim Kurulu, müdür ve hizmet personelinin işine son verebilir. Çıkarılma işlerinde yönetim kurulu kararı gereklidir. Müdür ve personelin işten çıkarılması teklifi denetçilerce yapıldığı takdirde, Yönetim kurulu başkanı, derhal toplantı yapar ve gerekli kararı verir. Şayet çıkma kararı verilmemişse denetçiler, genel kurulu toplantıya çağırabilir ve konu orada karara bağlanır. ALTINCI BÖLÜM KOOPERATİF BİRLİKLERİ İLE İLİŞKİLER BİRLİĞE GİRİŞ, BAŞVURMA ŞEKLİ VE İTİRAZ: Madde 105- Genel kurul kararı ile kooperatifin gelişmesi amaçlarının gerçekleşmesi, menfaatlerinin korunması, eğitim yapılması ve kooperatifçilik konularında tavsiyeler alınması gibi hizmetlerin yerine getirilmesi için o bölgede kurulmuş ve faaliyet konuları aynı nitelikte olan 7 veya daha çok kooperatif tarafından kurulan ihtisas birliklerine ortak olabilir veya bu özellikte birlikler kurulabilir. Madde 106- Kooperatif, birlik kurar veya kurulmuş birliğe girmeye karar verirse birliğe taahhüt edilecek iştirak sermayesinin miktarı ve ödeme şekli birlik anasözleşmesi hükümleri çerçevesinde genel kurulca belirlenir. Kooperatif çalışma konuları ile ilgili olarak birliğin yapacağı tesislere taahhüdü dışında genel kurulca belirlenecek miktar üzerinden katılabilir. Madde 107- Kooperatif, kooperatifler birliğine girmekle ortaklarına bu anasözleşmedeki yükümlülüklerden fazlasını yükleyemez. TEMSİLCİLİK: Madde 108- Birlik genel kurullarında kooperatifi temsil etmek üzere kooperatif genel kurulunca ortaklar arasından ortağı olduğu üst kuruluş anasözleşmesinde belirtilen sayıda temsilci seçilir. Temsilcilerin görev süresi en az bir en fazla 4 yıldır. Genel kurulca böyle bir süre tespiti yapılmaması halinde bir yıldır. Seçilen temsilcilerin her birinin birlik genel kurulunda kooperatifi temsilen bir oy kullanma hakkı vardır. Seçilen temsilciler kadar yedek üye de seçilir. Yetkili temsilcilerin uygun bir mazerete bağlı olarak birlik genel kuruluna katılamaması durumunda ve yönetim kurulunca verilecek oy kullanma izin belgesi karşılığında sırasıyla yedeklere de oy kullanma yetkisi verilir. DENETİM VE EĞİTİM: Madde 109- Kooperatif, bağlı bulunduğu üst birlikler tarafından eğitilebilir ve denetlenebilir. Kooperatif, üst birliklerince kendilerine yönelik ve eğitim hizmetlerine ait giderlere iştirak eder. YEDİNCİ BÖLÜM KOOPERATİFİN DAĞILMASI DAĞILMA SEBEPLERİ: Madde 110- Kooperatif; a) Anasözleşmede belirtilen süre genel kurul kararı ile uzatılmadığı takdirde, (bunun için genel kuruldan fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluğu gereklidir) b) Genel kurul kararı ile, c) İflasın açılması ile, d) Diğer bir kooperatifle birleşmesi veya devralınması suretiyle (bunun için genel kurulda fiilen kullanılan oyların 2/3 çoğunluğu gereklidir), e) Kanunlarda ön görülen diğer hallerde (ortak adedinin yasal kurucu ortak adedinden aşağı düşmesi ile kooperatif organlarının kurulamaması, kooperatifin çalışma konusu dışında veya amme kanunlarına karşı çalışma göstermesi, kooperatifin kanuni tanımı dışına çıkması ve kâr peşinde koşan bir ticari şirket hüviyetine girmesi, acze düşmesi gibi hallerde) Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın mahkemeden alacağı karar üzerine, f) Üç yıl üst üste olağan genel kurulunu yapmaması halinde, g) Amacına ulaşma imkânının bulunmadığının Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca tespiti halinde mahkemeden alacağı kararla dağılır. Madde 111- Mahkeme veya genel kurulca tasfiye memurları seçilmediği takdirde tasfiye işlerini yönetim kurulu yapar. Tasfiye kurulu üyelerine, atamayı yapan merci tarafından tespit edilecek miktarda ücret ödenir. TİCARET SİCİLİNE BİLDİRME: Madde 112- İflasın dışında kooperatifin dağılması, yönetim kurulu veya denetçilerce ticaret siciline tescil ve en çok birer hafta ile üç defa ilan ettirilir. İlana kooperatif alacaklarının belgeleri ile beraber bir yıl içinde başvurmaları gereği yazılır. Bu sürenin başlangıcı üçüncü ilan tarihidir. Tasfiyenin bir yılda tamamlanması esastır. Bakanlığın uygun görmesi halinde bu süre uzatılabilir. Süre ise üçüncü ilandan sonra başlar. TASFİYE MAMELEKİNİN PAYLAŞTIRILMASI: Madde 113- Tasfiye halinde giren kooperatifin bütün borçları ödendikten ve ortak pay bedelleri geri verildikten sonra kalan mallar genel kurul kararıyla ortağı bulunduğu üst birliğe veya ortaklar arasında bölüştürülür. Paylaştırma, dağılma anında kayıtlı ortaklar veya hukuki halefleri arasında eşit olarak yapılır TASFİYE HALİ: Madde 114- Kooperatifin diğer bir kooperatifle birleşmesi hali hariç olmak üzere dağılan kooperatif tasfiye haline girer. Tasfiye haline giren kooperatif ortaklarla olan ilişkilerinde dahi tasfiye sonuna kadar tüzel kişiliğini korur ve unvanını (tasfiye halinde) ibaresini eklemek suretiyle kullanmakta devam eder. AZİL: Madde 115- Genel kurul kararı ile atanmış olan tasfiye memurları yahut bu görevi yapan yönetim kurulu üyesi, genel kurul tarafından her zaman azledilebilir ve yerlerine yenileri atanabilir. Ortaklardan birinin isteği ile de mahkeme, haklı sebepler dolayısıyla tasfiye işlemini durdurabilir. Tasfiyeyi yürütmeye memur kimseleri azil ve yerlerine yenilerini atayabilir. AKTİFLERİ SATMA YETKİSİ: Madde 116- Genel kurul aksine karar vermedikçe tasfiye memurları kooperatifin aktiflerini pazarlık suretiyle de satabilirler. Aktiflerin toptan satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir. Bu karar genel kurulun 2/3 çoğunluğu ile alınır. TASFİYE İŞLERİ İLK ENVANTER VE BİLANÇO: Madde 117- Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz kooperatifin tasfiyesinin başlangıcındaki durumunu inceleyerek buna göre envanter defterleri ile bilançosunu düzenler ve genel kurulun onayına sunarlar. Tasfiye halinde genel kurul toplantılarında nisap aranmaz. Kararlar oy çokluğu ile verilir. Tasfiye memurları, kooperatif yönetim kurulu ve denetçileri davet ederek kooperatifi mali durumunu gösteren bir envanter ile bir bilançoyu birlikte düzenler. Bu düzenleme işinde sözü edilen organ üyelerinden çalışmaya katılmayanları beklemek zorunda değildir. Tasfiye memurları, lüzum görürlerse kooperatif mallarına değer biçmek için eksperlere başvurabilirler. Düzenlenen envanter ile bilanço tasfiye memurlarının huzurunda yönetim kurulu tarafından imzalanır. Envanter ve bilançonun imzalanmasından sonra tasfiye memurları dağılma halinde bulunan kooperatifin envanterde yazılı bütün malları ile evrak ve defterlerine el koyar. ALACAKLILARI DAVET VE KORUMA: Madde 118- Alacaklı oldukları kooperatif defterleri veya diğer belgelerden anlaşılan ve ikametgâhları bilinen şahıslara duyurma işlemi mahalli örf ve adetlerine göre, diğer alacaklılar ise Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan suretiyle kooperatifin dağılmasından haberdar edilerek alacaklarını beyana çağrılırlar. Alacaklı oldukları belli olanlar beyanda bulunmazlarsa alacaklılarının tutarı notere verilir. Kooperatifin henüz vadesi dolmayan borçları ve ihtilaflı bulunan borçlarının karşılığı olan para notere verilir. DEFTERLERİN SAKLANMASI: Madde 119- Tasfiyenin sonunda evrak ve defterler on yıl saklanmak üzere notere verilir. KOOPERATİFİN ÜNVANININ TİCARET SİCİLİNDEN ÇIKARILMASI Madde 120- Tasfiyenin sona ermesi üzerine kooperatife ait unvanın ticaret sicilinden çıkarılması tasfiye memurları tarafından sicil memurluğundan talep olunur. Bu talep üzerine sicilden çıkarılma durumu tescil ve ilan ettirilir. TASFİYE KURULUNUN SORUMLULUĞU: Madde 121- Tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlerinin bir an önce bitirilmesi için, çalışmakla yükümlüdür. Tasfiye kurulu üyeleri yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu taşır. Tasfiye kurulu üyelerinin anasözleşmenin 71. maddesinin c fıkrasındaki niteliklere haiz olması şarttır. BİRLEŞME SURETİYLE DAĞILMA: Madde 122- Kooperatif, bütün pasif ve aktifleri ile diğer bir kooperatif tarafından devralınmak suretiyle dağıldığı takdirde sicilden çıkarma işlemi 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 84. maddesi uyarınca yapılır. SEKİZİNCİ BÖLÜM MALİ HÜKÜMLER USUL: Madde 123- Kooperatif, muhasebe usulünü bilanço esasına göre kurar ve kanunen tutulması gerekli defterleri tutar ve çalışmalarını iş prensipleri esaslarına uygun olarak düzenler. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca örnek muhasebe ve bilanço kabul edildiği takdirde bunun uygulanması sağlanır. HESAP YILI: Madde 124- Maliye Bakanlığından özel hesap dönemi alınmadıkça hesap yılı Ocak ayının birinci günü başlar. Aralık ayının son gününde biter. DEFTER TUTMA MÜKELLEFİYETİ: Madde 125- Kooperatif, ekonomik ve mali durumunu borç ve alacak ilişkilerini ve her iş yılı içinde elde edilen neticeleri belirlemek amacıyla kooperatifin nitelik ve öneminin gerektirdiği bütün defterleri, (yevmiye defteri, defteri-kebir, envanter defteri, ortaklık defteri ve karar defteri gibi) tutmaya mecburdur. TASDİK ETTİRME VE BEYANNAME VERME MÜKELLEFİYETİ: Madde 126- 125’inci maddede belirtilen defterler yönetim kurulunca kullanılmaya başlanılmadan önce kooperatifin bulunduğu yerin noterine tasdik ettirilir. TİCARET KANUNU HÜKÜMLERİNE ATIF: Madde 127- Bu anasözleşmede aksine açıklama olmayan hususlarda 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ile bu kanunun 98. maddesine atfen Türk Ticaret Kanunun genel hükümleri ile Anonim Şirket Hükümleri uygulanır. UYUŞMAZLIK: Madde 128- Ortaklarla kooperatif arasında ve ortakların kendi aralarında doğacak olan uyuşmazlıklar, öncelikle kooperatif genel kuruluna aksettirilir. Genel kurulca halline imkân bulunmayan uyuşmazlıklar Kooperatifler Kanunun 95. maddesine göre halledilir. Hakem yolu ile de giderilemeyen uyuşmazlıklar için kazai mercilere başvurulur. Üçüncü şahıslarla kooperatif arasında çıkacak uyuşmazlıklar ise kazai mercilerce çözümlenir. DOKUZUNCU BÖLÜM YÜRÜRLÜLÜK HÜKÜMÜ Madde 129- Sınırlı Sorumlu Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Örnek Anasözleşmesi Gıda. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 29/05/2012 tarih 53 sayılı onayı ile yürürlüğe konulmuştur. KOOPERATİF KURUCU ORTAKLARI: Kooperatif kurucu üyelerinin soyadı, adı, adresi ve imzaları aşağıdadır. Peşin ödedikleri payların tutarı……………………………………………………………TL’dır. ORTAK NO SOYADI, ADI İMZA SERMAYE İKAMET ADRESİ TAAHHÜT EDİLEN ÖDENEN 1 2 3 4 5 6 7 GEÇİCİ YÖNETİM KURULU Kooperatif kuruluş işleminin tescil ve ilanı ile kuruluş genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere kurucu ortaklar arasında seçilen yönetim kuruludur. 1- Geçici Başkan: 2- Geçici Başkan Yardımcısı: 3- Geçici Muhasip Üye: GEÇİCİ DENETİM KURULU 1- 2- 3

Site yönetimlerinde gider pusulası

Ayrıca, 225 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; gider pusulalarında, işin mahiyeti, cinsi adedi, fiyatı, tutarı, toplamı, tevkif edilen vergi oranı ve net tutarı, işi yaptıran ile yapanın veya emtiayı satın alan ile satanın adlarıyla soyadları (tüzel kişilerde unvanları) adresleri, varsa vergi dairesi ve hesap numarası, seri ve müteselsil sıra numarası ve düzenleme tarihine ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Buna göre, site yöneticiliğinizin kurumlar vergisi veya katma değer vergisi yönünden mükellefiyet kaydı bulunmaması nedeniyle, Vergi Usul Kanunu Uyarınca Vergi Mükellefleri Tarafından Kullanılan Belgelerin Basım ve Dağıtımı Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre anlaşmalı matbaalarda belge bastırma zorunluluğu da bulunmamaktadır.

Bu itibarla, gider pusulasının üzerine “Vergi Usul Kanunu Yönetmelik Hükümlerine Tabi Değildir.” ibaresini bastırmak suretiyle anlaşmalı matbaalarda veya anlaşması olmayan herhangi bir matbaada belge bastırmanız mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Home ofis olarak kullanılan konuta ait elektrik, su, doğalgaz gibi giderlerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef   Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

39044742-130[Özelge]-236571

05.12.2016

Konu

:

Home ofis olarak kullanılan konuta ait elektrik, su,   doğalgaz gibi giderlerin indirim konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, serbest meslek faaliyetinizden dolayı home ofis olarak kullandığınız konuta ait elektrik, su, doğalgaz gibi harcamaların ne kadarının gider yazılabileceği, katma değer vergisi (KDV) tutarlarının indirim konusu yapılıp yapılamayacağı ve bazı faturaların ev sahibi adına düzenlenmiş olması halinde gider/indirim olarak kabul edilip edilemeyeceği hususlarında Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

 

GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde serbest meslek kazancının tarifi yapılmış 67 nci maddede de serbest meslek kazancının tespitinin nasıl yapılacağı belirtilmiştir.

 

Söz konusu Kanunun “Mesleki Giderler” başlıklı 68 inci maddesinde ise serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilecek giderler bentler halinde sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının 1 numaralı bendinde; “Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler (İkametgâhlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgâh için ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin yarısını indirebilirler. İş yeri kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgâhı kendi mülkü olup bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider yazabilirler.)” hükmüne yer verilmiştir.

 

Aynı Kanunun 68 inci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan genel giderlerin, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.

 

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin B bendinde “Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır.” hükmüne yer verilmiş, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği belirtilmiştir.

 

Buna göre, serbest meslek faaliyetindenizden dolayı home ofis olarak kullanılan konuta ait ve adınıza düzenlenen doğalgaz, elektrik ve su faturaları gibi genel gider mahiyetindeki ödemelerin, faaliyette bulunduğunuz işyerine ait olması ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması halinde serbest meslek kazancının tespitinde yarısının gider olarak indirilmesi mümkün bulunmaktadır.

 

Ayrıca ev sahibi adına düzenlenen faturaların ise faaliyette bulunduğunuz işyerine ait ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması ile birlikte tarafınızca ödendiğinin tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde serbest meslek kazancının tespitinde yarısının gider olarak indirilmesi mümkündür.

 

KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

 

3065 sayılı KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

 

29/1 inci maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan KDV den faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen KDV yi indirebilecekleri,

 

30/d maddesinde Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarına göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilmeyen giderler dolayısıyla ödenen KDV nin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği,

 

hüküm altına alınmıştır.

 

Buna göre, serbest meslek faaliyetindenizden dolayı home ofis olarak kullanılan konuta ait ve adınıza düzenlenen doğalgaz, elektrik ve su faturaları gibi genel gider mahiyetindeki ödemelerin, faaliyette bulunduğunuz işyerine ait olması ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması halinde Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ait KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Ayrıca ev sahibi adına düzenlenen faturaların ise faaliyette bulunduğunuz işyerine ait ve işle ilgili olarak kullanılıyor olması ile birlikte tarafınızca ödendiğinin tevsiki (kesin delillerle ispatı) halinde Gelir Vergisi Kanununa göre kazancın tespitinde indirimi kabul edilen kısmına ait KDV nin indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası

T.C.

GELİR İDARESİ   BAŞKANLIĞI

TRABZON VERGİ   DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef   Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

26468226-120[-ÖZG-2016]-105

29.12.2016

Konu

:

Genç Girişimcilerde Kazanç İstisnası

   İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 19/03/1991 doğumlu olduğunuz, serbest meslek (Gıda Mühendisi) faaliyetiniz nedeniyle 20/01/2016 tarihi itibariyle mükellefiyet tesis ettirdiğiniz belirtilerek, Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 20 nci maddesinde yer alan 75.000 Türk Liralık kazanç istisnasından yararlanıp yararlanamayacağınız hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun Mükerrer 20 nci maddesinde; ”Ticari, zirai veya mesleki faaliyeti nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunan ve mükellefiyet başlangıç tarihi itibarıyla yirmi dokuz yaşını doldurmamış tam mükellef gerçek kişilerin, faaliyete başladıkları takvim yılından itibaren üç vergilendirme dönemi boyunca elde ettikleri bu kazançlarının 75.000 Türk lirasına kadar olan kısmı, aşağıdaki şartlarla gelir vergisinden müstesnadır.

 

   1. İşe başlamanın kanuni süresi içinde bildirilmiş olması,

 

   2. Kendi işinde bilfiil çalışılması veya işin kendisi tarafından sevk ve idare edilmesi (Çırak, kalfa veya yardımcı işçi çalıştırmak ya da seyahat, hastalık, askerlik, tutukluluk ve hükümlülük gibi zaruri ayrılmalar dolayısıyla geçici olarak işinde bilfiil çalışmamak bu şartı bozmaz.),

 

   3. Faaliyetin adi ortaklık veya şahıs şirketi bünyesinde yapılması hâlinde tüm ortakların işe başlama tarihi itibarıyla bu maddedeki şartları taşıması,

 

   4. Ölüm nedeniyle faaliyetin eş ve çocuklar tarafından devralınması hâli hariç olmak üzere, faaliyeti durdurulan veya faaliyetine devam eden bir işletmenin ya da mesleki faaliyetin eş veya üçüncü dereceye kadar (bu derece dâhil) kan veya kayın hısımlarından devralınmamış olması,

 

   5. Mevcut bir işletmeye veya mesleki faaliyete sonradan ortak olunmaması.

 

   İstisna kapsamındaki faaliyetlerden kazanç elde edilmemesi veya istisna haddinin altında kazanç elde edilmesi hâllerinde dahi yıllık beyanname verilir.

 

   Bu istisnanın, bu Kanunun 94 üncü maddesi uyarınca tevkif suretiyle ödenecek vergiye şümulü yoktur.

 

   Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” denilmektedir.

 

Diğer taraftan, konu ile ilgili açıklamaların yapıldığı 292 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin “İstista Uygulaması” başlıklı 4 üncü maddesinde; “(1) İstisnadan, 6663 sayılı Kanunun Resmî Gazete’de yayımlandığı 10/2/2016 tarihinden itibaren ticari, zirai veya mesleki faaliyet nedeniyle adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunanlardan Kanunda öngörülen şartları taşıyanlar yararlanır. Dolayısıyla bu tarihten önce işe başlayan mükelleflerin söz konusu istisnadan yararlanmalarına imkân bulunmamaktadır.

 

   (2) İstisna şartlarını sağlayan mükelleflerce daha sonra herhangi bir nedenle faaliyetin terk edilmesi durumunda, terk tarihine kadar elde edilen kazançlar dolayısıyla istisnadan yararlanılır. Faaliyet terk edildikten sonra istisna kapsamındaki söz konusu faaliyetlere tekrar başlanılması halinde ise adlarına ilk defa gelir vergisi mükellefiyeti tesis olunması şartı ihlal edilmiş sayılacağından bu istisnadan yararlanılamaz.

 

   …” hükümlerine yer verilmiştir.

 

Buna göre,  serbest meslek faaliyetinize 29/1/2016 tarihli ve 6663 sayılı Kanunun Resmi Gazetede yayımlandığı 10/02/2016 tarihinden önce başlamanız nedeniyle 75.000 Türk liralık genç girişimcilerde kazanç istisnasından yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

KOOPERATİF ORTAKLIK DEVRİ KDV ORANI KAÇTIR ? MALİ MÜŞAVİR EVREN ÖZMEN

Kooperatife şirket olarak ortak-üye olunmasının vergisel boyutu-evren özmen

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı
:
21152195-35-02-531
27/11/2015
Konu
:
Şirket adına kayıtlı kooperatif üyeliği satışının VUK,KVK ve KDV yönünden değerlendirilmesi.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, konut yapı kooperatifi ile yapılan iş sözleşmesi gereği, yapılan iş karşılığında daire verileceğinden bahisle, söz konusu inşaatların henüz bitmemesi nedeniyle tapularının çıkmadığı, bu nedenle şirketinize daire yerine kooperatif üyeliğinin verildiğini belirterek, söz konusu üyeliğin devri (satışı) halinde fatura kesilip kesilmeyeceği ile uygulanacak KDV oranının bildirilmesi konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce; işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile Gelir Vergisi Kanununun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, şirketinizin … Kooperatifine sunmuş olduğu inşaat hizmeti karşılığında elde etmiş olduğu kooperatif hissesinin emsal bedeli ile kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir. Söz konusu kooperatif hissesinin şirketiniz tarafından satılması durumunda ise şirketiniz aktifindeki kayıtlı değeri ile satış değeri arasında oluşacak farkın kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekeceği tabiidir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN :
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olduğu, 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği belirtilmiştir.
Bahse konu olayda, şirketinizin yaptığı işler karşılığında anılan kooperatif tarafından verilen üyelik kaydının şirketiniz tarafından devredilmesi halinde, fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesine göre, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye tabidir.
Diğer taraftan KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Kararnamenin 1/1 maddesi ile KDV oranları Kararname eki I sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, II sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
Buna göre, … Konut Yapı Koop. ile şirketiniz arasında yapılan sözleşme gereği yapılan iş karşılığında (… TL üyelik değerinde olan … No.lu daire) alınan kooperatif üyeliğinin satılması durumunda genel oranda katma değer vergisi uygulanacaktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 11)

31 Aralık 2016 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29935 (3. Mükerrer)
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1)’NDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SERİ NO: 11)

MADDE 1 – 3/4/2007 tarihli ve 26482 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 1)’nin “4.16. Organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerine ait iktisadi işletmeler” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

4.17. Bölgesel yönetim merkezleri

15/7/2016 tarihli ve 6728 sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına eklenen (ö) bendi ile bölgesel yönetim merkezleri belirli şartlarla kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.

4.17.1. Muafiyet şartları

Bölgesel yönetim merkezleri;

– Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulmaları,

– Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve

– Söz konusu giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması

kaydıyla kurumlar vergisinden muaf olacaklardır.

Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun, bölgesel yönetim merkezinin yönetimi altında bulunması muafiyet hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.

4.17.1.1. Ekonomi Bakanlığından alınan izne istinaden kurulma

5/6/2003 tarihli ve 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu kapsamına giren konularda uygulanacak usul ve esasları belirlemek amacıyla 20/8/2003 tarihli ve 25205 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğine göre bölgesel yönetim merkezleri, yabancı şirketin, diğer ülkelerdeki birimlerine yönelik olarak;

– Yatırım ve yönetim stratejilerinin oluşturulması,

– Planlama,

– Tanıtım,

– Satış,

– Satış sonrası hizmetler,

– Marka yönetimi,

– Finansal yönetim,

– Teknik destek,

– Ar-Ge,

– Dış tedarik,

– Yeni geliştirilen ürünlerin test edilmesi,

– Laboratuvar hizmetleri,

– Araştırma ve analiz,

– Çalışanların eğitimi

gibi faaliyetlere ilişkin koordinasyon ve yönetim hizmetlerinin sağlanması alanlarında hizmet vermek amacıyla kurulabilmektedir.

Söz konusu Yönetmelik kapsamında yukarıda sayılan alanlarda grup şirketlerine hizmet vermek amacıyla ve Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izne istinaden kurulan bölgesel yönetim merkezleri, Türkiye’de ticari faaliyette bulunmamak kaydıyla, muafiyetten faydalanabileceklerdir. Bölgesel yönetim merkezlerinin Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin konusu dışında faaliyette bulunmaları durumunda ise muafiyet şartlarını kaybedecekleri tabiidir.

4.17.1.2. Tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması

Bölgesel yönetim merkezlerinin muafiyetten yararlanabilmeleri için, tüm giderlerinin kanuni ve iş merkezi Türkiye’de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması şarttır.

Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde yer alan düzenlemelere göre kurulan ve hizmet vermekte olan bölgesel yönetim merkezleri, Türkiye’de ticari ve diğer gelir getirici veya Ekonomi Bakanlığı tarafından verilen izin konusu dışında bir faaliyette bulunamamakta ve gelir elde edememekte olup bütün masraflarını yurt dışından getirecekleri dövizlerle karşılamak zorundadırlar.

Bu kapsamda, bölgesel yönetim merkezlerinin Türkiye’de ticari veya diğer gelir getirici faaliyetlerde bulunmaları, gelir elde etmeleri ve dolayısıyla giderlerini tamamen veya kısmen bu gelirlerinden karşılamaları halinde muafiyet şartları ihlal edilmiş olacaktır.

4.17.1.3. Giderlerin Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması

Bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi veya kârından ayrılmaması gerekmektedir.

Dolayısıyla, bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin tamamının veya bir kısmının, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmesi veya kârından ayrılması halinde muafiyet şartlarının kaybedileceği tabiidir. Muafiyetten yararlanan bölgesel yönetim merkezlerinin giderlerinin, Türkiye’de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

4.17.2. Muafiyetten yararlanacaklar

Bu muafiyetten, Ekonomi Bakanlığına başvurarak gerekli izni almak suretiyle hizmet veren ve diğer şartları da sağlayan bölgesel yönetim merkezlerinin yararlanması mümkündür. Ekonomi Bakanlığından gerekli izni alarak Türkiye’de hizmet vermeye başlayan bölgesel yönetim merkezleri, bu izin belgesinin bir örneğini ilgili vergi dairesine ibraz edecek ve yukarıda bahsedilen şartları taşımaları kaydıyla kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabileceklerdir.”

MADDE 2 – Aynı Tebliğin “5.6.2. Kurumlar Vergisi Kanununun yayım tarihinden sonra gerçekleşen satış işlemlerinde istisna uygulaması” başlıklı bölümünün ikinci paragrafı ile “5.6.2.3.1. İki tam yıl süre ile aktifte bulundurulma” başlıklı bölümünün üçüncü paragrafı Tebliğ metninden çıkarılmıştır.

MADDE 3 – Aynı Tebliğin “5.6.2.3.1.4. Aynı kuruma ait iştirak hisselerinin iktisabında 2 yıllık sürenin tespiti” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

5.6.2.3.1.5. Sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmazların üçüncü kişilere satışında 2 yıllık sürenin tespiti

21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına devredilen taşınmazların kiracı tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların sat-kirala-geri al işlemi dolayısıyla finansal kiralama şirketi, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankalarının aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.

Aynı şekilde, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine devredilen taşınmazların kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişilere satışında, aktifte bulundurma süresinin hesabında, bu taşınmazların kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketinin aktifinde bulunduğu süreler de dikkate alınır.

Örnek: (A) A.Ş.’nin 6/6/2016 tarihinde iktisap ederek aktifine aldığı taşınmazı, şirketin finansman ihtiyacı dolayısıyla 23/9/2016 tarihinde (B) Kalkınma Bankası A.Ş.’ye geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla devredilmiştir. (B) Kalkınma Bankası A.Ş. bu taşınmazı 7 yıllığına (A) A.Ş.’ye geri kiralamıştır. (B) Kalkınma Bankası A.Ş. sözleşme süresi sonunda bu taşınmazı 25/9/2023 tarihinde (A) A.Ş.’ye geri satmıştır.

(A) A.Ş. bu taşınmazını 8/12/2023 tarihinde (C) Ltd. Şti.’ne satmıştır.

(A) A.Ş.’nin 6/6/2016 tarihinde iktisap etmiş olduğu taşınmazın (C) Ltd. Şti.’ne satışında istisna uygulanırken, 2 tam yıl aktifte yer alma şartının sağlanıp sağlanamadığının tespitinde bu taşınmazın (B) Kalkınma Bankası A.Ş.’nin aktifinde bulunduğu süre de dikkate alınacaktır. Buna göre, (A) A.Ş.’nin finansman temini amacıyla sat-kirala-geri al işlemine konu ettiği taşınmazını 8/12/2023 tarihinde (C) Ltd. Şti.’ne satışında istisna uygulaması açısından iki tam yıllık aktifte yer alma şartının sağlanıp sağlanamadığının tespitinde 6/6/2016 ile 8/12/2023 tarihleri arasındaki süre dikkate alınacaktır.”

MADDE 4 – Aynı Tebliğin “5.10. Eğitim tesisleri ile rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna” bölümünün başlığı, “5.10. Eğitim tesisleri, özel kreş ve gündüz bakımevleri ile rehabilitasyon merkezlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlara ilişkin istisna” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 5 – Aynı Tebliğin “5.10.1. İstisnanın kapsamı” başlıklı bölümünde yer alan,

a) “- 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu kapsamında yer alan okul öncesi eğitim, ilköğretim, özel eğitim ve orta öğretim özel okullarının işletilmesinden elde edilen kazançlar ile” ibaresinden sonra gelmek üzere

“- 633 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamında yer alan özel kreş ve gündüz bakımevlerinin işletilmesinden elde edilen kazançlar ve” ibaresi eklenmiş;

b) “Özel Eğitim Okulları, engelliler için açılan okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarını,” ibaresinden sonra gelmek üzere,

Kreş, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili mevzuat çerçevesinde kurulan ve 0-24 aylık çocuklara hizmet veren kuruluşları,

Gündüz Bakımevi, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili mevzuat çerçevesinde kurulan ve 25-66 aylık çocuklara hizmet veren kuruluşları,”

ibareleri eklenmiş;

c) Aynı bölümün üçüncü paragrafı,

“İstisna, okulların eğitim-öğretim, merkezlerin rehabilitasyon faaliyetlerinden, kreş ve gündüz bakımevlerinin ise bu hizmetlerinden elde edilen kazançlarına uygulanacaktır. Dolayısıyla, eğitim tesisleri, kreş ve gündüz bakımevleri ile rehabilitasyon merkezlerinde yer alan büfe, kantin, kafeterya, kitap satış yeri gibi tesislerin gerek bizzat işletilmesinden gerekse kiraya verilmesinden elde edilen kazançlara istisna uygulanması söz konusu değildir. Yemek ve konaklama hizmetlerinin okul, kreş ve gündüz bakımevi bünyesinde verildiği ve bu hizmetlere ilişkin bedelin okul, kreş ve gündüz bakımevi ücretine dahil olduğu durumlarda, elde edilen kazanç herhangi bir ayrıma tabi tutulmaksızın istisna uygulamasına konu olacak olup yemek hizmetinin dışarıdan satın alınması istisna uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir.”

şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 6 – Aynı Tebliğin “5.10.2.1. Eğitim-öğretim kazançlarına ilişkin istisna” başlıklı bölümünün son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Mükellefler, Milli Eğitim Bakanlığınca kendilerine verilen kurum açma izin belgesiyle, faaliyete geçtikleri hesap döneminden itibaren söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir. Mükelleflerin, söz konusu istisnadan yararlanmak için ayrıca Maliye Bakanlığına başvurmalarına gerek bulunmamaktadır.”

MADDE 7 – Aynı Tebliğin “5.10.2.2. Rehabilitasyon merkezlerine ilişkin istisna” başlıklı bölümün son paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile kamu yararına çalışan dernekler ilgili Bakanlıkça kendilerine verilen kurum açma izin belgesiyle, faaliyete geçtikleri hesap döneminden itibaren söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir. Mükelleflerin, söz konusu istisnadan yararlanmak için ayrıca Maliye Bakanlığına başvurmalarına gerek bulunmamaktadır.”

MADDE 8 – Aynı Tebliğin “5.10.2.2. Rehabilitasyon merkezlerine ilişkin istisna” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

5.10.2.3. Kreş ve gündüz bakımevlerine ilişkin istisna

Kreş ve gündüz bakımevlerinin söz konusu istisnadan yararlanabilmesi için bu kurumların 1/1/2017 tarihinden itibaren faaliyete geçmiş olmaları gerekmektedir. Bu tarihten önce faaliyete geçen kreş ve gündüz bakımevlerinin işletilmesinden doğan kazançlar için anılan istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Mükellefler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca kendilerine verilen kurum açma izin belgesiyle, faaliyete geçtikleri hesap döneminden itibaren söz konusu istisnadan yararlanabileceklerdir. Mükelleflerin, söz konusu istisnadan yararlanmak için ayrıca Maliye Bakanlığına başvurmalarına gerek bulunmamaktadır.”

MADDE 9 – Aynı Tebliğin “5.10.3. İstisnanın süresi” başlıklı bölümünün ikinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir.

“Kreş ve gündüz bakımevlerine ilişkin düzenleme ise 1/1/2017 tarihinden itibaren faaliyete geçen özel kreş ve gündüz bakımevleri açısından geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiş olduğundan, 1/1/2017 tarihinden itibaren faaliyete geçen kreş ve gündüz bakımevlerinin kazançları, faaliyete geçilen dönemden itibaren beş hesap dönemi boyunca kurumlar vergisinden istisna olacaktır.”

MADDE 10 – Aynı Tebliğin;

a) “5.10.4. İstisna süresi içinde yeni okul veya merkez yapılması” bölümünün başlığı, “5.10.4. İstisna süresi içinde yeni okul, kreş ve gündüz bakımevi veya merkez yapılması” şeklinde değiştirilmiş, bu bölümün ilk paragrafına birinci cümlesinden sonra gelmek üzere, “Aynı şekilde, kreş ve gündüz bakımevlerine ilişkin olarak kazanç istisnasından yararlanan mükelleflerin, işletilen kreş ve gündüz bakımevlerine ilave olarak yeni kreş ve gündüz bakımevi açmaları durumunda, yeni açılan kreş ve gündüz bakımevi, istisna uygulaması açısından ayrı bir birim olarak değerlendirilecektir.” cümlesi eklenmiş ve anılan paragrafın son cümlesi, “Diğer bir ifadeyle, istisna uygulaması okul, kreş ve gündüz bakımevi veya merkez bazında yapılacaktır.” şeklinde değiştirilmiştir.

b) Anılan bölümün son paragrafına, “Aynı şekilde, 633 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve ilgili mevzuat çerçevesinde yeni bir kreş ve gündüz bakımevi olarak tanımlanmayan, mevcut kreş ve gündüz bakımevinin kapasitesinin genişletilmesi veya başka bir binaya taşınılması hallerinde istisna uygulaması söz konusu olmayacaktır.” cümlesi eklenmiştir.

MADDE 11 – Aynı Tebliğin “5.14.3.4. Değerleme raporu düzenlenmesi” başlıklı alt bölümü başlığıyla birlikte Tebliğ metninden çıkarılmış ve sonraki alt bölüm buna göre teselsül ettirilmiştir.

MADDE 12 – Aynı Tebliğin “5.14.4. İstisna uygulaması” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

5.14.4. İstisna uygulaması

Mükellefler, patentli veya faydalı model belgeli buluşlarından 1/1/2015 tarihinden itibaren elde ettikleri kazanç ve iratları için ilgili patent veya faydalı model belgesine sağlanan koruma süresi aşılmamak kaydıyla istisnadan yararlanabileceklerdir.

Ancak, buluşun, istisnadan yararlanılacak ilk yıl oluşturacağı katma değer dikkate alınarak devri veya satışı halindeki değerinin tespitine yönelik Maliye Bakanlığı tarafından değerleme raporu düzenlenmesi şartına ilişkin Kanunun 5/B maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi hükmü, 6728 sayılı Kanunun 57 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

Dolayısıyla, 6728 sayılı Kanunun yürürlük tarihi olan 9/8/2016 tarihinden itibaren, Maliye Bakanlığı tarafından değerleme raporu düzenlenmeksizin, şartları taşıyan mükellefler istisnadan yararlanabileceklerdir.

5.14.4.1. 9/8/2016 tarihinden önce değerleme raporu düzenlenmesi amacıyla başvuranların durumu

İstisna uygulamasında Maliye Bakanlığı tarafından değerleme raporu düzenlenmesi şartına ilişkin Kanunun 5/B maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi hükmü, 6728 sayılı Kanunun 57 nci maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca 6728 sayılı Kanunun geçici 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında;

“(3) 5520 sayılı Kanunun 5/B maddesinde bu Kanunla yapılan değişikliklerin yürürlük tarihinden önce, anılan madde kapsamında değerleme raporu düzenlenmesi amacıyla Maliye Bakanlığına başvuran mükelleflerin bu başvurularına ilişkin patent veya faydalı model belgelerine konu buluşlarından 1/1/2015 tarihinden itibaren elde ettikleri kazançları hakkında, 5520 sayılı Kanunun 5/B maddesinin bu Kanunla yapılan değişiklik sonrası hükümleri uygulanır.”

hükmü yer almaktadır.

Buna göre, anılan her iki maddenin de yürürlüğe girdiği 9/8/2016 tarihinden önce, Kanunun 5/B maddesi kapsamında istisnadan yararlanmak üzere değerleme raporu düzenlenmesi amacıyla Gelir İdaresi Başkanlığına başvuruda bulunmuş olan mükellefler, başvurularına konu bu buluşlarından 1/1/2015 tarihinden itibaren elde ettikleri kazançları için değerleme raporu düzenlenmeksizin istisnadan faydalanabileceklerdir.

5.14.4.2. İstisna kazancın tespiti

Patentli veya faydalı model belgeli buluşlardan elde edilen kazançların %50’si kurumlar vergisinden müstesnadır.

Örnek 1: (B) A.Ş.’nin 6/5/2013 tarihinde TPE’ye yapmış olduğu başvuruya istinaden, bu başvurusuna konu buluşuna ilişkin patent 6/7/2015 tarihinde tescil edilmiştir. (B) A.Ş. söz konusu patentten doğan tüm haklarını 20/9/2016tarihinde 5.000.000.- TL’ye (C) A.Ş.’ye satmış ve bu satıştan 4.000.000.- TL kâr elde etmiştir.

(C) A.Ş. bu patentin kullanım haklarını, 2/1/2017 tarihinde iki yıl süre ile (E) Ltd. Şti.’ye inhisari lisans sözleşmesiyle vererek 2017 hesap döneminde 1.000.000.- TL, 2018 hesap döneminde ise 500.000.- TL kazanç elde etmiştir.

(E) A.Ş. de söz konusu patente konu buluşu seri üretime tabi tutarak 2017 hesap döneminde 2.000.000.- TL, 2018 hesap döneminde ise 1.000.000.- TL kazanç elde etmiştir.

Buna göre;

– (B) A.Ş.’nin satış kazancının yarısı (4.000.000.- TL x %50) 2.000.000.- TL olup bu tutarın tamamı istisnaya konu edilebilecektir.

– (C) A.Ş. 2017 hesap dönemi için (1.000.000.- TL x %50) 500.000.- TL,

2018 hesap dönemi için (500.000.- TL x %50) 250.000.- TL tutarında istisnadan faydalanabilecektir.

– (E) A.Ş. 2017 hesap dönemi için (2.000.000.- TL x %50) 1.000.000.- TL,

2018 hesap dönemi için (1.000.000.- TL x %50) 500.000.- TL tutarında istisnadan faydalanabilecektir.

Örnek 2: (F) A.Ş. incelemesiz sistemle patent aldığı ve 7 yıllık koruma süresi 1/4/2018 tarihinde sona erecek buluşu için incelemeli sistemle patent verilmesi talebiyle 6/5/2015 tarihinde TPE’ye başvurmuştur. Başvurusu uygun görülen (F) A.Ş.’nin bu buluşu için 2/2/2017 tarihinde, 1/4/2031 tarihinde koruma süresi sona ermek üzere incelemeli sistemle patent verilmiştir.

– (F) A.Ş. sahibi olduğu patenti 14/8/2015 tarihinde 1 yıllığına (G) A.Ş.’ye 1.000.000.- TL bedelle kiralamıştır.

– (F) A.Ş. 2018 yılında patente konu bu buluşunu seri üretime tabi tutarak 2.000.000.- TL kazanç elde etmiştir.

– (F) A.Ş. söz konusu patenti 5/5/2019 tarihinde (H) A.Ş.’ye satmış ve bu satıştan 1.800.000.- TL kazanç elde etmiştir.

– (H) A.Ş. ise aynı patenti iki ay sonra (5/7/2019) (K) A.Ş.’ye satmış ve bu satıştan 400.000.- TL kazanç elde etmiştir.

– (K) A.Ş. söz konusu buluşu seri üretime tabi tutarak 2020 yılında 3.000.000.- TL kazanç elde etmiştir.

Buna göre;

– (F) A.Ş.’nin sahip olduğu incelemesiz patenti (G) A.Ş.’ye kiralaması nedeniyle elde ettiği 1.000.000.- TL tutarındaki kazancı istisnaya konu edilemeyecektir.

– (F) A.Ş.’nin incelemeli sistemle patent aldığı buluşunu seri üretime tabi tutarak elde ettiği 2.000.000.- TL’lik kazancın %50’si (1.000.000.- TL) kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir. Bu patentin satışından elde edilen 1.800.000.- TL’lik kazancın %50’si olan 900.000.- TL için de bu istisnadan faydalanılabilecektir.

– (H) A.Ş. ise satın aldığı patentin (K) A.Ş.’ye satışından elde ettiği 400.000.- TL tutarındaki kazancının %50’sini (200.000.- TL) istisnaya konu edebilecektir.

– (K) A.Ş. buluşu seri üretime tabi tutarak elde ettiği 3.000.000.- TL tutarındaki kazancının %50’si olan 1.500.000.- TL’lik tutarı istisnaya konu edebilecektir.

5.14.4.2.1. Buluşun üretim sürecinde kullanılması halinde kazancın tespiti

Maddenin üçüncü fıkrası gereğince, buluşun üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların, patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmı, ayrıştırılmak suretiyle transfer fiyatlandırması esaslarına göre tespit edilecektir.

Öte yandan, maddenin yedinci fıkrası hükmüyle, üçüncü fıkrada yer alan transfer fiyatlandırması suretiyle ayrıştırma yöntemi yerine satış, hasılat, gider, harcama, maliyet veya benzeri unsurları dikkate alarak kazancın ayrıştırılmasında basitleştirilmiş yöntemler tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmıştır. Bu kapsamda, patentli veya faydalı model belgeli buluşunu üretim sürecinde kullanan mükelleflerin tercih etmeleri halinde, ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançlarının patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmını, maliyet unsurlarını dikkate alarak ayrıştırmaları mümkündür.

Buluşun üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin satışından elde edilen kazançların, patentli veya faydalı model belgeli buluşa atfedilen kısmının maliyet unsurları dikkate alınarak ayrıştırılmasında, buluşla ilgili maliyetlerin buluşun üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin toplam maliyeti içerisindeki payı dikkate alınacaktır.

Buluşla ilgili maliyetlerin buluşun üretim sürecinde kullanılması sonucu üretilen ürünlerin toplam maliyeti içerisindeki payının tespitinde, buluşun üretim sürecinde kullanılmasıyla ilgili olarak katlanılan tüm giderler dikkate alınacaktır. Bu kapsamda, buluşla ilgili olarak aktifleştirilen Ar-Ge harcamaları için ayrılan amortismanlar ile üretim sürecinde kullanılması nedeniyle buluşa ilişkin olarak katlanılan;

– İlk madde ve malzeme giderleri,

– İşçilik giderleri,

– Genel üretim giderlerinden düşen pay,

– Genel yönetim giderlerinden düşen pay

gibi giderler dikkate alınmak suretiyle buluşla ilgili katlanılan maliyetler hesaplanacak ve buluşla ilgili maliyetlerin üretilen ürünlerin toplam maliyeti içerisindeki payı tespit edilecektir.

Örnek: (T) A.Ş.’nin patentle korunan buluşunu üretim sürecinde kullanarak 2017 yılında ürettiği çamaşır makinelerinin toplam üretim maliyeti 20.000.000.- TL’dir. Söz konusu çamaşır makinelerinin toplam maliyetinin 2.000.000.- TL’lik kısmını patentle korunan buluşun üretim sürecinde kullanılması nedeniyle katlanılan maliyetler oluşturmaktadır.

(T) A.Ş. ürettiği bu çamaşır makinelerinin satışından 2017 yılında 3.000.000.- TL kazanç elde etmiştir.

Buna göre, (T) A.Ş.’nin 2017 yılında bu çamaşır makinelerinin satışından elde ettiği kazancının, üretimde kullanılan ve patentle korunan buluşuna atfedilebilecek kısmı [3.000.000.- TL x (2.000.000.- TL / 20.000.000.- TL)=] 300.000.- TL olup bu kazancının %50’lik kısmı olan (300.000.- TL x %50) 150.000.- TL istisna uygulamasında dikkate alınabilecektir.

5.14.4.3. Kesinti uygulaması

İstisna uygulaması, patent veya faydalı model belgesi alınan buluş dolayısıyla elde edilen kazanç ve iratlar üzerinden vergi kesintisi yapılmasına engel teşkil etmeyecektir.

Ancak, Kanunun 5/B maddesi kapsamında istisnadan yararlanılabilecek serbest meslek kazançları ile gayrimenkul sermaye iratları üzerinden yapılacak vergi kesintisi %50 indirimli olarak uygulanacaktır. Kazanç ve iratları kesinti yoluyla vergilenen ve beyanname vermesi gerekmeyen mükellefler için indirimli vergi kesintisi en fazla 5 yıl süre ile uygulanacaktır.

Örnek 1: (BB) A.Ş. Türkiye’de gerçekleştirdiği araştırma, geliştirme ve yenilik faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan buluşunu TPE’ye tescil ettirerek incelemeli sistemle patent almış ve bu patenti 2016 yılında Türkiye’de işyeri ve daimi temsilcisi bulunmayan dar mükellef (HS) firmasına satmıştır. (HS) firması ise patente konu bu buluşun kullanım haklarını, 16/8/2016 tarihinde buluşu Türkiye’deki üretim faaliyetlerinde kullanacak olan (ÇB) Ltd. Şti.’ye üç yıllığına inhisari lisansla vermiştir.

Bu kiralama nedeniyle dar mükellef (HS) firmasına yapılacak kira ödemeleri üzerinden Kanunun 30 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca %20 oranında yapılacak kesinti, %50 indirimli olarak %10 oranında uygulanacaktır. Söz konusu indirimli oran en fazla 5 yıl süreyle uygulanabilecektir.

Örnek 2: Serbest meslek erbabı (MF), Türkiye’de gerçekleştirdiği faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşunun patentini 1/6/2015 tarihinde tescil ettirmiş ve patent üzerindeki hakkını 25/10/2016 tarihinde (MT) A.Ş.’ye 100.000.- TL’ye satmıştır. (MT) A.Ş. Gelir Vergisi Kanununun 18 inci maddesi kapsamında istisnadan faydalanan serbest meslek erbabı (MF)’ye yapacağı ödemelerin tamamı (100.000.- TL) üzerinden, Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi uyarınca belirlenen kesinti oranının %50’si nispetinde gelir vergisi kesintisi yapacaktır.

Örnek 3: Tam mükellef Bay (T), Türkiye’de gerçekleştirdiği araştırma ve geliştirme faaliyetleri neticesinde ortaya çıkan buluşunun patentini tescil ettirerek beyana tabi bir kazancı olmayan (U) gerçek kişisine satmış; (U) gerçek kişisi de bu patenti 23/11/2016 tarihinde (Z) A.Ş.’ye yıllık 10.000.- TL bedel üzerinden 8 yıllığına kiralamıştır. (Z) A.Ş. (U) gerçek kişisine yapacağı kira ödemelerinde, şartların sağlanmış olması halinde, 5 yıl boyunca gelir vergisi kesintisi oranını %50 indirimli olarak uygulayacaktır. İndirimli vergi kesintisi en fazla 5 yıl süre ile uygulanacağından (Z) A.Ş. kira süresinin son 3 yılına ilişkin kira ödemelerinden normal oranda kesinti yapacaktır.”

MADDE 13 – Aynı Tebliğin “5.14.5.1. 1/1/2015 tarihinden önce tescil edilmiş patentli veya faydalı model belgeli buluşların durumu” başlıklı bölümünün son paragrafı Tebliğ metninden çıkarılmıştır.

MADDE 14 – Aynı Tebliğin “5.14.5.5. Yeminli mali müşavirlerin sorumluluğu” başlıklı bölümü Tebliğ metninden çıkarılmış ve sonraki bölüm numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

MADDE 15 – Aynı Tebliğin “5.14. Sınai mülkiyet haklarında istisna” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölümler eklenmiş ve sonraki bölüm numarası buna göre teselsül ettirilmiştir.

5.15. Sat-kirala-geri al işlemlerinden doğan kazançlarda istisna uygulaması

6728 sayılı Kanunun 56 ncı maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (j) bendiyle, her türlü taşınır ve taşınmaz malların 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına satışından doğan kazançlar ile bu kurumlarca söz konusu varlıkların devralındığı kuruma kira süresi sonunda devrinden doğan kazançlara yönelik istisna uygulaması düzenlenmiştir.

Bu istisna uygulamasında;

Kiracı; her türlü taşınır ve taşınmaz mallarını 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kiralayan kurumlara devreden kurumları,

Kiralayan kurumlar; finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarını,

Sat-kirala-geri al işlemi; her türlü taşınır ve taşınmaz malların 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla, kiracılar tarafından kiralayanlara satışı, kiralayanlar tarafından kiracılara kiralanması ve kiralayanlarca söz konusu varlıkların kiracılara kira süresi sonunda devrine ilişkin süreci

ifade etmektedir.

5.15.1. İstisnadan yararlanacak olanlar

Bu istisna uygulamasından;

– 6361 sayılı Kanun kapsamında geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla taşınır ve taşınmaz mallarını finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankalarına devreden kurumlar vergisi mükellefleri ile

– Bu varlıkları devraldıkları kurumlara kira süresi sonunda devreden finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları ile kalkınma ve yatırım bankaları

yararlanabilecektir.

İstisna şartlarının sağlanması kaydıyla, kurumların tam veya dar mükellefiyete tabi olmasının istisna uygulamasında bir önemi bulunmamaktadır.

5.15.2. İstisna uygulamasına konu olacak iktisadi kıymetler

İstisna uygulamasına her türlü taşınır ve taşınmaz mallar konu olabilecektir.

5.15.2.1. Taşınmazlar

İstisnaya konu olabilecek taşınmazlar, Türk Medeni Kanununda “Taşınmaz” olarak tanımlanan ve esas niteliği bakımından bir yerden başka bir yere taşınması mümkün olmayan, dolayısıyla yerinde sabit olan mallardır. Taşınmazlar ile ilgili olarak bu Tebliğin (5.6.2.2.1) bölümünde yer alan açıklamalar esas alınacaktır.

5.15.2.2. Taşınırlar

6361 sayılı Kanun kapsamında kiralamaya konu edilebilen ve kurumların aktifinde yer alan amortismana tabi tüm taşınırlardır.

5.15.3. İstisnadan yararlanma şartları

5.15.3.1. Taşınır veya taşınmazın kiralayanlara, geri kiralama amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla satıldığı hususunun sözleşmede yer alması

İstisna uygulaması açısından, sat-kirala-geri al işlemine ilişkin olarak kiracı ile kiralayan kurumlar arasında düzenlenecek sözleşmede, bu işleme konu edilen ve kiracı tarafından kiralayanlara satılan taşınır veya taşınmazın;

– Kiralayan kurumlarca kiracıya geri kiralanacağına ve

– Sözleşme süresinin sonunda kiracı tarafından geri alınacağına

ilişkin hüküm bulunması ve bu hükümlere fiilen uyulması şarttır.

Dolayısıyla, sat-kirala-geri al işlemine ilişkin olarak kiracı ile kiralayan kurumlar arasında düzenlenecek sözleşmede bu işleme konu edilen ve kiracı tarafından kiralayanlara satılan taşınır veya taşınmazın; kiralayan kurumlarca kiracıya geri kiralanacağına ve sözleşme süresinin sonunda kiracı tarafından geri alınacağına ilişkin hüküm bulunmaması veya hüküm bulunmakla beraber bu hükümlere fiilen uyulmaması halinde istisnadan yararlanılması mümkün değildir.

5.15.3.2. Satış kazancının özel fon hesabında tutulması

İstisnaya konu edilecek satış kazancı, satış işlemi ile birlikte doğacağından, satış işlemi ister peşin isterse vadeli olarak yapılmış olsun istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacaktır.

Bu varlıkların satışından elde edilecek istisna kazancın, kiracı tarafından pasifte özel bir fon hesabına alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, kiracılarca varlıkların kiralayanlara satışının yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, istisna kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilecektir. Anılan istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılması mümkün olup belirtilen süre zarfında söz konusu kazancın fon hesabına alınmaması durumunda, kurumlar vergisi beyannamesinde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün olmadığı gibi geçici vergi dönemleri itibarıyla yararlanılan istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerden kaynaklanan vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ayrıca aranacaktır.

İstisna, satış kazancının %100’üne uygulandığından, kazancın tamamı fon hesabına alınacaktır.

5.15.3.3. Fon hesabında tutulan kazancın işletmeden çekilmemesi

Fon hesabına alınan kazanç tutarı kiracı tarafından sadece, gerek kira süresi boyunca gerekse kira süresinin sonunda varlıkların geri alınmasından sonra bu varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılabilecektir.

Ancak, fon hesabına alınan kazanç tutarının bunun dışında, başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç), istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

Sat-kirala-geri al işlemine konu edilen varlıklara ilişkin olarak gerek kira süresi boyunca gerekse kira süresinin sonunda varlıkların geri alınmasından sonra kiracılar tarafından hesaplanacak amortismanların, kiralayan kurumlara devrinden önce (birden fazla kere sat-kirala-geri al işlemine konu edilen varlıkların ilk kez devrinden önce) ilgili varlığın kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecek, kalan kısmı ise sadece özel fon hesabından mahsup edilebilecektir.

Örnek: (Ç) A.Ş. 13/5/2014 tarihinde 2.500.000.- TL’ye iktisap ettiği ve aktifine aldığı taşınırını 8/9/2016 tarihinde sat-kirala-geri al işlemine konu ederek (D) Katılım Bankası A.Ş.’ye 3.000.000.- TL bedelle devretmiştir. Bu sürede (Ç) A.Ş.’nin söz konusu taşınırı için ayırdığı amortisman tutarı 500.000.- TL’dir.

 

(Ç) A.Ş. istisnaya konu 1.000.000.- TL tutarındaki kazancını pasifte özel bir fon hesabında takip edecektir. Özel fon hesabında takip edilecek olan bu tutar sadece, sat-kirala-geri al işlemine konu edilen taşınıra ilişkin olarak gerek kira süresi boyunca, gerekse kira süresinin sonunda taşınırın geri alınmasından sonra 3.000.000.- TL üzerinden ayrılacak amortismanların, bu tutar ile taşınırın (D) Katılım Bankası A.Ş.’ye devredildiği tarihte kiracıdaki net bilanço aktif değeri arasındaki fark olan (3.000.000.- TL – 2.000.000.- TL =) 1.000.000.- TL’ye isabet eden kısmına mahsup edilmek suretiyle kullanılabilecektir. Dolayısıyla, gerek kira süresi boyunca, gerekse kira süresinin sonunda taşınırın geri alınmasından sonra 3.000.000.- TL üzerinden ayrılacak toplam amortismanların, en fazla 2.000.000.- TL’lik kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecek olup kalan 1.000.000.- TL’lik kısmı ise özel fon hesabından mahsup edilecektir.

Söz konusu özel fon hesabının bu taşınır için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfası dışında kullanılması mümkün bulunmamaktadır. Özel fon hesabında yer alan tutarın herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

5.15.4. İstisna uygulaması

Taşınır ve taşınmaz malların, sat-kirala-geri al işlemine konu edilmesi dolayısıyla kiracı nezdinde doğan ve istisna uygulamasına konu kazanç tutarı, satış tarihi itibarıyla hesaplanacaktır. İstisna kapsamındaki değerlerin satışından kaynaklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Döviz üzerinden veya vadeli olarak gerçekleşen satışlarda, yabancı paraların ya da alacakların değerlemesinden kaynaklanan unsurlar vergi matrahının tespitinde gelir veya gider unsuru olarak dikkate alınacaktır.

İstisnaya konu edilen satış kazancı, kiracı tarafından pasifte özel bir fon hesabında tutulacak ve özel fon hesabında tutulan bu tutar sadece kiracı tarafından bu varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların kiralayan kurumlara devrinden önce kiracıdaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılabilecektir.

Örnek 1: (E) A.Ş. 1.000.000.- TL bedelle aktifine kayıtlı taşınırı için toplam 680.000.- TL amortisman ayırdıktan sonra bu taşınırı sat-kirala-geri al işlemine konu ederek 15/8/2016 tarihinde 800.000.- TL bedel üzerinden (F) Finansal Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(F) Finansal Kiralama A.Ş., 800.000.- TL ana para ve 400.000.- TL faiz olmak üzere toplam 1.200.000.- TL kira ödemesi karşılığında (E) A.Ş.’ye 5 yıllık süreyle kiraladığı bu taşınırı 16/8/2021 tarihinde (E) A.Ş.’ye 1.000.- TL bedelle geri satmıştır.

 

(E) A.Ş. 480.000.- TL tutarındaki istisna kazancını pasifte özel bir fon hesabına alarak, bu tutarın tamamı için istisnadan yararlanabilecektir.

(E) A.Ş. söz konusu taşınıra ilişkin sat-kirala-geri al işleminden kaynaklanan kullanım hakkını Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde “260 Haklar” hesabında 800.000.- TL bedelle takip edecektir. (E) A.Ş.’nin bu taşınır için yıllık olarak hesaplayacağı amortismanın (480.000.- TL / 800.000.- TL=) %60’lık kısmı özel fon hesabından karşılanacak; sadece (320.000.- TL / 800.000.- TL=) %40’lık kısmı ise kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.

2. satış: (F) Finansal Kiralama A.Ş.’nin taşınırı (E) A.Ş.’ye geri satışı:

(F) Finansal Kiralama A.Ş.’nin (E) A.Ş.’den satın aldığı ve aktifinde iz bedeliyle takip ettiği taşınırı kira süresi sonunda 1.000.- TL bedelle (E) A.Ş.’ye geri satışından doğan kazancı istisna uygulamasına konu edilebilecektir.

Öte yandan, (F) Finansal Kiralama A.Ş.’nin sat-kirala-geri al işlemine ilişkin faiz gelirlerinin ise istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği tabiidir.

Örnek 2: (G) A.Ş. 8.000.000.- TL bedelle aktifine kayıtlı olan taşınmazı için toplam 1.600.000.- TL amortismanayırdıktan sonra bu taşınmazı sat-kirala-geri al işlemine konu ederek 22/8/2016 tarihinde 10.000.000.- TL bedel üzerinden (H) Finansal Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(H) Finansal Kiralama A.Ş., söz konusu taşınmazı (G) A.Ş.’ye 10.000.000.- TL ana para ve 6.000.000.- TL faiz olmak üzere toplam 16.000.000.- TL kira ödemesi karşılığında 8 yıl süreyle kiralamıştır.

Kira süresinin bitiminde taşınmazı (H) Finansal Kiralama A.Ş. 1.000.- TL bedelle (G) A.Ş.’ye geri satmıştır. (G) A.Ş. bu taşınmazını 25/11/2024 tarihinde (İ) Ltd. Şti.’ne 13.000.000.- TL bedelle satmıştır.

 

 

(G) A.Ş. 3.600.000.- TL istisna kazanç tutarını pasifte özel bir fon hesabına alarak, bu tutarın tamamı için istisnadan yararlanabilecektir.

(G) A.Ş.’nin “260 Haklar” hesabında 10.000.000.- TL bedelle takip edeceği söz konusu taşınmazla ilgili sat-kirala-geri al işleminden kaynaklanan kullanım hakkına ilişkin olarak yıllık olarak hesaplayacağı amortismanın (3.600.000.- TL / 10.000.000.- TL=) %36’lık kısmı özel fon hesabından karşılanacak; en fazla (6.400.000.- TL / 10.000.000.- TL=) %64’lük kısmı ise kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.

2. satış: (H) Finansal Kiralama A.Ş.’nin taşınmazı (G) A.Ş.’ye geri satışı:

(H) Finansal Kiralama A.Ş.’nin (G) A.Ş.’den satın aldığı ve aktifinde iz bedeliyle takip ettiği taşınmazı kira süresi sonunda 1.000.- TL bedelle (G) A.Ş.’ye geri satışından doğan kazanç istisna uygulamasına konu edilebilecektir.

Öte yandan, (H) Finansal Kiralama A.Ş.’nin sat-kirala-geri al işlemine ilişkin faiz gelirlerinin ise istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği tabiidir.

3. satış: (G) A.Ş.’nin taşınmazı (İ) Ltd. Şti.’ne satışı:

(G) A.Ş. 22/8/2016 tarihinde sat-kirala-geri al işlemine konu ettiği ve (H) Finansal Kiralama A.Ş.’den 1.000.- TL bedelle geri aldıktan sonra 10.001.000.- TL bedelle aktifine kaydetmiş olduğu bu taşınmazı 25/11/2024 tarihinde (İ) Ltd. Şti.’ne 13.000.000.- TL bedelle satmıştır. Satış bedelinin tamamı aynı tarihte (G) A.Ş.’nin banka hesabına aktarılmıştır.

(G) A.Ş. söz konusu taşınmazın kullanım hakkı dolayısıyla kira süresi boyunca 1.152.000.- TL özel fon hesabından mahsup edilmek ve 2.048.000.- TL de kurum kazancının tespitinde dikkate alınmak suretiyle toplam 3.200.000.- TL amortisman ayırmıştır.

(G) A.Ş.’nin sat-kirala-geri al işlemine konu etmiş olduğu taşınmazın, (H) Finansal Kiralama A.Ş.’den geri alındıktan sonra (İ) Ltd. Şti.’ne satışından elde edilen kazanç, kiralayan kuruma devrinden önce bu taşınmazın (G) A.Ş.’deki net bilanço aktif değeri ile sat-kirala-geri al işleminin başlangıcından itibaren bu taşınmaza ilişkin olarak kazancın tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak hesaplanacaktır.

 

(G) A.Ş.’nin bu satış işlemi normal bir duran varlık satışı gibi kayıtlara alınacak olup özel fon hesabında yer alan bakiye tutar birikmiş amortismanlar gibi değerlendirilecektir. Buna göre, (G) A.Ş.’nin bu satış işlemi ile ilgili muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.

 

 

Ayrıca, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan şartların sağlanması halinde, taşınmazın (İ) Ltd. Şti.’ne satış işleminden doğan kazancın %75’lik kısmı anılan bentte düzenlenen istisnaya konu edilebilecektir.

Öte yandan, taşınır veya taşınmazların bir kiracı kurum tarafından, sat-kirala-geri al sürecinin tamamlanması kaydıyla, birden fazla defa sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilmesinden sonra üçüncü kişilere satılması halinde, üçüncü kişilere yapılan satıştan doğan kazancın tespitinde, taşınır veya taşınmazın bu kiracı tarafından ilk defa bu işlemlere konu edildiği tarihteki net bilanço aktif değeri dikkate alınacaktır.

5.15.4.1. Varlıkların sat-kirala-geri al süreci tamamlanmadan üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumu

Taşınır ve taşınmaz malların, sat-kirala-geri al süreci tamamlanmadan kiralayan kurumlar tarafından finansal kiralama yöntemi dahil olmak üzere (6361 sayılı Kanunda yer alan sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi halleri hariç), üçüncü kişi ve kurumlara satılması halinde, kiralayanlar tarafından elde edilen kazanç dolayısıyla bu istisnadan yararlanılması mümkün bulunmamaktadır. Sat-kirala-geri al işlemine konu taşınır ve taşınmaz malların kiralayanlar tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, kiralayan kurumlara devrinden önce bu varlıkların kiracıdaki net bilanço aktif değeri ile bu varlıklar için anılan kurumların kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak, satışı gerçekleştiren kiralayan nezdinde vergilendirme yapılacaktır.

Bu kapsamda, sat-kirala-geri al işlemine konu edilen taşınır ve taşınmaz malların ilk defa bu işleme konu edildiği tarih itibarıyla kiracıdaki net bilanço aktif değeri, kiracı tarafından kiralayan kuruma bir yazı ile bildirilecektir. Ayrıca, birden fazla defa sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınır ve taşınmaz mallar için, bunların ilk defa bu işlemlere konu edildiği tarihten itibaren ayrılan ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortismantutarı da aynı yazı ile kiralayan kuruma bildirilecektir.

Sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilememesi nedeniyle sat-kirala-geri al işleminin tamamlanamaması halinde ise istisna nedeniyle kiracı adına zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte tahsil olunacaktır. Kiracı tarafından sat-kirala-geri al işlemine ilişkin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin, üçüncü kişilere devredilmesi halinde de bu hüküm uygulanacaktır.

Örnek: (M) A.Ş. aktifinde 4.000.000.- TL bedelle kayıtlı olan taşınmaz için 1.000.000.- TL amortisman ayırdıktan sonra bu taşınmazı sat-kirala-geri al işlemine konu ederek 1/8/2017 tarihinde 7.500.000.- TL bedel üzerinden (N) Finansal Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(N) Finansal Kiralama A.Ş., 7 yıllığına (M) A.Ş.’ye 7.500.000.- TL ana para ve 3.000.000.- TL faiz olmak üzere toplam 10.500.000.- TL kira ödemesi karşılığında kiraladığı bu taşınmazı, (M) A.Ş.’nin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi nedeniyle 4/9/2022 tarihinde (O) Ltd. Şti.’ne 10.000.000.- TL’ye satmıştır.

(M) A.Ş.’nin sat-kirala-geri al işlemine konu ettiği söz konusu taşınmazı (N) Finansal Kiralama A.Ş.’ye satışından kaynaklanan [7.500.000.- TL – (4.000.000.- TL – 1.000.000.- TL)=] 4.500.000.- TL tutarındaki kazancı için istisnadan faydalanması dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası alınmaksızın gecikme faiziyle birlikte (M) A.Ş.’den tahsil olunacaktır.

Öte yandan, (M) A.Ş.’nin söz konusu taşınmazı sat-kirala-geri al işlemine konu etmek suretiyle (N) Finansal Kiralama A.Ş.’ye devrettiği dönem itibarıyla Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki şartların sağlanmış olması ve bu şartların sonradan ihlal edilmemesi kaydıyla, bu işlemden doğan 4.500.000.- TL tutarındaki kazancın %75’lik kısmı için anılan bentte yer alan istisnadan faydalanılması mümkündür. Bu durumda, bu kazancın kalan %25’lik kısmına ilişkin olarak zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası alınmaksızın gecikme faiziyle birlikte (M) A.Ş.’den tahsil olunacaktır.

5.15.4.2. İstisna uygulamasında başlangıç tarihi

6728 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (j) bendinde düzenlenen bu istisna, 2/8/2013 tarihinden itibaren yapılan işlemlere uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmiştir.

Dolayısıyla, 2/8/2013 tarihinden itibaren istisna kapsamındaki taşınmazlarını sat-kirala-geri al işlemine konu etmiş olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, bu işlemlerden doğan satış kazançlarını, satış işleminin gerçekleştiği tarihi izleyen takvim yılının başından itibaren ilgili döneme ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar özel fon hesabına almış olmaları kaydıyla anılan tarihten itibaren bu istisnadan yararlanabilmeleri mümkün bulunmaktadır.

Buna göre, 2/8/2013 tarihinden sonra gerçekleştirdikleri sat-kirala-geri al işlemlerinden doğan kazançlarını, satış işleminin gerçekleştiği tarihi izleyen takvim yılının başından itibaren ilgili döneme ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar, özel fon hesabına almamış olan kurumlar vergisi mükelleflerinin, ilgili dönem defter kayıtlarında geriye dönük olarak bu kazançlarının özel fon hesabına alınmasına ilişkin düzeltme yapmaları mümkün olmadığından, bu işlemleri dolayısıyla istisnadan yararlanamayacakları tabiidir.

Diğer taraftan, sat-kirala-geri al işlemine konu edilen taşınır malların satışından elde edilecek kazançlarda istisna uygulaması 9/8/2016 tarihinden itibaren mümkün olacaktır.

5.16. Kira sertifikası ihracı amacıyla her türlü varlık ve hakların satışından doğan kazançlarda istisna uygulaması

6728 sayılı Kanunun 56 ncı maddesiyle Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (k) bendiyle, her türlü varlık ve hakların, kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile varlık kiralama şirketlerince bu varlıkların devralındığı kuruma satışından doğan kazançların kurumlar vergisinden istisna olmasına yönelik düzenleme yapılmıştır.

Bu istisna uygulamasında;

Kaynak kuruluş; kira sertifikası ihraçlarında varlık ve hakları sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketine devreden kurumları,

Varlık kiralama şirketi (VKŞ); 6362 sayılı Kanunun 61 inci maddesi çerçevesinde münhasıran kira sertifikası ihraç etmek üzere anonim şirket şeklinde kurulmuş olan sermaye piyasası kurumunu

ifade etmektedir.

İstisnanın kapsamına, kira sertifikası ihracına dayanak her türlü varlık ve haklar girmektedir.

5.16.1. İstisnadan yararlanacak olanlar

Bu istisna uygulamasından;

– 6362 sayılı Kanun kapsamında kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık ve haklarını varlık kiralama şirketlerine devreden kurumlar vergisi mükellefleri ile

– Bu varlık ve hakları, devraldıkları kurumlara sözleşme süresi sonunda devreden varlık kiralama şirketleri

yararlanabilecektir.

İstisna şartlarının sağlanması kaydıyla kurumların tam veya dar mükellefiyete tabi olmalarının istisna uygulamasında bir önemi bulunmamaktadır.

5.16.2. İstisna uygulamasına konu olacak iktisadi kıymetler

5.16.2.1. Varlıklar

Varlıklar, kira sertifikaları ihracına dayanak haklar dışındaki her türlü varlıkları ifade etmektedir.

5.16.2.2. Haklar

Haklar, kira sertifikaları ihracına dayanak her türlü hakları ifade etmektedir.

5.16.3. İstisnadan yararlanma şartları

5.16.3.1. Varlık veya hakkın varlık kiralama şirketine, kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla satıldığı hususunun sözleşmede yer alması

İstisna uygulaması açısından, kira sertifikası ihracına ilişkin olarak kaynak kuruluş ile varlık kiralama şirketi arasında düzenlenecek sözleşmede, kira sertifikası ihracına dayanak varlık veya hakkın;

– Kaynak kuruluşça varlık kiralama şirketine kira sertifikası ihracı amacıyla satıldığına ve

– Sözleşme süresinin sonunda kaynak kuruluş tarafından geri alınacağına

ilişkin hüküm bulunması ve bu hükümlere fiilen uyulması şarttır.

Dolayısıyla, kira sertifikası ihracına ilişkin olarak kaynak kuruluş ile varlık kiralama şirketi arasında düzenlenecek sözleşmede bu işleme dayanak teşkil eden varlık veya hakkın; varlık kiralama şirketine kira sertifikası ihracı amacıyla satıldığına ve sözleşme süresinin sonunda kaynak kuruluş tarafından geri alınacağına ilişkin hüküm bulunmaması veya hüküm bulunmakla beraber bu hükümlere fiilen uyulmaması halinde istisnadan yararlanılması mümkün değildir.

5.16.3.2. Satış kazancının özel fon hesabında tutulması

İstisnaya konu edilecek satış kazancı, satış işlemi ile birlikte doğacağından, satış işlemi ister peşin isterse vadeli olarak yapılmış olsun istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanacaktır.

Kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden varlık ve hakların satışından elde edilecek istisna kazancın, kaynak kuruluş tarafından pasifte özel bir fon hesabına alınması gerekmektedir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, kaynak kuruluşlarca varlık ve hakların varlık kiralama şirketlerine satışının yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancın beyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla, istisna kazanç tutarı, satışın yapıldığı dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek suretiyle istisnadan yararlanılabilecektir. Anılan istisnadan geçici vergi dönemleri itibarıyla da yararlanılması mümkün olup belirtilen süre zarfında söz konusu kazancın fon hesabına alınmaması durumunda, kurumlar vergisi beyannamesinde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün olmadığı gibi geçici vergi dönemleri itibarıyla yararlanılan istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerden kaynaklanan vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ayrıca aranacaktır.

İstisna, satış kazancının %100’üne uygulandığından, kazancın tamamı fon hesabına alınacaktır.

5.16.3.3. Fon hesabında tutulan kazancın işletmeden çekilmemesi

Fon hesabına alınan kazanç tutarı kaynak kuruluş tarafından sadece bu varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların varlık kiralama şirketine devrinden önce kaynak kuruluştaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılabilecektir.

Ancak, fon hesabına alınan kazanç tutarının bunun dışında, başka bir hesaba nakledilmesi, işletmeden çekilmesi veya dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılması ya da kurumun tasfiyesi halinde (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç), istisna uygulanması nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.

Kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden varlık veya haklara ilişkin olarak kaynak kuruluş tarafından hesaplanacak amortismanların, varlık kiralama şirketine ilk kez devrinden önce ilgili varlık veya hakkın kaynak kuruluştaki net bilanço aktif değerine isabet eden kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecek, kalan kısmı ise sadece özel fon hesabından mahsup edilebilecektir.

5.16.4. İstisna uygulaması

Varlık ve hakların, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı dolayısıyla kaynak kuruluş nezdinde doğan ve istisna uygulamasına konu kazanç tutarı, satış tarihi itibarıyla hesaplanacaktır. İstisna kapsamındaki varlık ve hakların satışından kaynaklanan alacaklar için alınan faiz, komisyon ve benzeri gelirler, istisna kazancın tespitinde dikkate alınmayacaktır. Aynı şekilde, satış bedelinin döviz cinsinden belirlenmesi durumunda ortaya çıkan kur farklarının da istisna kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır. Döviz üzerinden veya vadeli olarak gerçekleşen satışlarda, yabancı paraların ya da alacakların değerlemesinden kaynaklanan unsurlar vergi matrahının tespitinde gelir veya gider unsuru olarak dikkate alınacaktır.

İstisnaya konu edilen satış kazancı, kaynak kuruluş tarafından pasifte özel bir fon hesabında tutulacak ve özel fon hesabında tutulan bu tutar sadece kaynak kuruluş tarafından bu varlıklar için ayrılacak amortismanların (bu varlıkların varlık kiralama şirketlerine devrinden önce kaynak kuruluştaki net bilanço aktif değerine isabet eden amortismanlar hariç) itfasında kullanılabilecektir.

Kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden varlık veya hakkın, düzenlenen sözleşme kapsamında varlık kiralama şirketi tarafından kaynak kuruluşa kiralanması durumunda söz konusu kiralama işlemi, Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesinde yer alan şartları taşıması kaydıyla, anılan madde hükümleri çerçevesinde değerlendirilecek olup varlık kiralama şirketi ile kaynak kuruluş tarafından buna göre değerlemeye tabi tutulacaktır. Dolayısıyla, anılan madde kapsamında değerlendirilen sözleşmelerden kaynaklanan kullanma hakkı kaynak kuruluş tarafından “260 Haklar” hesabında takip edilmek suretiyle amortismana tabi tutulabilecek olup kazancın tespitine ve amortisman uygulamasına ilişkin olarak Tebliğin (5.15.4) bölümünde yer alan açıklamalar dikkate alınacaktır.

Örnek 1: (R) A.Ş. 5.000.000.- TL bedelle aktifine kayıtlı olan taşınmaz için 3.400.000.- TL amortisman ayırdıktan sonra 31/10/2016 tarihinde bu taşınmazı kira sertifikası ihracı amacıyla 8.000.000.- TL bedel üzerinden (Z) Varlık Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(Z) Varlık Kiralama A.Ş. söz konusu taşınmazı sözleşme süresi sonunda 8.000.000.- TL bedel üzerinden geri alınmak kaydıyla (R) A.Ş.’ye 3 yıllığına toplam 2.700.000.- TL bedelle kiralamıştır. Kira süresinin sonunda söz konusu taşınmaz 8.000.000.- TL bedelle (R) A.Ş.’ye geri satılmıştır.

 

 

(R) A.Ş. 6.400.000.- TL tutarındaki istisna kazancını pasifte özel bir fon hesabına alarak, bu tutarın tamamı için istisnadan yararlanabilecektir.

(R) A.Ş. sözleşmeden kaynaklanan kullanım hakkını Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde “260 Haklar” hesabında 8.000.000.- TL bedelle takip edecektir. (R) A.Ş.’nin bu taşınmaz için yıllık olarak hesaplayacağı amortismanın (6.400.000.- TL / 8.000.000.- TL=) %80’lik kısmı özel fon hesabından karşılanacak; sadece (1.600.000.- TL / 8.000.000.- TL=) %20’lik kısmı ise kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecektir.

(Z) Varlık Kiralama A.Ş.’nin kira sertifikası ihracı dolayısıyla elde edeceği kira gelirlerinin ise istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği tabiidir.

Öte yandan, kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden varlık veya hakkın varlık kiralama şirketi tarafından üçüncü bir kişiye kiralanması durumunda ise sözleşmeye konu varlık veya hakkın kullanım hakkının kaynak kuruluşa devri söz konusu olmadığından, bu kiralama işleminin varlık kiralama şirketi ile kaynak kuruluş tarafından Vergi Usul Kanununun mükerrer 290 ıncı maddesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi ve buna göre değerlemeye tabi tutulması söz konusu olmayacaktır. Dolayısıyla, bu varlık veya hakka ilişkin olarak kira süresi boyunca kaynak kuruluş tarafından amortismanhesaplanmayacaktır.

Kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketine devredilen varlık ve hakların sözleşme süresi sonunda varlık kiralama şirketinden geri alınmasından sonra kaynak kuruluş tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda, kira sertifikası ihracı amacıyla ilk defa varlık kiralama şirketine devrinden önce bu varlıkların kaynak kuruluştaki net bilanço aktif değeri ile ilk defa kira sertifikası ihracı amacıyla devredildikleri hesap döneminden itibaren bu varlıklarla ilgili olarak ayrılan ve anılan kurumların kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı dikkate alınarak kaynak kuruluş nezdinde vergilendirme yapılacaktır.

Örnek 2: (Ö) A.Ş. 7.000.000.- TL bedelle aktifine kayıtlı olan taşınır için 5.600.000.- TL amortisman ayırdıktan sonra 21/9/2016 tarihinde bu taşınırı kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme süresi sonunda geri alınmak kaydıyla 5.000.000.- TL bedel üzerinden (P) Varlık Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(P) Varlık Kiralama A.Ş. söz konusu taşınırı (T) A.Ş.’ye 3 yıllığına toplam 1.800.000.- TL bedelle kiralamıştır. Kira süresi boyunca bu taşınırla ilgili olarak (P) Varlık Kiralama A.Ş. tarafından toplam 1.500.000.- TL amortisman ayrılmış ve kurum kazancının tespitinde dikkate alınmış olup kira süresinin sonunda söz konusu taşınır 5.000.000.- TL bedelle (Ö) A.Ş.’ye geri satılmıştır.

(Ö) A.Ş. 23/9/2019 tarihinde geri devraldığı bu taşınırı 19/10/2020 tarihinde 6.000.000.- TL bedelle (R) Ltd. Şti.’ne satmıştır.

 

 

(Ö) A.Ş. 3.600.000.- TL istisna kazanç tutarını pasifte özel bir fon hesabına alarak, bu tutarın tamamı için istisnadan yararlanabilecektir.

Kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden taşınırın varlık kiralama şirketi tarafından (T) A.Ş.’ye kiralanması nedeniyle, bu taşınıra ilişkin olarak kira süresi boyunca kaynak kuruluş tarafından amortisman hesaplanmayacaktır. (P) Varlık Kiralama A.Ş.’nin söz konusu taşınırı 5.000.000.- TL bedelle aktifine kaydedeceği tabiidir.

 

 

(P) Varlık Kiralama A.Ş.’nin söz konusu taşınırı (Ö) A.Ş.’ye geri satışından doğan 1.500.000.- TL tutarındaki kazancının tamamı kurumlar vergisinden istisna edilebilecektir.

Öte yandan, (P) Varlık Kiralama A.Ş.’nin söz konusu kira sertifikası ihracı işlemi dolayısıyla elde edeceği kira gelirlerinin istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği tabiidir.

(Ö) A.Ş. söz konusu taşınırı geri aldıktan sonra 5.000.000.- TL üzerinden yıllık olarak hesaplayacağı amortismanın(3.600.000.- TL / 5.000.000.- TL=) %72’lik kısmını özel fon hesabından mahsup edecek, kalan (1.400.000.- TL / 5.000.000.- TL=) %28’lik kısmını ise gider veya maliyet olarak dikkate alabilecektir.

Buna göre, (Ö) A.Ş.’nin bu taşınır için 2019 hesap döneminde ayıracağı amortismanın 500.000.- TL olması halinde bu tutarın 140.000.- TL’lik kısmı kurum kazancının tespitinde dikkate alınabilecek olup 360.000.- TL’lik kısmı ise özel fon hesabından mahsup edilecektir.

 

 

(Ö) A.Ş.’nin bu satış işleminden elde ettiği 6.240.000.- TL tutarındaki kazanç genel hükümlere göre kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

(Ö) A.Ş.’nin bu satış işlemi normal bir duran varlık satışı gibi kayıtlara alınacak olup özel fon hesabında yer alan tutar birikmiş amortismanlar gibi değerlendirilecektir. Buna göre, (Ö) A.Ş.’nin bu satış işlemi ile ilgili olarak muhasebe kaydı aşağıdaki gibi olacaktır.

 

 

Söz konusu taşınır için (P) Varlık Kiralama A.Ş. tarafından hesaplanan ve kazancın tespitinde dikkate alınan 1.500.000.- TL amortisman tutarı, (Ö) A.Ş. tarafından taşınırın (R) Ltd. Şti.’ne satıldığı hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına dahil edilecektir.

Bu kapsamda, kira sertifikası ihracına dayanak teşkil eden varlık ve haklara ilişkin olarak varlık kiralama şirketi tarafından ayrılan ve kurumun kazancının tespitinde dikkate alınan toplam amortisman tutarı sözleşme süresinin bitiminde bir yazı ile kaynak kuruluşa bildirilecektir.

Ayrıca, kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketine devredilen varlık veya hakkın, sözleşme sonunda geri alınmış olması kaydıyla, aynı kaynak kuruluş tarafından birden fazla defa kira sertifikası ihracına veya sat-kirala-geri al işlemine konu edilmesinden sonra üçüncü kişilere satılması halinde, bu satış kazancının tespitinde varlık veya hakkın bu kaynak kuruluş tarafından ilk defa bu işlemlere konu edildiği tarihteki net bilanço aktif değeri dikkate alınacaktır.

5.16.4.1. Varlık ve hakların varlık kiralama şirketleri tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumu

Kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme süresi sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satılan varlık ve hakların, varlık kiralama şirketleri tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda varlık kiralama şirketlerinin bu satış işleminden doğan kazançları dolayısıyla bu istisnadan yararlanmaları mümkün bulunmamakta olup söz konusu kazançlar varlık kiralama şirketleri nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır. Varlık ve hakların varlık kiralama şirketleri tarafından üçüncü kişi ve kurumlara satılması durumunda ayrıca, istisna uygulaması dolayısıyla kaynak kuruluş adına zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler de vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte kaynak kuruluştan tahsil olunacaktır. Kaynak kuruluş tarafından kira sertifikası ihracına ilişkin sözleşmeden doğan hak ve yükümlülüklerin, üçüncü kişilere devredilmesi halinde de bu hüküm uygulanacaktır.

Örnek: (G) A.Ş. 4.000.000.- TL bedelle aktifine kayıtlı olan taşınmaz için 320.000.- TL amortisman ayırmış olup bu taşınmazı kira sertifikası ihracı amacıyla 19/8/2016 tarihinde 5.000.000.- TL bedel üzerinden (Ş) Varlık Kiralama A.Ş.’ye devretmiştir.

(Ş) Varlık Kiralama A.Ş. söz konusu taşınmazı sözleşme süresi sonunda 5.000.000.- TL bedel üzerinden geri alınmak kaydıyla aynı tarihte (G) A.Ş.’ye 2 yıllığına toplam 1.000.000.- TL bedelle kiralamıştır. (Ş) Varlık Kiralama A.Ş. söz konusu taşınmazı, (G) A.Ş.’nin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirememesi nedeniyle kira süresi devam ederken 17/5/2017 tarihinde (V) A.Ş.’ye 6.000.000.- TL bedelle satmıştır.

 

 

(Ş) Varlık Kiralama A.Ş.’nin söz konusu taşınmazı (V) A.Ş.’ye satışından doğan 1.000.000.- TL tutarındaki kazanç genel hükümlere göre (Ş) Varlık Kiralama A.Ş. nezdinde kurumlar vergisine tabi tutulacaktır.

(G) A.Ş.’nin kira sertifikası ihracına konu ettiği taşınmazı (Ş) Varlık Kiralama A.Ş.’ye devrinden kaynaklanan [5.000.000.- TL – (4.000.000.- TL – 320.000.- TL)=] 1.320.000.- TL tutarındaki kazancına istisna uygulanması dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler vergi ziyaı cezası alınmaksızın gecikme faizi ile birlikte (G) A.Ş.’den tahsil olunacaktır.

Öte yandan, (G) A.Ş.’nin söz konusu taşınmazı kira sertifikası ihracı işlemine konu etmek suretiyle (Ş) Varlık Kiralama A.Ş.’ye devrettiği dönem itibarıyla Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki şartların sağlanmış olması ve bu şartların sonradan ihlal edilmemesi kaydıyla, bu işlemden doğan 1.320.000.- TL tutarındaki kazancın %75’lik kısmı için anılan bentte yer alan istisnadan faydalanılması mümkündür. Bu durumda, bu kazancın kalan %25’lik kısmına ilişkin olarak zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler, vergi ziyaı cezası alınmaksızın gecikme faiziyle birlikte (G) A.Ş.’den tahsil olunacaktır.”

MADDE 16 – Aynı Tebliğin “10.2. Ar-Ge indirimi” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve bu bölümün alt bölümleri Tebliğ metninden çıkarılmıştır.

“Ar-Ge indirimi uygulamasına ilişkin 5520 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 6728 sayılı Kanunun 57 nci maddesi hükmü gereğince 9/8/2016 tarihi itibarıyla yürürlükten kaldırılmıştır.

Yine 6728 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesiyle, 5746 sayılı Kanuna 3/A maddesi eklenmiştir. 5746 sayılı Kanunun 3/A maddesinde, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri Ar-Ge ve yenilik faaliyetlerine ilişkin Ar-Ge indirimi müessesesi düzenlenmiştir. Buna göre, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının %100’ü, bu kapsamdaki projelerin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar-Ge ve yenilik projesi olarak değerlendirilmesi şartıyla, 5520 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi ve 193 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi uyarınca kazancın tespitinde indirim konusu yapılacaktır.

Buna göre, 9/8/2016 tarihinden itibaren 5746 sayılı Kanunun 3/A maddesi kapsamında yapılan başvurulara konu yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme projeleriyle ilgili indirim uygulamasında 5746 sayılı Kanun ve buna ilişkin düzenlemeler dikkate alınmak suretiyle Ar-Ge indirimi uygulamasından faydalanılacaktır. Diğer taraftan, 9/8/2016 tarihinden önce bu Tebliğ düzenlemeleri çerçevesinde yapılan başvurulara konu projelerle ilgili olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 6728 sayılı Kanunla değiştirilmeden önceki hükümlerine göre Ar-Ge indiriminden yararlanılacaktır.”

MADDE 17 – Aynı Tebliğin “10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler” başlıklı bölümü aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

10.5.1. İndirim kapsamındaki hizmetler

İlgili şirketler tarafından elde edilen kazancın %50’sinin beyan edilen kurum kazancından indirilebilmesi için bu kazancın aşağıda belirtilen faaliyetlerden elde edilmiş olması gerekmektedir.

– Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi hizmetleri.

– İlgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim hizmetleri.

– İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak verilen eğitim ve sağlık hizmetleri.

Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, iş yeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mesleki eğitim hizmetleriyle ilgili olarak Maliye Bakanlığına belirleme yetkisi verilmiş olup ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle bu indirimin uygulanmasında mesleki eğitimin kapsamına giren hizmetler aşağıdaki şekilde tespit edilmiştir.

– Planlama, tanıtım, satış, satış sonrası hizmetler, marka yönetimi, finansal yönetim, teknik destek, Ar-Ge, tasarım, dış tedarik, yeni geliştirilen ürünlerin test edilmesi, laboratuvar, araştırma ve analiz,

– Sanayi, turizm, inşaat, tarım, savunma, reklam, internet ve e-ticaret, çevre, sağlık, basın, kültür-sanat, sigorta, enerji, spor ve denizcilik, iç ve dış ticaret, lojistik ve ulaştırma.

Buna göre, yukarıda yer alan alanlarda verilen mesleki eğitim hizmetleri, indirim kapsamında değerlendirilecektir.”

MADDE 18 – Aynı Tebliğin;

a) “10.5. Türkiye’den yurt dışı mukimi kişi ve kurumlara verilen hizmetler”, “10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu”, “10.5.2.2. Hizmetin, Türkiye’den münhasıran yurt dışı mukimi kişi ve/veya kurum için yapılmış olması” başlıklı bölümlerinde geçen “çağrı merkezi ve veri saklama” ibareleri “çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi ve ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim”,

b) “10.5.2.1. İndirimden faydalanabilecek şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı esas faaliyet konusu” başlıklı bölümünde geçen “çağrı merkezi, veri saklama” ibaresi, “çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, mesleki eğitim”,

c) “10.5.2.4. Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması” bölümünün başlığı, “10.5.2.4. Türkiye’den verilen, mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme ve veri analizi hizmetlerinden yurt dışında yararlanılması”,

ç) “10.5.2.5. İlgili bakanlığın izin ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetlerinin yararlanıcısının yurt dışında olması” bölümünün başlığı, “10.5.2.5. İlgili bakanlığın izin ve denetimine tabi olarak Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere verilen eğitim ve sağlık hizmetleri ile mesleki eğitim hizmetlerinin yararlanıcısının yurt dışında olması” şeklinde,

d) “10.5.3.2. Kazançların kayıtlarda izlenmesi” başlıklı bölümünde geçen “çağrı merkezi, veri saklama” ibaresi, “çağrı merkezi, ürün testi, sertifikasyon, veri saklama, veri işleme, veri analizi, ilgili bakanlıkların görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca belirlenen mesleki eğitim”

şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 19 – Aynı Tebliğin “32.2.1. Kapsam” başlıklı bölümünün ikinci paragrafında yer alan “bu oranı her bir il grubu için sıfıra kadar indirmeye veya %80’e kadar artırmaya” ibaresi “bu oranı her bir il grubu, bölgesel, büyük ölçekli, stratejik ve öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlar için sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 20 – Aynı Tebliğin “32.2.4. İndirimli vergi uygulamasına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetki” başlıklı bölümünde yer alan “bu oranı her bir il grubu için sıfıra kadar indirmeye veya %80’e kadar artırmaya,” ibaresi “bu oranı her bir il grubu, bölgesel, büyük ölçekli, stratejik ve öncelikli yatırımlar ile konusu, sektörü ve niteliği itibarıyla proje bazında desteklenmesine karar verilen yatırımlar için sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya,”

şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 21 – Aynı Tebliğin “32.2.10. Teşvik belgeli yatırımların devri” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.

32.2.11. Yatırıma katkı tutarında endeksleme

6745 sayılı Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 66 ncı maddesiyle 5520 sayılı Kanunun 32/A maddesinin ikinci fıkrasına, birinci cümlesinden sonra gelmek üzere; “Yatırımın tamamlanması şartıyla, indirimli kurumlar vergisi uygulanmak suretiyle yararlanılan kısmı hariç olmak üzere kalan yatırıma katkı tutarı, yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınır.” hükmü eklenmiştir.

Buna göre, ilgili teşvik belgesi kapsamındaki toplam yatırıma katkı tutarının yatırımın tamamlandığı hesap döneminin sonuna kadar yararlanılamayan kısmı (yatırımın tamamlandığı hesap döneminin sonuna kadar gerek diğer faaliyetlerden elde edilen kazançlara ve gerekse yatırımın tamamen veya kısmen işletilmesinden elde edilen kazançlara indirimli kurumlar vergisi uygulanması suretiyle yararlanılan kısmından sonra kalan yatırıma katkı tutarı), yatırımın tamamlandığı hesap dönemini izleyen yıllarda Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre bu yıllar için belirlenen yeniden değerleme oranında artırılarak dikkate alınacaktır.

Örnek: (L) A.Ş. yatırım teşvik belgesi kapsamında 2013 hesap döneminde başladığı yatırımını 15/10/2015 tarihinde tamamlamış ve 1/11/2015 tarihinde tamamen işletmeye başlamıştır.

(L) A.Ş.’nin yatırım teşvik belgesi kapsamındaki yatırımının yatırıma katkı oranı %50 ve vergi indirim oranı %80 olup toplam yatırıma katkı tutarı 3.000.000.- TL’dir. (L) A.Ş. toplam yatırıma katkı tutarının 800.000.- TL’lik kısmını 2013 ve 2014 hesap dönemlerinde diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulamak suretiyle kullanmıştır. Yatırımın tamamlandığı 2015 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde, diğer faaliyetlerinden elde ettiği kazançlarına indirimli kurumlar vergisi uygulamak suretiyle 450.000.- TL, bu yatırımından elde ettiği kazancına indirimli kurumlar vergisi uygulamak suretiyle de 250.000.- TL olmak üzere yatırıma katkı tutarının toplam 700.000.- TL’lik kısmından yararlanmıştır. 2016 hesap dönemine ilişkin kurumlar vergisi beyannamesinde, bu yatırımından elde ettiği kazancına indirimli kurumlar vergisi uygulamak suretiyle yatırıma katkı tutarının 300.000.- TL’lik kısmından faydalanmıştır.

Buna göre, (L) A.Ş. bu yatırımına ilişkin toplam yatırıma katkı tutarının kalan [3.000.000.- TL – (800.000.- TL + 700.000.- TL + 300.000.- TL)=] 1.200.000.- TL’lik kısmını, 2017 yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırarak kullanabilecektir. 2017 yılı için belirlenen yeniden değerleme oranının %5 olması halinde, (L) A.Ş.’nin yeniden değerleme sonrasında yararlanabileceği yatırıma katkı tutarı [1.200.000.- TL x (1 + 0,05)=] 1.260.000.- TL olacaktır.

(L) A.Ş.’nin 2017 hesap döneminde bu yatırımından elde ettiği kazancının 2.500.000.- TL olması halinde yararlanılacak yatırıma katkı tutarı [(2.500.000.- TL x %20) – (2.500.000.TL x %4)] 400.000.- TL ve bu durumda 2018 hesap dönemine devreden yatırıma katkı tutarı da (1.260.000.- TL – 400.000.- TL=) 860.000.- TL olacaktır. (L) A.Ş. bu tutarı, 2018 yılı için Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre belirlenen yeniden değerleme oranında artırarak kullanabilecektir.”

MADDE 22 – Aynı Tebliğin Ek-1, Ek-2 ve Ek-3’ü Tebliğden çıkarılmıştır.

MADDE 23 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.