Vakfa ait taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu, iş, sağlık ve alış veriş merkezi tesisleri inşa edilmesi durumunda vakfın 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca aranılan harçlardan muaf olup olmadığı hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:30/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Vakfa ait taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu, iş, sağlık ve alış veriş merkezi tesisleri inşa edilmesi durumunda vakfın 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca aranılan harçlardan muaf olup olmadığı hk.
Tarih 07/02/2013
Sayı 90792880-175.02[80-2012-36]-103
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

90792880-175.02[80-2012-36]-103

07/02/2013

Konu

:

Vakfın Harçlar Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanunu uyarınca alınacak harçlar karşısındaki durumu

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun incelenmesinden, vakfınıza tahsisli İstanbul İli, … İlçesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan taşınmaz üzerine akaryakıt istasyonu, iş, sağlık ve alış veriş merkezi tesisleri inşa edeceğinizden bahisle, 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu ve 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca tahsil edilen harçlardan muaf olup olmadığınız hususunda Başkanlığımız görüşünün talep edildiği anlaşılmıştır.

A) 492 SAYILI HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:

Bilindiği üzere, 492 sayılı Harçlar Kanununun 57 nci maddesinde tapu ve kadastro işlemlerinden bu Kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların, tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu belirtilmiş; Kanunun 59 uncu maddesinin (a) bendinde, genel ve özel bütçeli idarelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin; (b) bendinde de kamu menfaatlerine yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleriyle, bu dernek ve vakıflara ait tesislerin ve bu tesislerin sonradan iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair aynı hakların tescilleri ve şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinlerinin harçtan müstesna tutulacağı hüküm altına alınmıştır.

Harçlar Kanununa bağlı (4) sayılı tarifenin “I- Tapu işlemleri” başlıklı bölümünün 13/a fıkrasında, arsa ve arazi üzerine inşa olunacak bina vesair tesislerin tescilinde (Her bir bağımsız bölüm vesair tesis için) harç alınacağı hükme bağlanmıştır.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve eklerinin incelenmesinden, 7/9/1982 tarih ve 17805 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 8/5223 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Vakfınıza vergi muafiyeti tanındığı anlaşılmıştır.

Buna göre;

– İstanbul İli, … İlçesi, … pafta, … ada, … parselde bulunan gayrimenkulün hazine adına kayıtlı bulunması halinde, söz konusu gayrimenkul üzerine Vakfınızca inşa edilecek tesisler için tapuda hazine adına yapılacak cins değişikliği işleminden 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/a maddesine göre,

– Söz konusu gayrimenkulün Hazine tarafından irtifak hakkı tesis edilmek suretiyle Vakfınız adına tahsisli olması halinde ise, gayrimenkul üzerine inşa edilecek tesisler için vakfınız adına tapuda yapılacak cins değişikliği işleminden 492 sayılı Harçlar Kanununun 59/b maddesine göre harç aranılmaması gerekmektedir.

B) 2464 SAYILI BELEDİYE GELİRLERİ KANUNU YÖNÜNDEN

DEĞERLENDİRME:

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu’nun ek 1’inci maddesinde, “Belediye sınırları ve mücavir alanlar içinde yapılan her türlü bina inşaatı (ilave ve tadiller dahil), inşaat veya tadilat ruhsatının alınmasında Ek Madde 6’da yer alan tarifede gösterilen nispet ve hadlerde bina inşaat harcına tabidir.” hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, aynı Kanunun “İmar ile ilgili harçlar” başlıklı 80 inci maddesinde imar mevzuatı gereğince belediyece alınacak harçlar bentler halinde sayılmıştır.

2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda belediyelerce tahsil edilecek bina inşaat ve imar ile ilgili harçlara ilişkin hükümler düzenlenmiş olup, bu düzenlemelerde Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıfların bina inşaat, parselasyon, ifraz ve tevhit, plan ve proje tasdik, zemin açma izni ve toprak hafriyatı ile yapı kullanma izni harçlarından muaf veya istisna olduğuna dair her hangi bir hükme yer verilmemiştir.

Bu itibarla, vakfınızca inşa edilecek akaryakıt istasyonu, iş, sağlık ve alış veriş merkezi inşaatına ilişkin olarak yukarıda belirtilen bina inşaat ve imar ile ilgili harçların ödenmesi gerekmekle birlikte, adı geçen Kanunun bina inşaat harcına ilişkin istisnaları düzenleyen Ek 2 nci maddesinin (b) fıkrasında hastane, prevantoryum, sanatoryum, dispanser ve benzeri sağlık kuruluşları bina inşaat harcından istisna tutulmuş olduğundan, sağlık merkezinin 2464 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin (b) fıkrasında belirtilen sağlık kuruluşlarından olması halinde münhasıran sağlık merkezi binasının bina inşaat harcından müstesna tutulması mümkün bulunmaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

TEYDEPx/ten maddi destek alan Ar-Ge projesi çerçevesinde yapılan harcamalara ilişkin indirim uygulaması söz konusu harcamaların muhasebeleştirilmesi hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:30/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık TEYDEPx/ten maddi destek alan Ar-Ge projesi çerçevesinde yapılan harcamalara ilişkin indirim uygulaması söz konusu harcamaların muhasebeleştirilmesi hk.
Tarih 19/02/2013
Sayı 64597866-VUK-313-27
Kapsam
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

64597866-VUK-313-27

19/02/2013

Konu

:

TEYDEP’ten maddi destek alan Ar-Ge projesi çerçevesinde yapılan harcamalara ilişkin indirim uygulaması söz konusu harcamaların muhasebeleştirilmesi

İlgide kayıtlı dilekçelerinizde; pamuktan iplik, iplikten denim kumaş üretimi yapan firmanızın 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun uyarınca Ar-Ge Merkezi oluşturduğu, söz konusu Merkezde pek çok Ar-Ge projesi çerçevesinde harcamalar yapıldığı, bahsi geçen projelerin bazılarının ayrıca Tübitak Teknoloji ve Yenilik Destek Programları Başkanlığına (TEYDEP) sunulduğu ve ilgili projeye ait raporun kabul edilmesi ile projeye ilişkin maddi destek sağlandığı, bahse konu projeler ile ilgili yapılan harcamalar neticesinde bazen maliyet azaltıcı ve verim arttırıcı sonuçlar ortaya çıktığı, bazı projelerden ise beklenen sonuçların elde edilemediği ve projelerin başarısız olduğu belirtilerek;

– Projeden beklenen amacın gerçekleştiği durumlarda proje kapsamında yapılan harcamaların doğrudan gider yazılıp yazılamayacağı gider yazılacaksa hangi dönemde yazılacağı,

– Proje tamamlanmakla birlikte beklenen faydanın gerçekleşmemesi durumda yapılan harcamaların doğrudan gider yazılıp yazılamayacağı, gider yazılacaksa hangi dönemde yazılacağı,

– Aktife alınıp amortisman yoluyla itfa edilmesi gereken Ar-Ge harcamalarının projenin bittiği dönemde mi yoksa her ay yapılan harcamanın ilgili ayda mı giderleştirileceği,

– Süresi 3 yıl olan ar-ge projenizde itfa süresi olarak hangi yılın dikkate alınacağı ve hızlandırılmış amortisman uygulamasının mümkün olup olmadığı,

– Ar-Ge indirimi hesaplamasında esas alınacak olan hibe tutarları ile ilgili olarak tahsil esasının mı yoksa tahakkuk esasının mı uygulanması gerektiği

hususlarında tereddüt oluştuğu belirtilerek Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun, teknoloji merkezleri (teknoloji merkezi işletmeleri) ile Türkiye’deki Ar-Ge merkezleri, Ar-Ge projeleri ve rekabet öncesi işbirliği projeleri ve tekno girişim sermayesine ilişkin destek ve teşvikleri kapsamaktadır.

Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinin “Ar-Ge indirimi uygulama esasları” başlılık 8 inci maddesin (6) numaralı bendinde, Ar-Ge ve yenilik faaliyeti kapsamındaki harcamaların Vergi Usul Kanununa göre aktifleştirilerek amortisman yoluyla itfa edileceği; (7) numaralı bendinde, projelerin tamamlanmasına zorunlu nedenlerle imkan kalmaması veya projenin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle iktisadi kıymet oluşmaması hallerinde, Ar-Ge ve yenilik faaliyeti kapsamında yapılan ve önceki yıllarda aktifleştirilmiş olan tutarların doğrudan gider yazılacağı; (11) numaralı bendinde de Ar-Ge ve yenilik harcamalarının, işletmelerin diğer faaliyetlerinden ayrılarak, Ar-Ge indiriminin doğru hesaplanmasına imkan verecek şekilde muhasebeleştirilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.

Zikredilen Yönetmeliğin “Nakdi desteklerin izlenmesi” başlıklı 24 üncü maddesinde ise

– Ar-Ge ve yenilik faaliyetinde bulunanların, kamu kurum ve kuruluşları, kanunla kurulan vakıflar ile uluslararası fonlardan aldıkları hibe desteklerinin, desteğin tabi olduğu mevzuat hükümlerine uygun olarak özel bir hesapta izleneceği,

– Bu hesapta yer alan tutarların, Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergiye tabi kazancın tespitinde gelir, Ar-Ge indirimi tutarının tespitinde Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınmayacağı, bu şekilde sağlanan karşılık fonlardan yapılan harcamaların yapıldığı yere göre doğrudan gider ya da amortismana tabi iktisadi kıymet olarak muhasebeleştirileceği,

– Bu hesabın elde edildiği hesap dönemini izleyen 5 yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi halinde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin vergi ziyaı cezası ve gecikme faiziyle birlikte işletmeden tahsil edileceği,

– Ar-Ge ve yenilik faaliyetinde bulunanların, kamu kurum ve kuruluşları, kanunla kurulan vakıflar ile uluslararası fonlardan aldıkları geri dönüşlü desteklerin bu kapsamda değerlendirilmeyeceği

açıklamalarına yer verilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde, “İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.

Değeri (01.01.2012 den itibaren) 770 TL’yi (2010 yılı için 680 TL) aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri (01.01.2012 den itibaren) 770 TL’yi aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir.” hükmü bulunmaktadır.

Bu hükme göre, bir iktisadi kıymetin amortismana tâbi tutulabilmesi için, işletmenin aktifinde kayıtlı olması, kullanıma hazır halde bulunması, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması ve değerinin yukarıda belirtilen haddin üzerinde olması gerekmektedir.

Öte yandan, 26/12/1992 tarihli ve 21447 (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 1 sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinin “V-Tekdüzen Hesap Çerçevesi, Hesap Planı ve Hesap Planı Açıklamaları” “C-Hesap Planı Açıklamaları” bölümünde “263-Araştırma ve Geliştirme Giderleri” hesabı “işletmede yeni ürün ve teknolojiler oluşturulması, mevcutların geliştirilmesi ve benzeri amaçlarla yapılan her türlü harcamalardan, aktifleştirilen kısmının izlendiği hesap” olarak tarif edilmiş ve bu hesabın işleyişine ilişkin olarak “Maliyet değerleri ile bu hesaba borç kaydedilir. 5 yıl içinde eşit taksitlerle itfa edilerek yok edilir.” açıklamasına yer verilmiştir.

Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 5024 sayılı Kanunla değişen 315 inci maddesinde “Mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır.” hükmü bulunmaktadır. Bu hükmün Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak “Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları” tespit edilmiş ve bu oranlar 333, 339, 365, 389, 399 ve 406 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile açıklanmıştır.

Buna göre, 339, 365, 389, 399 ve 406 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği eki listenin “57. Araştırma ve Geliştirme Giderleri” sınıflandırması uyarınca şirketinizce aktifleştirilmiş olan araştırma ve geliştirme giderlerinin beş yılda ve % 20 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalara istinaden;

– Şirketinizce yürütülen Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri kapsamındaki harcamaların tamamı ilgili yılın kurumlar vergisi beyannamesinde kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılmasının yanısıra “263-Araştırma ve Geliştirme Giderleri Hesabı”nda aktifleştirilmesi gerekmektedir.

– Ar-Ge faaliyetleri neticesinde, tescil edilip edilememesine bağlı kalınmaksızın gayri maddi hak niteliğinde aktifleştirilmesi gereken bir kıymete ulaşılması halinde aktifleştirilen söz konusu harcamaların 333 Sıra No.lu VUK Genel Tebliği eki listenin “57-Araştırma ve Geliştirme Giderleri” sınıflandırması uyarınca beş yılda ve %20 amortisman oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir.

– Projelerin tamamlanmasına imkan kalmaması veya projenin başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle herhangi bir iktisadi kıymetin ortaya çıkmadığı durumlarda önceki yıllarda aktifleştirilmiş olan tutarlar projenin başarısızlıkla sonuçlandığı hesap döneminde doğrudan gider yazılabilecektir.

– 1 sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde açıklandığı üzere aktifleştirilen araştırma ve geliştirme giderlerinin 5 yıl içinde eşit taksitlerle itfa edilerek yok edilmesi gerektiğinden söz konusu giderlerin azalan bakiyeler usulü ile itfası mümkün bulunmamaktadır.

– TEYDEP tarafından hibe olarak verilecek destek tutarlarının, verildiği tarihte özel bir fon hesabına alınması gerekmekte olup, bu hesapta yer alan tutarların kurum kazancına dahil edilmeyeceği, başka bir deyişle Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergiye tabi kazancın tespitinde gelir, Ar-Ge indirimi tutarının tespitinde Ar-Ge harcaması olarak dikkate alınmayacağı tabiidir.

Ancak, yukarıda anılan Yönetmeliğin 20/1 inci maddesi ve Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun İç Genelgesi uyarınca; Ar-Ge ve yenilik projeleri kapsamında, destek karar yazısının düzenlendiği veya proje sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamalarının Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün olduğundan TEYDEP tarafından desteklenen ve Şirketinizce yürütülen Ar-Ge projeleri ile ilgili olarak destek karar yazısının düzenlendiği veya proje sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamalarının Ar-Ge indirimine konu edilmesi mümkün bulunmaktadır.

Diğer taraftan, Ar-Ge indirimi hesaplamasında TEYDEP tarafından sağlanan hibe tutarları ile ilgili olarak tahakkuk esasına göre hareket edilmesi, hibe tutarını aşan Ar-Ge harcamalarının ise yapıldığı dönemde Ar-Ge indirime konu edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Tas. halindeki şirketin aktifinde kayıtlı bulunan arsaların ortaklara satışı halinde şirketin aktifinde kayıtlı olduğu değer üzerinden mi yoksa rayiç bedel üzerinden mi faturalanacağı hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:30/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Tas. halindeki şirketin aktifinde kayıtlı bulunan arsaların ortaklara satışı halinde şirketin aktifinde kayıtlı olduğu değer üzerinden mi yoksa rayiç bedel üzerinden mi faturalanacağı hk.
Tarih 04/03/2013
Sayı 84098128-125[17/2017/2]-115
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

84098128-125[17/2017/2]-115

04/03/2013

Konu

:

Tas. halindeki şirketin aktifinde kayıtlı bulunan arsaların ortaklara satışı halinde şirketin aktifinde kayıtlı olduğu değer üzerinden mi yoksa rayiç bedel üzerinden mi faturalanacağı

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; tasfiye halindeki şirketinizin aktifine 21.06.2002 tarihinde alınan 4 adet parselli arsanın bulunduğu, bu arsaların tasfiyeyi sonlandırmak amacıyla şirket ortaklarına satılması halinde, arsaların şirketin aktifinde kayıtlı olduğu değeri üzerinden mi yoksa belediye rayiç bedelleri üzerinden mi fatura edileceği ve bu satıştan doğan kazancın kurumlar vergisi ve KDV’den istisna olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

A-Kurumlar Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançlarının % 75’lik kısmı maddede belirtilen şartlar çerçevesinde kurumlar vergisinden müstesna tutulmuştur.

Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

Ayrıca, istisna edilen kazançtan beş yıl içinde sermayeye ilave dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen ya da dar mükellef kurumlarca ana merkeze aktarılan kısım için uygulanan istisna dolayısıyla zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır. Aynı süre içinde işletmenin tasfiyesi (bu Kanuna göre yapılan devir ve bölünmeler hariç) halinde de bu hüküm uygulanır.

Öte yandan, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır.

Konu ile ilgili 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin;

-“5.6.2.3.3. Fon hesabında tutulan kazançların işletmeden çekilmemesi” başlıklı bölümün üçüncü paragrafında, “Bu istisnanın amacı kurumların sermaye yapılarının güçlendirilmesi, finansman sıkıntılarının giderilmesi ve bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılmasına imkan sağlamak ve işletmelerin finansal bünyelerini güçlendirmektir. Tasfiyeye giren şirketlerde ise böyle bir amacın olamayacağı açıktır. Bu nedenle, istisna uygulamasında satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar tasfiyeye girilmiş olması halinde, fon hesabında tutulması gereken kazancın işletmeden çekildiği kabul edilecektir.”,

-“5.6.2.3.4. Menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ile uğraşılmaması” başlıklı bölümünde ise, “… faaliyet konusu menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanması olan kurumların bu amaçla iktisap ettikleri ve ellerinde tuttukları kıymetlerin satışından elde ettikleri kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir.”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Şirketin ana sözleşmesinde, yurt içinde ve dışında özel ya da devlet sektöründe yer alan her türlü bina, tesis, araç ve gereçlerin bu arada konut, işhanı, fabrika, depo, toplu konut, … … yapmak, yaptırmak, proje satmak, satın almak, yarışmalara katılmak, kiralamak, kiraya vermek; resmi ve özel her nevi inşaat taahhütlerinde bulunmak veya bunları yapmak için ortaklıklar tesisi etmek gibi faaliyetlerin yazılı olması, şirketinizin taşınmaz ticareti ile uğraştığının kabulünü gerektirmektedir.

Buna göre; tasfiyeye giren şirketlerin, sermaye yapısını güçlendirmek, finansal sıkıntılarını gidermek, bağlı değerlerinin ekonomik faaliyetlerinde daha etkin bir şekilde kullanılması imkân sağlamak ve işletmenin finansal bünyesini güçlendirmek gibi bir amacının olmaması nedeniyle, tasfiye halinde bulanan şirketinizin iki yıldan fazla aktifinde bulundurduğu taşınmazları satması ile şirketinizin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti yapılacağına ilişkin hüküm bulunması hasebiyle, bu satışından elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanununun 5/1-e maddesi kapsamındaki istisna hükmünden yararlanması mümkün değildir.

Öte yandan; anılan Kanunun “Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı” başlıklı 13 üncü maddesinin;

-Birinci fıkrasında; kurumların, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunmaları durumunda, kazancın tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı, alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemlerin her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirileceği,

-İkinci fıkrasında, ilişkili kişi tanımının, kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade ettiği,

-Üçüncü fıkrasında, emsallere uygunluk ilkesinin, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkini bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade ettiği,

-Dördüncü fıkrasında da, kurumların ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, bu fıkrada belirtilen yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit edeceği

hüküm altına alınmıştır.

Bu çerçevede, şirketiniz ortaklarına söz konusu taşınmazların satış işleminde uygulanan fiyat veya bedelin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun fiyat veya bedelin tespitinde anılan madde hükmü ile 1 seri numaralı Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yapılan açıklamalara göre işlemin mahiyetine en uygun yöntem kullanılmalıdır. Satış işlemine ilişkin fiyat veya bedelin emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilmesi halinde kazanç transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılacaktır.

B-Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden Değerlendirme:

KDV Kanununun;

1/1 inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin KDV ye tabi olduğu,

17/4-r maddesinde; kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin vergiden istisna olduğu,

İstisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimleri istisna kapsamı dışında olduğu ve istisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin, teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı

hükme bağlanmıştır.

Buna göre, şirketinizin ana sözleşmesinde yer alan faaliyet konuları arasında taşınmaz ticareti ile uğraştığına dair hüküm bulunması sebebiyle, taşınmazların (en az iki tam yıl aktifinizde kayıtlı olsa dahi) şirket ortaklarına satışı, KDV Kanununun 17/4-r maddesine göre KDV’den istisna olması söz konusu değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Cami ve Müştemilatı İnşaatı İçin Derneğe Yapılacak Bağış ve Yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahından İndirilip İndirilemeyeceği Hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:30/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Cami ve Müştemilatı İnşaatı İçin Derneğe Yapılacak Bağış ve Yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahından İndirilip İndirilemeyeceği Hk.
Tarih 04/03/2013
Sayı 41931384-125[10-2012-28]-7
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

ÇOK İVEDİ

Sayı

:

41931384-125[10-2012-28]-7

04/03/2013

Konu

:

Cami ve Müştemilatı İnşaatı İçin Derneğe Yapılacak Bağış ve Yardımların Gelir ve Kurumlar Vergisi Matrahından İndirilip İndirilemeyeceği Hk.

İlgide kayıtlı özelge talep formunda, derneğinizin cami ve müştemilatını yapmak amacı ile kurulduğu belirtilerek; derneğinize cami ve müştemilatı inşaatı için gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerince yapılacak bağış ve yardımların, gelir ve kurumlar vergisi matrahından indirilip indirilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (5) numaralı bendinde, genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi, 100 yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde 50 yatak) kapasitesinden az olmamak kaydıyla öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi ve bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdi ve ayni bağış ve yardımların tamamının gelir ve kurumlar vergisi matrahının tespitinde, gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla, kurum kazancından veya beyan edilecek gelirlerden indirilebileceği hükmüne yer verilmiştir.

Konu ile ilgili olarak 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “10.3.2.2. Eğitim ve sağlık tesisleri ile dini tesislere ilişkin bağış ve yardımlar” başlıklı bölümünde,

-Düzenlemedeki ‘ibadethane’ ifadesinden, Diyanet İşleri Başkanlığınca ibadethane sayılan yerler anlaşılması gerektiği,

-Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin umuma açık olması, inşasının mülki idare amirlerinin iznine istinaden gerçekleştirilmesi, inşa ve faaliyetine devam etmesi için yapılan bağış ve yardımların da yine mülki idare amirlerinin denetiminde gerçekleştirilmesi gerektiği,

-Mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethanelerin inşası ve/veya faaliyetine devam etmesi amacıyla kurulmuş bulunan vakıf veya derneklere yapılan bağışlar, anılan kurumlardan alınan makbuzlara veya bunlar tarafından bankalarda açılan hesaplara yatırıldığına ilişkin alınan banka dekontlarına istinaden kurum kazancından indirim konusu yapılacağı

açıklamalarına yer verilmiştir.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzun eklerinin incelenmesinden; derneğinizin mülkiyeti Maliye Hazinesine ait olan ve Sakarya İl Müftülüğüne tahsis edilen Sakarya İli, Adapazarı İlçesi, Camili Mahallesi,…..pafta,….ada, ……no.lu parseldeki arsa üzerine cami ve müştemilatını yapmak amacı ile kurulduğu, bu ibadethane yerinin yapımı konusunda İl Müftülüğü ile protokol yapıldığı ve Valiliğin 09.03.2011 tarihli oluru ile de derneğinize cami yapım izni verildiği, ayrıca cami inşaatı denetiminin İl Müftülüğü tarafında yapılacağı anlaşılmıştır.

Buna göre; derneğiniz tarafından yaptırılacak cami inşası ve müştemilatı için gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince derneğinize makubuz mukabili yapılan ya da açtırılan banka hesabına yatırılan bağış ve yardımların, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89/1-5 inci maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10/1-ç maddesi gereğince gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde ayrıca gösterilmek üzere beyan edilen gelir veya kurum kazancından indirim konusu yapılması mümkündür.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın avukatlık büroları faaliyet gösterebilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

MADDE 3 – 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın avukatlık büroları faaliyet gösterebilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

Mali müşavir ve avukatlara apartmanlarda çalışma izni çıktı-30 Nisan 2013

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetlerinde bulunulabilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetlerinde bulunulabilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetlerinde bulunulabilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

Apartmanlarda mali müşavirlik ve avukatlık bürolarına izin çıktı 30 Nisan 2013 tarihli resmi gazete

30 Nisan 2013 SALI
Resmî Gazete
Sayı : 28633

KANUN

HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

Kanun No. 6460 Kabul Tarihi: 17/4/2013

MADDE 1 – 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrasından, 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 439 uncu maddesinin beşinci fıkrasından ve 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16 ncı maddesi ile değiştirilmeden önceki 429 uncu maddesinin üçüncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.

“Davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine alt mahkemece verilen kararın temyiz incelemesi, her hâlde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılır.”

MADDE 2 – 1086 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 4 – Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5236 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunun 16 ncı maddesiyle değiştirilmeden önceki 429 uncu maddesine eklenen dördüncü fıkra, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.”

MADDE 3 – 19/3/1969 tarihli ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 43 üncü maddesinin birinci fıkrasına birinci cümleden sonra gelmek üzere aşağıdaki cümleler eklenmiştir.

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın avukatlık büroları faaliyet gösterebilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

MADDE 4 – 6/1/1982 tarihli ve 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin (4) numaralı fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“4. Aynı yargı çevresinde birden fazla idare veya vergi mahkemesinin faaliyet gösterdiği hâllerde, özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, mahkemeler arasındaki iş bölümü Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Mahkemeler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.”

MADDE 5 – 2576 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 19 – Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 2 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasında yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından mahkemeler arasındaki iş bölümüne ilişkin olarak karar verilir ve bu karar Resmî Gazete’de yayımlanır. Kararda mahkemelerin iş bölümü esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarih de belirtilir. Mahkemelerin iş bölümü esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarihe kadar açılmış olan davaların görülmesine bulundukları mahkemelerde devam olunur.”

MADDE 6 – 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “çıkardıkları işlerin miktar ve mahiyetleri,” ibaresinden sonra gelmek üzere “alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin uygulanmasına ilişkin çalışmaları,” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 7 – 2802 sayılı Kanunun 33 üncü maddesinin birinci fıkrasında yer alan “iş cetvelleri” ibaresi “alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin uygulamayı da kapsayacak biçimde iş cetvelleri” şeklinde değiştirilmiştir.

MADDE 8 – 2802 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir.

“Ancak, bu madde kapsamında yurt dışında görevlendirilen hâkim ve savcılar, 10/2/1954 tarihli ve 6245 sayılı Harcırah Kanununun 10 uncu maddesi, 7/7/2010 tarihli ve 6004 sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 16, 17 ve 18 inci maddeleri ve yılı merkezi yönetim bütçe kanununda öngörülen yurt dışı kira katkısından aynı usul ve esaslar dâhilinde yararlandırılırlar.”

MADDE 9 – 1/6/1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununun 45 inci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre anagayrimenkulün mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın serbest muhasebeci mali müşavirlik veya yeminli mali müşavirlik faaliyetlerinde bulunulabilir. Bu konuda, yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.”

MADDE 10 – 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir. Bu daireler numaralandırılır. Özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla, gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak, daireler arasındaki iş dağılımı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır. Daireler, tevzi edilen davalara bakmak zorundadır.”

MADDE 11 – 5235 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 4 – Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 5 inci maddesinin beşinci fıkrasında yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından mahkemeler arasındaki iş dağılımına ilişkin olarak karar verilir ve bu karar Resmî Gazete’de yayımlanır. Kararda mahkemelerin iş dağılımı esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarih de belirtilir. Mahkemelerin iş dağılımı esaslarına göre çalışmaya başlayacakları tarihe kadar açılmış olan davaların görülmesine bulundukları mahkemelerde devam olunur.”

MADDE 12 – Ekli (1) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 13/12/1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) sayılı cetvelin Adalet Bakanlığına ve ekli (2) sayılı listede yer alan kadrolar ihdas edilerek 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelin Danıştay Başkanlığına ait bölümlerine eklenmiştir.

MADDE 13 – 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 263 üncü maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

MADDE 14 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 15 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

29/4/2013

Listeleri görmek için tıklayınız.

27 Nisan 2013 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28630 BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2013/4552 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bazı maddelerinde yer alan tevkifat nispetleri ve vergi kesintisi oranları hakkındaki 2009/14592, 2009/14593 ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu kararlarında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 4/4/2013 tarihli ve 433 sayılı yazısı üzerine, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 8/4/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı H. YAZICI E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı V. Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı S. KILIÇ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V. Gençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELİK M. ŞİMŞEK İçişleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı N. AVCI İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı M. MÜEZZİNOĞLU B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 8/4/2013 TARİHLİ VE 2013/4552 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR MADDE 1 – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yer alan tevkifat nispetleri hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “, Kamu Ortaklığı İdaresi” ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve aynı alt bentte yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir. MADDE 2 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir. MADDE 3 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde yer alan vergi kesinti oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir. MADDE 4 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 5 – Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. 2009/14592, 2009/14593 ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının Yayımlandığı Resmî Gazete’nin Tarihi Sayısı 3/2/2009 27130

27 Nisan 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28630

27 Nisan 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28630

BAKANLAR KURULU KARARI

Karar Sayısı : 2013/4552
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun bazı maddelerinde yer alan tevkifat nispetleri ve vergi kesintisi oranları hakkındaki 2009/14592, 2009/14593 ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu kararlarında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 4/4/2013 tarihli ve 433 sayılı yazısı üzerine, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 8/4/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN
Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
H. YAZICI E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı V. Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı
S. KILIÇ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V. Gençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELİK M. ŞİMŞEK
İçişleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI İ. YILMAZ V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı
M. MÜEZZİNOĞLU B. YILDIRIM
Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

8/4/2013 TARİHLİ VE 2013/4552 SAYILI

KARARNAMENİN EKİ

KARAR
MADDE 1 – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yer alan tevkifat nispetleri hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “, Kamu Ortaklığı İdaresi” ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve aynı alt bentte yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 3 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde yer alan vergi kesinti oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 4 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

2009/14592, 2009/14593 ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının

Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

3/2/2009

27130

a değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 4/4/2013 tarihli ve 433 sayılı yazısı üzerine, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddelerine göre, Bakanlar Kurulu’nca 8/4/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır.

Abdullah GÜL
CUMHURBAŞKANI
Recep Tayyip ERDOĞAN
Başbakan
B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ
Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı
S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN
Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
H. YAZICI E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı V. Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı
S. KILIÇ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı V. Gençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı
M. GÜLER C. YILMAZ Ö. ÇELİK M. ŞİMŞEK
İçişleri Bakanı Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı
N. AVCI İ. YILMAZ V. EROĞLU
Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı
M. MÜEZZİNOĞLU B. YILDIRIM
Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

8/4/2013 TARİHLİ VE 2013/4552 SAYILI

KARARNAMENİN EKİ

KARAR
MADDE 1 – 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde yer alan tevkifat nispetleri hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “, Kamu Ortaklığı İdaresi” ibaresi yürürlükten kaldırılmış ve aynı alt bentte yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 2 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 uncu maddesinde yer alan dar mükellefiyete tabi kurumların vergi kesintisine tabi kazanç ve iratlarından yapılacak vergi kesintisi oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (4) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 3 – 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci maddesinde yer alan vergi kesinti oranları hakkındaki 12/1/2009 tarihli ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının eki Kararın 1 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinin (a) alt bendinde yer alan “menkul kıymetlere” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun uyarınca kurulan varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarına” ibaresi eklenmiştir.

MADDE 4 – Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 5 – Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.

2009/14592, 2009/14593 ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararlarının

Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

3/2/2009

27130

İŞ EKİPMANLARININ KULLANIMINDA SAĞLIK VE GÜVENLİK ŞARTLARI YÖNETMELİĞİ resmi gazete 25 Nisan

25 Nisan 2013 PERŞEMBE
Resmî Gazete
Sayı : 28628

YÖNETMELİK

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

İŞ EKİPMANLARININ KULLANIMINDA SAĞLIK VE

GÜVENLİK ŞARTLARI YÖNETMELİĞİ

BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç

MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, işyerinde iş ekipmanlarının kullanımı ile ilgili sağlık ve güvenlik yönünden uyulması gerekli asgari şartları belirlemektir.

Kapsam

MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamına giren tüm işyerlerini kapsar.

Dayanak

MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 30 ve 31 inci maddeleri ile 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 2 ve 12 nci maddelerine dayanılarak ve 3/10/2009 tarihli ve 2009/104/EC sayılı Avrupa Birliği Direktifine paralel olarak hazırlanmıştır.

Tanımlar

MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;

a) Bakanlık: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını,

b) Bakım: İş ekipmanında yapılan her türlü temizlik, ayar, kalibrasyon gibi işlemlerin tamamını,

c) İş ekipmanı: İşin yapılmasında kullanılan herhangi bir makine, alet, tesis ve tesisatı,

ç) İş ekipmanının kullanımı: İş ekipmanının çalıştırılması, durdurulması, kullanılması, taşınması, tamiri, tadili, bakımı, hizmete sunulması ve temizlenmesi gibi iş ekipmanı ile ilgili her türlü faaliyeti,

d) Maruz kişi: Tamamen veya kısmen tehlikeli bölgede bulunan kişiyi,

e) Operatör: İş ekipmanını kullanma görevi verilen çalışan veya çalışanları,

f) Özel risk taşıyan iş ekipmanı: Tehlikelerin teknik önlemlerle tam olarak kontrol altına alınamadığı iş ekipmanını,

g) Periyodik kontrol: İş ekipmanlarının, bu Yönetmelikte öngörülen aralıklarda ve belirtilen yöntemlere uygun olarak, yetkili kişilerce yapılan muayene, deney ve test faaliyetlerini,

ğ) Periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişi: Bu Yönetmelikte belirtilen iş ekipmanlarının teknik özelliklerinin gerektirdiği ve EK-III’te yer alan istisnalar saklı kalmak kaydıyla ilgili branşlardan mühendis, tekniker ve yüksek teknikerleri,

h) Tehlikeli bölge: İş ekipmanının bünyesinde veya çevresinde yer alan ve kişiler için sağlık ve güvenlik yönünden risklerin bulunduğu bölgeyi,

ifade eder.

İKİNCİ BÖLÜM

İşverenlerin Yükümlülükleri
Genel yükümlülükler

MADDE 5 – (1) İşveren, işyerinde kullanılacak iş ekipmanının yapılacak işe uygun olması ve bu ekipmanın çalışanlara sağlık ve güvenlik yönünden zarar vermemesi için gerekli tüm tedbirleri alır.

(2) İşveren:

a) İş ekipmanını seçerken işyerindeki özel çalışma şartlarını, sağlık ve güvenlik yönünden tehlikeleri göz önünde bulundurarak, bu ekipmanın kullanımının ek bir tehlike oluşturmamasına dikkat eder.

b) İş ekipmanının, çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden tamamen tehlikesiz olmasını sağlayamıyorsa, kabul edilebilir risk seviyesine indirecek uygun önlemleri alır.

İş ekipmanı ile ilgili kurallar

MADDE 6 – (1) İşyerlerinde kullanılan iş ekipmanları ile ilgili aşağıdaki hususlara uyulur:

a) 5 inci madde hükmü saklı kalmak kaydıyla, işveren; iş ekipmanının bu Yönetmeliğin EK-I’inde belirlenen asgari gereklere uygun olmasını sağlar.

b) İşveren, iş ekipmanının kullanımı süresince, yeterli bakımını yaptırarak bu maddenin (a) bendinde belirtilen hususlara uygun durumda olması için gerekli önlemleri alır.

(2) İşveren, işyerinde kullanılan iş ekipmanının, EK-II’de belirtilen hususlara uygun güvenlik düzeyinde olmasını sağlar.

İş ekipmanının kontrolü

MADDE 7 – (1) İşyerinde kullanılan iş ekipmanının kontrolü ile ilgili aşağıdaki hususlara uyulur.

a) İş ekipmanının güvenliğinin kurulma ve montaj şartlarına bağlı olduğu durumlarda, ekipmanın kurulmasından sonra ve ilk defa kullanılmadan önce ve her yer değişikliğinde ekipmanın, periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiler tarafından kontrolü yapılır, doğru kurulduğu ve güvenli şekilde çalıştığını gösteren belge düzenlenir.

b) İşverence, arızaya sebep olabilecek etkilere maruz kalarak tehlike yaratabilecek iş ekipmanının;

1) Periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişilerce periyodik kontrollerinin yapılması,

2) Çalışma şeklinde değişiklikler, kazalar, doğal olaylar veya ekipmanın uzun süre kullanılmaması gibi iş ekipmanındaki güvenliğin bozulmasına neden olabilecek durumlardan sonra, arızanın zamanında belirlenip giderilmesi ve sağlık ve güvenlik koşullarının korunması için periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişilerce gerekli kontrollerin yapılması,

sağlanır.

c) Kontrol sonuçları kayıt altına alınır ve yetkililer her istediğinde gösterilmek üzere uygun şekilde saklanır.

(2) İş ekipmanı işletme dışında kullanıldığında, yapılan son kontrol ile ilgili belge de ekipmanla birlikte bulundurulur.

(3) Hangi tür iş ekipmanın kontrole tabi tutulacağı, bu kontrollerin hangi sıklıkla ve hangi şartlar altında yapılacağı ile kontrol sonucu düzenlenecek belgelerle ilgili usul ve esaslar EK-III’te belirtilmiştir.

Özel risk taşıyan iş ekipmanı

MADDE 8 – (1) Çalışanların sağlık ve güvenliği yönünden, özel risk taşıyan iş ekipmanlarının kullanılmasında aşağıdaki önlemler alınır.

a) İş ekipmanı, sadece o ekipmanı kullanmak üzere görevlendirilen kişilerce kullanılır.

b) Bu ekipmanların tamiri, tadili, kontrolü, bakımı ve hizmete alınması bu işleri yapmakla özel olarak görevlendirilen kişilerce yapılır.

İş sağlığı ve ergonomi

MADDE 9 – (1) Asgari sağlık ve güvenlik gereklerinin uygulanmasında, çalışanların iş ekipmanı kullanımı sırasındaki duruş pozisyonları ve çalışma şekilleri ile ergonomi prensipleri işverence tam olarak dikkate alınır.

Çalışanların bilgilendirilmesi

MADDE 10 – (1) İşveren, iş ekipmanları ve bunların kullanımına ilişkin olarak çalışanların bilgilendirilmesinde aşağıda belirtilen hususlara uymakla yükümlüdür.

a) Çalışanlara, kullandıkları iş ekipmanına ve bu iş ekipmanın kullanımına ilişkin yeterli bilgi ve uygun olması halinde yazılı talimat verilir. Bu talimat, imalatçı tarafından iş ekipmanıyla birlikte verilen kullanım kılavuzu dikkate alınarak hazırlanır. Talimatlar iş ekipmanıyla beraber bulundurulur. Bu bilgiler ve yazılı talimatlar en az aşağıdaki bilgileri içerecek şekilde hazırlanır.

1) İş ekipmanının kullanım koşulları.

2) İş ekipmanında öngörülen anormal durumlar.

3) Bulunması halinde iş ekipmanının önceki kullanım deneyiminden elde edilen sonuçlar.

(2) Çalışanlar, kendileri kullanmasalar bile çalışma alanında veya işyerinde bulunan iş ekipmanlarının kendilerini etkileyebilecek tehlikelerinden ve iş ekipmanı üzerinde yapılacak değişikliklerden kaynaklanabilecek tehlikelerden haberdar edilir.

(3) Bu bilgiler ve yazılı talimatların, basit ve kolay anlaşılır bir şekilde olması gerekir.

Çalışanların eğitimi

MADDE 11 – (1) İşverence iş ekipmanını kullanmakla görevli çalışanlara, bunların kullanımından kaynaklanabilecek riskler ve bunlardan kaçınma yollarına ilişkin eğitim almaları sağlanır. Ayrıca 8 inci maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen, iş ekipmanının tamiri, tadili, kontrol ve bakımı konularında çalışanlara işverenlerce yeterli özel eğitim verilir.

Çalışanların görüşlerinin alınması ve katılımlarının sağlanması

MADDE 12 – (1) İşveren, bu Yönetmelik ve eklerinde belirtilen konularda çalışanların veya temsilcilerinin görüşlerini alır ve katılımlarını sağlar.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

Diğer Hususlar
Periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişilerin bildirimi

MADDE 13 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiler, bilgilerini Bakanlığa elektronik ortamda kayıt yaptırır.

a) Bakanlığa elektronik ortamda yapılacak kayıt, asgari aşağıdaki bilgileri içerir.

1) Adı ve soyadı.

2) T.C. kimlik numarası.

3) Mezun olduğu okul, bölüm, tarihi ve diploma numarası.

4) Hizmet zorunluluğu bulunması halinde çalıştığı kurum veya işletmenin sigorta sicil numarası.

5) Periyodik kontrol yapacağı iş ekipmanı.

(2) Bildirimde beyan esastır. Bu kişilere Bakanlıkça kayıt numarası verilir.

(3) Bakanlıkça yapılan araştırma sonucu beyan edilen bilgilerin doğru olmadığı tespit edilenlerin kaydı silinir. Kaydı silinenler Bakanlığın internet sitesinde ilân edilir. Bu kişiler hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde işlem yapılır.

(4) Kaydı silinenlerin silinme tarihinden itibaren üç yıl içerisinde yaptığı başvurular, üç yılın tamamlanmasına kadar askıya alınır.

(5) Periyodik kontrol raporlarında kayıt numaralarının bulunması gerekir.

(6) Beyan edilen bilgilerin doğru olmadığı tespit edilenler ile kayıt numarası almayanlar tarafından düzenlenen periyodik kontrol raporları geçersiz sayılır.

Yetkilendirme, eğitim ve denetim

MADDE 14 – (1) Periyodik kontrol yapacak kişi ve kuruluşlara akreditasyon, yetkilendirme ve eğitim zorunluluğu getirmeye Bakanlık yetkilidir.

(2) Periyodik kontrolleri yapılmış iş ekipmanları ile ilgili olarak, periyodik kontrol raporunun gerçeğe aykırı düzenlenmesi, bu Yönetmelikte yer alan kriterlere uygun olmayan kişilerce yapılması, uygun olmayan deney ve test yöntemleri kullanılarak yapılması gibi uygunsuzlukların Bakanlıkça tespit edilmesi durumunda, periyodik kontrol raporları geçersiz sayılır. Ayrıca düzenleyen kişiler hakkında 13 üncü maddenin üçüncü fıkrasına göre işlem yapılır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Çeşitli ve Son Hükümler
Yürürlükten kaldırılan yönetmelik

MADDE 15 – (1) 11/2/2004 tarihli ve 25370 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan İş Ekipmanlarının Kullanımında Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır.

Daha önce düzenlenmiş olan periyodik kontrol raporları

GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenmiş olan periyodik kontrol raporları süresince geçerlidir.

(2) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren bir yıl boyunca periyodik kontrol raporunda kayıt numarası aranmaz.

Yürürlük

MADDE 16 – (1) Bu Yönetmeliğin;

a) 13 üncü maddesi yayımı tarihinden itibaren bir yıl sonra,

b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

Yürütme

MADDE 17 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı yürütür.

EK – I

İŞ EKİPMANLARINDA BULUNACAK ASGARİ GEREKLER

1. Genel hususlar

1.1. Bu ekte belirtilen hususlar, bu Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak ve söz konusu iş ekipmanında bunlara karşılık gelen riskin bulunduğu durumlarda uygulanır.

1.2. Bu ekte belirtilen asgari gerekler, iş ekipmanlarında aranacak temel gereklerdir.

2. İş ekipmanlarında bulunacak asgari genel gerekler

2.1. İş ekipmanında bulunan ve güvenliği etkileyen kumanda cihazları için asgari gerekler;

2.1.1. İş ekipmanında bulunan ve güvenliği etkileyen kumanda cihazları açıkça görülebilir ve tanınabilir özellikte olur. Gerektiğinde uygun şekilde işaretlenir.

2.1.2. Kumanda cihazları zorunlu haller dışında, tehlikeli bölgenin dışına yerleştirilir ve bunların kullanımı ek bir tehlike oluşturmaz. Kumanda cihazları, istem dışı hareketlerde tehlikeye neden olmaması gerekir.

2.1.3. Operatör, ana kumanda yerinden tehlike bölgesinde herhangi bir kimsenin bulunmadığından emin olması gerekir. Bu mümkün değilse makine çalışmaya başlamadan önce otomatik olarak devreye girecek sesli ve ışıklı ikaz sistemi bulunur.

2.1.4. İş ekipmanının çalıştırılması veya durdurulması sebebiyle doğabilecek tehlikelere maruz kalan çalışanlar yeterli zaman ve imkân sağlayan tedbirlerle bu tehlikelerden korunur.

2.1.5. Kumanda sistemleri güvenli ve planlanan kullanım şartlarında meydana gelebilecek arıza, bozulma veya herhangi bir zorlanma göz önüne alınarak uygun nitelikte seçilir.

2.2. İş ekipmanlarının çalıştırılması, bu amaç için yapılmış kumandaların ancak bilerek ve isteyerek kullanılması ile sağlanır.

2.2.1. Bu kural, çalışanlar için tehlike oluşturmadığı sürece;

a) Herhangi bir sebeple iş ekipmanın durmasından sonra tekrar çalıştırılmasında,

b) Hız, basınç gibi çalışma şartlarında önemli değişiklikler yapılırken de,

uygulanır.

2.2.2. Bu kural otomatik çalışan iş ekipmanının normal çalışma programının devamı süresindeki tekrar harekete geçme veya çalışma şartlarındaki değişiklikler için uygulanmaz.

2.3. Bütün iş ekipmanlarında, ekipmanı tümüyle ve güvenli bir şekilde durdurabilecek bir sistem bulunur. Her bir çalışma yerinde, tehlikenin durumuna göre, iş ekipmanının tamamını veya bir kısmını durdurabilecek ve bu ekipmanın güvenli bir durumda kalmasını sağlayacak kumanda sistemi bulunur. İş ekipmanlarının durdurma sistemleri, çalıştırma sistemlerine göre öncelikli olması gerekir. İş ekipmanı veya tehlikeli kısımları durdurulduğunda, bunları harekete geçiren enerji de kesilecek özelliğe sahip olur.

2.4. İş ekipmanının tehlikesi ve normal durma süresinin gerektirmesi halinde iş ekipmanında acil durdurma sistemi bulunur.

2.5. Parça fırlaması veya düşmesi riski taşıyan iş ekipmanları, bu riskleri ortadan kaldırmaya uygun güvenlik tertibatı ile donatılır.

2.5.1. Gaz, buhar, sıvı veya toz çıkarma tehlikesi olan iş ekipmanları, bunları kaynağında tutacak veya çekecek uygun sistemlerle donatılır.

2.6. Çalışanların sağlığı ve güvenliği açısından gerekiyorsa, iş ekipmanı ve parçaları uygun yöntemlerle sabitlenir.

2.7. Çalışanların sağlık ve güvenliği açısından önemli bir tehlike oluşturabilecek, iş ekipmanının parçalarının kırılması, kopması veya dağılması riskine karşı uygun koruma önlemleri alınır.

2.8. İş ekipmanının hareketli parçalarıyla mekanik temas riskinin kazaya yol açabileceği hallerde; iş ekipmanı, tehlikeli bölgeye ulaşmayı önleyecek veya bu bölgeye ulaşılmadan önce hareketli parçaların durdurulmasını sağlayacak uygun koruyucular veya koruma donanımı ile donatılır.

2.8.1. Koruyucular ve koruma donanımı;

a) Sağlam yapıda olur,

b) İlave bir tehlikeye sebep olmayacak özellikte olur,

c) Kolayca yerinden çıkarılmayacak veya etkisiz hale getirilemeyecek şekilde olur,

ç) Tehlike bölgesinden yeterli uzaklıkta bulunur,

d) Ekipmanın görülmesi gereken operasyon noktalarına engel olmayacak özellikte olur,

e) Sadece işlem yapılan alana erişimi kısıtlar ve bunların çıkarılmasına gerek kalmadan parça takılması, sökülmesi ve bakımı için gerekli işlemlerin yapılması mümkün olur.

2.9. İş ekipmanının çalışılan veya bakımı yapılan bölge ve operasyon noktaları, yapılacak işleme uygun şekilde aydınlatılır.

2.10. İş ekipmanının yüksek veya çok düşük sıcaklıktaki parçalarına çalışanların yaklaşmasını veya temasını engelleyecek tedbirler alınır.

2.11. İş ekipmanına ait ikaz donanımları kolay algılanır ve anlaşılır olur.

2.12. İş ekipmanı sadece tasarım ve imalat amacına uygun işlerde ve şartlarda kullanılır.

2.13. İş ekipmanının bakım işleri, ancak iş ekipmanı kapalı iken yapılabilir. Bunun mümkün olmadığı hallerde, bakım işleri yürütülürken gerekli önlemler alınır veya bu işlerin tehlike bölgesi dışında yapılması sağlanır.

2.13.1. Bakım defteri bulunan makinelerde bakımla ilgili işlemler günü gününe bu deftere işlenir. 5070 sayılı Elektronik İmza Kanununa uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmış ve elektronik ortamda saklanan kayıtlar da bakım defteri olarak kabul edilir.

2.14. İş ekipmanlarının enerji kaynaklarını kesecek araç ve gereçler kolayca görülebilir ve tanınabilir özellikte olur. Ekipmanın enerji kaynaklarına yeniden bağlanması çalışanlar için tehlikeye sebep olmayacak özellikte olur.

2.15. İş ekipmanlarında, çalışanların güvenliğinin sağlanmasında esas olan ikaz ve işaretler bulunur.

2.16. Çalışanların üretim, bakım ve ayar işlemleri yapacakları yerlere güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri ve orada güvenli bir şekilde çalışabilmeleri için uygun şartlar sağlanır.

2.17. Bütün iş ekipmanları, ekipmanın aşırı ısınması veya yanmasına veya ekipmandan gaz, toz, sıvı, buhar veya üretilen, kullanılan veya depolanan diğer maddelerin yayılması riskine karşı çalışanların korunmasına uygun olur.

2.18. Bütün iş ekipmanları, ekipmanda üretilen, kullanılan veya depolanan maddelerin veya ekipmanın patlama riskini önleyecek özellikte olur.

2.19. Bütün iş ekipmanları, çalışanların doğrudan veya dolaylı olarak elektrikle temas riskinden korunmasına uygun olur.

3. Özel tipteki iş ekipmanında bulunacak asgari ek gerekler

3.1. Kendinden hareketli veya bir başka araç vasıtasıyla hareket edebilen iş ekipmanları için asgari gerekler;

3.1.1. Üzerinde çalışan bulunan iş ekipmanı, ekipmanın bir yerden bir yere götürülmesi sırasında tekerleklere veya paletlere takılma veya temas etme riski de dahil çalışanlar için oluşabilecek bütün riskleri azaltabilecek uygun sistemlerle donatılır.

3.1.2. İş ekipmanının çekicisi ile çekilen ekipman veya aksesuarları ya da yedekte çekilen herhangi bir nesnenin, birbirine çarpma veya sıkışma riskinin bulunduğu durumlarda, bu ekipmanlar çarpma ve sıkışmayı önleyecek koruyucularla donatılır.

3.1.2.1. Çarpma veya sıkışma riski önlenemiyorsa, çalışanların olumsuz etkilenmemesi için gerekli önlemler alınır.

3.1.3. İş ekipmanının hareketli kısımları arasında enerji aktarımını sağlayan kısımların yere teması nedeniyle hasar görmesi veya kirlenmesine karşı önlem alınır.

3.1.4. Üzerinde çalışan bulunan hareketli iş ekipmanı, normal çalışma koşullarında devrilme riskine karşı;

a) Cihaz bir çeyrekten (90 derecelik açı) fazla dönmeyecek şekilde yapılmış olur veya

b) Bir çeyrekten fazla dönüyorsa, üzerinde bulunan çalışanın etrafında yeterli açıklık bulunur veya

c) Aynı etkiyi sağlayacak başka koruyucu yapı veya sistem bulunur.

3.1.4.1. Bu koruyucu yapı veya sistem iş ekipmanının kendi parçası olabilir.

3.1.4.2. Çalışma sırasında iş ekipmanı sabitleniyorsa veya iş ekipmanının, devrilmesi mümkün olmayacak şekilde tasarımı yapılmışsa koruyucu yapı veya sistemler gerekmez.

3.1.4.3. İş ekipmanında; devrilmesi halinde, üzerinde bulunan çalışanın ekipman ile yer arasında sıkışarak ezilmesini önleyici koruyucu yapı veya sistem bulunur.

3.1.5. Üzerinde bir veya daha fazla çalışanın bulunduğu forkliftlerin devrilmesinden kaynaklanan risklerin azaltılması için;

a) Sürücü için kabin bulunur veya

b) Forklift devrilmeyecek yapıda olur veya

c) Forkliftin devrilmesi halinde, yer ile forkliftin belirli kısımları arasında taşınan çalışanlar için, yeterli açıklık kalmasını sağlayacak yapıda veya

ç) Forklift, devrilmesi halinde sürücünün forkliftin parçaları tarafından ezilmesini önleyecek yapıda olur.

3.1.6. Kendinden hareketli iş ekipmanı hareket halinde iken kişiler için risk oluşturuyorsa aşağıdaki şartları sağlar:

a) Yetkisiz kişilerce çalıştırılmasını önleyecek donanım bulunur.

b) Aynı anda hareket eden birden fazla elemanı bulunan iş ekipmanında bu elemanların çarpışmasının etkilerini en aza indirecek önlemler alınır.

c) İş ekipmanında frenleme ve durdurma donanımı bulunur. Güvenlik şartları gerektiriyorsa, ayrıca bu donanımın bozulması halinde otomatik olarak devreye giren veya kolayca ulaşılabilecek şekilde yapılmış acil frenleme ve durdurma sistemi bulunur.

ç) Sürücünün görüş alanının kısıtlandığı durumlarda, güvenliğin sağlanması için görüş alanını iyileştirecek uygun yardımcı araçlar kullanılır.

d) Gece veya karanlık yerlerde kullanılmak üzere tasarımlanmış iş ekipmanında, yapılan işi yürütmeye uygun ve çalışanların güvenliğini sağlayacak aydınlatma sistemi bulunur.

e) Çalışanları etkileyebilecek yangın çıkma tehlikesi olan iş ekipmanının kendisinin veya yedekte taşıdığı ekipmanın kullanıldığı yerin hemen yakınında yangın söndürme cihazları bulunmuyorsa, bu ekipmanlarda yeterli yangın söndürme cihazları bulunur.

f) Uzaktan kumandalı iş ekipmanının, kontrol sınırlarının dışına çıkması halinde otomatik olarak hemen duracak şekilde olması gerekir.

g) Uzaktan kumandalı iş ekipmanı, normal şartlarda çarpma ve ezilme tehlikelerine karşı korunaklı olur, bunun sağlanamadığı hallerde diğer uygun araçlarla çarpma riski kontrol altına alınır.

3.2. Yüklerin kaldırılmasında kullanılan iş ekipmanları için asgari gerekler;

3.2.1. Yük kaldırma ekipmanı kalıcı olarak kurulduğunda, özellikle kaldırılan yük ve montaj veya bağlantı noktalarındaki gerilmeler dikkate alınarak ekipmanın mukavemet ve kararlılığı sağlanır.

3.2.2. Yüklerin kaldırılması için kullanılan makinelerde, kaldırılabilecek maksimum yük açıkça görünecek şekilde işaretlenir, makinenin değişik şekillerde kullanımında da maksimum yükü gösteren levhalar veya işaretler bulunur.

3.2.2.1. Kaldırma için kullanılan aksesuarlar da güvenli kullanım için gereken özelliklerini gösterecek şekilde işaretlenir.

3.2.2.2. İnsan kaldırmak ve taşımak için tasarlanmamış iş ekipmanları, amacı dışında kullanımını önlemek için uygun bir şekilde ve açıkça işaretlenir.

3.2.3. Sabit olarak kurulacak iş ekipmanı, yükün;

a) Çalışanlara çarpması,

b) Tehlikeli bir şekilde sürüklenmesi veya düşmesi,

c) İstem dışı kurtulması,

riskini azaltacak şekilde tesis edilir.

3.2.4. Çalışanları kaldırma veya taşımada kullanılan iş ekipmanlarında;

a) Taşıma kabininin düşme riski uygun araçlarla önlenir,

b) Kullanıcının kendisinin kabinden düşme riski önlenir,

c) Özellikle cisimlerle istenmeyen temas sonucu, kullanıcının çarpma, sıkışma veya ezilme riski önlenir,

ç) Herhangi bir olay neticesinde kabin içinde mahsur kalan çalışanların tehlikeye maruz kalmaması ve kurtarılması sağlanır.

3.2.4.1. Şayet, çalışma yerinin özelliği ve yükseklik farklılıklarından dolayı taşıma kabininin düşme riski, alınan güvenlik önlemlerine rağmen önlenemiyorsa, emniyet katsayısı daha yüksek güvenlik halatı ile teçhiz edilip, her çalışma günü kontrol edilir.

EK – II

İŞ EKİPMANININ KULLANIMI İLE İLGİLİ HUSUSLAR

Bu ekte belirtilen hususlar, bu Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak ve söz konusu ekipmanda bunlara karşılık gelen riskin bulunduğu durumlarda uygulanır.

1. Tüm iş ekipmanları için genel hükümler

1.1. İş ekipmanları, bunları kullananlara ve diğer çalışanlara en az risk oluşturacak şekilde yerleştirilir, kurulur ve kullanılır. Bu amaçla, iş ekipmanının hareketli kısımları ile çevresinde bulunan sabit veya hareketli kısımlar arasında yeterli mesafe bulundurulur. Ayrıca iş ekipmanında kullanılan ya da üretilen enerjinin veya maddelerin güvenli bir şekilde temini ve uzaklaştırılması sağlanır.

1.2. İş ekipmanının kurulması veya sökülmesi, özellikle imalatçı tarafından verilen kullanma talimatı doğrultusunda güvenli koşullar altında yapılır.

1.3. Kullanımı sırasında yıldırım düşmesi ihtimali bulunan iş ekipmanı yıldırımın etkilerine karşı uygun araçlarla korunur.

2. Kendinden hareketli veya bir başka araç vasıtasıyla hareket edebilen iş ekipmanlarının kullanımı ile ilgili hükümler

2.1. Kendinden hareketli iş ekipmanları, bu ekipmanların güvenli kullanımı ile ilgili uygun eğitim almış çalışanlar tarafından kullanılır.

2.2. İş ekipmanı bir çalışma alanı içinde hareket ediyorsa, uygun trafik kuralları ile hız sınırları konulur ve uygulanır.

2.3.1. Kendinden hareketli iş ekipmanının çalışma alanında, görevli olmayan çalışanların bulunmasını önleyecek gerekli düzenleme yapılır.

2.3.2. İşin gereği olarak bu alanda çalışan bulunması zorunlu ise, bu çalışanların iş ekipmanı nedeniyle zarar görmesini önleyecek uygun tedbirler alınır.

2.4. Mekanik olarak hareket ettirilen seyyar iş ekipmanlarında, ancak güvenliğin tam olarak sağlanması halinde çalışan taşınmasına izin verilebilir. Taşıma sırasında iş yapılması gerekiyorsa ekipmanın hızı gerektiği gibi ayarlanır.

2.5. Çalışma yerlerinde, çalışanlar için güvenlik ve sağlık riski yaratmayacak yeterli hava sağlanması şartıyla içten yanmalı motorlu seyyar iş ekipmanı kullanılabilir.

3. Yük kaldırmada kullanılan iş ekipmanı ile ilgili hükümler

3.1. Genel hususlar

3.1.1. Yük kaldırmak için tasarlanmış seyyar veya sökülüp-takılabilir iş ekipmanlarının zemin özellikleri de dikkate alınarak öngörülen bütün kullanım şartlarında sağlam ve kararlı bir şekilde kullanılması sağlanır.

3.1.2. İnsanların kaldırılmasında sadece bu amaç için sağlanan iş ekipmanı ve aksesuarları kullanılır.

3.1.2.1. Olağanüstü veya acil olan istisnai durumlarda insanları kaldırmak amacıyla yapılmamış iş ekipmanı, gerekli önlemleri almak ve gözetim altında olmak şartıyla insanların kaldırılmasında kullanılabilir.

3.1.2.2. Çalışanlar yük kaldırmak için tasarlanmış iş ekipmanı üzerindeyken, ekipmanın kumandası için her zaman görevli bir kişi bulunur. Kaldırma ekipmanındaki kişilerin güvenilir haberleşme imkânlarıyla herhangi bir tehlike halinde tahliye için güvenilir araçları bulunur.

3.1.3. Teknik zorunluluk olmadıkça kaldırılan yükün altında insan bulunmaması için gerekli tedbir alınır. Çalışanların bulunabileceği korunmasız çalışma yerlerinin üzerinden yük geçirilmez. Bunun mümkün olmadığı hallerde uygun çalışma yöntemleri belirlenir ve uygulanır.

3.1.4. Kaldırma aksesuarları, sapanın şekli ve yapısı dikkate alınarak, kaldırılacak yüke, kavrama noktalarına, bağlantı elemanlarına ve atmosfer şartlarına uygun seçilir. Kaldırmada kullanılan bağlantı elemanları kullanımdan sonra sökülmüyorsa, bunların özellikleri hakkında kullanıcıların bilgi sahibi olması için belirgin bir şekilde işaretlenir.

3.1.5. Kaldırma aksesuarları bozulmayacak veya hasar görmeyecek şekilde muhafaza edilir.

3.2. Kılavuzsuz (askıda iken serbest olan) yükleri kaldırmakta kullanılan iş ekipmanı

3.2.1. Çalışma alanları kesişen iki veya daha fazla kaldırma aracı ile kılavuzsuz yüklerin kaldırıldığı bir alanda, yüklerin ve kaldırma araçlarının elemanlarının çarpışmaması için gerekli önlemler alınır.

3.2.2. Kılavuzsuz yüklerin seyyar iş ekipmanı ile kaldırılmasında ekipmanın eğilmemesi, devrilmemesi ve eğer gerekiyorsa kaymaması veya yerinden oynamaması için gerekli tedbirler alınır. Bu önlemlerin tam olarak uygulanmasını sağlayacak kontroller yapılır.

3.2.3. Kılavuzsuz yükleri kaldırmakta kullanılan iş ekipmanının operatörü doğrudan veya gerekli bilgileri sağlayan yardımcı cihazlar vasıtasıyla yük yolunun tamamını göremiyorsa, operatöre yol gösterecek bu konuda eğitimli ve deneyimli bir kişi görevlendirilir. Çalışanları, yüklerin birbiriyle çarpışmasından kaynaklanan tehlikelerden korumak için gerekli organizasyonel önlemler alınır.

3.2.4. Yükün elle bağlanması veya çözülmesinin güvenle yapılabilmesi için özellikle iş ekipmanının kontrolü doğrudan ya da dolaylı olarak çalışanda bulunacak şekilde gerekli düzenleme yapılır.

3.2.5. Bütün yük kaldırma işleri çalışanların güvenliğini korumak için uygun şekilde planlanır ve gözetim altında yürütülür. Özellikle bir yük, kılavuzsuz yükleri kaldırmakta kullanılan iki veya daha fazla iş ekipmanıyla aynı anda kaldırılacaksa operatörler arasında eşgüdümü sağlayacak düzenleme yapılır ve uygulanır.

3.2.6. Kılavuzsuz yüklerin kaldırılmasında kullanılan iş ekipmanı, kendisini besleyen güç kaynağı tamamen veya kısmen kesildiğinde yükü askıda tutamıyorsa, ortaya çıkabilecek risklerden çalışanları korumak için uygun önlemler alınır. Tehlikeli bölgeye giriş engellenmedikçe veya yükün güvenli bir şekilde askıda kalması sağlanmadıkça askıdaki yük gözetimsiz bırakılmaz.

3.2.7. Hava şartlarının, güvenli kullanımı engelleyecek ve çalışanları tehlikeye maruz bırakacak şekilde bozulması halinde, kılavuzsuz yüklerin kaldırılması için tasarlanmış iş ekipmanlarının açık havada kullanılması durdurulur. Çalışanları riske atmamak için özellikle iş ekipmanının devrilmesini önleyecek tedbirler alınır.

4. Yüksekte yapılan geçici işlerde, iş ekipmanının kullanımı ile ilgili hükümler

4.1. Genel hususlar

4.1.1. Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesine uygun olarak, yüksekte yapılan geçici işler uygun bir platformda, güvenlik içinde ve uygun ergonomik koşullarda yapılamıyorsa, güvenli çalışma koşullarını sağlayacak ve devam ettirecek en uygun iş ekipmanı seçilir. Toplu koruma önlemlerine kişisel koruma önlemlerine göre öncelik verilir. İş ekipmanının boyutları, yapılacak işin doğasına ve öngörülen yüke uygun, geçişlerin tehlikesiz şekilde yapılmasını sağlayacak şekilde olması gerekir.

4.1.1.1. Yüksekteki geçici çalışma yerlerine ulaşmak için en uygun yol ve araçlar, geçişlerin sıklığı, söz konusu yerin yüksekliği ve kullanım süresi göz önüne alınarak belirlenir. Seçilen bu araçlar, yakın bir tehlike durumunda çalışanların tahliyesini de mümkün kılacak şekilde olur. Ulaşımda kullanılan yol, araç ve platformlar ile katlar veya ara geçitler arasındaki geçişlerde düşme riski ortadan kaldırılır.

4.1.2. El merdivenleri ancak düşük risk nedeniyle daha güvenli bir iş ekipmanı kullanımı gerekmiyorsa, kısa süre kullanılacaksa veya işverence değiştirilmesi mümkün olmayan işyeri koşullarında, EK-II madde 4.1.1’de belirtilen şartlara uymak kaydıyla yüksekte yapılan çalışmalarda kullanılabilir.

4.1.3. Halat kullanılarak yapılan çalışmalar ancak risk değerlendirmesi sonucuna göre işin güvenle yapılabileceği ve daha güvenli iş ekipmanı kullanılmasının gerekmediği durumlarda yapılabilir.

4.1.3.1.Risk değerlendirmesi göz önünde bulundurularak ve özellikle işin süresine ve ergonomik zorlamalara bağlı olarak, uygun aksesuarlı oturma yerleri sağlanır.

4.1.4. Seçilen iş ekipmanının türüne bağlı olarak iş ekipmanının yapısında bulunan riskleri minimuma indirmek için uygun önlemler belirlenir. Eğer gerekiyorsa yüksekten düşmeyi önleyecek ve çalışanların yaralanmasına da meydan vermeyecek şekilde uygun yapıda ve yeterli sağlamlıkta koruyucular yapılır. Düşmeleri önleyen toplu korumaya yönelik koruyucular ancak seyyar veya sabit merdiven başlarında kesintiye uğrayabilir.

4.1.5. Düşmeleri önleyen toplu korumaya yönelik koruyucuların, özel bir işin yapılması için geçici olarak kaldırılması gerektiği durumlarda, aynı korumayı sağlayacak diğer güvenlik önlemleri alınır. Bu önlemler alınıncaya kadar çalışma yapılmaz. Bu özel iş geçici veya kesin olarak tamamlandıktan sonra koruyucular tekrar yerine konulur.

4.1.6. Yüksekte yapılan geçici işler, çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye atmayacak uygun hava koşullarında sürdürülür.

4.2. El merdivenlerinin kullanımı ile ilgili özel hükümler

4.2.1. El merdivenleri, kullanımı sırasında sağlam bir şekilde yerleştirilir. Portatif el merdivenleri, basamakları yatay konumda olacak şekilde düzgün, sağlam, ölçüsü uygun, sabit pabuçlar üzerinde durmalıdır. Asılı duran el merdivenleri güvenli bir şekilde tutturulur, ip merdivenler hariç, yerlerinden çıkarılması ve sallanması önlenir.

4.2.2. Portatif el merdivenlerinin kullanımı sırasında üst veya alt uçları sabitlenerek veya kaymaz bir malzeme kullanılarak veya aynı korumayı sağlayan diğer tedbirlerle, ayaklarının kayması önlenir. Platformlara çıkmakta kullanılan el merdivenleri, platformda tutunacak yer bulunmadığı durumlarda, güvenli çıkışı sağlamak için platform seviyesini yeteri kadar aşacak uzunlukta tesis edilir. Uzatılıp kilitlenebilir ve eklenebilir el merdivenleri, parçalarının birbirinden ayrı hareket etmeleri önlenecek şekilde kullanılır. Mobil el merdivenleri, üzerine çıkılmadan önce hareketleri durdurulur ve sabitlenir.

4.2.3. El merdivenlerinde her zaman çalışanların elleriyle tutunabilecekleri uygun yer ve sağlam destek bulunur. Özellikle, bir el merdiveni üzerinde elle yük taşınıyorsa bu durum elle tutacak yer bulunması zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

4.3. İskelelerin kullanımı ile ilgili özel hükümler

4.3.1. Seçilen iskelenin sağlamlık ve dayanıklılık hesabı mevcut değilse veya var olan hesaplar seçilen iskele tipinde tasarlanan yapısal değişikliklere uygun değilse veya iskelenin genel olarak alışılmış standart konfigürasyonlara uygun yapıda imal edilmemiş olduğu durumlarda bunların sağlamlık ve dayanıklılık hesapları yapılır. Bu hesaplar yapılmadan iskeleler kullanılamaz.

4.3.2. Seçilen iskelenin karmaşıklığına bağlı olarak kurma, kullanma ve sökme planı; yapı işlerinde inşaat mühendisi, inşaat teknikeri veya yüksek teknikeri; gemi inşası ve sökümü işlerinde ise gemi inşaatı mühendisi tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu plan, iskele ile ilgili detay bilgileri içeren standart form şeklinde olabilir.

4.3.3. İskelenin taşıyıcı elemanlarının kayması; yeterli sağlamlıktaki taşıyıcı zemine sabitlenerek, kaymaz araçlar kullanarak veya aynı etkiye sahip diğer yöntemlerle önlenir. İskelenin sağlam ve dengeli olması sağlanır. Yüksekte çalışma sırasında tekerlekli iskelelerin kazara hareket etmesini önleyecek uygun araçlar kullanılır.

4.3.4. İskele platformlarının boyutu, şekli ve yerleştirilmesi yapılan işin özelliklerine ve taşınan yüke uygun ve güvenli çalışma ve geçişlere izin verecek şekilde olması gerekir. İskele platformları normal kullanımda, elemanları hareket etmeyecek şekilde kurulur. Platform elemanları ve dikey korkulukların arasında düşmelere neden olabilecek tehlikeli boşluklar bulunmaması gerekir.

4.3.5. Kurma, sökme veya değişiklik yapılması sırasında iskelenin kullanıma hazır olmayan kısımları, 23/12/2003 tarihli ve 25325 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Güvenlik ve Sağlık İşaretleri Yönetmeliğine uygun şekilde genel uyarı işaretleri ile işaretlenir ve tehlikeli bölgeye girişler fiziki olarak engellenir.

4.3.6. İskelelerin kurulması, sökülmesi veya üzerinde önemli değişiklik yapılması, görevli inşaat mühendisi, inşaat teknikeri veya yüksek teknikeri; tersanelerde ise gemi inşaatı mühendisi gözetimi altında ve bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi uyarınca, özel riskleri ve ayrıca aşağıda belirtilen hususları kapsayan konularda yapacakları işle ilgili yeterli eğitim almış çalışanlar tarafından yapılır.

a) İskelelerin kurulması, sökülmesi veya değişiklik yapılması ile ilgili planların anlaşılması,

b) İskelelerin kurulması, sökülmesi veya değişiklik yapılması sırasında güvenlik,

c) Çalışanların veya malzemelerin düşme riskini önleyecek tedbirler,

ç) İskelelerde güvenliği olumsuz etkileyebilecek değişen hava koşullarına göre alınacak güvenlik önlemleri,

d) İskelelerin taşıyabileceği yükler,

e) İskelelerin kurulması, sökülmesi veya değişiklik yapılması işlemleri sırasında ortaya çıkabilecek diğer riskler.

4.3.6.1. Gözetim yapan kişi ve ilgili çalışanlara gerekli talimatları da içeren EK-II madde 4.3.2.’de belirtilen kurma ve sökme planları verilir.

4.4. Halat kullanarak yapılan çalışmalarla ilgili özel hükümler

4.4.1 Halat kullanılarak yapılan çalışmalarda aşağıdaki şartlara uyulur.

a) Sistemde biri, inip çıkmada veya destek olarak kullanılan çalışma halatı, diğeri ise güvenlik halatı olacak şekilde ayrı kancalı en az iki halat bulunur.

b) Çalışanlara, çalışma halatına bağlı paraşütçü tipi emniyet kemeri verilir ve kullandırılır. Emniyet kemerinin ayrıca güvenlik halatı ile bağlantısı sağlanır.

c) Çalışma halatı, güvenli iniş ve çıkış araçları ile teçhiz edilir ve kullanıcının hareket kontrolünü kaybetmesi halinde, düşmesini önlemek için kendiliğinden kilitlenebilen sisteme sahip olması gerekir. Güvenlik halatında da, çalışan ile birlikte hareket eden düşmeyi önleyici bir sistem bulunur.

ç) Çalışan tarafından kullanılan alet, edevat ve diğer aksesuarlar paraşütçü tipi emniyet kemerine veya oturma yerine veya başka uygun bir yere bağlanarak güvenli hale getirilir.

d) Acil bir durumda çalışanın derhal kurtarılabilmesi için iş uygun şekilde planlanır ve gözetim sağlanır.

e) Bu Yönetmeliğin 11 inci maddesi doğrultusunda, çalışanlara yapacakları işe uygun ve özellikle kurtarma konusunda yeterli eğitim verilir.

4.4.2 Risk değerlendirmesi göz önünde bulundurularak ikinci bir halat kullanılmasının işin yapılmasını daha tehlikeli hale getirdiği istisnai durumlarda, güvenliği sağlayacak yeterli önlemler alınmak şartıyla tek bir halatla çalışma yapılabilir.

EK-III

BAKIM, ONARIM VE PERİYODİK KONTROLLER İLE İLGİLİ HUSUSLAR
1. Genel hususlar

1.1. İş ekipmanlarının bakım, onarım ve periyodik kontrolleri, ilgili ulusal ve uluslararası standartlarda belirlenen aralıklarda ve kriterlerde, imalatçı verileri ile fen ve tekniğin gereklilikleri dikkate alınarak yapılır.

1.2. İş ekipmanlarının bakımları (günlük, haftalık, aylık, üç aylık, altı aylık ve benzeri), ilgili standartlarda belirlenen veya imalatçının belirlediği şekilde, imalatçı tarafından yetkilendirilmiş servislerce veya işyeri tarafından görevlendirilmiş kişilerce yapılır.

1.3. İş ekipmanlarının, her çalışmaya başlamadan önce, operatörleri tarafından kontrollere tabi tutulmaları sağlanır.

1.3.1. Test, deney ve tahribatsız muayeneler dışında iş ekipmanı günlük muayeneden geçirilir. Kullanım sırasında ekipman, çatlak, gevşemiş bağlantılar, parçalardaki deformasyon, aşınma, korozyon ve benzeri belirtiler bakımından gözle muayene edilir.

1.3.2. Çatlak, aşırı aşınma ve benzeri tespit edilen herhangi bir iş ekipmanı daha ayrıntılı muayene için kullanım dışı bırakılır. Gözle muayene, operatör veya iş ekipmanını ve işlevlerini bilen personel tarafından yapılarak kayıt altına alınır.

1.3.3. Muayeneler; haftalık, aylık, üç aylık ve benzeri periyotlarla iş ekipmanının ilgili olduğu standartların veya imalatçısının öngördüğü düzenli aralıklarla tekrarlanır.

1.3.4. İş ekipmanında günlük, haftalık, aylık, üç aylık ve benzeri düzenli aralıklarla yapılan muayeneler ile tüm bakım ve onarımlar kayıt altına alınır.

1.4. Periyodik kontrol aralığı ve kriterleri standartlar ile belirlenmemiş iş ekipmanlarının periyodik kontrolleri, varsa imalatçının öngördüğü aralık ve kriterlerde yapılır. Bu hususlar, imalatçı tarafından belirlenmemiş ise iş ekipmanının periyodik kontrolü, bulunduğu işyeri ortam koşulları, kullanım sıklığı ile kullanım süresi gibi faktörler göz önünde bulundurularak, yapılacak risk değerlendirmesi sonuçlarına göre, belirlenecek aralıklarda yapılır. Belirlenen periyodik kontrol aralığının bu Yönetmelikte belirtilen istisnalar(*) dışında bir yılı aşmaması gerekir.

1.5. Birden fazla iş yapmak amacıyla imal edilen iş ekipmanları yaptıkları işler göz önünde bulundurularak ayrı ayrı periyodik kontrole tabi tutulur.

1.6. Periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiler tarafından yapılacak kontroller sonucunda periyodik kontrol raporu düzenlenir. Düzenlenen belgeler, iş ekipmanının kullanıldığı sürece saklanır.

1.7. İş ekipmanının periyodik kontrolü sonucunda düzenlenecek raporda aşağıdaki bölümler bulunur:

1.7.1. Genel bilgiler: Bu bölümde işyerinin adı, adresi, iletişim bilgileri (telefon, faks, elektronik posta adresi, internet sitesi ve benzeri), periyodik kontrol tarihi, normal şartlarda yapılması gereken bir sonraki periyodik kontrol tarihi ve gerekli görülen diğer bilgilere yer verilir.

1.7.2. İş ekipmanına ait teknik özellikler: Raporun bu bölümünde periyodik kontrole tabi tutulacak iş ekipmanının adı, markası, modeli, imal yılı, ekipmanın seri numarası, konumu, kullanım amacı ile gerek görülen teknik özellikler ve diğer bilgilere yer verilir.

1.7.3. Periyodik kontrol metodu: İlgili standart numarası ve adı, periyodik kontrol esnasında kullanılan ekipmanların özellikleri ve diğer bilgiler belirtilir.

1.7.4. Tespit ve değerlendirme: Raporun bu bölümünde EK-III madde 1.7.3’te belirlenen kurallar ve yapılan periyodik kontrolden elde edilen değerlerin, yine EK-III madde 1.7.2’de yer verilen iş ekipmanının teknik özelliklerini karşılayıp karşılamadığı hususu ile ilgili standart ve teknik literatürde yer alan sınır değerlere uygun olup olmadığı kıyaslanarak değerlendirilir. Periyodik kontrolde uygulanan test ve diğer işlemlere ilişkin bilgilere yer verilir.

1.7.5. Test, deney ve muayene: İş ekipmanının periyodik kontrolü esnasında yapılan test deney ve muayene (hidrostatik test, statik test, dinamik test, tahribatsız muayene yöntemleri ve benzeri) sonuçları belirtilir.

1.7.6. İkaz ve öneriler: Yapılan periyodik kontrol sonucunda iş sağlığı ve güvenliği yönünden uygun bulunmayan hususların belirlenmesi halinde, bunların nasıl uygun hale getirileceğine ilişkin öneriler ile bu hususlar giderilmeden iş ekipmanının kullanımının güvenli olmayacağı belirtilir.

1.7.7. Sonuç ve kanaat: Raporun bu bölümünde periyodik kontrole tabi tutulan iş ekipmanının varsa tespit edilen ve giderilen noksanlıklar açıklanarak, bir sonraki periyodik kontrole kadar geçecek süre içerisinde görevini güvenli bir şekilde yapıp yapamayacağı açıkça belirtilir.

1.7.8. Onay: Bu bölümde periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişinin/kişilerin kimlik bilgileri, mesleği, diploma tarihi ve numarasına ilişkin bilgiler, Bakanlık kayıt numarası ile raporun kaç nüsha olarak düzenlendiği belirtilerek, imza altına alınır. Yukarıdaki bilgilerin veya yetkili kişinin imzasının bulunmadığı raporlar geçersizdir.

1.8. İş ekipmanının özelliği gereği birden fazla branştaki periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiler tarafından periyodik kontrolün yapılması gerekmesi halinde, müştereken veya her bir branştan yetkili kişi kendi konusu ile ilgili kısmın raporunu düzenleyip imzalar.

1.9. İş sağlığı ve güvenliği yönünden uygun bulunmayan hususların tespit edilmesi ve bu hususlar giderilmeden iş ekipmanının kullanılmasının uygun olmadığının belirtilmesi halinde; bu hususlar giderilinceye kadar iş ekipmanı kullanılmaz. Söz konusu eksikliklerin giderilmesinden sonra yapılacak ikinci kontrol sonucunda; eksikliklerin giderilmesi için yapılan iş ve işlemler ile iş ekipmanının bir sonraki kontrol tarihine kadar güvenle kullanılabileceği ibaresinin de yer aldığı ikinci bir belge düzenlenir.

2. Periyodik kontrole tabi iş ekipmanları

2.1. Basınçlı kap ve tesisatlar

2.1.1. Basınçlı kaplarda temel prensip olarak hidrostatik test yapılması esastır. Bu testler, standartlarda aksi belirtilmediği sürece işletme basıncının 1,5 katı ile ve bir yılı aşmayan sürelerle yapılır. Ancak iş ekipmanının özelliği ve işletmeden kaynaklanan zorunlu şartlar gereğince hidrostatik test yapma imkânı olmayan basınçlı kaplarda hidrostatik test yerine standartlarda belirtilen tahribatsız muayene yöntemleri de uygulanabilir. Bu durumda, düzenlenecek periyodik kontrol raporlarında bu husus gerekçesi ile birlikte belirtilir.

2.1.2. Basınçlı kap ve tesisatların periyodik kontrolleri, 22/1/2007 tarihli ve 26411 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği, 31/12/2012 tarihli ve 28514 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Taşınabilir Basınçlı Ekipmanlar Yönetmeliği ve 30/12/2006 tarihli ve 26392 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Basit Basınçlı Kaplar Yönetmeliğinde yer alan ve bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olmayan hususlar saklı kalmak kaydıyla ilgili standartlarda belirtilen kriterlere göre yapılır.

2.1.3. Basınçlı kap ve tesisatların periyodik kontrolleri, makine mühendisleri ve makine tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır. Söz konusu periyodik kontrollerin tahribatsız muayene yöntemleri ile yapılması durumunda, bu kontroller sadece TS EN 473 standardına göre eğitim almış mühendisler ve aynı eğitimi almış tekniker veya yüksek teknikerler tarafından yapılabilir.

2.1.4. Madde 2.1.1.’de belirtilen kriterler saklı kalmak kaydı ile bir kısım basınçlı kap ve tesisatın periyodik kontrol süreleri ile kontrol kriterleri Tablo: 1’de belirtilmiştir.

EKİPMAN ADI
KONTROL PERİYODU
(Azami Süre)

(İlgili standardın ön-gördüğü süreler saklı kalmak koşulu ile)

PERİYODİK KONTROL KRİTERLERİ

(İlgili standartlar aşağıda belirtilmiştir.)**
Buhar kazanları
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS 2025 ve TS EN 13445-5 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Kalorifer kazanları
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS EN 12952-6 standardında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Taşınabilir gaz tüpleri
(Dikişli, dikişsiz)

Standartlarda süre belirtilmemişse
3Yıl
TS EN 1802, TS EN 1803, TS EN 1968, TS EN 13322, TS EN 14876, TS EN ISO 9809 ve TS EN ISO 16148 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Taşınabilir asetilen tüpleri
TS EN 12863 standardında belirtilen sürelerde
TS EN 12863 standardında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Manifoldlu asetilen tüp demetleri
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS EN 12755 ve TS EN 13720 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Manifoldlu tüp demetleri
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS EN 13385 ve TS EN 13769 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Sıvılaştırılmış gaz tankları (LPG, ve benzeri) (yerüstü) (1)
10 Yıl
TS 55, TS 1445, TS 1446, TS EN 12817 ve TS EN 12819 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Sıvılaştırılmış gaz tankları (LPG, ve benzeri) (yer altı) (1)
10 Yıl
TS EN12817, TS EN 12819 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Kullanımdaki LPG tüpleri
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS EN 1440:2008+A1:2012, TS EN 14767,
TS EN 14795, TS EN 14914 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.

Basınçlı hava tankları(2), (3)
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS 1203 EN 286-1, TS EN 1012-1:2010, TS EN 13445-5 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Kriyojenik tanklar
TS EN:13458 – 3 standardında belirtilen sürelerde.
TS EN 1251-3, TS EN:13458 – 3, TS EN 13530-3 ve TS EN 14197-3, standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.

Tehlikeli sıvıların(4) bulunduğu tank ve depolar
10 Yıl(5)
API 620, API 650, API 653, API 2610 standartlarda belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
(1) LPG tanklarında bulunan emniyet valfleri ise 5 yılda bir kontrol ve teste tabi tutulur.

(2) Seyyar veya sabit kompresör hava tankları ile basınçlı hava ihtiva eden her türlü kap ve bunların sabit donanımı.

(3) Kademeli sıkıştırma yapan kompresörlerin her kademesinde hidrostatik basınç deneyi, basınçlı hava tankları ile bunların sabit donanımlarının, o kademede müsaade edilen en yüksek basıncının 1,5 katı ile yapılır.

(4) Tehlikeli sıvılar: aşındırıcı veya sağlığa zararlı sıvılardır.
(5) Tahribatsız muayene yöntemleri kullanılır.
(*) Periyodik kontrol süreleri API 510 standardı esas alınarak belirlenen basınçlı ekipmanlarda; basınçlı ekipmandaki içerik (basınç ve benzeri) kayıpları ile korozyon gibi nedenlerle meydana gelen bozulmalar dikkate alınarak yapılan risk değerlendirmesi ve yönetimi çerçevesinde belirlenen periyodik kontrol süreleri, ekipmanın kalan ömrünün yarısını ve her halükarda beş yılı aşmaması gerekir.

(**) Periyodik kontrol kriteri için referans olarak tabloda belirtilen standartlar örnek olarak verilmiş olup burada belirtilmeyen ya da Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra yayımlanan konuyla ilgili standartların da dikkate alınması gerekir.

2.2. Kaldırma ve iletme ekipmanları

2.2.1. Standartlarda aksi belirtilmediği sürece, kaldırma ve iletme ekipmanları, beyan edilen yükün en az 1,25 katını, etkili ve güvenli bir şekilde kaldıracak ve askıda tutabilecek güçte olur ve bunların bu yüke dayanıklı ve yeterli yük frenleri bulunur.

2.2.2. Kaldırma ve iletme ekipmanlarının periyodik kontrolleri, makine mühendisleri ve makine tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır. Söz konusu periyodik kontrollerin tahribatsız muayene yöntemleri ile yapılması durumunda, bu kontroller sadece TS EN 473 standardına göre eğitim almış mühendisler ve aynı eğitimi almış tekniker veya yüksek teknikerler tarafından yapılabilir.

2.2.3. Madde 2.1.1.’de belirtilen kriterler saklı kalmak kaydı ile bir kısım kaldırma ve iletme ekipmanının periyodik kontrol kriterleri ve kontrol süreleri Tablo: 2’de belirtilmiştir.

EKİPMAN ADI
KONTROL PERİYODU
(Azami Süre)

(İlgili standardın ön-gördüğü süreler saklı kalmak koşulu ile)

PERİYODİK KONTROL KRİTERLERİ

(İlgili standartlar aşağıda belirtilmiştir.)**
Kaldırma ve/veya iletme araçları (1), (2),(3)
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS 10116, TS EN 280 + A2, TS EN 818-6 + A1, TS EN 1495 + A2, TS EN 1709, TS EN 12079-3, TS EN 12927-7, TS EN 13157+A1, TS EN ISO 13534, TS ISO 789-2, TS ISO 3056, TS ISO 4309, TS ISO 7592, TS ISO 9927-1, TS ISO 11662-1, TS ISO 12480-1, TS ISO 12482 – 1, FEM 9.751, FEM 9.752, FEM 9.755 ve FEM 9.756 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Asansör (İnsan ve Yük Taşıyan) (4)
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
31/1/2007 tarihli ve 26420 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör Yönetmeliği ile 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Asansör Bakım ve İşletme Yönetmeliği’nde yer alan hususlar saklı kalmak kaydıyla TS EN 81–3, TS EN 13015, TS ISO 9386-1 ve TS ISO 9386-2, standartlarında belirtilen kriterlere göre yapılır.
Yürüyen merdiven ve yürüyen bant
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS EN 13015 standardında belirtilen şartlar kapsamında yapılır.
İstif Makinesi (forklift, transpalet, lift)
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
TS 10689, TS EN 1757-2, TS ISO 5057, TS 10201 ISO 3184, TS ISO 6055, TS ISO 1074 ve FEM 4.004 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Yapı İskeleleri(5),(6)
Standartlarda süre belirtilmemişse
6 Ay
TS EN 1495 + A2, TS EN 1808 ve TS EN 12811-3 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak ve EK- II’ nin 4 üncü maddesinde belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılır.
(1) Vinçlerin periyodik kontrollerinde yapılacak olan statik deneyde deney yükü, beyan edilen yükün en az 1,25 katı, dinamik deneyde ise en az 1,1 katı olması gerekir.

(2) Mobil kaldırma ekipmanlarının dışında kalan kaldırma ekipmanları için kararlılık deneyi ise gerek görüldüğünde ilgili standartlarda belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.

(3) Kapasitesinin altında kullanılacak kaldırma araçlarında beyan edilen kaldırılacak azami yük görünecek şekilde işaretlenir. Beyan edilen yükün üstünde bir ağırlığın kaldırılmasının söz konusu olduğu durumlarda kaldırma aracı kaldırılacak yükün miktarı esas alınarak yukarıda belirtilen kriterler çerçevesinde teste tabi tutulmadan kullanılamaz. (Beyan yükü; kaldırma aracında işveren tarafından beyan edilen kaldırılacak maksimum ağırlıktır.)

(4) Elektronik kumanda sistemi ile donatılmış kaldırma ve iletme ekipmanının periyodik kontrolünde makine ve elektrik ile ilgili branşlarda periyodik kontrolleri yapmaya yetkili kişiler birlikte görev alır.

(5) İskelelerin periyodik kontrolleri mühendislik ve mimarlık fakültelerinden inşaat ve makine mühendisliği ile mimarlık bölümü mezunları makine ve inşaat teknikeri veya yüksek teknikerleri, gemi inşası işlerinde ise gemi inşaatı mühendisi tarafından yapılır.

(6) İskeleler, üzerlerinde taşıyabileceği azami yük görünecek şekilde işaretlenir.
(**) Periyodik kontrol kriteri için referans olarak tabloda belirtilen standartlar örnek olarak verilmiş olup burada belirtilmeyen ya da Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra yayımlanan konuyla ilgili standartların da dikkate alınması gerekir.

2.3. Tesisatlar

2.3.1. İlgili standartlarda aksi belirtilmediği sürece, tesisatların periyodik kontrolleri yılda bir yapılır.

2.3.2. Elektrik tesisatı, topraklama tesisatı, paratoner tesisatı ile akümülatör ve transformatör ve benzeri elektrik ile ilgili tesisatın periyodik kontrolleri elektrik mühendisleri, elektrik tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır.

2.3.3. Elektrik dışında kalan diğer tesisatın periyodik kontrolleri makine mühendisleri, makine tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır.

2.3.4. Madde 2.1.1.’de belirtilen kriterler saklı kalmak kaydı ile bir kısım tesisatın periyodik kontrol kriterleri ve kontrol süreleri Tablo: 3’te belirtilmiştir.

EKİPMAN ADI
KONTROL PERİYODU
(Azami Süre)

(İlgili standardın ön-gördüğü süreler saklı kalmak koşulu ile)

PERİYODİK KONTROL KRİTERLERİ

(İlgili standartlar aşağıda belirtilmiştir.)**
Elektrik Tesisatı, Topraklama Tesisatı, Paratoner
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl
21/8/2001 tarihli ve 24500 sayılı Resmî Gazete’de Yayınlanan Elektrik Tesislerinde Topraklamalar Yönetmeliği, 30/11/2000 tarihli ve 24246 sayılı Resmî Gazete‘de yayımlanan Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği ve 4/11/1984 tarihli ve 18565 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği ile TS EN 60079 standardında belirtilen hususlara göre yapılır.
Akümülatör, Transformatör
1 Yıl
İmalatçının belirleyeceği şartlar kapsamında yapılır.
Yangın Tesisatı ve Hortumlar, Motopomplar, Boru Tesisatı
Standartlarda süre belirtilmemişse
1 Yıl

Projede belirtilen kriterlere uygun olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak yapılır. Ayrıca TS 9811, TS EN 671-3, TS EN 12416-1 + A2, TS EN 12416-2 + A1, TS EN 12845 + A2 standartlarında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Yangın Söndürme cihazı
TS ISO 11602-2 standardında belirtilen sürelerde
TS ISO 11602-2 standardında belirtilen kriterlere uygun olarak yapılır.
Havalandırma ve Klima Tesisatı
1 Yıl
Projede belirtilen kriterlere uygun olup olmadığının belirlenmesine yönelik olarak yapılır.
(**) Periyodik kontrol kriteri için referans olarak tabloda belirtilen standartlar örnek olarak verilmiş olup burada belirtilmeyen ya da Yönetmeliğin yayımı tarihinden sonra yayımlanan konuyla ilgili standartların da dikkate alınması gerekir.

2.4. Tezgâhlar

2.4.1. Makine ve tezgâhların periyodik kontrolleri EK-III, madde 1.4.’te yer alan hususlara uygun olarak yapılır.

2.4.2. Makine ve tezgâhların periyodik kontrolleri, makine mühendisleri, makine tekniker veya yüksek teknikerleri tarafından yapılır.

2.4.3. Elektronik kumanda sistemi ile donatılmış makine ve tezgâhların periyodik kontrolü; makine veya mekatronik mühendisi ile elektrik mühendisleri ve/veya bunların teknikerleri tarafından birlikte yapılır.

İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatifine Getirilen Yeni Düzenlemelere İlişkin Rapor

İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatifine Getirilen Yeni Düzenlemelere İlişkin Rapor
T.C.
SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI
Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü
Kooperarifler Kontrolörleri Başkanlığı MESLEKİ ÇALIŞMA RAPORU

TEŞKİLATLANDIRMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE

Kooperatif Kontrolörleri Başkanlığı’nın 04.05.2007 günlü 4841 sayılı yazıları ve Kooperatifler Kontrolörleri Yönetmeliğinin 60.maddesi uyarınca, İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatiflerine getirilen yeni düzenlemelere ilişkin çalışma tamamlanmış olup, elde edilen bilgiler aşağıda arz ve izah edilmiştir.

I-Raporun Konusu:

Kooperatifler Kontrolörleri Yönetmeliğinin 60/1.maddesi uyarınca, İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatiflerine getirilen yeni düzenlemelere ilişkin Mesleki Çalışma Raporu düzenlenmiştir.

II- YAPILAN ARAŞTIRMALAR:

İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatiflerine getirilen yeni düzenlemeler:

1.Genel Olarak

İş hukuku anlamında işveren, işçi çalıştıran kişi olarak tanımlanmıştır. İş yasalarında iş veren kavramı belirlenirken işçi kavramı esas alınmıştır. Nitekim İş Kanununun 1. maddesinde göre, bir hizmet akdine dayanarak işçi çalıştıran tüzel ve gerçek kişiye işveren denilmektedir. Bu durumda, gerek İş Kanunu gerekse Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan tanım gereğince Kooperatifler iş veren sayılmaktadır.

Bu çalışmada 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanununun Konut Yapı Kooperatifleri’ne getirdiği yeni düzenlemeler incelenmiştir.

2 -İşe başlama bildirimi

4857 sayılı İş Kanunun 3. maddesi Konut Yapı Kooperatifleri ve bu kooperatiflere iş yapan yüklenici firmalar Bölge Çalışma Müdürlüklerine ve Sosyal Güvenlik Kurumuna işyerini bildirmek zorundadırlar. Bu bildirgeyi yasal süresi içerisinde vermeyen kooperatifler bilanço esasına göre defter tuttukları için üç aylık asgari ücret tutarında idari para cezası ödemek durumunda kalırlar ve işyeri resen tescil edilir.

Bu işlem hem inşaat işinde çalışan işçinin sigortalılık hakkını güvence altına almış oluyor hem de SSK açısından çalışanlar adına ödenmesi gereken primlerin takibini kolaylaştırmaktadır. Konut Yapı bir işletme olarak göründüklerinden sigortalı işçi çalıştırma zorunluluğuna uymak durumundadırlar.

3 -Çalışanlar ile iş yapma sözleşmesi zorunluluğu

İş Kanunu’nun 13. ve 16. maddeleri gereği Konut Yapı Kooperatiflerinin sorumluluklarında gerçekleştirecekleri inşaat imalat işlerinde çalıştırılacak işçilerle, idari ve mali işlerle ilgili çalıştırılacak kişilerle (muhasebe, şantiye şefi, güvenlik personeli v.s) yapılacak olan belirli süreli iş sözleşmesi yapma zorunluluğu yada takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri yapma zorunluluğu getirilmektedir.

4- Çalışma Belgesi Verilmesi Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 28. maddesi gereği Konut Yapı Kooperatifinde çalıştırılan işçilere çalışma belgesi verilmesi zorunluluğu getirilmiştir. Bu da işçi için daha sonraki iş hayatında bir referans, çalışma süresi içindeki çalışmaları hakkında ayrıntılı bilgi edinmesini sağlayan bir uygulamadır.

5-Sigortalı İşçi Çalıştırma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 26. maddesi gereği; çalıştırılan işçilere sigorta yapma ve bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu ve SSK kurumuna bildirimde bulunmak ve prim ödemesi yapma zorunluluğu getirilmiştir. Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirin tutarı işverene ödettirilir.

Bu düzenleme ile çalışma barışı içerisinde işçinin sosyal haklarının güvence altına alınması sağlanmıştır. Yapılan yapıların kullanımı için Yapı Kullanım İzni belgesi alınması aşamasında yerel yönetimler SSK prim borcu olup olmadığına dair Sosyal Güvenlik Kurumundan belge istemektedir. Sosyal Güvenlik kurumu inşaatın büyüklüğü, yapım süresi ve yapım koşulları gibi kriterler bağlı olarak KYK’lara bir prim ödeme cetveli çıkartmaktadırlar. Eğer KYK’lar çalıştırdıkları her işçi için sigorta yapmış olurlarsa prim borcu ile karşılaşmayacaklar yada çok az bir prim borcu ile karşılaşacaklardır.

6-İşçi Özlük Dosyası Tutma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 75. maddesi gereği çalıştırılan her işçiye ait işçi özlük dosyası tutma zorunluluğu getirilmiştir. Bu zorunlulukla çalıştırılan işçi hakkında daha fazla bilgi, kontrol ve teftişte işçi hakkında daha fazla bilgi verilebilmesi sağlanmıştır. Özellikle SSK ve Bölge Çalışma Müdürlüğü kontrollerinde kooperatif yönetimi zor durumlarda kalmamaktadır.

7 – İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmelik ve Tüzüklerine Uyma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 75. maddesi gereği; çalışma yapılan şantiyede yada şantiyelerde sağlık, güvenlik tüzük ve yönetmeliklerine uyma ve bu konuda işverene gereken önlemleri alma ve uygulama zorunluluğu getirilmiştir. Bu da iş kazalarının azaltılması, sorumluluklarının sınırlarının belirlenmesi açısından önemli bir düzenlemedir.

8 -İş sağlığı ve Güvenliği Kurulu Oluşturma veya İş sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Bulundurma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 80. ve 82. maddeleri gereği büyük kooperatif işlerinde yada kooperatif birliklerinde İş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturma veya iş sağlığı ve iş güvenliği konularında sorumlu bir çalışan bulundurma zorunluluğu getirilmiştir.

Çalışma ortamında bulunan işçilerin kazalara karşı nasıl önlem almaları gerektiği, hangi kişisel donanımları kullanılması zorunlu olduğu, bu konudaki hak ve sorumluluklarının neler olduğu konusunda kısa süreli de olsa bir seminer veya eğitim verilmesi amaçlanmıştır.

9 -İşyeri Hekimi Bulundurma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 81. maddesi gereği; işyeri hekimleri bulundurma zorunluluğu yada hekim hizmeti verecek özel yada kamu görevlisi bir hekim ve sağlık personeli ile bu hizmetleri almak için sözleme yapma zorunluluğu getirilmiştir. Çalışan işçilerin ve personelin sağlık durumlarının yakından takip edilebilmesi, sağlığa zararlı olabilecek etmenlerin azaltılması gibi işlemlerin artırılması sağlanmıştır.

10- İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili Cezai İşlemlere Uyma Zorunluluğu:

İş Kanunu’nun 105. ve 107. maddeleri gereği iş kanununda belirtilen İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlere aykırılık veya iş hayatının denetim ve teftişi ile ilgili hükümlere aykırılık maddeleri uyarınca gelebilecek herhangi bir cezai işleme uyma zorunluluğu getirilmiştir. Bu yaptırım beraberinde kanunda belirtilen sorumlulukların yerine getirilmesi amaçlanmıştır.

11-Kooperatiflerce Belgelerin Teftişe sunulma Zorunluluğu:

İşveren sıfatıyla kooperatifler, işyeri kayıtlarını yapılan tebligata istineden tebligatın alındığı tarihi takip eden günden itibaren 15 gün içinde sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığının ilgili Grup Başkanlığına sunmak zorundadırlar.

12-Diğer temel yükümlülükler

Kooperatiflerin SSK gereğince, uyması gereken yükümlülükleri şu şekildedir.

-Kooperatifler iş kazasına uğrayan sigortalıya, sağlık durumunun gerektirdiği yardımı yapmakla yükümlüdür(506 Sayılı SSK Kanunu 15.m),

-Kooperatifler, iş kazasını o yerin yetkili zabıtasına hemen, Sosyal Sigortalar Kurumuna ise kazadan sonraki 2 gün içerisinde yazı ile bildirmek zorundadırlar. (506 Sayılı SSK Kanunu 15.m),

13-Kooperatif ortakları ve yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sigortalılığı;

Kooperatiflerde yönetim kurullarında görev alanlar, kooperatifler kanununda yer alan görevlerini yerine getirmelerinden dolayı, kooperatif ile aralarında vekalet sözleşmesine dayanan bir hukuki ilişki bulunduğundan SSK sigortası sayılmamaktadır. Bu görevlerinden dolayı huzur hakkı veya başka isim altında ücret alsalar dahi vekalet sözleşmesinin niteliğini değiştirmeden sigortalılık da değişmemektedir. Ancak, Yönetim kurulu başkanı ve üyeliklerinde görev alanlar, yasadan doğan başkan ve üyelik görevleri haricindeki hizmet sözleşmesine dayanan çalışmaları nedeniyle SSK sigortalısı sayılmaktadırlar. Yine kooperatif yönetim kurulu üyeliklerinde görev almayan kooperatif ortaklarının kooperatife hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalışmaları durumunda kooperatifle aralarında hizmet sözleşmesi oluştuğundan SSK sigortalısı sayılmaları gerekmektedir.

III- ÖZET VE SONUÇ

Kooperatif Kontrolörleri Başkanlığı’nın 04.05.2007 günlü 4841 sayılı yazıları ve Kooperatifler Kontrolörleri Yönetmeliğinin 60.maddesi uyarınca, İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatiflerine getirilen yeni düzenlemelere ilişkin çalışma tamamlanmış olup, elde edilen bilgiler aşağıda özetlenmiştir.

1-İş Kanunu ile Konut Yapı Kooperatiflerine getirilen yeni düzenlemeler

– Genel olarak: İş hukuku anlamında işveren, işçi çalıştıran kişi olarak tanımlanmıştır. İş yasalarında iş veren kavramı belirlenirken işçi kavramı esas alınmıştır. Nitekim İş Kanununun 1. maddesinde göre, bir hizmet akdine dayanarak işçi çalıştıran tüzel ve gerçek kişiye işveren denilmektedir. Bu durumda, gerek İş Kanunu gerekse Sosyal Sigortalar Kanununda yapılan tanım gereğince Kooperatifler iş veren sayılmaktadır.

Bu çalışmada 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanununun Konut Yapı Kooperatifleri’ne getirdiği yeni düzenlemelere aşağıda sıralanmıştır.

– İşe başlama bildirimi: 4857 sayılı İş Kanunun 3. maddesi Konut Yapı Kooperatifleri ve bu kooperatiflere iş yapan yüklenici firmalar Bölge Çalışma Müdürlüklerine ve Sosyal Güvenlik Kurumuna işyerini bildirmek zorundadırlar.

– Çalışanlar ile iş yapma sözleşmesi zorunluluğu: İş Kanunu’nun 13. ve 16. maddeleri gereği Konut Yapı Kooperatiflerinin sorumluluklarında gerçekleştirecekleri inşaat imalat işlerinde çalıştırılacak işçilerle, idari ve mali işlerle ilgili çalıştırılacak kişilerle (muhasebe, şantiye şefi, güvenlik personeli v.s) yapılacak olan belirli süreli iş sözleşmesi yapma zorunluluğu yada takım sözleşmesi ile oluşturulan iş sözleşmeleri yapma zorunluluğu getirilmektedir.

– Çalışma Belgesi Verilmesi Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 28. maddesi gereği Konut Yapı Kooperatifinde çalıştırılan işçilere çalışma belgesi verilmesi zorunluluğu getirilmiştir.

– Sigortalı İşçi Çalıştırma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 26. maddesi gereği; çalıştırılan işçilere sigorta yapma ve bu konuda Sosyal Güvenlik Kurumu ve SSK kurumuna bildirimde bulunmak ve prim ödemesi yapma zorunluluğu getirilmiştir. Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi halinde bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Sigortalı çalıştırmaya başlandığı Kuruma bildirilmiş veya bu husus Kurumca tespit edilmiş olmakla beraber, yeniden işe alınan sigortalılardan, süresi içinde Kuruma bildirilmeyenler için de, iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde gerekli sigorta yardımları Kurumca sağlanır. Ancak, yukarıdaki fıkralarda belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirin tutarı işverene ödettirilir.

-İşçi Özlük Dosyası Tutma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 75. maddesi gereği çalıştırılan her işçiye ait işçi özlük dosyası tutma zorunluluğu getirilmiştir.

– İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetmelik ve Tüzüklerine Uyma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 75. maddesi gereği; çalışma yapılan şantiyede yada şantiyelerde sağlık, güvenlik tüzük ve yönetmeliklerine uyma ve bu konuda işverene gereken önlemleri alma ve uygulama zorunluluğu getirilmiştir.

– İş sağlığı ve Güvenliği Kurulu Oluşturma veya İş sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Bulundurma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 80. ve 82. maddeleri gereği büyük kooperatif işlerinde yada kooperatif birliklerinde İş sağlığı ve güvenliği kurulu oluşturma veya iş sağlığı ve iş güvenliği konularında sorumlu bir çalışan bulundurma zorunluluğu getirilmiştir.

– İşyeri Hekimi Bulundurma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 81. maddesi gereği; işyeri hekimleri bulundurma zorunluluğu yada hekim hizmeti verecek özel yada kamu görevlisi bir hekim ve sağlık personeli ile bu hizmetleri almak için sözleme yapma zorunluluğu getirilmiştir. Durum bilgi ve takdirlerine sunulur.

– İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili Cezai İşlemlere Uyma Zorunluluğu: İş Kanunu’nun 105. ve 107. maddeleri gereği iş kanununda belirtilen İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hükümlere aykırılık veya iş hayatının denetim ve teftişi ile ilgili hükümlere aykırılık maddeleri uyarınca gelebilecek herhangi bir cezai işleme uyma zorunluluğu getirilmiştir. Bu yaptırım beraberinde kanunda belirtilen sorumlulukların yerine getirilmesi amaçlanmıştır.

– Kooperatiflerce Belgelerin Teftişe sunulma Zorunluluğu: İşveren sıfatıyla kooperatifler, işyeri kayıtlarını yapılan tebligata istineden tebligatın alındığı tarihi takip eden günden itibaren 15 gün içinde sigorta Teftiş Kurulu Başkanlığının ilgili Grup Başkanlığına sunmak zorundadırlar.

– Diğer temel yükümlülükler -Kooperatifler iş kazasına uğrayan sigortalıya, sağlık durumunun gerektirdiği yardımı yapmakla yükümlüdür(506 Sayılı SSK Kanunu 15.m), Ayrıca, Kooperatifler, iş kazasını o yerin yetkili zabıtasına hemen, Sosyal Sigortalar Kurumuna ise kazadan sonraki 2 gün içerisinde yazı ile bildirmek zorundadırlar. (506 Sayılı SSK Kanunu 15.m),

Durum bilgi ve takdirlerine sunulur. Ankara, 24/12/2007

İsmet KARACABEY
Başkontrolör

Yararlanılan kaynaklar:
1-Kooperatifler için vergi rehberi
(Yaklaşım yayıncılık-2006)
2-Konu ile ilgili internette çıkan yazılarından derleme

24/12/2007 tarih ve 13 Sayılı Mesleki Çalışma Raporu Ek Dizini

Sıra no Tarih ve sayı Parça adedi Açıklama

1 04.05.2007- 4841 1 Görevlendirme yazısı

Bu Meslek Çalışma Raporunun ekleri 1 (Bir) sıra no altında 1 (Bir) parçadan ibarettir

Kooperatif başkanı sigortalı olacak mıdır?-Kemal Özmen

Kooperatif ortakları ve yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sigortalılığı;

ekran-resmi-2016-11-29-21-09-27

Kooperatiflerde yönetim kurullarında görev alanlar, kooperatifler kanununda yer alan görevlerini yerine getirmelerinden dolayı, kooperatif ile aralarında vekalet sözleşmesine dayanan bir hukuki ilişki bulunduğundan SSK sigortası sayılmamaktadır. Bu görevlerinden dolayı huzur hakkı veya başka isim altında ücret alsalar dahi vekalet sözleşmesinin niteliğini değiştirmeden sigortalılık da değişmemektedir. Ancak, Yönetim kurulu başkanı ve üyeliklerinde görev alanlar, yasadan doğan başkan ve üyelik görevleri haricindeki hizmet sözleşmesine dayanan çalışmaları nedeniyle SSK sigortalısı sayılmaktadırlar. Yine kooperatif yönetim kurulu üyeliklerinde görev almayan kooperatif ortaklarının kooperatife hizmet sözleşmesine dayalı olarak çalışmaları durumunda kooperatifle aralarında hizmet sözleşmesi oluştuğundan SSK sigortalısı sayılmaları gerekmekte olsa da sigorta girişi yapılmadan kurumdan teyit alınız.

Ek Bilgi:  Kooperatiflere bu hususta zaman zaman sigortasız çalışma cezası kesilebildiği gibi , zaman zaman tam tersi, ilgili kişinin sigorta primleri de iptal edilmektedir. ( Evren ÖZMEN)

Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Sigortalılığı

1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55’inci maddesi;

“Yönetim kurulu, kanun ve ana sözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden organıdır. Yönetim kurulu en az üç üyeden kurulur. Bunların ve yedeklerinin kooperatif ortağı olmaları şarttır. Yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişiler, temsilcilerinin isimlerini kooperatife bildirir.”

Yönetim kurulunda görev alanlar, kanundan doğan bu görevlerini yerine getirmelerinden dolayı, kooperatif ile aralarında vekalet akdine dayanan bir hukuki ilişki bulunduğundan sigortalı sayılmazlar. Bu görevlerinden dolayı hakkı huzur veya sair bir ad altında ücret almaları akdin niteliğini değiştirmez.

Yönetim kurulu üyeleri, bu görevleri yanında üçüncü bir şahsın yapabileceği diğer işlerin yürütülmesini de üstlenebilirler. Üçüncü bir şahsın yapabileceği görevi de yerine getiren yönetim kurulu üyeleri, bu görevlerinden dolayı kooperatif tüzel kişiliği ile aralarındaki hukuki ilişki hizmet akdi niteliğinde olacaktır.

Yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde görev alanlar, kanundan doğan başkan ve üyelik görevleri haricindeki görev ve çalışmaları nedeniyle sigortalı sayılmaları gerekir.

 

Yönetim kurulu başkan ve üyeliklerinde görev almayan ortakların, kooperatifte çalışmaları ise hizmet akdini teşkil edeceğinden sigortalı sayılacaklardır.

[youtube https://www.youtube.com/watch?v=uk-xbmN3Zl4?list=PLlETUJ3iQ-NLwl8q6kQnmuZiiZ8nUUbxa&w=560&h=315]

 

Error: Contact form not found.

 

Kat mülkiyetinde ortak yerlerin emlak vergisi

Müşterek mülkiyette takdir:

Madde 12 – Müşterek mülkiyet halinde malik bulunulan binaların vergi değerleri; binanın tamamı itibariyle takdir olunur ve pay oranlarına bölünmek suretiyle her bir hissedara düşen vergi değeri hesaplanır.

İştirak halindeki mülkiyette takdir:

Madde 13 – İştirak halinde malik bulunulan binaların vergi değerleri; binanın tamamı itibariyle takdir olunur. Mükellefler ayrı ayrı beyanda bulunmuşlarsa, takdir olunan vergi değeri hissedarların adedine göre ayrı ayrı hesaplanır.

Mütemmim cüzüler, eklentiler ve müştemilatın takdiri:

Madde 14 – Vergi değerinin takdirinde, Vergi Usul Kanununda yazılı bina mütemmimleri ve kat mülkiyeti kurulmuş binalarda eklentiler, bağlı oldukları bina ile birlikte nazara alınır. Binaların kullanış amaçlarından herhangi birini tamamlayan müştemilatı ile eklentilerine, inşaat nevi, kullanılan yapı malzemesi ve işçiliğe göre ayrı değer takdir edilir ve bağlı olduğu bina değeri ile birleştirilir.

Kat mülkiyetinde ortak yerler:

Madde 15 – Kat mülkiyeti kurulmuş bulunan binalardaki ortak yerlerin vergi değerlerinin takdirinde 12 nci madde hükmü uygulanır.

İKİNCİ BÖLÜM

Değerleme Bina vergi değerinin takdiri:

Madde 16 – Binaların normal alım satım bedeli, emsal binanın normal alım satım bedeline göre, mümkün olmaması halinde maliyet bedeli ve bunun da mümkün olmaması halinde ortalama gelir bedeli yoluyla bulunur.

Kooperatifin satış sözleşmesi yaptığı arsa sahiplerinin sözleşmeyi tek taraflı feshetmesi neticesinde olayın dava konusu yapılması sonucunda mahkemece kooperatif lehine hükmolunan munzam zarar tazminatı ile faizlerinden dolayı kurumlar vergisine tabi olup, olmayacağı hk.

Konu: Kooperatifin satış sözleşmesi yaptığı
arsa sahiplerinin sözleşmeyi tek taraflı
feshetmesi neticesinde olayın dava
konusu yapılması sonucunda mahkemece
kooperatif lehine hükmolunan munzam
zarar tazminatı ile faizlerinden dolayı
kurumlar vergisine tabi olup,
olmayacağı hk.

İlgi : Tarihsiz dilekçeniz.

İlgide kayıtlı dilekçenizde, kooperatifinizin 1991 ve 1992 yıllarında gayrimenkul satış sözleşmesi imzalayarak inşaata başlamış ise de daha sonra arsa sahiplerinin satış sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmeleri nedeniyle inşaatın yarım kaldığını, bu nedenle genel kurulca tasfiyeye girişine karar verildiğini, bu arada satış sözleşmesine istinaden yapmış olduğunuz ödemeler ile yarım kalan inşaat harcamalarının ve buna bağlı zararlarınızın arsa sahiplerinden istenmesine rağmen, ilgililerin sadece arsa bedeline mahsuben yapmış olduğunuz ödemelerle inşaat için yapılan harcamaların tarihi değerleriyle KDV hariç bölümünü ancak gecikmeli olarak ödemiş olduğunu, arsa sahiplerinin işbu hukuka aykırı tasarruflarından doğan kooperatifinizin zararlarının karşılanması için munzam zararın tazmininin talep edildiğini ve bu talebinizin Asliye 6.Ticaret Mahkemesince haklı görülerek lehinize 28.000 YTL. munzam zarar karşılığı tazminata hükmedildiğini belirterek,
-Mahkeme kararıyla hükmedilen munzam zarar tazminatının ve buna bağlı kanuni faizlerin kurumlar vergisine tabi olup olmadığı,
-Anılan tazminat ve buna bağlı faizlerin kurumların vergisine tabi olması halinde, geçmiş takvim yıllarına ait gider fazlalarının ve dönem diğer giderlerinin işbu tazminat gelirinden indirilip indirilemeyeceği,
-Sayılan sebeblerle oluşacak gelir fazlasının bir kısmının tasfiye sonucu beklenmeden ortaklara dağıtılması halinde dağıtılan kısmın stopaja tabi olup, olmayacağı,
-Tasfiye sonuçlanana kadar ortaklara herhangi bir dağıtım yapmamakla birlikte tasfiye neticesinde olumlu tasfiye artanının ortaklara dağıtılmasında herhangi bir stopaj olup, olmadığı,
hususlarında Defterdarlığımız görüşleri sorulmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7. maddesinin 2362 sayılı Kanun’la değişik) 16 numaralı bendinde, kooperatiflerin esas mukavelelerinde sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması,idare meclisi başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, ihtiyat akçelerinin ortaklara dağıtılmaması ve münhasıran ortaklarla iş görülmesi şartlarının yazılı bulunması şartı ile kooperatifler (4369 sayılı kanunun 81/D-7 maddesiyle değiştirilen parantez içi hüküm) (Esas mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan kooperatifler ile faaliyete geçen üst kuruluşlara girmeyen kooperatifler muafiyetten faydalanamaz.) Kurumlar Vergisi’nden muaf olacakları hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, kooperatife ait ana sözleşmenin incelenmesinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun yukarıda belirtilen muafiyet şartlarının 68.maddede yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Öte yandan, anasözleşmenin 6. maddesinin 3 ve 4. bendinde yer alan “Ortakların sosyal kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli tesisleri kurar, bunları ortaklarına aktarabilir.”ve “Yukarıdaki fıkralardaki yazılı hususları sağlamak üzere ilgili kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalarda bulunabilir. Gayrimenkul ve menkulleri iktisap eder, kiralar, kiraya verir, satar ve benzeri tasarruflarda bulunur, ayni haklar tesis eder” hükümleri kooperatifin muafiyetini ihlâl edici nitelikte değildir.

Ancak kooperatifin söz konusu tesisleri kurup işletmesi veya kiraya vermesi halinde bu işlemlerin yapıldığı tarihten itibaren kurumlar vergisi muafiyeti sona erecektir.
Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu’nun 94/6-b-i maddesinde;
“Tam mükellef kurumlar tarafından; tam mükellef gerçek kişilere, gelir ve kurumlar vergisi mükellefi olmayanlara ve bu vergilerden muaf olanlara dağıtılan 75.maddenin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı kar paylarından (karın sermayeye eklenmesi kar dağıtımı sayılmaz.) % 10,” oranında tevkifat yapılacağı hükmedilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesinde menkul sermaye iradının tarifi yapılarak aynı maddenin ikinci fıkrasının 2.bendinde;
“İştirak hisselerinden doğan kazançlar (Limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar bu zümreye dahildir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii kazanç dağıtımı sayılmaz.)“ hükümlerine yer verilerek, kooperatiflerin ortaklara dağıttıkları kazançların da menkul sermaye iradı olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, kooperatifinizin ana sözleşmesinde Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 7/16.maddesinde yazılı muafiyet şartlarının bulunması ve fiiliyatta da bu kayıt ve şartlara uyması halinde ve ayrıca dilekçeniz ekinde alınan S.S.Marmara Küçük Sanayi Siteleri Yapı Kooperatifleri Birliğinin yazısından 29/04/1994 tarihinden itibaren bir üst birliğe üye olduğunuz anlaşıldığından kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanmanız mümkün olup, kooperatifiniz ile arsa sahipleri arasında yapılan satış sözleşmesinin arsa sahiplerince tek taraflı feshedilmesine istinaden açılan dava sonucunda lehinize hükmolunan munzam zarar tazminat ve buna bağlı kanuni faizlerinden dolayı ise kanunda yazılı muafiyet şartları bozulmadığından bu durumun kooperatifin kurumlar vergisinden muafiyetine engel teşkil etmemesi dolayısıyla söz konusu tazminat ve faizlerin kurumlar vergisine tabi tutulmaması gerekir. Ancak bu tazminat ve faizlerin tasfiye sonucu beklenmeden ortaklara dağıtılması halinde ise, muafiyet şartlarından “sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması” şartı ihlal edileceğinden dağıtımın yapıldığı yıl itibariyle kurumlar vergisine tabi tutulması gerekmektedir. Diğer taraftan kooperatifçe ortaklara yapılacak söz konusu ödemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun 75.maddesinin 2.bendine göre kar payı kapsamında olduğundan aynı kanunun 94/6-b-i maddesine göre gelir vergisi tevkifatı yapılacaktır.Ayrıca tasfiye sonuçlanana kadar ortaklara herhangi bir dağıtım yapılmamakla birlikte,tasfiye sonuçlandığında oluşan tasfiye karının ortaklara dağıtılması sırasında da gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hususu tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK -20 Nisan 2013

20 Nisan 2013 CUMARTESİ
Resmî Gazete
Sayı : 28624

YÖNETMELİK

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından:

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE

DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

MADDE 1 – 22/8/2009 tarihli ve 27327 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinin 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“(4) Aynı sektör grubunu içeren ihtisas OSB’lerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranır. Ancak, Özel OSB’ler ile OSB’lerdeki parsellerin kamulaştırma, parselasyon ve tahsis durumları ile talep edilen yatırımın/yatırımların alan büyüklüğü gibi hususlar dikkate alınarak, Bakanlıkça yapılan değerlendirme sonucu uygun görülen projelerde ikinci ve üçüncü fıkralardaki oranlar aranmaz. Yer seçiminin sonuçlandırılmasına kadar olan faaliyet, OSB kuruluşuna katılacak kurum ve kuruluşlar tarafından Valilik kanalıyla yürütülür.”

MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür.

Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

22/8/2009

27327

Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin

Tarihi

Sayısı

1-

12/8/2010

27670

2-

9/2/2011

27841

3-

4/8/2011

28015

4-

8/10/2011

28078

5-

8/8/2012

28378

Akaryakıt benzin gideri kooperatif başkanı-Kemal özmen

ÖNCEKİ DÖNEM KOOPERATİF YÖNETİCİSİNİN ZARARA NEDEN OLMASI

Dava, önceki dönemlerde davacı kooperatifin yöneticisi olan davalıların zarara neden oldukları iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde açıkladığı eylemlerle davalıların kooperatifi zarara uğrattıklarını iddia etmiştir. Bu eylemlerden birini de davalı yönetim kurulu başkanının aracına genel kurul kararı olmaksızın kooperatif hesabından akaryakıt almaları olarak açıklamıştır. Yapılan inceleme ve dosya kapsamından davalı yönetim kurulu başkanına akaryakıt ücreti ödenmesi yönünde alınmış bir genel kurul kararı olmadığı halde, ibraz ettiği faturalar karşılığı kendisine ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Ancak, davalı yönetim kurulu başkanın kooperatif işlerini takip etmek amacıyla ulaşım gideri yapması halinde bundan davacının sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Bu halde, ilgili dönemle ilgili olarak kooperatifin ulaşım hizmetlerinin nasıl yapıldığı üzerinde durulup, bu yönde başka bir karar olup olmadığı araştırılıp, yoksa mutat giderin ne kadar olacağı tespit edilip, bu giderden davalı yönetim kurulu başkanın sorumlu olmayacağı, ödenen akaryakıt bedelinden mahsubunun gerekeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (11. HD. 29.3.2010, 3268/3435).

Kooperatif ortaklarının ödemeleri hakkında-Kemal Özmen

YAPILAN ÖDEMELERİN İLK ÖNCE FAİZE VE MASRAFLARA SAYILMASI SURETİYLE YAPILACAK HESAPLAMAYA GÖRE BU İSTEMİN DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ

Davacı vekili, davalının ortağı olan müvekkili hakkında ihraç kararı verildiğini, tüm aidatları ödediğini, bir borcunun olmadığını ileri sürerek, ihraç kararının iptaline, davalı kooperatife borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bir borcun ödenmesinde temerrüde düşülmesi halinde yapılan ödemelerin ilk önce faiz ve masraflara sayılmasını isteme hakkı, alacaklıya aittir. Yapılan ödemelerin ilk önce aidat borcuna sayılacağı yönünde genel kurulunda alınmış bir karar yoktur. Yapılan ödemelerin ilk önce faize ve masraflara sayılması suretiyle yapılacak hesaplamaya göre bu istemin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir (11. HD. 31.3.2008, 2478/4196).

Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın bedelsiz olarak kamulaştırılmasında istisna uygulaması hk.

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:09/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın bedelsiz olarak kamulaştırılmasında istisna uygulaması hk.
Tarih 10/10/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.48.15.01-125[5-2012/3]-162
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

MUĞLA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.48.15.01-125[5-2012/3]-162

10/10/2012

Konu

:

Şirketin aktifinde kayıtlı taşınmazın bedelsiz olarak kamulaştırılmasında istisna uygulaması

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin aktifinde 1978-1989 yıllarından itibaren kayıtlı olan, ……… ilçesine bağlı ……… köyündeki 859, 860, 861 ve 862 parsellerdeki arsalarınızın 3621 sayılı Kıyı Kanununa gereğince, kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlarının maliye hazinesince açılan tapu iptal davası sonucunda bedelsiz olarak mülkiyetinin iptaline karar verildiği, bu karar üzerine şirketinizce açılan tazminat davası sonucunda 1.000.000.-TL maddi tazminatın şirketiniz hesabına yatırıldığı belirtilerek, bu bedelin Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin (e) fıkrası gereğince istisna kapsamında olup olmadığı hususnda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin ikinci fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından oluşacağı, 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bu istisna, satışın yapıldığı dönemde uygulanır ve satış kazancının istisnadan yararlanan kısmı satışın yapıldığı yılı izleyen beşinci yılın sonuna kadar pasifte özel bir fon hesabında tutulur. Ancak satış bedelinin, satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi şarttır. Bu süre içinde tahsil edilmeyen satış bedeline isabet eden istisna nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler ziyaa uğramış sayılır.

1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “5.6.” bölümünde, konu ile ilgili ayrıntılı açıklamalar yapılmış olup “5.6.2.4.1.Taşınmazlar ile iştirak hisselerinin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası ve kamulaştırılması” başlıklı bölümünde ise;

“İstisna uygulanabilmesi için taşınmazlar ile iştirak hisselerinin satılması ve bu işlemden bir kazanç elde edilerek, satan kurumun mali yapısında bir iyileşmenin olması gerekmektedir. Bu nedenle, söz konusu aktif kalemlerin para karşılığı olmaksızın devir ve temliki, trampası gibi işlemler istisna kapsamına girmemektedir.

……………..

Düzenleme uyarınca, satış bedelinin satışın yapıldığı yılı izleyen ikinci takvim yılının sonuna kadar tahsil edilmesi gerektiğinden ve kamulaştırma işlemleri ile ilgili özel bir belirleme yapılmadığından, kamulaştırma işlemlerinde satış bedeline ilişkin uyuşmazlıkların maddede yer alan iki yıllık tahsil süresi içinde sonuçlandırılarak, varsa ek olarak alınan bedelin %75’inin de (geç ödeme dolayısıyla alınan faiz ve benzeri unsurlar hariç) bu süre içinde fon hesabına aktarılması şartıyla, uyuşmazlığın son bulduğu dönemde istisnadan yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır……….”

açıklamalarına yer verilmiştir.

Diğer taraftan, 3621 sayılı Kıyı Kanununun “Tanımlar” başlıklı 4 üncü maddesinde, kıyı kenar çizgisinin deniz, tabii ve suni göl ve akarsularda, kıyı çizgisinden sonraki kara yönünde su hareketlerinin oluşturulduğu kumluk, çakıllık, kayalık, taşlık, sazlık, bataklık ve benzeri alanların doğal sınırını ifade ettiği, “Genel Esaslar”a ilişkin 5 inci maddesinde de kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, kıyıların herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu hükme bağlanmıştır.

İlgide kayıtlı özelge talep formu eklerinin incelenmesinden, aktifinizde kayıtlı bulunan arsaların Kıyı Kanunu gereğince kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımlarının maliye hazinesince açılan tapu iptal davası sonucunda Datça Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/04/2004 tarihli ve 2004/26 sayılı kararıyla bedelsiz olarak mülkiyetinin iptaline karar verildiği ve bu kararın kesinleştiği, şirketiniz tarafından açılan tazminat davası sonucunda da aynı Mahkemenin 25/09/2009 tarih, 2008/73 Esas, 2009/155 Karar No.lu kararı ile 1.000.000 TL tazminata hükmedildiği anlaşılmaktadır.

Buna göre, şirketinizin aktifinde kayıtlı bulunan arsaların Kıyı Kanunu gereğince kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısımları Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğundan ve özel mülkiyete konu edilemeyeceğinden, mahkemece hükmolunan tazminatın kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi gerekmekte olup anılan istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Aktife kayıtlı arsanın ve üzerinde inşa edilen otelin kısmi bölünme kapsamında olup olmadığı.

Başlık Aktife kayıtlı arsanın ve üzerinde inşa edilen otelin kısmi bölünme kapsamında olup olmadığı hk.
Tarih 16/11/2012
Sayı B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2012.29.-453
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR GRUP MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı

:

B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2012.29.-453

16/11/2012

Konu

:

Aktife kayıtlı arsanın ve üzerinde inşa edilen otelin kısmi bölünme kapsamında olup olmadığı.

İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; … Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz belirtilerek şirketinizin Antalya’da halen faaliyetine devam eden bir otelinin ve golf sahasının bulunduğu, Muğla’da ise şirket aktifinde 29.405.369,33 TL ile kayıtlı bulunan arsa üzerinde inşa edilmiş olan ancak mobilya, dekarasyon ve mefruşat işleri devam eden henüz faaliyet geçmeyen natamam başka bir otel işletmesinin bulunduğu; otellerin farklı şehirlerde ve farklı işletme anlayışı ile işletilecek olması, Muğla’da bulunan otelin golf sahasının olmaması, ünvanınızda bulunan Antalya ve Golf ibarelerinin karışıklığa sebebiyet verecek olması ve her bir otelin ayrı ayrı daha verimli çalışacak olması nedeniyle şirketinizin Muğla İli … İlçesi … Beldesi sınırları içerisinde bulunan otelinin arsası ile birlikte 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 ve 20 inci maddesi kapsamında kısmi bölünme sureti ile mevcut ya da yeni kurulacak bir şirkete devredilip devredilemeyeceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinde; “Kısmî bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye’deki iş yeri veya daimî temsilcisinin bilânçosunda yer alan taşınmazlar ile en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden aynî sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmî bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmî bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. Taşınmaz ve iştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen taşınmaz ve iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.

Bu maddeye göre yapılacak bölünmelerde aktifi ve pasifi düzenleyici hesaplar ilgili olduğu aktif veya pasif hesapla birlikte devrolunur.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hükme göre, kısmi bölünme işlemine taşınmazlar, iştirak hisseleri, üretim veya hizmet işletmeleri konu edilebilmektedir. Dolayısıyla …’ta bulunan henüz tamamlanmamış ve hizmete geçmemiş otelinizin üretim veya hizmet işletmesi olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine ayni sermaye olarak Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendi kapsamında devri mümkün bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Geçici kabule tabi inşaat işinde işveren ile davalı olunması durumunda iş bitim tarihi hk. Tarih 19/02/2013

KANUNLAR GEREKÇELER B.K.K. YÖNETMELİKLER TEBLİĞLER İÇ GENELGELER GENEL YAZILAR ÖZELGELER SİRKÜLER

Kanun Son güncelleme:09/04/2013
Madde:

Başlangıç: / / Bitiş: / /

Başlık Geçici kabule tabi inşaat işinde işveren ile davalı olunması durumunda iş bitim tarihi hk.
Tarih 19/02/2013
Sayı 38418978-120[42-12/30]-135
Kapsam

T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Sayı

:

38418978-120[42-12/30]-135

19/02/2013

Konu

:

Geçici kabule tabi inşaat işinde işveren ile davalı olunması durumunda iş bitim tarihi

İlgide kayıtlı özelge talep formunda; şirketiniz ile … Genel Müdürlüğü hizmet binası inşaatı konusunda yıllara sari inşaat ve taahhüt sözleşmesi imzalandığı, söz konusu kamu kurumunun taahhütünüz altında inşaatı tamamlanan binaya geçici kabulü yapılmadan taşınarak kullanmaya başladığı, firmanız tarafından ilgili kamu kurumundan geçici kabulün yapılması için talepte bulunulduğu, geçici kabul komisyonunun eksik ve kusurlu işler tutanağında belirtilen eksikliklerin de verilen süre içerisinde tamamlandığı halde kurumun geçici kabulü yapmaktan kaçındığı, bunun üzerine “geçici kabulün yapılması” istemli dava açıldığı, Ankara 6 ncı Asliye Mahkemesi’nin isteminizi red ettiği ve davanın temyiz aşamasında olduğu belirtilerek söz konusu işe ilişkin kazancın ne zaman beyan edileceği hususunda Başkanlığımızdan görüş talep edilmektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 42 nci maddesinde, “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat (dekopaj işleri de inşaat işi sayılır) ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak, mezkur yıl beyannamesinde gösterilir.” hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun “İnşaat ve onarma işlerinde işin bitimi” başlıklı 44 üncü maddesinde, inşaat ve onarma işlerinde geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihin; diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarihin bitim tarihi olarak kabul edileceği belirtilmiştir.

Buna göre, geçici ve kati kabul usulüne tabi işlerde geçici kabul tutanağının idarece onaylandığı tarihin, geçici ve kati kabul usulüne tabi olmayan işlerde ise işin fiilen tamamlandığı veya bırakıldığı tarihin işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi, bu işle ilgili kâr veya zararın bitim tarihi itibariyle tespit edilmesi ve tamamının işin bittiği yılın geliri olarak beyan edilmesi gerekmektedir.

Özelge talep formunuz ve eklerinin tetkikinden, şirketiniz taahhütü altında inşa edilen ve ilgili kamu kurumunun 31/03/2006 tarihinden itibaren kullanmaya başladığı ancak kusur ve eksiklikler nedeniyle geçici kabulünü yapmadığı işin geçici kabulünün yapılması istemiyle açtığınız davanın aleyhinize sonuçlandığı ve temyiz sürecinin özelge talep tarihiniz itibarıyla devam ettiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla özelge talebine konu inşaat işinin geçici ve kesin kabul usulüne tabi yıllara sari inşaat ve onarma işi olması nedeniyle iş bitim tarihi olarak bu işe ilişkin düzenlenecek geçici kabul tutanağının idarece onaylanacağı tarihin esas alınması ve bu işten elde edilecek kazancın da geçici kabul tutanağının idarece onaylanacağı tarihin içinde bulunduğu yılının geliri sayılarak, bu dönem için verilecek kurumlar vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.