2016 / 2. DÖNEM GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDE UYGULANACAK DÖVİZ KURLARI

2016 / 2. DÖNEM GEÇİCİ VERGİ DÖNEMİNDE

UYGULANACAK DÖVİZ KURLARI

 

Geçici Vergi dönemleri sonu itibariyle yapılacak değerlemelerde 217 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği uyarınca, dönem sonu itibariyle Merkez Bankasınca yayımlanan kurlar esas alınmaktadır.

Efektif cinsinden yabancı paralar (kasa hesabı gibi) için efektif alış kuru (bulunmazsa döviz alış kuru), diğer değerleme işlemlerinde ve döviz cinsinden yabancı paralar için ise, döviz alış kuru uygulanacaktır.

Yabancı para ve yabancı para cinsinden alacak ve borçların İkinci Geçici Vergi döneminde (01.01.2016 – 30.06.2016) yapılacak değerlemelerde esas alınacak döviz kurları aşağıdaki gibidir.

Saygılarımızla.

 

 

 

 

 

DÖVİZ CİNSİ DÖVİZ ALIŞ EFEKTİF ALIŞ
1 ABD DOLARI 2,8936 2,8916
1 AVUSTRALYA DOLARI 2,1422 2,1323
1 DANİMARKA KRONU 0,43019 0,42989
1 EURO 3,2044 3,2022
1 İNGİLİZ STERLİNİ 3,8690 3,8663
1 İSVİÇRE FRANGI 2,9440 2,9396
1 İSVEÇ KRONU 0,33845 0,33821
1 KANADA DOLARI 2,2225 2,2143
1 KUVEYT DİNARI 9,5325 9,3895
1 NORVEÇ KRONU 0,34165 0,34141
1 SUUDİ ARABİSTAN RİYALİ 0,77156 0,76577
100 JAPON YENİ 2,8149 2,8045
1 RUS RUBLESİ 0,04484
100 İRAN RİYALİ 0,00938

Bankadan ödeme zorunluluğunda tutar kdv dahil mi ?-EVREN ÖZMEN

Konu

:

Tahsilat ve Ödemelerde Tevsik Zorunluluğu

 

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile getirilen tahsilat ve ödemelerin aracı finansal kurumlar kanalıyla tevsik edilmesi zorunluluğuna ilişkin tutara, fatura ve müstahsil makbuzlarında yer alan katma değer vergisi (KDV) ve gelir vergisi tevkifat tutarının dahil edilip edilmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Maliye Bakanlığına; mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esaslarını belirleme yetkisi verilmiştir.

Bu yetkiye istinaden yayımlanan 459 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, tahsilat ve ödemelerin tevsik zorunluluğu ve uygulamaya ilişkin esasları açıklanmıştır. Söz konusu Tebliğde; tevsik zorunluluğu kapsamında olanların (Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrası kapsamında fatura almak zorunda olan birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, serbest meslek erbabı, kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlar, defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler, vergiden muaf esnaf), kendi aralarında ve tevsik zorunluluğu kapsamında olmayanlarla yapacakları, 7.000 TL’yi aşan tutardaki her türlü tahsilat ve ödemelerini aracı finansal kurumlar kanalıyla yapmalarının ve bu tahsilat ve ödemeleri söz konusu kurumlarca düzenlenen belgeler ile tevsik etmelerinin zorunlu olduğu belirtilmiştir.

Bu hüküm ve açıklamalara göre; faturalardaki KDV dahil tutarın ve gerçek usulde vergiye tabi olmayan çiftçilerden yapacağınız zirai ürün alımlarınız dolayısıyla düzenleyeceğiniz müstahsil makbuzundaki üzerinden gelir vergisi tevkifatı indirilmemiş tutarın 7.000 TL’yi (01.01.2016 tarihinden itibaren) aşması halinde, tahsilat ve ödemelerinizin, anılan Tebliğde belirtilen aracı finansal kurumlar kanalıyla yerine getirilmesi ve bu tahsilat ve ödemelerin söz konusu kurumlarca düzenlenecek belgelerle tevsik edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim

Veraset yoluyla intikal eden arsanın kat karşılığı verilmesi sonucu alınan gayrimenkullerin satılması durumunda vergilendirilmesi

Sayı

:

46480499-120[2015/1499]-57

25/05/2016

Konu

:

Veraset yoluyla intikal eden arsanın kat karşılığı   verilmesi sonucu alınan gayrimenkullerin satılması durumunda   vergilendirilmesi

            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ½ hisseli olarak kardeşinizle tarafınıza babanızdan miras kalan zeytinliğin bağımsız dubleks yapımı karşılığında müteahhide verildiği, bunun karşılığında  dört adet gayrimenkulün tapularının her ikinizin adına ½ hisseli olarak tanzim edildiği, daha sonra iki adedinin kendinizin iki adedinin de kardeşinizin adına tescil edilmesini istediğiniz ve karşılıklı olarak hisselerinizden feragat ettiğiniz belirtilerek, kardeşinizle yarı yarıya hisse devrinin ticari satışa girip girmediği, elde ettiğiniz gayrimenkullerin birini veya ikisini satmanız halinde vergi doğup doğmayacağı ile hisse devri ve aynı zamanda bağımsız bölüm satışının ticari kazanç olup olmadığı hususlarında Başkanlığımızdan görüş talep edildiği anlaşılmıştır.

 

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinin birinci fıkrasında, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hükmüne yer verilmiş olup; aynı maddenin ikinci fıkrasının (4) numaralı bendinde ise, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerden elde ettikleri kazancın ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.

 

Öte yandan, ticari faaliyet emek-sermaye organizasyonuna dayanmakta olup, kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetin ticari faaliyet olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin ticari faaliyet sayılabilmesi için kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması, şahsi ihtiyaç kapsam ve sınırlarını aşması gerekmektedir.

 

Gayrimenkul alım satımı ticari bir organizasyon içinde yapıldığında alım satımın ticari faaliyetin bir unsuru sayılması, ancak ticari organizasyonun şekli ve maddi unsurları ile açıkça belli olmadığı hallerde ise faaliyetin devamlılık kasıt ve niyeti ile yapıldığını belirleyen objektif ölçü olarak, muamelede çokluk olup olmadığına bakılması gerekmektedir.

 

Bu itibarla, gayrimenkullerin iktisap tarihinden sonra aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte satılması veya birbirini izleyen yıllarda satılması durumunda yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden, elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesine göre ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Aynı Kanunun mükerrer 80 inci maddesinde;

 

Aşağıda yazılı mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlar değer artışı kazançlarıdır.

 

            ….

 

            6.İktisap şekli ne olursa olsun (ivazsız olarak iktisap edilenler hariç) 70’inci maddenin birinci fıkrasının (1), (2), (4) ve (7) numaralı bentlerinde yazılı mal (gerçek usulde vergiye tabi çiftçilerin zirai istihsalde kullandıkları gayrimenkuller dahil) ve hakların, iktisap tarihinden başlayarak beş yıl (1.1.2007 tarihinden önce iktisap edilenlerde dört yıl) içinde elden çıkarılmasından doğan kazançların (Kooperatiflerin ortaklarına bu sıfatları dolayısıyla tahsis ettikleri gayrimenkulleri tahsis tarihinde ortak tarafından satın alınmış sayılır.)

 

            Bu maddede geçen “elden çıkarma” deyiminin, yukarıda yazılı mal ve hakların satılması, bir ivaz karşılığında devir ve temliki, trampa edilmesi, takası, kamulaştırılması, devletleştirilmesi, ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını ifade eder.

 

            Bir takvim yılında elde edilen değer artışı kazancının, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılmasından sağlananlar hariç, 6000 (287 Seri No’lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2015 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 10.600 TL) Yeni Türk Lirası gelir vergisinden müstesnadır.” ,

 

Mükerrer 81’inci maddesinin birinci fıkrasında,

 

Değer artışında safi kazanç, elden çıkarma karşılığında alınan para ve ayınlarla sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle  bulunur. Hasılatın ayın ve menfaat olarak sağlanan kısmının tutarı Vergi Usul Kanununun değerleme ile ilgili hükümlerine göre tayin ve tespit olunur.” hükmü, maddenin son fıkrasında da, “Mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedeli, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak tespit edilir. Şu kadar ki, bu endekslemenin yapılabilmesi için artış oranının % 10 veya üzerinde olması şarttır.

 

hükümlerine verilmiştir.

 

Ayrıca, 25/03/2011 tarih ve 76 sıra numaralı Gelir Vergisi Sirkülerinin “5.Cins Tashihi Yapılan Gayrimenkuller İle Kat Karşılığı Olarak Müteahhit Veya Konut Yapı Kooperatiflerinden Alınan Gayrimenkullerin Satılması Halinde İktisap Tarihinin Belirlenmesi” başlıklı bölümünde; “Arsa olarak iktisap edilen gayrimenkul üzerine bina inşa edilmesi veya söz konusu gayrimenkulün kat karşılığı verilmesi sonucu alınan gayrimenkullerin tapuya tescili, cins tashihi sayılarak tapuya tescil tarihinin iktisap tarihi olarak kabul edilmesi gerekir.

 

            Gayrimenkullerin ivazsız şekilde iktisap edilmesi değer artışı kazancının konusuna girmemektedir. Bu çerçevede ivazsız olarak iktisap edilen gayrimenkulün üzerine, sahibi tarafından inşa edilen veya kat karşılığı olarak alınan gayrimenkullerin, daha sonra elden çıkarılması halinde elde edilen gelir, değer artışı kazancı kapsamında değerlendirilmeyecektir.

 

            …

 

            Örnek 7: Bay (B)’ye veraset yoluyla intikal eden iki katlı ahşap bina, yıkılıp yerine yeni bir bina yapması ve bu yeni binadan kendisine iki adet daire verilmesi karşılığında, müteahhide verilmiştir. Bay (B), müteahhitten kat karşılığı aldığı iki adet daireyi teslim aldığı yıl içinde satmıştır.

 

            İvazsız olarak (veraset yoluyla) iktisap edilen gayrimenkulün, cins tashihi yapılarak kat karşılığı verilmesi halinde, “ivazsız iktisap edilme” niteliği değişmeyeceğinden, gayrimenkulün satışından elde edilen gelir de değer artışı kazancına tabii olmayacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.

 

Bu itibarla, babanızdan miras yoluyla intikal eden zeytinliğin gayrimenkul satış vaadi ve arsa karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden inşaat şirketine verilmesi neticesinde sahip olunan dubleksler de “ivazsız olarak iktisap edilen gayrimenkul” olarak değerlendirildiğinden, söz konusu dublekslerde payınıza düşen ½ oranındaki hisselerinizin kardeşinizle karşılıklı olarak devredilmesi nedeniyle elde edilecek kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktır.

 

Ancak, hisse devri yoluyla tapuda yapılan değişiklik devralınan hisseler açısından yeni bir iktisap olarak değerlendirilecek olup, gayrimenkulün söz konusu değişiklik tarihinden itibaren beş yıl içinde elden çıkarılması halinde;  gayrimenkulün hisse devriyle intikal eden ½’lik kısmının elden çıkarılması nedeniyle ortaya çıkacak kazancın, Gelir Vergisi Kanununun değer artışı kazancına ilişkin hükümleri çerçevesinde vergilendirileceği tabiidir.

 

Öte yandan, sahibi olduğunuz gayrimenkullerin aynı kişiye farklı tarihlerde veya farklı kişilere aynı tarihte veya birbirini izleyen tarihlerde satılması durumunda yapılan satışlar devamlı olarak gayrimenkul alım-satım işiyle uğraşıldığına karine teşkil edeceğinden elde edilen kazancın Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesi çerçevesinde ticari kazanç olarak vergilendirilmesi gerekmektedir.

 

Bilgi edinilmesini rica ederim.

kesin mizan verme zorunluluğu kaldırılmıştır-2016-mali Müşavir Evren özmen

27 Temmuz 2016 ÇARŞAMBA

Resmî Gazete

Sayı : 29783
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı)’ndan:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO: 403)’NİN YÜRÜRLÜKTEN

KALDIRILMASINA DAİR TEBLİĞ

(SIRA NO: 472)

MADDE 1 – 19/1/2011 tarihli ve 27820 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği (Sıra No: 403) yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 2 – Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Tebliğ hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

 

403 tebliğ 

Zorunluluğu Getirilen Mükellefler:
3.1. Bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri elektronik ortamda kesin mizan bildirimi vermek zorundadırlar.
3.2. Ancak bilanço esasına göre defter tutmakla beraber faaliyet konuları itibariyle farklı muhasebe tekniğini kullanmak durumunda bulunan;
a. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun3 2 nci maddesinde sayılan mükellefler, 

Kooperatiflerde sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu

Kooperatifler, tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklardır.

Ülkemizde, 2014 yılı Mayıs ayı başı itibariyle 13 bin 341 adet konut yapı kooperatifi, 559 adet küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi ve 628 adet toplu işyeri yapı kooperatifi bulunmaktadır. Bu yapı kooperatiflerinin sırasıyla 597 bin 51, 70 bin 688 ve 41 bin 299 olmak üzere toplamda 709 bin 38 adet ortağı bulunmaktadır. Uymaları zorunlu temel kurallar her ne kadar 1163 sayılı Yasa ile düzenlenmişse de, diğer kanunlar ile yapı kooperatifl erine birtakım yasal yükümlülükler getirilmesi mümkün olabilmektedir. Bu yükümlülüklerden birisi sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğudur.
Yapı kooperatiflerinde sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu, Türk Ticaret Kanunu veya Kooperatifler Kanunu ile değil, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu ile getirilen bir yükümlülüktür ve sadece anılan yasada belirtilen şartları karşılayan yapı kooperatiflerini kapsamaktadır. Avukatlık Kanunu’nun 35’inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre, ortak sayısı yüz veya daha fazla olan yapı kooperatifleri sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorundadırlar. Ortak sayısı yüzün altında kalan yapı kooperatifleri ile ortak sayısı ne olursa olsun diğer kooperatif türleri için ise böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır.

Sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu, yüz veya daha fazla kişinin katılımıyla kurulan yapı kooperatiflerinde, kooperatifin tüzel kişilik kazanması ile birlikte; kuruluştaki ortak sayısı yüzün altında olan yapı kooperatiflerinde ise ortak sayısı yüze ulaştığı anda doğar. Ortak sayısının herhangi bir sebeple yüzün altına düşmesi halinde ise sözleşmeli avukat bulundurma yükümlülüğü ortadan kalkar.

Yapı kooperatifleri, sözleşmeli avukatlarına, 2016 yılında asgarî bin TL aylık ücret ödeyeceklerdir. Sözleşmeli avukat bulundurma yükümlülüğünü yerine getirmeyen yapı kooperatiflerine, Cumhuriyet Savcısı tarafından, sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, suç tarihinde yürürlükte bulunan, asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verilecektir. Örneğin, 2016 yılının tamamında anılan yükümlülüğe uyulmaması, yapı kooperatifine 39 bin 528 TL idari para cezası verilmesine sebebiyet verecektir.

Sözkonusu zorunluluk, kooperatiflerden sadece yapı kooperatifl erini kapsadığı, bin ortaklı üretici veya tüketici kooperatifinin avukat bulundurma zorunluluğu yokken 100 ortaklı yapı kooperatiflerinin zorunluluk kapsamına alındığı, bu haliyle kooperatif türleri arasında bir ayrım yaparak ve üye sayısı kriteri koyarak yapılan bu tasnifin objektif, hukuki ve hakkaniyetli olmadığı yönünde eleştirilere uğramıştır. Anayasa Mahkemesi ise, 30/06/2011 tarihli ve E.2010/10, K.2011/110 sayılı kararında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Kanun’un 329. maddesiyle değiştirilen üçüncü fıkrasının “anonim şirketler” yönünden, Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal talebinin reddine hükmetmiştir. Ancak, Yüksek Mahkeme, sözkonusu kararının açıkça anonim şirketlere ilişkin olduğunu vurgulamıştır. Bu nedenle, anılan maddenin yapı kooperatifl eri yönünden Anayasaya aykırılığının ve iptalinin talep edilmesi halinde mahkemenin ne yönde karar vereceğini bugünden kestirmek zordur.

Soner ALTAŞ – Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Başmüfettişi

GIDA İŞLETMELERİNDE YEREL, MARJİNAL VE SINIRLIFAALİYETLERİN DÜZENLENMESİNEDAİR YÖNETMELİK

26 Temmuz 2016 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 29782
YÖNETMELİK
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

GIDA İŞLETMELERİNDE YEREL, MARJİNAL VE SINIRLI

FAALİYETLERİN DÜZENLENMESİNE

DAİR YÖNETMELİK

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, gıda işletmelerindeki yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetlere ilişkin hususları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, son tüketicinin yanı sıra bir başka perakendeciye et ve et ürünlerinden çiğ et ve kıyma, süt ve süt ürünleri kapsamındaki çiğ süt, içme sütü, kolostrum, kolostrum bazlı ürünler, çiğ krema ve kaymak dışındaki süt ve süt ürünleri ile bütün halindeki balık ve su ürünlerini arz eden perakende gıda işletmesini kapsar.

(2) Bu Yönetmelik hükümlerinde belirtilmeyen hayvansal gıdalar ve hazır ambalajlı olarak tedarik edilerek ambalajı bozulmadan arz edilen hayvansal gıdalar kapsam dışındadır.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 30 ve 44 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) 5996 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda Hijyeni Yönetmeliği, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvansal Gıdaların Resmi Kontrollerine İlişkin Özel Kuralları Belirleyen Yönetmelik ve 27/12/2011 tarihli ve 28155 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan tanımlara ilave olarak bu Yönetmelikte geçen;

a) Marjinal: Perakendecinin başka bir perakendeciye arz edebileceği hayvansal gıdanın günlük, haftalık veya yıllık olarak belirlenmiş maksimum miktarını,

b) Sınırlı: Hayvansal gıdayı arz eden ve/veya tedarik eden, belirlenmiş perakende işletme tipini ve/veya hayvansal gıdayı,

c) Yerel: Hayvansal gıdanın arz edilebileceği coğrafi olarak sınırlandırılmış alanı,

ifade eder.

Genel hükümler

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan hayvansal gıdaların, perakendeci tarafından son tüketiciye satışının yanı sıra başka bir gıda işletmesine arzı, bu gıda işletmesinin de sadece son tüketiciye satış yapan perakendeci olması şartıyla, bu Yönetmelikte belirlenen yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetlere ilişkin gerekliliklere uygun olarak yapılır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen hayvansal gıdanın perakendeci tarafından başka bir perakendeciye arzında, perakendecinin bu arzının yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetler içerisinde kalması şartıyla, işletmesi kayıt kapsamındaki gıda işletmesi olarak değerlendirilir.

(3) Gıda işletmecisi yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetler kapsamında tedarik ettiği gıdayı sadece son tüketiciye arz edebilir, son tüketiciye satış amacıyla işleyebilir, muameleye tabi tutabilir ve/veya depolayabilir.

(4) Hayvansal gıdanın, perakendeci tarafından başka bir perakendeciye arz edilebilmesi için “yerel”, “marjinal” ve “sınırlı” olarak tanımlanan faaliyetler için getirilen gerekliliklerin tamamını karşılaması gerekir.

(5) Yetkili merci; yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamındaki perakendecilerin listesini oluşturur ve bu listeleri güncel tutar.

Bildirim zorunluluğu

MADDE 6 – (1) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyette bulunmak isteyen perakendeci, yetkili mercie aşağıdaki bilgilerin yer aldığı Ek-1’de yer alan dilekçe ile başvuruda bulunur:

a) İşletme kayıt numarası.

b) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamında arz edilecek hayvansal gıda.

c) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet için belirlenen gerekliliklere uyacağına dair Ek-2’de yer alan taahhütname.

Et ve et ürünleri için özel hükümler

MADDE 7 – (1) Et ve et ürünleri için yerel faaliyet; perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Et ve et ürünleri için marjinal faaliyet; perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz, haftalık olarak 2.500 kilogramı geçemez.

(3) Et ve et ürünleri için sınırlı faaliyette;

a) Çiğ et ve kıyma, sadece kasaplar tarafından diğer perakendecilere arz edilebilir.

b) Hazırlanmış et karışımları ve et ürünleri arz edilemez.

Süt ve süt ürünleri için özel hükümler

MADDE 8 – (1) Süt ve süt ürünleri için yerel faaliyet, perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Süt ve süt ürünleri için marjinal faaliyet, perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz haftalık olarak 500 kilogramı geçemez.

(3) Süt ve süt ürünleri için sınırlı faaliyette;

a) Bu fıkranın (b) bendinde belirtilenler dışındaki süt ve süt ürünleri, perakendeciler tarafından diğer perakendecilere arz edilebilir.

b) Çiğ süt, içme sütü, kolostrum, kolostrum bazlı ürünler, çiğ krema ve kaymak arz edilemez.

Balıkçılık ürünleri için özel hükümler

MADDE 9 – (1) Balıkçılık ürünleri için yerel faaliyet, perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Balıkçılık ürünleri için marjinal faaliyet, perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz, haftalık olarak 500 kilogramı geçemez.

(3) Balıkçılık ürünleri için sınırlı faaliyette, sadece bütün halindeki balıkçılık ürünleri arz edilir.

(4) Bütün halindeki balıkçılık ürünleri sadece balık satış yerleri tarafından diğer perakendecilere arz edilir.

Özel hüküm

MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen marjinal faaliyetlerin birden fazlasını yapan perakendecinin, bu faaliyet kapsamındaki toplam arzı, bu Yönetmeliğin 7 nci, 8 inci ve 9 uncu maddelerinde belirlenen miktarları geçmemek üzere toplamda haftalık olarak 2.500 kilogramı geçemez.

Kayıtların tutulması

MADDE 11 – (1) Perakendeci; yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamında arz edilen veya tedarik edilen hayvansal gıdaya ilişkin olarak, Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmeliğin 39 uncu maddesi gereği tutulması gereken izlenebilirliği sağlayan kayıtlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş fatura veya sevk irsaliyesini talebi halinde yetkili mercie sunar.

(2) Bu Yönetmelik kapsamındaki hayvansal gıdayı arz eden perakendeci, izlenebilirlik ve hijyen konusundaki mevzuat hükümlerinin gerektirdiği kayıtlara ilave olarak; hayvansal gıdayı arz ettiği perakendecilerinin işletme kayıt numaraları ile her bir perakendeciye sattığı hayvansal gıdanın miktarlarına ilişkin kayıtları tutar ve talep edilmesi halinde yetkili mercie sunar.

(3) Bu madde kapsamında belirtilen kayıtlar, ilgili mevzuatında aksi belirtilmediği sürece elde edildikleri takvim yılının sonundan itibaren en az on iki aylık bir süre ile muhafaza edilir.

İdari yaptırım

MADDE 12 – (1) Bu Yönetmeliğe aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Kanunun ilgili maddelerine göre idari yaptırım uygulanır.

Yürürlük

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

 

Ekleri için tıklayınız.

 

26 Temmuz 2016 SALI

Resmî Gazete

Sayı : 29782
YÖNETMELİK
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından:

GIDA İŞLETMELERİNDE YEREL, MARJİNAL VE SINIRLI

FAALİYETLERİN DÜZENLENMESİNE

DAİR YÖNETMELİK

Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, gıda işletmelerindeki yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetlere ilişkin hususları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, son tüketicinin yanı sıra bir başka perakendeciye et ve et ürünlerinden çiğ et ve kıyma, süt ve süt ürünleri kapsamındaki çiğ süt, içme sütü, kolostrum, kolostrum bazlı ürünler, çiğ krema ve kaymak dışındaki süt ve süt ürünleri ile bütün halindeki balık ve su ürünlerini arz eden perakende gıda işletmesini kapsar.

(2) Bu Yönetmelik hükümlerinde belirtilmeyen hayvansal gıdalar ve hazır ambalajlı olarak tedarik edilerek ambalajı bozulmadan arz edilen hayvansal gıdalar kapsam dışındadır.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 30 ve 44 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) 5996 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda Hijyeni Yönetmeliği, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik, 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvansal Gıdaların Resmi Kontrollerine İlişkin Özel Kuralları Belirleyen Yönetmelik ve 27/12/2011 tarihli ve 28155 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan tanımlara ilave olarak bu Yönetmelikte geçen;

a) Marjinal: Perakendecinin başka bir perakendeciye arz edebileceği hayvansal gıdanın günlük, haftalık veya yıllık olarak belirlenmiş maksimum miktarını,

b) Sınırlı: Hayvansal gıdayı arz eden ve/veya tedarik eden, belirlenmiş perakende işletme tipini ve/veya hayvansal gıdayı,

c) Yerel: Hayvansal gıdanın arz edilebileceği coğrafi olarak sınırlandırılmış alanı,

ifade eder.

Genel hükümler

MADDE 5 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan hayvansal gıdaların, perakendeci tarafından son tüketiciye satışının yanı sıra başka bir gıda işletmesine arzı, bu gıda işletmesinin de sadece son tüketiciye satış yapan perakendeci olması şartıyla, bu Yönetmelikte belirlenen yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetlere ilişkin gerekliliklere uygun olarak yapılır.

(2) Birinci fıkrada belirtilen hayvansal gıdanın perakendeci tarafından başka bir perakendeciye arzında, perakendecinin bu arzının yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetler içerisinde kalması şartıyla, işletmesi kayıt kapsamındaki gıda işletmesi olarak değerlendirilir.

(3) Gıda işletmecisi yerel, marjinal ve sınırlı faaliyetler kapsamında tedarik ettiği gıdayı sadece son tüketiciye arz edebilir, son tüketiciye satış amacıyla işleyebilir, muameleye tabi tutabilir ve/veya depolayabilir.

(4) Hayvansal gıdanın, perakendeci tarafından başka bir perakendeciye arz edilebilmesi için “yerel”, “marjinal” ve “sınırlı” olarak tanımlanan faaliyetler için getirilen gerekliliklerin tamamını karşılaması gerekir.

(5) Yetkili merci; yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamındaki perakendecilerin listesini oluşturur ve bu listeleri güncel tutar.

Bildirim zorunluluğu

MADDE 6 – (1) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyette bulunmak isteyen perakendeci, yetkili mercie aşağıdaki bilgilerin yer aldığı Ek-1’de yer alan dilekçe ile başvuruda bulunur:

a) İşletme kayıt numarası.

b) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamında arz edilecek hayvansal gıda.

c) Yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet için belirlenen gerekliliklere uyacağına dair Ek-2’de yer alan taahhütname.

Et ve et ürünleri için özel hükümler

MADDE 7 – (1) Et ve et ürünleri için yerel faaliyet; perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Et ve et ürünleri için marjinal faaliyet; perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz, haftalık olarak 2.500 kilogramı geçemez.

(3) Et ve et ürünleri için sınırlı faaliyette;

a) Çiğ et ve kıyma, sadece kasaplar tarafından diğer perakendecilere arz edilebilir.

b) Hazırlanmış et karışımları ve et ürünleri arz edilemez.

Süt ve süt ürünleri için özel hükümler

MADDE 8 – (1) Süt ve süt ürünleri için yerel faaliyet, perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Süt ve süt ürünleri için marjinal faaliyet, perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz haftalık olarak 500 kilogramı geçemez.

(3) Süt ve süt ürünleri için sınırlı faaliyette;

a) Bu fıkranın (b) bendinde belirtilenler dışındaki süt ve süt ürünleri, perakendeciler tarafından diğer perakendecilere arz edilebilir.

b) Çiğ süt, içme sütü, kolostrum, kolostrum bazlı ürünler, çiğ krema ve kaymak arz edilemez.

Balıkçılık ürünleri için özel hükümler

MADDE 9 – (1) Balıkçılık ürünleri için yerel faaliyet, perakende işletmenin bulunduğu nokta merkez kabul edilerek 50 kilometrelik yarıçap içerisinde kalan alanda yapılır.

(2) Balıkçılık ürünleri için marjinal faaliyet, perakendecinin diğer perakendeciye yapabileceği toplam arz, haftalık olarak 500 kilogramı geçemez.

(3) Balıkçılık ürünleri için sınırlı faaliyette, sadece bütün halindeki balıkçılık ürünleri arz edilir.

(4) Bütün halindeki balıkçılık ürünleri sadece balık satış yerleri tarafından diğer perakendecilere arz edilir.

Özel hüküm

MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen marjinal faaliyetlerin birden fazlasını yapan perakendecinin, bu faaliyet kapsamındaki toplam arzı, bu Yönetmeliğin 7 nci, 8 inci ve 9 uncu maddelerinde belirlenen miktarları geçmemek üzere toplamda haftalık olarak 2.500 kilogramı geçemez.

Kayıtların tutulması

MADDE 11 – (1) Perakendeci; yerel, marjinal ve sınırlı faaliyet kapsamında arz edilen veya tedarik edilen hayvansal gıdaya ilişkin olarak, Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmeliğin 39 uncu maddesi gereği tutulması gereken izlenebilirliği sağlayan kayıtlar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının ilgili mevzuatına göre düzenlenmiş fatura veya sevk irsaliyesini talebi halinde yetkili mercie sunar.

(2) Bu Yönetmelik kapsamındaki hayvansal gıdayı arz eden perakendeci, izlenebilirlik ve hijyen konusundaki mevzuat hükümlerinin gerektirdiği kayıtlara ilave olarak; hayvansal gıdayı arz ettiği perakendecilerinin işletme kayıt numaraları ile her bir perakendeciye sattığı hayvansal gıdanın miktarlarına ilişkin kayıtları tutar ve talep edilmesi halinde yetkili mercie sunar.

(3) Bu madde kapsamında belirtilen kayıtlar, ilgili mevzuatında aksi belirtilmediği sürece elde edildikleri takvim yılının sonundan itibaren en az on iki aylık bir süre ile muhafaza edilir.

İdari yaptırım

MADDE 12 – (1) Bu Yönetmeliğe aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Kanunun ilgili maddelerine göre idari yaptırım uygulanır.

Yürürlük

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

 

Ekleri için tıklayınız.

 

Kooperatifler ile ilgili hizmetler

  • Kooperatiflerin Kuruluş İşlemleri, anasözleşmelerinin hazırlanması, anasözleşmelerde bulunması zorunlu olan ve olmayan hususlar, tescil ve ilanuygulamaları,Kurucu Ortakların sorumlulukları,Tüzel Kişilerin kooperatife ortak olmaları, Tüzel Kişilerin Yönetim Kurulu’nda temsiline ilişkin özellik arz eden hususlar,
  • Anasözleşme değişiklikleri,anasözleşme değişikliğinin kanun ve anasözleşme hükümlerine uygunluğu,anasözleşmedeğişiklikleriningenel kurul gündeminde ilanına ilişkin usuller, anasözleşme değişikliklerinde alınması zorunlu Bakanlık izni, anasözleşme değişikliklerinin genel kurulda oylanması, gerekli nisap oranları
  • Ortaklık İşlemleri, Kooperatife ortak alma usulleri, ortaklık sıfatının kazanılması, hisse devri ve şekil şartları, Miras yolu ile ortak olma, Yönetim kurulunun ortaklık şartları bakımından inceleme yükümlülüğü
  • Ortakların Hakları, 
  • Ortakların Sorumlulukları, Sermaye koyma borcu, Aidat ödeme borcu, ortağın ek ödeme mükellefiyetinin bulunup bulunmadığı, Ek ödeme talebinde esaslar, Kooperatif ortaklarının giderlerden sorumluluğu, Kooperatife sonradan ortak olanlardan fark alınıp alınamayacağı, Kooperatifin iflası halinde ortağın sorumluluğu, Kooperatife yeni giren ortağın sorumluluğu, Ortaklıktan çıkma hakkının sınırlandırılması, Kooperatiften ayrılan ortağın sorunluluğu, Ortağın payına haciz konulup konulamayacağı, Ortağın sır saklama yükümlülüğü
  • Ortaklığın Sona Ermesi, Ortaklıktan çıkma, çıkarılma, parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen ortaklara gönderilecek ihtarlar ve süreleri, ayrılan ortaklarla hesaplaşma süresi ve esasları, ayrılan ortağa iadesi gereken hak ve alacaklar, ayrılan ortağın alacaklarını talep edeceği zaman,
  • Kooperatiflerde gelir-gider farkı, Yedek Akçeler, Risturn Dağıtımı ve Özel Fonlar, Kooperatiflerde gelir-gider farkı, Kooperatif Yedek Akçeleri ve Yedek akçelerin kullanılış esasları, , Risturn dağıtımına ilişkin özellik arz eden hususlar, ortak içi işlemler, Ortak dışı işlemler, Ortak dışı işlemlerden elde edilen gelirlerin ortaklara dağıtımı, Kooperatifin faaliyet konusunun gerçekleştirebilmesi için veya personelleri için özel fonlar kurabileceği, Fonların kullanım şekilleri ve esasları,
  • Kurumlar Vergisi ve Kurumlar Vergisinden muafiyet, Türlerine göre kooperatiflerin Kurumlar Vergisinden muaf olup olmadığı, Kurumlar vergisinden muafiyetin koşulları, Muafiyetin kazanılması, Muafiyetin kaybedilmesi, Kooperatiflerde Risturn İstisnası, Muafiyetin kaybedilmesi halinde kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis ettirilmesi, Muafiyetin kaybı tarihinden itibaren Kurumlar vergisi beyannamesi ile Ba-Bs Formlarının verilmesi mükellefiyeti
  • Genel Kurul, Genel Kurulun kooperatifin en yetkili organı olması,Genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkiler, genel kurul toplantısına çağrı, çağrı şekilleri, Genel kurulu toplantıya çağırmaya yetkili olanlar, Ortakların isteği ile Genel Kurulun toplantıya çağırılması, Genel kurulun Bakanlık veya Mahkeme tarafından toplantıya çağrılması, Olağanüstü genel kurul,
  • Genel Kurul Gündeminin İlanı, Gündemde bulunması zorunlu unsurlar, Gündemin toplantı çağrısında bulunması zorunluluğu, Gündemin ne zaman ilan edileceği, Gündemin ortaklara tebliğ edilmemesinin hukuki sonuçları, Gündemde olmadığı halde Genel Kurulda görüşülebilecek konular
  • Genel Kurul Toplantısından Önce Hazırlanacak Belgeler, Hazirun listesinin hazırlanması, Yönetim Kurulu yıllık çalışma raporunun hazırlanması, Denetim kurulu raporunun hazırlanması, Bilanço-Envanter ve gelir-gider tablolarının hazırlanması, Bütçe ve gelecek yıl tahmini bütçesinin hazırlanması,
  • Genel Kurula İlişkin Şekli Şartlar, Genel Kurulun ne zaman toplanması gerektiği, Genel kurulu toplantıya çağırmamanın cezası, Toplantıdan önce temsilci talebinde bulunma zorunluluğu, Genel kurulun nerede toplanacağı, Genel kurulun en az kaç kişi ile toplanması gerektiği, Genel kurullarda karar yeter sayıları, Genel kurul Divanı, Genel kurul tutanağına ilişkin özellik arz eden hususlar, Genel kurul kararlarının tescil ve ilan zorunluluğu, Genel kurul sonrası Bakanlığa verilecek belgeler,
  • Genel Kurula ilişkin Haklar, Hangi ortakların genel kurula katılabileceği, oy hakkı, temsile ilişkin hükümler, Genel kurulda oylamaya katılamayacaklar, Yönetim kurulunun ibrası ve ibranın sonuçları, Yönetim kurulunun ibra edilmemesi, Genel kurul Kararlarında aranan nisaplar, Genel Kurul kararlarının geçerlilik şartları, Genel kurul kararlarında muhalefet şerhi, Genel kurul kararlarının butlanı, Kanun ve anasözleşme hükümlerine aykırı genel kurul kararları, Kimlerin genel kurul kararlarının iptalini dava edebileceği, iptal davasının koşulları ve süresi
  • Yönetim Kurulu, Yönetim Kurulu üyelerinin atanması ve seçimi, Yönetim kurulu üyesi olabilmenin şartları, Şartları kimin denetleyeceği, Yönetim kurullarında asil ve yedek üyeler, Yönetim kurulu üyelerinin sayısı, Yönetim kurullarının görev süresi, Yönetim kurulu toplantılarının ne zaman ve nerede yapılacağı ve toplantıya davetin kim tarafından yapılacağı, Yönetim kurulunun toplantı ve karar nisabı, Boşalan yönetim kurulu üyeliğinin nasıl doldurulacağı, Yönetim kurullarında görev bölümü, Yönetim kurulu üyelerinin görevleri ve sorumlulukları, Yönetim kurulu üyesinin karara muhalif kalması, muhalefetin sorumluluğa etkisi, Yönetim kurulu kararlarının kanun, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına uygun olma zorunluluğu, Yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumlulukları, Yönetim kurulunun yetki devri ve murahhas üyelik, Yönetim kurulu üyelerinin mal bildiriminde bulunma zorunlulukları,
  • Denetçiler, Seçimi, sayısı, görev ve sorumlulukları, denetçinin istifası, boşalan üyeliğin doldurulması, denetçi raporu ve esasları, Denetçinin inceleme – rapor düzenleme ve sır saklama mükellefiyeti,
  • Kooperatif Birlikleri, Üst birliğe üye olmanın zorunlu olup olmadığı, üye olmanın veya olmamanın kurumlar vergisi muafiyetine etkisi, üst birliğin hak ve yetkileri, üst birliğin denetime yönelik yetkileri,
  • Kooperatiflerin Dağılması, Kooperatiflerin dağılma sebepleri, Anasözleşme gereği dağılma, ortak sayısının yediden aşağı düşmesi, Genel Kurul kararı ile dağılma, İflas nedeni ile dağılma, Birleşme ve devralınma sureti ile dağılma, Kooperatifin iflası, iflasın esasları ve hukuki sonuçları, İflas davası, İflas kararının tebliğ ve ilanı,
  • Kooperatifin Tasfiyesi, Tasfiyenin koşulları,Tasfiye kurulu, tasfiye kurulu üyelerinin hukuki ve cezai sorumluluğu, Tasfiyenin etkileri, Ortakların sorumluluğu, Tasfiye işlemlerinin yürütülmesi, Tasfiyenin ilanı, tasfiye mamelikinin paylaştırılması
  • Bakanlık Denetimi, Bakanlığın denetime ilişkin yetkileri ve Bakanlığın talimat verme hakkı, Bakanlığın Yönetim kurulu ve üst düzey yetkililerin görevlerine tedbirenson verme hakkı,
  • Kooperatifler Kanunun 98. Maddesi çerçevesinde Türk Ticaret Kanununa yapılan atıf, Kooperatifler kanununda hüküm bulunmayan hallerde Türk ticaret kanununun anonim şirkete ilişkin hükümlerinin kooperatifler hakkında da uygulanabilmesi,

Kooperatif Yöneticilerinin 1163 sayılı yasanın 62. Maddesi ile ek hükümleri çerçevesinde cezai sorumlulukları

YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ KURULUŞ İŞLEMLERİ-EVREN ÖZMEN

YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ KURULUŞ İŞLEMLERİ

Kooperatif kuruluş işlemleri için info@ozmconsultancy.com

1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 3. ve 4. Maddesinde belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ( illerde  Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerine) verilecek Ana sözleşmenin onaylanması ve kuruluşa izin verilmesini müteakip, kooperatif merkezinin bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ve ilan olunması ile tüzel kişilik kazanır.
Kuruluş, İzin, Tescil ve İlan:
Yapı Kooperatiflerinin (Konut Yapı Kooperatifi, Toplu İşyeri Yapı Kooperatifi ve Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi) ve 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunun 72.Maddesine göre kurulan Yapı Kooperatifi Üst Birliklerinin örnek Anasözleşmelerinin aynen kabulü halinde kuruluş işlemleri için gerekli bilgi ve belgeler;
Kuruluş için; Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne dilekçe ile müracaat edilir.
Dilekçe ekinde;
a)        Her sayfasının kurucular (en az yedi kurucu ortak) tarafından imzalanmış noter tasdikli 6 adet kooperatif Anasözleşmesinin olması,
b)        Kurucu ortakların aynı türden başka bir kooperatifte yönetim kurulu üyesi olmadığına dair bir taahhütname verilecektir. (EK-4)
c)        Bilgi Formu (EK-5)
d)        Mal Bildirimi (EK-6)
Anasözleşmede doldurulması zorunlu alanlar:
1)  Unvan, merkez, süre ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapacak yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile ilgili bölümlerin doldurulmuş olması,
2)  Sermaye ve paylarla ilgili 7. ve 8. Maddelerdeki boş kısımların kurucu ortak sayısına bağlı olarak doldurulmuş olması,
3)  Ana sözleşmelerin son sayfasında yer alan ve kurucuların Adı ve Soyadı, T.C. Kimlik No., Tabiiyeti, Sermaye Taahhüdü, ödediği sermaye ve imza bölümlerinin doldurulmuş olması,
Anasözleşme doldurulurken dikkat edilecek hususlar:
            -1163 Sayılı Kanunun 98. Maddesinin atıfta bulunduğu Türk Ticaret Kanununun 349. Maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerinin usul ve fürundan biri ile, eşi ve 3. dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımlarının denetçiliğe seçilmeleri mümkün bulunmadığından Anasözleşmenin arkasında yer alan ve ilk genel kurul toplantısına kadar görev yapmak üzere kurucular arasından seçilmesi gereken yönetim ve denetim kurullarının teşkilinde yönetim ve denetim kurulu üyelerinin akraba olup olmadıkları araştırılarak, Türk Ticaret Kanununun 349. Maddesine uygunluğu sağlanmalıdır.
            -Kooperatif ünvanlarında kamu kurum ve kuruluşlarının isimlerinin kullanılmaması ve Türk Ticaret Kanununun 48. Maddesinde belirtilen hususlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Unvan için sorgulama işlemi Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğümüzce yapılmaktadır.
            -Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatiflerinin kurulmasında Anasözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen ortaklık şartlarını taşıdıklarını belirtir, Sanayi ve Ticaret Odaları ve Vergi Dairelerinden alınan belgenin aslı verilmelidir.
            -Kooperatif Birliklerinin kuruluşunda kooperatiflerin konularının aynı veya birbiri ile ilgili nitelikte olması kooperatif birliği kurulmasına ilişkin en az 7 kooperatif tarafından alınan genel kurul kararlarının Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne sunulması ve kooperatif birliğine iştirak edenlerin en az 50 pay taahhüt etmelerinin sağlanması gerekmektedir.
            -1163 Sayılı Kanunun 4. Maddesine göre kurumlar tarafından taahhüt edilen nakdi sermayenin ¼’ü Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile tüzel kişilik kazandıktan sonra kooperatif ya da kooperatif birliği hesabına aktarılmak üzere kurucu ortaklarca Anasözleşmede belirtilen ilk yönetim kurulu üyelerinden birine ödenmesi ve bu hususun kooperatif izin başvuru formundabeyan edilmesi gerekmektedir.
İzin,Tescil ve İlan için ; Valiliğince (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) kooperatif kuruluşuna izin verildikten sonra; Yönetim Kurulu üyelerinden birine Anasözleşme (4 adet) gönderilir. Bu gönderime müteakip bağlı bulunduğu Ticaret Sicil Memurluğuna tescil ve Ticaret Sicil gazetesine ilan ettirir. İlanın bir suretini Trabzon Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne verir.
E K L E R    :
EK-1 Kooperatif Kuruluş Müracaat Dilekçesi.
EK-2 Konut Yapı Kooperatifi Anasözleşme Örneği.
EK-3 Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi Anasözleşme Örneği.
EK-4 Yönetim Kurulu İçin Taahhütname.
EK-5 Bilgi Formu.
EK-6 Mal Bildirimi.
KURUCU ORTAKLAR.
Kurucu ortakların isim, kimlik bilgileri ile taahhüt ettiği ve ödediği sermaye miktarları aşağıdaki tabloda imzaları ile gösterilmelidir.
ADI VE SOYADI
T.C.
KİMLİK NO
TABİYET
ADRESİ
SERMAYE
TAAHHÜDÜ
YTL
ÖDEDİĞİ
SERMAYE
YTL
İMZA

 

Kooperatiflerde Yönetim kurulundan istifa dilekçesi-EVREN ÖZMEN

                                                            …/……./2016

 

Ekran Resmi 2016-04-10 22.57.13 

 

S.S. ……………… YAPI KOOPERATİFİ YÖNETİM KURULU’NA

 

     …../…/2015 Tarihinden bugüne sürdürdüğüm yönetim kurulu üyeliği görevimden, gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum.

   Kararımı yönetim kuruluna sunar, gerekli tescil işlemlerinin yapılmasını rica ederim.

                                                                                                            Saygılarımla,

                                                                                                                        T.C

 

                                                                                    (el yazısı ile isim, imza, tarih)

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=4CM0Iq0LFC8&w=560&h=315]

Ayrılan yönetim kurulu üyesi başka ne işlemler yapması gerekmektedir

 

Error: Contact form not found.

Kooperatiflerde devir teslim

Kooperatiflerde yönetim ve denetim kurulları devir teslim yapmak zorunda mıdır ? Sadece yönetim kurulunun yapması yeterli midir ?

Detaylı bilgi için info@ozmconsultancy.com

Ekran Resmi 2016-07-20 11.46.09

Error: Contact form not found.

Konut Yapı Kooperatifi Ana sözleşmesinin 73. maddesi gereğince, yönetim kurulu üyeleri ve kooperatif memurları görev devir ve teslimleri sırasında sorumlulukları altındaki para, mal, defter, belge ve diğer kooperatif varlıklarını bir tutanakla yeni görevlilere teslim etmekle yükümlüdür. Eski yönetim kurulunca bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi durumunda, yeni yönetim kurulunun yargı organlarına başvurarak devir ve teslim işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlamaya çalışması mümkün bulunmaktadır.

Kooperatiflerde Yönetim kurulu hakkında

yönetim Kurulu, Yönetim Kurulu üyelerinin atanması ve seçimi, Yönetim kurulu üyesi olabilmenin şartları, Şartları kimin denetleyeceği, Yönetim kurullarında asil ve yedek üyeler, Yönetim kurulu üyelerinin sayısı, Yönetim kurullarının görev süresi, Yönetim kurulu toplantılarının ne zaman ve nerede yapılacağı ve toplantıya davetin kim tarafından yapılacağı, Yönetim kurulunun toplantı ve karar nisabı, Boşalan yönetim kurulu üyeliğinin nasıl doldurulacağı, Yönetim kurullarında görev bölümü, Yönetim kurulu üyelerinin görevleri ve sorumlulukları, Yönetim kurulu üyesinin karara muhalif kalması, muhalefetin sorumluluğa etkisi, Yönetim kurulu kararlarının kanun, anasözleşme ve iyi niyet kurallarına uygun olma zorunluluğu, Yönetim kurulu üyelerinin cezai sorumlulukları, Yönetim kurulunun yetki devri ve murahhas üyelik, Yönetim kurulu üyelerinin mal bildiriminde bulunma zorunlulukları,

Detaylı Bilgi için info@ozmconsultancy.com

Ekran Resmi 2016-07-20 06.52.59
Kooperatiflerde Yönetim Kurulu

Esnaf muaflığı gider pusulası devamlılık

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu Maddesinin Uygulamasında Devamlılık Unsurunun Kaldırılması

Gelir Vergisi Kanununun 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında, 5615 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önce, esnaf muaflığı kapsamında sayılan işlerin gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine devamlılık ve bağlılık arz edecek şekilde yapılması halinde muafiyetin kaybedileceği hükmü yer almaktaydı. 5615 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle “devamlılık” ibaresi fıkra metninden çıkartılmıştır.

Buna göre, esnaf muaflığı kapsamında sayılan işlerin gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine bağlılık arz etmeyecek şekilde devamlı olarak yapılması muafiyetten yararlanmaya engel teşkil etmeyecektir.

Örneğin Bayan (F), evinde tığ ile ürettiği dantelleri (X) firmasına satmakta ve bu faaliyeti (X) firmasına devamlı olarak yapmaktadır. Bayan (F), bu faaliyetinden dolayı esnaf muaflığından yararlanacak olup, (X) firması, Bayan (F)’ye yaptığı ödeme nedeniyle gider pusulası düzenlemek ve Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin (13) numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca da  gelir vergisi tevkifatı yapmak zorundadır.

Esnaf Muaflığı Kapsamında Evlerde Üretilebilecek Ürünler

Esnaf Muaflığı Kapsamında Evlerde Üretilebilecek Ürünler

Gelir Vergisi Kanununun Esnaf Muaflığı başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinde yapılan diğer bir düzenlemeyle, esnaf muaflığı kapsamında evlerde üretilebilecek malların sayısı artırılmış bulunmaktadır.

Mevcut bentte yer alan ürün çeşitlerine ilave olarak, kırpıntı deriden üretilen mamuller, tarhana, erişte, mantı, her nevi pul, payet, boncuk işleme, tığ örgü işleri gibi ürün ve mamullerin üretim ve satışıyla iştigal edenler de esnaf muaflığı kapsamına alınmıştır.

Muafiyet kapsamındaki ürünler, bentte yer alan ürünlerle sınırlı olmayıp bu ürünlere benzerlik gösteren diğer ürünleri aynı şartlarla üretip satanlar da esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilecektir.

Örneğin Bayan (B) nin, evinde ürettiği tarhanayı, kurumlar vergisi mükellefi (Z) A.Ş.’ne satması halinde Bayan (B), elde ettiği bu gelir dolayısıyla esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilecektir. Ancak (Z) A.Ş., Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan vergi tevkifatı yapacaklar arasında sayılmış olduğundan,  Bayan (B)’ye yaptığı ödeme nedeniyle gider pusulası düzenlemek ve anılan maddenin (13) numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca da gelir vergisi tevkifatı yapmak zorundadır.

Diğer taraftan, anılan bentte sayılan emtianın imali için ödenen hizmet bedelleri de (ücrete ilişkin unsurları taşımamak kaydıyla) bu bent kapsamında değerlendirilecektir.

2.3. Evlerde Üretilen Ürünlerin Satışının Yapılacağı Yerler

Söz konusu bentte yapılan başka bir düzenlemeyle de emeğe dayalı ürünlerin esnaf muaflığından yararlananlarca pazarlanmasında kolaylık sağlanmıştır. Muafiyet kapsamında bulunanlar, evlerde Kanunun öngördüğü makine ve aletler dışında başka makine ve alet kullanmadan kendi el emekleriyle imal ettikleri ürünleri;

– Bir işyeri açmaksızın,

– Dernekler, vakıflar, sendikalar ve meslek odalarınca düzenlenenler dahil olmak üzere düzenlenen kermes, festival ve panayırlarda (Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince düzenlenenler hariç),

-Kamu kurum ve kuruluşlarınca geçici olarak belirlenen yerlerde

satabilecekler ve esnaf muaflığından yararlanmaya devam edebileceklerdir.

Öte yandan evlerde üretilen ürünlerin; pazar takibi suretiyle satışını yapanlar, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerince düzenlenen kermes, festival ve panayırlarda satışını yapanlar ile Kamu kurum ve kuruluşlarınca devamlılık arz edecek şekilde belirlenen yerlerde satışını yapanlar,  esnaf muaflığından faydalanamayacaktır.

Evde yemek yapan bayanlardan alınan yemekler için gider pusulası

Bayan (B)’nin, evinde ürettiği tarhanayı, kurumlar vergisi mükellefi (Z) A.Ş’ye satması halinde Bayan (B), elde ettiği bu gelir dolayısıyla esnaf muaflığı kapsamında değerlendirilecektir. Ancak (Z) A.Ş., GVK’nın 94. maddesinin birinci fıkrasında yer alan vergi tevkifatı yapacaklar arasında sayılmış olduğundan, Bayan (B)’ye yaptığı ödeme nedeniyle gider pusulası düzenlemek ve anılan maddenin (13) numaralı bendinin (a) alt bendi uyarınca da gelir vergisi tevkifatı yapmak zorundadır.

“13. Esnaf muaflığından yararlananlara mal ve hizmet alımları karşılığında yapılan ödemelerden,

a) (06.06.2012 tarih ve 2012/3322 sayılı BKK ile değişen alt bent, Yürürlük; 30.06.2012) 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (6) ve (8) numaralı bentlerinde yer alan emtia bedelleri veya bu emtianın imalinde ödenen hizmet bedelleri üzerinden %2 (42)

b) Hurda mal alımları için % 2,

c) Diğer mal alımları için % 5,

Kooperatiflerde kasa defteri

. Kasa defteri

Günlük tahsil ve tediye işlemlerinin kaydına ve kasa mevcudunun kontroluna yarıyan yardımcı bir defterdir.

Tahsil edilen paralar bu defterin borç kısmına, nakden yapılan ödemeler de alacak kısmına kaydedilir. Bu defterin borç bakiyesi kasa mevcudunu gösterir. (Örnek: 5)

Günlük işlemlerin sonunda kasadaki paralar sayılarak kasa yardımcı defteri kayıtlarına uygun olup olmadığı kontrol edilir.

Yevmiyeli defteri kebir kullanan kooperatif kuruluşlar, kasa mevcudunu bu defter üzerinde takip edebileceklerinden ayrıca kasa yardımcı defteri tutmalarına lüzum yoktur.

(Tahsil ve tediye işlemlerinden ve kasadaki paraların saklanmasından sorumlu olanların yönetim kurulu tarafından alınacak bir kararla yazılı olarak tesbiti gerekir.)

Ödenmeyen risturnler vergiden düşebilir mi

Risturn istisnasının uygulanacağı dönem, kazancın doğduğu dönemdir. Fiili ödemenin bir sonraki dönemde yapılmış olması sonucu etkilemeyecektir. Uygulamada risturnların kooperatif yöneticilerince saptanmış olmasına rağmen fiilen ödenmemesi veya ortaklar tarafından talep edilip alınmaması durumu ortaya çıkabilir. Bu durumlarda alınmayan risturnların, eğer kooperatif muafiyet şartlarından yararlanmıyorsa, vergi matrahına dahil edilmesi gerekecektir. Ödenmeyen risturnların hangi yıl matrahına dahil edilip vergileneceği konusunda yasal bir belirsizlik vardır. Genel olarak önerilen yöntem, beyanname verme süresinin sonuna kadar talep edilmeyen risturnların vergi matrahına dahil edilmesi şeklindedir

Zarar eden kooperatiflerde risturn istisnası

5. Dönemin Zararla Kapanması Halinde Risturn istisnası Uygulanamaması: Kooperatifler Kanununun 38. madde ve 5 ve 6. fıkra hükümleri aynen şöyledir: Kooperatiflerin… «Bir yıllık faaliyet neticeleri menfi olduğu takdirde, açık, yedek akçelerden ve bunların kafi gelmemesi halinde, ek ödemelerle veya ortak sermaye paylarıyla karşılanır. Menfi neticeler ortadan kaldırılmadıkça gelir-gider farkı ve faiz dağıtımı yapılamaz». Genel dönem sonucu zararlı olmasına rağmen ortaklara yine de bir dağıtım söz konusu olursa bu tutarların menkul sermaye iradı niteliğinde olacağı kamsındayız.

Kooperatiflerde Risturn istisnasının Kapsamı:

2. Risturn istisnasının Kapsamı: Risturn kelime anlamı ile «geri verme» demektir. Daha önce de değinildiği gibi, kooperatiflerin amacı kar elde etmek değildir: Kooperatifler, ortaklarına belli konulardaki ihtiyaçlarını piyasa koşullarına ‘nazaran daha uygun fiyatlarla sağlama ve bu yolla onları koruma amacına yönelik olarak kurulurlar. Ancak ortaklarla olan münasebetlerinde, başlangıç itibariyle en uygun fiyatın hemen saptanabilmesi, çoğu kez mümkün olmayacaktır. Kesin sonuçlar alınmadan ortak lehine aşın bir fiyat politikası, kooperatifin güvenliğini tehlikeye düşürebilir. Hal böyle olunca, başlangıç fiyatları, olması gerekenden bir miktar fazla veya eksik olarak tesbit edilir. Bu farklılık nedeniyle de sonuçta kooperatif bünyesinde bir gelir-gider farkı oluşur. İşte risturn; ortak işlemlerden doğan bu gelir-gider farkının ortaklara iade edilmesi, onlara uygulanmış bulunan ortaklık işlemleri fiyatının en uygun hale getirilmesi demektir. Risturn istisnası da bu noktada devreye girmektedir. Ortaklık içi işlemlerden doğan gelir-gider farkının, belirlenen esaslarla ortaklara iadesinde, hesaplanan tutarlarıyla, kurumlar vergisi matrahından indirilmesiyle kooperatiflerin ortaklarıyla karlılık amacı taşımayan işlemler yaptığı, vergi kanunları yönünden de teyit edilmiş olmaktadır. Risturn dağıtımı, Kurumlar Vergisi Kanununun 7. madde 16. bendinde belirlenen kooperatiflerin muafiyet şartlarını bu aşamada ihlal niteliğini taşımamaktadır. Ancak, kooperatif muafiyet şartlarını kaybetse bile risturn istisnası sayesinde, ortak içi işlemlerinde vergiden muaf olarak çalışabilme imkanına sahip olabilmektedir. Bu sayede. ekonomik anlamda karlılık karakteri taşımadığı varsayılan bu kurumlar, önemli bir vergisel avantaj elde etmektedirler. Kooperatiflerde kazanç, ortak içi ve ortak dışı işlemler neticesinde oluşur. Ortak içi işlemler; kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konularıyla ilgili amaç faaliyetleri doğrultusunda kooperatife kayıtlı ortaklarla yapılan veya ortaklarla yapılan muamelelerin gereği olarak gerçekleştirilen işlemlerdir. örneğin bir tüketim kooperatifinde ortaklara ürünlerin satılması ortak içi işlemdir. Bunun yanında bu birimlerin satın alınması şeklindeki karşı işlemler, satın alınma esasında nakliye giderleri, işyeri kirası gibi yardımcı işlemler de ortak içi işlem niteliğindedir. Çünkü bunlar ortaklarla yapılan işlemlerin gereği olarak yapılmaktadır. Kooperatifin ana sözleşmesinde yazılı .uğraşı konusuna girmekle birlikte, ortaklarla ilgisi olmayan işlemler, ortaklarla yapılmakla birlikte kooperatifin amaç faaliyeti niteliğinde olmayan (örneğin bir üretim kooperatifinde, kooperatifin arsasının ortaklardan birine satışı) işlemler, ortak dışı işlem niteliğindedir. Başka bir deyişle ortak içi İşlem niteliğinde olmayan her işlem, genel ilke olarak ortak dışı işlem niteliğindedir. Bilindiği gibi yalnızca ortakları ile iş yapan kooperatifler, Kurumlar Vergisi Kanununun 7/16 maddesindeki şartları taşıdıkları takdirde bu vergiden muaf olmaktadırlar. Ancak Kurumlar Vergisi Kanununun 8/2 maddesi uyarınca; hem ortakları hem de ortak dışı kimselerle iş yapan kooperatiflerin; ortakları ile yaptıkları işlemlerden doğan gelir-gider olumlu farkı, risturn istisnasına konu olmakta, ortak dışı işlemlerden doğan gelir-gider olumlu farkı ise kurumlar vergisine tabi olmaktadır. Kurumlar Vergisi Kanununda risturn istisnası, sadece tüketim, üretim ve kredi kooperatifleri için öngörülmüştür. Gerek yapı, satış ve sair türündeki kooperatifler için, gerekse, yukarıda belirtilen mahiyetteki yabancı kooperatifler için risturn istisnası söz konusu değildir. Tüketim Kooperatifleri, ortaklarının ihtiyacı olan tüketim maddelerini üretim yerlerinden toplu olarak ve ucuz fiyatla temin etme gayesiyle kurulurlar. Bu tür kooperatiflerin ortak dışı kimselere de satış yapabilmeleri mümkün olmaktadır. Kurumlar Vergisi Kanununa göre, tüketim kooperatifleri ortakların şahsi ve ailevi gıda ve giyecek ihtiyaçlarım karşılama amacına yönelik olması gereği ile sınırlandırılmıştır. Kooperatiflerin bu maddeler dışındaki (örneğin elektrikli ev aletleri, halı, mobilya vs.) diğer ortak içi işlemlerden doğan kazançları, kurumlar vergisine tabi olacaktır. 2362 sayılı Kanunla değişmeden önceki şekliyle bu hüküm «ortakların satın aldıkları malların kıymetlerine göre hesaplanan risturnlar» şeklindeyken, bu kapsam, getirilen değişikle daraltılmış olmaktadır. Üretim kooperatifleri, ortaklarının üretim için kullanacakları hammadde, alet, makina, tohum ve benzeri üretim girdilerini tedarik etmek veya onların elde ettikleri ürünleri satmak amacıyla kurulurlar. Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden, üretim kooperatiflerinde, ortaklarının üreterek kooperatife sattıkları veya kooperatiften üretim faaliyetlerinde kullanılmak üzere satın aldıkları malların kıymetine göre hesaplanan risturnlar, istisna konusu oluşturmaktadır. Değişikliğe konu olan bugünkü yürürlük biçiminde; ancak kendileri tarafından üretilerek kooperatife sattıkları mallar ile münhasıran kendi üretim faaliyetlerinde kullanmak üzere satın aldıkları mallara göre hesaplanan risturnlar istisnadan yararlanacaktır. Kredi kooperatifleri ise, ortaklarının sermaye katılımlarıyla oluşacak tonların, ortakların kredi ihtiyaçlarını gidermede kullanılmasını amaçlar. Yukarıda kısaca değinildiği üzere risturn istisnası, sadece bu üç kooperatif için öngörülmüştür. Bunlar dışında kalan kooperatifler için risturn hesaplayıp dağıtmak mümkün olacak, ancak bu tutarlar kurumlar vergisi matrahından düşülmeyecektir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, kooperatif türleri ile ilgili bir sınırlama koymayarak 38. maddesinde ana sözleşmede öngörülmüş olma şartıyla gelir-gider farkının ortaklara dağıtılabileceğini ve bunun oranının %50’yi geçmesi halinde kalan tutarın ortakların sermaye tutarına %7 oranını geçmemek üzere faiz şeklinde ödenebileceğini hükme bağlamıştır. Bu husus özellikle risturnu elde eden ortaklar açısından önem taşımaktadır. Bilindiği üzere risturn, Gelir Vergisi Kanununda belirlenen 7 gelir unsuru ile de ilgili olmadığından iadeyi alan gerçek kişi olarak, herhangi bir şekilde gelir vergisine muhatap olmayacaktır. Ancak kooperatif ortaklarının ticari, zirai veya mesleki faaliyetleri çerçevesinde aldıkları risturnlar, bu faaliyet kazancının bir parçası sayılır ve vergiye tabi olur. örneğin. bir üretim ve satış kooperatifinden satın alınan üretim araçları ve: diğer girdilere bağlı olarak alınan risturnlar, maliyet düşürücü bir unsur olarak veya diğer girdi bedellerinden düşülmek suretiyle, zirai kazancın bir unsurunu oluştururlar. Risturn istisnasından yararlanacak kooperatif türleri kısaca belirtildikten sonra aşağıda risturn dağıtımında uyulması gereken esaslar açıklanacaktır. 3. Fonlar ile Risturnlar Arasındaki Bağlantı: 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 98. maddesinde bu kanunda a&sine açıklama olmayan hususlarda T.T.K.’daki Anonim Şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Kanunda yapılan bu saptamadan sonra, sınırlı sayıda bazı konularda, kooperatiflere özgü düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemelerden en önemlisinden biri de risturn istisnası tutarının hesaplanması yönünden yedek akçelerin ayrımı ile ilgili olanıdır. 1163 sayılı kanunun 39. maddesinde «gelir-gider farkının en az % 10’u yedek akçe olarak ayrılmadıkça ortaklara dağıtım yapılamaz» denilmektedir. Bu oranın üstünde bir sınır saptanmadığından ana sözleşmeye konulan bir hükümle bu oran yükseltilebilir. Aynı kanunun 40. maddesinde, ana sözleşmede, gerek kooperatifin memurları ile işçileri, gerekse kooperatifin ortakları için yardım kuruluşları vücuda getirmek ve bunları işletmek amacıyla yardım fonları kurulmasının hüküm altına alınabileceği belirtilmiştir. Aynı şekilde kanunun 94. maddesinde, kooperatifçiliğin tanıtılması, eğitim ve organizasyonlarında yol göstermek, örgütleriyle yönetim ve faaliyetlerine yardımda bulunmak gibi hizmetler için kooperatiflerin yıllık bilançolarına göre hasıl olan müspet gelir-gider farkının %1’inin Ticaret Bakanlığı emrinde bir fona yatırılacağı hükme bağlanmıştır. İşte risturn dağıtımına esas teşkil edecek tutar saptanırken ortak içi işlem karlarının tümünü ifade eden gelir-gider farkından ,en az %10 oranında yedek akçeye, %1 oranında tanıtma ve eğitim hizmetleri fonuna ve de ana sözleşmeyle belirlenmişse saptanan oranda ortak ve personel için yardım fonuna ayrım yapılacaktır. Kanunun 41. maddesinde belirlenen bu esas, yedek akçelerin ve özel fonların kullanılış şekil ve şartlarının ana sözleşmede gösterileceğini hükme bağlamıştır. Bu fonlar düşüldükten sonra risturn dağıtımına baz teşkil edecek tutar hesaplanmış olacaktır. 4. Ortak İçi İşlemler İle Risturnlar Arasındaki Bağlantı: Bilindiği gibi kooperatiflerde kazanç, ortak içi ve ortak dışı işlemler neticesinde oluşur. kurumlar Vergisi Kanununda ortaklardan başka kimselerle yapılan muamelelerden doğan kazançlar ile ortaklarla