Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı sonucu elde edilen kazancın vergisel boyutu

 
         

 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin kendisini feshettiği, tüm haklarının borçlu sıfatında bulunan Milli Eğitim Bakanlığına devredildiği, inşası bitirilen okuldan doğan alacağınız ile ilgili hukuki yolların tüketilmesi neticesinde davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) intikal ettirildiği, AİHM’nin davanızı kabul ettiği ve şirketinize gönderdiği … tarihli ve … sayılı deklarasyonda alacağınızın tahsili halinde yürürlükteki her türlü vergiden muaf olacağınızın tarafınıza bildirildiği ifade edilerek deklarasyona göre şirketinizce tahsil edilecek tutarın (ana para, faiz, gecikme zammı) kurumlar vergisinden muaf olup olmadığı hakkında Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir. 
 
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
 
 
            Bununla beraber, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında; “Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce
 
            1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
            2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
 
            Ticari kazancın bu suretle tesbit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.”
 
            hükmüne yer verilmiştir.
          
AİHM’de … numarası ile devam eden davaya ilişkin olarak verilen … tarihli Deklarasyonda, alacaklarınızın şirketinize ödenmesi halinde her türlü vergiden muaf olacağına ilişkin hüküm, söz konusu ödemelerin; herhangi bir kesintiye tabi tutulmadan ödenmesini sağlamaya yönelik olup, şirketinize yapılacak ödemelerin bundan sonra da vergiyi doğuran hiçbir olaya konu edilemeyeceği anlamına gelmemektedir.
 
            Buna göre, anılan karar doğrultusunda şirketinize yapılan anapara ödemeleri ve fer’ilerinin (faiz, gecikme zammı vb.) kurum kazancınızın tespitinde gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.
 
            Bilgi edinilmesini rica ederim

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir