Bağımsız bölüm mülkiyetini kazanan kişi, yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Ortak gider alacağı, yönetim planı uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte (ayrıca tebliğe gerek olmaksızın) temerrüt gerçekleşmiş olur.

YHGKEsas : 2002/18-474Karar : 2002/514Tarih : 12.06.2002 İTİRAZIN İPTALİ DAVASI
KAT MÜLKİYETİ
YÖNETİM PLANI
APARTMAN AİDATI
GECİKME TAZMİNATI (Temerrüt Tarihi)

Bağımsız bölüm mülkiyetini kazanan kişi, yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Ortak gider alacağı, yönetim planı uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte (ayrıca tebliğe gerek olmaksızın) temerrüt gerçekleşmiş olur.

DAVA VE KARAR:

Taraflar arasındaki “itirazın iptali” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; (Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 15.11.2001 gün ve 2001/657 E-1178 K. sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Onsekizinci Hukuk Dairesinin 12.2.2002 gün ve 2001/12408-2002/1536 sayılı ilamı ile; (…Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özelliklere delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.

Ancak;

Yargıtay uygulamalarında, ortak gider borçlusuna işletme projesi veya kat malikleri kurulu kararı tebliğ edilmemiş olsada, bu konudaki aidat borcunun varlığının kendisine noter aracılığı veya icra takibi sureti ile çıkartılan ödeme emri tebliğ edilmek sureti ile duyurulmuş olması halinde, bu tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatından sorumlu olacağı kabul edilmektedir.

Somut olayda, davalıya bağımsız bölümü satın aldığı tarihten itibaren miktarda gösterilmek sureti ile ortak gider borcunun bulunduğu noter aracılığı ile 18.5.2000 tarihinde usulüne uygun olarak tebligatla duyurulmuş olduğuna göre bu tebliğ tarihinden itibaren gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir…) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz eden: Davacılar vekili

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:YARGITAY HUKUK GENEL KURULU KARARI:Dava, ortak yönetim gideri (aidat) ila ana taşınmazın onarım giderinden düşen payın ödenmemesi nedeniyle yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali ile icranın devamına ve asıl alacak yanında gecikme tazminatına ve icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.

Davanın kısmen kabulüne dair mahkeme kararında, gecikme tazminatına yer verilmeyip fazla istek reddedilmiş, karar, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairesince yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.

Bozma üzerine yerel mahkemece, usulüne uygun tebligatın yokluğu nedeniyle temerrüdün gerçekleşmediği gerekçe gösterilerek, “ilk hükümde direnilmesine” ve “gecikme tazminatı isteminin reddine” karar verilmiştir. Görüldüğü üzere yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, gecikme tazminatına hükmedilmesinin koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

Kat Mülkiyeti Yasasının konuya ilişkin 20. maddesi, kat mülkiyetine tabi ana taşınmazın bakımı ve onarımı ile ortak yerlerinin çalıştırılması için gerekli giderlerin ve bu giderleri karşılayacak avansların kat malikleri tarafından ödeneceğini hükme bağlanmış, 22. maddesi de bağımsız bölümlerde kira akdine ya da başka bir sebebe dayanarak devamlı olarak ondan faydalanan kişileri de belli koşullarla bu gider ve avanstan sorumlu tutmuştur. Yasanın 20. maddesinin değişik ikinci fıkrası ise, gider ve avans borcunun tamamının zamanında ödenmemesi halinde ödeme tarihine kadar geçen günler için aylık %10 hesabıyla gecikme tazminatı ödenmesini öngörmüştür. Yasanın bu yalın ve buyurucu hükmü karşısında, eğer gider ve avans payı yönünden koşullar oluşmuş ve ödenmesi gerekiyorsa, bu ödemenin gecikmesi durumunda gecikme tazminatının da ödenmesi gerekir. O halde, gider ve avanstan sorumlu olan kişinin gecikme tazminatı ödeyip ödemeyeceği değil, hangi tarihten itibaren ödeyeceğinin belirlenmesi sorunu önemlidir. Nasıl ki ödenmeyen bir borç ya da tazminat için faiz ödenmesi sözkonusu ise, ödenmeyen gider ve avans borcu için de yasada öngörüldüğü üzere gecikme tazminatı ödenecektir. Faizin hangi tarihten geçerli olarak ödeneceği ise alacağın türüne, muaccel olduğu tarihe veya temerrüt tarihine göre belirlenir.

Kural olarak, Kat Mülkiyeti Yasasında ödenmesi öngörülen gecikme tazminatı, bağlı bulunduğu ve ayrıntısı olduğu asıl gider ve avansın ödenmesi gerektiği tarihten itibaren hesaplanmalıdır. Ancak, Kat Mülkiyeti Yasası, kat malikleri veya kat sakinleri tarafından ödenmesi gereken gider ve avansın belirlenmesini bir yönteme bağlamıştır. Yasanın 37. maddesi, anataşınmazın yönetim ve diğer giderlerini karşılamak üzere bir işletme projesinin hazırlanmasını ve bu projeyle gider ve avansların miktar ve ödeme zamanlarının belirlenmesini, projenin ilgililere tebliğ edilmesini öngörmüştür. Bu suretle, yönetici tarafından düzenlenmiş ve kat malikleri kurulunca onaylanmış bir proje bulunmadığı takdirde bu hususları içeren kat malikleri kurulu kararı da aynı işleve ve geçerliliğe sahiptir. Görüldüğü üzere, gider ve avans payının belirlenmesi ve ödenebilir hale gelmesi için bu proje veya kararın varlığı gerekli olduğu gibi, gider ve avansın ödenmesinden sorumlu olan kat maliki ya da sakininin bundan haberdar olması, miktarını ve ödeme zamanını bilmesi lazımdır.

İşletme projesinin veya bu konudaki kat malikleri kurulu kararının ilgililere tebliğ edilmiş olması ya da ilgilinin kat malikleri kurulu kararının alındığı toplantıda hazır olması durumunda gider ve avansın miktarı ile ödeme zamanı bakımından bir sorun olmadığı için, gecikme tazminatının başlangıç tarihinde de sorun bulunmamaktadır. Zira bu tarihin, avans ve giderin ödenmesi gerektiği tarih olduğu açıktır.

Kendisine işletme projesi tebliğ edilmeyen ya da bu husustaki kat malikleri kurulu toplantısına katılmadığı gibi toplantıda alınan kararların kendisine tebliğ edilmeyen kat maliki veya sorumlu sakinin ise, işletme projesi veya toplantıda alınan kararları aşağıda belirtilen şekillerde öğrendiği tarihten itibaren ortak gider ve avansın ödenmesinden ve dolayısıyla gecikme tazminatından sorumlu tutulması gerektiği kabul edilmelidir.

Bu konuda önce şu hususu belirtmekte yarar görülmüştür. Bağımsız bölümün mülkiyetini, başlangıçta veya sonradan kazanan kişi, Kat Mülkiyeti Kanununun 28. maddesi hükmü uyarınca tüm kat maliklerini ve onların külli ve cüz`i haleflerini bağlayan sözleşme niteliğinde olan yönetim planında malik için öngörülen bütün sorumluluk ve yükümlülükleri üstlenmiş olur. Bunların ayrıca tebliğine gerek yoktur. Böylece, yönetim planında bir ödeme tarihi belirlenmiş ise artık herhangi bir tebligat veya duyuru yapılmamış olsa bile her kat maliki gider ve avans borcunu sorup öğrenerek, bu miktarı yöneticiye veya yönetim planında belirtilen yere ödemek zorundadır. Avans ve ortak gider alacağının yönetim planı (sözleşme) hükmü uyarınca muacceliyet kesbettiği tarihte temerrüt de gerçekleşmiş olur.

Bundan ayrı, ana taşınmazın, kat maliklerinin vereceği gider karşılığı avansla ısıtma, temizlik, bakım, onarım, kapıcı ücreti gibi harcamalarını karşılayıp ayakta duracağı ve kat maliklerinin herhangi bilirkişi veya zümre adına kar veya başka bir biçimde yararlanma amacı güden ticari işletme değil, bir dayanışma ve komşuluk topluluğu niteliğinde olduğu gerçeği karşısında formalite ve biçime gerektiğinden fazla önem verilmeyerek ilgili kişinin bu sorumluluğunu öğrenmiş olmasının yeterli olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir deyimle, ilgili sorumluya işletme projesi tebliğ edilmemiş, kendisi bu konudaki kat malikleri kuruluna katılmamış olsa bile, her kat malikinin ana taşınmazın yönetimi ve bakımı için bir aidat ödenmesi gerektiğine dair teamülün idrakinde bulunduğu gerçeği de gözetilerek, bu gider ve avans karşılığını aydan aya öderken, bunları ödememesi için haklı ve yasal neden olmadığı halde bu ödemeden kaçınması, herşeyden önce her hukuki ilişkide varlığı vazgeçilmez bir unsur olan iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağından, ilgilinin kendisine işletme projesi tebliğ edilmiş veya bu konudaki kat malikleri kuruluna katılmış gibi avans ve giderin ödenmesinin gerektiği tarihten itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulması gerekir.

Yukarı sözü edilen haller dışında da, kat mülkiyeti rejiminin, kat malikleri arasında öngördüğü ilişkinin niteliği, sorumluların iyi niyetinin asıl olduğu ve ana taşınmazın yönetimine yasayla yüklenen görev ve sorumluluklar ile hakkaniyet gerekleri gözetildiğinde, bu başlangıcın mutlaka bir “resmi ıttıla”, “belgelendirilmiş bir bilgi edinme” olması gerekmediği dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, bir kat maliki ya da sorumlu sakin, ödeme için kendisine ya da Tebligat Kanununa 3220 sayılı Yasa ile eklenen ek madde uyarınca bağımsız bölümlerinde oturanlara taahhütlü bir mektup veya imzalarını içeren dahili bir tebligatla duyuru yapılmış olması halinde bu duyuru tarihinden; bu da yoksa haklarındaki icra takibi nedeniyle icra veya ödeme emrinin tebliği tarihinden, doğrudan dava açılmış ise dava tarihinden; kendiliğinden asıl gider ve avansın bir bölümünü ödediği takdirde ödenmeyen bölüm için bu ödeme tarihinden itibaren gecikme tazminatından sorumlu tutulmalıdır.

Daha önce de belirtildiği gibi ödenmesinde temerrüde düşülen herhangi bir borç sözkonusu olduğunda nasıl faiz ödenmesi gerekiyorsa, gider ve avans borcunun ödenmesinde yukarıdaki esaslara göre temerrüde düşen kat maliki az önce açıklanan koşullarla belli bir tarihten itibaren gecikme tazminatı ödemek durumunda olup, mücerret işletme projesi ya da kat malikleri kurulu kararı kendisine tebliğ edilmediği gerekçesi ile bunu ödemekten kaçınamaz.

Somut olayda, 10.2.1974 tarihinde bütün maliklerin oybirliğiyle düzenlenmiş bulunan dava konusu ana taşınmaza ait yönetim planının 14. maddesi, “apartman ortak giderleri yakacak ve diğer masraflar için lüzumlu avanslar her ayın en geç 5`ine kadar kat malikleri tarafından makbuz mukabilinde yöneticiye veya bankada açılacak hesaba yatırılacak veya verilecektir.” hükmünü içermektedir. Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesi uyarınca bütün kat maliklerinin yanı sıra onların külli ve cüz`i haleflerini de bağlayan, sözleşme niteliğinde olan yönetim planının 14. maddesinin yukarıda açıklanan hükmünü, ilk düzenlenişi sırasında imzası bulunmayıp da sonradan bağımsız bölüm satın alarak malik olanlar da bilmek ve uymak zorundadırlar.

Bu bakımdan her kat maliki, yönetimle iletişim kurarak ödemesi gereken meblağı öğrenip yönetim planında öngörülen tarihi geçirmeden tediyede bulunmalıdır. Aksi halde, temerrüde, düşeceğinden gecikme tazminatı ile sorumlu olacaktır. Bağımsız bölümü sonradan edinen kat malikinin kendisi yönünden bağlayıcı olan yönetim planını devir anında öğrendiğinin kabulü esas olmakla birlikte buna istediği anda ulaşması ve hükümlerini kolaylıkla öğrenmesi de her zaman için mümkündür.

Yönetim planı tapu kaydının dayanak belgelerindendir. Kat Mülkiyeti Yasasının 10. maddesinde, kat mülkiyeti ve kat irtifakının resmi senetle ve tapu siciline tescille doğacağı, aynı Yasanın 12. maddesinde de kat mülkiyetini kuran malik veya malikler tarafından imzalanmış bir yönetim planının tapu idaresine verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Eski Türk Medeni Yasasının 928., Yeni Yasanın ise 1020. maddelerine göre tapu kayıtları herkese açıktır. İlgililer her zaman tapu kayıtlarını ve bu kayıtların dayanağı olan belgeleri inceleyebilirler. Dayanak belgelerden olan yönetim planı da her ilgili tarafından istendiğinde incelenebilir. Arzu ettiği taktirde tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Bu nedenlerle yönetim planı hükmünün bilinmediği yolundaki bir iddia kat malikini sorumluluktan kurtarmaz.

Davaya konu teşkil eden anataşınmaz, 1974 yılından beri kat mülkiyetine tabi bir binadır. Davalının, bu taşınmazda bağımsız bölüm satın alıp malik sıfatını kazanmakla yönetim planının hükümlerini öğrenmiş olduğunun kabulü gerekir. Ortak gider ve avans borcu, yönetim planında belirlenmiş olan tarihte ödenmemiş ise borç muacceliyet kesbetmiş ve bununla birlikte temerrüt de gerçekleşmiştir. Davalı kat malikine bu konuda ihtarname çıkartılmış olması durumu değiştirmez.

Bu bakımdan yukarıda açıklandığı üzere her ayın 5`i itibariyle avans ve gider alacağının vadesi gelmiş ve davalı mütemerrit duruma düşmüş olduğundan taleple bağlı kalınarak gecikme tazminatına hükmedilmesi gerekirken yerel mahkemece yerinde olmayan gerekçelerle gecikme tazminatı isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Bu itibarla mahkeme kararının, özel Daire bozma kararının gerekçesi değiştirilmek suretiyle yukarıda açıklanan gerekçelerle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ:

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı Özel Daire bozma kararının gerekçesi değiştirilerek ( BOZULMASINA ), oybirliği ile karar verildi.

Protokol damga vergisine tabi midir?

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

 

Sayı: B.07,1.GİB.04.99.16.02/2-Muk-487 08.05.2009 – 15418

Konu: Sözleşmelerde Damga Vergisi Uygulaması

            

 

 

…………………

 

 

İlgi : … tarih ve … sayılı dilekçeniz.
 
 
İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirketinizin çeşitli altyapı firmaları ile sözleşmeler imzalandıktan sonra, sözleşmede değişiklik yapan, bazı maddelerini tadil eden, yeni maddeler ekleyen ve zaman, zaman da değişen ekonomik koşullar çerçevesinde ilk anlaşılan tutarı yeniden belirleyen ilave protokollerin imzalanmasının gündeme gelebileceği belirtilerek, imzalanan yeni protokol ile ana sözleşmede yer alan tutarların artırılması ya da azaltılması halinde uygulanacak damga vergisi matrahı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde; bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtların damga vergisine tabi olacağı, 2’nci maddesinde vergiye tabi kâğıtlar mahiyetinde bulunan veya onların yerini alan mektup ve şerhlerle, bu kâğıtların hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerhlerin de damga vergisine tabi olacağı açıklanmış, 14’üncü maddesinin ikinci fıkrasında da belli parayı ihtiva eden mukavelenamelerin değiştirilmesi halinde artan miktarın aynı nispette vergiye tabi olacağı hükme bağlanmıştır.  
Aynı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 pozisyonunda; belli bir parayı ihtiva eden mukavelename, taahhütname ve temliknamelerin binde 7,5 nispetinde damga vergisine tabi olduğu belirtilmiştir.
Sözleşme yerine geçecek veya sözleşmenin yerini alacak mektup ya da şerhlerle, sözleşmenin hükümlerinin yenilenmesine, uzatılmasına, değiştirilmesine devrine veya bozulmasına ilişkin mektup ve şerh veya yeni sözleşme düzenlenmesi durumunda düzenlenen bu sözleşmenin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun ikinci maddesine göre damga vergisine tabi tutulacağı tabiidir.
Buna göre, mevcut sözleşme hükümlerine göre imzalanacak yeni protokolle sadece sözleşme miktarında artırım yapılması halinde, her bir nüsha için artan miktar üzerinden (1) sayılı tablonun I/A-1 fıkrasına göre binde 7,5 oranında damga vergisinin hesaplanması, sözleşmede yer alan tutarın eksilmesi halinde ise damga vergisi hesaplanmaması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 

Kooperatif üyelerine işyeri tesliminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği-mali Müşavir Evren özmen

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
KAYSERİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
 
 
 
Sayı
:
27192137-105[229-2013/21-265]-60
14/04/2015
Konu
:
Kooperatif üyelerine işyeri tesliminde fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden; kooperatifinizin KDV Kanununun 17/4-k maddesinde belirtilen KDV istisnasından faydalanan küçük sanayi sitesi yapı kooperatifi olduğu, kooperatif üyelerine işyeri teslimi gerçekleştirilirken kooperatifiniz tarafından üyeler adına fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
            I – KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatiflerin kazançları kurumlar vergisinin konusu kapsamına alınmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine (Yapı kooperatiflerinin kendilerine ait arsalarını kat karşılığı vererek her bir hisse için bir iş yeri veya konut elde etmeleri ortak dışı işlem sayılmaz.) ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatifler ile bu kayıt ve şartlara ek olarak kuruluşundan inşaatın bitim tarihine kadar yönetim ve denetim kurullarında, söz konusu inşaat işlerini kısmen veya tamamen üstlenen gerçek kişilerle tüzel kişi temsilcilerine veya Kanunun 13 üncü maddesine göre bunlarla ilişkili olduğu kabul edilen kişilere veya yukarıda sayılanlarla işçi ve işveren ilişkisi içinde bulunanlara yer vermeyen ve yapı ruhsatı ile arsa tapusu kooperatif tüzel kişiliği adına tescil edilmiş olan yapı kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hükme bağlanmıştır.
            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiştir.
            Aynı Tebliğin, “4.13.1.4.3. Yapı kooperatiflerinde ortak dışı işlemler” başlıklı bölümünde ise yapı kooperatiflerinin, arsalarını kat karşılığı vererek işyeri veya konut elde etmelerinin ortak dışı işlem sayılacağı; ancak, bu kooperatiflerin, her bir hisse için bir işyeri veya konut elde etmesi halinde, bu işlemin ortak dışı işlem olarak kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.
            Buna göre, kooperatif üyelerinizin her bir hisse için bir işyeri elde etmesi ve kooperatif muafiyetine ilişkin diğer şartların da varlığı halinde, kooperatifiniz kurumlar vergisinden muaf tutulacaktır.
            Ancak, kooperatif üyelerince her bir hisse için birden fazla işyeri elde edilmesi halinde yapılan bu işlem, ortak dışı işlem sayılacağından, ortak dışı işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.
            II – KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-k maddesinde, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV den istisna olduğu hükme bağlanmıştır.
            Buna göre, kooperatifinizin üyelerine işyeri teslimi, KDV Kanununun 17/4-k maddesi hükmü kapsamında KDV den istisnadır.
            III – VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” denilmekte olup, 231 inci maddesinin 5 inci bendinde; “Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
            Aynı Kanunun 232 nci maddesinde; “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler; Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara, serbest meslek erbabına kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere, vergiden muaf esnafa sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.” hükmü yer almaktadır.
            Anılan madde hükümlerinden de anlaşılacağı gibi küçük sanayi sitelerinin kurulması kapsamında faaliyet gösteren Kooperatifiniz tarafından üyelerine yapılan işyeri teslimlerinde, Kooperatifinizin kurumlar vergisi ve KDV mükellefiyetinin bulunmaması halinde belge düzenlenmesi gerekmemekte olup, Kooperatifinizin kurumlar vergisi veya KDV mükellefiyetinin bulunması halinde ise işyerlerinin teslim tarihinden itibaren azami yedi gün içinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

Site yönetim trafo devrinde KDV 

Başlık Trafo Devrinde KDVTarih 08/06/2015

Sayı 96620903-130[1/1-2015/1]-58

Kapsam 

 

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
 
 
 
Sayı
:
96620903-130[1/1-2015/1]-58
08/06/2015
Konu
:
Trafo Devrinde KDV
 
 
             İlgide kayıtlı özelge talep formunda, sitenize ait elektrik trafosunun ….. Elektrik Dağıtım A.Ş. ye iz bedelle devir işleminin katma değer vergisine tabi olup olmadığı konusunda bilgi istenilmektedir.
            KDV Kanununun 1 inci maddesi 1 inci fıkrasında Türkiye’de ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu, 3 üncü fıkrasında ise, ticari, sınai, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyetinin devamlılığı, kapsamı ve niteliği Gelir Vergisi Kanunun hükümlerine göre; Gelir Vergisi Kanununda açıklık bulunmadığı hallerde, Türk Ticaret Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre tayin ve tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
            Buna göre, mülkiyeti sitenize ait olan trafonun….. Elektrik Dağıtım A.Ş.’ ye iz bedelle devri ticari nitelik taşımadığından, KDV Kanununun 1 inci maddesine göre KDV ye tabi tutulmayacaktır.
               Bilgi edinilmesini rica ederim.

Mali müşavir arabasını satarsa yenileme fonu uygulaması yapabilir mi ?

SERBEST MESLEK ERBABI DA YENİLEME FONUNDAN YARARLANABİLİR

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

Sayı    :    B.07.1.GİB.4.06.18.02-32328-8407-14

Tarih: 03/01/2012

Konu    :    Serbest meslek kazanç defterine kayıtlı aracın satılması durumunda amortisman hesabı hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz incelenmiş olup …… Vergi Dairesi Müdürlüğünün ……. vergi numaralı mükellefi olduğunuz, serbest muhasebeci mali müşavirlik faaliyeti ile iştigal etmeniz nedeniyle serbest meslek kazanç defteri tuttuğunuzu ve defterinize kayıtlı olan aracınızı 2010 yılında sattığınızı belirterek satıştan doğan karı sabit kıymet yenileme fonunu kullanma imkanı olup olmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 328 inci maddesinde, “Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin satılması halinde alınan bedel ile bunların envanter defterinde kayıtlı değerleri arasındaki fark kar ve zarar hesabına geçirilir. İşletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerle serbest meslek kazanç defteri tutan mükellefler bu farkı defterlerinde hasılat veya gider kaydederler.
Amortisman ayrılmış olanların değeri ayrılmış amortismanlar düşüldükten sonra kalan meblağdır.
Devir ve trampa satış hükmündedir.
Şu kadar ki, satılan iktisadi kıymetlerin yenilenmesi, işin mahiyetine göre zaruri bulunur veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa bu takdirde, satıştan tahassül eden kar, yenileme giderlerini karşılamak üzere, pasifte geçici bir hesapta azami üç yıl süre ile tutulabilir. Her ne sebeple olursa olsun bu süre içinde kullanılmamış olan karlar üçüncü yılın vergi matrahına eklenir. Üç yıldan önce işin terki, devri veya işletmenin tasfiyesi halinde bu karlar o yılın matrahına eklenir.
Yukarıdaki esaslar dahilinde yeni değerlerin iktisabında kullanılan kar, yeni değerler üzerinden bu kanun hükümlerine göre ayrılacak amortismanlara mahsup edilir. Bu mahsup tamamlandıktan sonra itfa edilmemiş olarak kalan değerlerin amortismanına devam olunur.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükmün uygulanması diğer faaliyet gruplarında olduğu gibi serbest meslek kazanç defteri tutan serbest meslek erbabı için de aynı olduğundan, envanterinize kayıtlı binek otomobilinizi satıp, yenisini almanız halinde, yukarıda yer alan madde hükmünden yararlanmanız mümkün bulunmaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

Kooperatif inşaat taahhüt hizmetleri KDV ORANI – dairelerde oturumun Başlaması durumda KDV 

39044742-010.01-60685
15/06/2015
Konu
:
Konut Yapı Kooperatifine yapılacak ısı yalıtım hizmetinin KDV’den istisna olup olmadığı.
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuza ek dilekçenizde 390 üyeli kooperatifinizin 22.01.1988 tarihinde kurulduğunu, satın aldığı 101.200 m2 tapulu arsada 1990 yılında inşaata başlamak için mevzii imar planı ve inşaat ruhsatı müracaaatını Üsküdar Belediyesine yaparak inşaata başladığınızı, plan onayı ve inşaat ruhsatı tanzimi sırasında tapunuzun orman iddiası ile iptali istendiğinden yargı sürecinin başladığını, inşaat ruhsatı alınmadan binaların 1996 yılında bittiğini ve üyelere teslim edilerek oturmaya başlanıldığını, 26.04.2012 tarihinde yayınlanan 6292 sayılı 2B Yasası gereğince tapunuzun bedelsiz olarak iade edilmek üzere olduğunu, inşaat yapımı döneminde ısı yalıtımı yapılmadığını, Enerji Verimliliği Kanunu gereğince 2017 yılına kadar yapılması zorunlu olan ısı yalıtımı için teklifler alındığını ve 13.07.2014 tarihli Olağanüstü Genel Kurulunuzda alınan karar gereği binalarınızda ısı yalıtımı işinin ………………………. firmasına 1.640.349 TL + KDV bedel karşılığı verildiğini belirterek yüklenici firmaya yapılacak yalıtım imalatı ödemelerinde uygulanacak KDV oranı hakkında Başkanlığımızın görüşü sorulmaktadır.
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesine göre ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetler KDV’ye tabidir. KDV Kanununun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiştir.
           29/7/1998 tarihinden sonra bina inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak “konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri” ise 30/12/2007 tarih ve 26742 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 12 nci sırası uyarınca % 1 oranında KDV’ye tabidir.
            Konuya ilişkin olarak Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “II./G./4.2.Konut Yapı Kooperatiflerine Yapılan İnşaat Taahhüt İşlerinde İstisna/İndirimli Oran Uygulaması” başlıklı bölümünde
            3065 sayılı Kanunun geçici 15 inci maddesi ile 29/7/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı almış olan konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiştir. Bu madde çerçevesinde, konut yapı kooperatiflerine ifa edilecek inşaat taahhüt işleri, bina inşaat ruhsatı 29/7/1998 tarihinden önce alınmış ise KDV’den istisna tutulur. Bina inşaat ruhsatı bu tarihten sonra alınmışsa söz konusu işlere (% 1) oranında KDV uygulanır.
            Konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli KDV oranı (%1) uygulanabilmesi için;
            – Kooperatifin konut yapı kooperatifi statüsünde olması,
            – İşin konut yapı kooperatifine yapılması,
            – Yapılan işin inşaat işi olması ve taahhüde dayanması,
            gerekir.
            …
            İstisna veya indirimli oran uygulaması kapsamına girip girmediği konusunda Bakanlığımızca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan alınan görüşler çerçevesinde inşaat taahhüt işi olarak değerlendirilen işler girmektedir.
            Konut yapı kooperatiflerine yapılan ve inşaat işi niteliğinde olmayan veya taahhüde dayanmayan hizmet ifaları ile mal teslimleri, istisna ya da indirimli oran uygulamasından yararlanamaz. Dolayısıyla bu teslim ve hizmetlere genel hükümler çerçevesinde KDV uygulanır.
            … ” açıklamalarına yer verilmiştir.
            Ayrıca konuya ilişkin olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinde gerekli açıklamalar yapılmış olup, 3.6.5.4. başlıklı bölümde ise KDV Kanununa göre konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işlerinde istisna veya indirimli oran uygulamasının, konutların kullanılmaya başlanılmasına (yapı kullanım izin belgesi alınmasına) kadar yaptırılacak inşaat taahhüt işlerini kapsadığı ifade edilmiştir.
               Buna göre, konutların 1996 yılında kullanılmaya başlanmış olması nedeniyle söz konusu konutlar için tarafınıza yapılacak olan ısı yalıtım işi genel oranda (%18) KDV’ye tabi olacaktır.
                Bilgi edinilmesini rica ederim.
 

elektronik ortamda yoklama nasıl yapılır -453 vergi usul genel tebliğ

TEBLİĞ
Maliye Bakanlığından:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 453)
1. Giriş ve Yetki

Günümüzde gittikçe artan ve karmaşıklaşan mükellef ve mükellefiyete ilişkin faaliyetlerin etkin ve hızlı şekilde kavranması ve kayıt altına alınması tüm vergi idareleri açısından büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle yoklama faaliyetlerinin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılması için gelişen bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanılması, bu faaliyetlerin dinamik ve organize bir yapıda yürütülmesi ve gelişen teknolojiye uygun yeni usul ve esaslarının belirlenmesi zorunluluk haline gelmiştir.

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 127 nci maddesinde mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddî olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek olarak tanımlanan yoklama faaliyetlerinin elektronik ortamda yapılabilmesi ve sonuçlarının etkin bir şekilde izlenebilmesi amacıyla 27/3/2015 tarihli ve 6637 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile Vergi Usul Kanununa aşağıda hükümlerine yer verilen 132/A maddesi eklenmiştir.

“Vergi Usul Kanunu Madde 132/A-

Yoklama neticeleri, yoklama yerinde bu Kanunun 131 inci maddesinde yer alan yoklama fişi ile aynı mahiyette olan, elektronik ortamda tanzim olunan “yoklama fişi” ile de kayıt altına alınabilir. Bu fiş, nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından elektronik imza araçlarıyla imzalanır. Yoklama fişinin elektronik imza araçlarıyla imzalanmaması durumunda yoklama fişini temsil eden ve yoklama fiş muhteviyatının değiştirilemeyeceğini güvence altına alan benzersiz bir kodun üzerine yazıldığı bir form imzalanır.

Maliye Bakanlığı elektronik ortamda kayıt altına alınan yoklama fişleri ile birinci fıkrada belirtilen formların şekil ve muhteviyatını tespit etmeye, bunların şifre, elektronik imza veya diğer güvenlik araçları konulmak suretiyle imzalanması usul ve esaslarını belirlemeye, bunları internet de dâhil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere göndermeye ve elektronik ortamda yürütülecek yoklama faaliyetlerine ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Söz konusu hükümlerin Maliye Bakanlığına tanıdığı yetkilere istinaden, elektronik yoklamaya ilişkin belirlenen usul ve esaslar aşağıda açıklanmaktadır. 

2. Tanımlar ve Kısaltmalar

Bu Tebliğde geçen;

Başkanlık: Gelir İdaresi Başkanlığını,

Benzersiz Kod: Elektronik ortamda düzenlenen e-yoklama fişinin değiştirilemeyeceğini güvence altına alan ve sadece düzenlenen fişe ait tekil numarayı,

E-Yoklama Fişi: Elektronik ortamda yapılan yoklama faaliyetleri sonucunda düzenlenen fişi,

E-Yoklama İmza Formu: Seri-sıra numarası ihtiva eden, e-yoklama fişini temsil eden, benzersiz kodun üzerine yazıldığı formu,

Elektronik İmza Araçları: E-yoklama fişinin nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından elektronik ortamda imzalanmasını sağlayan nitelikli elektronik sertifika veya mali mührü,

Elektronik Yoklama Sistemi: Yoklama faaliyetlerine ilişkin süreçlerin elektronik ortamda yürütülmesini, yoklama faaliyeti sonucunda kayıt altına alınan delil niteliğindeki verilerin (resim, video, koordinat vs. dahil) Başkanlık ve ilgilisine elektronik ortamda iletilmesini sağlayan sistemi,

Mali Mühür: 5/3/2010 tarihli ve 27512 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 397 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği çerçevesinde Başkanlık için TÜBİTAK-BİLGEM KamuSM bünyesinde oluşturulan elektronik sertifika alt yapısını,

Nitelikli Elektronik Sertifika: 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununun 9 uncu maddesinde tanımlanan elektronik imzayı,

ifade eder.

3. Elektronik Yoklama Sistemi

Elektronik Yoklama Sistemi ile yoklama talebinin oluşturulması, oluşturulan talebin yoklamaya yetkililere iletilmesi, yoklama fişinin oluşturulması, kayıt altına alınması ve onaylanması ile yoklama fişinin ilgilisine iletilmesi işlemleri elektronik ortamda gerçekleştirilecektir.

Yoklama fişlerinin elektronik ortamda oluşturularak kayıt altına alınması, bunların elektronik imza araçları ile onaylanması ya da formun ıslak olarak imzalanması, bu şekilde hazırlanacak olan bilgi ve belgelerin internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik bilgi iletişim araç ve ortamında ilgili kişilere gönderilmesi esas olmakla birlikte, yoklama faaliyetinin herhangi bir nedenle elektronik ortamda yürütülememesi halinde söz konusu işlemler genel hükümler doğrultusunda yerine getirilecektir.

3.1. E-Yoklama Fişi

3.1.1. E-Yoklama Fişinin Oluşturulması ve İmzalanarak Onaylanması

E-yoklama fişleri, yoklamaya yetkililer tarafından yoklama faaliyetinin amaç ve içeriğine göre belirlenmiş iş kuralları çerçevesinde, mobil cihazlar aracılığıyla elektronik ortamda oluşturulur.

Yoklama sırasında tespit edilen hususlar, nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine mobil cihaz ekranında ön izleme yaptırılmak suretiyle okutulur ve doğruluğu noktasında karşılıklı olarak mutabık kalınması halinde;

a. Nezdinde yoklama yapılanın elektronik imza aracı bulunması durumunda; nezdinde yoklama yapılan kişi veya yetkilisi tarafından elektronik imza aracı kullanılarak e-yoklama fişi imzalanır,

b. Nezdinde yoklama yapılanın elektronik imza aracı bulunmaması durumunda; yoklamaya ilişkin özet bilgilerle benzersiz kodun üzerine yazıldığı e-yoklama imza formu, tarih yazılmak suretiyle yoklamaya yetkililer ve nezdinde yoklama yapılan kişi veya yetkilisi ile birlikte karşılıklı olarak ıslak imza ile imzalanır.

Yukarıda belirtildiği şekilde nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi tarafından imzalanan e-yoklama fişi yoklamaya yetkililer tarafından elektronik ortamda onaylanarak imzalanma süreci tamamlanır.

3.1.2. E-Yoklama Fişinin İmzalanmadan Onaylanması

Elektronik ortamda yoklama fişinin tanzimi sırasında, nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi bulunmaz veya imzadan imtina ederlerse bu durum mobil cihaz üzerinde ve e-yoklama imza formunda kayıt altına alınır. Bu durumda yoklama fişi yoklamaya yetkili memur tarafından başka bir işleme gerek kalmaksızın tek taraflı olarak onaylanır ve e-yoklama imza formunun bir örneği ilgilisine bırakılır.

3.2. Elektronik Yoklama Fişlerinin İletilmesi

E-yoklama fişi, internet vergi dairesi üzerinde yer alan “Elektronik Yoklama Görüntüleme” menüsünden görüntülenebilir ve çıktısı alınabilir. Aynı şekilde bağlı bulunulan vergi dairesi/mal müdürlüğüne mükellef ya da yetkilisi tarafından başvurulması halinde kağıt ortamında bir örneği verilir. Elektronik ortamda yoklama fişinin tanzimi sırasında nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine ulaşılamazsa, e-yoklama fişinin çıktısı alınarak mükellefin bilinen adresine 7 gün içerisinde gönderilir.

4. Yoklama Faaliyetinin Elektronik Ortamda Yapılamaması

Yoklama faaliyetinin teknik imkansızlık ya da yapılacak işin niteliği gereği elektronik ortamda yapılamaması halinde, yoklama fişi kağıt ortamında üç örnek olarak düzenlenir ve nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine imzalatılır. Nezdinde yoklama yapılan veya yetkilisi bulunmaz veya imzadan imtina ederse durum fişe yazılır. Yoklama fişlerinin birinci örneği nezdinde yoklama yapılana veya yetkilisine bırakılır. Bunlar bulunmazsa ilgilisine 7 gün içerisinde gönderilir.

5. Uygulamanın Başlama Zamanı

Elektronik Yoklama Sisteminin uygulanmasına 1/9/2015 tarihinde başlanılacaktır.

Tebliğ olunur.

e fatura ve e deftere geçiş şartları değişti

20 Haziran 2015 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 29392
TEBLİĞ
Maliye Bakanlığından:

VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

(SIRA NO: 454)

1. Giriş

4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 ile mükerrer 242 nci maddelerinin Maliye Bakanlığına verdiği yetkiye istinaden 14/12/2012 tarihli ve 28497 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile zorunluluk getirilen mükelleflere ilave olarak elektronik defter tutma ve elektronik fatura (e-fatura) uygulamasına dâhil olma zorunluluğu getirilen mükelleflerin kapsamının genişletilmesi ve ihracat işlemlerinde e-Fatura uygulamasına ilişkin usul ve esaslar bu Tebliğin konusunu oluşturmaktadır.

2. Elektronik Defter ve Elektronik Fatura Kullanma Zorunluluğu Getirilen Mükellefler

421 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile zorunluluk getirilen mükelleflere ilave olarak aşağıda sayılan mükelleflere elektronik defter tutma ve e-fatura uygulamasına geçme zorunluluğu getirilmiştir.

a) 2014 veya müteakip hesap dönemleri brüt satış hasılatı 10 Milyon TL ve üzeri olan mükellefler.

b) 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli I sayılı listedeki malların imali, ithali, teslimi vb. faaliyetleri nedeniyle Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan lisans alan mükellefler. Bayilik lisansı olanlar, münhasıran bu lisansa sahip olmaları nedeniyle bu bent kapsamında değerlendirilmeyecektir.

c) Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listedeki malları imal, inşa ve ithal eden mükellefler.

(a) bendindeki şartı, 2014 hesap döneminde sağlayan mükellefler 1/1/2016 tarihinden itibaren, 2015 veya müteakip hesap dönemlerinde sağlayan mükellefler ise ilgili hesap dönemine ilişkin gelir/kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi takip eden hesap döneminin başından itibaren, (b) ve (c) bentlerinde sayılanlardan bu Tebliğin yayım tarihinden önce lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler 1/1/2016 tarihinden itibaren, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra lisans alan veya mükellefiyet tesis ettirenler ise, lisans aldıkları ya da mükellefiyet tesis ettirdikleri tarihi izleyen hesap döneminin başından itibaren elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçmek zorundadır. Bununla birlikte, lisans ya da mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap dönemi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması halinde isteyen mükellefler bir sonraki hesap döneminin başından itibaren elektronik defter tutabilecekler ve e-Fatura uygulamasına geçebileceklerdir.

Örnek 1: (A) A.Ş. 2015 hesap dönemi sonu itibarıyla 10 Milyon TL brüt satış hasılatını aşmıştır. Bu durumda (A) A.Ş.’nin 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

Örnek 2: 1/7/XXXX-30/6/XXXX özel hesap dönemine tabi (B) Ltd. Şti. 30/6/2016 hesap dönemi sonu itibarıyla 10 Milyon TL brüt satış hasılatına ulaşmış bulunmaktadır. Bu durumda (B) Ltd. Şti.’nin, 30/6/2017 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak, kurumlar vergisi beyannamesinin verileceği tarihi (31/10/2016) izleyen özel hesap döneminin başlangıcı olan 1/7/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

Örnek 3: (C) A.Ş. ÖTV I sayılı listedeki mallara ilişkin teslim faaliyetinde bulunması sebebiyle EPDK’dan 5/5/2012 tarihinde lisans almıştır. Buna göre, bu Tebliğin yayım tarihinden önce lisans alan (C) A.Ş.’nin 31/12/2015 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2016 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

Örnek 4: (E) A.Ş. ticari faaliyeti ile ilgili olarak 5/5/2016 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listeden dolayı mükellefiyet tesis ettirmiştir. Buna göre, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra ÖTV III sayılı listedeki mallar nedeniyle mükellefiyet tesis ettiren (E) A.Ş.’nin, e-fatura ve e-defter uygulamasına geçmek için 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren elektronik defter tutmak ve e-Fatura uygulamasına geçmek zorundadır.

Örnek 5: (F) A.Ş. ticari faaliyeti ile ilgili olarak 5/10/2015 tarihinde bağlı bulunduğu vergi dairesine başvurarak Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli III sayılı listeden dolayı mükellefiyet tesis ettirmiştir. Bu durumda, bu Tebliğin yayım tarihinden sonra ÖTV III sayılı listedeki mallar nedeniyle mükellefiyet tesis ettiren (F) A.Ş., mükellefiyet tesis tarihi ile izleyen hesap döneminin başlangıcı olan 1/1/2016 tarihi arasındaki sürenin üç aydan kısa olması nedeni ile 31/12/2015 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2016 tarihinden itibaren elektronik defter tutup  ve e-Fatura uygulamasına geçebileceği gibi; söz konusu uygulamalara 31/12/2016 tarihine kadar (bu tarih dahil) gerekli başvuruları yapıp hazırlıklarını tamamlayarak 1/1/2017 tarihinden itibaren de geçebilecektir.

10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli cetvellerde yer alan idare, kurum ve kuruluşlar ile iktisadi kamu kuruluşlarının bu Tebliğ kapsamında elektronik fatura uygulamasına geçme ve elektronik defter tutma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bu Tebliğ kapsamında elektronik fatura ve elektronik defter uygulamasına geçme zorunluluğu getirilen mükellefler; tam bölünme, birleşme (devralma şeklinde birleşme ve yeni kuruluş şeklinde birleşme) veya tür (nev’i) değişikliğine gitmeleri halinde devrolunan veya birleşilen tüzel kişi mükellefler ile tam bölünme veya tür (nev’i) değişikliği sonucunda ortaya çıkan yeni tüzel kişi mükellefler de e-Fatura uygulamasına geçmek ve elektronik defter tutmak zorundadır. Bu durumda uygulamalara geçme süresi hiçbir koşulda işlemin ticaret siciline tescil tarihini izleyen ayın başından itibaren 3 ayı geçemez.

3. İhracat İşlemlerinde e-Fatura Uygulaması

e-Fatura uygulamasına kayıtlı olan mükelleflerden, 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 11 inci maddesi kapsamındaki mal ihracı ve yolcu beraberi eşya ihracı (Türkiye’de ikamet etmeyenlere KDV hesaplanarak yapılan satışlar) kapsamında fatura düzenleyecek olanlar, bahsi geçen faturalarını da 1/1/2016 tarihinden itibaren e-fatura olarak düzenleyeceklerdir. Söz konusu faturaların e-fatura olarak düzenlenmesi ve gönderilmesine ilişkin usul ve esaslar ile uygulamadan yararlanma yöntemleri www.efatura.gov.tr adresinde yayımlanan “e-Fatura Uygulaması Gümrük İşlemleri Kılavuzu”nda ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

Tebliğ olunur.

 

Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi Adına Kayıtlı Arsanın Satışında KDV

   KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER    

 

Kanun Son güncelleme:18/06/2015

Madde: 

 
Başlangıç: / / Bitiş: / /    
 

     
 
 
   

Başlık Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi Adına Kayıtlı Arsanın Satışında KDV

Tarih 25/05/2015

Sayı 64958909-015-13

Kapsam 

 

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ŞANLIURFA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Vergi ve Anlaşmalar Uygulama Müdürlüğü
 
 
ÇOK İVEDİ
Sayı
:
64958909-015-13
25/05/2015
Konu
:
Küçük Sanayi Sitesi Kooperatifi Adına Kayıtlı Arsanın Satışında KDV
 
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden; üyelerinizin işyeri ihtiyacını karşılamak amacıyla kooperatifin kurulduğu, kooperatifinizin 26.04.2012 tarihinde 22.000,00 TL bedelle Ceylanpınar İlçesi Köylere Hizmet Götürme Birliği Başkanlığından satın aldığı (imar planında akaryakıt istasyonu alanı olarak belirlenen) 6.944,28 m² yüz ölçümlü arsa niteliğindeki taşınmazın 31.08.2014 tarihinde açık arttırma usulü ile satışa çıkarılacağı, söz konusu satış işleminin katma değer vergisinden istisna olup olmadığı, istisna olmadığı takdirde hesaplanacak katma değer vergisi oranının ne olacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmaktadır.
            KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüyle kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış olmakla beraber aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu hüküm altına alınmıştır.
            Aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.
            Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.
            Ayrıca, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.2.3.4.1. Kooperatiflerin durumu” başlıklı bölümünde, yapı kooperatiflerinin de önceki bölümlerde yapılan açıklamalar çerçevesinde söz konusu istisnadan yararlanabilmesinin mümkün olduğu, ancak, istisna edilen kazancın özel bir fon hesabında tutulması, hiç bir şekilde ortaklara dağıtılmayarak kooperatif amaçları doğrultusunda kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, kooperatifinize ait arsa vasıflı taşınmazın satılması halinde; Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartlardan “sadece ortaklarla iş görülmesi’ şartı ihlal edilmiş olacağından, bu satış işleminin gerçekleştiği tarihten itibaren kooperatif nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi ve arsanın satışından elde edilen kazancın vergilendirilmesi gerekmektedir. Öte yandan Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan şartların taşınması şartıyla söz konusu arsanın satışından doğan kazancın da anılan istisnaya konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.
            Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasında, iştirak hisselerinden doğan kazançlar menkul sermaye iradı olarak sayılmış, aynı maddenin parantez içi hükmünde ise kooperatiflerin dağıttıkları kazançların bu zümreye dahil olduğu, kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevziinin, kazanç dağıtımı sayılmayacağı belirtilmiştir.
            Aynı Kanunun 94 üncü maddesinin (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendinde; tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan, 75 inci maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından vergi kesintisi yapılacağı hükme bağlanmış olup, anılan maddede yer alan yetkiye istinaden 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kesinti oranı %15 olarak belirlenmiştir.
            Buna göre, kooperatifinize ait taşınmazın satışından doğan kazancın kooperatif üyelerine dağıtılması halinde kooperatifinizin Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnadan yararlanması mümkün olmayacağı gibi kar dağıtımı nedeniyle Gelir Vergisi Kanunun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b-i) alt bendi uyarınca % 15 oranında gelir vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
            KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
            3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer vergisinin konusunu oluşturduğu hüküm altına alınmıştır.
            Aynı Kanunun 17/4-r maddesinde ise kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin KDV den istisna edildiği, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışında olduğu, istisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen KDV nin, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.
            Buna göre, söz konusu taşınmazın satışı, söz konusu taşınmazın Kooperatifiniz tarafından ticareti yapılmak amacıyla satın alınmamış olması ve en az iki tam yıl süreyle Kooperatifiniz aktifinde bulunması koşuluyla KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre KDV’den istisnadır. 
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
 
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Kooperatifin ana faaliyet konusu dışında işlem yapması durumunda Kurumlar Vergisi mükellefiyeti-Mali müşavir Evren Özmen

   

Başlık Kooperatifin ana faaliyet konusu dışında işlem yapması durumunda Kurumlar Vergisi mükellefiyeti

Tarih 26/05/2015

Sayı 51421814-125[4-2014/107]-105

Kapsam 

 

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
DENİZLİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)
 
 
 
Sayı
:
51421814-125[4-2014/107]-105
26/05/2015
Konu
:
Kooperatifin ana faaliyet konusu dışında işlem yapması durumunda Kurumlar Vergisi mükellefiyeti
 
 
            …………. Vergi Dairesi Müdürlüğünün 28.0..2014 tarih ve ………. sayılı yazısı ekinde alınan ilgide kayıtlı özelge talep formunuzda, kooperatifinizin ortaklarının sulama suyu ihtiyacını sağladığı, sulama ve ortak aidatı dışında başkaca bir geliri olmadığı, kurumlar vergisi ve KDV yönünden mükellefiyet kaydı bulunmadığı bildirilerek kooperatifinizin asıl faaliyet konusu olan sulama dışında ana sözleşmesindeki kırsal turizm ortaklarınıza ve yakınlarına sosyal faaliyetlerde bulunmak amacıyla hazineye ait yeri çay bahçesi, lokanta, piknik alanı ve benzeri faaliyet konularında işletmek istediğiniz belirtilerek kurumlar vergisi ve KDV mükellefiyeti yönünden durumunuzun ne olacağı hususunda bilgi verilmesi istenilmiştir.
            KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında kooperatifler kurumlar vergisi mükellefleri arasında sayılmış, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde, tüketim ve taşımacılık kooperatifleri hariç olmak üzere, ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklar ile iş görülmesine ilişkin hükümler bulunup, bu hükümlere fiilen uyan kooperatiflerin kurumlar vergisinden muaf olduğu, hüküm altına alınmıştır.
            1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “4.13. Kooperatifler” başlıklı bölümünde muafiyet şartları detaylı olarak açıklanmış, takip eden bölümlerde ise ortak dışı işlemler kooperatif türlerine göre ayrıntılı olarak örneklendirilmiş olup “4.13.1.4. Sadece ortaklarla iş görülmesi” başlıklı bölümünde de;
            “Kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir.
            Ortak dışı işlemler, sadece ortak olmayanlarla yapılan işlemleri değil, ortaklarla kooperatif ana sözleşmesinde yer almayan konularda yapılan işlemleri de kapsamaktadır.”
            açıklamalarına yer verilmiştir.
            Kooperatifçe yapılan bir işlemin ortak içi işlem olarak dikkate alınabilmesi için; işlemin kooperatifin faaliyet amacına, diğer bir ifadeyle, kooperatifin ana sözleşmesinde belirtilen uğraşı konusuna dahil olması ve faaliyet amacına dahil olan işin münhasıran kooperatif ortağıyla yapılması gerekmektedir.
            Buna göre, asıl faaliyet konusu ortaklarının tarımsal sulama ihtiyacını karşılamak olan kooperatifinizin ana sözleşmesinde yer alan, ancak asıl faaliyet konusu dışında kalan kırsal turizm ile ortaklarının ve bunların yakınlarının sosyal faaliyetlerinde kullanılmak üzere hazineye ait kargir bina ve arsasının çay bahçesi, lokanta, piknik alanı ve benzeri faaliyet konularında işletilmesi, muafiyet şartlarından biri olan “sadece ortaklarla iş görülmesi” şartının ihlali sayılacağından ortak dışı işlem olarak değerlendirilecek olup, söz konusu faaliyetlere başlanıldığı tarihten itibaren gerek sulama ve gerekse çay bahçesi, lokanta vb. işletmecilik faaliyetleri nedeniyle kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesis edilmesi gerekecektir.
            KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
            3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 inci maddesinde; Genel ve katma bütçeli daireler, il özel idareleri, belediyeler, köyler, bunların teşkil ettikleri birlikler, üniversiteler, döner sermayeli kuruluşlar, kanunla kurulan kamu kurum ve kuruluşları, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, siyasî partiler ve sendikalar, kanunla kurulan veya tüzelkişiliği haiz emekli ve yardım sandıkları, kamu menfaatine yararlı dernekler, tarımsal amaçlı kooperatifler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların:
            a) İlim, fen ve güzel sanatları, tarımı yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları teslim ve hizmetleri, ile kanunun aynı maddesinin 4/h bendinde; ziraî amaçlı su teslimleri ile köy tüzel kişiliklerince köyde ikamet edenlere yapılan ticarî amaçlı olmayan perakende içme suyu teslimleri kamu kuruluşları, tarımsal kooperatifler ve çiftçi birliklerince yapılan arazi ıslahına ait hizmetler, katma değer vergisinden istisna tutulmuştur.
            Bu nedenle yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, kooperatifinizce yapılan zirai amaçlı su teslimlerinin Katma Değer Vergisinden istisna tutulması, ancak çay bahçesi lokanta vb. faaliyetleriniz katma değer vergisine tabi olduğundan katma değer vergisi mükellefiyetinizin tesis edilmesi gerekecektir.
 
            Bilgilerinize rica ederim.
 
 
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

kooperatiflerde yönetim kurulu üyelerinin toplantıya gelmemesi

KOOPERATĠFLER KANUNU ÇERÇEVESĠNDE YÖNETĠM KURULU ÜYELERĠNĠN TOPLANTILARA ĠġTĠRAK YÜKÜMLÜLÜĞÜ

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca Yönetim Kurulu üyelerine bazı haklar verilmiĢ ve bu haklar ile ilgili yükümlülükler yüklenmiĢ ve bu yükümlülük ve yasaklamalara riayet edilmemesi halinde de sorumlulukları öngörülmüĢtür.

Yönetim Kurulu üyelerine yüklenen yükümlülüklerden ilki yönetime iliĢkin yükümlülüktür.

Ġdare meclisi üyeleri yönetime iliĢkin yükümlülüklerini idare meclisi toplantılarına katılarak, önerilerde bulunarak oy vererek ve Ģirket/ kooperatif yararına görmediği hususlara muhalefet ederek yerine getirir. (Koop k 55TTK30, BK, 528)

Muhalefetini tutanağa geçirten ve durumdan murakıpları yazılı olarak haberdar eden yönetim kurulu üyesi ilgili karar nedeni ile sorumluluktan kurtulur. Aksi halde diğer yönetim kurulu üyeleri ile birlikte müĢtereken ve müteslsilen sorumlu olur.

Türk Ticaret Kanunun 336. Maddesinde sorumluluk sebepleri belirtilmiĢ maddenin 5. fıkrası uyarınca görevlerini yerine getirmeme hali sorumluluk sebebi olarak kabul edilmiĢtir. ları belirtilmiĢ ancak, sorumluluğun neye isnat ettiği ve türü hakkında açıklama yapılmamıĢtır.

“TTK MADDE 336 Ġdare meclisi âzaları Ģirket namına yapmıĢ oldukları mukavele ve muamelelerden dolayı Ģahsan mesul olamazlar. ancak aĢağıda yazılı hallerde gerek Ģirkete gerek münferit pay sahiplerine ve Ģirket alacaklılarına karĢı müteselsilen mesuldürler.

1. Hisse senetleri bedellerine mahsuben pay sahipleri tarafından vukubulan ödemelerin doğru olmaması;
2. Dağıtılan ve ödenen kârpaylarının hakiki olmaması;
3. Kanunen tutulması gereken defterlerin mevcut olmaması veya bunların intizamsız bir surette tutulması;

4. Umumi heyetten çıkan kararların sebepsiz olarak yerine getirilmemesi;

5. Gerek kanunun gerek esas mukavelelerinin kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi olarak yapılmaması.

BeĢ numaralı bentte yazılı vazifelerden birisi 319 uncu madde gereğince idare meclisi azalarından birine bırakılmıĢsa, mesuliyetin ancak ilgili azaya yükletilmesi lazım gelip o muameleden dolayı müteselsilen mesuliyet cari olmaz.”

Aynı husus Kooperatifler Kanunu 55. maddesi ile düzenlenmiĢtir.

“Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleĢme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır.

Yönetim Kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları Ģarttır. Yönetim Kurulu üyeliğine seçilen tüzel kiĢiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.”

Kooperatifler yönetimi çoğunlukla yönetim kurulu tarafından alınan kararlarla gerçekleĢtirilebileceğinden üyelerin toplantıya katılma hususunda özen göstermeleri gerekir. Kanunda yönetim kurulu üyelerinin özen ödevlerinden bahsedilmiĢ, toplantılara katılmaları arzu edilmiĢ ancak

toplantıya katılmamaları halinde herhangi bir yükümlülük öngörülmemiĢtir. Ancak yönetim kurulu üyesini toplantıya katılmasa da alınan karardan toplantıya katılan üyeler gibi sorumlu kılmıĢtır.

FAKAT; “TĠP ANA SÖZLEġME HÜKÜMLERĠNE GÖRE; ÖZÜRSÜZ OLARAK ÜSTÜSTE 3 TOPLANTIDA BULUNMAYAN ÜYE YÖNETĠM KURULU ÜYELĠĞĠNDEN ÇEĠLMĠġ SAYILIR” AnasözleĢme ile bu yönde bir hüküm bulunması halinde ilgili üyenin çekilmiĢ sayılacağı hükme bağlanmıĢtır.

Bu nedenle Ġlgili yönetim kurulu üyesinin 3 kez üst üste toplantıya katılmaması halinde üyelikten çekilmiĢ sayılacağından bu hususta yönetim kurulunca bir karar alınması ve bu kararın da ilgili üyeye bildirilmesi gerekir.

Ancak bu hususta ileride dava açılması halinde kooperatifin davayı kazanabilmesi için toplantı çağrılarının toplantı tarihi yer gün saat ve gündem Ģeklinde belirtilmek suretiyle yazılı olarak yapılması gerekir. Olası bir ihtilafta çağrının usulüne uygun yapıldığını ispat yükü Kooperatiftedir.Ġlgili üye, bu karar üzerine; genel kurulda itiraz edebilir ya da doğrudan haklarını ilgilendirdiği için dava açma yoluna gidebilir.

Yargıtay Kararları;

1- Yönetim Kurulu üyesinin Üst Üste 3 toplantıya Mazeret bildirmeksizin katılmadığı gerekçesi ile yönetim kurulu kararı ile üyeliğinin düĢtüğü bildirilmiĢ ve üyeliği düĢen davacı, bu yönetim kurulu kararının iptalini istemiĢtir. Mahkemece ana sözleĢmeye göre yazılı çağrı yapılması gerektiği ve bu iĢlem yapılmadığından üyeliğin düĢme kararının iptaline karar verilmiĢtir. Bu karar dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere gerektirici nedenlere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı kooperatifin temyiz itirazlarının reddi ile yerel mahkeme kararını onamıĢtır. (Y.11.HD. 3.12.1993, E,1086/ K, 7981)

2- Mazeretsiz olarak 3 oturuma katılmayan kooperatif yönetim kurulu üyesinin üyeliğinin düĢmesine iliĢkin itiraz; genel kurula intikal ettirilmeli ve bu sorun da orada çözülmelidir. ( Y.11.HD,19.03.1990, E.2057/ K.2382)

Av.Elif Gamze Korkmaz Egemenoğlu Hukuk Bürosundan alıntıdır.

osb kredi sözleşmesi

1- TANIMLAR :

Bu sözleşmede yer alan;

Bakanlık : Sanayi ve Ticaret Bakanlığını,
Banka     :  T. Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğünü,
Kanun    : 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununu,
Yönetmelik : Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği,
Esas ve Usuller : Bakanlık ile Maliye Bakanlığı arasında düzenlenmiş bulunan Organize Sanayi Bölgeleri ve Küçük Sanayi Siteleri Projeleri Ödeneklerinin Kullanımı ve Kredilendirilmesine İlişkin Esas ve Usulleri,

OSB : …………………….. Organize Sanayi Bölgesini,

İfade eder.

2 – SÖZLEŞMENİN KONUSU :

OSB`nin gerçekleştirilmesi amacıyla Esas ve Usuller çerçevesinde kredi kullandırılmasıdır.
Tahsis edilen kredilere ait borç taahhütnameleri bu kredi sözleşmesinin tamamlayıcısıdır.
Bu sözleşme ve tamamlayıcısı olan borç taahhütnameleri ile OSB borçlandırılmıştır.

3- KREDİNİN ESASLARI:

a) Açılacak olan kredi OSB yapımının gerçekleştirilmesi gayesi dışında kullanılamaz.

b) Kredi taksitleri vadesinde tahsil edilir. Taksitlerin herhangi birisinin vadesinde ödenmemesi veya sözleşme hükümlerine uyulmaması halinde, borcun tamamı muacceliyet kazanır. Bu tarihten itibaren borç bakiyesinin tamamının tahsiline gidilir.

c) Kredinin faizi, kredinin Bankanın mahalli şubesindeki OSB`nin Bakanlık Kredi Bağlantı hesabına geçtiği tarihten itibaren başlar ve bütün meblağın, tamamen itfa olacağı tarihe kadar devam eder.

d) Tahakkuk edecek faizler, her yılın 3l Aralık tarihinde gider vergisi ve banka komisyonu ile birlikte , itfa döneminde ise anapara taksiti ile birlikte tahsil edilir.

e) Banka işlemleri, T. Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. OSB, Banka lehine yıl sonlarında (31 Aralık tarihi itibariyle) kullandığı krediye uygulanan faize esas adat üzerinden yıllık % 0,5 (Bindebeş) komisyon öder.

f) Banka, tahakkuk ettirilen borç taksitlerinin vadesinde ödenmemesi halinde , alacağın tahsili için Bakanlık adına kanuni takip icrasına yetkilidir.

g) OSB, vade tarihinde kısmen veya tamamen ödenmemiş her meblağa geciken süre için T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli reeskont ve avans işlemlerine uygulanan faiz oranında gecikme faizi ödeyecektir.

h) Kredinin teminatı: Açılan bu kredi ile OSB, Bakanlık adına Bankaya karşı borçlandırılmış bulunmaktadır. Alınacak kredi karşılığında OSB arazisi, Banka tarafından Bakanlık adına birinci derecede ve sırada olmak üzere , kredinin % 40 fazlasıyla ipotek tesis edilecektir. Bakanlıkça OSB ye yıllar itibariyle yapılan her yıla ait kredi tahsis miktarı kadar gayrimenkul ipoteği teminat olarak alınır. Bu ipotek, sözü edilen yıllık kredinin tahsis tarihinden itibaren tesis edilir. Bölge arazisinin kamulaştırılmasından önce, OSB`yi oluşturan kurum ve kuruluşlara ait gayrimenkuller de ipotek olarak kabul edilebilir veya bankalardaki nakitleri üzerine bloke konularak da tesis edilebilir.

OSB`nin, Bakanlık tarafından kabul edilen haller dışında, bu sözleşme ve eki borç taahhütnameleri ile yönetmelik ve Esas ve Usuller hükümlerine uymaması halinde kredi ödemesi durdurulur ve ipotek paraya çevrilir. Ayrıca ek teminat olarak gereği halinde OSB gelirlerine Bakanlık adına Bankanın el koymasını kabul eder.

4- HAKEDİŞ VE ÖDEMELER :

a) Kredi ödemeleri, Bakanlık bütçe olanakları çerçevesinde ve Genel Bütçeden alınacak ödeneğin serbestliği oranında yapılır.

b) Hakediş raporları, OSB`nin sorumlu mimar veya mühendisi tarafından hazırlanarak imzalanmasını müteakip OSB Yönetim Kurulu tarafından tasdik edildikten sonra, Bakanlık tarafından veya Bakanlığın uygun göreceği merciler tarafından kredilendirme açısından vize edilecektir.

5- KATILMA PAYI:

a) OSB, tahsis edilen kredilere tekabül eden katılma payını da dikkate alarak yıllık yatırımlarını planlar.

b) OSB tarafından, Bankanın mahalli şubesinde açılacak katılma payı hesabına, tahsis talimatlarında belirtilen katılma payını; kullandırılan kredi miktarı oranında yatırdıktan sonra fiili kredi ödemeleri yapılır.

c) OSB, katılma payı hesabında birikecek meblağı, öncelikle gider vergisi, komisyon, vadesi gelmiş anapara taksitleri ve faiz borçlarının ödenmesinde kullandıktan sonra Bakanlık tarafından kredilendirilmeyen diğer giderleri için kullanır.

6- ARSA SATIŞLARI:

a) OSB, Bölge içinde Sanayi Tesisi kuracak katılımcılara tahsis edeceği arsalardan alacağı arsa tahsis ve satış bedellerini Bankanın mahalli şubesinde açılacak Arsa Satışları hesabına yatırır. Kredi borcu ödeninceye kadar bu hesabı Banka takip eder, tahsis veya satıştan elde edilen meblağ ile kredi taksitlerinin vadesinde ödenmesini sağlar.

b) Arazi tahsis ve satışlarından elde edilen meblağı OSB`nin yatırmadığının tespit edilmesi durumunda; söz konusu tutar peşinat ise tahsis veya satış sözleşmesinin yapıldığı tarihten, taksit ise vade tarihinden yatırılış tarihine kadar geçen süre için Banka, Bakanlık lehine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen oranlarda gecikme zammı uygular ve tahsilini takiben, Genel Bütçeye gelir kaydeder.

c) OSB`ce teminat olarak gösterilen ve bu nedenle satışına karar verilen veya katılımcıların borcundan dolayı satışına karar verilen gayrimenkullerin icra yoluyla satışı halinde; Bakanlık ve OSB alacaklarının öncelikli ödenmesi koşuluyla, Bölgenin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip alıcılara veya kredi alacaklısı kuruluşa satış yapılabilir. Satış ilanlarında kuruluş protokolünde yer alan katılımcı niteliklerine de yer verilir.

Taşınmazların kredi alacaklısı kuruluşa satılması halinde, kredi alacaklısı kuruluş, satın aldığı taşınmazı sadece OSB`nin kuruluş protokolünde öngörülen niteliklere sahip gerçek veya tüzel kişilere en geç 2 yıl içerisinde satmak veya aynı nitelikteki gerçek veya tüzel kişilere kiraya vermek zorundadır.

d) OSB`lerin arsa satışlarından elde ettikleri meblağlar ödemesiz dönemde ve daha sonra borçlarının olmaması halinde taksit tarihleri ile bağlantılı olmak şartıyla Bankanın mahalli şubesinde açılacak vadeli hesaplarda değerlendirilir. Bu hesapta birikecek meblağ öncelikle gider vergisi, komisyon, vadesi gelmiş anapara taksitleri, faiz borçları ve tahsisi iptal edilen arsa bedellerinin iadesi için, kalanı da OSB`nin diğer işleri için kullanılır.

e) Arsa tahsisi ve satışı yapılan katılımcıların spekülasyon yapmamaları ve beyan ettikleri sanayi tesislerini Yönetmelikte belirlenen süre içinde kurmaları için OSB gerekli bütün tedbirleri alacak ve sattığı parsellerin tapu kayıtlarına da “geri alım hakkı” şerhini koyduracaktır. Arsa üzerinde, alıcı tarafından kurulacağı önceden beyan olunan Sanayi Tesisi, işletmeye açılmadıkça “geri alım hakkı” şerhi tapu kayıtlarından kaldırılmayacaktır.

7- BORCUN ÖDENMESİ :

OSB tarafından; kullandığı kredilere yıl sonları itibariyle, tahakkuk edecek, komisyon, gider vergisi, faiz ve kredi anapara taksit borçları, tahakkuklarını takiben ‘Katılma Payı Hesabı`ndan ve her ne ad altında olursa olsun (ön tahsis, kesin tahsis, satış v.b.) arsalardan elde edilen gelirlerin Bankada toplandığı ‘Arsa Satışları Hesabı`ndan ödenecektir.

Ödenmemesi halinde:

a) Vadesi gelmemiş borç taksitleriyle faizlerin ve gider vergilerinin tamamı muacceliyet kesbeder.

b) Banka, Bakanlık adına OSB nin gelirlerine el koyar.

c) OSB nin gelirlerine el koymak mümkün olmadığı veya OSB nin gelirleri borç ve faizleri karşılamadığı takdirde teminat olarak gösterilen gayrimenkul ipoteği Banka tarafından Bakanlık adına paraya çevrilir.

Katılımcıların, OSB`ye ait kredi borcunu kısmen veya tamamen vadesinden önce ödeme talepleri halinde, Bakanlık, Banka veya OSB tahsilden çekinemez.

8- BAKANLIĞIN DENETİMİ :

a) Bakanlık, kredi ödeme şekil ve şartlarını, Kanun, Yönetmelik, Esas ve Usuller veya bu sözleşme hükümleri çerçevesinde tekrar gözden geçirmeye, dilediği zaman değişiklik yapmaya, ek şart koymaya yetkilidir.

b) OSB nin; Kanun, Yönetmelik, Esas ve Usuller ve bu sözleşme hükümlerine uymaması halinde Bakanlık kredi ödemelerini durdurur.

c) OSB, Bakanlığın isteği üzerine Bölge hakkında her zaman tamamlayıcı bilgiyi vermeye mecburdur.

d) Bakanlık, kendi memurları veya görevlendireceği gerçek ve tüzel kişiler marifetiyle OSB`nin faaliyetlerini teknik, idari ve mali yönlerden dilediği zaman kontrol eder, yapılacak kontrol neticesinde düzeltilmesi gerekli görülen hususlar olduğu takdirde bu hususta Bakanlık tarafından verilecek talimatı OSB aynen yerine getirir.

9- İDARİ VE HUKUKİ İHTİLAFLAR :

a) Kredi muamelelerinden doğabilecek idari ihtilaflarda kesin karar Bakanlığa aittir.

b) Bu Sözleşmeden doğacak hukuki ihtilafların hal mercii Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleridir.

c) İcra işlemine zorunluluk hasıl olduğu takdirde icra masraflarını OSB ödeyecektir.

10- KREDİNİN AMAÇ DIŞINDA KULLANIMI :

İşbu sözleşme gereğince ödenecek kredinin herhangi bir kısmının sözleşmede açıklanan amaç ve şartlar dışında sarf edilmiş olduğunun tespit edilmesi halinde; OSB, Bakanlığın isteği üzerine bu meblağı derhal iade etmeyi kabul eder.

11- YÜRÜRLÜK :

Bu sözleşme, Noter tasdikinden itibaren yürürlüğe girer, verilen kredinin anapara ve faiz tutarı tamamen ödeninceye kadar yürürlükte kalır ve OSB nin sözleşme hükümlerine uymaması halinde Bakanlıkça feshedilir.

12- TAMAMLAYICI EVRAKLAR: .

OSB tarafından düzenlenecek olan borç taahhütnameleri bu sözleşmenin ayrılmaz tamamlayıcısıdır.

Bu sözleşme 12 (oniki) maddeden oluşmuştur.

OSB ADINA                                                           SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ADINA

İş ortaklığı sözleşmesi kooperatif

JOiNT VENTURE SÖZLEŞMESİ

Madde 1-  Taraflar ;

Bir taraftan …… adresinde bulunan …… ile (aşağıda kısaca …… olarak anılacaktır) diğer taraftan …… adresinde oturan …… (aşağıda kısaca …… olarak anılacaktır) ve …… adresinde oturan …… (aşağıda kısaca …… olarak anılacaktır) arasında aşağıda belirtilen koşullar dahilinde bu protokolü iş ortaklığı olarak imzalamışlardır.

Madde 2-  Ünvanı ;

Ortaklığın Ünvanı “…… İŞ ORTAKLIĞI” ’dır. Böylelikle işbu sözleşmede söz konusu iş ortaklığından “Ortaklık” veya “……” olarak anılacaktır.

Madde 3-  Ortaklığın Adresi ;

Ortaklığın adresi ….. Caddesi …. Sokak No:../..  Daire:… …/…. ’dir.

Madde 4- Konu ve Amaç ;

İşbu Ortaklık Sözleşmesi, …… Otoyolu Projesi’nin yapılması işine dairdir. Söz konusu iş …/…/… tarihinde başlanıp … yıl içerisinde tamamlanacak, teslim ise ../../… tarihinde gerçekleşecektir.

Madde 5- Ortaklığın Sermayesi ve Pay Oranları ;

Sermaye …… -TL. (……. Türk Lirası)’dır.

Tarafların ortaklıktaki payları, hakları, yükümlülükleri, kar ve zarara katılma payları aşağıdaki şekilde belirtilmiştir.

Unvan                         Pay  Oranı %

……                              ……

……                              ……

……                              ……

Tarafların iş ile ilgili mali ve teknik  katkıları da belirtilen paylar oranında olacaktır.

Madde 6- Teminat ve Kefaletler ;

Projenin gerektirdiği banka avans teminatı, kesin teminat, garanti teminatı vb. gibi her türlü teminat iş ortaklığınca sağlanacaktır. Taraflar bu teminatları gerektireceği kefaletleri payları oranında karşılamayı taahhüt etmişlerdir.

Madde 7- Ortaklığın Yönetimi ;

Ortaklık, oluşturulacak Yönetim Kurulu, İcra Komitesi ve bunların atayacağı alt birimler tarafından yönetilir.

7.1. Yönetim Kurulu

7.1.1. Yönetim Kurulu, sözleşme gereği olan işlerin ve tüm ortak girişim faaliyetlerinin genel yönetim kararlarını alır.

7.1.2. Yönetim Kurulu, kararlarını, oybirliği ile alır. Oybirliği sağlanamazsa, kurul, konuyu, ilk toplantıdan en geç .. (..) gün sonra yapılacak toplantıda yeniden inceler ve oybirliği ile alır.

7.1.3. Yönetim Kurulunca alınan tüm kararlar taraflar için bağlayıcıdır, kayda geçirilir ve toplantı sonunda imzalanır. Görüşme tutanakları kurul başkanı tarafından saklanır ve tutanakların suretleri kurul başkanınca toplantıdan en geç … iş günü sonra taraflara gönderilir.

7.1.4. Kurul gerekli olduğunda olağanüstü toplantı adı altında hemen toplanır, ancak normal zamanlarda .. (..) ayda bir toplanır.

7.1.5. Ortaklığın ilk Yönetim Kurulu Üyeleri olarak ……’yi temsilen ……’yi temsilen …… temsilen …… atanmışlardır. Bu ilk üyeler görevlerini …. otoyolu projesi süresince yapacaklardır.

7.2. İcra Komitesi

7.2.1. İcra Komitesi .. üyeden oluşmaktadır. Üyeleri yönetim kurulu tarafından seçilir. Üyeler, tarafları temsilen bulunacak olup her ortağı temsilen en az … kişi komitede yer alır. Bu .. üye iş ortaklığını temsil ve ilzam eder.

7.2.2. İcra Komitesi, söz konusu projenin yerine getirilmesi ile ilgili her türlü kararı, önlemi almak ve yerine getirmekle yetkili ve yükümlüdür.

7.2.3. İcra Komitesi kararları, icra komitesi tarafından uygulanır.

7.2.4. İcra Komitesi kararlarını oybirliği ile alır. Eğer oy birliği sağlanamaz ise konu Yönetim Kurulu tarafından incelenir.

7.2.5. İcra Komitesi Ortaklığın Merkez Bürosunu …. ‘de ve şantiye bürolarını ise bütçenin yettiği oranda, gerekli olduğu zaman ve yerde kurar.

Madde 8- Ortaklığın Temsil ve İlzamı ;

Ortaklığın her türlü iş ve işlemlerini takip, tedbir ve sonuçlandırmaya, ortaklık namına her nevi taşınmaz, mal ve kıymetler, motorlu nakil araçları, makine teçhizat ve diğer malzemeleri satın almaya, leh veya aleyhte ipotek tesis ve kabule şirket adına, poliçe, çek ve diğer kambiyo senetleri ile her türlü sözleşme, taahhütname, beyanname, muvafakatname, rehin ve terkin senetleri ve kontur garantileri imzalamaya, bunları yenileme, tecdit ve bozmaya, şirketin tahakkuk etmiş ve edecek her türlü hak, istihkak ve alacaklarını genel olarak talep, tahsil ve ahzu kabza, sulh ve ibraya, alacakları temlik ve ciro etmeye, ortaklık adına bankalarda her türlü hesap ve kredileri açtırmaya, teminat mektupları almaya, hesap ve kredilerden dilediği miktarda para çekmeye, hesapları kapattırmaya, ortaklık adına ihalelere katılmaya, taahhütleri vermeye, taahhüt konusu işi ifa ve ikmale, ihalesi yapılmış ve bankaları üzerinde kalan işleri devir almaya, her türlü devir taahhüt ve işlemlerinde bulunmaya, davalar ikame etmeye, ortaklık işlerini ve işlemlerin yürütülmesi konusunda üçüncü kişileri vekil ve azle, kısacası ortaklığı her konuda temsil ve ilzama veya başkalarını görevlendirmeye ……’yi temsilen ……’in ortaklık kaşesi altına atacağı imza ile birlikte ……’yi temsilen …… veya ……’yi temsilen ……’nün en az birinin atacakları imzaları ile yetkili kılınmış bulunmaktadır.

Madde 9- Tarafların Yükümlülükleri ;

Taraflar, işverene ve üçüncü şahıslara karşı, ancak işbu anlaşma ve sözleşmeden doğan veya her koşulda bunlara ilişkin yükümlülüklerden dolayı ayrı ayrı veya ortaklaşa (müştereken veya müteselsilen) sorumludur.

İşe ait muhasebe kayıtları, vergi, sigorta ve resmi işlemler iş ortaklığı adına onaylatılacak yasal defterler üzerinden Türkçe tutulacaktır.

Taraflar işbu sözleşmenin 4. Maddesinde belirtilen işin başlangıcından bitimine kadar her türlü teknik ve finansman katılımlarını payları oranında yerine getireceklerdir.

Madde 10- Kar/Zararın Saptanması ve Dağıtımı ;

Taraflar iş ile ilgili malzeme, işçilik, yasaya uygun zarar ziyan ve tazminatlar, vergi sair harç ve cezalar ile işte kullanılan makine ve teçhizatların amortismanları vb. giderler tahakkuk eden istihkaktan çıkarıldıktan sonra ortaklığın kazancını belirleyeceklerdir. Net Kar/Zarar; TC. Hükümeti vergi ve sair mevzuatları çerçevesinde tahakkuk ettirilecek vergilerden sonra iş bitiminde payları oranında ortaklara dağıtılacaktır.

Madde 11- Ortaklığın Süresi ;

Ortaklık, işbu anlaşma tüm iş ortaklığı ortakları tarafından imzalandıktan sonra yürürlüğe girer ve Ortaklığın süresi Madde 4’te belirtilen işin bitimine kadardır.

Bunun  dışında anılan ortaklık aşağıdaki hallerde sona erer;

** Sözleşmedeki işlerin ortaklık tarafından bitirilmesi ve ortaklığın ve bütün ortaklarının işbu anlaşma gereği olan tüm yasal ve sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesi,

** Bazı başka nedenlerle ortakların oybirliğiyle karar alarak ortaklığı sona erdirmeye karar vermesi.

Madde 12- Anlaşmazlıkların Çözümü ve Tahkim ;

Taraflar tüm olası anlaşmazlıkları dostça çözümlemek üzere gereken tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

Dostça çözüme ulaşmanın olanaksız olması halinde, taraflar arasında işbu anlaşmaya ilişkin anlaşmazlık ve uyuşmazlıklar Tahkime tabi olur. Tahkim yeri ……’’n, …… şehridir.

Tahkim, Birleşmiş Milletler Komisyonu’nün Uluslararası Ticaret Hukuku (UNICITRAL) kural ve yöntemlerine göre yapılır.

Madde 13- Gizlilik ;

Ortaklığın her bir ortağı, diğer ortaklara ait tüm ticari ve teknik bilgileri kesinlikle gizli tutacaktır.

Ortaklığı oluşturan tarafların, bu anlaşma ile ilgili olarak aldıkları herhangi bir doküman, çizim veya diğer bilgiler sadece işbu anlaşmanın yürütülmesi için kullanılır.

İş Ortaklığı, İşbu anlaşmanın yapılmasında yardım sağlayacak veya bir başka yolla yardım edecek herhangi bir kimseden de uymasını isteyebilirler.

Madde 14- Yasal Geçerliliğin Kısmi Kaybı ;

Eğer işbu anlaşmanın herhangi bir hükmü imkansızlıklar dahilinde kanuni gücünü kaybeder veya geçersiz olursa, diğer hükümler bundan etkilenmez yürürlükte kalır. Ancak taraflar sözleşmenin devam eden şartlar dahilinde tekrar uyarlanmasını isteyebilir.

Madde 15- Yazışma ve Bildirimler ;

Ortaklar arasındaki yazışmalar …..ve ….. olarak yapılır. Yazışmalarda ve bilgi dağıtımında taraflar aşağıdaki adresleri kullanır. Yapılacak tebligatlarda bu adreslere yapılır.

1-) …   ….

Adres              :

Telefon           :

Faks/E-mail     :

2-) …   ….

Adres              :

Telefon           :

Faks/E-mail     :

3-) …   ….

Adres              :

Telefon           :

Faks/E-mail     :

Madde 16-  Anlaşmada Değişiklikler ;

Anlaşmada herhangi bir değişiklik ve düzeltme tarafların oybirliği ile aldığı kararla yapılır ve taraflarca imzalanıp noterlikçe onaylandıktan sonra geçerli olur.

İşbu sözleşme tümü aynı değerde 3 örnek olarak yapılmış ve İş Ortaklığı Ortaklarının her biri bir orijinal örnek almıştır.

Madde 17- Sigorta ;

Anlaşma ile ilgili proje kapsamında sağlanacak sigortalar, ortaklık tarafından sağlanır.

Madde 18-  İdare ile Düzenlenecek İşlemler ;

İhaleyi yapan makama karşı, yapılacak bütün hakedişler, işi alan …… ve …… İş ortaklığı (……) ünvanı altında kurulan iş ortaklığı tarafından fatura edilecek ve tahsil edilecektir.

Madde 19- Genel Konular ;

İş Ortaklığı’nın Organizasyon Şeması ve projeyi gerçekleştirecek çizim ve projeler bu anlaşmanın ayrılmaz bir parçasıdır ve Ek 1 ve Ek 2`de gösterilmiştir. Bu anlaşmada yer almayan konular için taraflar bir araya gelip ek sözleşme yapabilme yetkisine haizdir.

İşbu sözleşme taraflarca okunarak kabul edilmiş ve  ../../… tarihinde imza altına alınmıştır.

Ad Soyad                                          Ad Soyad                                                      Ad Soyad

İmza                                                   İmza                                                              İmza

EK:  1-) Organizasyon Şeması

2-) … Otoyolu Çalışma Çizim ve Projeleri

iş sözleşmesi kooperatif

İŞ SÖZLEŞMESİ

Aşağıda isim (unvan) ve adresleri yazılı bulunan işveren ile işçi arasında, tamamen kendi istek ve serbest iradeleri ile ve belirtilen şartlarla “BELİRSİZ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ” yapılmıştır. Taraflar bundan sonra “işveren” ve “işçi” olarak anılacaktır.

  1. TARAFLAR

İŞVERENİN

Adı-Soyadı  (Unvanı) :
Adresi                         :

İŞÇİNİN

Adı-Soyadı                 :
Baba Adı                    :
Doğum Yeri ve Yılı   :
İkamet adresi             :
  1. İŞÇİNİN ÇALIŞMA YERİ:  İşverenin………………..sınırları içindeki değişik işyerlerinde, işveren veya velinin göstereceği yerler.
  2. YAPILACAK İŞ:  …………………………………..

4.SÖZLEŞMENİN SÜRESİ :  Bu iş sözleşmesi, …/…/…… tarihinde başlamış olup, belirsiz sürelidir.

  1. İŞE BAŞLAMA TARİHİ: …./…../……..
  2. DENEME SÜRELERİ:  Deneme süresi iki aydır. Taraflar, bu süre içinde iş sözleşmesini ihbarsız ve tazminatsız feshedebilirler.
  3. ÇALIŞMA SÜRELERİ: Haftalık çalışma süresi en çok 45 saattir. Bu süre, haftanın çalışılan günlerine eşit şekilde bölünerek uygulanır.

Ancak, 45 saatlik haftalık normal çalışma süresi, işveren tarafından gerekli görüldüğünde:

  1. a) Haftanın çalışılan günlerine, günde 11 saati aşmamak koşulu ile, farklı şekillerde dağıtılabilir. Ayrıca, işin niteliği ve şartlarına göre, işe başlama ve bitiş saatleri de, işçiler için farklı şekillerde düzenlenebilir ve gerekliğinde değiştirilebilir.
  2. b) 45 saatlik haftalık normlar çalışma süresinin, haftanın çalışılan günlerine farklı şekillerde dağıtılarak çalışılması durumunda, iki aylık çalışma süresi içinde, işçinin haftalık ortalama normlar çalışma süresi 45 saati aşamaz.
  3. c) Ara dinlenme zamanları işveren tarafından belirlenir.
  4. d) İşçi bu maddede çalışma şekil ve şartlarını peşinen kabul eder.
  5. FAZLA ÇALIŞMA:  İşveren, ülkenin genel yararları, işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle işçiye, günlük toplam çalışma süresi 11 saati aşmamak koşulu ile, yılda 270 saate kadar fazla çalışma yaptırabilir.

haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılır. Ancak, denkleştirme esası uygulandığı durumlarda, işçinin iki aylık süre içindeki haftalık ortama çalışma süresi 45 saati aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda 45 saatten fazla çalıştırma olsa dahi, bu haftalardaki 45 saati aşan çalışma süreleri fazla çalışma sayılmaz ve fazla çalışma ücreti ödenmez.

  1. TELAFİ ÇALIŞMASI:  Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması ya da işin tümüyle durdurulması veya işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde, işveren, iki ay içerisinde işçiye, çalışılmayan bu süreler karşılığı olarak telafi çalışması yaptırabilir.

Telafi çalışması, günlük en çok çalışma süresi olan 11 saati ve günde en fazla 3 saati aşamaz. tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.

Telafi çalışması fazla çalışma sayılmaz ve karşılığında fazla çalışma ücreti ödenmez.

10. ÜCRET: İşçinin aylık NET/BRÜT ücreti …………….YTL’dir. İşçinin ücreti kural olarak imza karşılığında kendisine ödenir. Ancak işçinin yazılı talebi ile belirlediği ve bu talebin altında tatbiki imzası bulunan mutemedine de yine imzası karşılığında ödenebilir.
11 FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETİ    : İşçinin her bir saat fazla çalışması için işverence ödenecek fazla çalışma ücreti, işçinin normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli artırılmış tutarıdır.
12. ÜCRET ÖDEME ZAMANI   : İşçi ücreti ayda bir ödenir. Mücbir bir neden olmadıkça, her ayın ücreti, ödeme gününde itibaren en geç 20 gün içinde ödenir.
13. ÖZEL ŞARTLAR : a) İşverenin, işçilerin bir bölümüne veya tümüne sözleşme gereği olmaksızın, teşvik amaçlı olarak yapacağı süreklilik arzetmeyen nakdi ayni ödemeler, işçiler bakımından kazanılmış hak niteliğinde olmayıp, tekrarlanacağı anlamına gelmez.

b) İşçi, işyerinde, çalışma mevzuatı ve işveren tarafından belirlenmiş bulunan çalışma şartlarına, iş disiplinine, iş sağlığı ve iş güvenliği kurallarına, işveren tarafından çıkartılmış ve çıkartılacak olan yönetmelik, genelge, sirküler, talimat gibi düzenlemelere uymayı kabul ve taahhüt eder.

c) İşçi, işverenin istemesi halinde, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil günlerinde de çalışmayı peşinen kabul eder.

d) İşçi, işverenin istemesi halinde fazla çalışma yapmayı peşinen kabul eder.

e) İşçi iş sözleşmesi devam ettiği sürece, özel de olsa başka bir işte çalışmamayı taahhüt eder.

f) İşçi, işverene ve işyerine ait her türlü iş sırlarını saklamayı, işverene zarar verecek davranışlarda bulunmamayı taahhüt eder.

g) İşçi, işyerindeki makine, alet ve teçhizatı usulüne uygun olarak ve özenle kullanmayı, görevi ile ilgili olmayan işlerle uğraşmamayı, kendisine teslim edilmemiş makine, alet ve edevatı kullanmamayı taahhüt eder.

h) İşçi, kendisine işinde kullanılmak üzere teslim edilen malzeme, araç ve gereçleri işyeri dışına çıkarmamayı, amacı dışında kullanmamayı taahhüt eder.

i) İşçi, işyerine, alkollü içki veya uyuşturucu madde almış olarak gelmemeyi ve bu maddeleri işyerinde kullanmamayı, çalışması ile ilgili olmayan eşya ve maddeler ile taşınması ya da kullanılması yasaklanmış maddeleri işyerine sokmamayı taahhüt eder.

j) İşçi, İş Kanununa göre hak kazanacağı yıllık ücretli iznini, işverenin iş şartlarına göre belirleyeceği zamanda kullanmayı kabul eder.

k) İşçi, iş sözleşmesinin feshinde, kendisine teslim edilmiş bulunan her türlü demirbaş eşyayı eksiksiz olarak teslim etmeyi, kendi kasıt veya kusurundan meydana gelmiş zararlar varsa, tazmin etmeyi taahhüt eder.

l) İşveren, işçinin ücretini ve bu sözleşme ile İş Kanunundan doğan diğer haklarını süresinde ödemeyi kabul ve taahhüt eder.

m) Sözleşmenin işveren tarafından feshinde; fesih bildiriminde sebep gösterildiği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı hususunda ortaya çıkacak uyuşmazlıklar, bir ay içinde Özel Hakem`e götürülür.

n) Bu iş sözleşmesinde yer almayan hususlarda İş Kanunu ve diğer ilgili mevzuat uygulanır.

o) Sözleşmenin uygulanmasında çıkacak uyuşmazlıklarda, işyerinin bulunduğu yer mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir.

  1. İki sayfadan oluşan iş bu belirsiz süreli iş sözleşmesi, …../…./……….. tarihinden taraflarca iki nüsha olarak tanzim edilip, okunarak imzalanmakla, işveren işçiyi iş ve ücret vermeyi, işçi de belirtilen şartlarla iş görmeyi karşılıklı olarak kabul, beyan ve taahhüt etmişlerdir.
İŞVEREN VEYA VEKİLİ

(Kaşe-İmza)

İŞÇİ

Adı Soyadı:

İmzası:

Apartmanda gürültü yapan komşuya dava açılması-Mahkeme -Dilekçe

Apartman Huzurunu Kaçıranlar Hakkında Şikayet

SULH HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

………

DAVACI                   : …

DAVALILAR           :

DAVA                       : 634 NO.LU KAT MÜLKİYETİ KANUNUN 18 NCİ ADRESİ GEREĞİNCE TAHLİYE

AÇIKLAMALAR     : Yöneticisi bulunduğum …….. adresinde mukim bulunan Apartmanda yukarıda isim ve adresini belirttiğim davalılar MAL SAHİBİ olarak oturmaktadır.
Ancak kat maliklerimizin (sakinlerimizin) müteakip tarihlerde yönetimimize dilekçe ile başvurarak davalıların kendilerine rahatsız edici davranışlarda bulunduğu,apartmanda huzuru,sakinliği ve düzeni bozduğunu dile getirmişlerdir.

Davalılara, apartman yöneticisi olarak gerekli sözlü ve yazılı ihtarlar yapıldığı halde davalılar aynı apartmanda oturan kat maliklerini rahatsız eden gürültü ve hareketleri yapmaya devam ettiği ve verdiği rahatsızlığın her an apartmanda düzen ve huzurun kaçmasına ve ileride telafisi mümkün olmayan olayların çıkacağından kuşku duymaktayım.

Tüm ihtarlara rağmen apartmandaki huzur ve düzeni rahatsız eden hal ve davranışlarını düzeltmeyen davalıların 634 sayılı kat maliki kanunun 18 nci maddesine aykırı davrandığından Cankent B Blok 37 Ada daki meskenden TAHLİYESİNE temin için iş bu müracaatı yapmak zarureti hasil olmuştur.

KANUN MADDELERİ: 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 18,24,33 ncü maddeleri ve ilgili hükümler.

SÜBUT DELİLLER     : Yönetim Kurulu Karar defteri,şikayet Dilekçeleri ,tanık beyanları Vs.

NETİCE VE TALEP: İş bu müracaatımızın kabulü ile dilekçemizin bir suretinin davalılara tebliğine, duruşma günü tayinine,yargılama icrası sonunda iddiamiz sübuta ereceğinden davalıların 634 sayılı kat mülkiyeti kanunun ilgili hükümlerine aykırı hareket ederek apartman içerisindeki huzur ve düzeni bozduğundan dolayı ……….. B Blok 37 Ada ADRESİNDEKİ MESKENDEN TAHLİYESİNE;

Dava masraflarının dahi davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.

DAVACI
……. B Blok 47 Ada

YÖNETİCİSİ

Kooperatif Anayasa mahkemesi kararı

Anayasa’nın 171. maddesiyle, Devlete, milli ekonominin yararlan doğrultusunda üretimin artırılması ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alma görevi verilmiştir. Bu göreve uygun olarakkooperatifçiliğin geliştirilmesi, desteklenip yönlendirilmesi, küçük üreticilerin ve dar gelirlilerin korunması, dengeli bir toplum oluşturulması sosyal hukuk devletinin önemli görevleri arasındadır. Bu düşünceye koşut olarak, ceza hükümlerinin daha etkili bir işlerliğe kavuşturulması ve kötü niyetli yönetim kurulu üyelerini uyarmak için Kooperatifler Yasası’na 3476 sayılı Yasa’yla Ek 2. maddenin eklendiği anlaşılmaktadır.