Kooperatiflerde denetim sorunu

Türkiye’de genel olarak kooperatif denetim kurulu üyeleri tarafından gerçekleştirilen iç denetim uygulaması, genel kurul toplantılarında çoğunlukla yönetim kurulu tarafından hazırlanan denetim kurulu raporlarının okunması işlemi ile sınırlı kalmaktadır. Denetim kurulu üyeleri, genellikle uzman olmayan kişilerden oluşmakta ve kanun ve anasözleşmeden kaynaklanan görev ve sorumluluklarını da yeterince bilememekte veya yerine getirmemektedir. Yine, ortakların denetimi de yılda bir yapılan genel kurul toplantılarında yöneticilerin ibrasında oy kullanma faaliyeti olarak gerçekleşmekte; yıl içerisinde kooperatifin iş ve işlemleri konusunda yöneticilerden bilgi alma ve denetçilerden bilgi isteme gibi en doğal ortaklık hakları dahi kullanılmamaktadır. Diğer taraftan, kooperatiflerde üst örgütlenmenin istenilen seviyeye ulaşmaması ve mevcut üst örgütlerin de yeterince güçlü olmaması nedeniyle, bu örgütlerde denetim kadroları istihdam edilememektedir. Bu anlamda, yol gösterici, eğitici, hataları en aza indiren bir üst kuruluş denetimi de gerçekleştirilememektedir. Ayrıca, kooperatifçilik alanında periyodik dış denetim sağlayan bağımsız bir denetim sisteminin bulunmaması, muhasebe işlemleri ve diğer işlerin standartlara uygun olarak yürütülmesinde, kooperatifin ve yöneticilerinin iş performanslarının incelenmesi gibi konularda eksikliğe yol açmaktadır.

Kooperatiflerde denetim ve imaj sorunu

Özet olarak, Türkiye’de mevcut tüm denetim sistemlerinin kooperatiflerde yeterli ve etkin bir denetimi sağlayamadığı, bu nedenle denetim sisteminin bir bütün halinde yeniden değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda; iç denetim sisteminin daha etkin kılınması ile muhasebe, hukuki ve idari işlemler, iş planları ve işletme performansı gibi konularda periyodik olarak kooperatif yönetimlerine önerilerde bulunacak ve ortaklara sağlıklı bilgi sağlayacak bir dış denetim sistemine azami ölçüde ihtiyaç bulunduğu sonucuna varılmaktadır.

Kooperatiflerin rekabet güçlerini azaltan vergisel faktörlere eleştirilsel bakış-Kemal özmen

Bu durum, son yıllarda kooperatiflere yönelik vergi politikasının olumsuz olarak değişmesi sürecinde de yaşanmıştır. Türkiye’de uzun yıllar kooperatiflerin –dünya örneklerinden hareketle- vergi avantajı ile teşvik edilmesi yolu seçilmiş, bu kapsamda kooperatiflere, kurumlar vergisi muafiyeti ve katma değer vergisi istisnaları ile küçük ölçekteki diğer muafiyet ve istisnalar tanınmıştır. Ancak, son yıllarda bazı kooperatifler (tüketim, motorlu taşıyıcılar ve belli şartlar dahilinde konut yapı kooperatifleri) kurumlar vergisi kapsamına alınmıştır. Yine, katma değer vergisi ile ilgili istisnaların kaldırılmasına yönelik düzenlemeler de son zamanlarda hayata geçirilmiştir. Fakat bu düzenlemelerin gerekliliği veya sağlayacağı katkılar, kooperatiflerin kendine özgü yapıları dikkate alınarak etraflıca tartışılamamıştır.

TÜRKİYE KOOPERATİFÇİLİK STRATEJİSİ VE EYLEM PLANI 2012–2016

Dünyada son otuz yıl içerisinde, ekonomik ve sosyal yaşam ile kamu yönetimi anlayışındaki değişimlerin sonucu olarak, devletlerin; ekonomik ve sosyal alanda rollerini azaltmaya, idari, politik ve ekonomik yapıları serbestleştirmeye ve yerelleştirmeye, planlı ekonomiden piyasa ekonomisine geçmeye ve farklı ekonomik sektörlerin gelişimini dengelemeye doğru yöneldikleri bir süreç yaşanmıştır.
Söz konusu gelişmeler karşısında, kamusal otoritenin boşalttığı alanlarda etkin bir rol üstlenerek, toplumun karşılanamayan ekonomik ve sosyal gereksinimlerini en iyi biçimde giderebilecek oluşumlara olan ihtiyaç sürekli artmıştır. Gelişmiş birçok ülkede, kooperatifler gibi kendi kendine yardım eden ve kendi sorumluluklarını yüklenen ekonomik dayanışma örgütleri, ortaya çıkan bu boşluğu büyük ölçüde doldurmuştur.
Bu açıdan, son dönemlerde uluslararası kuruluşlar ve bölgesel entegrasyonlar tarafından “devletlerin kooperatiflere olan yaklaşımları” konusunda yapılan çalışmalar da hız ve önem kazanmıştır.
Birleşmiş Milletler (BM), kooperatiflerin özellikle yoksullukla mücadeledeki ve sürdürülebilir bir sosyal ve ekonomik kalkınmadaki rollerine dikkat çekmekte ve esas olarak devletlerden kooperatifçilik için elverişli bir ortam ve alt yapı hazırlanmasını talep etmektedir. Bu kapsamda BM Genel Kurul’unun 64. dönem çalışmaları çerçevesinde alınan 18 Aralık 2009 tarih ve 64/136 sayılı Kararı ile 2012 yılı “Uluslararası Kooperatifler Yılı (UKY)” olarak ilan edilmiştir. 2012 UKY sloganı “Kooperatif işletmeler daha iyi bir dünya kurar.” olarak belirlenmiştir.
BM’nin 2012 yılını “Uluslararası Kooperatifler Yılı” ilan etmesinin amacı, kooperatifler hakkında farkındalık oluşturmak, kooperatiflerin kurulması ve güçlendirilmesini desteklemek ve hükümetleri bu yönde teşvik etmektir. BM’nin bu kararı; kooperatif işletme modelinin ekonomik ve sosyal kalkınmada oynadığı temel rolün tanınması, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaşayan insanların ekonomik ve sosyal kalkınmalarında kooperatiflere tam katılım sağlamalarının desteklenmesi ve özellikle kooperatiflerin yoksullukla mücadelede aktif rol alması anlamına gelmektedir.
Kooperatifçilik için önem arz eden bir diğer kuruluş, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ise 2002 yılında kooperatifçiliğe ilişkin hedefler, politika çerçevesi, bu kapsamda devletlerin rolü ve teşvik için almaları gereken önlemleri ayrıntılı bir şekilde ele alan “Kooperatiflerin Teşvik Edilmesi” başlıklı 193 sayılı Tavsiye Kararını kabul etmiştir. Avrupa Birliği (AB) bünyesinde ise, kooperatiflerin; sosyal ve ekonomik önemine, geliştirilmesine ve desteklenmesine, rekabet yeteneklerinin arttırılmasına yönelik çalışmalar ve düzenlemeler yapılmıştır.
Tüm bu gelişmeler, ülkemizi de yakından etkilemekte ve ilgilendirmektedir. Bu nedenle, değişen Türkiye ve dünya koşulları gözetilerek, ülkemiz kooperatifçiliğinin ideal yönde geliştirilmesi hedefi çerçevesinde, kamunun ve diğer aktörlerin rolünün iyi bir şekilde tanımlanması ve alınabilecek tedbirlerin tespiti bakımından “yeni bir planlama sürecine” ihtiyaç duyulmuştur.
Bu kapsamda, kooperatifçilik alanına yönelik “Kooperatifçilik Stratejisi” oluşturulması çalışması başlatılmıştır.

Kooperatife ait arsanın Fuzuli işgali

Bir Arazi üzerine yapılan inşaat, Arazinin Bütünleyici parçası olur.Yani arazi üzerine yapılmış bina, arazinin ayrılmaz parçasıdır,kural olarak, arazinin maliki ile o arazi üzerine yapılmış binanın maliki ayrı kişiler olamaz. Yani arazinin maliki kimse, binanın sahibi de odur.Bilerek ya da bilmeyerek,başkasının arazinin üzerine bina yapılması durumunda, bir haksız inşaatın varlığı söz konusudur.MK 706. Madde gereğince taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille mümkün olup taşınmaz mülkiyeti devirni amaçlayan sözleşmeleri geçerli olabilmesi için resmi şekilde düzenlenmeleri ve tescil edilmiş olmaları hukuki zorunluluktur. Kaldı ki olayımızda taraflar arasında taşınmaz mülkiyetini devre yönelik resmi veya resmi olmayan (protokol şeklinde)bir ilişki mevcut değildir. Davalı başkasına ait bir arazi üzerine haksız tecavüzde bulunarak “geçici olacağı” ve “en kısa sürede kaldırılacağı” şeklinde beyanlarda bulunarak bir bina inşa etmiş ve süreç içerisinde binayı kaldırmayarak işgalini devam ettirmiş ve iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

Kooperatif genel kurul toplanti tutanağı örneği-Kemal OZMEN

KOOPERATİF GENEL KURUL TOPLANTI TUTANAĞI ÖRNEĞİ

TOPLANTI TUTANAĞI

S.S……………………. Kooperatifinin ………… hesap yılı olağan / olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmak üzere …………….. günü saat ………’da ………………………………………….adresinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Temsilcisi/Temsilcileri …………………………… gözetiminde toplanıldı.
Genel kurul toplantısına başlamadan önce yapılan incelemede;
a)Genel kurul toplantısına ait davet ilanının; …………….Gazetesinin…………….günlü nüshasında, toplantı yer ve saati ile gündemi de gösterilerek yapıldığı, gündemi içeren davet mektuplarının ………. ortağa……………….günü ……………..PTT şubesinden taahhütlü olarak gönderildiği, ………….ortağa ise ……………….günü imza karşılığı tebliğ edildiği;
b)Yönetim Kurulunca, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 26.maddesindeki niteliklere ve Ortak Kayıt Defterindeki kayıtlara uygunluğu beyan edilip onaylanarak hazırlanan ve ortakların incelemesine sunulan Ortaklar Listesinde kayıtlı ( ….. ) ortaktan ( ……. ) ortağın asaleten ve ( ………. ) ortağın vekaleten katılımı ile, toplam ( ………) ortağın toplantıda hazır bulunduğu, böylece toplantı için gerekli çoğunluğun mevcut olduğu / olmadığı, çağrıya ve ilana karşı herhangi bir itirazın bulunmadığı, (varsa itiraz eden ortakların ad ve soyadları ile itiraz nedenleri yazılır.)
anlaşılmıştır.

GÜMDEM MADDELERİ

Madde:1 – Genel kurul toplantısı saat ………..’de …………………’nin konuşması ile açıldı. Bu konuşmanın tamamlanması üzerine, verilen tekliflerin oylanması sonucu Divan Başkanlığına …………………….. Üyeliklere …………………….. ve …………………………………oy toplayıcı olarak da …………………. ile …………………..oybirliği ile / …………… oyla oy çokluğu ile seçildiler. Divan yerini aldıktan sonra saygı duruşu yapıldı.

(VARSA) Kooperatifler Kanunu7n 46 ncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince ……………..ortağın imzasını taşıyan bir teklifle …………………………….hususlarının gündeme ilavesi isteniliyordu. Teklif divan başkanı tarafından genel kurula okundu, …………. kabul, ………. red, …………….çekimser oyla gündeme ilavesi ve gündemin …………….sırasında görüşülmesi kabul/red edildi.
………………………………….
………………………………….
………………………………….
………………………………….
………………………………….
Bu genel kurul tutanağı tarafımızdan toplantı yerinde düzenlendi, okunarak imzalandı. (Şehir, Tarih ve saat yazılır).

Bakanlık Temsilcisi​Divan Başkanı​Üye ​Üye
(Ad, Soyad, İmza)​(Ad, Soyad, İmza)​(Ad, Soyad, İmza)​(Ad, Soyad, İmza)

Kdv yönünden binek araç ,ticari araç ayrımı-Kemal özmen

“1+1, 1+3, 1+4 veya 1+7 koltuklu, şoför ve öndeki yolcunun arkasındaki kısımda emniyet kemerleri veya emniyet kemeri montajı için tertibat, koltuk ve emniyet ekipmanı montajı için sabit tertibat, aracın iç kısmının her tarafında, araçların yolcu bölümlerinde yer alan konfor özellikleri ve iç döşemeleri (örn. yer kaplamaları, havalandırma, iç aydınlatma, küllükler), iki yan panel boyunca arka camları bulunan (en arkada yük bölümünün sağ ve sol taraflarında cam bulunsun bulunmasın); şoför ve öndeki yolcuların bölümü ile insan veya eşya taşınması için kullanılan arka bölüm arasında sabit bir panel veya bariyer bulunmayan kapalı kasa motorlu taşıtlar 87.03 pozisyonunda yer almakta olup, binek otomobiller bu kapsamda değerlendirilmektedir.”

Miras nasıl red edilir ?-Kemal özmen

Terekenin borca batık olduğunun tespiti davalarında dava alacaklılara karşı açılır. Mahkemenin görevi de borç miktarına göre belirlenir. (23.12.1942 gün 24/29 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) O halde mahkemece yapılacak iş; husumeti tereke alacaklılarına yöneltmek, gösterdikleri takdirde delillerini toplamak, davanın değerini ve mahkemenin görevli olup olmadığını belirlemek, ulaşılacak sonuç uyarınca karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususlar gözetilmeden davanın mirasın gerçek reddi olarak nitelendirilerek (TMK. md. 606) süre yönünden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.