(8) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir. Beyan esası Madde 14- (1) Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir. (2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir. (3) Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. (4) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez. (5) Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmez. (6) Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerin vergi dairesidir. (7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine bakmaksızın belirlemeye yetkilidir. (8) Beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır. (8) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir. Beyan esası Madde 14- (1) Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir. (2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir. (3) Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. (4) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez. (5) Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmez. (6) Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerin vergi dairesidir. (7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine bakmaksızın belirlemeye yetkilidir. (8) Beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır. (8) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir. Beyan esası Madde 14- (1) Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir. (2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir. (3) Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. (4) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez. (5) Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmez. (6) Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerin vergi dairesidir. (7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine bakmaksızın belirlemeye yetkilidir. (8) Beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır. (8) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir. Beyan esası Madde 14- (1) Kurumlar vergisi, mükellefin veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine tarh olunur. Beyanname, ilgili bulunduğu hesap döneminin sonuçlarını içerir. (2) Her mükellef vergiye tâbi kazancının tamamı için bir beyanname verir. Ancak, tüzel kişiliği bulunmayan iktisadî kamu kuruluşları ile dernek ve vakıflara ait iktisadî işletmelerden her biri için, bunların bağlı olduğu kamu tüzel kişileri ile dernek ve vakıflar tarafından ayrı beyanname verilir. (3) Kurumlar vergisi beyannamesi, hesap döneminin kapandığı ayı izleyen dördüncü ayın birinci gününden yirmibeşinci günü akşamına kadar mükellefin bağlı olduğu vergi dairesine verilir. (4) Mükelleflerin şubeleri, ajansları, alım-satım büro ve mağazaları, imalâthaneleri veya kendilerine bağlı diğer iş yerleri için, bunların bağımsız muhasebeleri ve ayrılmış sermayeleri olsa dahi ayrı beyanname verilmez. (5) Kooperatiflerin gelirlerinin vergi kesintisine tâbi tutulan taşınmaz kira gelirlerinden ibaret olması halinde, bu gelirler için beyanname verilmez. (6) Mükellefin bağlı olduğu vergi dairesi, kurumun kanunî veya iş merkezinin bulunduğu yerin vergi dairesidir. (7) Maliye Bakanlığı, mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerini, kanunî veya iş merkezlerine bakmaksızın belirlemeye yetkilidir. (8) Beyannamelerin şekil, içerik ve ekleri Maliye Bakanlığınca belirlenir. Mükellefler beyanlarını bu beyanname ile yapmak veya bu beyannamelerde yazılı bilgilere uygun olarak bildirmek zorundadır.

Yeminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:17/07/2014
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Yeminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği hk.
Tarih 01/07/2014
Sayı 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1751
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1751

01/07/2014

Konu

:

Yeminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; muhasebesi kendi bünyesinde tutulan şirketinizin vergi dairesine verilmesi gereken beyannamelerinin aynı zamanda şirket ortağı da olan danışmanlık hizmeti aldığınız Yeminli Mali Müşavir aracılığıyla gönderildiği belirtilerek, beyannamelerin bu şekilde gönderilmesinin Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğler uyarınca uygun olup olmadığı hususunda görüş istenilmektedir.

Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin 4 üncü fıkrası ile beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış olup, bu yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “V- ARACILIK YETKİSİ VERİLEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER” başlıklı bölümünde; Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin (meslek mensuplarının), mükelleflerin vergi beyannameleri, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermelerinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğin “VII. Beyannamelerin İmzalanması ve Diğer Hususlar” başlıklı bölümünde; bu Tebliğ kapsamında gönderilen beyannamenin aynı zamanda; meslek mensubunca da imzalanması gereken bir beyanname olması halinde, e-beyannamenin imzalayan/tasdik eden meslek mensuplarınca gönderileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununa mükerrer 227 nci maddesi ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmış ve bu yetkiye dayanılarak çıkarılan, 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğde konuya ilişkin gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Söz konusu düzenleme çerçevesinde, Bakanlığımızın 16/02/1998 tarihli ve 32/3205-9/5090 sayılı genel yazısında, “Yeminli Mali Müşavirler defter tutma hariç serbest muhasebeci mali müşavirlere tanınan yetkileri haiz olduklarından sözleşme yapmak suretiyle danışmanlık hizmeti verdikleri mükelleflerden beyanname imzalatma zorunluluğu bulunanların beyannamelerini imzalayabileceklerdir.”

ifadesine yer verilmiştir.

Bu kapsamda, yeminli mali müşavirlerin sözleşme yapmak suretiyle danışmanlık hizmeti verdikleri mükelleflerden beyanname imzalatma zorunluluğu bulunanların yukarıda belirtilen genel yazı çerçevesinde beyannamelerini imzalayabilmesine imkan bulunmaktadır.

Ancak yeminli mali müşavir, ortağı olduğu şirkette danışmanlık hizmeti veremeyeceği gibi ortağı olduğu bu şirketin beyannamelerini imzalayabilmesine de imkan bulunmamaktadır.

Bu nedenle, danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda şirket ortağı olan yeminli mali müşavirin şirketinizin imzalanma kapsamındaki beyannamelerini elektronik ortamda göndermesi de mümkün değildir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, şirket ortağınız olan yeminli mali müşavirin şirketinize danışmanlık hizmeti vermesi, şirketinize ait beyannameleri imzalaması ve elektronik ortamda göndermesi mümkün olmadığından, elektronik ortamda göndermek zorunda olduğunuz şirketinize ait beyannamelerin, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan başka bir meslek mensubu vasıtasıyla 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Konut yapı kooperatifleri hangi işleri %1 kdv den yaptırabilir ?-Kemal Özmen

İstisna veya indirimli oran uygulaması kapsamına girip girmediği konusunda yukarıdaki genel tebliğlerde sayılmayan ve Bakanlığımızca Bayındırlık ve İskan Bakanlığının görüşü çerçevesinde inşaat taahhüt işi kapsamında değerlendirilebileceği anlaşılan işler aşağıda belirtilmiştir;

– Ahşap taban rabıtası

– Alüminyum doğrama, alçıpan tavan (alüminyum, polikarbon levha vb.) çatı kaplama, çatı trapez, alüminyum cephe giydirme, aydınlatma armatür ve spotları

– Kapı, mutfak dolabı ve PVC pencere yapımı

– Artezyen kuyusu ve elektrik trafosu

– Bahçe içi doğalgaz servis hattı

– Bahçe ve çim aydınlatma armatürleri teslim ve montajı

– Bahçe yollarına kilitli parke taşı döşenmesi

– Balkon veranda ve korkuluklarının imalat ve yerine montajı

– Barbekü yapım işi

– Bekçi ve şantiye evi inşaatı

– Box yapımı

– Cam mozaik kaplama işi

– Çatı katı yan duvar üstü, pencere ve balkon üstlerine mermer, baca dibi güvercinlik dereleri, su olukları

– Çelik kapı imalatı, montajı ve pres kapı yapım işi

– Çevre düzeni işleri

– Çocuk parkı, plastik dış cephe kaplama malzeme montaj işi

– Duşakabin montaj yapım işi

– Eco therm tipi garaj kapıları ve motorlarının teslimi ve montaj işi

– Elektrik temini ve direk tipi trafo

– Fayans ve karo yerine ikame edilen duvardan duvara rafting makine halısı döşenmesi

– Ferforje demir işleri

– Gazbeton elemanları

– Hasır çelik yapım

– Hazır beton imal edilip mikserlerle götürülerek kalıplara dökülmesi işi (çimento, çakıl, kum ve suyun transmikserlerle karıştırılarak ve şantiyeye nakledilerek pompalarla daha önce hazırlanmış betonarme kalıplara basılması)

– Hazır demir imalatı (betonarme demirlerinin projesine göre imalatçı tarafından fabrikada kesilip etriye, çiroz, pilye, gönye ve diğer bükme işlerinin hazırlanıp inşaat sahasına nakli ve kalıbı hazır katlara çıkarılıp yine projesine göre yerine monte edilerek beton atmaya hazır hale getirilmesi işlemi)

– Hoparlör tesisatı

– İnce sıva, kör kasa

– Isı merkezi pompa grupları, ısıtma eşanjörü, ısıtma şebekesi, boru tesisatlarının izolasyon malzeme ve montajı

– Isı ve su ve sığınak izolasyon işi

– Isıcam teslimi ve montajının ayrı ayrı taahhüt edilmemesi şartıyla ısıcamın konutlara monte edilmesi

– İstinat duvarlarının yapımı, ara yolların yapımı, yan duvarların yapımı ve fens teli ile çevrilmesi işi

– Kamelya yapım işi

– Kartonpiyer alçı ve montaj işleri

– Kapı kolu teslimi ve montajı işi

– Kapı zilleri, kapı görüşmeli kat telefonları

– Klima tesisatı yapımı (split klima tesisatı)

– Kombi ve tesisatı işi

– Kombi makinesi alımı-montaj işleri

– Konutlara bilgisayar sistemli elektronik elektrik sayacı takılması

– Konutların mermer, doğrama ve pencerelerin pen cinsinden yapımı

– Kooperatifin arsasına getirilecek yüksek gerilim hattı ile yüksek gerilim trafolarının satın alınması ve satıcı tarafından monte edilmesi

– Kooperatiflerin kalorifer bacalarının yapım ve yapılmış bacaların tadil edilmesi

– Kooperatiflerin konut inşaatlarına başlamak üzere arazilerinde yaya ve trafik yollarının açılarak, maki ve bitkilerin temizlenmesi, buna bağlı olarak kayaların kırılarak yaya ve trafik yollarının açılması

– Kum çıkarma ve nakli

– Makine alçı sıva, alçı dekorasyon

– Manyetik tip su arıtma cihazının, içinden geçirilen sert suyun yumuşatılmasından sonra kullanıcılara verilmesini sağlayan cihaz

– Merkezi ısıtma sistemlerinin doğalgaza dönüştürülmesi ve doğalgaz hattı döşenmesi

– Merkezi kilit, zil sistemi ve diyafon sistemi (görüntülü diyafon cihazı ve tesisatı yapım işi dahil)

– Mermer merdiven, sahanlık, limonluk, süpürgelik ve eşik yapımı

– Mermer yapımı ve taş şömine işi

– Mermer merdiven dış cephe taş kaplama işi

– Mutfak aspiratörü ve montajı işi

– Paratöner yapım işi

– Park ve sokak elektrik işleri

– (PDK) Prefabrik döşeme kirişleri yapım işi

– Pencere ve balkon denizliklerinin yaptırılması işi

– Ponzablok hafif yalıtım sistemleri

– Prefabrik trafo istasyon inşaatı ve bina içindeki hücre inşaatları

– PTT telefon şebekesi hafriyat, menol ve büz imalatı işi

– Saçak beton atılması ve blokların dış kapı girişlerinin mermer kaplanması işi

– Sığınak inşası işi

– Su yalıtım işlemi

– Subasmanı ve binanın kaba inşaatı

– Telefon şebekeleri ankastraları yaptırılması, çöp toplama kapları (konteynır) yapımı

– Temel duvarların beton ile desteklenmesi işi

– Temel kazma, düzeltme, yol açıp çakıl serme işi

– Tesfiye tabakası (şap yapım işi)

– Toprakaltı betonarme perde duvarlarının su yalıtımı işi

– Trafo binası yapımı işi

– Tranşe-tesisat bağlama yapım işi

– Yağmur suyu olukları ile indirme boruları montajı işi

– Yangın merdiveni

– Yol ve sanat yapıları inşaatı işi

– Mantolama

– Dış cephe ısı yalıtımı

– Elektronik kapı sistemi kurulması

– Garaj kapısı imalatı-montajı

– Münhasıran yönetim amaçlı yaptırılan binalar

– Kooperatif arazisi üzerine güvenlik sistemleri, kamera ve kayıt cihazları montajı

– Kooperatif üyelerinin sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılamak üzere yaptırılan okul, hastane, sağlık ocağı, ibadethane gibi yapılara ilişkin inşaat taahhüt işleri

Konut yapı kooperatiflerine yapılan ve 49 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinde ve yukarıda belirtilmeyen inşaat taahhüt işlerinin istisna kapsamına girip girmediği hususunda Başkanlığımızdan görüş alınması gerekmektedir.

Bu işlerin hepsinin veya birkaçının veya ayrı ayrı her birinin müteahhitler veya taşeronlarca konut yapı kooperatiflerine yapılması, istisna uygulamasına engel değildir. Müteahhitlerin konut yapı kooperatiflerine karşı üstlendikleri inşaat taahhüt işlerinin bir kısmını taşeronlara yaptırmaları halinde, taşeronun müteahhide verdiği hizmet genel esaslara göre KDV’ye tabi olacaktır. Müteahhidin kooperatife yaptığı inşaat taahhüt işi ise kooperatifin inşaat ruhsatının 29/7/1998 tarihinden önce alınmış olması halinde KDV’den müstesna olacak, ruhsatın bu tarih veya daha sonra alınmış olması halinde % 1 oranında KDV’ye tabi tutulacaktır.

Kooperatifler ortaklarına prefabrik konut teslim edebilir mi? -Kemal özmen

Demonte vaziyette prefabrik yapı tesliminde uygulanacak KDV oranı hk.

T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü

Sayı
:
B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV 28-2995
05/11/2012
Konu
:
Demonte vaziyette prefabrik yapı tesliminde uygulanacak KDV oranı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz tarafından … ne net alanı 150 m2’nin altında, demonte vaziyette prefabrik yapılar teslim edileceği, ancak söz konusu yapıların büro, ofis, depo, şantiye binası, koğuş ve geçici barınak olarak da kullanılabilir özelliği olduğunu belirtip söz konusu prefabriklerin teslimlerinde uygulanması gereken KDV oranına ilişkin Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
Katma Değer Vergisi ( KDV) Kanununun; 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Öte yandan KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.
Söz konusu 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 11 inci sırası uyarınca net alanı 150m2’ye kadar konut teslimleri %1 oranında KDV ye tabidir.
Bu çerçevede, firmanız tarafından … nin belirlediği arsalar üzerine monte edilmek suretiyle teslim edilecek net alanı 150 m2’ye kadar prefabrik konutlar %1, 150 m2’nin üzerindekiler ise %18 oranında KDV ye tabi olacaktır.
Diğer taraftan, bu teslimlerden konut niteliği taşımayan, depo, büro, şantiye binası, koğuş ve geçici barınak olarak kullanmaya elverişli bölümlerin teslimlerine genel oranda (%18) KDV uygulanması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Bunu E-postayla Gönder

BlogThis!

Twitter’da Paylaş

Facebook’ta Paylaş

Ana Sayfa

Kooperatif prefabrik ev kdv oranı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, prefabrik ev teslimlerinde uygulanacak KDV oranı hakkında bilgi istenilmektedir.

Katma Değer Vergisi ( KDV) Kanununun; 1/1 inci maddesinde, Türkiye’de yapılan ticarî, sınaî, ziraî faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesindeki teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan KDV oranları, KDV Kanununun 28 inci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için % 18 olarak tespit edilmiştir.

Söz konusu 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu Kararnamesine ekli (I) sayılı listenin 11 inci sırası uyarınca net alanı 150 m2’ye kadar konut teslimleri %1 oranında KDV ye tabidir.

Buna göre, net alanı 150 m2’ye kadar prefabrik konutların arsa sahiplerine arsaları üzerine monte edilmek suretiyle teslimi konut teslimi olarak değerlendirilerek %1 oranında, 150 m2’nin üzerinde olması halinde ise genel oranda (%18 ) KDV ye tabi olacaktır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

Eser sözleşmesinde yüklenicinin imal ettiği şey, iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi o şeyi kabulden imtina edebilir. Şayet iş sahibi eseri kabulden kaçınmakta haklı ise kuşkusuz eser bedeli ödemesi de gerekmez

Eser sözleşmesinde yüklenicinin imal ettiği şey, iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi o şeyi kabulden imtina edebilir. Şayet iş sahibi eseri kabulden kaçınmakta haklı ise kuşkusuz eser bedeli ödemesi de gerekmez.
(Karar Tarihi : 11.04.2007)
“Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Dava, Borçlar Kanunu’nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı iş sahibi vekili temyiz etmiştir.

Yanlar arasında icap ve kabul suretiyle oluşan sözleşmeye göre davalıya 22.08.2001 tarihinde teslimi yapılan iş, “PBT Transfer v.1.0.1 modülüdür.” Kural olarak yüklenicinin eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde meydana getirmesi ve bu şekilde teslim etmesi yüklenicinin sadakat ve özen borcu gereğidir.

Aslında sadakat ve özen borcu Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesindeki dürüstlük kuralının da bir uzantısıdır. Yüklenicinin bu borcu sözleşmenin kurulması ile başlar, eserin iş sahibine teslim edildiği ana kadar devam eder ve eserin tesliminden sonra da ayıba karşı tekeffül sorumluluğu şeklinde kendini gösterir. Daha açık bir anlatımla, ayıba karşı tekeffül sorumluluğu gereği yüklenici teslimden sonra da zamanaşımı süresi içerisinde eserdeki ayıplardan sorumludur. İş sahibi de yüklenicinin bu sorumluluğu sebebiyle Borçlar Kanunu’nun 360. maddesindeki haklarını kullanabilir.

Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi uyarınca, yapılan şey, iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi o şeyi kabulden imtina edebilir. Şayet iş sahibi eseri kabulden kaçınmakta haklı ise kuşkusuz eser bedeli ödemesi de gerekmez.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde; davalı iş sahibi banka vekili, davacı yüklenicinin dava dışı TEDAŞ’a sattığı ana programa uyumlu olarak çalışabilen dava konusu yazılım programının, davacı yüklenici tarafından TEDAŞ’a kurulan ana programdan ayrı olarak kullanılmasının teknik olarak mümkün olmadığını, dava konusu yazılım programının ancak TEDAŞ’a kurulan ana programa uyumlu olarak bir yan program şeklinde çalışabildiğini savunmuştur. Gerçekten davacı yüklenici tarafından kurulan “PBT Transfer v.1.0.1 modülü”nün çalışabilmesinin, davacı yüklenici ile dava dışı TEDAŞ arasındaki sözleşme uyarınca kurulan sistemin sağlıklı bir şekilde çalışmasına bağlı olduğu anlaşılmaktadır.

Dava dışı TEDAŞ ile davacı arasında 22.11.2000 tarihinde veri transferinin gerçekleştirilmesi amacını taşıyan bir sözleşme imzalandığı, davacı yüklenicinin edimini gereği gibi yerine getirmediği gerekçesiyle TEDAŞ Yönetim Kurulunun 28.09.2001 tarih ve 20-513 sayılı kararı ile sözleşmenin feshedilip, davacı yüklenicinin yasaklı firma ilan edildiği, sözleşme uyarınca ödenen bedelin iadesi için dava dışı TEDAŞ tarafından davacı yüklenici aleyhine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2002/____ esasına kayıtlı davanın açıldığı dosya kapsamındaki belgelerden bellidir.

Temyize konu eldeki davada, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, davacı tarafından kurulan sistemin çalışıp çalışmadığı, davalı bankanın sistemden yararlanıp yararlanmadığı belirlenmemiş, davalının hizmetten ne sebeple yararlanamadığı araştırılmamıştır. Davacı yüklenici, TEDAŞ ile davalı banka arasındaki sistemin kurulumunu da üstlendiğinden, TEDAŞ ile yaptığı 22.11.2000 tarihli sözleşme uyarınca kurmayı üstlendiği sistemi işler vaziyette teslim edememiş ise, davalı banka da davacı ile icap-kabul şeklinde oluşan sözleşmeye göre, davacının vermeyi üstlendiği hizmetten (eserden) yararlanamayacağından, davalının yararlanamadığı esere (Borçlar Kanunu’nun 360. maddesine göre) , ücret ödemesi gerekmeyecektir.

Öyleyse mahkemece yukarıdan beri yapılan açıklamalar çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılmaması isabetli olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş, bilirkişilerden ek rapor alınarak davalı bankanın davacı tarafından kurulan sistemden yararlanıp yararlanmadığı, yararlanamamış ise ne sebeple yararlanamadığının, dava dışı TEDAŞ tarafından davacı aleyhine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2002/____ Esas sayılı davanın sonucu da gözetilerek belirlenmesi ve böylece yukarıda açıklanan ilkeler dikkate alınarak hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinden ibarettir.

Açıklanan olgular gözden uzak tutularak eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 11.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
İlgili Mevzuat Hükmü : Borçlar Kanunu (Eski) MADDE 360 :Yapılan şey iş sahibinin kullanamıyacağı ve nısfet kaidesine göre kabule icbar edilemiyeceği derecede kusurlu veya mukavele şartlarına muhalif olursa, iş sahibi, o şeyi kabulden imtina edebilir; bu hususta mütaahhidin taksiri bulunursa zarar ve ziyan da isteyebilir.

İşin kusurlu olması veya mukaveleye muhalif bulunması yukarıki derecede ehemmiyeti haiz değil ise iş sahibi, işin kıymetinin noksanı nispetinde fiatı tenzil ve eğer o işin ıslahı büyük bir masrafı mucip değil ise mütaahhidi tamire mecbur edebilir. Bu hususta mütaahhidin taksiri varsa iş sahibi zarar ve ziyan da istiyebilir.

Yapılan şey iş sahibinin arsası üzerine yapılmış olup da mahiyeti itibariyle refi ve kal’ı fazla bir zararı mucip ise iş sahibi, ancak ikinci fıkra mucibince muamele

Kentsel dönüşüm nedeni ile elde edilen dairelerin satışında tapu harcı var mı?-Kemal Özmen

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasının başında yer alan “Kanun kapsamında” ibaresi “Kanun uyarınca” olarak değiştirilmiş, aynı fıkraya (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ç) bendi eklenmiş ve diğer bent buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(1) Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını geçemez. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 ay ve Kanun kapsamında anlaşma yolu ile kamulaştırılan yapılarda 5 aydır. Riskli alanlarda kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.

(2) Yapılacak kira yardımının beş aylık miktarı, taşınma masrafları da dikkate alınarak defaten ödenebilir. Bu durumda, yardım süresi defaten ödemenin yapıldığı aydan itibaren hesap edilir.

(3) Birinci fıkrada belirtilen yapılarda; kiracı olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, birinci fıkraya göre belirlenen aylık kira bedelinin iki katı kadar, sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere ise beş katı kadar defaten kira yardımı yapılabilir.

(4) Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe yapılır.”

“(6) Kanun kapsamında kredi kullanacak gerçek veya tüzel kişilerin bankalardan kullanacağı kredilere; Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenen oranlarda Dönüşüm Projeleri Özel Hesabından karşılanmak üzere faiz desteği verilebilir. Faiz desteği verilebilmesi için tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde kredi almak üzere Bakanlıkla protokol imzalamış bankalara başvurulmuş olması gerekir.”

“ç) İlgili kurum ile uygulama alanındaki yapıları malik olarak kullanan gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince yapılan;

1) Uygulama alanındaki yapıların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri ve tescili işlemleri ile Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların ilk satışı, devri ve tescili işlemleri,

2) Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, kredi desteğinden faydalanarak veya tamamen kendi kaynaklarını kullanarak, uygulama alanında veya uygulama alanı dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması işlemi,

Kanun uyarınca yapıldığından, bu işlem ve uygulamalar ile uygulama alanındaki yapılarla ilgili olarak; noterler, tapu ve kadastro müdürlükleri, belediyeler ve diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde Kanun uyarınca yapılan diğer işlemler hakkında (a) ve (b) bentlerinde belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır.”

AAFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUNUN UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

25 Temmuz 2014 CUMA
Resmî Gazete
Sayı : 29071

YÖNETMELİK

Çevre ve Şehircilik Bakanlığından:

AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA

KANUNUN UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK

YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 15/12/2012 tarihli ve 28498 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin adı “6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin ikinci, üçüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(2) Üniversiteler hariç olmak üzere, lisanslandırılan kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespit raporunun hazırlanmasında görev alacak mühendislerin, ilgili meslek odalarına üyeliklerinin devam ediyor olması, mesleklerinde fiilen en az beş yıl çalışmış olmaları, Bakanlıkça veya Bakanlıkça uygun görülen kurum ve kuruluşlarca düzenlenecek eğitim programlarına katılmaları, eğitim sonunda yapılacak yazılı sınavda yüz üzerinden en az yetmiş puan alarak katılım belgesi almış olmaları ve bu hususları belgelendirmeleri gerekir. Lisans başvurusunda, riskli yapı tespit raporunun hazırlanmasında görev alacak en az bir inşaat mühendisine ait yukarda belirtilen bilgi ve belgeler ile riskli yapı tespitinin Kanuna ve bu Yönetmeliğe uygun olarak yapılacağına dair taahhütname alınır. Lisans başvurusunda bu belgelerden başka herhangi bir belge istenmez. Yapılan lisanslandırma beş yıl için geçerlidir. Bu sürenin sonunda vize edilmeyen lisans belgesinin kullanımına izin verilmez. Vize işlemleri için, mevcut lisans belgesinin geçerlik süresinin bitiminden en az bir ay önce başvuruda bulunulur. Lisanslandırılan kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespit raporunun hazırlanmasında görev alacak mühendislerin herhangi bir sebeple değiştirilmesi halinde görevlendirilen yeni mühendise ait bilgi ve belgelerin en geç onbeş gün içinde Bakanlığa bildirilmesi gerekir.

(3) Lisanslı kurum ve kuruluşların;

a) Lisans başvurusunda gerçeğe aykırı bilgi ve belge sunduğunun tespit edilmesi,

b) Lisanslandırma şartlarının kaybedilmesi,

c) Taahhüde ve gerçeğe aykırı olarak, risksiz bir yapının riskli veya riskli bir yapının risksiz olarak tespit edilmesi veyahut mevcut olmayan bir yapı hakkında riskli yapı tespit raporu hazırlanması,

ç) Riskli yapı tespiti neticesini etkilemeye yönelik olarak, yapıya ilişkin verilerin eksik ve yanlış alınarak hesaplama yapılması sebebiyle daha önce yazılı olarak uyarılmış olması,

d) Riskli yapı tespitini sürüncemede bırakacak şekilde, 7 nci maddenin dördüncü fıkrasındaki otuz günlük süre içinde, riskli yapı tespit raporundaki eksikliklerin düzeltilerek raporun Müdürlüğe sunulmaması,

hallerinde lisansı Bakanlıkça iptal edilir. Lisansı iptal edilen kurum ve kuruluşlar için beş yıl süre ile yeni bir lisanslandırma yapılmaz. Lisansı iptal edilen kuruluşun ortakları, bu kuruluştaki hisselerini devretseler dahi, beş yıl süre ile başka bir lisanslı kuruluşa ortak olamazlar, riskli yapı tespitinde görev alamazlar ve bu ortakların kurdukları kuruluşlara lisans verilmez. Lisansın iptaline sebep olan mühendisin beş yıl süre ile başka bir lisanslı kurum ve kuruluşta görev almasına izin verilmez. Lisansın iptaline sebep olan mühendisin durumu ilgili meslek odasına bildirilir. Meslek odası, bu mühendis hakkında kendi mevzuatına göre işlem yapar. Lisans başvurusunda gerçeğe aykırı belge sunduğu tespit edilen lisanslı kuruluşun ortakları ve yöneticileri hakkında, gerçeğe aykırı olarak riskli yapı tespiti yapan lisanslı kuruluşun ortakları, yöneticileri ve tespiti yapan mühendisi hakkında ve mevcut olmayan bir yapı hakkında riskli yapı tespit raporu hazırlayan lisanslı kuruluşun ortakları, yöneticileri ve tespiti yapan mühendisi ile tespit talebinde bulunan malik hakkında 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Lisansı iptal edilen kurum ve kuruluşlar, yeni riskli yapı tespiti işi almamak kaydıyla, daha önce hazırladıkları raporlarında Müdürlükçe veya riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazı inceleyen teknik heyetçe tespit edilen eksiklikleri tamamlayıncaya kadar faaliyetlerine devam ederler.”

“(5) Üniversiteler hariç olmak üzere, lisanslı kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev alacak mühendislerin katılacağı eğitim ve sınav Bakanlığın belirlediği usul ve esaslar çerçevesinde Bakanlıkça yapılır veya yaptırılır. Eğitim programlarına katılıp katılım belgesi almayan mühendisler riskli yapı tespitinde görev alamaz.”

MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrası, ikinci fıkrasının (a) bendi ile üçüncü, dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) Riskli yapılar, Ek-2’de yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esaslara göre tespit edilir. Riskli yapı tespiti; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan yapılar ile hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılar hakkında yapılır. İnşaat halinde olup ikamet edilmeyen yapılar ile metruk olması veya bir kısmının yıkılması sebepleriyle yapı bütünlüğü bozulmuş olan yapılar riskli yapı tespitine konu edilmez.”

“a) Öncelikle yapı malikleri veya kanunî temsilcileri tarafından, masrafları kendilerine ait olmak üzere yaptırılır. Maliklerce yapılacak riskli yapı tespiti talebi, tapu belgesinin ve kimlik belgesinin fotokopisi ile yapılır. 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmadığı için arsa paylı tapu var ise, arsa üzerinde fiilen bulunan yapının riskli yapı tespiti, yapının sahibi olan arsa payı sahibince yaptırılır. Arsa üzerindeki yapının başkasına ait olması ve bunun da tapu kütüğünde belirtilmiş olması halinde, riskli yapı tespiti lehine şerh olan tarafça yaptırılır.”

“(3) İtiraz üzerine yeniden rapor tanzim edilmesi gereken haller ve raporun gerçeğe aykırı düzenlendiğinin tespit edilmesi halleri hariç olmak üzere, her yapı için sadece bir adet riskli yapı tespiti raporu düzenlenebilir. Lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlar riskli yapı tespit talebi üzerine, o yapı hakkında daha önce riskli yapı tespit raporu düzenlenip düzenlenmediğini elektronik yazılım sistemi üzerinden kontrol eder. Elektronik yazılım sistemi üzerinden yapı kaydı oluşturulduktan sonra iki ay içerisinde riskli yapı tespitinin yapılmaması halinde oluşturulan yapı kaydı elektronik yazılım sisteminden silinir. Riskli yapı tespit raporunda, tespite konu binanın Ulusal Adres Veri Tabanında belirtilen adresinin ve bina kodunun yer alması zorunludur.

(4) Riskli yapı tespitine ilişkin raporların bir örneği, tespit tarihinden itibaren en geç on iş günü içinde, tespiti yapan İdarece veya lisanslandırılmış kurum veya kuruluşça, tespite konu yapının bulunduğu ildeki Müdürlüğe gönderilir. Raporlar Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde Müdürlükçe incelenir ve herhangi bir eksiklik tespit edilmesi halinde gerekli düzeltmeler yapılmak üzere raporu düzenleyen kurum veya kuruluşa iade edilir. Yapılan incelemede raporlarda herhangi bir eksiklik yok ise, riskli yapılar, Müdürlükçe en geç on iş günü içinde, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde belirtilmek üzere, ilgili tapu müdürlüğüne bildirir. Müdürlükçe veya riskli yapı tespitine karşı yapılan itirazı inceleyen teknik heyetçe, riskli yapı tespit raporunda tespit edilen eksikliklerin tamamının, raporu düzenleyen kurum veya kuruluşa bildirildiği tarihten itibaren otuz gün içinde düzeltilmesi ve raporun Müdürlüğe sunulması zorunludur.

(5) İlgili tapu müdürlüğünce, tapu kütüğüne işlenen belirtmeler, riskli yapı tespitine karşı tebligat tarihinden itibaren onbeş gün içinde riskli yapının bulunduğu yerdeki Müdürlüğe itiraz edilebileceği, aksi takdirde İdarece verilecek süre içinde riskli yapının yıktırılması gerektiği de belirtilmek suretiyle, aynî ve şahsî hak sahiplerine 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununa göre tebliğ edilir ve yapılan bu tebligat yazılı olarak veya elektronik ortamda Müdürlüğe bildirilir. Tapuda kayıtlı malikin ölmüş olması hâlinde, Bakanlık veya Müdürlük tebligat işlemleri için Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre mirasçılık belgesi çıkartmaya yetkilidir.”

MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi ile beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“a) Altmış günden az olmamak üzere süre verilerek riskli yapıların yıktırılması yapı maliklerinden istenilir. Maliklere yapılacak tebligatta, riskli yapıyı kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi kullananlara tahliye için malik tarafından bildirim yapılması gerektiği belirtilir.”

“(5) Riskli yapının yıktırılması yerine güçlendirilmesinin istenilmesi durumunda riskli yapının yıktırılması için ikinci fıkra uyarınca maliklere verilen süreler içerisinde; maliklerce, güçlendirmenin teknik olarak mümkün olduğunun tespit ettirilmesi, Kat Mülkiyeti Kanununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şekilde güçlendirme kararı alınması, güçlendirme projesinin hazırlatılması ve imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Güçlendirme işi, yapılacak güçlendirmenin mahiyetine göre ruhsatı veren idare tarafından belirlenecek süre içerisinde tamamlandıktan sonra tapu kaydındaki riskli yapı belirtmesinin kaldırılması için Müdürlüğe başvurulur.”

MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 9 uncu maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(5) Bakanlıkça iki yılda bir ocak ayında teknik heyet üyelikleri yenilenir. Yeni üyeler görevlendirilinceye kadar mevcut üyeler görevine devam eder. Görev süresi dolan üye tekrar görevlendirilebilir.”

MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin yedinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(7) Teknik heyet, itiraz dilekçesinde gösterilen itiraz sebebi ile bağlı olmaksızın riskli yapı tespit raporunun Kanuna ve bu Yönetmeliğe uygun olarak hazırlanıp hazırlanmadığını inceler. Teknik heyet toplantısı sonunda alınan kararlar, gerekçeleri belirtilerek yazılır, başkan ve üyelerce imzalanır. Kararlar Bakanlığa, tespiti yapan veya yaptıran İdareye ve itiraz edene bildirilir.”

MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“c) Birden fazla konut veya işyeri alma hakkının olması halinde, birden fazla konut veya işyeri verilmek üzere sözleşme yapılabilir. Böyle bir durumda, taşınmaz malikinin ilgili kuruma borçlanması hâlinde ödemeler, verilecek konut veya işyerinin tespitine yönelik olarak gerçekleştirilecek noter kurası sonrası, ilgili kurumca belirlenecek takvime göre taksit ile ödenebilir. Taksit ile ödemenin esasları proje bazında ilgili kurumca belirlenir.”

MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 14 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(1) İlgili kurumca, uygulama alanındaki taşınmazların maliklerine konut veya işyeri verilmesinden sonra, arta kalan konut veya işyerlerinin bulunması halinde, belirtilen yapılarda kiracı veya sınırlı ayni hak sahibi olarak, en az bir yıldır ikamet edenler veya işyeri işletenler ile Kanun uyarınca taşınmazları kamulaştırılanlara bu konut veya işyerlerinden verilmek üzere sözleşme yapılabilir.”

MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 15 inci maddesinin ikinci fıkrasının ilk cümlesinde geçen “noter vasıtası ile yapılacak tebligat ile” ibaresi yürürlükten kaldırılmış, sekizinci fıkrasının (b) bendi, dokuzuncu fıkrası, onuncu fıkrasının (a) bendi ve onbirinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve aynı maddenin dördüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

“b) Riskli olarak tespit edilen bu yapıların birlikte değerlendirilebilmesi için, bu yapıların bulunduğu alanın risksiz olan yapıların bulunduğu alandan ifrazı mümkün ise, ifraz, terk, ihdas ve tapuya tescil işlemleri Müdürlükçe re’sen yapılır veya yaptırılır.”

“(9) Üzerindeki yapıların tamamının riskli yapı olarak tespit edilmiş olması şartı ile tevhidi mümkün olan birden fazla parselin tevhid edilmesi ile terk, ihdas ve tapuya tescil işlemlerine üzerindeki riskli yapıların yıktırılmasından sonra, her parselde ayrı ayrı sahip oldukları hisseleri oranında maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu parsel veya parsellerin arasında veya bitişiğinde bulunan yapılaşmamış boş parsellerin, riskli yapıların bulunduğu parsellerle tevhid edilmek suretiyle birlikte değerlendirilebilmesi için, boş parsellerdeki bütün maliklerin oybirliği ile karar alması gerekir. Tevhidden sonra yapılacak uygulamaya tevhid ile oluşan parselde sahip oldukları hisseleri oranında maliklerin en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir.”

“a) Malikler tarafından yürütülecek uygulamalarda parsellerin tevhit edilmesi ile terk, ihdas ve tapuya tescil işlemlerine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hâsılat paylaşımı ve diğer usuller ile yeniden değerlendirilmesine,”

“(11) Uygulama alanında zeminden kaynaklanan sebeplerle veya herhangi bir afet riskinden dolayı veyahut mevzuata göre yapılaşma hakkının olmamasından dolayı yeni yapı yapılması mümkün değil ise, uygulama alanındaki yapının yerine yapılacak yeni yapı, uygulama alanı dışında başka bir parselde yapılabilir. Böyle bir durumda Kanundan kaynaklanan hakların uygulama alanı dışındaki parselde kullanılacağına dair uygulama alanının bulunduğu ildeki Müdürlükten yazı alınır. Bu yazı Müdürlükçe ilgili belediyelere ve tapu müdürlüklerine bildirilir.”

MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 15/A maddesinin onbirinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(11) Satış işlemi tamamlanıp komisyonca karara bağlanmadan evvel, üçte iki çoğunluk ile alınan karara katılmayan maliklerin, üçte iki çoğunluk ile alınan kararı kabul etmeleri ve üçte iki çoğunluk ile alınan karar doğrultusunda yapılan sözleşmeyi komisyonca verilen süre içerisinde imzalayarak Müdürlüğe vermeleri halinde, açık artırma ile satış işlemi geçersiz sayılır.”

MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ve altıncı fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dokuzuncu fıkrasının başında yer alan “Kanun kapsamında” ibaresi “Kanun uyarınca” olarak değiştirilmiş, aynı fıkraya (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ç) bendi eklenmiş ve diğer bent buna göre teselsül ettirilmiştir.

“(1) Anlaşma ile tahliye edilen uygulama alanındaki yapıların maliklerine tahliye tarihinden itibaren Bakanlıkça kararlaştırılacak aylık kira yardımı yapılabilir. Kira yardımı aylık 600 Türk Lirasını geçemez. Yardım süresi riskli alan dışındaki riskli yapılarda 18 ay ve Kanun kapsamında anlaşma yolu ile kamulaştırılan yapılarda 5 aydır. Riskli alanlarda kira yardımı süresi 36 ayı geçmemek şartı ile ilgili kurumca belirlenir. Aylık kira bedeli, her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan Tüketici Fiyatları Endeksi yıllık değişim oranında güncellenir. Maliklere, kiracılara ve sınırlı ayni hak sahiplerine, sahip oldukları veya kullandıkları Kanun kapsamındaki bütün yapılardan dolayı kira yardımı yapılabilir. İnşaat halinde olup içinde ikamet edilen yapılarda kira yardımı veya faiz desteğinden, sadece inşaat halindeki yapıda ikamet eden malik, kiracı ve sınırlı ayni hak sahibi faydalanır. Anlaşma ile tahliye edilen yapıların maliklerine mümkün olması hâlinde, kira yardımı yerine tahliye tarihinden itibaren konut ve işyerlerinin teslim tarihine kadar geçici konut veya işyeri tahsisi yapılabilir.

(2) Yapılacak kira yardımının beş aylık miktarı, taşınma masrafları da dikkate alınarak defaten ödenebilir. Bu durumda, yardım süresi defaten ödemenin yapıldığı aydan itibaren hesap edilir.

(3) Birinci fıkrada belirtilen yapılarda; kiracı olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere, birinci fıkraya göre belirlenen aylık kira bedelinin iki katı kadar, sınırlı aynî hak sahibi olarak ikamet edenlere veya işyeri işletenlere ise beş katı kadar defaten kira yardımı yapılabilir.

(4) Kira yardımı başvuruları; tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde, Bakanlıkça belirlenecek bilgi ve belgelere istinaden riskli alan veya rezerv yapı alanlarında ilgili kuruma, riskli alan dışındaki riskli yapılarda ise Müdürlüğe yapılır.”

“(6) Kanun kapsamında kredi kullanacak gerçek veya tüzel kişilerin bankalardan kullanacağı kredilere; Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca belirlenen oranlarda Dönüşüm Projeleri Özel Hesabından karşılanmak üzere faiz desteği verilebilir. Faiz desteği verilebilmesi için tahliye tarihinden itibaren en geç bir yıl içinde kredi almak üzere Bakanlıkla protokol imzalamış bankalara başvurulmuş olması gerekir.”

“ç) İlgili kurum ile uygulama alanındaki yapıları malik olarak kullanan gerçek veya özel hukuk tüzel kişilerince yapılan;

1) Uygulama alanındaki yapıların dönüşüme tabi tutulmadan önce ilk satışı, devri ve tescili işlemleri ile Kanun kapsamında yapılacak uygulamalar neticesinde meydana gelen yeni yapıların ilk satışı, devri ve tescili işlemleri,

2) Kanun kapsamındaki bir yapıdan dolayı, kredi desteğinden faydalanarak veya tamamen kendi kaynaklarını kullanarak, uygulama alanında veya uygulama alanı dışındaki parsellerde yeni bir yapı yapılması ya da mevcut bir yapının satın alınması işlemi,

Kanun uyarınca yapıldığından, bu işlem ve uygulamalar ile uygulama alanındaki yapılarla ilgili olarak; noterler, tapu ve kadastro müdürlükleri, belediyeler ve diğer kurum ve kuruluşlar nezdinde Kanun uyarınca yapılan diğer işlemler hakkında (a) ve (b) bentlerinde belirtilen vergi, harç ve ücret muafiyetleri uygulanır.”

MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 18 inci maddesinin altıncı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin Ek-2’sinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine İlişkin Esasların 1. Kapsam bölümünün 1.3 maddesine aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ayrıca, çelik binalar ve prefabrike betonarme binaların risk belirlemesi için de DBYBHY’de belirtilen yöntemler kullanılır.”

MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Katılım belgesi olan mühendislerin sınava girmesi

GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce lisanslandırılmış kurum ve kuruluşlarda riskli yapı tespitinde görev almak üzere katılım belgesi alan mühendislerin, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde düzenlenecek yazılı sınava katılarak yüz üzerinden en az yetmiş puan almaları zorunludur. Aksi takdirde bu mühendisler altı ayın sonunda riskli yapı tespitinde görev alamazlar.”

MADDE 15 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 16 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Şehircilik Bakanı yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

15/12/2012

28498

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

2/7/2013

28695

Kooperatif Birliğinin KDVK karşısındaki durumu

Başlık Kooperatif Birliğinin KDVK karşısındaki durumu
Tarih 14/03/2014
Sayı 84974990-130[1-2012-19]-262
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

84974990-130[1-2012-19]-262

14/03/2014

Konu

:

Kooperatif Birliğinin KDVK karşısındaki durumu

İlgide kayıtlı dilekçenizde; 01/08/1998 tarihinden önce kurulmuş olan Birliğinizin vergiye tabi herhangi bir işlem yapmadığı sürece katma değer vergisi beyannamesi vermesi gerekip gerekmediği hakkında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin KDV’ye tabi olduğu hükme bağlanmıştır.

3065 sayılı Kanuna eklenen Geçici 15 inci madde hükmü ile 29/07/1998 tarihinden önce bina inşaat ruhsatı alınmış olan inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahhüt işleri KDV’den istisna edilmiş, bu tarihten sonra inşaat ruhsatı alınmış inşaatlara ilişkin olarak konut yapı kooperatiflerine yapılan inşaat taahüt işleri (I) sayılı listeye alınmıştır.

Diğer taraftan, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununda kooperatiflerin muafiyetine ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, kooperatif birliklerinin de söz konusu muafiyet hükümlerinden yararlanacağı tabiidir.

Buna göre, konut yapı kooperatifi olarak faaliyet göstermeyen Kooperatif Birliğiniz, kurumlar vergisinden muaf olmakla birlikte, KDV Kanununda bu muafiyete ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemesi nedeniye KDV beyannamesi vermesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Apartman yöneticisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve belge düzeni hk.

Başlık Apartman yöneticisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve belge düzeni hk.
Tarih 17/04/2014
Sayı 11395140-105[234-2012/VUK-1- . . .]–1009
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[234-2012/VUK-1- . . .]–1009

17/04/2014

Konu

:

Apartman yöneticisine ödenen ücretin gelir vergisinden istisna olup olmadığı ve belge düzeni.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; kat maliki olarak oturduğunuz apartmanda, apartman yöneticisi olarak çalıştığınız belirtilerek, almış olduğunuz ücretin gelir vergisinden istisna edilip edilmeyeceği, işletme ve karar defterinin nizamı ve apartman yöneticisinin gider makbuzu düzenleyip düzenleyemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşleri talep edilmektedir.

I- GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almış olup, aynı maddenin üçüncü fıkrasının 4 üncü bendinde ise; yönetim ve denetim kurulları başkanı ve üyeleriyle tasfiye memurlarına bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin de ücret olarak vergilendirileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı Kanunun “Vergi Tevkifatı” başlıklı 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında ise, “Kamu idare ve müessesleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme esasına göre tespit eden çiftçiler aşağıdaki bentlerde sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecburdurlar.” hükmüne yer verilmiş, aynı fıkranın 1 inci bendinde ise; hizmet erbabına ödenen ücretler ile 61 inci maddede yazılı olup, ücret sayılan ödemelerden(istisnadan faydalananlar hariç) 103 ve 104 üncü maddelere göre tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Diğer taraftan, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 34 üncü maddesinde yönetici tarif edildikten sonra, 35-38 inci maddelerinde bunların görevleri ve sorumlulukları belirtilmiş; 40 ıncı maddesinde ise “…Yönetici, yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile, kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir.

Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü yer almıştır.

Buna göre, yönetici ve denetçilerin kat malikleri dışından seçilmesi halinde, kendisine yönetim planında ya da sözleşmede saptanan ücret ödemesinin, gerçek ücret olarak kabul edilerek vergilendirilmesi gerekir. Ancak, yönetici ve denetçilerin kat malikleri arasından seçilmesi halinde, bunlara sağlanan menfaatler, yukarıda belirtilen görev ve sorumlulukların külfeti ve bu görevin yerine getirilmesinde yapılması gerekli olan masrafların karşılığı niteliğinde olması nedeniyle, bunların vergilendirilmemesi gerekir. Kat malikleri arasından seçilen yöneticilere yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ise fazla kısmın ücret olarak vergilendirileceği tabiidir.

Yukarıda yazılı hüküm ve açıklamalara göre; apartman yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve deneticilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmaması gerekmekte olup, bu kişilere yönetim giderlerinin üzerinde ödeme yapılması durumunda ise fazla kısmın ücret olarak Gelir Vergisi Kanununun 61, 94, 103 ve 104 üncü maddelerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

II- VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde; defter tutmak mecburiyetinde olan gerçek ve tüzel kişiler sayılmış, 227 nci maddesinin birinci fıkrasında ise “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmüne yer verilmiş olup, söz konusu kayıtların Kanunun müteakip maddelerinde yer alan fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu vb. şeklindeki belgelerden herhangi biri ile tevsik edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, mezkur Kanunun 238 inci maddesinin birinci fıkrasında “İşverenler her ay ödedikleri ücretler için (ücret bordrosu) tutmaya mecburdurlar. Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan ücretlerle diğer ücret üzerinden vergiye tabi hizmet erbabına yapılan ücret ödemeleri için bordro tutulmaz.” hükmü mevcuttur.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara göre, apartman yöneticiliğine bağlı olarak çalıştırılan ve kat malikleri arasından seçilen yönetici ve denetçilere yönetim giderlerine katılmama oranında yapılan ödemelerin gerçek ücret olarak kabul edilmemesi nedeniyle ücret bordrosu düzenlenmesine gerek olmamakla birlikte, bu kişilere yönetim giderlerinin üstünde bir ödeme yapılması halinde ödenen fazla kısım ücret olarak değerlendirileceğinden ücret bordrosu düzenlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, kurumlar vergisi ve katma değer vergisi yönünden mükellefiyeti bulunmayanların Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre defter tutma ve belge düzenleme zorunluluklarının bulunmadığı tabiidir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

eminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği hk.

Başlık Yeminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği hk.
Tarih 01/07/2014
Sayı 11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1751
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı

:

11395140-105[Mük 257-2012/VUK-1- . . .]-1751

01/07/2014

Konu

:

Yeminli mali müşavirin ortağı olduğu şirkete danışmanlık hizmeti veremeyeceği, beyannamelerini imzalayamayacağı ve elektronik ortamda gönderemeyeceği

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; muhasebesi kendi bünyesinde tutulan şirketinizin vergi dairesine verilmesi gereken beyannamelerinin aynı zamanda şirket ortağı da olan danışmanlık hizmeti aldığınız Yeminli Mali Müşavir aracılığıyla gönderildiği belirtilerek, beyannamelerin bu şekilde gönderilmesinin Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğler uyarınca uygun olup olmadığı hususunda görüş istenilmektedir.

Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin 4 üncü fıkrası ile beyanname ve bildirimlerin yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişiler aracı kılınarak gönderilmesi hususlarında izin vermeye veya zorunluluk getirmeye Maliye Bakanlığı yetkili kılınmış olup, bu yetkiye istinaden yayımlanan 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin “V- ARACILIK YETKİSİ VERİLEN GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLER” başlıklı bölümünde; Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden, 3568 sayılı Kanun uyarınca yetki almış olup bağımsız çalışan Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin (meslek mensuplarının), mükelleflerin vergi beyannameleri, bildirim ve eklerini elektronik ortamda göndermelerinin uygun görüldüğü belirtilmiştir.

Diğer taraftan, 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğin “VII. Beyannamelerin İmzalanması ve Diğer Hususlar” başlıklı bölümünde; bu Tebliğ kapsamında gönderilen beyannamenin aynı zamanda; meslek mensubunca da imzalanması gereken bir beyanname olması halinde, e-beyannamenin imzalayan/tasdik eden meslek mensuplarınca gönderileceği belirtilmiştir.

Öte yandan, Vergi Usul Kanununa mükerrer 227 nci maddesi ile Maliye Bakanlığı, vergi beyannamelerinin 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış serbest muhasebeci, serbest muhasebeci mali müşavir ve yeminli mali müşavirler tarafından da imzalanması mecburiyetini getirmeye, bu mecburiyeti beyanname çeşitleri, mükellef grupları ve faaliyet konuları itibariyle ayrı ayrı uygulatmaya ve buna ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili kılınmış ve bu yetkiye dayanılarak çıkarılan, 4 Sıra No.lu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğde konuya ilişkin gerekli açıklamalar yapılmıştır.

Söz konusu düzenleme çerçevesinde, Bakanlığımızın 16/02/1998 tarihli ve 32/3205-9/5090 sayılı genel yazısında, “Yeminli Mali Müşavirler defter tutma hariç serbest muhasebeci mali müşavirlere tanınan yetkileri haiz olduklarından sözleşme yapmak suretiyle danışmanlık hizmeti verdikleri mükelleflerden beyanname imzalatma zorunluluğu bulunanların beyannamelerini imzalayabileceklerdir.”

ifadesine yer verilmiştir.

Bu kapsamda, yeminli mali müşavirlerin sözleşme yapmak suretiyle danışmanlık hizmeti verdikleri mükelleflerden beyanname imzalatma zorunluluğu bulunanların yukarıda belirtilen genel yazı çerçevesinde beyannamelerini imzalayabilmesine imkan bulunmaktadır.

Ancak yeminli mali müşavir, ortağı olduğu şirkette danışmanlık hizmeti veremeyeceği gibi ortağı olduğu bu şirketin beyannamelerini imzalayabilmesine de imkan bulunmamaktadır.

Bu nedenle, danışmanlık hizmeti veren ve aynı zamanda şirket ortağı olan yeminli mali müşavirin şirketinizin imzalanma kapsamındaki beyannamelerini elektronik ortamda göndermesi de mümkün değildir.

Yukarıda yapılan açıklamalara göre, şirket ortağınız olan yeminli mali müşavirin şirketinize danışmanlık hizmeti vermesi, şirketinize ait beyannameleri imzalaması ve elektronik ortamda göndermesi mümkün olmadığından, elektronik ortamda göndermek zorunda olduğunuz şirketinize ait beyannamelerin, elektronik beyanname gönderme aracılık yetkisi almış bulunan başka bir meslek mensubu vasıtasıyla 340 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen usul ve esaslar doğrultusunda elektronik ortamda gönderilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

ONSEKİZİNCİ HUKUK DAİRESİ yargıtay görev bölümü -634 sayılı kat mülkiyeti kanunu

ONSEKİZİNCİ HUKUK DAİRESİ
İhtisas Alanı : Gayrimenkul Hukuku, Medeni Hukuk
Temel Görev : Kat Mülkiyeti, Kamulaştırma, Kişiler Hukuku, Hısımlık, Vesayet
1) 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıklarla ilgili davalara ilişkin hüküm ve kararlar,
2) Paylı mülkiyete ya da elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda paydaşlardan veya birlikte malik olanlardan birinin, taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesini istediği ortaklığın giderilmesi davaları (634 sayılı Yasanın 12. maddesi) sonucu verilen hüküm ve kararlar,
3) Birden çok parsel üzerinde yer alan toplu konut ve diğer yapıların ortak yönetiminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
4) Ortak hükümler bölümünün 14. maddesinde yazılı “İkinci Grup”ta yer alan illerin merkez ve ilçelerinde bulunan mahkemeler tarafından, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
Hatırlatma;
· Ortak hükümler bölümünün birinci grubunda yer alan mahkemeler tarafından kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 5. HD’ne,
· Ortak hükümler bölümünün birinci grubunda yer alan mahkemeler tarafından 2942 sayılı yasadan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 5. HD’ne ait bulunmaktadır.
5) Ortak hükümler bölümünün 14. maddesinde yazılı “İkinci Grup”ta yer alan illerin merkez ve ilçelerinde bulunan mahkemeler tarafından, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan el atmanın önlenmesi, taşınmaz ve muhtesat bedellerinin tahsili davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,
Hatırlatma;
· Ortak hükümler bölümünün birinci grubunda yer alan mahkemeler tarafından kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 5. HD’ne ait bulunmaktadır.
6) 4721 sayılı TMK’nın Kişiler Hukuku başlıklı 1. Kitabının “Gerçek Kişiler” başlıklı 1. Kısmında yer alan maddelerden (TMK m. 8-46) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
7) 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu uyarınca nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar ile vatandaşlığın tespitine ilişkin hüküm ve kararlar,
8) 4721 sayılı TMK’nın “Kişiler Hukuku” başlıklı 1. Kitabının “Tüzel Kişiler” başlıklı 2. Kısmında yer alan hükümlerden (TMK m. 47-117) kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
9) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 56 ila 100. maddeleri ile 5253 sayılı Dernekler Kanunu hükümlerine göre açılmış derneklerin feshi, derneğin sona erdiğinin tespiti gibi dernekler hukukundan kaynaklanan her türlü dava sonucunda verilen hüküm ve kararlar,
10) Siyasi partilere, meslek kuruluşlarına (Esnaf Odaları, Ticaret Borsaları gibi) ve bu kuruluşlarla üyeleri arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
11) 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 101 vd maddeleri kapsamında kalan vakıfların kuruluş ve tescil işlemleri, vakıf senedinin düzenlenmesi ve değiştirilmesi, vakfın teşkilatı (örgütü), denetimi, yöneticilerin azli, vakıf yönetiminin amacının ve mallarının değiştirilmesi, vakfın sona ermesi ve tasfiyesi; ayrıca, Osmanlı döneminde kurulan ve 5737 sayılı Vakıflar Yasasına tabi olan vakıflarda, vakfiye şartı gereği vakıf evladı veya ilgilisi olduğunun ya da tevliyete hak kazandığının tespiti ile vakfın gelir fazlasından yararlanma (intifa) haklarıyla ilgili olarak açılan davalara ilişkin hüküm ve kararlar,
12) 4721 sayılı TMK’nın 2. Kitabının, “Hısımlık” başlıklı 2. Kısmında yer alan “Soybağının Kurulması” başlıklı 1. Bölümünün 1, 2, 3 ve 4. ayrımlarında yer alan maddelerden (TMK m.282 ila 320: Soybağı, tanıma, babalık, evlat edinme vb) kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar,
13) 4721 sayılı TMK’nın 2. Kitabının, “Vesayet” başlıklı 3. Kısmında yer alan maddelerden (TMK m. 396-494) kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar,
14) 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanuna göre verilen kayyım atanması ile ilgili davalar ile kayyımlık kararlarının kaldırılmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
15) Taraflarının sıfatına bakılmaksızın, okutma, eğitim-öğretim ve yetiştirme giderleri ile ilgili olarak yasadan (657, 1416, 5535, 3466, 926, 5401, 4652, 2330, 2547, 3580 ve 3269 sayılı kanunlar ve benzerleri) veya sözleşmeden doğan her türlü davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,

Yargıtay 23.hukuk dairesi- kooperatifler hukuku

YİRMİÜÇÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
İhtisas Alanı : Borçlar-Ticaret Hukuku
Temel Görev : Ticaret Hukuku, Kooperatifler Hukuku
1) Kooperatifler hukukundan kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
2) Sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma yoluyla yeniden yapılandırılması talebine ilişkin hüküm ve kararlar,
3) Genel mahkemelerden verilmiş (adi ve malvarlığının terki suretiyle) konkordatoya ilişkin hüküm ve kararlar,
4) Tacirler arası hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan her türlü davalar (rücu dâhil) sonucu verilen hüküm ve kararlar.
5) Arsa, arsa payı ya da kat karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar.
6) Genel mahkemelerden verilmiş iflas ve iflasın ertelenmesine ilişkin hüküm ve kararlar,
7) 2004 sayılı İİK uyarınca icra mahkemeleri ile genel mahkemelerde görülen sıra cetveline ilişkin şikâyet ve davalar sonunda verilen hüküm ve kararlar,
8) 2004 sayılı İİK’nın 235. maddesi uyarınca iflas tasfiyesinde düzenlenen sıra cetveline yönelik şikâyet ve davalar (kayıt kabul, kayıt terkini davaları ile sıraya yönelik şikâyetler) sonunda verilen hüküm ve kararlar,
9) 2004 sayılı İİK’nın 94. maddesine göre alınan yetkiye dayalı davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar.

Yargıtay DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ görevleri

DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
İhtisas Alanı : İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Temel Görev : İş Hukuku
Aşağıda yazılı davalar hakkında, Ortak hükümlerin 15. maddesinde yer alan, İş Hukuku Dairelerine özgü 2. Grup illerin merkez ve ilçelerinde bulunan mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar:
1) 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan davalar,
Hatırlatma:
· 4857 sayılı Kanunun 77. maddesine dayalı iş kazası ve meslek hastalığından doğan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla birlikte açılan işçilik alacaklarına ilişkin davalar ve hizmet tespiti ile birlikte açılan işçilik alacaklarına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 21. HD’sine aittir.
2) 4857 sayılı İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işverenler arasında, 818 sayılı Borçlar Kanunundan, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundan, 6772 sayılı Kanunda öngörülen ilave tediye alacağından ve iş sözleşmesi kapsamında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanundan kaynaklanan davalar,
3) 4857 sayılı İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işverenler arasında İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davaları, m.72 gereğince açılan menfi tespit davaları ve istirdat davaları ile iş sözleşmesinin yapılması veya devamı sırasında işçiden alınan senedin iptali davaları,
4) 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanundan kaynaklanan davalar,
5) 854 sayılı Deniz İş Kanunundan kaynaklanan davalar,
6) 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun Ek 2. maddesi gereğince kurulan vakıf üniversitelerinin öğretim elemanları ile üniversite arasında İş Kanunu ve iş sözleşmesinden kaynaklanan davalar,
7) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunundan (mülga 2821 ve 2822 sayılı Kanunlar) ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan davalar,
8) 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunundan kaynaklanan davalar,
9) 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunundan kaynaklanan davalar,
10) Tarafların sıfatına bakılmaksızın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 21. maddesi kapsamında iş kaybı tazminatından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar,

Yargıtay 8. Hukuk dairesi görevleri

İhtisas Alanı : Gayrimenkul Hukuku, Medeni Hukuk
Temel Görev : Zilyetlik Hukuku, Miras Hukuku, İcra ve İflas Hukuku
1) Kadastro çalışması yapılmayan alanlarda, tapusuz taşınmazlar hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak (TMK m. 713/1., 3402 sayılı Yasa m. 14, 17) açılan tescil davaları ile mülkiyetinin ve zilyetliğin tespiti davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,
Hatırlatma:
· Kadastro sırasında, kadastro harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16. HD’ne ait bulunmaktadır.
2) Tapulu taşınmazlar hakkında, TMK’nın 713/2. maddesine dayanılarak açılan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,
3) TMK’nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
4) Hazine tarafından, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlardan olduğu iddiası ile açılan tapu iptal, tescil, meni müdahale, ecrimisil ve kal davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,
Hatırlatma:
· Kadastro sonucu oluşan tapu kayıtlarının, kadastro öncesi nedenlere dayanılarak iptal ve tescili istemiyle açılan davalar ile kadastro harici bırakılan taşınmazlar hakkında açılan tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 16. HD’ne ait bulunmaktadır.
5) Toprak Komisyonlarınca yapılan belirtmeye dayanılarak kesinleşmiş sicillere karşı açılan (TMK m.713/1, 3402 sayılı Kanun m. 14) tapu iptal ve tescil istekli davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
6) Taşınmaz üzerinde bulunan yapı, ağaç ve benzeri muhtesatın aidiyetinin tespiti istemiyle açılan her türlü davalar sonucunda genel mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar,
7) 4721 sayılı TMK’nın “Miras Hukuku” (TMK 3. Kitap) hükümlerinden kaynaklanan ve diğer dairelerin görevine girmeyen davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
Hatırlatma:
· Muris muvazaası olarak adlandırılan hukuksal nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemli davalar ile tenkis davaları sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 1. HD’ne ait bulunmaktadır.
· 4721 sayılı TMK’nın “Miras Hukuku” Başlıklı 3. Kitabında yer alan “Vasiyetname” hükümlerinden kaynaklanan davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 3. HD’ne,
· Miras ilişkisinden kaynaklanan paylaşma ve ortaklığın giderilmesi (TMK m. 642) davaları sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 14. HD’ne ait bulunmaktadır.
8) 4721 sayılı TMK’nın 598. maddesi hükmüne dayanılarak açılmış mirasçılık belgesi, atanmış mirasçı belgesi veya vasiyet alacaklısı belgesi verilmesi ya da mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılmış davalar sonucunda verilen hüküm ve kararlar,
9) 4721 sayılı TMK’nın 676, 677 ve 678 maddelerinden kaynaklanan miras taksim sözleşmesi ve miras payının devri sözleşmesine dayanan tapu iptal ve tescil davaları ile aynı yasanın 527 ve 528. maddelerinde yer alan miras sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,
10) Eşler arasında mal rejimlerinden kaynaklanan (TMK m.202-281) davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar,
11) 2004 sayılı İİK’nın 24 vd maddelerinde düzenlenen ilamların icrası yolu ile yapılan takiplerle ilgili itiraz ve şikâyetler üzerine İcra Mahkemesince verilen hüküm ve kararlar,
12) İİK’nın 96 vd maddeleri uyarınca açılan istihkak davaları ile icra müdürlüğünün haczin uygulanması işlemlerine yönelik şikâyetler üzerine (İİK 96, 97, 99) verilen hüküm ve kararlar
13) İcra mahkemeleri tarafından genel hükümler çerçevesinde görülen istihkak davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar,

Yargıtay YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ görevleri

YEDİNCİ HUKUK DAİRESİ
İhtisas Alanı : İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku
Temel Görev : İş Hukuku
1) Aşağıda yazılı davalar hakkında, ortak hükümlerin 15. maddesinde yer alan ve iş hukuku dairelerine özgü birinci grup illerin merkez ve ilçelerinde bulunan mahkemelerce verilen hüküm ve kararlar:
1.1) 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan davalar,

Hatırlatma:
· 4857 sayılı Kanunun 77. maddesine dayalı iş kazası ve meslek hastalığından doğan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla birlikte açılan işçilik alacaklarına ilişkin davalar ve hizmet tespiti ile birlikte açılan işçilik alacaklarına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararların temyiz inceleme görevi 21. HD’sine ait bulunmaktadır.
1.2) 4857 sayılı İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işverenler arasında, 818 sayılı Borçlar Kanunundan, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunundan, 6772 sayılı Kanunda öngörülen ilave tediye alacağından ve iş sözleşmesi kapsamında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanundan kaynaklanan davalar,
1.3) 4857 sayılı İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işverenler arasında İcra ve İflas Kanununun 67. maddesi gereğince açılan itirazın iptali davaları, m.72 gereğince açılan menfi tespit davaları ve istirdat davaları ile iş sözleşmesinin yapılması veya devamı sırasında işçiden alınan senedin iptali davaları,
1.4) 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanundan kaynaklanan davalar,
1.5) 854 sayılı Deniz İş Kanunundan kaynaklanan davalar,
1.6) 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun Ek 2. maddesi gereğince kurulan vakıf üniversitelerinin öğretim elemanları ile üniversite arasında İş Kanunu ve iş sözleşmesinden kaynaklanan davalar,
1.7) 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunundan (mülga 2821 ve 2822 sayılı Kanunlar) ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan davalar,
1.8) 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunundan kaynaklanan davalar,
1.9) 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunundan kaynaklanan davalar,
1.10) Tarafların sıfatına bakılmaksızın, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun 21. maddesi kapsamında iş kaybı tazminatından kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davalar,