Kooperatif üyeliğinden çıkan kişi, ödediği aidatların iadesini istediğinde; genel kurulda alınan ‘3 yıllık erteleme’ kararı ileri sürülerek açılan icra takibine itiraz edilmiştir. Ancak bu itirazın haklı olabilmesi için, alınan karar, üyenin istifasından sonra alınmış bir karar olmalıdır.

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, Esas: 2008/2925, Karar: 2008/5625 İçtihat

Üyemizin Özeti
Kooperatif üyeliğinden çıkan kişi, ödediği aidatların iadesini istediğinde; genel kurulda alınan ‘3 yıllık erteleme’ kararı ileri sürülerek açılan icra takibine itiraz edilmiştir. Ancak bu itirazın haklı olabilmesi için, alınan karar, üyenin istifasından sonra alınmış bir karar olmalıdır.
(Karar Tarihi : 23.09.2008)
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden istifa ettiğini ileri sürerek, yaptığı ödemelerin karşılığı toplam 34.275 YTL’nin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının alacağının muaccel olmadığını ve genel kurulda erteleme kararı alındığını savunmuştur. Mahkemece, davalı kooperatif genel kurulunda erteleme alındığı, buna göre davanın erken açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Dava, istifa eden üyenin ödemiş olduğu aidat bedellerinin iadesi için yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece genel kurulda alınan üç yıllık erteleme kararı nedeniyle alacak muaccel olmadan dava açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak bu erteleme kararı, istifa tarihine göre, davacı için geçerli olmadığı gibi, esasen bu karar usulüne uygun bir erteleme kararı değildir. Zira davacının istifası 10.04.2004 tarihinde kabul edilmiştir. Erteleme kararı ise, istifadan önce 2002 ve 14.02.2004 tarihli genel kurullarda alınmıştır. Bu durumda, davacının istifasını izleyen yılın genel kurulunda alınmış bir erteleme kararı bulunmadığından, hükme esas alınan erteleme kararları davacıyı bağlamayacaktır. Öte yandan, genel kurulda “ihraç ve istifa eden ortakların aidatlarının üç yılı aşmamak kaydıyla, aylık toplam 3.000.000.000 TL’nin paylaştırılarak ödenmesine” şeklinde kararlar alınmış olup, bu kararlar 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. maddesinde belirtilen “Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, ana sözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir.” hükmüne uygun bir karar değildir. Kararda erteleme gerekçeleri belirtilmediği gibi, 3 yıl erteleme değil, üç yıl içinde belli bir plan çerçevesinde ödeme kararı alınmıştır. Bu nedenle bu karar, davacının alacağının muaccel olmasını engellemeyecektir.

KARAR : O halde, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 17. ve ana sözleşmenin 15. maddeleri uyarınca, davacının istifasını izleyen ve istifa edilen yılın bilançosunun kabul edildiği genel kurulu takip eden ayın sonunda temerrüdün oluştuğunun kabulüyle, davacının iade edilecek ödemelerinin belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından, temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden tarafa iadesine, 23.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İlgili Mevzuat Hükmü : Kooperatifler Kanunu MADDE 17 :Kooperatiften çıkan veya çıkarılan ortakların kendilerinin yahut mirasçılarının kooperatif varlığı üzerinde hakları olup olmadığı ve bu hakların nelerden ibaret bulunduğu anasözleşmede gösterilir. Bu haklar, yedek akçeler hariç olmak üzere, ortağın ayrıldığı yıl bilançosuna göre hesaplanır.

Kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikteki iade ve ödemeler, anasözleşmede daha kısa bir süre tespit edilmiş olsa bile genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Bu durumda kooperatifin muhik bir tazminat isteme hakkı saklıdır. Çıkan veya çıkarılan ortaklar ile mirasçılarının alacak ve hakları bunları istiyebilecekleri günden başlıyarak beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Çıkan veya çıkarılan ortağın sermaye veya mevduatından kısmen veya tamamen yoksun kalacağı hakkındaki şartlar hükümsüzdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir