Eğitim Kooperatifleri

Eğitim Kooperatifleri

Kooperatifler artık eğitim sektöründe de bir ihtiyaca cevap veriyor. Bu sektörün ihtiyacı olan yeni açılımları kooperatif girişim modeli ile halkımızın hizmetine sunuyoruz.

Dünya uygulamalarına bakıldığında, ortalama eğitim süresi 11-12 yıl veya daha üzerindedir. Türkiye’de ise yetişkin nüfusun ortalama eğitim süresi 6 yıl civarındadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hemen hepsi ortalama eğitim sürelerini artırmak suretiyle nüfuslarının büyük bir bölümünü lise mezunu ya da üniversite mezunu yapmak üzere hedefler koymuşlar ve bunu gerçekleştirmek için tedbirler almaktadırlar. Avrupa Birliği ülkeleri 2020 yılına kadar nüfuslarının en az yüzde 90’ını lise mezunu yapmak üzere kendilerine hedefler koymuşlardır.

Ülkemizde son yıllarda alınan önlemlerle ve idari uygulamalarla okullaşma oranında çok önemli mesafeler kat edildiği görülmektedir. Bu kapsamda okullaşma oranında ilköğretim düzeyinde yüzde 98’lerin aşıldığı, ortaöğretim düzeyinde yüzde 70’lere yaklaşıldığı, yükseköğretim düzeyinde ise yüzde 33’leri yakaladığımız görülmektedir. Bu ilerlemelere rağmen, halen eğitim sistemimiz gelişime açıktır. Bu alanda atılması gereken önemli adımlar bulunmaktadır.

Son Dönemlerde Eğitim Kooperatiflerinin Kurulma Nedenleri: 

1- Kamuoyunda 4+4+4 Kanunu olarak bilinen, 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3 üncü, maddesiyle, birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise olarak yapılandırılmıştır. Böylece kademeler arası yatay ve dikey geçişlere imkân tanınmış, esnek yapı sayesinde bireye yetenek ve gelişimine göre erken yaşlarda tercih hakkı tanınmıştır.

Bu madde “Eğitim Kooperatiflerini” de cazip kılmıştır. Kanun yürürlüğe girmeden önce hüküm “İlköğretim kurumları, sekiz yıllık okullardan oluşur. Bu okullarda kesintisiz eğitim yapılır ve bitirenlere ilköğretim diploması verilir.” şeklinde idi. Sekiz yıllık eğitim kurumu kurmak ise çok büyük sermaye gerektiriyordu. Dar gelirli vatandaşların kooperatif çatısı altında bunu gerçekleştirmesi ise çok zordu.

Ancak, yeni Kanunla ilköğretim; ilkokul ve ortaokul olarak ikiye bölünmüş ve kesintili hale gelmiş, kuruluş giderleri neredeyse yarıya inmiştir. Bu da dar gelirli vatandaşlarımızın kooperatif çatısı altında birleşerek eğitim kurumu açmalarını kolaylaştırmıştır. Dolayısıyla Kanunun yürürlüğe girmesi eğitim kooperatifçiliğini olumlu yönde etkilemiştir.

2- Eğitim kooperatiflerini çekici hale getiren nedenlerden bir tanesi de kurumlar vergisi muafiyetidir. Kurumlar Vergisi Kanunun 4/k maddesine göre ana sözleşmelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu başkan ve üyelerine kazanç üzerinden pay verilmemesi, yedek akçelerin ortaklara dağıtılmaması ve sadece ortaklarla iş görülmesi yönünde hükümler bulunan kooperatifler kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanacaklardır. Yeni kurulan eğitim kooperatifleri de veli ve öğretmenlerden teşekkül ettiği için kurumlar vergisi muafiyeti için istenilen şartları yerine getirmektedirler.

3- Eğitim kooperatiflerini cazip kılan bir diğer gelişme de 2012 yılında çıkarılan teşvik paketidir. Yeni teşvik sisteminde, eğitim yatırımları desteklenecek, özel sektör tarafından  gerçekleştirilecek olan ilk, orta ve lise eğitim yatırımları, hangi ilde yapılırsa yapılsın, Bölgesel Teşvik Uygulamaları kapsamında 5’inci bölge desteklerinden yararlandırılacaktır.

A- Eğitim Kooperatiflerinin amaç ve faaliyet konuları

Kooperatifin amacı;  Ortakları ile diğer özel ve tüzel kişilerin eğitim-öğretim ve araştırma gereksinimlerini karşılamak için özel eğitim yasalarına uygun olarak her derecede ve türde özel eğitim kurumları açmak, işletmek, araştırma ve incelemelere imkân sağlamaktır.

B- Bugüne kadar kurulan örnekleri hakkında bilgi

Bu güne kadar “Eğitim Kooperatifleri” iki değişik şekilde kurulmaktadır.
-Üniversite veya Yüksek Okul bünyesinde kurulanlar (Kurucu ortaklar genelde akademisyenlerden oluşmaktadır): Bunlar üniversitelerin kantin, misafirhane, otopark gibi tesislerini işletmektedirler. Yine bu şekilde kurulan bir kısım eğitim kooperatifleri de kurs işletmeciliği yapmaktadır.

-Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve medeni hakları kullanma ehliyetine sahip gerçek kişi ya da kooperatifin amacına uygun faaliyet konusu bulunan kamu veya özel hukuk tüzel kişiler tarafından kurulanlar: Bu çerçevede Bursa ve İzmir’de kurulu bulunan “Eğitim Kooperatifleri”nin okulları bulunmaktadır. Bunlardan, Bursa Eğitim Kooperatifinin, anaokul, ilkokul, ortaokul, orta ve yüksek öğretim yurdu ile bir de kültür merkezi; İzmir Eğitim Kooperatifinin de ilkokul ve ortaokulu bulunmaktadır.

Her iki örnek için de kurulmuş ve başarılı şekilde hizmet veren 20’nin üzerinde kooperatif bulunmaktadır.

C- Son dönemde kuruluşuna izin verilen kooperatifler hakkında bilgi

Bakanlığımızca Temmuz ve Ağustos aylarında 2 adet Eğitim Kooperatifinin kuruluşunu gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Diğer taraftan, yasal prosedürü tamamlanma aşamasında olan yine 4 adet eğitim kooperatifinin de kuruluş çalışmaları devam etmektedir.

D- Bu konuda Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’nün hedefleri ve çalışmaları  

Genel Müdürlük olarak “Eğitim Kooperatifleri”nin başarılı dünya örneklerini yakından takip ederek, eğitim kooperatiflerinin sayısını artırmayı hedeflemekteyiz.

Ayrıca, Genel Müdürlüğümüzce son gelişmeler dikkate alınarak “Örnek Eğitim Kooperatifleri Anasözleşmesi” revize çalışmaları da sürdürülmektedir. Çalışma tamamlandıktan sonra Makam Onayı ile Örnek Anasözleşme haline getirilecek ve kuruluş yetkisi il müdürlüklerine devri düşünülmektedir.  Böylece  kuruluş işlemleri yerinde yapılarak kolaylaştırılacaktır.

Kooperatiflerin taşınmaz alım satımı ve satış vaadinin şerh verilmesine ilişkin işlemleri dışında kalan tapu işlemleri için özel bir yetki aranmasına gerek bulunmamaktadır.

B- KOOPERATİFLER

6102 sayılı TTK’nın 124”üncü maddesi kapsamında ticaret şirketleri kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif nitelikli şirketlerden ibaret olup bu kapsamda, yetki belgesine ilişkin açıklamalar kooperatifler açısından da geçerli olmakla birlikte, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu

gereğince kooperatiflerde taşınmaz alım/satımına ve satış vaadine ilişkin aşağıda belirtilen ayrıksı düzenlemelerin dikkate alınması gerekmektedir.

1- Kooperatiflerin Taşınmaz Alım/Satımı:

24/04/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 42’nci maddesinin ikinci fıkrasına, 06/10/1988 tarihli ve 3476 sayılı Kanun’un 9’uncu maddesiyle eklenen, 6’ncı bent ile kooperatiflerde “Gayrimenkul alımında ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulun niteliğini, yerini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulun asgari fiyatını

belirlemek,” işi kooperatif genel kurulunun yetkileri arasına alınmıştır.

Bu nedenle, taşınmaz mal alım ve satımı için öncelikle kooperatif genel kurulunca karar verilmiş olması gerekmekte olup, genel kurul, bu yetkisini devredemeyeceği gibi 1163 sayılı Kanun’un 59 uncu maddesine 3476 sayılı Kanun ile eklenen “Yönetim kurulu üyeleri ve temsile yetkili şahıslar, genel kurulun devredemeyeceği yetkilerini kullanamaz.” şeklindeki sekizinci fıkra hükmü uyarınca genel kurul tarafından yönetim kuruluna böyle bir yetki devri yapılmış olsa bile, yönetim kurulunun bu yetkiyi kullanması hukuken olanaksızdır.

Diğer taraftan, 1163 sayılı Kanun’un 59’uncu maddesine 3476 sayılı Kanun’un 15’inci maddesiyle eklenen 4’üncü fıkrası, “Kooperatiflerce alınması kararlaştırılan gayrimenkullerin alımının, tapu devri veya tapuya şerh verdirilecek bir satış vaadi sözleşmesi ile yapılması şarttır.”, 5’inci fıkrası ise “Alınacak gayrimenkulun kooperatifin amacına uygun olması gerekir.” hükmünü taşıdığı için, kooperatif temsilcilerince taşınmaz mal alımı, satımı veya satış vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhi için talepte bulunulması halinde, 2644 sayılı Kanun’un 2’nci maddesi uyarınca ticaret

sicil müdürlüğünden alınıp ibraz edilen yetki belgesinde;

Genel kurul tarafından, taşınmaz malın niteliği (konut yapımına elverişli olması vb.) ve yeri (belirlenen bir il, ilçe veya bölge sınırları içinde olmak gibi) konusunda belirtme yapılmasının yeterli olduğu, mutlak surette ada ve parsel numaralarının belirtilmesinin zorunlu olmadığı, il, ilçe veya bölge sınırlaması yapılan taşınmaz malın azami olarak hangi fiyatla satın alınabileceği ya da kooperatifin kayden maliki bulunduğu taşınmazın asgari hangi fiyatla satılabileceği ile alım veya satımda izlenecek yöntem konusunda kooperatif yönetim kuruluna yetki verildiğine ilişkin bilgilerin olup olmadığının araştırılması ve kooperatifi temsile yetkili kişilerin kim/kimler olduğunun belirtilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, yetki belgesinde, genel kurulca alınmış karardan bahsedilmemesi halinde ise, noterden tasdikli genel kurul kararına istinaden talebin karşılanması, aksi halde reddi gerekmektedir.

2- Kooperatif İşlemlerine İlişkin Özel Durumlar:

a) Kooperatiflerin taşınmaz alım satımı ve satış vaadinin şerh verilmesine ilişkin işlemleri dışında kalan tapu işlemleri için özel bir yetki aranmasına gerek bulunmamaktadır.

b) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu gereğince ticari şirket olan kooperatiflerin yetkilerinin (Kooperatifler Kanununda belirtilen taşınmaz alım satımı dışında) irdelenmesi İdaremizin görev alanına girmediğinden, arsa olarak ferdileşme yapılması, kat irtifaklı taşınmazların ferdileştirilmesi, konut yapı kooperatiflerinin işyeri nitelikli taşınmazlarını ferdileşmeye konu etmesi vb. durumların İdaremizce denetlenmesine gerek bulunmamaktadır.

c) Ferdileşme işleminde noterden alınacak kura zabtının müdürlüğe sunulması zorunlu değildir, ancak sunulması halinde parsel dosyasında saklanmalıdır.

d) Üzerinde haciz, ipotek gibi kısıtlamaların bulunduğu bir taşınmazın kooperatif adına edinimi için genel kurulun bu konuda yönetim kuruluna yetki vermiş olması gerekir.

e) Hisseli ferdileşme istemlerinde mevzuattan kaynaklanan kısıtlamaların gözetilmesi gerekir.

Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yapı ruhsatı aranmaz.

Köylerde yapılacak yapılar ve uyulacak esaslar

Madde 27- Belediye ve mücavir alanlar dışında köylerin köy yerleşik alanlarında, civarında ve mezralarda yapılacak konut, entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapılar ile köyde oturanların ihtiyaçlarını karşılayacak bakkal, manav, berber, köy fırını, köy kahvesi, köy lokantası, tanıtım ve teşhir büfeleri ve köy halkı tarafından kurulan ve işletilen kooperatiflerin işletme binası gibi yapılar için yapı ruhsatı aranmaz. Ancak etüt ve projelerinin valilikçe incelenmesi, muhtarlıktan yazılı izin alınması ve bu yapıların yöresel doku ve mimari özelliklere, fen, sanat ve sağlık kurallarına uygun olması zorunludur. Etüt ve projelerin sorumluluğu müellifi olan mimar ve mühendislere aittir. Bu yapılar valilikçe ulusal adres bilgi sistemine ve kadastro planlarına işlenir. Köy yerleşik alan sınırları dışında kalan ve entegre tesis niteliğinde olmayan ve imar planı gerektirmeyen tarım ve hayvancılık amaçlı yapıların yapı ruhsatı alınarak inşa edilmesi zorunludur.

Kentsel Dönüşüm 2015 ve kooperatifler

Hukuka saygılı vatandaşlar, uzun yıllar güçlükle biriktirerek bir kooperatif çatısı altında bir konuta sahip olmuşlar ve emekli maaşlarıyla kıt kanaat hayatlarını sürdürmekte iken, sahip oldukları konutlarının müteahhitler tarafından ellerinden alınmasına yol açacak bir uygulama olarak afet riski altındaki alanların ve yapıların dönüştürülmesiyle muhatap olduklarını düşünebilmektedirler. Böyle bir algı, yapılmak istenen ve alkışlanması gereken sorunlu kentsel alanları ve yapıları dönüştürme uygulamasının olumlu yönlerini gölgede bırakabilecektir.

Kooperatif Genel Kurulu ile İlgili Açıklamalar 2015

Genel Kurul ile İlgili Açıklamalar

YAPI KOOPERATİFLERİ VE ÜST KURULUŞLARININ GENEL KURUL TOPLANTILARINDA BAKANLIK TEMSİLCİSİ GÖREVLENDİRİLMESİ

 
Yapı kooperatifleri ve üst kuruluşlarınca, genel kurul toplantıları için Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi isteminde bulunulması zorunludur.
Olağan genel kurul toplantısının her yılın ilk 6 ayı içinde (Haziran ayı sonuna kadar) ve en az yılda bir kere yapılması zorunludur.
Genel kurul ana sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplanır (Anasözleşme 28.madde). Çağrının toplantı gününden en az 30 gün önce ve en çok iki ay içinde yapılması gerekmektedir.
Çağrıda, birinci toplantıda çoğunluk sağlanamadığı takdirde, yapılacak olan sonraki toplantının tarihi, saati ve yeri açıklanarak yeni bir bildirime gerek kalmaksızın bir defada ortaklara duyuru yapılabilir. Toplantıların arasında en az 7 ve en fazla 30 gün süre bulunması gerekir. Müdürlüğümüze ikinci bir dilekçe ile yeniden temsilci isteminde bulunulmalıdır.
Sürelerin hesabında duyuru ve toplantı günleri hesaba katılmaz.
GENEL KURUL ÖNCESİ:
Başvuru sırasında kullanılacak dilekçe G-EK-1‘de yer almakta olup, başvuru ile birlikte aşağıdaki eklerin bulundurulması gerekmektedir.
1. Çağrı için alınan kararın örneği (aslının aynı, yetkili iki kişinin ıslak imzası ile) – (yönetim kurulu, denetim kurulu veya tasfiye memurları, üst birlik yönetim kurulu kararı ya da kesinleşme şerhli mahkeme kararı),
2. Çağrıyı yapanların yetkili olduklarını gösteren yeni tarihli belge (Başvuru sahipleri, ticaret sicil memurluğundan kooperatifi temsile yetkili son yönetim kurulu üyeleri olduklarını gösterir yazı alacaklardır. Ticaret sicil memurluklarınca verilecek bu yazıda, başvuru sahiplerinin kooperatifin temsili konusunda yetkili oldukları, yetkilerinin başlangıç tarihi, yetki süreleri dolmuşsa yetkinin bitiş tarihi vb. hususlara yer vereceklerdir. Azlık tarafından çağrı yapılmakta ise çağrı iznini veren kesinleşme şerhli mahkeme kararı),
3. Toplantı gündemi (yetkili iki kişinin ıslak imzası ile),
4. Vezne alındısı makbuzu aslı (Ankara Defterdarlığına yatırılacaktır.)
Dilekçe ve ekleri; genel kurul toplantı tarihinden en az 15 gün önce İl Müdürlüğüne teslim edilmeli ve bilgilerin tamamının eksiksiz ve doğru bir şekilde doldurulması gerekmektedir.
Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 47. maddesine göre yapılan genel kurul toplantıları için de Bakanlık Temsilcisi görevlendirilmesi hususunda başvuruda bulunulması zorunlu olup, bu tip toplantılar için yapılacak başvurularda yukarıda belirtilen 15 günlük süre şartı aranmamaktadır. Ancak bu durumda yönetim kurulu kararı alınması ve müracaat dilekçesinde Genel Kurul Toplantısının 47. maddeye göre yapılacağı hususunun belirtilmesi gerekmektedir.
Genel kurul toplantılarını üç yıl üst üste yapmayarak kanunen dağılmış sayılan kooperatiflerin veya üst kuruluşlarının genel kurul toplantısı için Bakanlık Temsilcisi müracaatında bulunmaları halinde, toplantı gündeminde münhasıran tasfiye kararı alınması yönünde madde bulunması zorunludur. Söz konusu durumu içeren bir gündem maddesi yoksa temsilci görevlendirilmeyecek, ancak faaliyetlerinin devam ettiğine dair mahkemece verilmiş karar bulunması halinde temsilci görevlendirilebilecektir.
GENEL KURUL SONRASI:
Genel Kurul toplantı sonrasında müdürlüğümüze getirilmesi gereken;
1. Çağrı Listesi Aslı (aslının aynı, yetkili iki kişinin ıslak imzası ile) – (İadeli taahhütlü davet mektubu listesi ve/veya elden imza karşılığı teslim listesi ve/veya gazete ilanı)
2. Genel Kurul Toplantı Tutanağı (Divan üyeleri tarafından ıslak imzalı aslı veya noter onaylı örneği ) G-EK-2
3. Yönetim Kurulu faaliyet raporuG-EK-3
4. Denetim Kurulu raporu G-EK-4
5. Hazirun Listesi (Yönetim Kurulu ve Divan Üyeleri tarafından ıslak imzalı aslı) G-EK-5
6. Bilanço ve Gelir-Gider Cetvellerinin Yönetim Kurulunca imzalı aslı ile Damga harcının ödendiğine dair makbuzun aslı (Damga harcı bağlı bulunulan vergi dairesine yatırılacaktır).
7. Gelir-Gider tablosunun düzenlendiği hesap dönemine ilişkin yevmiye defterinin son kayıt ve noterce yapılan kapanış tasdikini içeren sayfasının fotokopisi veya aslı gibidir ıslak imzalı
8. Genel Durum Bildirim Formu (seçim varsa, yönetimce ıslak imzalı) G-EK-6
9. Mal Bildirim Formu (seçim varsa, yönetim kurulu üyeleri tarafından kapalı zarf içinde bir dilekçe ekinde verilecektir) G-EK-7
Tebliğ hükümlerine uygun olmayan, bir iki cümle ya da paragraftan ibaret genel ve soyut bilgiler ihtiva eden raporlarla ilgili olarak, Kooperatifler Kanununun 86. maddesinin beşinci fıkrası hükmüne uygun olarak görevli ve yetkili merci olan Bakanlığımızın yürürlüğe koyduğu düzenlemeye aykırı olduğu kabul edilerek, görevli Bakanlık Temsilcilerince toplantı tutanağına gerekli şerhler düşülecektir.
Genel kurul toplantı tutanağının, toplantının yapıldığı yerde yazılıp imzalanması zorunlu olup tutanağın toplantı yerinde, genel kurul divanınca düzgün ve okunaklı biçimde yazılacaktır. (Mümkünse bilgisayar ortamında)
Yanlış yazılan kelime, rakam ve satırlar karalanmamalı, okunacak biçimde ortasından tek çizgiyle iptal edilmeli, yanına parantez içinde (çizildi) denilerek doğrusu yazılmalıdır. Ay adları, bir ve iki basamaklı sayılar, rakamla değil yazıyla yazılmalı; tutanakta sonradan ilaveler yapılmasına imkân verebilecek boşluklar olmamalı ve çıkıntı yapılmamalıdır. Tutanağın başlangıç kısmına, genel kurul toplantısının başlama saati ve tutanağın son kısmına da genel kurul toplantısının bitiş saati mutlaka yazdırılmalıdır.
Tutanağın giriş bölümü, her bir gündem maddesine ilişkin genel kurul kararı, tutanağın bitiş bölümü, sırasıyla genel kurulca görüşülüp belirlendikçe, genel kurul başkanınca katiplere yüksek sesle okutularak yazdırılacak, biri yazdırılıp bitirilmedikçe sonraki bölüm ya da gündem maddesinin görüşülmesine geçilmeyecektir.
Yönetim kurulunca hazırlanacak yıllık çalışma raporları ile denetim kurulunca hazırlanacak raporların, 11.06.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmi Gazetede ilgili Bakanlığınca yayımlanan “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” ile “Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ” hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekmekte olup, bu Tebliğlerdeki esaslara uygun olarak düzenlenmeyen raporlar genel kurulda görüşülemeyecek ve kabul edilemeyecektir.
Ayrıca, yönetim ve denetim kurulu faaliyet raporlarının söz konusu Tebliğ hükümlerine uygun olmaması nedeniyle görüşülememesi, yönetim ve denetim kurullarının ibra edilmedikleri anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, bu durumda ibraya ilişkin menfi veya müspet bir genel kurul kararının varlığı söz konusu olmayacağından, mevcut yönetim ve denetim kurulu üyelerinin aynı organlara tekrar seçilmeleri de mümkün bulunmaktadır.
Yevmiye defterinin son kaydı ve noterce yapılan kapanış tasdikinin fotokopisinin tetkikinde, Türk Ticaret Kanununun 70/son maddesine uygun olarak ilgili dönem yevmiye defterinin noter kapanış tasdikinin bulunmadığının tespiti halinde, Türk Ticaret Kanununun 67. maddesi hükmü gereğince ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.
Toplantı gününden itibaren en geç bir ay içinde, istenilen belgelerin onaylı birer örneği, kooperatifin ticaret siciline tescil edildiği yerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne tevdi edilir.(Anasözleşme 41.madde)
EKLER:

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü)’ndan: TAŞINMAZ MALLARIN SINIRLANDIRMA, TESPİT VE KONTROL İŞLERİ HAKKINDAKİ YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

15 Nisan 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 28973
YÖNETMELİK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü)ndan:

TAŞINMAZ MALLARIN SINIRLANDIRMA, TESPİT VE KONTROL

İŞLERİ HAKKINDAKİ YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 28/10/1987 tarihli ve 19618 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 17 nci maddesinin (A) bendine aşağıdaki (c) alt bendi eklenmiştir.

“c) Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış çalışma alanlarında, orman kadastrosu/tahdidi yapılmamış ormanlarda uygulama;

Kadastrosu/tapulaması tamamlanmış çalışma alanlarında, çalışma alanı sınırı içinde veya dışında henüz kadastrosu yapılmamış olan ormanların öncelikle idari sınırlar dikkate alınarak hangi çalışma alanı sınırı içinde kaldıkları belirlenir.

Bu şekilde belirlenen ormanların, sınırı içinde kaldığı çalışma alanlarında, 3402 sayılı Kanunun 4 üncü maddesine göre, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin iştirak ettirildiği kadastro ekibi tarafından kadastrosu yapılır.

Bu çalışmalarda görevli kadastro ekibine eleman iştirak ettirilmesi için kadastro müdürü tarafından çalışmalara başlanılmadan en az yedi gün önce mahalli orman ve tarım kuruluşlarına bildirim yapılır. Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca ve tarım müdürlüklerince görevlendirilecek elemanların bildirimden itibaren yedi gün içerisinde kadastro ekibine iştirak ettirilmesi zorunludur.

Ormanların sınırlandırma ve tespitine süresi içerisinde itiraz edilmesi halinde, itiraza konu orman parsellerine ait kadastro tutanakları yedi günlük süre içerisinde kadastro komisyonuna intikal ettirilmek üzere kadastro müdürüne teslim edilir.

Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilâtınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur.

Aynı orman parseli için birden fazla itiraz bulunması halinde, kadastro komisyonu bu itirazların tümünü birlikte inceler. İnceleme sırasında, ibraz edilen belgeler, varsa mahkeme kararları, hava fotoğrafları ve orman haritaları, tapu ve vergi kayıtları gibi belgeler birlikte değerlendirilir. Değerlendirme sonucu hak iddiasına konu yer özel mülkiyete konu kültür arazisi olmasına rağmen orman sınırı içine alındığı tespit edilirse, ormanın sınırı bu duruma uygun hale getirilerek sınırlandırması düzeltilir ve yapılan inceleme ile sonuçları kadastro komisyon tutanağında açıklanır.

Ormanla ilgili çalışmalara, muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde, yokluklarında re’sen devam edilir. Katılmama nedenleri ise kadastro tutanağının edinme sebebinde açıklanır. Kadastro tutanağının ve diğer ilgili belgelerin imza bölümlerine ise “çalışmalara katılmadı” ibaresi yazılarak, imzaları alınmaz.

Çalışma alanındaki ormanların, sınırlandırma ve tespitleri tamamlandığında, ekip görevlilerince çalışma alanında ölçülecek orman parseli kalmadığına ilişkin tutanak düzenlenir.

Orman parselleri bu tutanak tarihinden itibaren on gün içinde kısmen otuz günlük askı ilanına alınır. Askı ilanı sırasında dava açılmaması halinde, kadastro tutanakları kesinleştirilerek, üç aylık süre içerisinde o çalışma alanına ait tapu kütüklerine tescil edilir.

Ormanın, daha önce kadastro/tapulama suretiyle gerçek veya tüzel kişiler adına sınırlandırma ve tespiti yapılmış taşınmazlara bitişik olması halinde, öncelikle bu parsellerin ölçü değerlerine göre tersimat kontrolü yapılır. Kontrol sonucu ölçü veya tersimat hatası bulunduğu tespit edilen kadastro/tapulama parsellerindeki bu hatalar, 3402 sayılı Kanunun 41 inci maddesi veya 22 nci maddesinin (a) bendi ya da Ek 1 inci maddesine göre giderilir, 3402 sayılı Kanunun 22 nci maddesinin (a) bendi ya da Ek 1 inci maddesine göre yapılacak düzeltmeler, orman kadastrosu ile birlikte ancak ayrı şekilde askı ilanına alınır. Orman veya düzeltme yönüyle askı ilanlarından birisine dava açılması durumunda diğer askı ilanındaki aynı yere de dava açılmış sayılır. Kadastro Müdürlüğünce her iki yönüyle mahkemeye intikal ettirilir.

Kadastrosu/tapulaması yapılmış yerlerde yapılacak orman kadastrosu çalışmalarında kadastro/tapulama tespitlerine aynen uyulduğunda ve ölçme yapmaya lüzum kalmadığı tespit edildiğinde; kadastro/tapulama sınır ve ölçülerinin orman sınırı olarak aynen kabul edildiği kadastro tutanağının edinme sebebinde ayrıntılı olarak açıklanır.

Ancak, orman alanlarında bu maddeye göre yapılacak sınırlandırma ve tespit çalışmaları esnasında, kadastro/tapulama tespitlerine aynen uyulduğunda; hava fotoğrafları, 1/25.000 ölçekli harita ve amenajman planı ile kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre kadastro/tapulama parsellerinin kısmen ya da tamamen orman sınırları içerisinde kaldığı nedeniyle, orman aleyhine bir durumun tespiti halinde, orman sınırları; hava fotoğrafları, 1/25.000 ölçekli harita ve amenajman planı ile kesinleşmiş mahkeme kararları esas alınmak suretiyle belirlenir. Sınırları belirlenen orman alanları ile daha önce kadastrosu/tapulaması kesinleşmiş gerçek veya tüzel kişiler adına tescilli parseller arasında mükerrerlik bulunması durumunda, ormanın bu sınırlar dışında kalan bölümü için kadastro tutanağı düzenlenir. Kısmen ya da tamamen orman sınırları içerisinde kalan kadastro/tapulama parselleri için ise kadastro tutanağı düzenlenmez. Ancak, kadastro tutanağının edinme sebebinde hangi parsellerin kısmen veya tamamen ormanın sınırları içerisinde kaldığı gerekçeleri ile birlikte açıklanarak tutanağın beyanlar hanesinde ve askı ilan cetvelinin düşünceler sütununda belirtilir. Orman ile aralarında mükerrerlik bulunan kadastro/tapulama parsellerinin mükerrer kısımları orman için düzenlenen paftasında da gösterilir.

Orman parseli askı ilanı sonucu kesinleştirildiğinde, orman sınırı içerisinde kısmen ya da tamamen kalan;

Üzerinde müstakil ve daimi ayni hak tesis edilmemiş olan Hazine adına tescilli parsellerin, belediye/il encümeni kararı aranmaksızın düzenlenecek tescil bildirimine göre orman parseli ile tevhidi yapılır. Gerçek kişiler, Hazine dışındaki tüzel kişiler ve üzerinde müstakil ve daimi hak tesis edilmiş Hazine adına kayıtlı taşınmazlar da ise, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “Bu taşınmazın tamamı/….. m2 lik kısmı, orman sınırı içinde kalmaktadır.” yönünde belirtme yapılır.

3402 sayılı Kanunun yayımı tarihinden önce yapılan kadastro veya tapulama çalışmaları sırasında orman olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılan ve bu maddeye göre yapılacak orman kadastrosu çalışmaları sırasında ise orman sayılmadığı gerekçesiyle orman sınırları dışında bırakılan yerlerin;

Daha önce 3402 sayılı Kanuna göre yapılan kadastro çalışmaları sırasında çalışma alanı sınırı dışında bırakılan ormanların bu maddeye göre yapılacak orman kadastrosu sonucunda, kesinleşen ormanlar ile idari sınır arasında kalan yerlerin;

Kadastro/tapulama parsellerindeki fenni hataların düzeltilmesi sonucu, kadastro/tapulama parselleri ile bu maddeye göre yapılacak orman kadastrosu sonucunda kesinleşen orman sınırı arasında kalan yerlerin;

Orman kadastrosunun askı ilan süresinin bitiminden sonra 3402 sayılı Kanunun Geçici 8 inci maddesi kapsamında kadastroları yapılır.

3402 sayılı Kanunun Geçici 8 inci maddesi kapsamında yapılacak çalışmalar sırasında; ormanların kadastrosu kesinleşmekle, sınırları sabit hale geldiğinden, bu sınırlara bitişik gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazlara uygulanacak tapu kayıtları ile 3402 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde sayılan belgelerin kapsamları belirlenirken, taşınmaz orman sınırına kadar tasarruf ediliyorsa ve bu sınırda başkaca zilyetlikle iktisabı mümkün olmayan yerler de yoksa kaydın miktarına değil, zeminde fiilen kullanılan sınırlara itibar edilir.

Askı ilan süresi içinde ormanın sınırlandırma ve tespitine dava açılması durumunda, ormanın davaya konu edilen sınırları kesinleşmeyeceğinden, bu sınırlara bitişik gerçek veya tüzel kişilere ait taşınmazların tespiti sırasında dava devam ediyorsa, ormanla müşterek sınırları davalı bırakılır ve tutanakları düzenlendikten sonra açıklayıcı bir yazı ile kadastro mahkemesine intikal ettirilir.

Bu maddeye göre yapılacak çalışmaların fenni işlerinin bir kısmı veya tamamı 3402 sayılı Kanunun 39 uncu maddesinin son fıkrası kapsamında ihale yolu ile yaptırılabilir.”

MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

Madde 29 Bu Yönetmelik hükümlerini Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakan yürütür.”

MADDE 3 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 4 Bu Yönetmelik hükümlerini Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün bağlı olduğu Bakan yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
28/10/1987 19618
Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin
Tarihi Sayısı
1- 4/11/1990 20685
2- 11/8/1997 23077
3- 26/9/2005 25948
4- 21/8/2009 27326
5- 26/9/2012 28423

Kooperatifler tarafından inşaa edilecek 6306 Sayılı Kanun Kapsamında Rezerv Yapı Alanı ve Riskli Alan Olarak Belirlenen Yerler ile Riskli Yapıların Bulunduğu Yerlerde İnşa Edilecek Net Alanı 150 m2’ye Kadar Olan Konut Teslimleri

6306 Sayılı Kanun Kapsamında Rezerv Yapı Alanı ve Riskli Alan Olarak Belirlenen Yerler ile Riskli Yapıların Bulunduğu Yerlerde İnşa Edilecek Net Alanı 150 m2’ye Kadar Olan Konut Teslimleri 

Büyükşehir Belediyesi Kanunu kapsamındaki büyükşehirlerde Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamında rezerv yapı alanı ve riskli alan olarak belirlenen yerler ile riskli yapıların bulunduğu yerlerde  yapılacak konut inşaatı projelerine ilişkin net alanı 150 m2’ye  kadar konut teslimleri, yeni KDV düzenlemesinin kapsamı dışında bırakılmıştır.

Kooperatif kentsel dönüşüm 6306 Sayılı kanun tapu harçları noter harçları -ÖZMEN MALİ MÜŞAVİRLİK

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)
Sayı
:
97895701-140[57-2013/6]-865
17/06/2013
Konu
:
6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesinin damga vergisi, noter harcı, tapu harcından istisna olup olmadığı
            İlgi’de kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, Tapu Müdürlüğünün yazısında, … 2984 ada 12 parseldeki 6 katlı 21 daireli bahçeli apartman niteliğindeki taşınmazın beyanlar hanesine 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun gereğince “riskli yapıdır” belirtilmesi yapıldığının bildirildiği belirtilerek söz konusu Kanun kapsamında düzenlenecek olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin damga vergisi, noter harcı ve tapu harcından istisna olup olmadığı hususunda görüş talep edildiği anlaşılmaktadır.
            488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’nun 1’inci maddesinde, bu Kanun’a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtların damga vergisine tabi olduğu, bu Kanundaki kağıtlar teriminin, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat veya belli etmek için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade edeceği hükme bağlanmıştır.
            492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 38’inci maddesinde, “Noter işlemlerinden bu kanuna bağlı (2) sayılı tarifede yazılı olanları noter harçlarına tabidir.” hükmü, 57’nci maddesinde de, “Tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanları, tapu ve kadastro harçlarına tabidir.” hükmü yer almaktadır.
            Kanun’un 123’üncü maddesinde ise özel kanunlarla harçtan muaf tutulan kişilerle, istisna edilen işlemlerden harç alınmayacağı hüküm altına alınmıştır.
            Diğer taraftan, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un, 1’inci maddesinde, bu Kanun’un amacının; afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasların belirlenmesi olduğu; 3’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, riskli yapıların tespitinin, Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde masrafları kendilerine ait olmak üzere, öncelikle yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından, Bakanlıkça lisanslandırılan kurum ve kuruluşlara yaptırılacağı ve sonucun Bakanlığa veya İdareye bildirileceği; 2’nci fıkrasında, riskli yapıların, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde Bakanlık veya İdare tarafından ilgili tapu müdürlüğüne bildirileceği, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler hakkında, ilgili tapu müdürlüğünce ayni ve şahsi hak sahiplerine bilgi verileceği; 7’nci maddesinin 9’uncu fıkrasında, bu Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile uygulamaların, noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar, damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve diğer ücretlerden; kullandırılan krediler sebebiyle lehe alınacak paraların ise banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hüküme bağlanmıştır.
            Buna göre, 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı olarak belirlendiği anlaşılan başvuruya konu taşınmaza ilişkin olarak 6306 sayılı Kanun kapsamında düzenlenecek kat karşılığı inşaat sözleşmesinin, 6306 sayılı Kanun’un 7’nci maddesinin 9’uncu fıkrasına göre noter ve tapu harçları ile damga vergisinden istisna tutulması gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.

2015 yılında tutulması gereken defterler ve Aralık vergi takvimi

1-) ANONİM ŞİRKETLER (Tamamı Noter Tasdikli Olacak):

* Yevmiye Defteri

* Defter-i Kebir

* Envanter Defteri

* Pay Defteri (Önceden tasdikli ise ve yeterli yaprak varsa tasdik ettirme. Md.64/3)

* Yönetim Kurulu Karar Defteri

* Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (Önceki yıllarda tasdik ettirilmiş ve 2015 yılı için Yeterli yaprak varsa tasdik ettirme. Md.64/3)

2-) LİMİTED ŞİRKETLER (Tamamı Noter Tasdikli Olacak):

* Yevmiye Defteri

* Defter-i Kebir

* Envanter Defteri

* Pay Defteri (Önceden tasdikli ise ve yeterli yaprak varsa tasdik ettirme. Md.64/3)

* Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (Önceden tasdik ettirilmiş ve 2015 yılı için Yeterli yaprak varsa tasdik ettirme. Md.64/3)

NOT: Limited şirketlerde müdür veya müdürler kurulunun şirket yönetimi ile ilgili olarak alacağı kararlar genel kurul toplantı ve müzakere defterine yazılabileceği gibi, ayrıca, müdürler kurulu karar defteri tasdik ettirilip ona da yazılabilir. Müdürler kurulu karar defteri tutulması tercih edilirse, müdürler kurulu karar defteri, yönetim kurulu karar defteri gibi hem açılış hem de kapanış tasdikine tabi olur. Müdürler kurulu karar defterine gerek yoktur.

3-) KOLLEKTİF ŞİRKETLER (Tamamı Noter Tasdikli Olacak):

* Yevmiye Defteri

* Defter-i Kebir

* Envanter Defteri

* Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri (Önceden tasdik ettirilmiş ve 2015 yılı için Yeterli yaprak varsa tasdik ettirme. Md.64/3)

4-) KOOPERATİFLER (Tamamı Noter Tasdikli Olacak):

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı’nın müştereken yayınladığı 28502 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğe göre kooperatifler, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu, VUK’nu ve söz konusu tebliğ hükümlerini göz önüne almalıdırlar (Tebliğ md.2)

İlk Beyan Tarihi Son Beyan Tarihi Son ödeme Tarihi
Kasım 2014 Dönemine Ait Muhtasar Beyanname 01.12.2014 23.12.2014 26.12.2014
Kasım 2014 Dönemine Ait Katma Değer Vergisinin Beyanı 01.12.2014 24.12.2014 26.12.2014
Kasım 2014 Dönemine Ait (Form Ba-Bs) 01.12.2014 01.12.2014 Ödeme Yapılmamaktadır
Kasım Dönemine ait Sigorta bildirimi 01.12.2014 23.12.2014 30.12.2014
Kasım 2014 Dönemine Ait 2 Numaralı Katma Değer Vergisinin Beyanı 01.12.2014 24.12.2014 26.12.2014
2015 Yılında kullanılacak olan resmi defterlerin tasdik edilmesi 01.12.2014 31.12.2014

2015 yılı resmi defterlerin tasdiki hakkında

2015 YILI KANUNİ DEFTERLERİN TASDİKİ

Hesap dönemi takvim yılı olanların, 2015 yılında kullanacakları tasdike tabi yasal defterlerini 31.12.2014 tarihine kadar tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

1. Vergi Usul Kanunu Kapsamında Tutulması Gereken Defterlere İlişkin Tasdik

a) Tasdik Edilmesi Gereken Defterler

Vergi Usul Kanunu’nun 220. maddesine göre;

– Yevmiye ve envanter defterleri

– İşletme defteri

– İmalat ve istihsal vergisi defterleri

– Nakliyat vergisi defteri

– Yabancı nakliyat kurumlarının hâsılat defteri

– Serbest meslek kazanç defteri

– İzin verilen hallerde yukarıda yazılı olanların yerine kullanılacak olan defterler,

tasdike tabidir.

Vergi Usul Kanunu defteri kebiri tutulması zorunlu defterlerden saymasına karşılık, bu defterin tasdikini zorunlu kılmamıştır. Bu nedenle defteri kebirin tasdik ettirilmemiş olmasının vergi hukukunda herhangi bir yaptırımı yoktur. Böyle olmakla birlikte, defteri kebir Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasdike tabi olup, bu işlemin yapılmasının idari para cezası yanında, olabilecek uyuşmazlıklarda sahibi lehine delil olma niteliği açısından önemi vardır.

b) Tasdik Süresi

Tasdik zamanı Vergi Usul Kanunu’nun 221. maddesinde belirlenmiş olup, defterlerin aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirilmesi gerekmektedir:

– Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda

– Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda

– Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde

– Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya başka nedenlerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.

Bu açıklamalar çerçevesinde, hesap dönemi takvim yılı olanların, 2015 yılında kullanacakları tasdike tabi yasal defterlerini 31.12.2014 tarihine kadar tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Öte yandan, 2014 yılında kullanılan yasal defterlerini 2015 yılında da kullanmak isteyenlerin, Vergi Usul Kanunu’nun 222. maddesi hükmü gereğince, Ocak 2015 sonuna kadar tasdiki yeniletmeleri gerekir.

2. Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Tutulması Gereken Defterlere İlişkin Tasdik

a) Tutulması Gereken Defterler

Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesi ve Ticari Defterler İlişkin Tebliğe göre;

– Gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına bakılmaksızın her tacir yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebiri tutmakla yükümlüdür.

– Sayılan defterler ek olarak;

1) Şahıs şirketleri genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

2) Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri, limited şirketler ise pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

tutmak zorundadır.

b) Tasdik Edilmesi Gereken Defterler ve Tasdik Zamanı

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulan defterlerin tamamı için onay zorunluluğu vardır.

Açılış onay zamanı Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu’nda aynıdır.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulan defterlerden yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defteri ayrıca kapanış tasdikine tabidir.

Bu defterlerden yevmiye defterinin, izleyen hesap döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin ise izleyen hesap döneminin birinci ayının sonuna kadar kapanış tasdiklerinin yapılması gerekmektedir.

3. Defterlerin Tasdik Ettirilmemesinin Sonuçları

Tasdik zorunluluğu olan yasal defterlerden herhangi birisinin;

– Tasdik işleminin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmamış olması Vergi Usul Kanunu’nun 352/II-6. maddesi çerçevesinde ikinci derece usulsüzlük cezasını,

– Tasdik işleminin yaptırılmamış olması (yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler de tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır) Vergi Usul Kanunu’nun 352/I-8. maddesi çerçevesinde birinci derece usulsüzlük cezasını, bu fiil aynı zamanda re’sen takdir nedeni de sayıldığından cezanın iki kat kesilmesini,

gerektirmektedir.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesi hükmü, yüklenilen katma değer vergisinin indirimini, belgelerin yasal defterlere kaydedilmesi koşuluna bağlamıştır.

Bu açık düzenleme nedeniyle, yüklenilen katma değer vergisinin indirimi ancak mal ve hizmet alım belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesi halinde mümkün bulunmakta, yasal defterlere kaydedilmeyen belgelerde yer alan katma değer vergisi ise indirim konusu yapılamamaktadır.

Tasdik ettirilmemiş defterlere kaydedilen faturalarda yer alan katma değer vergisinin, hesaplanan katma değer vergisinden indirilip indirilemeyeceğine ilişkin olumlu ve olumsuz özelge ve yargı kararları bulunmaktadır.

Bazı özelge ve yargı kararlarında, defterlerin tasdik ettirilmemesinin tek başına katma değer vergisi indirimini engellemeyeceği belirtilmekle birlikte, bazı Danıştay kararlarında;

– Tasdik ettirilmemiş defterlere yapılan kayıtların hiç yapılmamış sayılacağı,

– Bu defterlere kaydedilen faturalarda yer alan katma değer vergilerinin de indirim konusu yapılamayacağı,

sonucuna ulaşılmıştır.

Bu çerçevede telafi edilemez vergisel sonuçlarla karşılaşmamak için, yasal defterlerin süresinde tasdik işleminin yaptırılmasına dikkat edilmelidir.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tasdike tabi defterlerin tasdik işlemlerinin yaptırılmaması halinde, 2014 yılı için 4.481 lira idari para cezası uygulanacaktır.

4. Sonuç ve Uyarı

Önceki bölümlerde açıklandığı üzere, yasal defterlerin tasdik işleminin zamanında yaptırılmaması, özel usulsüzlük cezası yanında yüklenilen katma değer vergisinin indiriminin yapılamaması ile sonuçlanabilmektedir.

Tersi özelge ve yargı kararları olmakla birlikte, yasal defterlerin tasdik işleminin zamanında yaptırılmamasını tespit eden vergi inceleme elemanlarının, usulsüzlük cezası yanında, vergi indirimini reddedip cezalı katma değer vergisi tarhiyatı istemeleri olasıdır.

Bu çerçevede yapılacak tarhiyata karşı açılacak davanın ne şekilde sonuçlanacağı kesin olmayıp, kaybedilmesi riski ise alınabilecek bir risk değildir. Kaldı ki dava kazanılsa dahi, dava süreci ve maliyeti, yasal yükümlülüğün yerine getirilmesinin maliyeti ile karşılaştırılabilir değildir.

Sonuç olarak, katlanılamayacak maliyetlerle karşılaşmamak için, yasal defterlerin zamanında tasdik ettirilmesi konusunda dikkatli olunmasında yarar bulunmaktadır.


5. Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulaması 

406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeyle, Noterler tarafından onaylanacak defterlerin, 01.04.2011 tarihinden itibaren elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Bu kapsamda Noterler Birliğince, onaylanacak defterlerin muhasebeciler tarafından, TNBOnline sitesi (www.tnb.org.tr) aracılığı ile önceden elektronik ortamda girilmesi ve uygulama tarafından verilen defter liste numarası ile Noterliklere gidilmesi şeklinde bir uygulama başlatılmıştır.

Bu uygulamayla bir taraftan defterleri onaylayan noterlerin 406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeyle getirilen bildirim yükümlülüklerini daha kolay ve doğru olarak yapmasına olanak sağlanmak istenmiş, bir taraftan da defter onaylama işlemlerinin hatasız, hızlı ve eksiksiz olması amaçlanmıştır.

Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulamasının ayrıntıları, Türkiye Noterler Birliğince yayımlanan“Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulaması Kullanım Kılavuzu”nda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Kılavuzda yapılan açıklamaya göre, defter onay listelerinin muhasebeciler tarafından bilgisayar ortamında oluşturulabilmesi için;

– Muhasebeciler bir kereye mahsus Noterliklerden “Şifre” alacaklar,

– Almış oldukları “Şifre” ile TNBOnline internet sayfasında ‘Muhasebeci Defter Bilgi Girişi’ ekranından sisteme giriş yapacaklar,

– Bu bölümde defter listelerini hazırlayabilecek, meşruhat ve liste dökümlerini alabilecekler,

– Hazırlamış oldukları defter listelerinin onaylanması için defter liste numaraları ile istedikleri Noterliklere giderek işlemlerini hızlı, eksiksiz tamamlayabilecekler,

– Noterlik, muhasebeci tarafından kendisine getirilecek olan defter liste numarası ile makbuz kesimi yapabilecektir.

Gelir İdaresince yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve Türkiye Noterler Birliğince yayımlanan Kılavuzda yer alan bilgilerden;

– Muhasebeci defter bilgi girişi uygulamasının zorunlu olmadığı ancak onay işlemlerini kolaylaştıracağı ve hızlandıracağı,

– Uygulamanın bağımlı çalışan muhasebeciler tarafından da yapılabileceği, anlaşılmaktadır.

6. e-defter Uygulaması ve Tasdik

Elektronik ortamda defter tutulmasına olanak sağlayan Elektronik Defter Genel Tebliği13.12.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Bu Tebliğde, defterlerini elektronik ortamda oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin sağlaması gereken şartlar ve prosedürler belirlenmiştir.

Şartları yerine getiren mükelleflerin, 01.01.2012 tarihinden itibaren e-defter uygulamasından yararlanmaları ve yevmiye defteri ve defteri kebiri elektronik ortamda tutmaları mümkündür.

Elektronik defter tutanlar için hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçmektedir.

2015 yılında kullanılacak resmi defterlerin tasdiki hakkında

2015 YILI KANUNİ DEFTERLERİN TASDİKİ

Hesap dönemi takvim yılı olanların, 2015 yılında kullanacakları tasdike tabi yasal defterlerini 31.12.2014 tarihine kadar tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

1. Vergi Usul Kanunu Kapsamında Tutulması Gereken Defterlere İlişkin Tasdik

a) Tasdik Edilmesi Gereken Defterler

Vergi Usul Kanunu’nun 220. maddesine göre;

– Yevmiye ve envanter defterleri

– İşletme defteri

– İmalat ve istihsal vergisi defterleri

– Nakliyat vergisi defteri

– Yabancı nakliyat kurumlarının hâsılat defteri

– Serbest meslek kazanç defteri

– İzin verilen hallerde yukarıda yazılı olanların yerine kullanılacak olan defterler,

tasdike tabidir.

Vergi Usul Kanunu defteri kebiri tutulması zorunlu defterlerden saymasına karşılık, bu defterin tasdikini zorunlu kılmamıştır. Bu nedenle defteri kebirin tasdik ettirilmemiş olmasının vergi hukukunda herhangi bir yaptırımı yoktur. Böyle olmakla birlikte, defteri kebir Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasdike tabi olup, bu işlemin yapılmasının idari para cezası yanında, olabilecek uyuşmazlıklarda sahibi lehine delil olma niteliği açısından önemi vardır.

b) Tasdik Süresi

Tasdik zamanı Vergi Usul Kanunu’nun 221. maddesinde belirlenmiş olup, defterlerin aşağıda yazılı zamanlarda tasdik ettirilmesi gerekmektedir:

– Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda

– Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda

– Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde

– Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya başka nedenlerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce.

Bu açıklamalar çerçevesinde, hesap dönemi takvim yılı olanların, 2015 yılında kullanacakları tasdike tabi yasal defterlerini 31.12.2014 tarihine kadar tasdik ettirmeleri gerekmektedir.

Öte yandan, 2014 yılında kullanılan yasal defterlerini 2015 yılında da kullanmak isteyenlerin, Vergi Usul Kanunu’nun 222. maddesi hükmü gereğince, Ocak 2015 sonuna kadar tasdiki yeniletmeleri gerekir.

2. Türk Ticaret Kanunu Kapsamında Tutulması Gereken Defterlere İlişkin Tasdik

a) Tutulması Gereken Defterler

Türk Ticaret Kanunu’nun 64. maddesi ve Ticari Defterler İlişkin Tebliğe göre;

– Gerçek veya tüzel kişi olup olmadığına bakılmaksızın her tacir yevmiye defteri, envanter defteri ve defteri kebiri tutmakla yükümlüdür.

– Sayılan defterler ek olarak;

1) Şahıs şirketleri genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

2) Anonim ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ile genel kurul toplantı ve müzakere defteri, limited şirketler ise pay defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri,

tutmak zorundadır.

b) Tasdik Edilmesi Gereken Defterler ve Tasdik Zamanı

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulan defterlerin tamamı için onay zorunluluğu vardır.

Açılış onay zamanı Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu’nda aynıdır.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tutulan defterlerden yevmiye defteri ile yönetim kurulu karar defteri ayrıca kapanış tasdikine tabidir.

Bu defterlerden yevmiye defterinin, izleyen hesap döneminin altıncı ayının sonuna kadar, yönetim kurulu karar defterinin ise izleyen hesap döneminin birinci ayının sonuna kadar kapanış tasdiklerinin yapılması gerekmektedir.

3. Defterlerin Tasdik Ettirilmemesinin Sonuçları

Tasdik zorunluluğu olan yasal defterlerden herhangi birisinin;

– Tasdik işleminin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmamış olması Vergi Usul Kanunu’nun 352/II-6. maddesi çerçevesinde ikinci derece usulsüzlük cezasını,

– Tasdik işleminin yaptırılmamış olması (yasal sürenin sonundan başlayarak bir ay geçtikten sonra tasdik ettirilen defterler de tasdik ettirilmemiş sayılmaktadır) Vergi Usul Kanunu’nun 352/I-8. maddesi çerçevesinde birinci derece usulsüzlük cezasını, bu fiil aynı zamanda re’sen takdir nedeni de sayıldığından cezanın iki kat kesilmesini,

gerektirmektedir.

Öte yandan, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 34. maddesi hükmü, yüklenilen katma değer vergisinin indirimini, belgelerin yasal defterlere kaydedilmesi koşuluna bağlamıştır.

Bu açık düzenleme nedeniyle, yüklenilen katma değer vergisinin indirimi ancak mal ve hizmet alım belgelerinin yasal defterlere kaydedilmesi halinde mümkün bulunmakta, yasal defterlere kaydedilmeyen belgelerde yer alan katma değer vergisi ise indirim konusu yapılamamaktadır.

Tasdik ettirilmemiş defterlere kaydedilen faturalarda yer alan katma değer vergisinin, hesaplanan katma değer vergisinden indirilip indirilemeyeceğine ilişkin olumlu ve olumsuz özelge ve yargı kararları bulunmaktadır.

Bazı özelge ve yargı kararlarında, defterlerin tasdik ettirilmemesinin tek başına katma değer vergisi indirimini engellemeyeceği belirtilmekle birlikte, bazı Danıştay kararlarında;

– Tasdik ettirilmemiş defterlere yapılan kayıtların hiç yapılmamış sayılacağı,

– Bu defterlere kaydedilen faturalarda yer alan katma değer vergilerinin de indirim konusu yapılamayacağı,

sonucuna ulaşılmıştır.

Bu çerçevede telafi edilemez vergisel sonuçlarla karşılaşmamak için, yasal defterlerin süresinde tasdik işleminin yaptırılmasına dikkat edilmelidir.

Türk Ticaret Kanunu kapsamında tasdike tabi defterlerin tasdik işlemlerinin yaptırılmaması halinde, 2014 yılı için 4.481 lira idari para cezası uygulanacaktır.

4. Sonuç ve Uyarı

Önceki bölümlerde açıklandığı üzere, yasal defterlerin tasdik işleminin zamanında yaptırılmaması, özel usulsüzlük cezası yanında yüklenilen katma değer vergisinin indiriminin yapılamaması ile sonuçlanabilmektedir.

Tersi özelge ve yargı kararları olmakla birlikte, yasal defterlerin tasdik işleminin zamanında yaptırılmamasını tespit eden vergi inceleme elemanlarının, usulsüzlük cezası yanında, vergi indirimini reddedip cezalı katma değer vergisi tarhiyatı istemeleri olasıdır.

Bu çerçevede yapılacak tarhiyata karşı açılacak davanın ne şekilde sonuçlanacağı kesin olmayıp, kaybedilmesi riski ise alınabilecek bir risk değildir. Kaldı ki dava kazanılsa dahi, dava süreci ve maliyeti, yasal yükümlülüğün yerine getirilmesinin maliyeti ile karşılaştırılabilir değildir.

Sonuç olarak, katlanılamayacak maliyetlerle karşılaşmamak için, yasal defterlerin zamanında tasdik ettirilmesi konusunda dikkatli olunmasında yarar bulunmaktadır.


5. Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulaması 

406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeyle, Noterler tarafından onaylanacak defterlerin, 01.04.2011 tarihinden itibaren elektronik ortamda Gelir İdaresi Başkanlığı’na bildirilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

Bu kapsamda Noterler Birliğince, onaylanacak defterlerin muhasebeciler tarafından, TNBOnline sitesi (www.tnb.org.tr) aracılığı ile önceden elektronik ortamda girilmesi ve uygulama tarafından verilen defter liste numarası ile Noterliklere gidilmesi şeklinde bir uygulama başlatılmıştır.

Bu uygulamayla bir taraftan defterleri onaylayan noterlerin 406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yapılan düzenlemeyle getirilen bildirim yükümlülüklerini daha kolay ve doğru olarak yapmasına olanak sağlanmak istenmiş, bir taraftan da defter onaylama işlemlerinin hatasız, hızlı ve eksiksiz olması amaçlanmıştır.

Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulamasının ayrıntıları, Türkiye Noterler Birliğince yayımlanan“Muhasebeci Defter Bilgi Girişi Uygulaması Kullanım Kılavuzu”nda ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

Kılavuzda yapılan açıklamaya göre, defter onay listelerinin muhasebeciler tarafından bilgisayar ortamında oluşturulabilmesi için;

– Muhasebeciler bir kereye mahsus Noterliklerden “Şifre” alacaklar,

– Almış oldukları “Şifre” ile TNBOnline internet sayfasında ‘Muhasebeci Defter Bilgi Girişi’ ekranından sisteme giriş yapacaklar,

– Bu bölümde defter listelerini hazırlayabilecek, meşruhat ve liste dökümlerini alabilecekler,

– Hazırlamış oldukları defter listelerinin onaylanması için defter liste numaraları ile istedikleri Noterliklere giderek işlemlerini hızlı, eksiksiz tamamlayabilecekler,

– Noterlik, muhasebeci tarafından kendisine getirilecek olan defter liste numarası ile makbuz kesimi yapabilecektir.

Gelir İdaresince yayımlanan Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ve Türkiye Noterler Birliğince yayımlanan Kılavuzda yer alan bilgilerden;

– Muhasebeci defter bilgi girişi uygulamasının zorunlu olmadığı ancak onay işlemlerini kolaylaştıracağı ve hızlandıracağı,

– Uygulamanın bağımlı çalışan muhasebeciler tarafından da yapılabileceği, anlaşılmaktadır.

6. e-defter Uygulaması ve Tasdik

Elektronik ortamda defter tutulmasına olanak sağlayan Elektronik Defter Genel Tebliği13.12.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Bu Tebliğde, defterlerini elektronik ortamda oluşturmak, kaydetmek, muhafaza ve ibraz etmek isteyen gerçek ve tüzel kişilerin sağlaması gereken şartlar ve prosedürler belirlenmiştir.

Şartları yerine getiren mükelleflerin, 01.01.2012 tarihinden itibaren e-defter uygulamasından yararlanmaları ve yevmiye defteri ve defteri kebiri elektronik ortamda tutmaları mümkündür.

Elektronik defter tutanlar için hesap döneminin ilk ayının beratının alınması açılış onayı, son ayının beratının alınması ise kapanış onayı yerine geçmektedir.

6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunda yer alan bazı başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin uzatılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 24/11/2014 tarihli ve 113945 sayılı yazısı üzerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı maddesi ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 73, 80 ve geçici 2 nci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 24/11/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.- Af bir ay daha uzadı Aralık 2014

30 Kasım 2014  PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29191
BAKANLAR KURULU KARARI
Karar Sayısı : 2014/7016

6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunda yer alan bazı başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin uzatılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 24/11/2014 tarihli ve 113945 sayılı yazısı üzerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı maddesi ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 73, 80 ve geçici 2 nci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 24/11/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.

                                                                                                                                                                                                                    Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

Ahmet DAVUTOĞLU

Başbakan

B. ARINÇ                                             A. BABACAN                                     Y. AKDOĞAN                                  N. KURTULMUŞ

Başbakan Yardımcısı                            Başbakan Yardımcısı                         Başbakan Yardımcısı                         Başbakan Yardımcısı

B. BOZDAĞ                                               A. İSLAM                                             V. BOZKIR                                                F. IŞIK

Adalet Bakanı                       Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı             Avrupa Birliği Bakanı            Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

F. ÇELİK                                               İ. GÜLLÜCE                                    M. ÇAVUŞOĞLU                                  N. ZEYBEKCİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı     Çevre ve Şehircilik Bakanı                         Dışişleri Bakanı                                  Ekonomi Bakanı

T. YILDIZ                                                A. Ç. KILIÇ                                           M. M. EKER                                         N. CANİKLİ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı             Gençlik ve Spor Bakanı          Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı       Gümrük ve Ticaret Bakanı

E. ALA                                                  C. YILMAZ                                             Ö. ÇELİK                                             M. ŞİMŞEK

İçişleri Bakanı                                       Kalkınma Bakanı                          Kültür ve Turizm Bakanı                            Maliye Bakanı

N. AVCI                                                    İ. YILMAZ                                                 V. EROĞLU

Millî Eğitim Bakanı                              Millî Savunma Bakanı                          Orman ve Su İşleri Bakanı

M. MÜEZZİNOĞLU                                                           L. ELVAN

Sağlık Bakanı                                  Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

24/11/2014 TARİHLİ VE 2014/7016 SAYILI

KARARNAMENİN EKİ

KARAR

Başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri

MADDE 1 – (1) 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenen geçici 60 ıncı maddede yer alan başvuru süresi ile ilk taksit ödeme süresi, anılan maddenin birinci fıkrasının (d) bendi hükümlerine ilişkin süreler hariç olmak üzere, aynı maddede belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

(2) 6552 sayılı Kanunun 73 ve 80 inci maddelerinde yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan maddelerde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

(3) 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinde yer alan 31/12/2014 tarihi 30/6/2015 tarihine karar uzatılmıştır.

(4) 6552 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan fıkralarda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

Yürürlük

MADDE 2 – (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 3 – (1) Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Af bir ay daha uzadı 30 Kasım 2014 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29191

30 Kasım 2014  PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29191
BAKANLAR KURULU KARARI
Karar Sayısı : 2014/7016

6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanunda yer alan bazı başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerinin uzatılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 24/11/2014 tarihli ve 113945 sayılı yazısı üzerine, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun geçici 60 ıncı maddesi ile 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 73, 80 ve geçici 2 nci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 24/11/2014 tarihinde kararlaştırılmıştır.

                                                                                                                                                                                                                    Recep Tayyip ERDOĞAN

CUMHURBAŞKANI

Ahmet DAVUTOĞLU

Başbakan

B. ARINÇ                                             A. BABACAN                                     Y. AKDOĞAN                                  N. KURTULMUŞ

Başbakan Yardımcısı                            Başbakan Yardımcısı                         Başbakan Yardımcısı                         Başbakan Yardımcısı

B. BOZDAĞ                                               A. İSLAM                                             V. BOZKIR                                                F. IŞIK

Adalet Bakanı                       Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı             Avrupa Birliği Bakanı            Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

F. ÇELİK                                               İ. GÜLLÜCE                                    M. ÇAVUŞOĞLU                                  N. ZEYBEKCİ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı     Çevre ve Şehircilik Bakanı                         Dışişleri Bakanı                                  Ekonomi Bakanı

T. YILDIZ                                                A. Ç. KILIÇ                                           M. M. EKER                                         N. CANİKLİ

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı             Gençlik ve Spor Bakanı          Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı       Gümrük ve Ticaret Bakanı

E. ALA                                                  C. YILMAZ                                             Ö. ÇELİK                                             M. ŞİMŞEK

İçişleri Bakanı                                       Kalkınma Bakanı                          Kültür ve Turizm Bakanı                            Maliye Bakanı

N. AVCI                                                    İ. YILMAZ                                                 V. EROĞLU

Millî Eğitim Bakanı                              Millî Savunma Bakanı                          Orman ve Su İşleri Bakanı

M. MÜEZZİNOĞLU                                                           L. ELVAN

Sağlık Bakanı                                  Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

24/11/2014 TARİHLİ VE 2014/7016 SAYILI

KARARNAMENİN EKİ

KARAR

Başvuru ve ilk taksit ödeme süreleri

MADDE 1 – (1) 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 81 inci maddesiyle 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa eklenen geçici 60 ıncı maddede yer alan başvuru süresi ile ilk taksit ödeme süresi, anılan maddenin birinci fıkrasının (d) bendi hükümlerine ilişkin süreler hariç olmak üzere, aynı maddede belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

(2) 6552 sayılı Kanunun 73 ve 80 inci maddelerinde yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan maddelerde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

(3) 6552 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinde yer alan 31/12/2014 tarihi 30/6/2015 tarihine karar uzatılmıştır.

(4) 6552 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında yer alan başvuru süreleri ile ilk taksit ödeme süreleri anılan fıkralarda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

Yürürlük

MADDE 2 – (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 3 – (1) Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

 

Kat mülkiyeti 35 -yöneticiyi hasım göstermek

Davacı, apartmanın en üst katındaki bağımsız bölümün maliki olup, apartman çatısının akması ve bacaların tıkanık olması nedeniyle dairesinin tavan ve duvarlarının rutubetlenip hasar gördüğünü, bu sebeple çatı izolasyonu ve baca onarım işini yaptırdığını, ortak yerlerin onarım giderine diğer kat malikleri katılmak zorunda olduğu halde katılmadıklarını, bu sebeple apartman yönetimi aleyhine yaptıkları icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması ve bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasında olup bu bakımdan yöneticiye husumetin yöneltilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
(Karar Tarihi : 02.07.2012)
“Dava dilekçesinde, çatı onarım masrafının tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin apartmanın en üst katındaki 7 numaralı bağımsız bölümün maliki olduğunu, apartman çatısının akması ve bacaların tıkanık olması nedeniyle davacının dairesinin tavan ve duvarlarının rutubetlenip hasar gördüğünü, İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/____ Değişik iş dosyasında çatı izolasyonu ve baca onarım bedeli ile oluşan zararın tespit edildiğini, müvekkilinin 6.000 TL ye çatı izolasyonu ve baca onarım işini yaptırdığını, ortak yerlerin onarım giderine diğer kat malikleri katılmak zorunda olduğu halde katılmadıklarını, bu sebeple apartman yönetimi aleyhine yaptıkları icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş; mahkemece, yapılan gider ve masrafların tüm kat malikleri hakkında icra takibi yapılmak ve itiraz halinde iptal davası açılmak suretiyle yürütülmesi gerekirken, icra takibinin, sadece apartman yönetimine karşı yapıldığı, apartman yöneticisinin bu davada ve takipte kat maliklerini temsil ve onları sorumlu kılacak şekilde takibi ve davayı sürdürme yetkisinin bulunmadığı, yöneticiye karşı takibin devamını sağlayacak şekilde itirazın iptalinin talep edilmesinin usulsüz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Kat Mülkiyeti Yasasının 32. maddesi hükmüne göre, anagayrimenkulün kullanılmasından veya yönetiminden dolayı kat malikleri arasında veya bunlarla yönetici veya denetçiler arasında çıkan anlaşmazlıklar kat malikleri kurulunca çözülür ve karara bağlanır. Ancak somut olayda olduğu gibi özellikle ortak yerlerde yapılması gerekli onarımların yapılmamasından dolayı bağımsız bölümlerinin zarar gördüğü ve yönetim tarafından ivedilikle bu tadilat, tamirat ve onarımların yapılmasının talep edilmesi halinde bu Yasa maddesinin uygulanmasına gerek duyulmadan doğrudan hakim müdahalesi istenebilir. Ayrıca Kat Mülkiyeti Yasasının 35. maddesinde de, anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması ve bakımı ve onarımı için kat maliklerinin yararına gereken tedbirlerin alınması yöneticinin görevleri arasında sayılmış olup bu bakımdan yöneticiye husumetin yöneltilmesinde bir isabetsizlik yoktur.

Bu nedenle, mahkemece işin esasına girilip tarafların göstereceği deliller toplandıktan ve dava edilen hususlarda uzman bilirkişi vasıtasıyla yerinde keşif yapılıp rapor alındıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
İlgili Mevzuat Hükmü : Kat Mülkiyeti Kanunu MADDE 35 :Yöneticinin görevleri, yönetim planında belirtilir; yönetim planında aksine hüküm olmadıkça, yönetici aşağıdaki işleri görür:

a) Kat malikleri kurulunca verilen kararların yerine getirilmesi;

b) Anagayrimenkulün gayesine uygun olarak kullanılması, korunması, bakımı ve onarımı için gereken tedbirlerin alınması;

c) Anagayrimenkulün sigorta ettirilmesi;

d) Anagayrimenkulün genel yönetim işleriyle korunma, onarım, temizlik gibi bakım işleri ve asansör ve kalorifer, sıcak ve soğuk hava işletmesi ve sigorta için yönetim planında gösterilen zamanda, eğer böyle bir zaman gösterilmemişse, her takvim yılının ilk ayı içinde, kat maliklerinden avans olarak münasip miktarda paranın toplanması ve bu avansın harcanıp bitmesi halinde, geri kalan işler için tekrar avans toplanması;

e) Anagayrimenkulün yönetimiyle ilgili diğer bütün ödemelerin kabulü, yönetim dolayısiyle doğan borçların ödenmesi ve kat malikleri tarafından ayrıca yetkili kılınmışsa, bağımsız bölümlere ait kiraların toplanması;

f) Anagayrimenkulün tümünü ilgilendiren tebligatın kabulü;

g) Anagayrimenkulü ilgilendiren bir sürenin geçmesinden veya bir hakkın kaybına meydan vermiyecek gerekli tedbirlerin alınması;

h) Anagayrimenkulün korunması ve bakımı için kat maliklerinin yararına olan hususlarda gerekli tedbirlerin, onlar adına, alınması;

i) Kat mülkiyetine ilişkin borç ve yükümlerini yerine getirmiyen kat maliklerine karşı dava ve icra takibi yapılması ve kanuni ipotek hakkının kat mülkiyeti kütüğüne tescil ettirilmesi;

j) Topladığı paraları ve avansları yatırmak ve gerektiğinde almak üzere muteber bir bankada kendi adına ve fakat anagayrimenkulün yönetici sıfatı gösterilmek suretiyle, hesap açtırılması;

k) Kat malikleri kurulunun toplantıya çağırılması.

Kat mülkiyeti madde 19 -çatının tamir edilmesi

Davacı, çatıyı tamir ettirdiğini ileri sürerek tamir masraflarının diğer kat maliklerinden arsa payları oranında tahsilini talep etmektedir.
Dava konusu çatının onarıma muhtaç olduğu, bu tür tamiratların beklemeye tahammülünün bulunmadığı gibi ayrıca bu durumun belgelenmesi için mahkemece tespit yaptırılmasına da gerek olmadığından; mahkemece tüm deliller değerlendirilerek anataşınmazın çatısı için yapılan masraf belirlenip arsa payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekir.
(Karar Tarihi : 28.03.2011)
“Dava dilekçesinde, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla çatı onarım bedeli olarak 2.400 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde kat irtifaklı anataşınmazın onaylı mimari projesinde bulunan çatıda meydana gelen bozukluğu tamir ettirdiğini, tüm kat maliklerinin yapması gereken bu tamirat işini kendisinin yapmak mecburiyetinde kaldığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hak saklı kalmak kaydıyla bu işle ilgili olan 2.400,00 TL’nin arsa payları oranında davalılardan tahsilini istemiş, mahkemece çatının acilen onarılması için mahkeme aracılığıyla yaptırılmış bir tespit bulunmadığı, bu iş için kat maliklerinin beşte dördünün rızasının alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelerden özellikle bilirkişi raporu içeriğinden anataşınmazın onaylı mimari projesinde 1, 5, 9 numaralı bağımsız bölümlerin üzerinde çatı bulunduğu, davacının 9 numaralı bağımsız bölümünün maliki olduğu, söz konusu ahşap kiremit çatının onarımının davacı tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Yasası’nın 19. maddesinin birinci fıkrasına göre kat malikleri, ana taşınmazın bakımına ve mimari durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar. Dava konusu çatının onarıma muhtaç olduğu, bu tür tamiratların beklemeye tahammülünün bulunmadığı gibi ayrıca bu durumun belgelenmesi için mahkemece tespit yaptırılmasına da gerek olmadığından mahkemece davacının harcamalarının denetlenip toplanan tüm deliller değerlendirilerek anataşınmazın çatısı için yapmış olduğu masraf miktarı belirlenip bunun, arsa payları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir.

KARAR : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
İlgili Mevzuat Hükmü : Kat Mülkiyeti Kanunu MADDE 19 :Kat malikleri, anagayrimenkulün bakımına ve mimarı durumu ile güzelliğini ve sağlamlığını titizlikle korumaya mecburdurlar.

(Değişik fıkra: 13/04/1983 – 2814/8 md.;Değişik fıkra: 14/11/2007-5711 S.K./8.mad.) Kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça anagayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler, değişik renkte dış badana veya boya yaptıramaz. Ancak, ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun anayapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya anayapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz. Kat maliki kendi bağımsız bölümünde anayapıya zarar verecek nitelikte onarım, tesis ve değişiklik yapamaz. Tavan, taban veya duvar ile birbirine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölüm maliklerinin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir.

Her kat maliki anagayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumludur.